• evvelsi gün
Doğanın sesine kulak veren Güven İslamoğlu ile Yeşil Doğa, bu hafta Konya'dan ekrana geldi. Kündekari sanatı yeniden doğuyor... Kündekari yüzyıllardır kullanılan ve nesilden nesile aktarılan geleneksel bir ahşap işleme sanatı. Altıgen, beşgen, yıldız gibi çeşitli geometrik şekillerin birbirine kenetlenmiş küçük ahşap parçalar halinde kullanılarak düz yüzeyler oluşturma sanatı... Güven İslamoğlu, bu sanatın ustalarını ekrana getirdi.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Merhaba ben Güney İstanbul Yeşilova programıyla yine karşınızdayız.
00:23Bugün kaybolmaya yüz tutmuş bir es sanatını ekrana getirmek istiyorum.
00:27Şu anda Konya'dayız kale içindeyiz burada kaybolmaya yüz tutmuş son sanatçıları görüyorsun hepsinin eserleri buralarda sergileniyor.
00:35Burası sanatkarlar sokağı ama aralarından bir tanesi benim ilgimi çekti o yüzden Konya'ya geldim.
00:41Çavdar sapıyla yakma sanatı, çavdar sapı yakma sanatı ben ilkokulda el işi dersinde bize yaptırıyorlardı fakat daha sonra bu kayboldu.
00:51Ama bunun bir ustası var 56 yıldır bu işi yapıyor işte o da burada onun hikayesini ekrana taşımak istiyorum.
00:57Ondan sonra yine kaybolmaya yüz tutmuş kündekari sanatını ekrana taşımak istedim çünkü o da giderek popülerleşiyor.
01:05Eskiden bir iki sanatçı vardı şu anda sanatçıların sayısı daha doğrusu bu işi yapan sanatkarların sayısı artmaya başladı.
01:12İşte bu hafta bu hikayelere ekranı taşıyacağım.
01:21Ahşap yakma tekniği, ahşap ve diğer elverişli malzemelerin yüzeyine kızgın metal ile motifler ya da resimler çizme sanatı olarak tanımlayabiliriz.
01:35Zeki Tuğyan 56 yıldır ahşap yakma sanatıyla uğraşan bir sanatçı.
01:39Sanatkar olarak başlamış ilerleyen yıllarda bunu sanata dönüştürmüş.
01:44Zeki Tuğyan bu sanat ile 1960 yılında ilkokuldayken tanışmış.
01:48İlkokul öğretmeni köy çocuklarına sanatla ilgili bir şeyler yapmak istemiş ve o yıllarda Konya ve çevresinde çavdar bolmuş aklına çavdar sapından resim yapmayı öğretmek gelmiş.
01:59Tuğyan kardeşler işte o zaman çavdar sapından resim yapma tekniği ile ilkokulda tanışmışlar.
02:05Zamanla bu sanatı ahşap yakma sanatıyla birleştirip bu işe girmişler.
02:101975 yılında da kardeşiyle beraber kendi yerlerini açmışlar.
02:14Zeki Bey 14 yaşında patron olmuş.
02:17O gün bugün Zeki Tuğyan çavdar sapı yakma sanatı ile uğraşıyor.
02:21Ama asıl işi itfaiye şoförlüğü.
02:23Konya itfaiyesinden emekli.
02:25İki işi yıllarca bir arada yürütmüş.
02:36Diyebilirim ki o dönemde bunları Türkiye'de her eve birer tane astık diyebiliriz sayı açısından.
02:43Çünkü ben şundan günde 20 tane yapabiliyordum o dönemde.
02:4720 tane yapabiliyorduk ve 12 kişi çalışıyorduk atölyede.
02:50Yani o dönemde gerçekten seri olarak çok büyük üretim yaptık.
02:54Yani yurt dışına gönderiyorduk.
02:56Yani dediğim gibi şunlardan Pakistan'a kadar gönderdik.
02:59Genelde desenler neydi?
03:01Desenler de genelde milli kıyafetler.
03:04Milli kıyafet.
03:05Milli kıyafet.
03:05Mesela bu bir İç Anadolu'nun Kerkeli Kızı deriz bunun ismi o.
03:11Mesela önünde bir önlük olur.
03:13Altında bir şal var olur.
03:14Yan tarafta jetgeni efendime söyleyeyim.
03:16İşliği olur.
03:17Başında fesih olur.
03:19Bu milli kıyafetimiz.
03:20Mesela buna benzer Müzüm Kaşıyan Testili Kızlar isim olarak öyle geçer.
03:24Milli kıyafetlerimizi temsil eden o eski kıyafetleri gösteren resimlerdir genelde.
03:31O zaman çok mu talep vardı otur şeyinde?
03:33Müthiş talep vardı.
03:34Bakın şöyle söyleyeyim ben gece gündüz çalışıyordum.
03:36Öyle söyleyeyim ben sizi yetiştiremiyorum.
03:38En fazla hangi ürünü, hangi deseni çizdiniz, yaptınız daha doğrusu?
03:42En fazla Atatürk resimini yaptım.
03:44En fazla Atatürk resimini.
03:45Ve en çok sattığım tablolarız burada Atatürk resmi.
03:48Sanmış oluyorum ben.
03:49Çünkü niye?
03:50Belli bir portresini mi istiyorlar yoksa size getirip Atatürk resimleri.
03:53Hayır hayır değişik bir şey.
03:54İstiyorlar mesela şunu yap diyorlar ben de tamam diyorum.
03:56Buraya genelde çok yabancı geliyor yani yerli turist diyeyim ben.
04:00Konya dışından gelenler çok.
04:02Dolayısıyla en çok sattığım tablolar Atatürk resmi.
04:05Ben biraz Mevlana düşünürüm ama.
04:08Mevlana resmini bakın yıllardır buradayım ben 8 senedir.
04:12Bir Amerika'ya bir yabancı geldi.
04:14Bir semazen resmiyle onun üzerine Mevlana'nın büyüklerini istedi yazdım derdim.
04:19O da Amerika'ya gitti.
04:20Yani şimdi Mevlana'nın oraya gidiyorsun her tarafı Mevlana resmi.
04:25Orada satılıyor ama burada maalesef satılamıyor.
04:37Çavdar tekniği zamanla ahşap yakma tekniğine dönüşmüş.
04:41Çünkü Zeki Bey çavdar bulamamaya başlamış.
04:44Evet Konya'da çavdar bulamamış.
04:46Çok garip ama gerçek.
04:52Keşke olsa da Konya'da bunu devam ettirebilsek maalesef Konya gibi yerde ben çavdarın sapını bulamadım.
04:58Çavdardan vazgeç.
05:00Çünkü bu bulunmayan, ekilmeyen mesela Tarımdağ'da olmayan gibi kimse bu işi çünkü ekonomik getirisi yok.
05:07Dolayısıyla bunu kesinlikle eken yok Konya'da.
05:10Ama ben ne yaptım?
05:11Bahçeme ektim, tohumunu buldum.
05:13Neticede bunlar benim bahçemde yetişen çavdarın sapları.
05:16Haa.
05:17Eskiden boldu o zaman.
05:19Eskiden boldu çavdar.
05:20Abi canım bol olmaz.
05:20Her taraf çavdar vardı, arpa vardı, buğday vardı.
05:23Şimdi çavdar tarlasını bulamıyoruz Konya'da.
05:26Niye?
05:26Alternatif ürünler çıktı.
05:28Mısır ekmeye başladılar.
05:29Mesela ayçiçeği ekmeye başladılar.
05:31Dolayısıyla bunun da ekonomik getirisi az olduğu için bunu artık çiftçi bitirdi.
05:36Ekmiyor.
05:37Bize destek gerekiyor.
05:38Neredelerden?
05:39Belediyelerden, toplum kuruluşlarından, odalardan, valilikten, turizm bakanlığından.
05:46Biz hiçbir şekilde destek göremeyiz.
05:48Destek göremeyiz de bu sefer maalesef yapamıyoruz.
05:51Ha ben yaparım, ayrı mesele.
05:53Fakat bir genci burada tutamazsınız.
05:55Çünkü niye?
05:55Adanın ekonomik getiriye ihtiyacı var.
05:57O açıdan bizim gibi zaten çarşımızdaki esnaflar da çoğu 50 yaşın, 60 yaşın üzerinde emekli olan kişiler.
06:05Gençlerim burada maalesef tutamıyor.
06:07Çünkü destek yok.
06:08Sizden sonra bunu yapacak kimse olmayacak herhalde.
06:11Maalesef, maalesef.
06:11Ama şunu söyleyeyim ben, manevi yoldan çok zenginim.
06:14Torunlara öğrettik, kardeşlerimize öğrettik, ailede yapan var.
06:18Oğluma öğrettim.
06:19Fakat oğlum yapmıyor.
06:20Niye yapmıyorsun oğlum dedim.
06:22Babası kopuyor dedi.
06:23Oğlum baban kendi 7 yıldır yapıyor bu işi.
06:26Kopmuyor da sana mı kopuyor dedi.
06:27Baba yapmayacağım dedi.
06:29Peki öyleyse oğlana yol verdik.
06:31Oğlan şimdi nerede biliyor musunuz?
06:33Ponya'nın en güzel kopmayan yerinde atölyesi var.
06:36Marangozlarda.
06:38Ha marangoz.
06:39Marangozlarda bir atölyesi var.
06:41Akşat.
06:42Şimdi akşat gayet organik.
06:43Orada silikon kokusu var.
06:45Her türlü koku var.
06:47Her türlü kokular var.
06:48Ona da o iyi geliyor işte.
06:49Yani bu, şuradaki zeyt meselesi.
06:56Zeki Tuğyan 70 yaşına rağmen hiç durmuyor.
06:59Her gün atölyesine gelip bu sanatı yeni nesillere tanıtmaya çalışıyor.
07:03Üniversite öğrencilerine de burada uygulamalı dersler veriyor.
07:13Bana kimse 70 yaşında demez.
07:14Vallahi deme.
07:16Der mi?
07:16Demeyiz.
07:17Çünkü niye biliyor musun?
07:18Bu sanat beni gençleştiriyor.
07:20Nedenine gelince bakın çalışmaya başladığım zaman bazı bölümlerde mesela bilhassa portre çalışmalarında yanıma kimse gelmez.
07:28Eşim dahi gelmez.
07:29Bir tane ney sesli flash belleğim var.
07:31Onu açarım.
07:32Dünyayla işim biter artık.
07:33Koparım tamamen ve 4-5 saat devam eder o.
07:37Yorulan insan akşam olduğu zaman hemen 5 dakikada uyur değil mi?
07:40Ben de aynıyım.
07:41Çünkü niye?
07:42O uğraşı beni gerçekten zinde tutuyor.
07:45Gerçek söylüyorum.
07:46Daha yorulmadım.
07:47Onu diyebilirim kesinlikle.
07:49Daha devam ediyorum.
07:50Allah sağlığımızı almadığı müddetçe, elimiz kalem tuttuğu müddetçe devam edeceğiz.
08:0030 yıl önce elimizdeki malzeme maalesef o bildiğimiz kontraplakların üzerine duvar kağıdı bu bak.
08:06Arkafondaki.
08:07Daha önceki şu görmüş olduğumuzda şu çeketlerin içerisindeki astarlar.
08:13Onu akşamın üzerine gerdiriyoruz.
08:16Üzerine bu resmi yapıştırıyoruz.
08:17Ondan sonra çalışıyoruz.
08:29Bu gördüğünüz gündekari tekniğiyle yapılmış bir kapı.
08:37Bunu yapan ustalar aslında kalmamıştı ama giderek bu sanat canlanmaya başladı.
08:43Usta sayısı da giderek artmaya başladı.
08:46Bunlardan bir tanesinin atölyesini ziyaret edip bu sanatı konuşmak istiyoruz.
08:51Gündekari sanatını konuşmak istiyoruz.
08:54Bu gördüğünüz kapı tamamen hiç kullanılmadan bu küçük parçaların birbirine geçme yöntemiyle yapılmış.
09:01Oldukça da zor bir sanat.
09:03Bunu icra eden bir ustayla görüşmek için şimdi Konya'nın bir başka tarafına gidiyoruz.
09:10Gündekari Selçuklu döneminden günümüze kadar gelen sekizgen, beşgen, yıldız gibi geometrik şekillerde kesilmiş küçük ahşap parçalarının çive tutkal yardımı olmaksızın yalnızca birbirlerine geçirilmeleriyle düz yüzeyler elde etmeye başlayan bir teknik.
09:32Böylece nem ve ısı değişikliği sebebiyle yekpare ağaç levhalarda görülen eğrilme ve çarpılmalar da önleniyor.
09:40Bu sanatı uygulayan ustada fazla kalmadı.
09:42Ahmet Serim bu işi yapan önemli ustalardan biri.
09:45Otuz yıldır gündekari sanatıyla uğraşıyor.
09:48Sekiz tonluk İstanbul Çanlıcı Camisi'nin kapısını da bu teknikle inşa etmiş.
10:02Sanat okulu mezunu gündekari tekniğini orada öğrenmiş.
10:05Zamanla kendi yerini açıp seri üreteme başlamış.
10:08Burada her şey elde yapılıyor.
10:38Bu çoğalttığımız zaman elimizdeki proje oluyor.
10:42Ekrandaki proje.
10:44İkinci etaba geldik.
10:46Şimdi bunların içlerinde göbekler.
10:48Örneğin badem tabir ettiğimiz.
10:50Yine sedef oturtmalı aynı zamanda.
10:52Yine bir göbek.
10:54Bu gündekari toplanırken göbekler de içerisine konularak toplanıyor.
10:59Çıkması imkansız.
11:01Yine göbeklerimizde abonez üzerine bir işlemeyi düşünün.
11:06Yine farklı bir işleme.
11:08Yine abonez üzerine bir sedef işleme.
11:12Bunları çoğaltarak kapıdaki göbeğimiz oluşuyor.
11:16Bu bir teknik. Nasıl bir oluşmuş bu teknik?
11:20Bu bayağı zor bir iş.
11:22Şimdi işin özelliği orada. Sanat olması orada zaten.
11:27Ve bu motiflerde, bu geçmelerde bir detay vardır.
11:32Hepsi birbirinin taşıyıcısıdır.
11:34Belli akslar vardır.
11:36Görünenin arka tarafında
11:38örneğin şu parçayı 3'e 3 gibi görüyorsunuz.
11:42Bazı taşıyıcı paneller vardır.
11:45İçinde gizli olarak.
11:47Bu 5'e 5'tir. Yine biz bunu 3'e 3 gibi görürüz.
11:50Hatta ve hatta önden şu görüntü 18 veya 22 mm olarak görürüz.
11:56Fakat bunun arkasında
11:58taşıyıcı zaman içinde 50 yılda, 100 yılda, 300 yılda, 500 yılda
12:03bu görüntüsü sarkıp bozulmamasını sağlayan gizli taşıyıcılar vardır.
12:16Kündekari sanatında hava şartlarına dayanıklı ceviz, meşe, şimşir, armut, abonoz ve gül gibi
12:22bugün bulunması zor ağaçlar kullanılmış.
12:25Daha çok kapı pencere, dolap kanatlarıyla minber ve kürsüler yapılmış.
12:30Oldukça karmaşık ve dikkat isteyen bir iş.
12:33Yaptığınız işi ne kadar severseniz o kadar başarılı olursanız.
12:44Kural budur.
12:46Biz de öyle. Birçok şeyi biz rüyamızda çözüyoruz yani.
12:49Geliyoruz, bir yerde tıkanıyoruz, çözemiyoruz.
12:53Onu orada bırakıyoruz.
12:55Saati ne zaman yetti, vakti ne zaman geldi.
12:57Bir rüya anında hani derler ya ilham geldi gibi yazarlar, şairler.
13:02Bir ümit geliyor, bir ışık geliyor. Ondan sonra devam ediyoruz.
13:13Peki bu sanat bir yere böyle yok oluyor gibi oldu.
13:16Sonra bir anda yok olduğu plan yok da bu işi yapan gönüllüler kenarda köşede kalıyor.
13:22Çünkü bir özveri gerekiyor bu iş.
13:24Bu yaptığın özverinin de her zaman getirisi madde bazında olmuyor.
13:29Günümüzde de malum hayatın şartları ağır.
13:32Bazı sanatkar kardeşlerimiz başka yöne evrilme zorunluluğu yaşıyorlar buna.
13:36Ben bunu şöyle ifade ediyorum.
13:38Ticaret sanatkarı boğuyor.
13:40Bakın bu cümlemi tekrar ediyorum.
13:43Ticaret sanatkarı boğuyor.
13:46Öldürmüyor, boğuyor.
13:59Evet bu haftalık da bu kadar Selçuklu'dan günümüze kadar gelen iki ahşap işleme tekniğini tanıtmaya çalıştık.
14:10Haftaya bir başka yerde, bir başka hikayede buluşmak üzere. Hoşçakalın.
14:29Çeviri ve Altyazı M.K.

Önerilen