• 12 saat önce
T24 yazarı Prof. Dr. Ayşe Naz Bulamur ile T24 editörü Hazal Sipahi’nin dizi ve film gibi yapımları tartıştığı Ekran Aşkına’nın bu bölümünde, Brady Corbet’nin yönetmenliğini üstlendiği Brutalist filmi mercek altında.

Film, Macar göçmen mimar Laszlo Toth ve eşi Erzsébet’in, savaş sonrası Avrupa’dan Amerika’ya uzanan çalkantılı yolculuğunu konu alıyor. Laszlo, kendisine vaat edilen Amerikan rüyasını gerçekleştirmeye çalışırken, sanat ve idealizm ile güç ve iktidar arasında sıkışıyor. Onu destekleyen ve manipüle eden milyoner iş insanı Harrison Lee Van Buren ile ilişkisi, mimarlık üzerinden bir güç savaşına dönüşüyor.

İnşa edilen her yapının ardında bir yıkım saklı mıdır?

Laszlo, kendi ruhunu ve sanatını koruyabilecek mi?
Döküm
00:00D24'ün Ekran Aşkına programından herkese merhaba. Ben Ayşe Naz Bulamur.
00:13Ben Azal Tipahi. Ekran Aşkına'da bizi ekrana bağlayan dizi ve film gibi yapımları tartışıyoruz.
00:19Peki hocam, bugün hangi yapım vereceğimizin altında?
00:23Bugün The Brutalist filmini tartışalım.
00:26Yahudi soykırımından kurtulan Macar mimarı Latso Toth büyük umutlarla Amerika'ya göç eder.
00:32Zengin bir Amerikalı sayesinde iş bulur, patronun annesinin anasına bir halk merkezi inşa edecektir.
00:40Hatta öldü sandığı karısıyla da kavuşur. Fakat film, Yahudi ailenin Amerikan rüyasını çökertir.
00:46Evet ve filmdeki rolüyle Edwin Brody en iyi erkek oyuncu Oscar'ını aldı.
00:53Bir de en iyi özgün müzik Oscar'ını aldı film.
00:56Açılış sahnesi de bu müzik Oscar'ıyla bence bağlantılı olduğu için açılış sahnesiyle başlayalım konuşmaya.
01:02Ben filmin müziğinden çok etkilendim ve film Uvertür ile başlıyor.
01:08Uvertür de operada orkestranın perde açılmadan önce çaldığı müzik.
01:13Ve filmin başında çalan müzik de sanki toplama kampındaki siren seslerini de andırıyor.
01:20Bir de ilk sahnede Yahudi soykırımından kurtulduktan sonra konuşmayı reddeden genç bir kadın görüyoruz.
01:28Ve mimarın sessiz yeğeninden büyülenen askerler onu böyle bir göz kamaştırıcı bir yaratık olarak nitelendiriyor.
01:37Ve Amerika'ya kaçan Macar mimarın hayatı da filmde pek görünmeyen ve duyulmayan yeğeni üzerinden inşa ediliyor.
01:47Ve özellikle ilk sahnede Uvertür Zofia'nın çığlıklarına ses veriyor.
01:52Evet ve bu açılışta aynı zamanda bize Lazlo'nun karısı El Sabet'in mektubu eşlik ediyor.
01:58Bunu böyle okuyor ve biz sahneleri görüyoruz, açılışı görüyoruz.
02:02Bu mektup bize özellikle de özgürlüğe dair neyi söylüyor?
02:06Çok sesli açılış sahnesinde bence gördüğümüz ve dinlediğimiz hikayeler farklı.
02:14Mimarın büyük umutlarla Amerika'ya gelişini izliyoruz.
02:18Fonda da öldü sandığı karısının kocasına yazdığı mektubu okuyor.
02:23Ve diyor ki Lazlo ben hayattayım diyor.
02:26İlk sahnede gene Lazlo'nun kaçış coşkusuna bence katılamamızın sebebi de karısının okuduğu mektup.
02:33Çünkü mektupta Göthe'ye referans veriyor.
02:36Ve diyor ki kendilerini özgür sandıkları için çaresizce köleleştirilmiş olanlardan daha kötüsü yoktur.
02:43Yanılmıyorum, henüz özgür değiliz diyor karısı.
02:48Ve mektup ve göçü bir araya getiren açılış sahnesi de Amerika'daki özgürlüğün bir rüyadan ibaret olduğunu vurguluyor.
02:56Evet ve işte Lazlo bu Amerika'ya geldiği gemiden, geminin alt kısmından çıkıp göğe doğru baktığında da
03:04başka diğer kaçanlarla beraber özgürlük heykelini tersten görüyoruz.
03:09Ama burada böyle mesela hani şöyle bakması gerekiyor.
03:13Mesela o kişi aşağıdan birinin bakış açısı da değil.
03:15Mesela şöyle bakması lazım.
03:17Hani böyle ben de o sahneye uyuz oldum.
03:20Oh bravo çok iyi hayatım.
03:22Falan oldu mu böyle.
03:25Siz ne düşündünüz bu sahneye dair?
03:28Burada ters dönmüş heykel bence göçmenlerin de umut ışığını söndürüyor.
03:33Yani heykelin elindeki özgürlük meşalesini baş aşağı görüyoruz.
03:38Yani sanki düşse yangın çıkacak ve bu sırada da bir televizyon kanalında bir spiker
03:44Yahudilerin kendi egemen devletlerinde kendi kaderlerinin efendisi olacaklarını da duyuruyor.
03:51Bu söz de çok ironik çünkü biz asıl mimarı görüyoruz ve Amerikan sisteminde bir köleye dönüşmüş adeta.
04:00Sabah akşam çalışıyor ve spikerin dediğinin aksine de kendi kaderini kendi yazamıyor.
04:07Birinci bölümün isminin de gelişin muamması olması da bence çok hoştu.
04:12Hani bu aynı isim gibi sanki bu Lazlo'nun Amerika'ya gelişi ve bütün umutlar da bir muğlakta kalıyor.
04:19Gelen mimar Lazlo ise aslında bir sanatçı olarak tabii ki de izliyor oluyoruz onu.
04:26Bizim Lazlo Amerika'ya tabii adını attığı gibi soluğu genelevde alıyor.
04:31Mesela ben bu sahne niye açılış kredilerinden bile önce var çok anlayamadım.
04:36Ve mesela işte Lazlo'nun bir ereksiyon problemi yaşadığını görüyoruz.
04:41Ama mesela hani bu işte holokosttan dolayı işte oradan kaçmaya çalıştığı bir travma sonrası
04:48hani stres bozukluğundan mı kaynaklanıyor, neden kaynaklanıyor buna dair bir şey görmüyoruz.
04:53Az sonra Pensilvanya'da kuzeni Atilla'nın yanına gidiyor.
04:56Atilla tam bir hani şey böyle Amerikan rüyasına kalmış, melting potta erimiş, asimile olmuş.
05:04İşte karısı Audrey ile evlenince Katolik olmuş, bütün kendi kökenlerini her şeyi bırakmış.
05:09Orada tam bir Amerikan hayali, Amerikan rüyasını yaşıyor.
05:13Çok böyle sembolik bir hani asimilasyon sembolisini de aslında onda görüyoruz.
05:18Daha sonra mesela işte kuzenler Atilla ile Lazlo aldıkları bir işi Van Burenler'den
05:25bu sanayici işte hani parayı da temsil eden, sermayeyi de temsil eden aileden aldıkları bir işi kutladıkları akşam
05:32Atilla adamı zorluyor işte karımla dans et, karımla dans et, karımla dans et vesaire falan filan.
05:37Daha sonrasında da gecenin geri kalanında sızıyor.
05:40Daha sonra mesela Audrey Lazlo gitsin istiyor ama niye gitsin istiyor onu da anlamıyoruz.
05:46Siz anlayabildiniz mi yani neden istemiyor diye?
05:50Yani keşke orada bir şey olsaydı yani Atilla ile bir şey olsaydı.
05:54Hani neden istemediler anlayamadım.
05:57Bazı cinsel gerilim sahnelerini anlayamadım.
06:00Hatta ben hepsini çok gereksiz bulundum galiba oralara da geleceğiz.
06:04İşte bir şey oluyor sonra çok çok sonra oluyor zaten ve bence genelev sahnesinin de çok önce gelmesi
06:12filmdeki cinsel gerilimi yavaş yavaş hazırlıyor.
06:15Çünkü sonrasında da mimar kuzeni ve kuzeninin karısı arasında sanki üçlü bir elektrik yaşanıyor gibi geldi bana.
06:24Yani bence Audrey mimarı hem kendisine hem de kocasına da bir rakip gördüğünü düşündüm.
06:32Yani orada iki erkek de fazla samimi ve yavaş yavaş bu her sahneyle beraber tansiyon yükseliyor filmde.
06:40Peki Audrey'nin ki Yahudi düşmanlığı olabilir mi?
06:43O yüzden istemiyor olabilir mi? Bunu düşündünüz mü siz?
06:46Belki olabilir ama bence mimarlı kocasının fazla samimiyetini de kıskanmış olabileceğini düşündüm.
06:54Yani hem iş ortaklığı ya da farklı bir duygusal ortaklık açısından evliliğinde onu bir tehdit olarak görmüş olabilir üçüncü kişi.
07:02Gelelim Lazlo ve Van Burenlerin yani bu işte zengin ailenin yollarının tekrar kesiştiği kısmına.
07:08Daha önce mesela bu Harrison, oğlu Harry ona bir kütüphane yaptırmıştı Lazlo ve Atilla'ya.
07:15Bunu gördüğünde Lazlo ve Atilla'yı evden kovmuştu, onları küçümsemişti.
07:21Ama ta ki bir dergi bu tasarımı övene kadar işte fotoğraflarını yayınlıyor, modern bir tasarım falan filan.
07:28Böyle olunca da Harrison'ın Lazlo'ya dair fikirleri değişiyor ve onu tekrardan buluyor.
07:33Çünkü hani böyle vizyoner olan ve yaratıcı olan Lazlo ve Harrison'da aslında entelektüel gözükmek için ona ihtiyaç duyuyor.
07:43Hani aynı böyle jet sosyeteye girmek isteyenlerin sanat koleksiyonerliğine soyulması gibi.
07:49Ve mesela bu patron mimar ilişkisinde de aslında sanat sermaye ilişkisinin bir sembolizasyonunu görüyoruz.
07:56Bu ilişkinin yani Lazlo ve ailesi ve Van Burenlerin ilişkisinin ilk kısmına dair sizin yorumlarınız neler hocam?
08:06Yani önceleri zengin Amerikalı baştan mimara bir özgürlük vaat ediyor tabii.
08:11Çünkü onun sayesinde iş bulur, karısına kavuşur, kalacak yeri olur artık.
08:17Ve böyle bir sahnede ağacının altına oturmuş, nihayet üzerime iyi talih kondu diye düşünürken de orada kırmızı bir elma yemesi de çok ironik.
08:26Aslında cennetten sürülen Adem Hava gibi demek ki hayatta tepetaklak olacak.
08:31Nitekim Amerika yeni hayat, yeni bir dil sunsa da karısının deyimiyle tutsaklık baki.
08:39Ve bu entelektüel mimar bir Noel yemeğinde de bir merak unsuruna dönüşüyor.
08:45Yani zenginler onun savaşı tüyler ürpertici bir hikaye olarak dinliyorlar.
08:51İşte Van Buren'in oğlu böyle alay ederek sanki kız kız gülüyor.
08:56Ve bir yandan da eve yılbaşı süsleri hakim ama bu mimarı ötekileştiren aile de bana göre dinden oldukça uzak.
09:06Ve bu din binaya da aslında hakim.
09:09Ve şafakta ve gün batımında güneş harç şeklinde yansıyacak bu halk merkezine.
09:16Fakat bina kazayı ve ayrımcılığı beraberinde getirir.
09:19Evet ve mesela şeyi de çok ben anlayamadım filmde.
09:23Lazlo Bauhauslu bir mimar.
09:24Amerika'ya geldiğinde niye bu kadar işte Harrison'a bağımlı?
09:29Bauhauslu mimarların işte networkleri yok muydu?
09:32Hani öyle bir yerden niye bağımlı olduğunu çok iyi anlamadım.
09:36Çünkü ya Harrison'ın için çalışıyor ya kömür kürüyor falan gibi bir şeyde bıraktı kendini.
09:42Ama mesela işte özellikle karısının gelişiyle bu Harrison'ın mikroagresyonları da iyice artmaya başlıyor.
09:50O akşam işte bozuk parayı atıyor yere düşüyor onu istiyor.
09:54İyice artık hani o güya yaptığı iyiliğin, ona sunduğu işte o özgürlüğün, alanın vesaire falan filan aslında bir karşılığı olduğunu,
10:03işte bir minnet ayıkkısı giydirdiğini ona, borçluluk hissini ve aslında tehdidi de iyiden iyiye hissetmeye başlıyoruz.
10:11Ve mesela işte Harrison'ın oğlu Harry yeğen Sofya'yı cinsel tacizde bulunuyor.
10:19Bir de şeyi konuşmak istiyorum hocam sizinle.
10:22Mesela karısı geliyor ya Elsebet, tekerlekli sandalyede çünkü işte kıtlıktan dolayı bir hani kemik hastalığına yakalanmış.
10:29Ve Lazlo karısıyla sevişmek istemiyor, canını yakmaktan korktuğunu söylüyor.
10:35Ama orada kadın bayağı adama istemediğini söylediği halde kendini zorluyor ve yani aslında cinsel şiddet uyguluyor.
10:44Ben onu düşündüm yani siz ne düşündünüz bu sahneye dair yani onların o ilk buluştukları yataktaki o gece?
10:51Yani bence kadın sanki evet zorla Lazlo'nun karısı olmaya çalışıyor ama aslında ilişki çoktan bitmiş.
11:00Hani kadının tekerlekli sandalye olması ya da acı çekmesi bana bir bahane gibi geldi.
11:07Yani ikili birbirlerinden kopuk ve kocasını da onu yıllardır aldattığını da biliyor.
11:13Ve sanki burada mimarın cinsel kimliği de bana bayağı bir muğlak gibi geldi.
11:18Bu evet bahsettiğin yatak sahnesinde de evet yani kocasına da zorla dokunuyor ama mimar da hani kalkıp gitmiyor bu sahnede.
11:27Belki de hani ben geçmişin bir kefaretini ödediğini düşündüm.
11:32Yani ben saldırıdan çok sanki dayanılmaz bir çaresizlik olarak okudum o sahneyi.
11:38Evet ve yani aslında borçlu hissettiren karısı da gibi geldi bana Lazlo'ya.
11:43Sanki karısını seks borçluymuş gibi orada da hissettiriliyor.
11:48Bir diğer cinsel şiddet olayı da spoiler spoiler spoiler spoiler.
11:52Ne zaman böyle bağırayım yine alarmda çalışırayım.
11:55İtalya'da gerçekleşiyor. Harrison Lazlo'ya tecavüz ediyor.
12:00Ben mesela bu tecavüz sahnesinin aşırı gereksiz olduğunu düşündüm.
12:04Çünkü bu güç dinamikleri işte o mikro agresyonları vesaire bence çok iyi veriliyordu.
12:10Bu kadar hani gözümüze gözümüze sokmasına bence gerek yoktu diye düşünüyorum.
12:16Çünkü zaten evet biliyoruz Harrison Lazlo'nun üstünde hakimiyet kuymak istiyor, güç uygulamak istiyor, kontrol istiyor.
12:23Bence alttan altta çok iyi veriyordu.
12:26Siz ne düşündünüz bu tecavüz sahnesine dair?
12:31Yani bence tecavüz filmin dönüm noktası ve film bizi en baştan hazırladı bu sahneye.
12:39Hani kuzen ve mimarın tren istasyonunda sarılmaları,
12:43mimar yine evden çıkarken erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığı sorulması,
12:49sonra yine mimarın kuzeni ve kuzeninin karısıyla dans etmesiyle böyle tansiyon yükseldikçe yükseldi filmde.
12:58Ve ben filmin başından beri acaba bu tansiyon nerede patlak verecek diye bekledim.
13:04Yani film doruk noktasından da hemen önce İtalya'da eril gücü simgeleyen bizi dağlarla çevirdi.
13:14Yani bu inşa ettiği binaya tutsak mimar gibi biz de sanki o beyaz mermerlerle çevrili taş ocağına hapsolduk.
13:23Ve o dağları gördüğümde de zaten bir olay olacağını da tahmin ettim.
13:29O yüzden ben sahneyi filmde gerekli görüyorum.
13:32Gelelim brutalizme.
13:34Ben mesela hani işte evet bir bina yapmak istiyor ve burada beton kullanmak istiyor, yapılar yüksek falan.
13:42Ama hani mesela neden brutalizm?
13:44Brutalizm akımının felsefesi ne? Nasıl bir bakışı var? gibi bir yerlerde brutalizmi anlamadım.
13:52Yani kelime olarak brutal şeyler yaşadığı için adam bunu alalım işte bir de betonu dayayalım falan gibi düşünmüşler gibi geldi.
14:00Yani hani Lazlo neden bu mimariye yöneliyor? Orada neyi yaşıyor? Neyi buluyor?
14:06Bir atmosfer yaratmak dışında bunu pek alamadık gibi geldi bana filmde.
14:12Siz ne düşündünüz brutalizm akımının filmdeki işlenişine dair?
14:16Aslında bina sözde bir halk merkezi.
14:19Asıl amaç Amerikalı iş insanının ego gösterisi.
14:23O yüzden de evinin karşısındaki tepenin başına inşa edilsin istiyor.
14:28Hatta soğuk bir günde bütün misafirlerini evden çıkartıp tepeye götürüyor.
14:34Ve bu tepe de İtalya'daki dağ manzarası gibi eril gücün sembolü.
14:40Bu binayı yaparken de miyvar toplama kampının o klostrofobik hücrelerinden esinlenmiş.
14:47Tek farkı da özgürlük umudu veren yüksek çatılar kullanması.
14:52Ben bu labirente benzeyen koridorlarda bu mimarın kaybolduğu sahneleri çok beğendim.
15:00Yani kendi inşa ettiği binaya kendi hapsoluyor.
15:04Evet ve daha sonrasında da mesela bu tecavüz sahnesinden sonra karısı vamburanlarla yüzleşiyor.
15:14Ve ben şeyi anlamadım mesela orada.
15:16Sen şey mi demek istiyorsun?
15:18Ben kocasına da cinsel şiddet uyguladığını düşündüğüm için kocama sadece ben tecavüz edebilirim.
15:23Falan gibi bir çıkış yaptığını düşündüm orada el sepetim.
15:28Peki filmin en son artık kapanışına dair yorumlarınız neler?
15:33Film Lazlo'nun bu savaştan sonra sessizliğe bürünen yeğeniyle başlamıştı.
15:40Ve filmin sonunda artık bu genç büyümüş.
15:43Ve 1980'ler bir yana elinde amcasını onurlandıran bir konuşma yapacak.
15:49Ve bu konuşmada diyor ki en sonunda önemli olan yolculuk değil varış noktasıdır diyor.
15:56Ama bu çok sesli filmde gene bu seslerden bir tanesi.
16:00Çünkü bu karakter ne kadar varış noktasını vurgulasa da serginin adı geçmişin günümüzde varlığı.
16:07Yani aslında serginin kendisi geçmişi bize sürekli hatırlatıyor.
16:13Bir yolculuğu hatırlatıyor.
16:15Ve son sahnede bu Zofia'nın gençliğini oynayan oyuncunun son sahnede de Zofia'nın kızını aslında oynaması çok hoşuma gitti.
16:26Ve bu kız tam bu tekerlekli sandalyedeki mimarın yanı başında duruyor.
16:31Ve o kızın orada olmasıyla da yolculuğu hep vurguluyor film.
16:34Yani biz ne kadar artık Zofia'nın daha büyümüş halini görsek de aslında gençliğini oynayan oyuncunun orada olması yolculuğun daim olduğunu gösteriyor.
16:47Zaten film öyle olmasaydı herhalde 3,5 saat olmazdı.
16:51Yani 3,5 saatlik bir yolculuktayız.
16:54Nasıl açılış sahnesinde birden fazla ses vardıysa bence finalde de öyle.
17:01Ve yeğenin konuşması ile serginin ismi bence bambaşka hikayeler anlatıyor.
17:06Ve burada yeğen de zaten olmayan bir aşk hikayesi yazıyor aslında mimar ve teyzesi arasında.
17:14Bana bir nevi aslında bu tv spikeri nasıl Pensilvanya'yı övüyorsa ve bize hikaye anlatıyorsa filmin sonunda Zofia da başka bir hikaye anlatıyor.
17:24Ben de mesela varış noktasının Zofia filmin bir noktasında Kudüs'e gittiği için ve oradan ev diye bahsettikleri için
17:30orada bahsettiği şeyin de hatta filmin son mesajının Kudüs'e işaret etmek olduğunu hatta düşündüm.
17:38O yüzden de hatta böyle şey yapıyorum yani size vadedilmiş topraklar yani hani böyle başkalarını evlerinden etmek pahasına
17:47ev olarak çağırdığınız bir yere gitmek diye düşünerek hani aslında varış noktası deyişini ona bağladım.
17:54Çünkü Zofia'yı da İsrail'le Kudüs'le özleşleştirdiğimiz için filmde.
17:59O yüzden de böyle böğürttüm yani hatta o sonda da sinir oldum yani ne bu dedim hani kapanış mesajı böyle.
18:11Peki bu film neden izlenir dersiniz hocam?
18:13Yani bence film müziği, coğrafyayı ve mimariyi başarıyla birer karaktere dönüştürmüş.
18:20O siren sesini andıran müzik, o dağ manzaraları, o klostrofobik halk merkezi, karakterlerin sıkışmışlığına başarıyla resmediyor.
18:29Ben de bu Amerikan Rüyası eleştiresini sevdim.
18:34Bir de hani tecavüze kadar işlediği o Lazlo ve Harrison'ın o hani o alttan altta işleyişini aslında başarılı buldum filmde.
18:44Peki neden izlenmez dersiniz?
18:46Yani sonuçta gene bir soykırın hikayesi izliyoruz ve başrol de gene piyano filminde olduğu gibi Adrian Brody var.
18:54Ve artık belki farklı din ve etnik kökenden gelen göçmenlerin de hikayelerini izleyebilmeliyiz.
19:01Evet ben de öyle düşünüyorum ve hani filmin bu hani İsrail'i aklama çabası,
19:06hani gittik biz bunları yaptık ama sorun bakın niye yaptık falan der gibi böyle bir kendini açıklama, haklı çıkarma çabası olduğunu düşündüm.
19:17Oysa şu anda hani orada Filistinliler neler neler yaşıyor.
19:21Bir de karakterler bana aşırı sembolik geldi.
19:23Mesela Lazlo'nun arkadaşı siyahi olan Gordon tamamen sanki böyle şey Lazlo ırkçı değil demek için var gibi.
19:32Yani o dönemlerde 50'lerde işte 60'larda vesaire bir sürü hani mücadele dönüyor buna dair hiçbir şey görmüyoruz.
19:40Yani Gordon'ın nasıl bir şeylere maruz kaldığını film değinmiyor.
19:43Hani zaten siyahların nelere maruz kaldığını biliyoruz diye mi?
19:47Yani soykırımı da holokostu da hani biliyoruz zaten aslında.
19:52O yüzden hani böyle çok sembolik gelen bazı şeyler de oldu bana.
19:56Bir de ben o filmi kestim 2 saat yapardım kurbusunu diye düşünüyorum.
20:01Çok çok çok uzundu.
20:03Ama gene de düşündüğümde de aslında Lazlo'nun da kötü darbana bildiği tek kişi de siyahi karakter Gordon.
20:14Yani o yüzden de o sahnelerle beraber de mimar idealleştirilmemiş.
20:19Ve gene azınlıklar azınlıklarla ancak arkadaş olabildiğini de görüyoruz bence.
20:23Evet o zaman bir sonraki bölümde buluşmak üzere diyelim mi?
20:26Evet bir sonraki Ekranı Aşkına da tekrar görüşmek üzere.
20:29Hoşçakalın.

Önerilen