• 2 hafta önce
Döküm
00:00Merhabalar sevgili Beyaz TV izleyenleri ve bütün sevenlerimize buradan kucak dolusu sevgiler olsun.
00:06Efendim bugün birbirinden uzman konuklarım bizlerle olacak.
00:09Elif Melek ile baştan başa da şimdi dolu dolu bir gün geçireceğiz.
00:12Hazırlıklı olun ve ilk konuğuma hoş geldin demek istiyorum.
00:16Hocam, uzman doktor Mirac Sezgin Şenol diş hekimiyiz.
00:20Ankara'dan geliyoruz.
00:21Evet.
00:21Hoş geldiniz.
00:22Hoş bulduk, çok teşekkürler.
00:23Nasılsınız?
00:24Gayet keyifliyim, gayet iyiyim, çok teşekkür ederim.
00:27Sizler nasılsınız?
00:27Harika görünüyorsunuz, ben de çok iyiyim.
00:29Zira Ankara son bir haftadır o kadar kapalı ve sizlik İstanbul'a gelince içimizin enerjisi artıyor.
00:35Gerçekten öyle oluyor.
00:36Yani burada havanın o yumuşaklığını, denizin kokusunu hissediyorsunuz ya o çok keyifli bir şey.
00:40Kesinlikle tavsiye ediyoruz herkese.
00:43Hocam şimdi implant tedavisinden bahsedelim istiyorum.
00:46İmplant tedavisinin diğer diş proteizlerinden farkı neler?
00:49Öncelikle implant tedavisinde biz vücudumuzda kaybettiğimiz bir organı yerine koymayı amaçlıyoruz.
00:56Aslında bu çok kıymetli bir şey.
00:58Çünkü pek çok tedavide kaybettiğimiz bir organı yerine koymamız çok kolay bir şey değil.
01:03Burada yapay diş kökleri olarak düşünelim lütfen bu implantları ve böylelikle implantları yerleştirerek yeni bir diş oluşturuyoruz.
01:10Ve daha konforlu, daha güzel bir şekilde bu çizgi, çiğneme fonksiyonlarımızı yerine getirmeyi amaçlıyoruz.
01:17Evet, aynı zamanda burada implant yerleştirme süreci bazı hastalarda tabii farklılık gösterebiliyor ama ortalama ne kadar bir tedavi sürecimiz olur?
01:26Bu tabii dediğiniz gibi her hastadan hastaya değişiyor.
01:28Yani siz de biliyorsunuz işin içerisindesiniz hastalık yoktur, hasta vardır deriz ya her zaman.
01:34Kişiden kişiye değişir ama burada önemli olan şey bizim için şu.
01:38Hastamızın eğer kemik yapısı uygunsa, yaşı uygunsa, genel sistemik bulguları uygunsa implant tedavisini bir günde bile bitirebiliyoruz aslında bakarsınız.
01:47O kadar basit olabiliyor.
01:48Evet ama bazı durumlarda üç aylık, altı aylık periyotlarla beklememiz de gerekebiliyor.
01:54Peki böyle çenede hiç diş yoksa, tam dişsiz bir çenede implant nasıl yapılıyor?
01:59Şöyle böyle durumlarda çenenin öncelikle kemik kalitelerine bakıyoruz.
02:03Sinüslerin durumlarına bakıyoruz, farklı sert ve yumuşak dokuların durumlarına bakıyoruz.
02:08Buna göre dört, altı implant seçeneğiyle üst çeneye, alt çeneye yerleştirdiğimiz dört implantla veyahut da altı implantla onların üzerine yaptığımız sabit protezlerle süreci tamamlayabiliyoruz.
02:20Evet aslında hiçbir şey çaresiz veya çözümsüz değil.
02:23Değil elbette değil.
02:24Aynı zamanda son yıllarda da çok fazla merak edilen ve moda olan gülüş tasarımı var.
02:29Gülüş tasarımı yapılırken ne tür estetik kurallar dikkate alınıyor?
02:33Ben bu soruya çok keyifle cevap vereceğim aslında.
02:37Neden?
02:38Çünkü bir kadına ya da bir erkeğe baktığınızda aslında onu bir bütün olarak değerlendirmek çok önemli bir şey.
02:44Nasıl gülüyor, nasıl bakıyor, yüzü uzun mu, kısa mı, yuvarlak mı, oval mi?
02:51Bunların hepsi aslında bizim tasarımımızı değiştiren şeyler.
02:54Yani sizin dişiniz, sizin yüz yapınıza, göz yapınıza, genel altın oranlarınıza en uygun şekilde seçilen bir diş formu olmalı.
03:03O yüzden biz size baktığımız zaman fotoğraflarınızı çekerek teker teker değerlendirip bunlar neler yapabileceğimizi konuşup buna göre bir tasarım oluşturuyoruz öncesinde.
03:11Sonra bu tasarımları bazen dijital ortamda hastalara sunmak mümkün olabiliyor.
03:15Bazen mockup, whatsapp dediğimiz uygulamalarla hastalara sunmak mümkün olabiliyor.
03:20Orada bir öngörünüz oluyor, bir fikriniz oluyor bununla ilgili.
03:23Tasarımı beraber istediğimiz boyutlarda değerlendirip yapıyoruz, değerlendiriyoruz.
03:28Resmen bir sanat eseri.
03:29Evet, bizim işimiz sanat aslında.
03:31Ben mimarlıkta çok yakın buluyorum sizin mesleğinizi.
03:34Çok keyifli.
03:35Hocam peki gülüş tasarımı, evet kişiden kişiye değişir dedik ama süreç nasıl ilerliyor, kimlere uygun, kimler gülüş tasarımı yaptırmalı?
03:44Aslında yetişkin bir birey diyelim hani ergenlik çağını geçmiş olan her bireyde bu uygulanabilir bir hale geliyor.
03:51Ama burada tabii ki dişlerimizin üzerinde bazen çok genetik kalıtımsal lekeler olabiliyor.
03:56Bazen çok fazla çocuklara bağlı girintili çıkıntılı dolgular, hoş olmayan görüntüler olabiliyor.
04:02Bazen diş etlerimiz güldüğümüzde aşırı görünebiliyor veya ortodontik tedaviyle düzeltmeyi tercih etmediğimiz,
04:09daha kısa sürede çözünme ulaştırmak istediğimiz durumlarla karşılaşabiliyoruz hastalarda.
04:15Dolayısıyla böyle durumlarda hastaya özel olarak bir gülüş tasarımı gerçekleştirilebiliyor.
04:20Ve bundan sonra da doğal bir görünüm aslında elde etmek gerektiğine dair.
04:23Evet tabii ki. Hedefimiz her şeyden önce çok doğal bir gülümseme.
04:26Kesinlikle öyle. Peki başka kaplama türleri de var. Mesela lamina, zirkonyum kaplamalar, işte sedefli, incili galiba kaplamalar.
04:34Bunlar nasıl seçiliyor, tedavi süreçleri nasıl oluyor?
04:37Aslında dişlere önceden bir işlem yapılıp yapılmaması, ilk defa müdahale edilip edilmemesi veya hastanın diş sıkıp sıkmaması bile bizim tedavide bu kaplamanın türünü seçmemizi belirliyor.
04:50Biz zaten artık yeni nesil tedavilerde hep estetik işlemleri önemsiyoruz.
04:54Yani zirkonyum ya da lamina kaplamalar, Empress Crown'ları tercih ediyoruz.
04:58Bunlar estetiği, ışık geçirgenliği, ışık yansımaları daha güzel, daha doğal olan ürünler.
05:06Hastanın da birebir kendi doğal gülümsemesini taklit edebilecek kadar zarif olmasını istiyoruz aslında yaptığımız şeyin.
05:14Kesinlikle öyle. Peki bu tasarımlara, daha doğrusu kaplamaları diyelim, tasarımlarda kullanılan kaplamaları birbirinden ayırt etmemizin farkı nedir? Yani birbirinde ne gibi farkları var?
05:24Aslında bunlar birazcık hani diş hekimliğiyle ilgili teknik farklar da devreye giriyor burada.
05:28Örneğin zirkonyumlar daha sertleştirilmiş, daha kuvvetli materyallerdir.
05:33Laminalar daha böyle takma tırnaklar gibi incecik materyallerdir. Biz hastanın ihtiyacına göre bunu yaparız.
05:39Örneğin daha önceden tamamıyla küçültülmüş, kesilmiş bir dişi varsa hastanın, bunu lamina yapmamız çok mümkün olmayabiliyor.
05:45Lamineyi biz daha işlem görmemiş veya daha önceden lamina yapılıp yenilenmiş dişlere yapabiliyoruz.
05:50Diğerlerinde zirkonyum gibi tamamen kesilmiş fulkronları tercih edebiliyoruz. Böyle bir takım küçük teknik farklar var.
05:57Evet hocam, peki lamina zirkonyum tedavisi sırasında dişlere ne kadar müdahale ediliyor?
06:02Bazen hani komplemi değişiklik yapmak gerekiyor, sadece o defektin olduğu noktalara mı? Nasıl bir yol var?
06:08Bu konuda eğer tercihimiz genelde laminalar oluyor. Sadece estetik amaçlı bunu yapıyorsak,
06:14mümkün olduğunca minimal kesim yaparak, dişleri mümkünse hiç dokunmayarak ve estetik şeyi sağlamaya çalışıyoruz,
06:24zirkonyumlarda birazcık daha dişleri küçülterek bir kor yapabilecek bir mesafeye ihtiyaç duyuyoruz.
06:31O yüzden bizim için her zaman önemli olan şu, önce koru. Yani nasıl koruyacağız?
06:37Minimum keserek koruyacağız, minimum küçülterek koruyacağız, çok zarar vermeyerek koruyacağız.
06:42O yüzden prensibimiz her zaman bu yönde oluyor.
06:44Evet, var olanı korumak hatta güçlendirmek ve güzelleştirmek yönünde.
06:48Diğer bir konu da çocuklar. Çocuk deyince aklımıza hemen diş çürükleri, gece diş perileri vs. geliyor.
06:54İlk diş kontrolü çocuklarda ne zaman yapılmalı?
06:57Ben mümkün olduğunca ailelerle daha diş çıkmadan önce tanışmayı bile tercih eden bir hekimim, öyle söyleyeyim.
07:03Neden bunu tercih ediyorum? Aslında beslenmeyle ilgili de sizin alanınız, çok iyi bilirsiniz.
07:08Beslenmenin ne kadar, vücudumuzun hangi organına nasıl etki ettiğini çok iyi biliyoruz.
07:12İşte şekerle geç tanışması, ağız temizliğinin zamanında iyi şekilde başlanması,
07:17bunların hepsi aslında ileride oluşabilecek olası diş çürüklerinin önüne geçmek için çok önemli.
07:22O yüzden ben 6 aylık bir bebeğin ailesiyle hem yumuşak dokularını gözlemlemek için,
07:28hem aileyi bilgilendirmek için en başta tanışmayı tercih ederim.
07:31Ama diyelim ki tanışamadık, 1 yaşa lütfen geçirmeyelim.
07:34Evet, ilk diş kontrolü 1 yaşa kadar muhakkak yapılmalı. Peki sonrasında?
07:40Sonrasında da 6 aylık periyotlarla muhakkak görmek isteriz.
07:43Dediğim gibi anne sütüyle beslenme, gece emzirme ya da hastanın farklı beslenme alışkanlıkları,
07:50bunların hepsi çünkü durumu değiştirecektir.
07:53Üstelik dişlenme dönemleri de önemli bizim için.
07:56İşte hangi dönemde hangi dişi çıkartacak, kalıcı dişleri ne zaman çıkacak,
08:00bunların hepsi hakkında bilgi sahibi olmak için 6 ayda bir görelim isteriz.
08:04Evet, bu da oldukça önemli çünkü sonraki dönemde sağlıklı dişlerin oluşabilmesi,
08:08mesela diş fırçalama veya ağız bakım hijyeninin alışkanlıklarının oturabilmesi için önemli şeyler.
08:14Peki süt dişleri tedavi edilmeli mi yoksa kendiliğinden düşsün, onu mu bekleyelim, bir hekime gösterelim mi, ne yapalım?
08:21Kesinlikle süt dişlerinin tedavi edilmesini istiyoruz.
08:24Çünkü süt dişleri kendilerinden sonra gelen daimi dişler için çok önemli birer rehber.
08:29Süt dişlerinin varlığı ile birlikte hem çiğneme fonksiyonlarınız, çene kaslarınız,
08:34yüz gelişiminiz, her şeyiniz aslında şekillenmiş oluyor.
08:38Sağlıksız bir süt dişinde çocuk rahat yemiyor, ağrıları artıyor, beslenemiyor.
08:43Bu genel vücut sisteminden tutun da bütün çiğneme kaslarının sistemine kadar her şeyi etkilemiş oluyor.
08:49Dolayısıyla biz süt dişlerini sadece geçici bir süre ağızda kalacak olarak değil,
08:55bütün vücudu komple etkileyecek değerli organlar olarak görüyoruz.
08:58Onun için mutlaka tedavi edilmeleri gerekir.
09:00Tabii ki bununla birlikte bazı tedavilerde sedasyon uygulanıyor veya anestezi.
09:05Ne gibi durumlarda buna ihtiyaç duyarız?
09:08Mesela çok korkan hastalarda mı yoksa çocuklarda mı? Nasıl yapıyoruz?
09:13Söyle, çok küçük yaştaki çocuk hastalarda, çok endişeli, korkan, kaygı düzeyi çok yüksek olan hastalarda,
09:20çocuk ya da yetişkin aslında bakarsanız sedasyon ya da genel anesteziyle bizim işlem yapmamız mümkün.
09:25Neden bunu tercih ediyoruz?
09:27Bazı durumlarda çok daha nitelikli tedavi yapmamız gerekiyor.
09:30Bazı durumlarda o çocuğun o kaygasını bir türlü atamıyoruz.
09:33Böyle durumlarda bizim için çok açıkçası yardımcı bir faktör oluyor bu uyguladığımız anestezi sistemleri.
09:40Ama tabii burada çok önemli olan bir şey var.
09:42Anestezi muhakkak Sağlık Bakanlığı'nın uygun gördüğü koşullar altında donanımlı şekilde yapılması
09:49ve anestezi uzmanı ile birlikte yapılması gereken bir şey.
09:52Yani bu önemli bir kriterdir.
09:54Kesinlikle öyle. Peki bu ikisi arasındaki fark ne?
09:56Mesela sedasyon daha hafif uyku durumu mu? Genel anestezi?
09:59Evet. Genel anestezi de biz hastayı tamamen ağrı blokajında sağlayacak şekilde uyuturuz.
10:05Daha derin işlemler yapacaksak, daha invaziv işlemler, daha zor ya da daha uzun süreli işlemler yapacaksak
10:11genelde genel anesteziyi tercih etmek zorunda kalabiliyoruz.
10:14Sedasyon iki tipe ayrılabilir. Derin ya da yüzeyel olarak.
10:18Yüzeyel sedasyon da hastanın biraz anksiyetesini alırız, rahatlatırız, gevşetiriz.
10:22Ama derin sedasyon da yine hastayı hafif bir uyku durumuna getiririz.
10:26Ama yine de komutlarımızı algılayamayıp ağrı blokajını daha az yaptığımız bir sistemdir.
10:32Tamamıyla hastanın ihtiyacına göre ve yapılacak işe göre bunu belirliyoruz.
10:36Evet. Herkese olmayabilir.
10:37Elbette tabii.
10:38Her hekimden rica etmeyelim değil mi? Hekimin takdirinde kalmış bir durum sonuçta.
10:42Yani tabii ki. Burada neredeyse bütün hastalara elbette uygulanabiliyor.
10:46Yani günümüzde şartlar buna çok elverişli.
10:49Ama yine de sizin durumunuz, hekiminizin bunu size uygun bulup bulmaması çok önemli bir şey.
10:55Aynen öyle sevgili hocam. Çok güzel ilerliyoruz. Bir de şeffaf plaklara gelelim.
10:59Şeffaf plaklar diş teli tedavisine göre hangi avantajları sağlar?
11:06Bazı çünkü düzeltmeler diş teliyle değil de basit bir plakla yapılabiliyor sanırım.
11:11Elbette. Elbette.
11:13Biz aslında günümüzde şeffaf plakları neredeyse diş telinin yaptığı tüm tedavilerin muadili olarak kullanabiliyoruz.
11:20Şeffaf plaklar da, diş telleri de bizim sevdiğimiz, severek uyguladığımız hastaya çok güzel sonuçlar veren uygulamalar ama
11:26ben şeffaf plakları aslında şundan dolayı seviyorum.
11:29Çıkartacağınız zaman dişlerinizi temizleyebilmeniz, ara yüzleri rahat rahat fırçalayabilmeniz.
11:34Bir sunum yapacaksınız, örneğin programa çıkıyorsunuz.
11:37Şeffaf plak kullanırken, bu programı sunarken bir saatliğine onu çıkarmış olmanız bile
11:41sizin daha rahat bir şekilde onu yapmanızı sağlayabilir.
11:44Teldeki bu konforsuzluk böylelikle giderilmiş oluyor aslına bakarsanız.
11:48Kesinlikle öyle. Peki kullanım sırasında şeffaf plaklarda nelere dikkat edelim hocam?
11:53Şu çok önemli, düzenli kullanmak.
11:56Biz çünkü diş tellerini çıkartamadığınız için hastaya bağımlı bir faktör değildir.
12:00Mutlaka sonuca gideriz.
12:01Ama şeffaf plaklar hastanın düzenli, günde en az 20 saat civarında kullanmasını gerektiren bir durumdur.
12:07Dolayısıyla hastamız bize ne kadar uyumlu olursa, ne kadar güzel bu süreci ilerletirsek birlikte, o kadar verim alıyoruz tedaviden.
12:15Aynı zamanda bu tedavi süreci şeffaf plaklarla ne kadar planlanır?
12:193-5 ayda bir tane tedaviler de oluyor.
12:22Bir seneye yakın süren tedaviler de oluyor.
12:25Bu da çapraşıklığın durumuna göre değişiyor.
12:27Minimal çapraşıklıklarda birkaç hafta içerisinde bile sonuç aldığımız oluyor.
12:32Evet hocam, yavaş yavaş süremizin sonuna gelirken buradan izleyenlerimize vermek istediğiniz en önemli mesaj nedir?
12:39Lütfen ağız bakımlarına ihmal etmesinler.
12:42Özellikle bunu söylemek isterim.
12:44Çünkü ağız sağlığı, vücut sağlığının, genel sağlığımızın bir başlangıcı.
12:48Bu bütünün bir parçası.
12:50O yüzden lütfen ihmal etmeyin.
12:52Kesinlikle.
12:53Sindirme ağızda başlar.
12:54İyi bir ağız hijyeni ve iyi bir diş yapısı.
12:57Değil mi?
12:58Daha kolay sindirme de yardımcı olur.
13:01Güçlendirecektir.
13:02Evet hocam çok teşekkür ediyoruz.
13:03Ben teşekkür ediyorum.
13:04Yoğun programınızda Ankara'dan kalkıp buraya geldiniz.
13:06İyi ki geldiniz.
13:07Çok keyifli geçti.
13:08Çok teşekkür ederim.
13:09Rica ederim.
13:10Yeniden görüşmek üzere diyorum.
13:11Görüşmek üzere.
13:12Sıradaki konuğum özel eğitim uzmanı Halil Köken'le programımıza devam ediyoruz.
13:17Otizm spektrum bozukluğunda tanı kaybı mümkün mü?
13:21Çocuklarda konuşma gecikmesinin sebepleri neler?
13:24Özel gereksinimli bireylerde takip sürecinin önemini özel eğitim uzmanı Halil Köken anlatacak az sonra.
13:34Evet, özel eğitim uzmanı Halil Köken bizlerle.
13:37Hoş geldiniz.
13:38Merhabalar, hoş bulduk.
13:39Nasılsınız?
13:40Teşekkür ederim.
13:41Sizler nasılsınız?
13:42Ben de iyiyim.
13:43Çok teşekkür ediyorum.
13:44Bugün farklı rahatsızlıkları konuşacağız özel eğitimli çocuklarda.
13:47Mesela dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu.
13:50Son yıllarda belki hem velilerin hem de bazı sağlık kuruluşlarının daha çok dikkatini çekti diyebiliriz.
13:56Otizm, Down sendromu bunlarla ilgili bize neler anlatmak istiyorsunuz?
14:01Şimdi öncelikle en yaygın görünen tanılar ve artışı, vaka anlamında artışı çok hızlı olan bir sürecin içerisindeyiz.
14:10Otizm spektrum bozukluğu dünya genelinde yoğun bir artış gösterse de dehepte aynı şekilde artış göstermektedir.
14:172009-2024 veliler arasında %367'lik bir artış söz konusu otizm spektrum bozukluğunda mesela.
14:25Şu anda 37'de bir çocuğumuzda görülebilmekte.
14:28O kadar yaygın.
14:29Tabii ki.
14:30Ve alt tanıları da mevcut.
14:31Bu nedenle olarak dikkat edilmesi gereken ve hassasiyet gösterilmesi gereken tanılar.
14:36Dolayısıyla sizler gibi böyle kıymetli özel eğitim uzmanlarına ihtiyacımız çok daha var.
14:43Peki otizm spektrum bozukluğunda tanı kaybı mümkün mü?
14:47Bu mümkün.
14:48Yani şöyle 2,5 yaşından önce tanı alırsa eğer bir birey doğru planlamayla beraber buradaki tanı kaybı %67'ye kadar çıkabiliyor.
14:58Ama 2,5 yaşından sonra tanı alırsa bu %25 oranına kadar düşebiliyor.
15:02Otizm spektrum bozukluğunda genel tanı kaybı oranı %37.
15:06Ama dediğim gibi burada erken tanınama, doğru planlama ve sürecin işlevsel olması en büyük etken.
15:13Evet aynı zamanda hep böyle korktuğumuz bir şey var ya eskiden televizyondu şimdi telefonlar, tabletler çıktı.
15:20Çocukların burada çok fazla vakit geçirmesi otizme yol açabilir mi?
15:24Şimdi bu soruya şöyle cevap vereyim.
15:261960'lardaki buzdolabı anne modeli gibi yapılan araştırmalar ve halen devam eden araştırmalara göre ekranlar otizm spektrum bozukluğuna yol açar diyemeyiz.
15:37Ama mevcut semptomların şiddetini artırarak tanı almasını daha da hızlandırarak kolaylaştırabilir.
15:43Risk piramidini daha da yükseltebilir.
15:46O nedenle olarak hani erken çocukluk döneminde özellikle verilmemesi DCOE'ye göre de yani Dünya Sağlık Örgütü'ne göre de 60 aya kadar hiçbir şekilde sunulmaması gerekiyor.
15:575 yaşa kadar ekrandan uzak tutmamız gerekiyor.
16:00Tabii ki direk ya da sese sinkronizasyon yoluyla hiçbir şekilde teknik uyarana maruz kalmaması gerekiyor bireylerin.
16:05Peki sonrasında?
16:07Sonrasında da kullanım süreleri eğitsel ya da amaca yönelik şekilde planlanabilir.
16:14Yani bu da tabii ki günde 30 dakikayla 1 saat arasında geçmemek gaydesiyle.
16:18Ekran izleme süresi.
16:19Tabii.
16:20Bu aynı zamanda televizyonda dahil değil mi? Bütün ekranda kast ediyoruz.
16:23Tabii yani burada teknoloji öğrenme maruziyet dediğimizde telefon, tablet, bilgisayar, işte televizyon ya da herhangi bir teknolojik ürün, oyun, araç konsolları bunlar da dahil.
16:32Evet bunu detaylandırmamız iyi oldu.
16:34Çünkü bazen ben de ofiste çalışırken görüyorum danışanımız çocuğuna telefonu bir veriyor.
16:39Aradan yarım saat geçiyor, 40 dakika geçiyor.
16:42Bunlar genelde 2-3 yaş grubu çocuklar.
16:44O yüzden süreler önemli.
16:46Peki konuşma gecikmesi nedir?
16:48Buna sebep olan durumlar nelerdir?
16:50Ve olası tanılar nelerdir?
16:52Konuşmanın tamamlanma evresi 24-36 ay arasıdır zaten.
16:57Her bireyin sağlıklı bir süreci bu şekilde tamamlaması gerekiyor.
17:01Eğer 24-36 arasında tamamlanmayan bir süreç varsa bu artık konuşmanın geciktiğini gösterir.
17:07Burada tabii ki sebepleri çok fazla.
17:10Neurolojik temeli olabilir, psikolojik temeli olabilir, fizyolojik temeli olabilir.
17:14Yine bunun dışında ailede gelişimsel bir il gecikmesi olabilir.
17:18Yani bir nevi genetik yatkınlık gibi diyebiliriz.
17:21Bunun haricinde tabii ki az önceki bahsettiğimiz gibi teknoloji öğrenme maruziyetinin yoğun olması da konuşmayı geciktirebilir.
17:30Tabii burada konuşmanın gecikmesi doğru şekilde tanınıp müdahale edilmezse de olası tanılardan dikkat çekiyor, önemli.
17:38Burada en birincisinde yaygın gelişimsel bozukluklar kapsamında otizm, speklum bozukluğu, atipik otizm, savran otizm gibi
17:46ya da birinci nitelikte tanı olarak değerlendirilmese bile uyarın eksikliği şeklinde.
17:52Bunun dışında nörolojik psikiyatrik bozulmalar gündeme gelebiliyor.
17:58Yine akabinde özgür öğrenme güçlü ve alt tanıları, bilişsel işlev bozukluğu, bilişsel CDI de gecikme,
18:05sosyolojik bozukluğu, davranışsal bozukluklar ön plana çıkabiliyor.
18:09Evet, tabii bunların hepsi kontrol altına alınması gereken noktalar.
18:15Dikkat eksikliği, hiperaktifite bozukluğunu nasıl tanılarız, nasıl tedavi ederiz sonrasında?
18:21Şimdi burada öncelikli olarak bütün tanıların değerlendirilmesi, tanı koyma yetkisi, sürecin başlatılması çocuk ve ergen psikiyatrisleriyle aktif hale geliyor.
18:36Öncelikli olarak onların klinik testleri ve gözlem bulguları ve ailenin anekdot kayıtlarıyla bütünleştirerek tanıyı alması gerekiyor.
18:45Akabinde bizlere yani uzmanlara gelerek burada klinik testlerin uygulanması, bileşselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanması gerekiyor.
18:53Dehep tanısı alabilmek için de dediğim gibi çocuk ergen psikiyatrisi ya da çocuk nörolojiyle başlamamız gerekiyor.
19:00Akabinde tabii ki biz de devreye girebiliyoruz.
19:03Peki böyle tanını almış çocukların okuldaki takipleri nasıl?
19:06Yani diğer öğrencilerle aynı ortamda eğitim görmeleri normal mi yoksa daha farklı bir takip süreci mi olmalı?
19:13Şimdi örgün eğitim kapsamında tabii ki akran eğitimi çok önemli.
19:18Kendi yaşıtlarıyla kendi düzeyindeki bireylerle aynı öğretim şemasının içerisinde olması bizim için pozitif bir durum.
19:27Burada öğretmen arkadaşlarının dikkat etmesi gerekenler var.
19:30Burada onları doğru bir şekilde erken fark edip aileye doğru rehberlik hizmeti sunmak zorundalar.
19:36Bu nasıldır?
19:37Bazı örneklerini vereyim.
19:39Yerinde oturamama, otursa dahi kıpır kıpır olma, ne bileyim tahtayı defterine geçirememe, ödev ve sorunların yerine getirememe,
19:47tehlikelere karşı duyarsız kalma, arkadaşlarına ya da işte nesne obje varlıklara zarar verme şeklinde.
19:53Yine bunun dışında dersin bütünlüğünü bozabilecek şekilde basma kalıp dediğimiz hareketleri meydana getirebilirler.
20:01Bu tür durumlarda öğretmenler genelde bu rehberlik hizmetini doğru sağlarlarsa bu çocuklar kurtulabilmeye ya da başarı oranında daha da yüksek olabiliyor.
20:10Evet değil mi? Ciddi anlamda okul başarısında da olumsuzluklara sebep olabilir.
20:14Tabii ki.
20:15Yani tahtı da yazanı deftere geçiremiyorsa çalışabileceği bir materyal de olmuyor.
20:19Tabii. Şimdi DHP zaten eşlik eden tanılardan bir tanesi de özgür öğrenme güçlüğü.
20:24Yani burada akademik başarı zaten düşüyor.
20:27Kendi kapasitesinin altına düştüğü için de artık sosyal uyum bozukluğunu da ya da yıkıcı davranış bozukluğunu da kenara bırakıyoruz.
20:34Psikoterapatik anlamda akran zorbalığı görmeye başlıyorlar.
20:38Yani aileler de bu durumlarda çaresiz kalıyorlar ve gecikmiş kalıyorlar.
20:42Çünkü ne kadar gecikirse tedavi edilmezse DHP tanısı risk piramidi o kadar yükselecek ve yükseldikçe de sorunlar daha da çözümsüz hale gelecek.
20:52Ve burada dediğim gibi yine çocuk ergen psikiyatristlerinden başka ve ilaç desteği en önemli planda yani.
20:59Evet doğru. Peki özel gereksinimli bireyleri nasıl değerlendiriyoruz ve tanılama süreci nasıl oluyor?
21:05Nelere dikkat edilmeli? Az önce birkaç uzmanlık alanı söylediniz çocuk ergen psikoloğu ve benzeri.
21:12Aileler hani çocukların da böyle problemlerin olup olmadığını nasıl saptayabilirler?
21:17Aslında öncelikli olarak hani kaç yaş grubunda bir danışmanlık almalı?
21:21Çünkü sonradan belirtiler evet oluyor ama bunlar olmadan hani herhangi bir vakit kaybetmeden yapılabilecek şeyler var mı?
21:28Şimdi şurada az önce gecikmiş konuşmayla ilgili 24-36 aralığını vermiştik.
21:34Gelişim doğumla beraber başlar ve hayat boyu devam eden bir süreçtir.
21:39Özellikle 6 ayında tamamlamış bebeklerde adına reaksiyon ve tepki vermesi gerekir. Bu birincisi.
21:46Yine 12-18 ay arasında artık konuşmanın başlaması fiziksel anlamda emekleme, denge, yürüme gibi fiziksel yetersizliğin olmadığının gözlemlenmesi gerekiyor.
22:02Yine 18-36 ay arasında da bilgisayar gelişiminin doğru takip edilmesi gerekiyor.
22:07Bu eşliklerde eğer çocuklarında herhangi bir gelişmesel problem olduğunu gören, fark eden ailelerimiz varsa,
22:13dediğim gibi çocuk ergen psikiyatrisi, çocuk neurologları, akabinde öz eğitim uzmanları, buralardan destek alabilirler.
22:21Gerekli klinik testleri ve tıbbi değerlendirmeler yapıldıktan sonra da süreci başlatabilirler.
22:26Evet çünkü böyle problemler olduğunda aileler hemen ne yapacağız endişesinde kapılıyorlar ve nereye başvurmaları gerektiğini de bilemiyorlar.
22:34O yüzden bu alanları bilerek sordum sizlere.
22:37Peki, Down sendromlu bireyler dünyaya geldiler. Doğum sonrasında nasıl bir süreç izleniyor?
22:44Şimdi Down sendromu fani sürecinin yani hamilelik sürecinin 11. ve 14. haftasında genelde belli olur.
22:51Burada aileler kabullenme sürecine giriyor zaten. Çok inkar süreciyle başlıyor ama kabullenme süreci doğumun sonrasındaki 6 aya kadar uzayabiliyor.
23:01Ama burada doğumla beraber takip etmeleri gereken yan koloryasyonda farklı tanımlar var.
23:06Hipotenin, hiponefroz, epilepsi, kardiyolojik rahatsızlıktan, nörolojik tanımlamalar olabiliyor.
23:14Öncelikli olarak bu yan tanıların yani pozitif koloryasyondaki yan tanıların tıbbi olarak değerlendirilmesi,
23:19tetkiklerinin yapılması ve bu kanaldaki diğer sorunların çözümlenmesi gerekiyor.
23:26Akabinde özellikle 6. ay itibariyle yoğun fizik tedaviye başlamaları gerekiyor.
23:31Çünkü genel olarak hipotenin yani kaslarda bir gevşeme, kas gevşekliği durumu söz konusu yoğun olduğu için
23:38yoğun fizik tedaviyle başlamaları gerekiyor.
23:4112-18 arasında da artık bireyselleştirmiş eğitim programlarını yani zihin anlamında destek almaları gerekiyor.
23:49Yani burada özel eğitim diyebilirim artık en net haliyle.
23:54Yine bunların haricinde bu tanılamaların kontrolleri tamamen hiçbir zaman çözümlenmeyeceği için kontrol altında kalması gerekiyor.
24:01Fizik tedavi ve özel eğitim desteğiyle beraber yan branşlar da devreye girebilir.
24:06Bu nedir? Dil konuşma terapisti, yine ergoterapi gibi farklı alanları da ekleyerek çocuğumuzun gelişimini
24:14daha da hızlı ve daha da kolay bir şekliyle bütünleştirebiliriz.
24:20Evet bir de tabii ailelerin gördüğü ve gerçekte olanlar şeklinde iki kavram var.
24:25Özellikle bu dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu tanısı alan çocuklarda buzluğa benzetimi var mı?
24:32Var. Şimdi genelde Türkiye'deki standartlarda ailelerimizin bakışı işte benim çocuğum çok yaramaz, çok sıkılgan.
24:39İşine gelirse yapar. Erkek çocuğudur. Babası da böyleydi.
24:42Geleneksel ve yanlış inanışları tamamen koşullanmış durumdalar.
24:46Ama dehep gerçekte buzluğunun alt kısmından bahsediyorum şu anda.
24:49Yani az önce de bahsettiğimiz gibi yani akademik anlamda zorlanma, psikiyatrik rahatsızlıklar,
24:56yine bunun dışında yıkıcı davranış bozuklukları, öfke bozuklukları, uyum bozuklukları,
25:02yani yine bunun haricinde bilister işleri bozuklukları gibi farklı farklı semptomları var.
25:08Ortalama 62 ile 68 arasında değişken bir semptom durumu söz konusu.
25:12Ama ailelere göre bu tabii ki benim çocuğum yaramaz, işine gelirse yapar gibi algılanabiliyor.
25:17Özgür ruhlu.
25:18Özgür ruhlu.
25:19Hyperaktif değil mi? Bir de otizm spektrum bozukluğunu var.
25:22Burada da çeşitli problemlerin yanı sıra uyku problemleri de gözlemlenebiliyor.
25:27Burada önerileriniz ne olur?
25:29Şimdi burada öncelikle uyku probleminin varlığını bir kabul etmemiz gerekiyor.
25:34Çünkü otizmli bireylerde %44 ile %86 oranında değişken bir oran aralığında uyku bozukluğu görülüyor.
25:43Burada ailelerimiz genelde çocuğumuzun uykuya geç dalma ya da uykuda herhangi bir reaksiyonal bir irkilme
25:51ya da ağlayarak mı uyanıyor ya da işte hırçın, öfkeli mi uyanıyor ya da kesik kesik bir uykumu var.
25:57Yani uyku parametrelerini ve performanslarını almaları gerekiyor.
26:02Bunun varlığını kabul etmekle beraber öncelikle uyku için arındırılmış bir ortam gerekiyor.
26:08Uyarıcı yoğunluğundan kaynaklı zaten uyku bozukluğu yaşıyor bireyler.
26:12Çünkü nörojenik anlamda füklasyonel dalgalanmaları çok yoğun olduğu için
26:17birincisi çocuğumuzun uyuyabilmesi için arındırılmış bir ortam gerekiyor.
26:22Yine bunun dışında fiziksel anlamda artan enerji kaynağını karşılamanız gerekiyor.
26:27Yine bunun dışında çocuğunuzun beslenme zincirlerini bunu siz daha iyi bilirsiniz.
26:32Yani biraz daha lif dopamin ağırlıklı çünkü biz her zaman söylüyoruz
26:36ambalajda hazır gıdalar işte fesud ürünleri işlem görmüşler yasak.
26:40Enerji tetikleyecek şeylerin olmaması.
26:42Aynen yani bunun dışında işte bu beslenmeyi doğru bir planlama yapabilmeleri için de
26:47bir beslenme diyetisyen arkadaşlardan destek almaları gerekiyor.
26:52Yani biz bu alanın içinde olsak bile biz de yetersiz kalabiliyoruz ki
26:56her alana saygı duyuyoruz ve oradan destek almak zorundayız.
26:59Ailelerimiz de bunu almak zorundalar.
27:01Yine beslenmenin haricinde tıbbi anlamda destek almaları gerekiyorlar.
27:06Bu da gerekli çocuk nöroloğu ya da çocuk sağlığı hekimleri
27:11ya da çocuk ergen psikiyatristleri tarafından verilecek reçete edilecek olanlardır.
27:16Evet Halil Bey çok değerli katkılarınız oldu.
27:18Çok teşekkür ediyoruz.
27:19Bugün süremizin sonuna geldik sizinle.
27:22Umarım yeni bölümlerde yeniden bir arada oluruz.
27:24Çok teşekkür ediyorum.
27:25Ben teşekkür ederim.
27:26Efendim özel eğitim uzmanı Halil Köken bizlerle yetişmiş.
27:29Sıradaki konuğumuz iş insanı Atakan Bölükbaşı bizlerle.
27:33Mobilya tasarımında hangi trendler öne çıkıyor?
27:38Mobilya üretiminde kullanılan teknolojiler nelerdir?
27:41Hangi ürün grupları mobilya ihracatında daha avantajlıdır?
27:45Mobilya sektöründe markalaşma sürecini iş insanı Atakan Bölükbaşı anlatacak az sonra.
27:55Efendim sıradaki konuğum iş insanı Atakan Bölükbaşı bizlerle.
27:58Hoş geldiniz.
27:59Merhabalar hoş bulduk.
28:00Nasılsınız?
28:01Çok teşekkürler.
28:02Sizler nasılsınız?
28:03Bizler de çok iyiyiz ve heyecanlıyız.
28:05Zira konu mobilya sektörü.
28:07Tasarımlar her zaman heyecan katar, renk katar ve işi ve genel yapısını sizler gibi bir uzmanla dinlemek bizim için çok önemli.
28:16Hemen başlayalım.
28:17Mobilya sektörünün genel yapısı ve ekonomik önemi neler?
28:20Şöyle söyleyeyim mobilya aslında çok da farkında olunmasa bile hani insanların hep evlerinde gördük bir bir emtia olarak değerlendirseler de ticari anlamda hem yurt içi pazar hem de ihracat anlamında çok ciddi potansiyel barındıran bir sektör.
28:38Dolayısıyla bunun yanında aynı zamanda istihdam yaratma noktasında çünkü emek yoğun bir sektör olduğu için sadece teknoloji sadece makineleşme değil insan emeğinin de çok ciddi etkisi olduğundan dolayı ve sektöre giriş bariyeri anlamında da çok yüksek engeller olmadığı için yani temel bazı makinelerle alıp sizde küçük ölçekli bir işletmeye girebilirsiniz.
29:03Dolayısıyla bu anlamda Türkiye ekonomisine istihdam anlamında amiral gemisi diyebiliriz katkısı anlamında ihracat anlamında da özellikle son dönemde son 10 yılda ciddi anlamda artan bir katkısı söz konusu ve ekonomi de bütün şirketler bazında hepimizin amacı olan ihracattaki dış ticaret açığını kapatma noktasında mobilya sektörü net pozitif etkisi olan bir sektör.
29:30Yani yurt dışından aldığımız ürünlere kıyasla sattıklarımız çok daha fazla ve bu tarafta da özellikle Çin'den kaynaklanan son 4-5 senelik ve pandemiden sonra kaynaklanan dünyadaki potansiyelden Türkiye'de belli bir pay almaya çalışıyor.
29:48Hedeflenen yerde değiliz belki ama emin adımlarla ilerliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'yi geleceğe taşıyacak olan ekonomik sektörlerin başında gelen bir sektör mobilya sektörü.
30:01Evet ve dediğiniz gibi hayatımızın birebir içinde olan bir sektör yataktan tutun işte oturma grubunu veya bulunduğumuz bir ortamı dolduran şey tamamen aslında mobilyalar.
30:12Dolayısıyla burada tasarımlar çok önemli ve son yıllardaki trendler neler? Siz daha iyi biliyorsunuz.
30:17Tabii ki. Şöyle lafımıza bölüm kısalım.
30:20Buyurun buyurun lütfen.
30:21Yani tasarımda aslında baktığınız zaman fonksiyonellik çok ön planda. Daha eskiden daha klasik mobilyalar tercih edilirken şu anda güncel trendlerle birlikte hem fonksiyonellik hem sürdürülebilirlik.
30:38Sürdürülebilirlik normalde bütün sektörlerde bütün profesyonellerin veya iş insanlarının dilinde olan bir şey ancak mobilyada bu şöyle çok önemli sadece malzemeler anlamında değil bu malzemelerin insan sağlığına olan etkileri de çok önemli.
30:54Dolayısıyla bu noktada uçucu gazlar olarak malzemeler olarak nitelendirdiğimiz kimyasalları içeren cila ve tutkalların tercih edilmediği su bazlı ürünlerin tercih edildiği mobilyalar sayesinde hem insan sağlığı korunuyor ki çoğumuz evlatlarımıza tercih ettiğimiz özellikle çocuk mobilyalarında.
31:18Bunun haricindeki geri kalan her türlü şeyde çünkü bulunduğumuz stüdyoda bile pek çok ahşap veya mobilya etkiliyor. Dolayısıyla sürdürülebilirlik, sağlıklı olması, fonksiyonellik ve bunun yanı sıra tabii ki marka ve şirketin de daha doğrusu markanın gücü çok önemli.
31:40Siz bir ürünü alırken düşünüyorsunuz acaba başıma bir şey gelirse yarın bununla ilgili ne olur diye. Dolayısıyla bunların hepsi bu şeylerde seçimlerle ve trendlerle etkisi var. Tasarımsal olarak baktığınız zaman özellikle bu sene 2024'te biraz daha ceviz ve tilk bazında koyu renklerin ahşap anlamında ön plana çıktığını görüyoruz.
32:04Döşeme malzemelerinde, kumaş malzemelerinde de biraz daha toprak renkleri daha pastel renklerin ağırlıklı olduğu görüyoruz.
32:12Bu yılın trendleri o zaman biraz daha doğaya yakın doğal renklere yönelim.
32:18Aynen insanlığın zaten hep oraya doğru bir yakınlama hali var hep bir doğaya dönüş, doğaya özlem. Dolayısıyla daha doğal daha sıcak olan şeylere biraz daha ağırlığımız var 2024'te.
32:28Tercih ediliyor. Tabii sürdürülebilirlik kavramından bahsettik. Artık beslenmede sürdürülebilirlik işte tekstilde sürdürülebilirlik her yerde sürdürülebilirlik ön planda.
32:37Mobili üretiminde ne noktadayız?
32:40Mobili üretiminde aslında ciddi mesafeler kat edildi. Normal kanuni düzenlemelerle birlikte regulasyonlarla birlikte de bunlar destekleniyor Türkiye'de.
32:51Firmalardaki bilinç de bu anlamda artmış durumda. Dolayısıyla bütün bunların etkisiyle daha tabii ki gidecek yerimiz var.
32:59Yani iyi ilerliyoruz fakat Türkiye olarak daha gidecek yerimiz var.
33:03Hep duyuyorsunuzdur 2030 karbon nötr vesaire gibi anlaşmalar var.
33:08Bu anlaşmalar çerçevesinde işletmelerin de enerji tüketimi, enerji kullanımı, bunların daha yenilenebilir enerjilerden seçilmesi, tercih edilmesi,
33:18ürünlerin geri dönüştürülebilir ürünlerden tercih edilmesi, işin malzeme kısmı ve enerji kısmı.
33:25Bir de tasarım ve mühendislik anlamında da baktığınız zaman bu çok önemli.
33:29Yani şöyle ki siz daha uzun vadeli gidecek tasarımlar, burada işin içine mühendislik ve mimarlık çözümleri giriyor ki bu çok önemli.
33:38Herhangi bir şey olduğu zaman ürününüze bunun değiştirilebilir şekilde modüler ve parça bazlı tanımlanması, tasarlanması,
33:45herhangi bir yerine bir şey olduğu zaman ürüne zarar vermeden gerekli satış sonrası bakımlarının yapılması.
33:51Yani tasarımdan başlayan bir süreç aslında ve satış sonrasına kadar bütün her şeyde adım atarken yarını düşünecek şekilde ilerlemek.
34:01Ki mesela lojistik de bu işin içinde ön planda geliyor.
34:05Önümüzdeki dönemde biraz daha elektrikli araçları da görüyor olacağız.
34:09Fakat mümkün olduğunca bu lojistik yükü de azaltacak şekilde ülkelerin mesela tercih ettiği çok maliyet avantajlı olan şeylerde yurt dışından tedarik edebiliyorlar.
34:23Ama çoğu hükümet de kendi kaynaklarıyla kendi ülkelerinde olabildiğince imalat yapıp bu lojistikten kaynaklı olan karbon sunumunu da minimize etmeye çalışıyorlar.
34:34Evet değil mi? En çok aslında sürdürülebilirlikte o karbon ayak izi, karbon su izi gibi şeyler önemli.
34:41Aynı zamanda bu ahşap mobilyaları biz çok seviyoruz ama diğer malzemelerden üretilen mobilyalar da hayatımızın her alanında var.
34:49Bu ikisi arasındaki farklar neler? Mesela kullanım ömrü bir parametre midir veya dayanıklılık süresi?
34:56Hepsi etkili fakat biraz daha burada işin içine mimari ve tasarım kısımlar giriyor.
35:01Bundan belki 50 sene önce bu programı sizinle yapıyor olsak bu masa, masa ayakları veya dekor daha farklı malzemelerden imal ediliyor olacaktı.
35:12Fakat günümüzde ahşabın metalle pirinç, paslanmaz, alüminyumla cam ve ışığı geçiren malzemeler, geçirgen malzemeler diyelim, ayna gibi çeşitli şeylerle entegre edilmesi
35:28Bunların aynı şekilde taş grubu dediğimiz mermer, granit, kuvars, seramik, akrilik gibi sert maddelerle kullanılmasıyla birlikte
35:39işin içine bir de döşeme grubunun girdiğini düşünürseniz kumaş ve sünger bunların yangın dayanıklı, su dayanıklı olan şeyleri
35:47çünkü mobilya dediğiniz zaman sadece evimiz olarak düşünmemek lazım.
35:50Mobilya sektörü neden büyük bir sektör? Çünkü mobilya sektörü dediğiniz zaman ofis mobilyaları, otel, restoran gibi şeyler de işin içine giriyor.
36:02Ayrıca özel tasarım şeyler olabiliyor. Yani hem konut anlamında hem de ticari anlamda tasarım mobilyaları olabiliyor.
36:10Yani gidip sizin bir yerden stoklu bir mağazadan aldığınız değil, bir mimarın sizin ihtiyacınıza, sizin istediğiniz şeylere çözüm bulacak şekilde yaptığı, tasarladığı şeyleri
36:23firmaların hayata geçirmesi, önce simülasyon olarak hayata geçirmesi, soft olarak kağıt üstünde, daha sonra da bunu üretip yerine montaj şeklinde hayata geçirmesiyle
36:36aslında baktığınız zaman bir bütün haline geliyor. Sadece ahşap değil, pek çok malzemenin bir arada kullanıldığı ben sanat eseri diyorum.
36:46Mobilya dediğimiz sadece ahşap ve eski devirlerde olan çelik değil, pek çok malzemenin entegre kompozisyon olarak kullanıldığı sanat eserlerine dönüştüler.
36:57Kesinlikle öyle. Şimdi bir yer hayal ettiğimizde boş bir daire, mobilyasız ne anlamı var?
37:01Yani evin içini, ofisi, çalışma alanını dolduran şey. Mobilya oraya sıcaklık katan, yaşam alanı oluşturan, yaşamla da oradan entegre olan şey mobilyalar baktığımızda.
37:12Tabii burada üretimde kullanılan teknolojiler dediğiniz gibi suya dayanıklı, belki yanmaya dayanıklı, belki iklime karşı daha sıcak tutan şeylerin olması gerekiyor.
37:22Burada kullandığımız teknolojiler nedir üretimde?
37:24Şöyle söyleyeyim, bunun hem malzeme tarafı hem de süreç tarafı var. Süreç tarafına baktığınız zaman eskiden kağıt üstünde yapılan, kalemle yapılan şeyler artık bilgisayar ortamında yapılıyor.
37:35Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim yazılımları.
37:41Geçtiğimiz on beş sene civarında, on sene civarında bunlar iki boyutluyken, son on senede bunların üç boyutları ve simülasyon yapmanıza imkan tanıyan,
37:50yani siz mobilyayı herhangi bir şekilde numune olarak bile üretmeden,
37:55soft ortamda, bilgisayar ortamında üretip nerede problem olup olmayacağını görüp ona göre tasarımınızı iyileştirme,
38:04müşterinize sorunsuz ürünleri üretme anlamında destekle ilerlemenize imkan veriyor.
38:11Bunun haricinde teknoloji anlamında baktığımız zaman son kullanıcıya yönelik şu anda yine kişiselleştirilebilirlikle de ilintili,
38:22ayarlanabilir ergonomik anlamda işte masalar mesela.
38:27Son zamanlarda görüyoruz hidrolik sandalyelerden tutun, masalardan tutun.
38:32Aynı zamanda enerjiye erişim çok önemli.
38:35Mesela bir yere geldiğiniz zaman öncelikle şarj aleti var mı diyorsunuz veya priz var mı diyorsunuz.
38:39Dolayısıyla yeni nesil mobilyalarda da bunların hem portlu hem de kablosuz şekilde şarj imkanlarının da olabileceği,
38:48nesnelerin interneti kavramıyla birlikte aslında birbiriyle konuşan nesnelerin birbirleriyle entegre şekilde hareket edebildiği
38:58veya kendilerini buna göre ayarlayabildiği teknolojiler.
39:01Mobilya sadece ahşap olarak görülmemeli.
39:03Ahşap olarak görülmemeli.
39:05Baktığınız zaman bütün bunlardan aynı zamanda nasibini alan bir sektör ve çok da güzel bir şekilde entegrasyonunu sağlayan bir sektör.
39:13Kesinlikle tabi burada hareket edildiğimiz zaman modüler mobilyalar da aklımıza geliyor.
39:18Burada modüler mobilyaların yaşım alanlarında kullanımının avantajları veya dezavantajları varsa neler?
39:24Şöyle söyleyeyim.
39:26Şimdi modüler mobilyada baktığınız zaman hem hareket edilebilir olarak insanlar da şey oluyor.
39:31Biraz daha terimsel olarak baktığınız zaman adı üstüne modüllerden oluşan mobilyalar demek.
39:39Yani siz mutfakta alsanız herhangi bir ürün grubu da alsanız bunu değişik modüllerden birleştirilerek
39:46Lego gibi düşünün bir arada oluşturulduğu ürün gibi oluyor.
39:51Diğer taraftan bunun üretim olarak baktığınız zaman firmalar bunu çok istiyor.
39:56Niye istiyor?
39:58Çünkü nihai ürünü üretmek tasarımından ürüne baktığınız zaman ciddi anlamda emek planlama,
40:06stok maliyeti gibi maliyetlere katlanmanızı gerektiren şeyler.
40:09Fakat modüler mobilyada olay biraz daha fazla farklı.
40:13Siz temel 5-6 modülle 20-30 çeşit ürün üretebiliyorsunuz.
40:19Dolayısıyla sizler genel tüketim istatistiklerine bakarak sadece modül üretiyorsunuz.
40:27Bu çok ciddi anlamda bir maliyet avantajı sağlıyor.
40:29Çok ciddi anlamda lojistik avantaj sağlıyor.
40:31Müşterilere de kişiselleştirilebilme imkanı sağlıyor.
40:34İstedikleri renkten, istedikleri çekmece sayısıyla, istedikleri özellikle kapak sayısıyla.
40:40Dolayısıyla hem müşteri açısından hem üretim açısından çok avantajlı olan bir şey.
40:44Ancak bunlar seri üretime yönelik olduğu için münferit, düşük adetle yapabileceğiniz şeyler değil.
40:53Ciddi anlamda hat, makine yatırımı, yazılım yatırımı ve bunların hayata geçmesi için süreçlerin tanımlanması ve mühendislik yatırımlarının gerektiği süreçler.
41:04Dolayısıyla bu açıdan bakmak lazım.
41:08Herkes son kullanıcı bakarken ne güzel diyor.
41:11İşin üretici tarafından avantajı ve dezavantajı da bu şekilde.
41:14Kesinlikle. Yavaş yavaş süremizin sonuna gelirken ülkemizin mobilya ihracatındaki pazar payı nasıl?
41:21Şöyle söyleyeyim. Giderek artıyor. Onu çok net söyleyebilirim. Son 10 yıl içinde ciddi anlamda artış oldu.
41:28Güncel duruma baktığınız zaman 2023 senesinde 710 milyar dolarlık bir pazar, ihracat pazarı söz konusu.
41:35Türkiye'ye neredeyiz dediğiniz zaman yaklaşık %1 bile değiliz.
41:39Yani daha işin çok başındayız, yolun çok başındayız.
41:43Hem Amerika'nın uyguladığı tarifeler hem de pandemiden sonra Türkiye bu alanda ciddi avantaj elde etti.
41:54Ama bu her şeyde konuştuğumuz sürdürülebilirlik burada da çok önemli.
41:59Sizin bu avantajları sürdürülebilir şekilde rekabet avantajına çevirip devam etmeniz gerekiyor.
42:04Dolayısıyla bizim en büyük ihracatımız olarak baktığınız zaman Avrupa ülkeleri, Amerika ve bazı Ortadoğu ülkeleri olarak geçiyor.
42:14Amerika tarafında ve İngiltere tarafında özellikle katma değerli proje bazlı mobilya imalatı da ciddi anlamda önem kazanıyor.
42:23Sadece seri olarak ürettiğiniz değil çünkü makine ve diğer anlamdaki ürünlerde seri üretimdeki ürünlerde
42:29Almanya'nın veya Çin'in otomasyonuyla yarışmanız çok mümkün değil.
42:34Orada fark yarattığınız şey Türk iş gücünün, yoğun olarak bulunduğu iş gücünün ve ustalığının da eklendiği,
42:43bunun teknik altyapı ile birlikte birleşerek değere dönüştüğü,
42:47normalde 1 liralık şeyi 10 liraya satabildiğiniz, karşı tarafta estetik beğeni noktasında da tatmin yaratan,
42:59artı bir parantez daha açmak istiyorum, bu gibi mobilyalarda işin montaj kısmı ve hizmet çok önemlidir.
43:06Yani siz konteynere belli ürün gruplarını koyup gönderebilirsiniz, koltuktu, sandalyeydi, masaydı,
43:11fakat bir mutfak mobilyası, ne bileyim bir dekorasyon, duvar paneli, kapı gönderdiğiniz zaman bu maalesef yerine kendi kendine gitmiyor.
43:21Onu oraya monte edecek ekip çok önemli. Burada da know-how ve iş gücü önemli.
43:27Türk pazarı da bu anlamda çok avantajlı, yetişmiş insan gücümüz iyi seviyede.
43:34Bunları ihracata döktüğümüz zaman, yerinde anahtar teslim, uçtan uca hizmete döndürdüğümüz zaman
43:41inşallah çok çok daha güzel sonuçlara hep birlikte ulaşacağız.
43:45Evet Atakan Bey çok teşekkür ediyoruz. Çok keyifli bir sohbetti bu yoğun programınızda bize de vakit ayırdığınız için.
43:51Ben teşekkür ederim.
43:53Yeni bölümlerde yeniden görüşmek dileğiyle.
43:55Çok sağ olun.
43:57Size veda ediyorum. Atakan Bey'i uğurlarken kısa bir reklam arasına gidiyoruz.
44:00Sonrasında ben size ne anlatacağım. Kilo vermede hormonların önemi.
44:04Kısa bir reklam arasının ardından yeniden beraberiz ve şimdi 2025'e girerken karar alan birçok insan var.
44:11Diyorlar ki biz artık kilo vermek istiyoruz. Hayatımızdaki problemleri, kilo problemlerini geride bırakmak istiyoruz.
44:17Elif ne yapabiliriz? Şimdi bununla ilgili ufak bazı önerilerim olacak.
44:21Kilo veremiyorum diyenlerin en büyük problemlerinden bir tanesi porsiyon kontrolsüzlüğü.
44:25Lütfen bu konuda yediğimiz şeyleri minimalize etmeyelim. Bunları daha minnoşlaştırmayalım.
44:29Çünkü bunların içerisinde belli başka kalori değerleri olan enerji içeriğine sahip gıdalar var.
44:34Dolayısıyla sizin kahvenin yanında ufak olarak adlandırdığınız atıştırmalıklar en az nereden baksanız 15-20 gram yağ içeriyor.
44:43Ve bunlar işte kurabiyeler olabilir, çikolatalar olabilir, şekerli ürünler olabilir vs.
44:48Tabii ki enerjiyi yükseltiyor.
44:50Özellikle bazı hormonlara kilo verme sürecinden önce bakılabilirse belki de kilo verme sorunlarınızın önüne geçilebilir.
44:57Yani burada trioyut hormonlarıyla ilgili başka problemler yaşayabilirsiniz.
45:02Hipotriodi, haşmatotrioditeniz olabilir, insülin direnciniz olabilir, kortizol seviyeniz yüksek olabilir ve bu da vücutta stresin artmasıyla birlikte karın yağlanmasını hızlandırabilir.
45:12Dolayısıyla tüm bunların etkileriyle beraber size özel bir beslenme rutinin olması lazım.
45:18Mesela kortizol seviyeniz yüksek dolayısıyla bazı gıdaları çok fazla tüketme eğilimindesiniz ve uzun süre açlıklar yaratıyorsunuz.
45:26Kendinize bu açlıkların hemen sonunda da ciddi anlamda bir enerji artışınız var.
45:31Ne olacak bu kadar uzun süre aç kalmanız sizi zayıflatacak mı?
45:34Hayır, ondan sonra belli bir kiloda ya standart devam edeceksiniz ya da çok az bir kilo kaybıyla veya artışıyla devam edeceksiniz.
45:43Yani burada bir beslenmede dengesizlik olduğunu söyleyebiliriz.
45:46Dolayısıyla yapmamız gereken şey sizin biyokimyasal parametrelerinize göre hazırlanan bir programı takip etmenizden ötürü olmalıdır.
45:53Yani her yol, her yöntem.
45:56İşte bazen diyorlar ki hocam kafamıza bir şey takıyorlarmış.
45:59İşte onu belli bir süre uyguluyormuşuz ve yemeği unutuyormuşuz.
46:02Sizce ne kadar doğru?
46:04Tartışılır. Dolayısıyla burada yapmamız gereken şey beslenme alışkanlıklarını değiştirebilmek.
46:09Mesela polikistikover sendromu olan birçok kadın var ve polikistikover varsa kullanılan bazı ilaç tedavileri de destekleyici olabilir.
46:18Tam tersi kilo vermek doğrudan bu hastalığın yönetiminde etkili olabilir.
46:23Aynı zamanda polikistikover infartilite ile de ilişkili olabilir.
46:27Yani yaşamın bütün alanlarında aslında beslenme bozuklukları hastalıklarla perçinlenerek, büyüyerek gidebilir.
46:33Beslenme problemlerini ortadan kaldırdığımızda, daha sağlıklı, daha iyi beslendiğimizde bu sağlık sorunlarının da önüne geçebilir veyahut akışını azaltabiliriz sistematik olarak.
46:44Aynı zamanda bazı leptin direnci gibi rahatsızlıklar da yine hormonal problemlerin içerisinde yer alır.
46:51Fakat tabi bunları aşabilmek için bir hekim tanısı almak önemlidir.
46:56Yani ben kilo veremiyorum acaba leptin direnci mi var diye sorgulamak bizim için yersizdir.
47:01Anksiyete ve stresin sık olması bağlantılı olarak kilo artışını destekleyebilir.
47:06Mesela yine kortisolun artması, anksiyeteye bağlı beslenme bozukluklarınızın olması, gece buzdolabının ziyaret edilmesi veya anlamsız yere bazı siparişlerinin verilip sürekli fazla kalorili gıdaların tüketilmesi buna sebep olabilir.
47:21Bir yandan sosyal medyadan ve whatsapptan sorularınız geliyor ama ben şu an açamıyorum.
47:26Bunları önümüzdeki hafta cevaplayacağım whatsapptan yine bizlere sorularınızı iletebilirsiniz.
47:30Çeşitli gıdaların intoleransına sahip olmanız yine kilo verme konusunda bizi zorlaştırabilir.
47:37Fakat dediğim gibi bütüncül bir tedavi, bütüncül bir beslenme yaklaşımıyla hangi problemler varsa bunların üzerine giderek çözerek ilerlemek doğrudur.
47:46Yani size tavsiyem oradan buradan bulduğunuz, duyduğunuz beslenme ipuçlarını her zaman uygulamak size etkili sonuçlar sağlamayabilir.
47:55Bunların dışında uyku problemleri yine kilo vermenin önündeki en büyük engellerden bir tanesidir.
48:01Zira uyku problemlerini yaratan temel şeylerden bir tanesi de yine alınan enerji dengesizliğidir.
48:07Çocuklarda yine keza öyle uyku problemi yaşıyorsak yüksek şekerli ve enerjili gıdalarında çok tüketilebildiğini gözden kaçırmamak lazım.
48:14Sık olarak uyku problemleriniz varsa gündüz saat 15-30'dan sonra çay ve kahve tüketimini sınırlandırıp daha çok böyle melisa çayı, papatya çayı, efendim ada çayı veya levanta yağı gibi esansları kullanarak da stresinizi bastırabilir ve uykuya dalmayı kolaylaştırabilirsiniz.
48:34Uyku rutinde bizim kilo verme danışanlarında da yaşadığımız başka bir problemi de tetikliyor.
48:39Gece geç saatlere kadar uyanık kalmak enerji ihtiyacını artırabilir.
48:42Yine onu takip eden ertesi günde enerji ihtiyacınız nereden baksanız 600 kaloriye kadar daha artabilir.
48:50Çünkü uyanabilmek için şekere ihtiyaç duyuyorsunuz veya odaklanabilmek için daha fazla kafeini ve bu sürekli bir kısır döngüyü tetikler nitelikte oluyor.
48:59Diğer bir konu bağırsak mikrobiyotası.
49:02Bağırsak mikrobiyotası ne kadar bozulmuşsa, ne kadar sağlıksızsa bizim maalesef tükettiğimiz gıdalardan yararlanımımız o kadar düşüyor.
49:10Aynı zamanda fazla kalorili, fazla enerjili ve yağlı gıdaları tüketmek bağırsaktaki geçiş yoğunluğunu pasaja artırdığı için sağlıklı olan mikrobiyotayı da maalesef alıp götürüyor.
49:23Bizim orada simbiyotik bakterilerimiz, yararlı olan vücudu destekleyici bakterilerimiz de ortadan kalkıyor.
49:29Dolayısıyla bağışıklık sistemi de burada etkileniyor.
49:32Dolayısıyla kilo kaybını destekleyebilmek için bütüncül bir yaklaşım sergilememiz şart.
49:37Öncelikle hedefimiz eğer kendinizde daha önceden denediğiniz diyet müdahaleleri varsa, daha önceden bir beslenme uzmanı ile çalıştıysanız ve hedeflediğiniz kiloya ulaşmakta daima zorluk yaşıyorsanız muhakkak bir hekim tanısı almanız gerekiyor bu noktada.
49:53Bakılması gereken şeylerden bir tanesi mesela hemoglobin A1c değeri diyoruz.
49:57Baktığımızda toplumun büyük bir kısmında zaten yüksek diyabetli sayımız her geçen gün artıyor.
50:03O yüzden beslenmeye her zamankinden daha önem vermemiz gerekli.
50:07Efendim bana ayrılan sürenin bugün de sonuna geldik.
50:10Elif Melek ile baştan başa da yine saatler 12'yi gösterdiğinde Cumartesi günü Beyaz TV'de buluşalım.
50:16Sağlıklı kalın, hoşçakalın, mutlu kalın.