Hayata Yön Veren Mefhumlar I Hidayet ve Dalalet

  • 2 ay önce
Serdar Yılmaz ile Hayata Yön Veren Mefhumlar derslerinde bu hafta “Hidayet ve Dalalet” mefhumu işleniyor.

-Hidayet ve dalalet mefhumu
-Hidayet ve dalalet nedir?
-Lügat ve Şer-i anlamları
-Kelamcıların en büyük hataları
Transcript
00:00Eûzu billâhi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahîm.
00:07Velhamdülillâh. Vessalâtü vesselâmü alâ rasûlillâh. Emmâ ve'ed.
00:13Kerim Kardeşlerim, Kerime Bacılarım. Öncelikle hepinizi Allah'ın selamıyla selamlıyorum.
00:19Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.
00:24Kardeşlerim, hayata yön veren mefhumlar derslerimizde bu hafta yine İslam akidesine ilişkin
00:32ve İslam akidesine dair fikirlerden olan hidayet ve dalalet mefhumunu ele alacağız inşallah.
00:40Zira hidayet ve dalalet mefhumu da aynen kaza ve kader mefhumu gibi
00:48Müslümanlar nezdinde kendisinde karışıklık ve kapalılığın isabet ettiği bir mefhumdur.
00:55Aslında bu konu kaza ve kader konusunun bir uzantısı olarak ele alınmış.
01:02Kaza ve kader konusundaki karışıklık bu konuya da sirayet etmiştir.
01:07Cebir ve ihtiyar, irade hürriyeti ve kullar tercihlerinde ve fiillerinde hür ve serbest midir?
01:16Yoksa mecbur ve zorlanmış mıdır?
01:19Tartışmalarının bir yansıması olarak kelam grupları kendi görüşlerini hidayet ve dalalet mefhumu üzerinde de tatbik etmişlerdir.
01:31Ve bu konuyu kişi hidayet ve dalalet tercihini kendisi mi yapar?
01:38Yoksa Allah dilediğine hidayet edip dilediğini de dalalette mi bırakır?
01:44Temelinde tartışmışlardır.
01:46İşte bu tartışmanın çerçevesinde hidayet ve dalalet mefhumu da
01:52Müslümanlar nezdinde anlaşılmayan, kapalı kalan ve soruların birbirini takip ettiği bir konu haline gelmiştir.
02:01Yine günümüzde bu mesele tartışılırken ifrat ve tefrit halinde iki uç olarak tartışılmaktadır.
02:09Mesela bir kısım insanlar kişinin hidayete ermesinde ya da dalalete düşmesinde kişinin hiçbir fonksiyonu yoktur.
02:18Tamamen Allah'ın dilediği kişiler hidayete erer, dilediği kişiler ise dalalete düşer şeklinde konuyu ele alırken
02:27kimileri de bu anlayışa karşı çıkmak için hidayet ve dalalet konusu tamamen kulun kendisine aittir.
02:34Allah dilediğini değil, dileyeni hidayete erdirir ya da dalalete düşürür şeklinde konuyu ele almaktadır.
02:43Ve bu kimseler Kur'an'daki ayetlerde geçen lafızlara olmadık manalar vererek kendi düşüncelerini delillendirmeye çalışırlar.
02:54Mesela dilediğini saptırır ve dilediğini hidayete erdirir.
03:03Ayetinde geçen yaşâ'u fiilini bu dilediğini değil, dileyeni manasındadır diyerek bu şekilde bir tevile gitmektedirler.
03:16Ve böylece hidayet ve dalalet konusu teşri'i bir anlayışla anlaşılmaksızın kapalı kalmaya devam etmektedir.
03:26Evet kardeşlerim, işte bu dersimizde İslam akidesine ait fikirlerden birisi olan hidayet ve dalalet mefhumunu detaylı bir şekilde ele alacağız inşallah.
03:40Evet, ilk olarak kelimelerin manalarına bakacak olursak hidayet kelimesi lugatta doğru yolu bulmak, yol göstermek, yolu tanıtmak ve bir yola sevk etmek manalarına gelir.
03:56Mesela hedâhu liddin denildiğinde ona dini gösterdi manasındadır.
04:03Hedeytuhu tarik denildiğinde ona yolu gösterdim, ona yolu tanıttım anlamları kastedilir.
04:11Dalalet kelimesi ise hidayet kelimesinin tam zıttıdır.
04:15Sapıklık, yoldan sapma, saptırma manalarına gelir.
04:20Lugatta böyledir.
04:22Bu kelimelerin şer'i manalarına baktığımız zaman hidayet kelimesi şer'an İslam'ı bulmak ve ona iman etmektir.
04:33Dalalet kelimesi ise şer'i ıslahta İslam'dan sapmaktır.
04:39Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şu hadisi de bu anlamdadır.
04:45Ümmetim dalalet üzerinde birleşmez.
04:50Yani topluca İslam'dan ayrılma ve sapıklık üzerinde bir araya gelmez demektir.
04:57İşte hidayet ve dalalet kelimelerinin şer'i manaları bunlardır.
05:03Yani hidayet İslam'dır, İslami fikirler ve amellerdir.
05:09Dalalet ise İslam dışındaki tüm dinler, tüm akideler ve İslami olmayan tüm fikir, hüküm ve görüşlerdir.
05:18Peki kardeşlerim hidayet ve dalalet konusunda karışıklığın sebebi nedir?
05:24Neden bir kısım insanlar Allah'ın kitabında geçen hidayet ve dalalet bahsinde anlaşmazlığa düştüler?
05:32Anlaşılmayan ve idrak edilmeyen husus nedir?
05:36Evet kıymetli dostlar meselenin özü şudur.
05:40Kur'an-ı Kerim'de hidayet ve dalaleti açıkça Allah'a nispet eden ayetler vardır.
05:47Bu ayetlere bakıldığında hidayet ve dalaletin kuldan değil ancak Allah'tan olduğu anlaşılmaktadır.
05:56Başka ayetlerde ise hidayet ve dalaletin yani doğru yolu bulmanın ve sapmanın açıkça kula nispet edildiği geçmektedir.
06:06Bunlardan da hidayet ve dalaletin kuldan kaynaklandığı anlaşılıyor.
06:12İşte karıştırılan husus budur.
06:16Mesela ayette şöyle buyruluyor.
06:19Muhakkak ki Allah dilediğini saptırır, dalalete düşürür, dilediğini de hidayete erdirir.
06:30Bu hususta hidayet ve dalaleti açıkça Allah'a isnat eden onlarca ayet vardır.
06:38Başka bir kısım ayetlerde ise şöyle buyruluyor.
06:42Kim hidayete ererse ancak kendisi için hidayete ermiş olur.
06:52Kim de dalalete düşerse ancak kendi aleyhine dalalete düşmüş olur.
07:02İşte bu ayetler teşriği bir anlayışla anlaşılmadığı ve kavranılmadığı için mesele bir kısım insanlara karışık gelmiştir.
07:13Evet bu ayetleri teşriği bir kavrayışla anlamak gerekir.
07:19Yani bunlar için konulan şer'i vakalar idrak edilmelidir ve kavranmalıdır.
07:27Ancak o zaman Allah'a nispet edilen hidayet ve dalaletin vurguladığı anlamın,
07:35insana nispet edilen hidayet ve dalaletten başka bir anlamda olduğu,
07:40bunlardan her birinin üzerinde durduğu konu diğerinin üzerinde durduğu konudan başka olduğu ortaya çıkar.
07:48Birbirine zıt gibi görünen ayetleri yan yana koyup şer'i bir kavrayışla kavrandığında
07:56o ayetlerin bir kısmının dalalet ettiği mananın diğer kısmının dalalet ettiği manadan farklı olduğu görülür.
08:05Böylece teşriği mana tamamen ortaya çıkar.
08:10Zira hidayet ve dalalet konusunda Allah'ın fiilleri olan vakalar ile kulların fiilleri olan vakalar birbirinden farklıdır.
08:22Yani hidayet ve dalalet bahsinde farklı farklı vakalar vardır.
08:27Dolayısıyla bu farklı vakalara ilişkin farklı ayetler vardır.
08:33Mesela tüm insanlarda hidayet ve dalaleti yaratan,
08:41yani doğruyu bulma yeteneğinin ve kendi isteğiyle iki yoldan birini seçme kabiliyetinin yaratılması tamamen Allah'a aittir.
08:53Mesela,
08:56Biz ona iki yolda hidayet ettik, gösterdik buyruluyor.
09:02Yani biz insana hayır ve şer yolunu gösterdik.
09:09İnsanda hidayet ve dalalet kabiliyetini yarattık demektir.
09:15Şayet insan bu kabiliyet üzerinde yaratılmasaydı insanlar hidayeti nasıl bulurlardı?
09:23Yine ayrıca vahiy ile kitaplar ile rasuller ile insanlara hidayeti getiren ve dalaleti gösteren de Allah'tır.
09:34Şayet Allah subhanehu ve teala kitaplar ve rasuller ile insanlara hidayeti bildirmeseydi insanlar doğru yolu nasıl bulacaklardı?
09:44İşte kardeşlerim bu vakaların dışında bir de Allah'ın kullarının tevfiki yani onları hidayete muvaffak kılması vardır.
09:58Çünkü hidayete muvaffak kılmak Allah'tandır.
10:03Buna Allah'ın tevfiki denilir.
10:06Fasık, zalim, inkarcı, dalalette olan, haddi aşan, yalancı gibi sıfatlara sahip olanların hepsi hidayetle çelişen niteliklere sahip kimselerdir.
10:22Allah-u Teala bu tür sıfatlara sahip olanları hidayete muvaffak etmez ve başarılı kılmaz.
10:31Çünkü hidayete muvaffak kılmak insana hidayete ermenin sebeplerini hazırlamaktır.
10:39Önemine binaen tekrar ediyorum hidayete muvaffak kılmak demek insana hidayete ermenin sebeplerini hazırlamak demektir.
10:51Bu saydığım kötü sıfatlara ve amellere sahip olan kimseler için ise hidayet sebepleri değil ancak dalalet yani sapıklık sebepleri hazırdır.
11:03İşte kardeşlerim tüm bunlar yani insanın hidayet ve dalalete ehil ve kabiliyetli yaratılması,
11:11insanlara doğru yolu ve sapıklığı gösteren kitap ve rasullerin gönderilmesi ve insanların sahip oldukları sıfatlar ve ameller ile hidayet ve dalaletin sebeplerinin hazırlanması işte bunların hepsi Allah'a ait fiillerdendir.
11:29Ve dolayısıyla bir çok ayet kerimede bu hususlardan dolayı ve bu vakalara binaen hidayet ve dalalet açıkça Allah'a isnat edilmiştir.
11:41Bir de Allah'ın fiillerinden ayrı olarak kulların kendi ihtiyarı ve seçimiyle hidayete ermesi ya da dalalete düşmesi fiilleri vardır ki bunlar kulların kendi fiilleridir.
11:58Kullar serbest iradeleriyle yaptıkları seçimlerden ve fiillerden dolayı hesaba çekilecekler, sevap ve cezayet çarptırılacaklardır.
12:10Yani hidayete eren ve dalalete düşen insandır.
12:16İslam'ı seçen ya da küfrü seçen insandır.
12:21Allah'a itaat eden ya da ona isyan eden insanın bizzat kendisidir.
12:27Ve tüm bunlar kişinin kendi fiilidir.
12:31İşte tüm bu farklı vakalara ilişkin farklı ayetler vardır.
12:37Ve Allah'ın ayetlerinde asla bir çelişki ve karışıklık söz konusu değildir.
12:43Sadece insanların ayetlerin vakalarını anlamamalarından dolayı kafalar karışmaktadır.
12:51Örneğin hidayet ve dalaleti bizzat Allah'ın fiili olarak açıkça Allah'a isnat eden ayetler vardır.
13:00Mesela
13:01قُلِ اللّٰهُ يَهْد۪ي لِلْحَقِّ
13:04De ki Allah hakka hidayet eder.
13:07وَلِتُكَبِّرُ اللّٰهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ
13:12Sizi hidayete erdirmesine karşılık Allah'ı tekbir ediniz, tazim ediniz.
13:19Yine Duha suresinde
13:21وَوَجَدَكَ دَالًّا فَهَدًا
13:24Seni dalalette bulup hidayete eriştirmedik mi?
13:29Diye buyuruyor Rabbimiz.
13:31Kef suresinde ise
13:34Allah kime hidayet ederse işte o hidayeti bulmuştur.
13:40Kimi de dalalete düşürürse artık onu irşad eden bir dost bulamazsın buyuruyor.
13:47İşte bunlar gibi onlarca ayet
13:50yaratan, nefislerde halk eden, vahiyle insanlara bildiren
13:55ve hidayete insanları muvaffak kılan olması hasebiyle
14:00hidayet ve dalaleti açıkça Allah'a izafe etmektedir.
14:05Yine birçok ayetlerde Allah'ın indirdiği kitaplar ve rasuller hidayet edici olarak zikredilmektedir.
14:14Mesela Bakara suresinin ilk ayetleri
14:17اَلِفْ لَا أَمِّمْ ذَٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ ف۪يهِ
14:21خُدَلِّ الْمُتَّق۪ينَ
14:23Bu kendisinde hiçbir şüphe olmayan bir kitaptır.
14:27Takva sahipleri için bir hidayettir buyuruyor Rabbimiz.
14:31Yani buradaki hidayet nedir?
14:33Allah'ın vahyi olan Kur'andır.
14:37Ayrıca bir kısım ayetler daha vardır ki bunlar da
14:42Allah'ın muvaffak kılması ve sebepleri hazırlaması açısından
14:47hidayet ve dalaleti Allah'a izafe etmektedir.
14:52Mesela Saf suresinde Rabbimiz şöyle buyuruyor
14:57وَاللّٰهُ لَا يَهْتِ الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
15:00Allah fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.
15:04Ve devamında da
15:06وَاللّٰهُ لَا يَهْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ
15:10Allah zalimler güruhunu da hidayete erdirmez buyuruyor.
15:14Yine Nahil suresinde şöyle buyuruyor
15:19Onların hidayet bulmalarına ne kadar hırs göstersen de
15:24şüphesiz Allah dalalete sapanı hidayete erdirmez.
15:30Yine Mü'min suresinde ise
15:34Muhakkak ki Allah haddi aşan yalancı bir kimseyi hidayete erdirmez buyuruyor.
15:42İşte kardeşlerim bu ayetler
15:45Allah-u Teala'nın onları hidayete muvaffak kılmayacağını ifade etmektedir.
15:51Çünkü hidayete muvaffak kılmak, kolaylaştırmak ve sebepleri hazırlamak Allah'tandır.
16:00Fasık, zalim, kafir, haddi aşan yalancı kimseler
16:06hidayetle çelişen niteliklere sahip olan kimselerdir.
16:10Allah-u Teala bu tür sıfatlara sahip olanları hidayete muvaffak etmez.
16:17Ayrıca
16:18اِهْدِنَا السِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمِ
16:20Bizi dost doğru yola hidayet et.
16:23Fatiha suresinde
16:24Ya da
16:25وَهْدِنَا اِلَىٰ سَوَٓاءِ السِّرَاطِ
16:28Bizi yolun en doğrusuna hidayet et.
16:32Ayetleri
16:33Doğruyu bulmaya bizi muvaffak kıl, başarılı kıl.
16:38Yani hidayetin sebeplerini bizlere kolaylaştır demektir.
16:43Ve Rabbimiz kullarından böylece dua etmelerini
16:48ve hidayetin sebeplerini ve muvaffakiyeti Allah'tan istememizi beyan etmektedir.
16:55İşte kardeşlerim
16:57Hidayet ve dalaleti Allah'a nispet eden ayetlerdeki vakalar böyledir.
17:03Bizzat hidayete eren ve dalalete sapan ise kulların kendisidir.
17:10Ve bundan dolayı Rabbimiz onlarca ayetlerde hidayet ve dalaleti kullara nispet etmektedir.
17:18Örneğin
17:19فَمَنْ اِحْتَدَا فَلِنَفْسِهِ
17:22Kim hidayete ererse bu ancak kendi lehinedir ayeti.
17:27لَا يَدُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا احْتَدَيْتُمْ
17:32Siz hidayete ererseniz dalalete düşen kimse size zarar veremez ayeti.
17:39Yine
17:41Her kim imanı küfürle değiştirirse şüphesiz dost doğru yoldan dalalete düşmüş olur.
17:50Her kim Allah'ı meleklerini, kitaplarını, resullerini ve kıyamet gününü inkar ederse uzak bir dalaletle dalalete düşmüş olur ayetlere.
18:03Yine mesela
18:05Eğer müslüman olurlarsa hidayete girmiş olurlar.
18:10Eğer yüz çevirirlerse sana düşen ancak tebliğ etmektir ayeti.
18:16Ve
18:17وَاُلَٰيْكَ هُمُ الْمُحْتَدُونَ
18:20İşte onlar hidayete erenlerin ta kendileridir diye biten ayetler.
18:25Ve bunlar gibi onlarca ayet.
18:28Hidayet ve dalaleti bizzat insanlara isnat etmektedir.
18:34Bir de bunların dışında ayrıca dalaleti şeytanlara ve belirli kişilere isnat eden ayetler de vardır.
18:42Mesela Fussilet suresinde
18:45Rabbimiz cinlerden ve insanlardan bizi dalalete düşürenleri bize göster buyuruluyor.
18:52Fussilet suresinde
18:54Yine
18:55وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانَ اَنْ يَضِلْ لَهُمْ
18:58Şeytan onları dalalete düşürmek istiyor buyuruluyor.
19:03Nisa suresinde
19:04Ve
19:05Taha suresinde de
19:07وَاَضَلَّهُمْ اَسْصَامِر۪ي
19:10Onları samiri saptırdı.
19:13Dalalete düşürdü buyuruluyor.
19:15İşte bunlar gibi ayetlerin mantıku
19:18Yani lafızların dalaleti
19:20Hidayet ve dalalet fiilinin insana ait bir fiil olduğunu
19:25Hem kendini hem de başkasını dalalete düşürdüğüne
19:29Hatta şeytanın da dalalete düşürdüğüne
19:32Açıkça işaret ve beyan etmektedir.
19:36Yani bunlar ve bunlar gibi ayetler
19:39Hidayete erenin ve dalalete düşenin insan olduğunu
19:44Hatta kendisi saptığı gibi başkalarını da saptırdığını
19:48Ya da başkalarının hidayete ne de vesile olduğunu
19:53Açıkça ifade etmektedir.
19:56Evet kerim kardeşlerim
19:58Tüm bu örnekler ve ayetlerde görüldüğü gibi
20:01Hidayet ve dalaleti Allah'a nispet eden ayetlerin
20:05Vakası ve delaleti farklıdır.
20:08Hidayet ve dalaleti insana nispet eden ayetlerin
20:12Vakası ve delaleti farklıdır.
20:15Allah'a nispet eden ayetler
20:17Hidayet ve dalaleti yaratan
20:19Nefislerde halk eden olması
20:22Vahiyle insanlara bildiren
20:24Ve hidayete insanları muvaffak kılan olması
20:28Hasebiyle hidayet ve dalaleti
20:31Allah'a izafe ve nispet etmektedir.
20:34Kula nispet eden ayetler ise
20:37Bizzat kulun fiili olması
20:40Kendi tercihiyle hidayet ve dalaleti seçmesi
20:45Allah'a itaat ya da isyanı
20:48Serbest iradesiyle gerçekleştirip
20:51Bundan dolayı da mükafat ya da ceza görmesidir.
20:56İşte hidayet ve dalaletin vakası ve hakikati budur kardeşlerim.
21:02Dolayısıyla hidayet ve dalalete erme kulun kendi fiilidir.
21:08Bununla birlikte kardeşlerim
21:11Bir de hidayet ve dalaletin Allah'ın dilemesi
21:16Yani meşiyetiyle birlikte zikredildiği ayetler vardır.
21:20Mesela
21:21Ya dillu men yeşâ ve yehti men yeşâ
21:24Dilediğini saptırır, dilediğini de dalalete düşürür.
21:28Bu şekilde de onlarca ayet vardır.
21:32Ve hidayet ve dalaleti Allah'ın iradesine ve dilemesine izafe eder.
21:38Bu ayetlerde geçen meşiyet kelimesi irade etmek anlamındadır.
21:44Dolayısıyla ayet
21:46Hiçbir kimse Allah'a rağmen hidayete eremeyeceği gibi
21:52Dalalete de düşmez anlamına gelir.
21:55Bilakis hidayete eren kimse
21:58Allah'ın iradesi ve meşiyetiyle, dilemesiyle hidayete ermiş.
22:03Dalalete düşen de onun iradesi ve meşiyetiyle dalalete düşmüş olur.
22:09Burada Allah'ın iradesi ve dilemesiyle ilgili bir açıklama yapmak gerekmektedir kardeşlerim.
22:16Zira burada bir karışıklık vardır ve karışıklık söz konusudur.
22:21Şöyle ki
22:23Geçen derste yani kaza ve kader dersinde de belirttiğimiz gibi
22:28Kelamcıların en büyük hatalarından birisi
22:32Allah'ın sıfatlarını insanlara kıyas etmelerdir.
22:37Yani onlar insana ait bir sıfatı açıklarlar.
22:42Ve sonra açıkladıkları bu sıfatın özelliklerini Allah'a izafe ederler.
22:48Mesela derler ki insan irade sahibidir.
22:52Ne demektir bu?
22:54İrade yani insan sevdiği, razı olduğu ve istediği bir şey yapar.
23:00Sevmediği, istemediği ve razı olmadığı bir şey yapmaz.
23:04Sonra sınırlarını belirledikleri insana ait bu irade sıfatını
23:10Allah da irade sıfatına sahip olması hasebiyle Allah'a izafe ederler.
23:17Sonra da bu izafe ettikleri ve aklen sınırlarını belirledikleri irade sıfatı hakkında ileri geri konuşurlar.
23:28Aynı usulü Allah'ın diğer sıfatları hakkında da yaparlar.
23:32Mesela derler ki ilim insana ait bildiğimiz bir sıfattır.
23:37Ve ilim maluma tabidir.
23:40Yani bir şeyi bilmek için, alim olmak için öncelikle bilinecek bir şey gereklidir.
23:46Ortada bilinecek bir şey yoksa ilim de olmaz derler.
23:51Aynı şekilde Allah da ilim sahibidir ve alimdir.
23:56Peki Allah alemleri yaratmadan önce, yani ortada hiçbir şey yokken, sadece Allah varken
24:06Allah yine alim miydi?
24:09Çünkü ortada bilinecek bir şey yok derler.
24:13İşte böyle safsataları tartışıp ortaya koydukları sonuçları hakikat diye insanların önüne koyarlar.
24:22Oysa ki Allah'ın sıfatları insanların sıfatlarından başkadır.
24:28Bundan dolayı Allah'ın sıfatları hakkında sadece nasta belirtilenlerle yetinilir ve ileriye gidilmez.
24:36Çünkü insan Allah'ı ve sıfatlarını kuşatamaz.
24:41Allah'ın sıfatları hakkında tartışmak Allah'ın zatı hakkında tartışmak gibidir.
24:47Bundan dolayı hem caiz değildir hem mümkün değildir.
24:52Allah'a ait bir sıfat olan irade sıfatına gelince bu Allah'a cebren hiçbir şeyin olmayacağı,
25:01Allah'ı hiçbir şeyin zorlayamayacağı manasındadır.
25:06Bunun ilerisine gidilmez.
25:08Acaba Allah nasıl irade ediyor?
25:12Allah'ın dilemesi nasıldır?
25:14Allah'ın iradesi ile kulların kendi iradesi arasında nasıl bir ilişki vardır gibi hususları tartışmak
25:22ve bu konularda düşünmek asla bir fikir ve ilim değildir.
25:27Sadece hayal ve vehim ürünü safsatalardır.
25:31İşte bu esastan dolayı kardeşlerim Allah'ın sıfatları hislerin dışında olmasından dolayı
25:39sadece naslarla bildirilenler ile iktifa edilir, yetinilir.
25:45Fikir yürütülmeye çalışılmaz.
25:49Dolayısıyla Allah dilediğine hidayet eder ve dilediğini dalalette bırakır ayetleri
25:57hidayete eren bir kimsenin Allah'a rağmen hidayete eremeyeceği,
26:04mutlaka onun hidayete ermesinde Allah'ın iradesi olduğu anlamına gelir.
26:10Aynı şekilde sapıklığı seçen bir kimse bunu Allah'a rağmen yapamaz demektir.
26:16Mutlaka onun sapıklığa düşmesinde Allah'ın iradesi olduğu anlamına gelir.
26:23Dahası insan sadece hidayet ve dalaleti değil, fiillerinden her bir fiili
26:29ancak Allah'ın iradesi ve dilemesiyle, meşriyetiyle işler.
26:35İşte bu ayetlerde belirtilen husus budur.
26:39Ve bu sınırda kalınır.
26:41Dolayısıyla Allah bir kimsenin hidayete ermesini irade ederse
26:46O kişi hidayete ermek istemese de, dalalette kalmak istese de mutlaka hidayete erer.
26:55Ya da bir kimsenin dalalete düşmesini murad ederse
27:01O kişi istese de, çabalasa da hidayete giremez gibi bir yorum yapmak büyük bir hata.
27:09Ve mahiyetini bilmediğimiz Allah'a ait irade sıfatı hakkında ileri geri konuşmak ve saçmalamaktır.
27:19Doğru ve sahih anlayış ise, hidayete eren ya da dalalete düşen bir kimsenin
27:26Allah'a cevren yani Allah'ın iradesinin dışında ve Allah'a rağmen olamayacağını anlamaktır.
27:34Umarım aradaki farkı net bir şekilde anlatabilmişimdir.
27:40Evet kardeşlerim, hidayet ve dalalet konusunda bir de bir kısım insanların hidayete eremeyeceği ile ilgili ayetler vardır.
27:51Bu ayetler iki kısımdır.
27:54Birincisi, geçmişteki bir takım insanlar hakkında haber veren ayetlerdir.
28:01Ki bunlar, onların hidayete ermeyeceğine dair beyanları ifade eder.
28:08İkincisi ise, bazı insanların muayyen sıfatlarını zikredip bu sıfatlara sahip oldukları müddetçe hidayete eremeyeceklerini ifade eden ayetlerdir.
28:23Birinci kısma gelince, mesela Allah-u Teala'nın şu ayetleri gibi
28:30Nuh'a vahyolundu ki kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık sana asla inanmayacak buyuruyor Rabbimiz.
28:41Yine Bakara suresinde, inkar edenlere gelince onları uyarsan da uyarmasan da birdir.
28:49İnanmazlar.
28:50Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir.
28:55Onların gözlerine de bir perde gerilmiştir.
28:58Ve onlar için büyük bir azap vardır buyuruluyor.
29:01İşte bu gibi ayetler, bir takım insanların asla iman etmeyeceklerinin Allah tarafından peygamberlerine bildirildiğini ifade etmektedir.
29:14Ki bu tür haberler Allah'ın ilmine giren şeylerdendir.
29:20Bu ifadelerden bir grup insanın iman edecekleri, bazılarında iman etmeyeceklerinin önceden belirlenmiş olduğu gibi bir anlam anlaşılmaz.
29:31Bilakis her insanda iman etme, hidayete erme kabiliyeti vardır.
29:36Resul sallallahu aleyhi ve sellem ve ondan sonra davet taşıyıcıları bütün insanları imana çağırmakla muhataptır.
29:46Bir Müslümanın herhangi bir kimsenin imanından ümitsizliğe düşmesi de caiz değildir.
29:52Ancak Allah'ın ilmiyle önceden bir kimsenin iman etmeyeceğini bilmesi ve bunu bildirmesi Allah'ın ilmine ilişkin bir husustur.
30:05Ve onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.
30:08Allah'ın bize haber vermedikleri hakkında hüküm yürütmemiz, akıl yürütmemiz ise caiz değildir.
30:16İkinci kısma gelince bunlar daha önce de örneklerini verdiğim ayetlerdir.
30:21Mesela Allah-u Teala'nın şu beyanları gibi.
30:30Şüphesiz Allah yalancı ve müsrif kimseyi hidayete erdirmez.
30:35Ya da Allah fasıkları hidayete erdirmez, zalimleri hidayete erdirmez gibi ayetlerdir.
30:44Daha önce de beyan ettiğim gibi kardeşlerim bu ve benzeri ayetler bir takım sıfatları zikretmektedir.
30:54Ve bu sıfatlara sahip insanlar, yani yalancılar, sürekli fısk ve fücur içerisinde olanlar, zulmedenler, mallarını Allah'ın yolundan saptırmak için harcayanlar,
31:06işte bu kimseler bu sıfatlarla muttasıf oldukları sürece, bu kötü amellerine devam ettikleri müddetçe hidayete eremeyeceklerdir.
31:17Ne zaman ki bunları terk ederlerse o zaman hidayete erebilirler.
31:23Çünkü bunlarla muttasıf olmak hidayet ile çelişmektedir.
31:29Ayetlerin manası da işte budur.
31:32Yoksa manası hidayete eremeyecek bazı insanlar vardır demek değildir.
31:39Zira her insan hidayete de erebilir, dalalete de düşebilir.
31:44Hidayete ermesi mümkün olmayan bazı insanların veya dalalete düşmesi mümkün olmayan bazı insanların olması diye bir şey yoktur.
31:54Ancak Allah'ın hazırladığı ve kolaylaştırdığı hidayet sebeplerine ulaşmaya bir takım sıfatlar ve ameller manidir demektir.
32:07Dolayısıyla bir kimse bir peygamber evinde de yaşasa yine de dalalete düşebilir.
32:14Azılı bir kafirin ve tağutun evinde de yaşasa hidayete erebilir.
32:20Rabbimiz tahrim suresinde bize Nuh aleyhisselam ve Lut aleyhisselamın nikahı altında oldukları halde,
32:28sabahtan akşama kadar bir peygamber evinde yaşadıkları halde,
32:33eşlerinin davetlerine ihanet ettikleri ve kulaklarını tıkadıklarından dolayı dalalete düştüklerini bildiriyor.
32:42Buna mukabil Firavun gibi bir kafir ve tağutun nikahı altında olduğu halde,
32:47sabahtan akşama kadar onun evinde yaşadığı halde,
32:52hidayete eren ve cenneti kazanan Firavun'un eşinden haber veriyor.
32:58Daraballahu meselen lillezine keferu imrate nuhin ve imrate lut.
33:06Allah inkar edenlere Nuh'un karısıyla Lut'un karısını bir misal olarak getirdi.
33:18Bu ikisi kullarımızdan iki salih kulun nikahı altındaydılar.
33:22Yani iki peygamber ile evliydiler.
33:28Bu ikisi peygamberlerimize ihanet ettiler.
33:31Yani getirdikleri tevhide, davetlerine ihanet ettiler.
33:41Bu yüzden o iki peygamber Allah'tan gelen bir şeyi onlardan def edemedi.
33:47Ve o kadınlara denildi ki haydi ateşe girenlerle beraber siz de ateşe girin.
33:54Yani peygamber eşleri de olsa Allah'tan geleni inkar edip,
33:59Allah'a ve dinine ihanet ettikleri müddetçe eşlerinin onlara hiçbir faydası olmadı.
34:06Hidayete ulaşamadılar ve dalalete düştüler.
34:17Allah iman edenleri ise Firavun'un hanımın karısını misal olarak getirdi.
34:22Hani o Rabbim bana katında cennette bir ev yap.
34:27Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru.
34:30Ve beni zalimler topluluğundan kurtar demişti.
34:34İşte Firavun'un nikahı altında olduğu ve onun evinde yaşadığı halde Hidayete kulak verdi.
34:42Kendisini inkardan ve kötülüklerden korudu.
34:45Ve Hidayete erenlerden hatta cennetin kadınlarının efendisi olmaya hak kazandı.
34:52Evet kardeşler.
34:54İşte hidayet ve dalalet mefhumu budur.
34:59Hidayet ve dalaleti Allah'a nispet eden ayetler.
35:04Hidayet ve dalaleti yaratan, nefislerde halk eden olması.
35:09Hidayet ve dalaleti vahiy ile insanlara bildirmesi.
35:14Ve Hidayete insanları muvaffak kılması.
35:19Yani sebeplerini hazırlaması dolayısıyla Hidayet ve dalaleti Allah'a izafe ve nispet etmektedir.
35:27Kula nispet eden ayetler ise bizzat kulun fiili olması.
35:33Kendi tercihi ile Hidayet ve dalaleti seçmesi.
35:37Allah'a itaat ya da isyanı serbest iradesi ile gerçekleştirip bundan dolayı da mükafat ya da ceza görmesidir.
35:46İşte Hidayet ve dalaletin vakası ve hakikati budur.
35:51Ve Hidayet ve dalalet mefhumu İslam akidesi ile ilgili ve akide ile bağlantılı olan en önemli fikirlerdendir.
36:00Bu fikrin ve mefhumun saf ve billur bir şekilde anlaşılması.
36:08Felsefe ve kelamın girdavundan kurtulup Allah'ın bildirdiği esaslar üzerinde iman edilmesi son derece önemlidir.
36:18Aksi takdirde kafalar karışık ve zihinler bulanık olacaktır.
36:24Ve kalpler bir türlü mutmain olamayacaktır.
36:28Allah bizleri kalpleri iman ile mutmain olanlardan eylesin.
36:34Rabbim bizleri dalalet ve sapıklıktan uzak ve muhafaza eylesin.
36:39Bizleri en doğru yola hidayet edip her daim doğruyu bulmaya bizleri muvaffak kılsın.
36:46Ve hidayetin sebeplerini bizlere kolaylaştırsın.
36:50Amin. Allahumme amin.
36:53Kardeşlerim böylece bu haftada bir dersimizin sonuna geldik.
37:00Sözlerimi burada noktalarken haftaya yeni bir mefhum üzerinde buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
37:10Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.

Önerilen