Hayata Yön Veren Mefhumlar I İman - Amel 2

  • 2 ay önce
Serdar Yılmaz ile "Hayata Yön Veren Mefhumlar" programında bu hafta "İman ve Amel" mefhumunun 2. bölümü ele alınıyor.

-Amelleri, İmanın Bir Cüzü Kabul Edenlerin Delilleri Nelerdir?
-Ayet ve Hadislerde Belirtilen İmanın Artması Ne Demektir?
-İmanda "Kuvvetlilik ve Zayıflık" Nasıl Olur?
-Arapçada Lafızlar "Hakikat ve Mecaz" Olarak İkiye Ayrılır.
Transcript
00:00Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim
00:07Velhamdulillah ve salatu vesselamu ala rasulillah emmâ ve a'ed
00:13Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu
00:17Kerim kardeşlerim bu hafta hayata yön veren mevhumlar programımızda
00:24Geçen hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah
00:30Bildiğiniz gibi geçen hafta iman mefhumunu ele almış
00:36İmanın tanımı üzerinden yapılan tartışmaların nasıl ortaya çıktığını açıklamıştık
00:43Çeşitli grup ve ekollerin iman hakkındaki tanımlarından bahsetmiştik
00:51Yine tüm bu tartışmalardan bağımsız olarak
00:56İmanın mahiyetini asli tanımını ve şer'i delillerin kendisine delalet ettiği şer'i tarifini ortaya koymuş
01:06Ve bu tanıma dair şer'i delilleri zikretmiştik
01:11Ve imanın şer'i tarifinin delilden neşhet eden vakaya mutabık kesin tasdik olduğunu açıklamıştık
01:23Ve yine imanın tanımı üzerindeki tartışmalarda tüm ekollerin ve alimlerin
01:30İmanın tanımındaki asli unsurun kalbin tasdiği olduğu noktasında ittifak ettiklerini
01:37İhtilaf ve tartışma konusu olanın ise amellerin imandan bir cüz olup olmaması meselesi olduğunu belirtmiş
01:47Ve imanın mahallenin ve yerinin kalp olduğunu, dil ya da azalar olmadığını şer'i naslar ve deliller üzerinden ortaya koymuştuk
01:59Zira muhkem ve apaçık olan naslar imanın içerisinde hiçbir şek, şüphe ve zannın giremeyeceği bir şekilde
02:10Apaçık delillerden kaynaklanan kesin ve yakini bir tasdik olduğunu ortaya koymaktadır
02:19Evet tüm şer'i naslarda iman ile amelin çok sıkı bir ilişkisi ve bir bağlantısı vardır
02:27Ancak bu ilişki amelin imanın bir cüz'ü olma ilişkisi değil
02:34Amellerin imandan doğma, imanın gereği olma ve imanın neticesi olma ilişkisidir
02:43Yani şer'i hükümlere bağlanmak imanın gereğidir
02:49Peki amelleri imanın bir cüz'ü kabul edenlerin delilleri nelerdir?
02:56Neden bir kısım alimler imanı tarif ederken ısrarla ameli imana dahil etmişlerdir?
03:03İşte bu dersimizde ameli imandan bir cüz'ü kabul edenlerin delillerini inceleyeceğiz inşallah
03:11Evet kardeşlerim ameli imandan bir cüz'ü kabul edenlerin en önemli delilleri imanın artıp eksilmesine ilişkin naslardır
03:24Zira bir kısım naslarda imanın artmasından ve noksanlığından bahsedilir
03:32Mesela
03:33اَلَّذ۪ينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ اِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ ا۪يمَانًا وَقَالُوا حَصْبُنَ اللّٰهُ وَنِعْبَ الْوَك۪يلُ
03:48Bir kısım insanlar müminlere düşmanlarınız olan insanlar size karşı asker topladılar
03:55Aman ha sakının onlardan dediklerinde bu onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter o ne güzel vekildir dediler
04:08Yine
04:09اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ ا۪يمَانًا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
04:23Müminler ancak o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer
04:29Kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanları artar ve onlar yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir
04:40İşte kardeşlerim bu ve benzeri ayetlerde açıkça imanın artmasından bahsedilmesi dolayısıyla
04:48Bir kısım alimler demişlerdir ki imanın artması ancak amellerden dolayıdır
04:55Kişi Rabbimizin talep ettiği amelleri yerine getirirse imanı artar
05:02Şayet bu amelleri yerine getirmezse ya da Allah'ın yasakladığı işleri yaparsa işte o zaman imanı eksilir
05:12Dolayısıyla bu da amellerin imandan olduğuna dair bir delildir demişlerdir
05:21İlk zamanlarda imanın artıp eksilmesi konusu amellerin imandan olup olmaması konusunun bir delili olarak ortaya konulmuşsa da
05:32Daha sonraları imanın artıp eksilme konusu müstakil bir tartışma meselesi haline gelmiştir
05:39Yani iman artar ve eksilir mi konusu yeni bir tartışma olarak ortaya çıkmıştır
05:46Ve bu tartışma ayrı bir başlık adı altında tartışılmaya ve konuşulmaya başlanmıştır
05:53Evet kardeşlerim gelin şimdi imanın artıp eksilme meselesini anlamaya çalışalım
06:01Geçen dersimizde detaylı bir şekilde ele aldığımız gibi imanın şer'i tarifi delilden neşet eden vakaya mutabık kesin tasdiktir
06:12Kesin tasdik olması onda hiçbir zannın ve şüphenin olmaması anlamındadır
06:20Zira kesinlik ancak tam olduğu zaman gerçekleşir
06:25Peki öyleyse imanda artma ve eksilme nasıl olur
06:29%90 sonra %95 veya %99 oranında bir iman olabilir mi
06:37Yine %100'den %95 veya %90'lara doğru azalan bir iman olabilir mi
06:45Tabi ki hayır
06:47Çünkü bu noksanlık kesinlik olmaması yani imanda şüphenin var olması demektir
06:55Ki bu iman sayılmaz bilakis buna küfür denilir
07:00Yani bir kişi ben ahiret gününün varlığına %90 inanıyordum
07:06Şimdi ise bu imanım %95'e çıktı dese bu kişiye senin imanın artmış denilmez
07:14Zira bu kişi %99'da inansa mümin değil kafirdir
07:22Yani kendisinde hala şüphe olduğunu ifade etmiştir
07:27Peki öyleyse ayet ve hadislerde belirtilen imanın artması ne demektir
07:34Evet
07:35Ziyade yani artma ve noksanlık yani azalma lafızları
07:42Arap lügatinde müşterek lafızlardandır kardeşlerim
07:47Yani birden fazla anlamı olan lafızlardandır
07:52Ziyade ve noksanlık lafızları sınırlı ve sayısal bir fazlalık ve noksanlık anlamına
08:00Yani niceliksel genişleme ve daralma anlamına geldiği gibi kuvvet ve zayıflık anlamına da gelir
08:10Dolayısıyla ziyade ve noksanlık ifadeleriyle hangi anlamın kast edildiğini
08:17Diğer tüm müşterek lafızlarda olduğu gibi karine yani deliller belirler
08:24İmanla ilgili olarak ziyade ve noksanlık ifadeleri kullanıldığı zaman
08:30Buradaki artma ve eksilmenin delaleti kuvvet ve zayıflık bakımından olur
08:37Neden
08:38Çünkü kesin tastiğin belirli bir ölçüde fazlalıkla veya azlıkla bir arada olması mümkün değildir
08:47İşte bu karineden dolayı imana ilişkin geçen naslardaki ziyade ve noksanlık
08:55Yani artma ve eksilme sınırlı ve sayısal bir genişleme ve daralma anlamında değil
09:02İmanın kuvveti ve zayıflığı anlamında anlaşılır
09:07Biraz önce zikrettiğimiz ayet kerimede Rabbimiz ne buyurmuştu
09:12Ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen
09:17Kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanları artar
09:21Yani onların imanları Allah'ın ayetleri okunduğunda daha da kuvvetlenir demektir
09:28Ve yine Rabbimiz Fetih suresinde şöyle buyuruyor
09:33Huvellezî enzele sekinete fî kulûbil mu'minîne liyezdâdu îmânen meâ îmânihim
09:42Müminlerin kalplerine sekine yani güven ve huzur duygusu indiren odur
09:48Ne için? İmanları ile birlikte imanları artsın diye
09:54Yani onlar zaten kesin bir şekilde iman etmişlerdi
09:58İmanları daha da kuvvetlensin diye Allah onların üzerine sekine indirdi
10:20Müminler düşman birliklerini gördüklerinde işte Allah ve Resul'ünün bize vaat ettiği budur
10:26Allah ve Resul'ü doğru söylemiştir dediler
10:29Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı
10:34İşte tüm bu ayet kerimelerde geçen imanın artması imanın kuvvetlenmesidir
10:42Zira iman kesintastik demektir
10:46Bu sebeple ayetlerde geçen ziyade lafzı sınırlı ve sayısal anlamda bir artma ve eksilme anlamında değil
10:56Kuvvet anlamında bir ziyadedir
10:59Aksi halde kesintastik gerçekleşmemiş olur
11:03Ve bu durum şüphe, tereddüt demektir ki bu da iman değil küfürdür
11:10Peki imanda kuvvetlilik ve zayıflılık nasıl olur?
11:16Gelin şimdi bu hususu açıklayalım ve vakasını idrak etmeye çalışalım
11:23Dediğimiz gibi iman kesintastiktir
11:27İşte bu kesintastikle birlikte hem her bir insanın kendi nefsinde hissettiği
11:34Hem de naslarda belirtilen kalbin halleri yani imanın kuvvet ve zaaf anlamında durumları vardır
11:43Mesela gaflet hali kişinin Rabbi ile olan bağını zayıfladığı kalpteki imanın zayıflık halidir
11:54Kalbin katılaşması ise imanın en zayıf hali olarak ifade edilir
12:00Yine mutmainlik hali imanın en kuvvetli hali olarak ifade edilir
12:06Her insan da bu kuvvet ve zayıflığı kendi nefsinde hisseder
12:12Hepimiz bunu çok rahat bir şekilde hissedebiliriz
12:15İşte tevekkül, hubbu fillah ve buğzü fillah yani Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek
12:23Allah ile olan bağın idrak edilmesi, Allah'ın ayetlerini okumak, Allah'ın ayetleri üzerinde düşünmek
12:31Zorluk, sıkıntı ve cihat meydanında Allah'a güvenip dayanmak ve Allah'ın nusretini ve vaadini beklemek
12:40Sabır ve namaz ile Allah'a yaklaşmak gibi tüm bu durumlar işte kalpteki imanın kuvvetliliği ile ilgili hususlardır
12:50Keza kalbin gafleti, Allah ile olan bağın idrak edilmemesi, kalbin katılaşması gibi durumlar ise imanın zayıflığına delalet eden hususlardır
13:05Bu konularda birçok delil vardır, birçok ayet vardır
13:09Mesela
13:20Bunlar iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikri ile mutmain olanlardır
13:26Haberiniz olsun kalpler yalnızca Allah'ın zikri ile mutmain olur buyuruyor Rabbimiz
13:33İşte burada bahsedilen kalplerin mutmainliği imanın kuvvetlenmesi anlamındadır
13:52Bir kısım insanlar müminlere düşmanlarınız olan insanlar size karşı toplandılar, asker topladılar
13:59Ama sakının onlardan dediklerinde bu onların imanlarını arttırdı ve Allah bize yeter o ne güzel vekildir dediler
14:29İman edenlerin Allah'ın zikrine ve haktan inene kalplerinin saygı duyacağı vakit gelmedi mi?
14:36Daha önce kendilerine kitap verilmiş sonra üzerlerinden uzun süre geçmiş bundan dolayı da kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar
14:47Onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdi buyuruyor Rabbimiz
14:53Yine Allah şeytanın verdiği bu vesveseyi kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri kas katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar diye Rabbimiz Hac suresinde bu hususu zikretti
15:11Yine meşhur olan
15:22İbrahim ne dedi Rabbim ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster Rabbimiz de ona yoksa inanmadın mı dedi İbrahim hayır inandım fakat kalbim mutmain olması için dedi
15:34İşte kardeşlerim tüm bu ayet kelimelerdeki kalbin halleri imanın kuvvet ve zayıflığına ilişkin hallerdir
15:45Yine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin hadisi şeriflerinde geçen ebaful iman imanın en zayıfıdır şeklinde geçen ibareler işte kalpteki imanın zayıflık halini ifade eden ibarelerdir
16:03Evet kıymetli dostlar işte tüm bu naslardan da anlaşıldığı üzere imandaki artma ve eksilme imanın kuvvetliliği ve zayıflığı anlamındadır
16:16Keza gerek sahabelerden gerek selef alimlerinden rivayet edilen imanın artması ve eksilmesine ilişkin sözler işte bu hakikati ifade eder
16:29Örneğin Ömer radiyallahu anh ile bir rivayette onun diğer sahabelere şöyle dediği mesela rivayet ediliyor
16:38Ömer gelin imanımızı arttıralım derdi bunun üzerine onlar Allah'ı zikrederlerdi
16:46Şimdi bu rivayete bakıp bunu okuyan bir kimse Ömer ve diğer sahabelerin imanları %99 du onlar Allah'ı zikrederek imanlarını %100 yaptılar diyebilir mi?
17:01Tabii ki kesinlikle hayır o zaman işte Ömer radiyallahu anhın kastettiği imanın kuvvetini arttırmak için gafletten kurtulup Allah'ı anmak Allah ile olan bağı kuvvetlendirmektir.
17:17Bundan dolayı bütün taatler, ibadetler ve salih ameller imanı kuvvetlendiren hususlardandır.
17:26Bütün haramlar ve kötülükler ise imanın zafiyetindendir.
17:32Evet umarım bu izahlarımız imanın artıp eksilmesi meselesinin net netleşmesi için yeterli olmuştur.
17:42Şimdi amelleri imandan bir cüz olarak kabul edenlerin diğer delillerine geçebiliriz.
17:49Evet kardeşlerim ameli imandan bir cüz olarak kabul edenlerin en önemli delillerinden birisi de kitap ve sünnetin naslarında bir kısım ameller için iman lafzının kullanılmasıdır.
18:04Bu hususta getirilen en önemli delil de Bakara suresinin 143. ayeti kerimesinde geçen
18:15Yani Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir.
18:21Bilindiği gibi kıble ayetinin inmesinden sonra ilk kıbleye yönelmek suretiyle kılmış oldukları namazların makbul olup olmadığının sorulması üzerine
18:34Rabbimiz eski kıbleye yönelerek kılmış oldukları namazlar nedeniyle ecir elde ettikleri hususunda Müslümanları tatmin etmek için bu ayeti indirmişti.
18:46Ve bu ayette Rabbimiz Allah sizin namazlarınızı zayi edecek değildir dememiş Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir demiştir.
18:58Yani namaz yerine iman lafzını kullanmıştır.
19:03Keza yine sayı olan bir kısım hadis-i şeriflerde imanın içerisine ameller de dahil edilmiştir.
19:12Mesela meşhur olan
19:25İman yetmiş küsur şubedir.
19:28Bunların en üstünü Allah'tan başka ilah yoktur sözüdür.
19:32En düşüğü ise eziyet veren bir şeyi yoldan uzaklaştırmaktır.
19:37Ve hayada imandan bir şubedir gibi.
19:41Görüldüğü gibi bu naslarda iman lafzı ameller için kullanılmış ya da bir kısım amellerin imandan olduğu beyan edilmiştir.
19:53Peki buradaki durum nedir?
19:56İddia edildiği gibi bunlar amellerin imandan olduğuna dair delil olabilirler mi?
20:03Gelin şimdi bu konuyu ele alalım.
20:06Evet kardeşlerim.
20:08Öncelikle bildiğiniz gibi Kuran ve sünnetin dili apaçık Arapçadır.
20:14Dolayısıyla nasları en doğru bir şekilde anlayabilmek öncelikle Arap dili hususiyetlerine göre anlamaklı olur.
20:24Arapçada lafızlar ise ya hakiki manasıyla anlaşılır
20:29ya da hakiki manada anlamaya mani olan bir karineden dolayı mecaz manasında anlaşılır.
20:38Yani Arapçada lafızlar hakikat ve mecaz diye ikiye ayrılır.
20:44Mecaz aralarındaki bir alaka ve ilişkiden dolayı bir lafzın hakiki manasının dışında kullanılmasıdır.
20:56Dolayısıyla kitap ve sünnetin naslarında geçen lafızları hakiki manasında kullanılmış olmasına mani olan bir karine varsa
21:08ve hakiki mana ile mecaz mana arasında bir alaka varsa bu lafızlar mecaz manalardır ve mecaz manaları ile alınır.
21:19Bu hususta apaçık Arapça lisanı ile inmiş olan Kur'an'da birçok örnekler vardır.
21:26Mesela birbirine sebep olma alakasından dolayı
21:31Vadi aktı ibaresi kullanılmıştır.
21:36Oysa ki vadi akmaz.
21:39Akan vadi değil, vadideki sudur öyle değil mi?
21:43Yine
21:48Ben kendimi hamır yani şarap sıkarken görüyorum.
21:54Oysa ki şarap sıkılmaz.
21:57Sıkılan şey şarap değil, üzümdür.
22:01Bu ayetlerde vadinin suyu yerine vadi lafzı, üzüm yerine şarap lafzı kullanılmıştır.
22:09Bu lafızlar hakiki manaları ile değil, mecaz manaları ile anlaşılır.
22:15Yani ayetteki vadi lafzı mecazen vadideki su manasındadır.
22:22Hamır yani şarap lafzı mecazen üzüm manasındadır.
22:28Yine mesela ayet kerimede
22:33Bir boyun kurtarmak der.
22:35Oysa ki buradaki mana bir köle azat etmek demektir.
22:41Yani Kur'an köle azat etmek yerine boyun kurtarmak lafzını kullanır.
22:48Köle yerine boyun ibaresini kullanmak işte mecazi bir kullanımdır.
22:55Yine en sık kullanılan mecaz ifade hepimizin bildiği gibi cesur ve atılgan kişilere aslan lafzının kullanılmasıdır.
23:05Oysa ki aslan lafzının hakiki manası bildiğimiz yırtıcı hayvan olan aslandır.
23:12Aslandaki cesaret ve atılganlık benzerliğinden dolayı cesur kişilere aslan lafzı mecaz olarak kullanılır.
23:21İşte aynı şekilde bir kısım ameller için kullanılan iman lafzı da hakiki manada değil mecaz manasındadır.
23:31Yani karşılığı küfür olan hakiki manasıyla iman lafzı değil ya sebep olma alakasından dolayı ya mübalağa için ya da suçun ve cürmün büyüklüğünü göstermek için mecaz anlamında iman lafzı kullanılmaktadır.
23:53Mesela biraz önce zikrettiğimiz ayette namaz lafzı yerine iman lafzının kullanılması namaza imanın sebep olma alakasından dolayı mecazen bir kullanımdır.
24:08Yani ayetin manası Allah sizin önceki kıbleye yönelerek kıldığınız namazları zayi edecek değildir demektir.
24:18Yine imanın şubeleri hadisinde geçen yolda insanlara sıkıntı veren herhangi bir şeyin yoldan uzaklaştırılmamasının insanı kafir yapmayacağı bilinen bir husustur.
24:32Dolayısıyla bu karineden dolayı buradaki iman kelimesi genel bir şekilde İslam ve Allah'a itaat anlamına gelen mecazi bir ifadedir.
24:44Yine mesela Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şu hadisi de böyledir.
24:50La yezni zani hina yezni vahuva mu'min.
24:55Zina eden bir kimse zina ettiği anda mü'min değildir diyor Resulullah aleyhisselam.
25:01Oysa ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zina eden kimseyi mürted cezası ile cezalandırmamış tam tersine zina haddi ile cezalandırmıştır.
25:12Onu Müslüman kabul etmiş cenaze namazını kılmış ve Müslümanların kabristanına defnetmiştir.
25:19Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin bu fiili hadiste yer alan iman lafsının küfrün karşılığı olan iman akdi ile alakalı olmadığına delalet eden bir karinedir.
25:35Dolayısıyla bu hadis zina suçunun ne kadar büyük bir suç olduğuna delalet etmektedir.
25:42Zina yapan kimsenin bu fiili yaptığı esnada imandan yoksun olmasının zikredilmesi yapmış olduğu suçun büyüklüğünü anlatmak için kullanılan mecazi bir ifadedir.
25:57Bu hadisi yani zina eden kimse zina ettiğinde mümin değildir hadisini Arapça dil kurallarına göre anlamayıp sırf amelin imandan bir cüz olduğuna delil getirmek için mecaz olarak değil de hakiki anlamında alanlar bu konudaki diğer hadislerle ortaya çıkan çelişkiyi ortadan kaldırmak için garip tevillere girmek zorunda kalmışlardır.
26:25Mesela müslimde geçen yine sahip bir hadiste şöyle bir rivayet bulunmaktadır.
26:32Ebu Zer radiyallahu anh dedi ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana Cebrail aleyhisselam gelerek ümmetinden kim Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmadan ölürse cennete girer müjdesini verdi dedi.
26:50Ebu Zer radiyallahu anh ben hayret ettim ve dedim ki zina etse de hırsızlık yapsa da mı?
26:58Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki evet zina etse de hırsızlık yapsa da.
27:03Ben tekrar zina etse de hırsızlık yapsa da öyle mi dedim.
27:08Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem evet zina etse de hırsızlık yapsa da cevabını verdi.
27:15Ve ben bunu dördüncüye tekrarladığımda Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebu Zer'in burnu toprakta sürtülse de buyurdu.
27:24Şimdi bu rivayette zina eden kimse mümin olarak vasfedilmektedir.
27:31Oysa ki bir önceki hadiste mümin değildir lafı geçmektedir.
27:36İşte kardeşlerim kitap ve sünnetin naslarında zina eden, hırsızlık yapan kimselerin mümin olarak vasfedilmesi karinesinden, delilinden dolayı bir önceki hadiste geçen mümin değildir lafsı günahın büyüklüğünü ifade etmek için kullanılan mecazi bir lafızdır.
28:01Ve bu şekilde alınır.
28:03Mesela yine başka bir örnek olarak Buhari'nin sahihinde geçen herkesin bildiği şu meşhur hadisi verebiliriz.
28:13Hiçbiriniz kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olamaz.
28:22La yu'minu ehadukum diye başlıyor ayet.
28:25Yani hiçbiriniz iman etmiş olamaz.
28:27Şimdi bu hadisin açıklamasında meşhur hadis alimi ve Buhari'yi şerh eden Buhari Şarihi İbni Hacer El Eskalani diyor ki
28:38Hadiste yer alan iman etmiş olmaz sözüyle kastedilen imanın kamil olmamasıdır.
28:46Bir şeyin mükemmel olmadığını belirtmek için o şeyin kendisinin yok olduğunu söylemek Araplar arasında yaygın bir kullanımdır.
28:59Nitekim falanca insan değildir sözünü de bu anlamda kullanırlar diyerek bir şerh yapıyor İbni Hacer.
29:08Yani şunu diyor İbni Hacer bu hadislerdeki iman lafzı Araplar arasında yaygın bir kullanım olan mecaz manasındadır.
29:20Hakiki manasıyla değildir.
29:23Evet değerli dostlar işte bir kısım naslarda geçen amellere yönelik iman lafzının kullanılması
29:31hakiki manadaki küfrün karşılığı olan iman manasında değil amellerin imanın gereği olma ve imandan kaynaklanma alakasına binaen kullanılan mecazi ifadelerdir.
29:49Aynı şekilde şu işi yapan mümin olarak yapmaz ya da şunu yapan iman etmiş olmaz gibi ifadelerde
29:57yapmış olduğu suçun büyüklüğünü anlatmak için ya da o amelin ehemmiyetini ifade etmek için kullanılan mecazi ifadelerdir.
30:09Burada vurgulanması gereken ve dikkat edilmesi gereken ölçü ve kıstat şudur.
30:15İman lafzı kitap ve sünnetin lafzlarında karinelerden bağımsız ve ayrı bir şekilde geçtiği zaman bu lafzın delaleti küfrün karşılığı olan ve şer'i bir manası olan delilden neşet eden vakaya mutabık kesin tasdik manasında imandır.
30:39Şayet bir karineden dolayı küfrün karşılığı olan şer'i iman lafzını anlamaya bir mani ve engel varsa işte bu karineden dolayı bu lafız mecaz manada anlaşılır.
30:54Bu sebeple ameli imandan bir cüz kabul edenlerin getirmiş oldukları bu deliller maalesef vakaya intibak etmeyen delillerdir.
31:05Dolayısıyla amelin imana dahil olduğu noktasında delil olamazlar.
31:12Ve yine maalesef bir kısım alimler gerek Allah'ın sıfatları konusunda gerek imanın tanımı konusunda kendi görüşlerini delillendirmek için
31:23hem Arapçada hem de Kuran'da bir çok hususta kullanılan mecazı inkara dahi gitmişler ve Kuran'da mecaz yoktur demeye kadar işi vardırmışlardır.
31:36Oysa ki hakikat apaçık ortadadır.
31:40Gerek Kuran'ın ayetleri gerekse de Resulullah'ın sünnetleri ve hadisleri imanın şer'i tanımını apaçık beyan etmiş şer'i hükümlere bağlanmanın ise imanın gereği olduğunu ve imandan doğduğunu açıkça ortaya koymuştur.
31:59Amellerin imandan olma yönü ise ancak o amellere ilişkin delillere iman etme yönüdür.
32:09Yani namaz, oruç ve haç gibi farzların Allah'tan olduğuna iman etmek gibi.
32:17Ya da faizi, içki ve kumarı Allah'ın haram kıldığına iman etmek gibi.
32:25Zira bu yönüyle bu farzları ve haramları tasdik etmek imandandır.
32:31Her kim ki namazın farziyetini inkar ederse ya da faizin haramlılığını inkar ederse imandan çıkar ve küfre girer.
32:41Çünkü bu husus kesin tasdik ile ilgili bir husustur.
32:45Ancak bunun dışında amellerin iman ile olan ilişkisi imanın gereği olma ilişkisidir.
32:54Evet kardeşlerim toparlayacak olursak imanın mahiyeti, asli tanımı ve şer'i delillerin kendisine delalet ettiği şer'i tarifi delile dayalı vakaya mutabık kesin tasdiktir.
33:11Bu tanım kendisine sevap ve cezanın terettüp ettiği, sahip olana şer'i açıdan mümin vasfı verilen, küfür ve kafirin karşılığı olan imanın şer'i manasıdır.
33:25Yani şer'i manasıyla iman İslam akidesine ve Resulün getirdiklerine bir bütün olarak, kesin delille sabit olanlara da ayrı ayrı gönül rızasıyla isteyerek ve teslimiyetle iman etmek anlamına gelir.
33:43İmanın mahalli ve yeri kalptir.
33:47Dil ya da azalar değildir.
33:50Dolayısıyla ameller imandan bir cüz değildir.
33:55Evet iman ile amelin geçen derste de bahsettiğimiz gibi çok sıkı bir ilişkisi ve bir bağlantısı vardır.
34:04Ancak bu ilişki amelin, imanın bir cüz'ü olma ilişkisi değil, amellerin imandan doğma ve imanın gereği olma ilişkisidir.
34:16Yani şer'i hükümlere bağlanmak imanın gereğidir.
34:21Yine imandaki artma ve eksilme imanın kuvveti ve zayıflığı anlamındadır.
34:29Yoksa imanın artması 90'dan 100'e çıkması gibi sayısal bir artma ve eksilme değildir.
34:38Biraz önce izah ettiğimiz gibi.
34:40Kitap ve sünnetin naslarında geçen bir kısım ameller hakkında iman lafsının kullanılması ise yine biraz önce detaylı şekilde izah ettiğimiz gibi amellerin imandan olduğuna delil olamaz.
34:57Zira bunlar küfrün karşılığı olan hakiki manada iman anlamında değil aralarındaki alaka ve ilişkiden dolayı.
35:07Ve yine amelin büyüklüğünü ve kıymetini ifade etmek için mecaz manada kullanılan iman lafsıdır.
35:18Ayrıca amelleri imandan kabul edip bu şekilde isimlendiren alimlerin çoğunluğu iman, islam ve din kavramlarını birbirleri yerine kullanmalarından dolayı bu şekilde ifade etmişler.
35:33Ve bu sebeple kitaplarına iman, itikad, söz ve ameldir diye yazmışlardır.
35:40Yani aslında selef ya da halef olsun alimlerin arasındaki ihtilaf ıslahi ve söylem bazında bir ihtilaftır.
35:51Bu ihtilafı bugüne taşıyıp ısrarla ameli imana dahil etmeyenleri tekfire kadar ışıvardırmak basiretsizlik ve cehaletten başka hiçbir şey değildir.
36:05Allah bu kardeşlerimize selamet ve basiret nasip etsin inşallah.
36:09Kardeşlerim Rabbimizden niyazımız müminler arasındaki ihtilaf ve ayrılıkları bir an önce son bulup bir vücudun azaları gibi sadece islam hakidesi ve islami hüküm ve fikirlerin etrafında toplanmayı ve tüm islam ümmetinin vahdetini sağlayacak olan raşid-i hilafetin ikamesini bizlere nasip etmesidir.
36:35Bu haftada hayata yön veren mefhumlar derslerimizi bitirirken haftaya yeni bir kavram ile buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
36:45Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.

Önerilen