Hayatlarını el emeği göz nuruyla yaptıkları eserlerden kazanan zanaatkârların, alın teri yolculuğu Ülke TV’de…
Bakırı sabırla döven bakır ustaları, halı dokuma tezgâhlarından yükselen emeğin sesi, unutulmaya yüz tutan ata mirası meslekler ve hikâyeleri Ülke’nin Alın Teri’nde… Mesleklerini aşkla icra eden atadan, ustadan miras kalan becerilerinin birkaç temsilcilerinden olan bakırcılık, sedef kakma, ipek halı dokuma ve deri ustalarının meslek yolculukları Ülke TV’de…
Geçmişi çok eskiye dayanan mesleklerde usta çırak ilişkisinin de önemine dikkat çeken ustalardan, ders niteliğinde sözler ve daha fazlası Ülke’nin Alın Teri’nde…
Bakırı sabırla döven bakır ustaları, halı dokuma tezgâhlarından yükselen emeğin sesi, unutulmaya yüz tutan ata mirası meslekler ve hikâyeleri Ülke’nin Alın Teri’nde… Mesleklerini aşkla icra eden atadan, ustadan miras kalan becerilerinin birkaç temsilcilerinden olan bakırcılık, sedef kakma, ipek halı dokuma ve deri ustalarının meslek yolculukları Ülke TV’de…
Geçmişi çok eskiye dayanan mesleklerde usta çırak ilişkisinin de önemine dikkat çeken ustalardan, ders niteliğinde sözler ve daha fazlası Ülke’nin Alın Teri’nde…
Category
📺
TV ve DiziDöküm
00:00:00MÜZİK
00:00:2519-1964 doğumluyum.
00:00:28Batman Gercüş'te doğdum, Nurlu Köyü'nde.
00:00:311975'te ilkokulu bitirdik.
00:00:34Öğretmenimiz sınıfça bizi aldı, kimliğimiz yoktu.
00:00:38Bizi aldı, ilçeye götürdü Gercüş'e.
00:00:41Araba da yok, yayın gittik.
00:00:43Öğretmenim Ankaralı, Halettin Öztekin.
00:00:46Hala görüşüyorum, 25 sene sonra kendisini buldum.
00:00:49Sınıfça hiçbirimizin kimliği yoktu.
00:00:52Bizi ilçeye götürdü.
00:00:55Kimliğimizi çıkaracak ki diploma versin bize.
00:00:58Her doğan çocuğa gidip kimlik çıkarmıyorlardı.
00:01:02Hiçbirimizin yoktu, hepimizi sınıfça topladı.
00:01:05Biz de şehire gideceğiz diye seviniyorduk.
00:01:08Sabah 5'de kalktık, yayın olarak Gercüş'e gittik.
00:01:1240-50 kişi vardı, öğretmen bizi götürdü.
00:01:15Bir de orada benim amcam o sene hacca gitmişti.
00:01:18Hacdan geldi, bana bir boğazlı kazak getirmişti.
00:01:21Boğazlı kazağı giymişim.
00:01:23Bizim sınıfta da bir fotoğraf çekiyorduk.
00:01:26Eski su fotoğrafları vardı.
00:01:28Sırayla fotoğraf çekiyorduk.
00:01:30Bir tane kravat var, herkes bağlıyor.
00:01:32Sıra bana geldi, hayatımda kravat mı bağlamışım?
00:01:35O kravatı ben de boğazlı kazağın üzerine bağlamışım.
00:01:38Gerçekten öyle bir kimliğimizi çıkardı.
00:01:41Ondan sonra biz Adana'ya göç ettik.
00:01:44Köyde kayıt falan önemli değildi ki.
00:01:47Kimlik yoksa okula kayıt etmeyecek bir şey yoktu.
00:01:50Herkes öyleydi, son zamanlara kadar hep öyleydi.
00:01:53Bizi kemik testi yaptılar, yaşımızı belirlediler.
00:01:56Ama onların doğum tarihi nedir bilmiyorum.
00:01:58Fakat hepsine bir yaptı, öyle biliyorum.
00:02:11Kebap çok güçlü bir ateş de olmayacak, çok sönük de olmayacak.
00:02:15Orta olacak kömürü, ateşi.
00:02:17Hafif pişecek böyle.
00:02:18Yani etin her tarafı eşit şekilde ateş alabilmeli.
00:02:21Farkındaysan sık sık çeviriyoruz.
00:02:23O orantiyi yakalayana kadar ustanın gözü kebapta olacak.
00:02:27Gözünü ayırmayacak.
00:02:28Et sulu olmalı.
00:02:30Çok kuru etin tadı kaçıyor o zaman.
00:02:32Çok kuruttuğun zaman o etin suyu, vitamini kuruyor.
00:02:36Çiğ de olmayacak işte, onu ayarlayacak usta.
00:02:39Bunları bilmeli.
00:02:40Usta ne için var?
00:02:41Bunları tam kıvamına getirmesi lazım.
00:02:44Onun için.
00:02:48Adana'ya göç etmemizin nedeni yoksulluk.
00:03:01Yoksulluktu yani, geçimsizlik.
00:03:03Bizim köyde gelir yoktu.
00:03:06Kırsaldı, su yoktu, elektrik yoktu.
00:03:10Elektrik 1984'te geldi bizim köye elektrik.
00:03:13Biz o zaman Adana'daydık, göç etmiştik.
00:03:16Su yoktu, kuyu su, yağmur suyu içiyorduk.
00:03:18Herkes bir kuyu kazardı.
00:03:20Hala da var.
00:03:21O yağan yağmuru kuyuda birikir.
00:03:23Tülbentle süzerdi, şöyle şöyle kırmızı kurtlar çıkardı.
00:03:26Biz öyle gördük yani.
00:03:28Daha su yeni geldi, çok olmadı geleli.
00:03:30Adana'ya gelir gelmez Lokanta'da çalıştım.
00:03:33Kebapçi'de çalıştım.
00:03:35Öz Asma 6 vardı orada çalıştım.
00:03:38Sonra Antep'te çalıştım.
00:03:41Dışarıya paket falan götürüyordum.
00:03:43Ustalar bizi dövüyordu hata yaptığımız zaman.
00:03:45Hata yapma şansımız sıfırdı.
00:03:47Ve karşı çıkma şansımız da sıfırdı ki biz öyle bir terbiyesizlik yapmıyorduk.
00:03:51Ustamız babamızdı.
00:03:53O zaman kızıyordum ama şimdi dua ediyorum onlara.
00:03:55Onların sayesinde ben meslek sahibi oldum.
00:03:57Onların sayesinde bugün bu duruma geldiysem onların emeğiyle,
00:04:01babamın, anamın yapmadığını onlar yaptı bize.
00:04:03Yol gösterdiler.
00:04:05Bir öğretmen gibi, nasıl diyeyim bir baba gibi
00:04:09bize iş meslek öğrettiler, hayatı öğrettiler.
00:04:12Hayatı onlardan öğrendik.
00:04:14Yaşamayı onlardan öğrendik.
00:04:16Onları kendimize örnek aldık.
00:04:18Ve iyi ki de almışız.
00:04:20Şu anda öyle bir şey yok.
00:04:22Şu anda geliyor bir laf söylüyorsun.
00:04:24Soğanı böyle yapma diyorum sırtını dönüp çekip gidiyor.
00:04:26Ben buna yozlaşma diyorum.
00:04:28Yani sorumluluk yok.
00:04:30Gelecekle ilgili düşüncesi yok.
00:04:33Günlük yaşıyor.
00:04:35Biz o yaşta 10-20 sene sonra planını yapıyorduk.
00:04:45İsmim Gani.
00:04:47Soy ismim Mutlu.
00:04:49Batmanlıyım.
00:04:51Yani doğma ömrüm Adana.
00:04:5319 Mayıs'ta doğdum.
00:04:55Çıraklıktan başladık.
00:04:57İlk önce şişten başladık.
00:04:59Bizim şiş temizlemeden başlıyor.
00:05:01Ustaların kebap pişirdikleri şişler boşa geçiyor.
00:05:03Onlar biz süngerle, tellerle silerdik, yıkardık.
00:05:05Ondan sonra tekrar ocağa atardık, kuruturduk.
00:05:07Tekrar aşağıya atardık böyle temiz temiz şeklinde.
00:05:09Şişten biz mesela hemen hemen 5-6 ay sonra salata bölümüne geçirdik.
00:05:13Soğan doğrama, domates.
00:05:15Elimizden gelene kadar ziyan etmemeye çalışıyorduk yaptığımız şeyleri.
00:05:17Çünkü sonuçta attığımız şeyler nimettir.
00:05:20Hani ister istemez çok dikkat ediyorduk böyle şeylere.
00:05:22Her zaman ustabaşım bunu bana söylerdi.
00:05:24Ne olursa olsun sonuçta bu bir nimettir.
00:05:26Atarsan günahı girersin.
00:05:28Bunun bile hesabını ödeyeceksin yani.
00:05:3016-15 arası başladım.
00:05:32Ben şu an 30 yaşındayım.
00:05:33Ben ustayım dersen kaybetmiş olursun.
00:05:35Bir işi daha güzel yapmaya çalışırsın.
00:05:37Daha daha daha güzel yapmaya çalışırsın.
00:05:39Bir işi yaparken aşkını, sevgini, her şeyini vermen gerekiyor o işin.
00:05:42Bir müşteri boş para da istese vereceksin.
00:05:44Buradan memnun çıkacak bu adam.
00:05:46Mutlu çıkacak.
00:05:47Diyecek işte aradığım yer burası demesi gerekiyor.
00:05:58İbrahim Usta gerçekten ustalar gibi.
00:06:00Belki Türkiye genelinde söyleyeyim.
00:06:02Onun gibi bir usta yok.
00:06:04Gerçekten ben bunu şahsıla herkese söylüyorum.
00:06:06Çünkü geçmişinden dolayı.
00:06:08Bir tane ustam var tabii.
00:06:10Usta başım diyelim.
00:06:12Benim tek kelimesi çok hoşuma girer.
00:06:14Bir insan, bir usta.
00:06:16Kötü yanları da var, iyi yanları da var.
00:06:18Her zaman iyi taraflarını at ama kötü taraflarını her zaman at.
00:06:20Hiç bakma.
00:06:22Bağırır, çağırır, kızar ama senin iyiliğin için yapar bunu.
00:06:24Bilmediğim çok şeyler var bana.
00:06:26Öğretecek.
00:06:28Daha belki ben 14 senelik bu meslekte olabilirim ama daha belki eksiklerim de vardır yani.
00:06:32Vardır da daha doğrusu.
00:06:34Her şey oldu, bildim, ustayım demekle bitmiyor bu işler.
00:06:40Müzik
00:06:54Çıraklığa başladığımda onca diyordum iyi bir usta olayım.
00:06:56Bu işi iyi öğreneyim.
00:06:58İyi bir usta olayım.
00:07:00Benim de dükkanım olsun.
00:07:02Evim olsun.
00:07:04Güzel yaşayayım.
00:07:06Bu hayalleri kuruyorduk.
00:07:08İçimize veriyorduk.
00:07:10Ben o yaşta hafta sonu bile çalışıyordum.
00:07:12Hatırlamıyorum izin yaptığımı.
00:07:14Öyle alıştık.
00:07:16Hala o alışkanlık devam ediyor.
00:07:1877-78 yıllarında yak kuyruğu vardı.
00:07:20Yak kuyruğu bizim çalıştığımız yerde kuyruk yakı birikti.
00:07:24Biz et tava, pirinç tava falan yapıyorduk fırında.
00:07:28Sıvı yak bulamıyorduk.
00:07:30Ondan kıkırdak çıkıyordu.
00:07:32O kıkırdağı ustalar bunu karavana yaptı.
00:07:36Fırında kapalı şeklinde, börek şeklinde fırına attılar.
00:07:40Personel karavana diye, yemek diye.
00:07:42Kimse yemedi onları.
00:07:44Yemeyince ben de ustaya dedim ki usta dışarıya paket götürüyordum.
00:07:48Kahvelere falan, esnaflara.
00:07:50Patrona dedim ki ustam ben bunu götürüp satayım mı dedim.
00:07:54Sat dedi.
00:07:5650 kuruştan bana ver gerisi senin.
00:07:58Ben de gittim onları, yapılan börekleri götürdüm kahvelere sattım 1 liradan.
00:08:0450 kuruşla balık alıyorum.
00:08:06Aldığım bahşiş yömyeği de eve veriyorum.
00:08:08O parayı da ben böyle para biriktirdim.
00:08:10Benden sonra bir baktım herkes peynirli börek yapmaya başladı.
00:08:16Sepetle satmaya başladı herkes.
00:08:18Öyle bir şey yaşadım.
00:08:30İş de fazlaydı.
00:08:32Yani sabahleyin başlardı akşama kadar.
00:08:36Her birinde 4-5 tane usta çalışırdı.
00:08:38O zaman balık ya da şu bu Adana'da çok böyle gözde değildi.
00:08:44Herkes kebap yiyordu.
00:08:46O dönemde 4-5 tane usta var.
00:08:48Bizler de çıraklarıydık.
00:08:50Şuraya git, buraya git, soğan soy, burayı temizle, şunu yap.
00:08:52Biz bunları yaparken de onlara bakardık.
00:08:54Bakardım böyle ne yapıyor.
00:08:56Sabahleyin et gelir, gövdeyle et gelir, etleri ayıklar.
00:09:00Sinirini alır, zırhla el kıyması yapar.
00:09:04Bunları yıllar içerisinde baka baka öğrendik.
00:09:08Sonra kendi yemeğimizi yapacağımız zaman izin alıyorduk.
00:09:12Kendi yemeğimi kendim yapabilir miyim diye.
00:09:14O da izin verirdi.
00:09:16Kıymayı alırdık, saplardık, bozardık, bir daha saplardık.
00:09:18Belki yarım saat onunla uğraşıp öyle şekilde öğrenmemiz o şekilde oldu.
00:09:24Kendi yemeği, mesela bana 100-200 gram et veriyor.
00:09:26Kıyma ver, bu senin diyor.
00:09:28Bu yemeğimi ben kendim yapabilir miyim diyorum.
00:09:30İzin veriyordu bana. Ben de kendim yemeğimi yapıyordum.
00:09:32Bir zararım olmuyordu.
00:09:46Ustam vardı.
00:09:48Said Usta çok iyiydi bir insandı.
00:09:50Said Usta ustabaşıydı.
00:09:52Hepsinin ustabaşıydı.
00:09:54Said Usta bana çok yardımcı oluyordu.
00:09:56Beni çok seviyordu.
00:09:58İşi öğrenmemi istiyordu.
00:10:00Onun emeği benim üzerimde çok.
00:10:02Emekli oldu.
00:10:04Ben dükkan açınca rica ettim.
00:10:06Ağabey gel başımızda dur, bir babalık, ağabeylik yap.
00:10:08Geldi bizim yanımızda da biraz bize ağabeylik yaptı.
00:10:10İş yerimde.
00:10:12Ondan sonra yaşlandı.
00:10:14İşi bıraktı, mesleği bıraktı.
00:10:16Bir gün personele yemek çıkıyordu.
00:10:18Ben de o yemeği yemiyordum.
00:10:20Kendim aldım, et pişirdim.
00:10:22Başka bir usta geldi bana kızdı.
00:10:24Kendi başına böyle yapıyorsun.
00:10:26Patron da gördü.
00:10:28Patron geldi dedi ki, ben çalışkandım.
00:10:30Bazen 300 noktaya paket götürüyordum.
00:10:32O zaman tepsi diyorduk, paket değil.
00:10:34Tepsiyle yemek götürüyorduk esnaflara.
00:10:36Bazen gelirdim ki, yazmamış birkaç tanesini.
00:10:38Usta diyorum, sen bunu, bunu, bunu
00:10:40burayı yazmamışsın.
00:10:42O yüzden bana çok güveniyordu.
00:10:44Beni de çok seviyordu.
00:10:46Geldi ustaya kızı dedi ki, benim malımdır.
00:10:48İbrahim dedi, serbesttir burada.
00:10:50Cani ne istiyorsa onu yesin.
00:10:52Hiç unutmuyorum o anı.
00:10:54Çok yoğun oluyordu.
00:10:56Bir geliyordum ki, 3-4 tane yazılmamış.
00:10:58Deftere yazılmamış.
00:11:00Ben istersem o parayı vermezdim.
00:11:02Ona cebime koyardım.
00:11:04Ama ben onu yapmadım.
00:11:06Diyordum ki, usta bak sen bunu, bunu yazmamışsın.
00:11:08Parasını takdim ediyordum.
00:11:10O da benim dürüstlüğüme, beni öyle seviyordu.
00:11:12Ben de çalışkandım, işimi de güzel yapıyordu.
00:11:14Aslında Adanalı'yım.
00:11:16Yani öyle alıştık ama
00:11:18Osmaniye sonradan il olunca az alışkanlığı.
00:11:20Yine Adanalı'yım diyoruz.
00:11:22Ama babam Osmaniyeli.
00:11:24Ben çocukluğumdan alıştığım için
00:11:26hani babam, biz her Kurban Bayramı'nda
00:11:28küçük baş kestiğimizden dolayı
00:11:30kahvaltımızı rahmetli babam
00:11:32hep hayvanın ciğeriyle yaptırırdı.
00:11:34Oradan bir alışkanlık.
00:11:36Günümüzde
00:11:38çok fazla
00:11:40hayvanın ciğeriyle
00:11:42alışkanlık.
00:11:44Günümüzde bilinir ama
00:11:46genelde dana ciğeri yediklerinden dolayı
00:11:48kadınlar da çok fazla sevmez.
00:11:50Aslında kuzu ciğeri yerlerse
00:11:52bu lezzetin farkına
00:11:54varacaklar.
00:11:56Lavaşın arasına ciğerimizi
00:11:58koyup
00:12:00soğanımızdan biraz koyup
00:12:02ciğerin olmazsa olmazı
00:12:04kimyonu mutlaka dökmemiz gerekir.
00:12:06Kimyonu neden yeriz?
00:12:08Sakatat olduğu için,
00:12:10herhangi bir rahatsızlık vermemesi için
00:12:12kimyonu dengeler.
00:12:14Bir kuru soğanımız var, bu şekilde
00:12:16pevraz dediğimiz bir de közde pişirdiğimiz
00:12:18kuru soğanımız var.
00:12:20Bunu da yine aslında daha küçük
00:12:22arpacık soğan dediğimiz o da o kadar hızlı pişer.
00:12:24Ama burada çok fazla talep olmadığı için
00:12:26iri soğanları
00:12:28yaklaşık bir 45 dakika
00:12:30köz odunun üzerinde pişirirsek
00:12:32çok daha lezzetli olur.
00:12:34Böylece ağızda kokmaz pişmiş soğan
00:12:36olduğu için.
00:12:40Şalgam denilince
00:12:42Osmaniye, Adana
00:12:44aslında tanelidir.
00:12:46Bizim oralarda havucuyla birlikte gelir.
00:12:48Tanesini İstanbul'da çok fazla
00:12:50talep etmiyorlar.
00:12:52Ama ben olsam yerim tabii.
00:12:54Adana, Urfa diye aslında
00:12:56burada öyle alışılageldik bir isim koymuşlar.
00:12:58Adana deyince acı,
00:13:00Urfa deyince tatlı.
00:13:02Ama bu doğru bilinen
00:13:04yerlerden bir tanesi
00:13:06Adana'da.
00:13:08Ama bu doğru bilinen
00:13:10yanlışlar aslında.
00:13:12Adana ya da Urfa dediğimizde
00:13:14öyle bir şey yok. Kıyma kebabı vardır.
00:13:16Adana ya da
00:13:18Urfa'ya şey yaptığımızda acı
00:13:20istediklerinde yine aynı
00:13:22kıyma kebabı gelir ama yanına acı
00:13:24biber konur. Siz kendiniz
00:13:26o acı tadını alırsınız.
00:13:28Ama bunu kıymayı acı yaparak
00:13:30Adana ya da tatlı yaparak
00:13:32Urfa değildir. Kıyma kebabıdır.
00:13:34Haftada bir geliyorum.
00:13:36Özellikle ciğerini yemeye.
00:13:38Çünkü bu ciğeri gerçekten başka bir yerde
00:13:40bu lezzetle yiyemiyorum.
00:13:42Her yerde dana
00:13:44ciğeri oluyor ama İbrahim
00:13:46Usta'da kuzu ciğeri olduğu için
00:13:48İbrahim Usta'yı talep ediyorum.
00:13:50Ve çocukluğuma beni götürüyor çünkü.
00:14:07Bir çalışan onca
00:14:11kendi işimmiş gibi çalışmalı.
00:14:13Ne olursa olsun. Ben her zaman bunu söylüyorum.
00:14:15Bir çalışan kendi yönyesini
00:14:17belirler. Patron belirlemez.
00:14:19Bir insan verimliyse sen ne verirsen
00:14:21ver pişman değilsin.
00:14:23Verimsizse ne ucuz da çalışırsan
00:14:25boştur. Yani bir çalışan
00:14:27dürüst olacak, işine sarılacak.
00:14:29Ben burada işçiyim gözüyle bakmayacağım.
00:14:31Ben buranın sahibiyim gözüyle bakacağım.
00:14:33Bu mekana. Domates doğuruyorum.
00:14:35Aynı bahsettiğim iş yerinde
00:14:37ben uzun süre çalıştım orada.
00:14:39Şimdi domatesin kökü.
00:14:41Kimisi böyle bıçakla şöyle
00:14:43vurur, atar. Ben öyle yapmıyordum.
00:14:45Ben bu kökü böyle ayırıyordum.
00:14:47Ondan sonra doğuruyorum. Ne haberim yok.
00:14:49Bir el çırptım da bana vuruyor.
00:14:51Aferin oğlum dedi. Sen adam olacaksın.
00:14:53Ya bu israf, günah. Niye atacaksın çopa?
00:14:55Kökünü çıkarıyordum ama bazıları ne yapıyordu?
00:14:57Şuradan bıçakla böyle vuruyordu.
00:15:0517 yaşında
00:15:07Adana'dan Marmaris'te kebapçı
00:15:09usta olarak gittim. O dönemde
00:15:11böyle Marmaris'te
00:15:13yeni yeni böyle parlıyor.
00:15:15Tesis bu kadar fazla yoktu.
00:15:17İnsanlar o kadar bir yoğunluk oldu ki
00:15:19insanlar arabalarda yatıyordu.
00:15:21Marmaris'in böyle patlama
00:15:23yaptığı dönemler. Bizim patron
00:15:25Adana'lıydı. Evliler gitmiyordu.
00:15:27Ben zaten gençtim, bekardım.
00:15:29Ben gittim Marmaris'te çalıştım.
00:15:31Marmaris'te Adana kebabını tanıttık. O dönemlerde
00:15:33yani herkeste
00:15:35Adana kebabını bilmiyordu.
00:15:37Müthiş bir isim yaptık mekan olarak.
00:15:39Hatta şu anda da bizim patronun oğlu yaşıyor.
00:15:41Birlikte çalıştık. Levent Bey.
00:15:43Marmaris'te Ege mutfağı
00:15:45vardı. Biz de
00:15:47Adana mutfağını götürdük
00:15:49Marmaris'e. Özellikle
00:15:51dürüm, kebap, Adana kebabı
00:15:53çok talep vardı. Yerliler de
00:15:55çok talep ediyordu Marmaris'in yerlileri.
00:15:57Yani çok güzel işler yaptık orada.
00:15:59Ben orada işçiydim yani. Kebapçı ustaydım.
00:16:01Benim değildi mekan.
00:16:03Aylıkla çalışan bir insandım.
00:16:05Sezon bittikten sonra Adana'ya döndüm.
00:16:07Bir sene sonra bir daha gittim. Yazın iki sezon
00:16:09üç sezon oraya gittim. Kışın
00:16:11Adana'ya geliyordum. Ondan sonra geldim
00:16:13Adana'da tabla yaptım. Kendime tabla yaptım.
00:16:15Tablanın üzerinde
00:16:17ilk bir kilo etle başladım.
00:16:19Şimdi imkanım yoktu dükkan açmaya.
00:16:21Gücüm tabla etti. O zaman tabla
00:16:23seher de tutuluyordu yani.
00:16:25Serbayesiz bir işti.
00:16:27Bir tabla aldım. Dört tekerlekli
00:16:29bir tabla. Bir kilo etle başladım.
00:16:31Doğu ve Güneydoğu'daki
00:16:33bütün çiçekçiler gelip orada açık artırmayla
00:16:35çiçek alırdı. Bir gün iki gün orada kalırdı.
00:16:37O dönemde otoban yoktu.
00:16:39Çiçekler Yalova'dan gelirdi
00:16:41Adana'ya çoğu kışın.
00:16:43Bazen kar yağardı. Araba bir iki gün
00:16:45yolda kalırdı çiçek getiren araba.
00:16:47Araba yolda kalınca biz de iş yapıyorduk.
00:16:49O insanlar geri dönmüyordu dışarıdan
00:16:51gelenler. Doğu'nun bütün ilerideki
00:16:53çiçekçiler gelip Adana'dan çiçek
00:16:55alıyordu. Adana merkezdi. Araba
00:16:57yolda kaldığı zaman kar yağdı. Biz dua ediyorduk
00:16:59kar yaksın. Araba kalsın ki biz de iş yapalım.
00:17:01Ondan sonra bizim
00:17:03çok güzel iş yapıyorduk tablada.
00:17:05Tabladan sonra askere gittim.
00:17:0784'te askere gittim. Ankara'da
00:17:09askerlik yaptım.
00:17:11Askerden geldikten sonra dükkan açtım.
00:17:13İlk yerim 16 metreydi.
00:17:15Aynı o tablanın yerinde dükkan tuttum.
00:17:17Evde bir masa vardı. Götürdüm. İkiye
00:17:19böldüm. Toplama seramikler. Bir kilo
00:17:21pürzola yaptım onlara. Çeşit çeşit
00:17:23rengarenk yani atılan seramik.
00:17:25Atılan seramiklerden getirdim. Ocak başına
00:17:27yağışma gibi seramik yaptım boyuna.
00:17:29Yani imkansızlıktan.
00:17:31Ondan sonra o dükkanı açınca çok güzel iş
00:17:33yaptım. Orada patladı.
00:17:35Müthiş bir ilgi, güzel bir iş yaptım.
00:17:37Birçoğu tabladan biliyordu
00:17:39beni. Orada bir potansiyel
00:17:41yakaladık. Birçoğu biliyordu.
00:17:43Dükkanı açınca iş daha da iyi oldu.
00:17:45Zorlukları belediye
00:17:47sürekli gelip tablamı götürürdü.
00:17:49Araya birilerini koyup
00:17:51tablayı tekrar geri alıyordu. Bazen
00:17:53tablamımızı geri vermiyorlardı. Biz yeni
00:17:55alıyorduk. Zorluk da çektim.
00:17:57Ama en sonunda
00:17:59başardım yani.
00:18:24Soğan
00:18:26etle özdeşleşiyor.
00:18:28Etle daha güzel bir tat veriyor.
00:18:30Ama bulgur yersen bununla
00:18:32bulgur mu yedin, et mi yedin
00:18:34damağın bile fark etmiyor bunu.
00:18:36Eski ustalar
00:18:38eti tüm alır, getirir.
00:18:40Parçalar, ayıklar
00:18:42bir emek verir.
00:18:44Bunu bu şekilde hazırlar.
00:18:46Şimdiki ne yapıyor? Şimdi ben görüyorum
00:18:48pişiren saplayamıyor, saplayan
00:18:50pişiremiyor. Diyor ki ben
00:18:52pişiriciyim. Diyor ki ben hazırlıkçıyım.
00:18:54Diyor ki ben pişiriciyim.
00:18:56Böyle bir şey olur mu? Usta benim bir bütündür.
00:18:58Hepsini yapmalı yani. Geçen bir
00:19:00eleman lazımdı bana bir usta. Dedim
00:19:02zırh çekmesini biliyor musun? Yok abi
00:19:04dedi. Zırh yani eti elle çekmek.
00:19:06Makineye verdiğin zaman
00:19:08o kebabın, onun suyu
00:19:10gidiyor. Yani hamur gibi oluyor.
00:19:12Zırhla çektiğin zaman tane tane
00:19:14oluyor. Bu ocağı ateşe
00:19:16attığın zaman o eşit şekilde pişiyor.
00:19:18Yağ oranı eşit şekilde
00:19:20alıyor. Ateşi eşit şekilde
00:19:22alıyor. Böyle tane tane oluyor.
00:19:24Yediğin zaman ağzında bir
00:19:26tat, lezzet bırakıyor.
00:19:42Bu doğramak için, kemik kırmak için,
00:19:44eti parçalamak için. Böyle tüm
00:19:46gövde etini bununla parçalıyor. Bu satır.
00:19:48Bu da zırh.
00:19:50Şimdi millet şöyle bir şey var. Diyor ki
00:19:52satır kıyması. Bununla kıyma olmaz ki. Bununla
00:19:54kıyma olur. Sen 3-4
00:19:56kilo et koyuyorsun buraya. Bu eti hepsini alabiliyor.
00:19:58Sen bununla 1 kilo et çekebilir
00:20:00misin? Zırhla böyle
00:20:02olmaz. Bunun özelliği ayrı.
00:20:04Bunun özelliği ayrı. Bununla kemik
00:20:06kıramazsın. Eti parçalayamazsın. Bununla da
00:20:08kıyma yapamazsın.
00:20:10Eskiyle şimdinin arasında çok fark var.
00:20:12O zaman çalışan çıraklar
00:20:14şöyle diyordu. Mesela ben de onu yaşadım.
00:20:16Ben bu işi öğrenmek için gelmişim. Para
00:20:18kazanmak için. Bu benim meslek olarak
00:20:20yapmak için gelmişim buraya diyor.
00:20:22E şimdiki öyle değil.
00:20:241-2 sene çalışıyor. Ya bıktım bu işten diyor.
00:20:26Çok karşılaşıyoruz böyle. Ben bu işi
00:20:28yapmayacağım. Sosyal hayatım yok.
00:20:30Şu yok. Bu yok. Telefon
00:20:32halinden düşmüyor. E bizim zamanımızda
00:20:34telefon yoktu. Şu yoktu. Bu yoktu.
00:20:36Kendimizi tamamıyla
00:20:38işe odaklanıyorum.
00:20:40Kafasında, beyninde,
00:20:42gözünde iş var.
00:20:44Öğrenme şeyi var. Çalışma var.
00:20:46Şimdikiyle o arasında o farkı ben görüyorum.
00:20:48Bence ondan kaynaklanıyor.
00:20:501 ayda 3 tane meslek değiştiriyor.
00:20:52Böyle sabit çırak bulmak çok zor.
00:21:06Hayatımda ilk defa dükkan sahibi oluyorum.
00:21:08Hırslıyım.
00:21:10İyi olacağına da inanıyorum.
00:21:12Dükkanı açtığımızda
00:21:14muhasebeci bana bir kağıt verdi.
00:21:16Dedi ki bunu göt. O zaman
00:21:18getiri usulde bir vergi turu vardı.
00:21:20O avantajlıydı. O getiri
00:21:22usulü yapmak için muhtarın
00:21:24imzalaması lazımdı. Kaşa vurması lazımdı.
00:21:26Ben de bir arkadaştan
00:21:28ödünç motor aldım. Mobilyet aldım.
00:21:30Çok sürmesini de bilmiyorum. Giderken
00:21:32Asrımazalı'nın orada kaza yaptım. Ölümden
00:21:34döndüm yani. Kaza yaptım da kolum kırıldı.
00:21:36Yani o Allah korudu.
00:21:38Yoksa bir araba gelseydi üstümden geçerdi.
00:21:40Kolum kırılınca
00:21:42bir usta tuttum
00:21:44yapsın diye. Usta da
00:21:46kolum tam iyileşmeden
00:21:48doktor bana bir gün vermişti. O zaman
00:21:5025 gün müydü neydi? Yaşa göre bir
00:21:52sene veriyordu.
00:21:54Dedi ki bu güne kadar
00:21:56sökmeyeceksin alçıyı.
00:21:58Usta gidince ben alçıyı söktüm.
00:22:00Ben yavaş yavaş çalışmaya başladım.
00:22:02O da unutamayacağım bir
00:22:04anıydı benim için. Sonra karşımızda
00:22:06bir inşaat başladı. Ben onun
00:22:08inşaatını bir yer dükkan aldım.
00:22:10Taksitle. Oranın
00:22:12mülkünü aldım. Ve işimi fırın
00:22:14koydum. İşimi biraz genişlettirdim.
00:22:16Orada da
00:22:18bir süre devam ettim.
00:22:20Sonra ikinci on
00:22:22sene sonra 96 senesinde Adana
00:22:24Beyazevler'de bir balık
00:22:26restoran vardı. O balık
00:22:28restoran devretti.
00:22:30Ben devre aldım orayı. Orayı da
00:22:32kebap salonu yaptım. Kebaba çağırdım.
00:22:34Adana kebabına çağırdım.
00:22:36Orada da
00:22:38çok güzel bir yerdi. Adana'da tutuldu.
00:22:40Yani ilklerdendim Adana'da.
00:22:42İlk üçe
00:22:44giriyordu restorantım. İnsanlar da
00:22:46sahiplendi. Geldi. Biz de
00:22:48insanları memnun ettik hizmetimizle.
00:22:50Lezzetimizle.
00:22:52Ve esas şeyi orada yakaladım.
00:23:0098 senesinde ben Karşılıköy'ünde
00:23:02Adana Karşılıköy'ünde
00:23:04baktım böyle barajın
00:23:06kenarı daha gelişmemiş.
00:23:08Dedim kendi kendime buranın geleceği
00:23:10var. Bizim işe de uygun manzara
00:23:12var. Toroslar görünüyordu
00:23:14olduğum yerde. Orada
00:23:16arsa aldım.
00:23:18O arsayı
00:23:2098 senesinde aldım.
00:23:22Ama yol yok, su yok, bir şey yok.
00:23:24Kanalizasyon göle akıyor. O da uzun bir hikaye.
00:23:26Oranın yolun yapılması
00:23:28için çok mücadele verdim.
00:23:34Ben
00:23:36Zafer Uymaz.
00:23:38Adana'da Çanakkale'de yaşıyorum ama
00:23:40Adanalıyım. İbrahim abiyle
00:23:42Adana'dan tanışıyoruz. İbrahim abi
00:23:44Adana'da imparatordu.
00:23:46Çanakkale'den
00:23:48İbrahim abinin Çengelköy'de
00:23:50oturuyorum. Oradan hususi geliyorum, ciğerini
00:23:52yiyorum, kebabını yiyorum. Damadımla
00:23:54beraber gidiyorum. Her geldiğimde
00:23:56uğrarım. Her geldiğimizde de yeriz yani.
00:23:58Niye? Lezzetli,
00:24:00güzel, insan,
00:24:02adam. Hepsini birleştirdiğin anda
00:24:04zaten bu devirde de böyle insanları
00:24:06bulmak zor. Böyle lezzeti bulmak zor
00:24:08olduğundan dolayı da mecbur
00:24:10çıkıp gelip yiyoruz burada yani.
00:24:12Turgay Çetin.
00:24:14Beykoz'da matematik öğretmeniyim.
00:24:16Babamın sayesinde İbrahim ustayla
00:24:18tanıştık. Bu buraya ikinci,
00:24:20üçüncü gelişim. Fırsat buldukça
00:24:22gelmeye çalışıyorum. Gayet
00:24:24başarılı. Bu
00:24:26ciğeri ben İstanbul'da
00:24:28herhalde hiçbir yerde yememişimdir.
00:24:30Yemek tadı bana göre on
00:24:32üzerinden on diyebilirim.
00:24:462020'de Adana
00:24:48pandemi olunca biz orayı kapattık.
00:24:50İşimiz ters gitti.
00:24:52Orayı kapatınca
00:24:54İstanbul'a geldim. Burası bir
00:24:56arkadaşımın yeriydi. O arkadaşım
00:24:58bana destek oldu. Burayı dedi
00:25:00sen çalıştır. Ben burada çalışıyorum. Evet
00:25:02çalışıyorum. Burası onundur. Bir arkadaşımındır.
00:25:04Her şey insanlar içindir.
00:25:06Hayat tesadüflerle doludur.
00:25:08Bir insanla tanışırsın.
00:25:10Seni en yüksek yere götürür. Bir insanla
00:25:12tanışırsın. Seni yerinin dibine götürür.
00:25:14Hayat böyle bir şey.
00:25:16Ben buna inanıyorum. Her şey insanlar içindir.
00:25:18Varlık da yokluk da
00:25:20ölümün farz olduğu kadar
00:25:22diğer şeyler de insanlar için
00:25:24olabiliyor yani.
00:25:26Yolluktan geldim.
00:25:28Yani sıfırın da
00:25:30sıfırı. Eksiden geldim.
00:25:32Buzdolabı yoktu. Şu anki
00:25:34bizim Maliye Bakanımızla
00:25:36aynı köylerimiz yan yana.
00:25:38O da aynı şeyleri yaşadı mesela.
00:25:40Bugün nedir? Bir hedef koyarsa önüne
00:25:42mesela
00:25:44başaramayacak hiçbir şey yok diye ben inanıyorum.
00:25:46Her şeyi başarır.
00:25:48Yeter ki kendini odaklasın.
00:25:50İnansın. İnanç önemlidir.
00:25:52İnan. İnanıyorsa, kendine güveniyorsa
00:25:54özgüven önemlidir. Başarır.
00:25:56Şu şekil bu şekil başarır.
00:25:58Bakan Bey'i ben onun için örnek veriyorum.
00:26:00Gaz lambasının altında biz de aynı şeylerden
00:26:02geçtik. O yaşta bir iki yaşta bizden küçük.
00:26:04Gaz lambalarının altında
00:26:06ders çalıştı.
00:26:08Amerikalılarda okudu.
00:26:10Sayatini okuyoruz.
00:26:12Yakın anda biraz tanıyorum
00:26:14kendilerini. İşte bak nereye
00:26:16geldi? Ortada.
00:26:18Biz de aynı şekilde çok zorluklar
00:26:20çektik.
00:26:22Herkes çekti. Sadece ben çekmedim.
00:26:24O bölgedeki insan hepsi çekti.
00:26:26Okul yoktu okuyor.
00:26:28Sanayi yok ki çalışsınlar.
00:26:30Herkes gurbada buraya buraya
00:26:32geçimini yapmaya çalışıyordu.
00:26:34Karadeniz'de fındık topluyor.
00:26:36Çukurova'da pamuk topluyor.
00:26:38Kışın geri memleketine gidiyor.
00:26:40Tarım yok. Kırsal alandır.
00:26:42İlkel şartlarda tarım yapıyor.
00:26:44O yetmiyor. Bunlar zorluktur.
00:26:46Bu hayatın çok zor olan şeylerdir bunlar.
00:26:48Bizde de yoktu ki okuyor.
00:26:50Demin bahsettim.
00:26:52Geldi babama dedi ki bu çocuğu okut.
00:26:54İlk okul vardı. Ondan sonra okul yoktu köyde.
00:26:56Ortaokul yoktu.
00:26:58Nereye gideceksin? Nasıl okuyacaksın?
00:27:00Mecbur lokantada çalışacaksın.
00:27:02Bunlar zorluk. Bunlardan daha zor bir şey var mı?
00:27:04Şimdi insanlar buraya yemeğe geliyor çocuklara.
00:27:06Zorla yemek yediler.
00:27:08Biz kaşıkla birbirimize vuruyorduk.
00:27:10Geç kalan aç kalıyordu.
00:27:12Devir değişiyor. Bunlar hep zorluktur
00:27:14yani insan hayatında.
00:27:16Ondan sonra ne oldu? Çalıştım, ettim.
00:27:18Çok güzel şekilde de yaşadım.
00:27:20Hayal etmeyeceğim şekilde yaşadım.
00:27:22Arabam oldu, evlerim oldu. En lüks evlerde oturdum.
00:27:24En güzel arabaya bindim.
00:27:26Çocuklarımı okuttum.
00:27:28Benim çocuklar hepsi üniversite mezunu.
00:27:30Ama benim yaşadığımı onlar yaşamadı.
00:27:32Belki birçok insan böyledir.
00:27:44Benim ismim Erdal.
00:27:46Ben çiğ küfte yapıyorum. Kadınlar pazarında.
00:27:48Bir özelliği var. Acı olduğu için
00:27:50herkes çiğ küfte yer.
00:27:52Özelliği olmadıktan sonra kimse yemez ki.
00:27:54En güzeli çiğ küfte zaten.
00:27:56İlk başta çiğ küfte yenir.
00:27:58Ondan sonra yemek.
00:28:00Çiğ küftenin özelliği baharat.
00:28:02Lezzetli bir baharat var içinde.
00:28:04Yediğin zaman acı değil.
00:28:06Yedikten sonra acı gelir.
00:28:08Onun özelliği o.
00:28:1010-15 tane baharat var içinde. Karıştırıyoruz.
00:28:12O şekilde lezzetini alıyoruz.
00:28:14İbrahim Usta çok iyi bir insan.
00:28:16Harika kebabı var.
00:28:18Satırla kebabı yapıyor.
00:28:20Harika bir kebap lezzeti var.
00:28:22Onun özelliği o.
00:28:24Herkesin bir lezzet farkı var.
00:28:38Adana kebabı erkek kuzu etinden olur.
00:28:40Koştan da olmaz. Çok zayıf.
00:28:42Kuzudan da olmaz.
00:28:4420-22 kilo olan etin eti çok güzel olur.
00:28:46Burada ustalık devreye girer.
00:28:48Biz eti böyle hazır kıyma
00:28:50almayız kasaptan.
00:28:52Gerçek Adana kebabı.
00:28:54Tüm alırım, getiririm, tezgaha koyarım.
00:28:56Onu ayıklarım.
00:28:58Zırhla çekeceğimizi
00:29:00kuşbaşısı, pürzolası,
00:29:02kaburgasını ayırırız.
00:29:04Bunların Adana kebabını bu şekilde
00:29:06hazırlar ve sunarız.
00:29:08Birinci sınıf Adana kebabı budur.
00:29:10Biz böyle öğrendik.
00:29:12Bu İstanbul'da ben çok yerde gördüm.
00:29:14Kasaptan eti alıyor.
00:29:16Ne olduğu belli değil. Karıştırıyor.
00:29:18Bu Adana kebabı.
00:29:20Adana kebabı baharat yok içinde.
00:29:22Bu yanlış bir bilgi.
00:29:24Ben burada karşılaşıyorum
00:29:26insanlardan. Duyuyorum.
00:29:28Yok Adana kebabı deyince aklına acı gelir.
00:29:30Yok baharat gelir.
00:29:32Adana kebabının içerisinde sıfır baharat.
00:29:34Biz biraz kafya biberi koyarız.
00:29:36Tuz atarız. O kadar.
00:29:38Adana kebabı bu.
00:29:40İstanbul'da olan et Adana'da yok.
00:29:42Adana'da koyun yetişmiyor ki.
00:29:44Adana'da dışarıdan koyun geliyor.
00:29:46Adana sıcak bir memleket.
00:29:48Koyun yetişmiyor.
00:29:50Adana'da ya İç Anadolu'dan ya Güney Doğu'dan
00:29:52koyun, kuzu gelir.
00:29:54Bu da yanlış bir bilgi.
00:29:56Adana'da yetişen bir hayvan yok.
00:29:58Çünkü iklimi sıcak
00:30:00dayanamıyor.
00:30:02Bir de merası yok Adana'da.
00:30:04Adana'da düz arazi, tarım yapılıyor.
00:30:06Şimdi Adana'da iyi ustalar var.
00:30:08Adam işini güzel yapıyor ya
00:30:10Adana'ya da Güney Doğu'dan
00:30:12veya İç Anadolu'dan koyun gelir.
00:30:14O et İstanbul'a da geliyor.
00:30:16Hatta İstanbul'da mesela Balıkesir'e, Adana'ya çok az et gelir.
00:30:18Ama Balıkesir eti
00:30:20İstanbul'da var. Trakya eti var.
00:30:22Yani İstanbul'da daha çok güzel etler var.
00:30:24İşletmeci bunu alacak.
00:30:26Güzel et alacak. Bunu işleyecek. Usta var.
00:30:28Olması lazım. Bu olursa
00:30:30yok Adana'da yedim kebabı İstanbul'da
00:30:32yiyemem. Yok öyle bir kural.
00:30:34Olursa bunu Almanya'da yap. Bu eti götür Almanya'da
00:30:36Almanya'da yaparsın bunu. Aynı eti
00:30:38yaparsan, aynı ustalığı uygularsan
00:30:40Şimdi bunun püf noktaları var.
00:30:42Pişirmeden pişirmeye bile fark var.
00:30:44Ben buraya bir usta aldım. Kebabı saplıyor.
00:30:46Şurası ince, burası kalın.
00:30:48Burası çiğ kalıyor, burası yanıyor.
00:30:50Ya usta sen nasıl bir ustasın?
00:30:52Bırak dedim. Bak hiç aklına gelir mi?
00:30:54Şöyle saplıyor, aynı diyor.
00:30:56Ortası ince,
00:30:58başı çok kalın böyle. Olmaz ki böyle.
00:31:00Saplaması var, pişirmesi var, ateşin
00:31:02kayması var. Fazla pişirirsen yanar.
00:31:04Az pişirirsen çiğ kalır. Bunlar
00:31:06ustalık budur zaten. Böyle şeylerdir.
00:31:08Hazırlıkta da öyle. Sen o eti
00:31:10sınırlı. Ben bununla bazı etlerde
00:31:121 kilo sınır ayırıyorum.
00:31:14Tek tek 4 saat uğraşıyorum.
00:31:16O sınırı bu etin içine koy.
00:31:2020 gram sınır, 1 kilo eti yok eder.
00:31:22Bunlar önemli abi.
00:31:24Abi Adana kebabının yanında
00:31:26bulgur pilavı olmaz.
00:31:28Izgarada olan etin yanında bulgur pilavı
00:31:30olmaz. Adana kebabının
00:31:32ilacı, eğer Adana kebabıysa
00:31:34biz Adana'da böyle gördük, böyle yaşadık,
00:31:36böyle tükettik, böyle tüketiliyor.
00:31:38Adana kebabının yanında yeşillik
00:31:40gider. Mevsimine göre. Mesela kışın
00:31:42turp, yeşil soğan,
00:31:44tere, nane, roka,
00:31:46maydanoz. Bunlar gider. Tablacı salatası
00:31:48dediğimiz tablacı salatası gider.
00:31:50Normalde Adana kebabının yanında
00:31:52çoban salatası, salatalık olan salata bile
00:31:54gitmez. Soğan, domates, maydanoz.
00:31:56Ama bir alışkanlıktır. Biz
00:31:58sadece salatayı veriyoruz. Kebapla beraber
00:32:00salatalık bile ters geliyor.
00:32:10Kebap çok güçlü bir ateş de olmayacak,
00:32:12çok sönük de olmayacak. Orta olacak.
00:32:14Kömürü, ateşi hafif
00:32:16pişecek böyle. Yani etin
00:32:18her tarafı eşit şekilde ateş alabilmeni.
00:32:20Farkındaysan sık sık çeviriyoruz.
00:32:22Bu orantıyı yakalayana kadar
00:32:24ustanın gözü kebapta olacak.
00:32:26Gözünü ayırmayacak.
00:32:34Ustamız babamızdı.
00:32:36O zaman kızıyordum ama şimdi dua ediyorum onlara.
00:32:38Onların sayesinde ben meslek sahibi oldum.
00:32:40Onların sayesinde
00:32:42bugün bu duruma geldiysem onların emeğiyle
00:32:44babamın, anamın yapmadığını onlar yaptı bize.
00:32:52Eski ustalar eti
00:32:54tüm alır, getirir,
00:32:56parçalar, ayıklar,
00:32:58bir emek verir.
00:33:00Bunu bu şekilde hazırlar. Şimdiki
00:33:02ne yapıyor? Şimdi ben görüyorum
00:33:04pişiren saplayamıyor, saplayan pişiremiyor.
00:33:06Diyor ki ben pişiriciyim.
00:33:08Diyor ki ben hazırlıkçıyım. Diyor ki ben pişiriciyim.
00:33:10Böyle bir şey olur mu?
00:33:12Ustanın bir bütünüdür. Hepsini yapmalı yani.
00:33:14Biz eti böyle kıymaya,
00:33:16hazır kıyma şubu almayız kasaptan.
00:33:18Gerçek Adana kebabı.
00:33:20Tüm alırım, getiririm, tezgaha koyarım.
00:33:22Onu ayıklarım.
00:33:24Zırhla çekeceğimizi
00:33:26efendime söyleyeyim
00:33:28kuşbaşısı, pürzolası, kaburgasını
00:33:30ayırırız bunların.
00:33:32Adana kebabını bu şekilde hazırlar ve sularız.
00:33:44Adana kebabı
00:34:10Gaziantep, İzip doğumluyum.
00:34:121998 yılında
00:34:14buraya İstanbul'a
00:34:16üniversite okumaya geldim.
00:34:18Üniversite okurken
00:34:20kardeşim ve eniştemin
00:34:22asıl mesleği olan bu mesleğe
00:34:24ben de iştirak ettim.
00:34:26Üniversite
00:34:28bitimiyle beraber
00:34:30bir iş yeri açtık.
00:34:32O günden bugüne
00:34:34yaklaşık 25 yılı aşkın bir süredir
00:34:36bu sektördeyiz, bu işi yapıyoruz.
00:34:42Bazı şehirlerin
00:34:44kendine ait
00:34:46meslekleri vardır.
00:34:48Mesela Eminönü'nde
00:34:50Çankırlar camcıdır.
00:34:52Atıyorum başka bir
00:34:54memleketliler, Kastamonular
00:34:56börekçidir.
00:34:58Antepliler, doğduğumuz toprakta da
00:35:00insanların ekseriyetle uğraştığı iş
00:35:02tatlıcılık ve baklavacılık
00:35:04üzerinedir. Benim de ailemin
00:35:06bu işi
00:35:08yapmak için
00:35:10bu işle iştigal ediyorlardı.
00:35:12Bir arkadaşımızın yanında
00:35:14bu işi öğrendiler.
00:35:16Çok eski, kadim bir sektörden
00:35:18bir arkadaşımız
00:35:20Raşit Yüce sağolsun
00:35:22ailemize bu işi öğretti.
00:35:24Bu işten sonra üniversitede
00:35:26okurken bir işletme, bir dükkan açtık.
00:35:28O dükkanla beraber
00:35:30tabi bazı zorluklar vardı.
00:35:32Dükkanın yeni açım, yeni şehir,
00:35:34oryantasyon, ayak uydurma
00:35:36vs. Zor yıllardı.
00:35:38İlk yıllar çok yorucuydu.
00:35:40Ama bu işi seviyorduk.
00:35:42Yani tatlıcılık
00:35:44hem ailemizin işi
00:35:46hem memleketimizin işi
00:35:48ve sevdiğimiz bir işti.
00:35:50Herkesin mutlu olduğu zamanda
00:35:52herkesin bir araya geldiği zamanda
00:35:54tüketilen bir yiyecek.
00:35:56Dolayısıyla biz de sevdik bu işi
00:35:58ve uzun bir süredir
00:36:00tüm ailemiz, yeğenlerimiz,
00:36:02kuzenlerimiz, eniştemiz,
00:36:04kardeşim İsmail Kaplan'la beraber
00:36:06bu işin içindeyiz ve ailece bu işi yapıyoruz.
00:36:18İsmail Kaplan
00:36:20Gaziantepliyim.
00:36:22Baklava ve tatlı ustasıyız.
00:36:24Bu işi yapıyoruz.
00:36:26Benim tatlıcılık serüvenim şöyle başladı.
00:36:28Antepliyiz ve bizim memleketimizin işi
00:36:30tatlı ve baklavacılık.
00:36:321999 yılında
00:36:34İstanbul'a gelerek başladı.
00:36:36İstanbul'a gelme hikayem de şöyle.
00:36:38Mustafa abim burada üniversite kazanınca
00:36:40ben de o üniversiteye geldim.
00:36:42Ben de buraya çalışmaya geldim.
00:36:44O 98 yılında, ben 99 yılında İstanbul'a geldim.
00:36:46Burada tatlıcı arkadaşlarımız vardı.
00:36:48Onların yanında işe başladım.
00:36:50Tüm serüvenim
00:36:521999 yılında İstanbul'a gelmeyle başladı.
00:36:54Ben Yökan Tor.
00:36:56Ustalık yapıyorum.
00:36:58Ben İstanbul'da başladım.
00:37:00Sene 2010'da İstanbul Sarıyer'de
00:37:02başlamıştım mesleğe.
00:37:04Burada şimdi ustalık yapıyoruz.
00:37:06Şu an hamur açıyor.
00:37:08Bizim bu çift ekleme dediğimiz
00:37:10baklavalık hamurlarımız var.
00:37:12Sert bir şekilde yoğuruyoruz.
00:37:14Yine Antepli nişastasından,
00:37:16Antepli'nden yaptığımız baklava.
00:37:18Çift ekleme yapıyoruz.
00:37:20Çift ekleme yapıyoruz.
00:37:22Antepli'nden yaptığımız baklava.
00:37:24Yine arkadaşımızın yaptığı gibi,
00:37:26ustamızın yaptığı gibi.
00:37:28Her zaman böyle yapıyoruz.
00:37:30Bütün çiftlerimizi, baklavalarımızı.
00:37:32Baklava hamuru sert olmalı.
00:37:34Öncelikle ne kadar sert olursa hamurumuz o kadar güzel açılır.
00:37:36İlginç değil mi?
00:37:50Şimdi
00:37:52baklavamızın en altına bir yaprak hamur atıyoruz,
00:37:54ince hamurlarımız.
00:37:56Yani baklavamızın altı düz çıksın diyerekten.
00:37:58Ondan sonra bizim sade yağ kullandığımız
00:38:00şekilde böyle
00:38:02makinelerimizle yağ sıkıyoruz.
00:38:04Bu açlıklarımız hamuru ince bir şekilde altına böyle
00:38:08düzenli olacak şekilde tek tek döşeme yapıyoruz.
00:38:11Şu anda fıstığımızı atıyoruz.
00:38:13Tabağa ne yaptım? Şu an bu fıstık ince fıstık üzerine de diri fıstık tekrardan üstünü döşeyeceğiz aynı şekilde.
00:38:34Şimdi tek tek yüzük atıyoruz. Arasına ince yağı taraftan.
00:38:39Bu son aşaması. Dilim dili. Bundan sonra çevireceğiz, dileyeceğiz yani.
00:38:4240 kat altına oldu. 8 tane de böyle ince atıyoruz. Yani ortalama 48 tane falan yaprak niyetinde yapıyoruz.
00:38:51Bu şimdi son aşaması. Bundan sonra çevirip dilim dileyeceğiz.
00:39:04Müzik
00:39:251999 yılında ilk başta Levent'te bir dükkan açarak başladım.
00:39:33Kardeşim İsmail'le beraber.
00:39:35Tabii o zaman gençlik. Yani bazı zorlukların yanında tecrübesizlik de vardı.
00:39:42O tecrübesizlikle beraber işletme zorluğu yaşadık.
00:39:45Ve kısa süre sonra işletmemizi, dükkanımızı kapatmak zorunda kaldık.
00:39:49Sonra üniversite bitti, askere gidip geldik vesaire.
00:39:54Ailenin yapacak başka bir işimiz yoktu açıkçası.
00:39:58Ben de üniversiteden sonra kendi işimi yapmak istemedim.
00:40:03Bu sektörü seviyordum. Yine beraber bu işe başladık.
00:40:08Allah'a şükür ikinci girişimimizde, 2000 yılından itibaren yaptığımız ikinci girişimizde muvaffak olduk.
00:40:17Uzun süredir de bu işi yapıyoruz.
00:40:19Yaklaşık 200 kişinin istihdam edildiği bir işletme burası.
00:40:24MÜZİK
00:40:31Hasan Borucu. 1986'da çıraklık olarak üç buçuk tane çıraklık yaptım.
00:40:37Mezce köyündeyiz. Oradan doğru meslek aşkı başladı.
00:40:42Bu işe başvurmuş oldum.
00:40:44Yani bu mesleği 37 senedir devam ettiriyorum.
00:40:48Ustalar bambaşka insanlardı. Çıraklardı öyle.
00:40:53Çıraklar meraklıysa işi öğreniyor. Ustalar öğretiyor.
00:40:57Öğrenme şeyi yoksa ustalar fazla önem vermiyor.
00:41:01Yeter ki merak olsun.
00:41:03En inceli baklavanın tadındadır.
00:41:07Önemli olan emek verip de güzel bir şekilde yapabilmek.
00:41:11Yani güzel yapabildikten sonra her ikilerde güzel baklavamız çıkıyor.
00:41:15İsmail Bey gerçekten muazzam bir insan.
00:41:18Arkadaşlar arasında, diyalog ortamı güzel.
00:41:21Diyalog ortamı güzel olduğu sürece güzel iş ortamı oluyor.
00:41:41Benim ismim Şık Müslüm Ayar. Gaziantep, Nizlik doğumluyum.
00:41:441975 doğumluyum bu arada.
00:41:46Bu mesleğe çıraklıktan itibaren başladık.
00:41:49İlkokulu yıllarıydı.
00:41:50Tabii ki maddiyat da az olduğu için
00:41:52biz okul aralarında, yaz tatillerinde
00:41:56ilçemizde bulunan, bizim kulağı çırlayasın diyeyim en azından,
00:42:02Ökkeş Usta'm vardı.
00:42:03Hem dondurmacı hem de sıcak tatlıcıydı.
00:42:05Oraya yazın gider çalışırdık onun yanında.
00:42:07Tabii ki çırak olarak.
00:42:08Bulaşık yıkardık.
00:42:10Etrafı siler, temizlerdik.
00:42:13Ona yardımcı olduk malzeme, yumurtadır, undur, yağdır.
00:42:17Ne gerekiyorsa o anki hangi tatlı yapılacaksa
00:42:20veyahut da dondurma yapılacaksa da
00:42:22sütüdür, kaynamasıdır, içine konulan malzemelerdir diye.
00:42:26Onlara yardımcı oluyorduk ve bu şekilde yetiştik.
00:42:38Halka tatlı sadece un ve yaş mayayla yapılan yüzyıllardır.
00:42:43Aslında tam tarihi de belli olmayan
00:42:45daha çok Anadolu'da, Antep'te olan,
00:42:47herkesin bildiği, halkın da çok sevdiği güzel bir tatlıdır.
00:42:50Saray mutfağında olduğunu düşünmüyoruz ama
00:42:53bu daha çok Halep, Antep ve Hatay bölgesinde
00:42:58daha çok Antep bölgesinde olan bir tatlıdır.
00:43:00Halka tatlı bir un ve yaş mayanın olduğu
00:43:04kolayca hazırlanan, ılık bir suyla yapılan ve
00:43:10şu aletle dökülen bir tatlı.
00:43:13Bu temiz bir ayçiçek yağında kızartılıyor ve şerbete basılıyor.
00:43:18Özelliği bunun sıcak yenilmesi, kolayca hazırlanması,
00:43:23kolayca tüketilmesi.
00:43:24Dolayısıyla halkın sevdiği, adı da üzerinde halkın sevdiği
00:43:28halka tatlısı.
00:43:44Tatlı malum ülkemizin sevdiği yemekten sonra,
00:43:48hatta bazen yemekten önce biz Anteplilerde daha çok
00:43:52kahvaltıda da başlayan, katmerle başlayan
00:43:55en önemli kültürlerden bir tanesi.
00:43:57Bu kültür insanların mutlu olduğu zamanlarda
00:44:00daha çok tüketilen bir kültür.
00:44:02İnsanlar düğünlerde, nişanlarda, kız alıp kız vermede,
00:44:06kız isteme törenlerinde, hatta halı saham başlarında
00:44:10maç sonrası insanların talebi olan bir kültür.
00:44:14Önemli kültürlerden bir tanesi.
00:44:16Ülkemizde de baklava kültürü çok yaygın.
00:44:19Bu kültürün içinden gelen insanlar olarak
00:44:22belki de mecburi bir yönde, bu yönde bir meslek sahibi olduk.
00:44:27İyi her şeyimizi buradan kazandık.
00:44:29Bu daha çok Orta Doğu'da da yaygın olan,
00:44:31işte Arap ülkelerinde vesaire,
00:44:33işte buradan Lübnan'a kadar daha çok olan bir kültür.
00:44:36Fakat bizim ülkemizde bu sektör daha gelişmiş
00:44:40ve sanayiye dönüşmüş bir sektör.
00:44:42Arap ülkelerinde yaygın olmasına rağmen Araplar
00:44:45daha çok bizim Anadolu'daki,
00:44:47burada ürettiğimiz tatlara daha çok sempati duyuyor,
00:44:51daha çok seviyor.
00:44:52Dünyanın da artık alışık olduğu,
00:44:55dünyanın da sevdiği bir lezzet tatlı kültürü.
00:44:58Bazen işte Yunanlar mı, onlar mı, bunlar mı
00:45:02sahibi derken tartışmaya da konu olan bir kültür.
00:45:07Lakin açık bir şekilde daha çok Antep, Halep, Şam'da
00:45:13yüzyıllardır üretilmiş ve bu zamana gelmiş bir kültür.
00:45:27Şimdi ilk İstanbul'a geldiğimde,
00:45:29şimdi dediğim gibi abimin bir arkadaşı ve şu anki ustam olan
00:45:33onun yanında işe başladım.
00:45:35Küçükçekmece'de hala görüştüğüm, çok sevdiğim Reşit Ustam var.
00:45:40Adını da buradan anmak istiyorum.
00:45:42Onun yanında işe başladım.
00:45:43Orada 1999 yılında geldim.
00:45:46Çalışma hayatıma sıcak tatlı ustası olarak,
00:45:49sonra baklavacı olarak işe başladım.
00:45:51Yaklaşık 2 yıl orada çalıştım.
00:45:53Ama orada biraz zor şartlarda çalıştık.
00:45:55Tatlıcı dükkanımızda,
00:45:56ama orada biraz zor şartlarda çalıştık.
00:45:58Tatlıcı dükkanında sıcak tatlı yapıyoruz.
00:46:00Halka tatlısı, tulumba, lokma, taş kadayıf bu tip tatlılar.
00:46:05Dükkanın üst katında da uyuyoruz.
00:46:07Böyle bir serüvenimiz var.
00:46:09Yani böyle başladı.
00:46:10Biz yani işimize hiçbir şekilde haram katmıyoruz.
00:46:13Hiçbir hile katmıyoruz.
00:46:14Fıstık var deyip başka bir şey koymuyoruz.
00:46:17Her şeyi en güzelini, en temizini koyuyoruz.
00:46:19En helal bir şekilde yapıyoruz.
00:46:21Zaten bizim serüvenimizin 25 yıldır neredeyse aynı işi yapmamızın
00:46:25önemli nedenlerinden biri de budur yani.
00:46:27Ne kadar çok emek verirsen o kadar güzel oluyor.
00:46:30Emek ne?
00:46:31Mesela bir atıyorum bir tepsi baklavayı,
00:46:33adam 2 dakikada, 5 dakikada yapacağına
00:46:35eğer buna emek vererek 10 dakikada güzelce her katına yağını atarak
00:46:39böyle özenerek güzel güzel yaparsa bu çok güzel oluyor.
00:46:42Sonra fırında pişmesi, her şeyle baştan sona bir emek yani.
00:46:46Baklava makine, bizde böyle her şey,
00:46:48dilimleme makineleri, şu makineler diye bir şey yok.
00:46:51Biz tamamen her şeyi eski usulle yapıyoruz.
00:46:53Şimdi eski usulde hamuru bir emekle, bir oklava yardımıyla açıyoruz.
00:46:57Ve onun hamuru daha güzel.
00:46:59Ama yeni usullerde, makinelerde hamur böyle sıkıştırarak açıldığı için
00:47:04o lezzeti almıyor.
00:47:05O unla yapılamadığı için eski usul her zaman çok güzel oluyor.
00:47:24Çıraklığımız birkaç yılı aldı.
00:47:27Ondan sonra dükkanlar işletmeye, büyümeye başladı.
00:47:32İkinci dükkan, üçüncü dükkan derken yaklaşık 20 dükkana ulaştı.
00:47:37Ve bu 3-5 kişiyle başladığımız, sadece ailemizin başladığı işe
00:47:42başka yakın çalışma arkadaşlarımız da dahil oldu.
00:47:46İlk başta aslında biz her şeyi yapıyoruz.
00:47:49Hem üretiyorduk, hem dükkanımıza bakıyorduk.
00:47:51Hem de şoförlüğünü yapıyorduk işin.
00:47:53Belli bir süre sonra, birkaç dükkan sonra işletmeye, küçük gelmeye başladı.
00:47:57Ve başka bir imalata geçme durumunda kaldık.
00:48:01Bu imalata geçince de yine dükkan sayıları çoğaldı.
00:48:04Profesyonel arkadaşlarla, Antep'ten gelen daha çok çalışma arkadaşlarımızla
00:48:09işletmeyi daha çok büyüttük.
00:48:20İSTANBUL
00:48:32Ben Müslüm Sönmez, Şanlıurfa Bilecik doğumluyum.
00:48:36Bu mesleğe İstanbul'la başladım, İstanbul'da öğrendim.
00:48:41Askerlikten sonra İstanbul'da bu mesleğe başladım.
00:48:44Bir iki sene çıraklık yaptıktan sonra ustalığa hemen terfi ettim.
00:48:48Çünkü mesleği öğrenmek istedim.
00:48:50Bir de o hevesle biraz daha mesleğe özen göstermeye başladım.
00:48:55Bir tatlıcı ustası ilk önce yaptığı mesleğe saygı duyması lazım.
00:48:59Yaptığı işe saygı duyması lazım.
00:49:01Ve elinden gelene kadar en güzel malı piyasaya çıkartması lazım.
00:49:06Çünkü müşteri memleketi bizim için çok önemli.
00:49:09Eğer müşteri memleketini yansıtırsan, müşteri de sana bağlı kalır.
00:49:15Ve sürekli istenilen şey, ağız tadı değerinden bir şey var.
00:49:19Onu burada aldığı zaman sürekli müşteri sana doğru gelir.
00:49:23Taş kadayıf yapıyorum, tulumba yapıyorum, paşa yapıyorum, halka yapıyorum, lokma yapıyorum.
00:49:29Ama eskiden biz tulumba yapıyorduk.
00:49:31Şimdi tulumba makineleri yaptıkları için biz halka ile uğraşıyoruz genellikle.
00:49:38Ama çeşitlerimizin kazartmalarını da biz yine yapıyoruz.
00:49:42Mustafa Bey çok sevdiğim, çok saygı duyduğum bir işletmeci.
00:49:46Ben 3 senedir burada çalışıyorum.
00:49:48Ve 3 senedir elinden gelene kadar bize nazik ve kibar davranıyor.
00:49:53Ben her zaman ona duacıyım bu konuda.
00:50:12Adım Mehmetlik Basir diyeyim.
00:50:141960 doğumluyum.
00:50:16Daha önce uzun süre tekstil işi yaptım.
00:50:19Sonra emekli olduktan sonra burada işe başladım Mustafa Beylerin yanında.
00:50:25Ağırlıklı halka, çok sürüm yaptığımız, çok adetli sattığımız halkadır.
00:50:29Onun dışında Erzurum dolması ve paşa sarmasıdır.
00:50:33Benim en sevdiğim taş kadayıfı.
00:50:35Belki yaşımın verdiği şeyle, biraz yumuşak olması itibariyle
00:50:40biraz da cevizleri tanelidir.
00:50:42O yüzden daha çok seviyorum.
00:50:44Mustafa Bey şeker gibi bir insan.
00:50:46Ben ilk başladığımda burada kafamda bir çelişki vardı.
00:50:50Ama kendisini tanıdıktan sonra, bir de bizim genel müdürümüz Bilal Habeş Bey'i
00:50:56iyice tanıdıktan sonra burası benim için vazgeçilmez oldu.
00:51:01Çok da seviyorum.
00:51:02Yüzüne söylenmez ama çok iyi insanlar.
00:51:11Biz insanların belki de kaderiyle ilgili bir şey yani zoraki yaptığı şey.
00:51:22Bir yerde bir sektör gelişirken başka bir coğrafyanın başka bir ilde başka bir sektör gelişiyor.
00:51:31Antep'te gıda sektörünün yaygın olmasının sebebi daha çok
00:51:36insanların Kafkasya'dan, Balkanlardan hac yolu olarak gördüğü,
00:51:40eski İpek yolu, Mekke'ye giden yol olarak gördükleri Antep'ten geçmesi.
00:51:46Bu geçişin orada konaklamaların, hancılığın olmasıyla beraber
00:51:50doğal ihtiyaç olan yiyecek sektörünün de sanayileşmesine, kalitelileşmesine, sunumuna bir artı sağlamış.
00:51:59Başka toplumların burada konaklamaları, geçiş yolu olarak tercih etmeleri
00:52:05Antep'te böyle bir sektörün güçlenmesine neden olmuş.
00:52:10Biz de o topraklarda doğal insanlar olan, coğrafyanın kader olduğu gerçeğiyle
00:52:16bu maişetimizi kazanacağımız, hayatımızı geçireceğimiz bu sektörle tanıştık.
00:52:22Arkadaşlarımız, yakınlarımız, akrabalarımızın çoğu bu sektörle iştigaldi.
00:52:28Biz de bu sektöre bir adım atmış olduk gençliğimiz yıllarında.
00:52:35O günden bugüne hamdolsun bu sektörde devam ediyoruz.
00:52:58Mehmet Şen, ben Ispartalıyım. 8 senedir bu firmada çalışıyorum.
00:53:02Burada Türkiye'nin lezzetleri var bir kerem. Sıcak tatlılar, baklavalar.
00:53:06Tabii ki ağırlıklı olarak Gaziantep mutfağı burası. 20 çeşitten fazla baklavamız var bizim burada.
00:53:13Dünyanın dört bir köşesinden insanlar geliyor buraya. Bunların lezzetlerine tek tek bakıyorlar.
00:53:18Ayrıyeten sıcak tatlımız var. Ayrı bir reyonumuz var burada.
00:53:21Erzurum'un dolması, Antep'in paşa sarması, Adana'nın taş kadayıfı, lokma hiçbir yere şey yapamıyoruz.
00:53:28Ege'sinden Türkiye'nin dört bir köşesinde var o.
00:53:31Tulumbamız, halkamız bunlar sıklıkla tercih edilen lezzetler.
00:53:36Mustafa Bey deyince aklımıza disiplin geliyor öncelikle. Biz de o şekilde olmaya çalışıyoruz burada tabii ki.
00:53:41Biz gıda sektöründeyiz. Bir kerem buradaki ürünlerin hepsinin sağlıklı ve hijyenik olması gerekiyor.
00:53:47Bu bizim için kırmızı çizgi.
00:53:52İZLİK
00:54:04İsmim Ramazan Demir. On yıldır bu mesleği yapıyorum.
00:54:07Çıraklığa önceden temizlikten başladık, tepsi silmeden başladık. Ondan sonra hamur yoğurmadan başladık.
00:54:13Ondan sonra ustamızdan göre göre açmayı öğrenmeye başladık. Ondan sonra on yıldır da bu işi yapıyoruz.
00:54:18Çırak nasıl olmalı? İşine sadık, temiz, düzgün, en iyi şekilde yapması lazım.
00:54:23Usta bir öğretmen gibidir. Sana neyi öğretirse sen onu yansıtırsın.
00:54:27Yani öğrenci gibi. Öğretmen neyi öğretirse öğrencisi de onu yansıtır.
00:54:31Katmer, güzelce hamurunu yoğururuz. Ondan sonra fitilini yaparız.
00:54:35Fitil dediğimiz yumak. Yumağını yapar, tepsiye şöyle dizeriz.
00:54:39Bir gün dolapta bekler bu. Bir gün sonra açılmaya başlar.
00:54:42Yani bir gün bekler bu hamur, dinlenir.
00:54:45Bir gün sonradan buradan şöyle fitil dediğimiz şu şekilde bekletiriz. Ondan sonra açmaya başlarız.
00:54:50Yani katmer o aşama geçtikten sonra buradan dinlenir. Ondan sonra buradan havada savrularak açılmaya başlar.
00:54:56Bunu açarak incecik bir hamur elde etmeye çalışıyoruz.
00:54:59Daha çıtır, daha lezzetli olması için.
00:55:01Şu şekil. Yani baktığında mermeri görmen lazım.
00:55:05Şimdi güzelce hamurumuzu açtıktan sonra kenarlarını alacağız.
00:55:08Kenarını almadığımız sürece de bu fırında kurur. Kurudu da taş gibi bir şey olur.
00:55:13Önce kenardan başlıyoruz şöyle.
00:55:15Şöyle kenarını güzel aldıktan sonra ilk önce alta fıstığı atarız.
00:55:20Şu şekilde serpilerek. Ondan sonra şeker gelir.
00:55:24Elimizi ıslatıp sade yağına atarız böyle.
00:55:27En son da kaymak gelir üstüne.
00:55:33En son işlememiz de katleme işlemi. Şu şekil.
00:55:36Tepsimizi yağladıktan sonra katlememizi fırına atabiliriz.
00:56:07En önemli tatlı her zaman için dünyaya da mal olmuş, belli bir süre dayanımı olan fıstıklı baklavadır ve onun çeşitleridir.
00:56:18Yani bu da aslında bir fıstıklı baklavanın farklı bir çeşidi olan havuç dilimi.
00:56:24Ve bunun yanında onların farklı usullerle, farklı şekillerle, farklı pişirme biçimleriyle,
00:56:31farklı fırınlarda, farklı şerbetlerde değişen tatlarıdır baklavalar.
00:56:38Baklava ve çeşitleri.
00:56:40Bu yüzden bu işin yani tatlıcılık sektörünün, bizim sektörünün ana omurgasını fıstıklı baklava oluşturur.
00:56:50Ve çeşitler fıstıklı baklavanın türevi olarak gelişmiştir.
00:56:54Bu fıstıklı baklavanın dışında daha çok fıstıkla yapılan sarma, prenses dolama gibi çeşitler de vardır.
00:57:04Onun yanında baklavacılıkta sabah, yine baklavacıların bizim yaptığımız, daha çok Antep'te sabah kahvaltıda yediğimiz katmer vardır.
00:57:14Şu gördüğünüz katmeri biz hala Antep'te kahvaltıda yeriz.
00:57:19Fakat İstanbul'da bu artık bir saate sınırlı kalmadı ve insanlar öğlen, akşam bunu tüketiyor.
00:57:26Onun dışında kadayıf çeşitleri var.
00:57:29Şu kadayıf çeşitlerinden özellikle yine Antep bölgesine, Antep'e ait olan bir burma kadayıf var.
00:57:34Burma kadayıf ise yine tel kadayıfla yapılan önemli bir tatlı çeşidi.
00:57:41Ama onun dışında yani bu baklavaların dışında çok uzun süre dayanımı olmayan, yani bir yerden başka bir yere taşınamayan, sıcak bir şekilde yenilmesi evla olan başka tatlılar da var.
00:57:55Mesela şu tatlılar.
00:57:57Bizim bu bölgenin kendi kültürümüzün dışında sadece herhalde şu tatlı vardır.
00:58:04Bu Erzurum'a ait bir tatlı.
00:58:06Onun dışındaki halka tatlısı, buna biz kelep diyoruz.
00:58:09Şu halka tatlısı, lokma tatlısı, taş kadayıf, tulumba tatlıları vs. sıcak olarak hemen yapılan ve birkaç saat içinde yenilen ve en fazla bir gün içerisinde tüketilmesi gereken sıcak tatlılar da insanların sevdiği tatlılar olarak üretimimiz dahil.
00:58:37Tatlıcılık hem ailemizin işi hem memleketimizin işi ve sevdiğimiz bir işti.
00:58:44Her şey, herkesin mutlu olduğu zamanda, herkesin bir araya geldiği zamanda tüketilen bir yiyecek.
00:58:50Dolayısıyla biz de sevdik bu işi ve uzun bir süredir tüm ailemiz, yeğenlerimiz, kuzenlerimiz, eniştemiz, kardeşim İsmail Kaplan'la beraber bu işin içindeyiz ve ailece de bu işi yapıyoruz.
00:59:06Bu atölye bizim mermer açım tezgahı dediğimiz bir mermerle başladı.
00:59:17Bu çıraklığımız birkaç yılı aldı. Ondan sonra dükkanlar işletmeye, büyümeye başladı.
00:59:25Bizim sektörünün ana omurgasını fıstıklı baklava oluşturur ve çeşitli fıstıklı baklavanın türevi olarak yüzyıldır gelişmiştir.
00:59:55İzlediğiniz için teşekkür ederim.
01:00:25İzlediğiniz için teşekkür ederim.