EDEBİ ESERLERİN GİZLİ KAHRAMANLARININ HİKAYESİ
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.
Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Edebi eserlerin yazarlarının bilinmeyen yönleri ve merak uyandıran hayat hikayeleri ‘Yaşadığımız Günler’ ile Ülke TV’de…
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.
Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Edebi eserlerin yazarlarının bilinmeyen yönleri ve merak uyandıran hayat hikayeleri ‘Yaşadığımız Günler’ ile Ülke TV’de…
Category
📺
TV ve DiziDöküm
01:01Nurgül Yüksel
01:05Bize öyle güzel Arapça öğretti ki
01:09hakikaten İstanbul'a geldiğim zaman
01:11geldim işte Gönemli Mehmet Efendi'nin
01:14Kur'an kursunda
01:16Türkiye'nin her tarafından gelmiş
01:18bizim gibi garibanlar
01:21ondan sonra okuyacağız falan diye
01:24askerliğini yapıp gelenler var
01:26Evlubarklı olanlar var falan
01:28Bana ne sorarlarsa, o gramerden hepsini biliyorum, Allah Allah, tokattan bir çocuk gelmiş alim diyorlar.
01:39Ne alimi ya, işte gramer biliyoruz o kadar yani.
01:43Emsile diye bir kitap vardır, muellifi belli değildir kimin yazdığı.
01:50Yüzyıllar boyu okutuldu, yani fiil çekimidir burada.
01:58Arapça fiil çekiminden başlanır.
02:04Bir kelime, kelimenin altında kelime ile ilgili bütün verileri orada veriyor, tıkıyor.
02:15Bu pedagogik bir şey değil bu.
02:18Yani sadece anlamını ver, geç hayır.
02:22Mesela Nasar'a feyli mazi, bina-i malum, müfret, müzekker, gaip manası yardım etti bir gayber geçmiş zamanda.
02:33Şimdi köy çocuğusunuz, bildiğiniz Türkçe kelime, ananızdan çevrenizden öğrendiğiniz ne ise,
02:42100-150 kelime, o da günlük hayatta, git gel otur kalk ne ise getir götür.
02:48Kültürle ilgili, dille ilgili hiçbir şey yok kafamızda.
03:11Bir kaos, kaos.
03:20Anadolu genci bunu tarihi boyunca yaşadı.
03:24Medreseyi kısır bırakan, işte bu gramerin o dönemde yazılmış, ortaçağın belli bir döneminde.
03:34Ama bunu sonuna kadar devam ettirmenin anlamı mı var?
03:39Ve Türkçenin grameri yazılmamıştı.
03:4319. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Türkçenin grameri yok.
03:49Yani siz bir imparatorluksunuz, iddialısınız dünyada.
03:56Fakat dilinizin grameri yazılmamış.
04:00Sözlüğünüz yok, sözlük yazılmamış, lügat yazılmamış.
04:05Grameri ilk defa işte deneyenler var.
04:08Cevdet Paşa, Sarfı Osmani, Nahvi Osmani diye küçük küçük şeyler yazdı.
04:15Sonra şu aldı bunlar.
04:19Sözlük ise biliyorsunuz, 2. Mahmut döneminde Türkiye'ye gelen bir İngiliz genci.
04:28Retaus, geliyor Türkçe öğreniyor.
04:33Hem de çok güzel öğreniyor.
04:36Türkçeden İngilizceye, İngilizceden Türkiye'ye iki sözlük yapıyor.
04:41Hala günümüzde vardır biliyorsunuz.
04:43Bir de ayrıca Türkçenin lügatını yazıyor, Sırf Türkçenin lügatı.
04:47E peki bizim bizim hocaefendiler nerede? Yok.
04:52Yok.
04:53Yani koskoca bir tarih, koskoca bir kültür, koskoca bir medeniyetin grameri yok.
05:04Sözlüğü yok.
05:06Efendim Osmanlı fethettiği yerlerde hiç kimseye kendi ana dilini dayatmamıştır.
05:13Herkesi haline bırakmıştır.
05:15Neyini öğretecek? Kendi milletine öğretecek gramer yazmamış ki.
05:21Onları neyle öğretecek?
05:23Sözlüğü yok, grameri yok.
05:26Evet bu bir fazilettir ama bunun arkasını bilmek lazım.
05:45Osmanlı Fethettiği Yerler
06:0320. yüzyılda bir imparatorluğumuzu kaybettik.
06:08Değerlerimiz örselendi, pörsütüldü.
06:11Şu oldu, bu oldu.
06:13Radikal bir kültürel devrim yaşadık ama çok şeyde öğrendik.
06:19Çok şeyi öğrendik.
06:22623 senede Osmanlı ulemasının ürettiğini işte bak İslam ansiklopedisi.
06:30Burada bir nesil İmam Hatip İlahiyat nesli 46 ciltte Osmanlı'nın 623 yılda ürettiğinin birkaç mislini üretti.
06:44Her alanda ama bütün İslami ilimlerden.
06:47Ayrıca bir de dünyada şu anda örneği olmayan bir ansiklopedi, telif ansiklopedi vücuda getirdi.
06:55Kaç senede?
06:5833 senede.
07:01Demek ki bir potansiyel, yani bir efendim suyun önüne bir set çekersiniz, baraj yaparsınız.
07:09Birden patlayınca adeta 1924'te medreseler kapatıldı, din eğitimi yasaklandı ama
07:18demek ki bir birikim oldu veya tarlayı Nadas'a bıraktık.
07:23Ondan sonra serbest olunca bir sürünce bereket doldu taştı.
07:29Böyle oldu.
07:49Bizim Hoca Efendi İmam Birgivi gibi çok mutekid, bid'atlara karşı, hurafelere karşı da tavır alan bir insandı Feyzi Hoca.
08:14Bize ilahiler ezberlertirdi.
08:17Ruhu bize o verdi yani.
08:19Ruhu bize o verdi.
08:21Böyle ilkbaharla beraber havalar ısınınca, tabiat şenlenince götürürdü kasabanın dışında, güreştirirdi çocukları boy boy şey yapar.
08:36Tam bir eğitimciydi yani, eğitimciydi.
08:41Perşembe günleri öğleden sonra tatil ederdi.
08:44Eski usul cuma günde tatil.
08:48O tatil etmeden önce öğleden sonra hepimizi toplardı.
08:55Sesi güzel olanlara ilahiler okuturdu.
08:58Ondan sonra bazı ilahileri koru halinde okuturdu.
09:04Onların hepsi hala ezberimdedir benim.
09:10İmam Büsri'nin kaside-i bürdesi
09:31Arapça kasideler, Efendimiz için yazılmış kasideler.
09:36Ben sonra İmam Büsri'nin kaside-i bürdesini Türkçe'ye çevirdim.
09:41Kaside-i bürdeyi Türkçe söyleyiş diye.
09:44O zaman Hoca Efendi'den bir kaside ezberlemiştik.
10:06Arapça kaside-i bürdesi
10:26Bakınız bu rejezle yazılmış.
10:28Çocuklar için yazılmış bir kasidedir.
10:31Ben o zaman ezberlemiştim.
10:33Sonra İmam Büsri üzerinde araştırma yaparken bir de bu önüme çıktı.
10:36Baktım İmam Büsri'nin bu dedim.
10:38Ya ben bunu daha 8-9 yaşlarındayken ezberledim dedi.
10:43Allahu Ekber!
11:03İmam Büsri'nin kaside-i bürdesi
11:17Köy düğünlerinde değil mi?
11:19Köy düğünlerinde A'dan Z'ye kadar bütün her şeyde İslami rengi görebilirsiniz.
11:29Mesela biri oğlunu evlendirecek.
11:35Düğün evinin önüne bayrak dikerler.
11:39Büyük bir şey üzerine.
11:42O bayrağı, cerekleri ucuca eklerler.
11:45Urganlarla çok yüksek olacak.
11:47Başına bir bayrak.
11:49Üzerine de bir elma veya bir soğan zamanına göre koyarlar.
11:55Şimdi o bayrağın dikileceği yere tekbirlerle bir yer açılır.
12:03Bir kurban kesilir.
12:06O urganlarla onu kaldıracaklar.
12:10Bütün delikanlılar asılıyorlar tekbirlerle.
12:14Tekbirlerle.
12:16Fesubhanallah.
12:20Civar köyler, bütün akraba, komşular davet edilir.
12:25Düğüne gelirler.
12:27Damadın elbisesini giydirirken, her elbiseyi giyerken
12:32Verelim peygamber canına salavat.
12:35Sallallahu muhammed.
12:37Sallu ala muhammed.
12:38Sallallahu der.
12:40Herkes bir salavat.
12:42Her şeyini giydirince
12:45Verelim peygamber canına salavat.
12:47Sallallahu muhammed.
12:50Damadı ata bindirirler.
12:55Köyü dolaştıracaklar.
12:57Önde davulcuna köy çocukları filan.
13:0050-60 metre giderler veya 100 metre.
13:05Önündeki düğün kayası.
13:08Verelim peygamber canına salavat.
13:10Herkes sallallahu muhammed.
13:14Caminin hizasına gelince davul zurna susar.
13:18Susar.
13:20Geçmişlerimizin ruhu için, köyümüzün banilerinin ruhu için
13:25El Fatiha.
13:27Fatiha okunur.
13:29Camiyi geçtikten sonra davul zurna tekrar çalmaya başlar.
13:33Gelin alırken dua ile, gelini indirirken dua ile.
13:38Hepsi dua ile.
13:41Halkımızın kuması tevhid ile örülmüş.
13:49Tevhid ile dokunmuş.
13:51İslam ile dokunmuş.
13:53Bu böyleydi.
13:55Bu ruhtur bizi Anadolu'da tutan.
13:57Ve cihangir yapan bu ruhtur.
14:00Dolayısıyla düşünüyorum yani o çocukluk dönemindeki
14:06hakikaten nereden nereye.
14:10Nereden nereye evet.
14:37İbni Hacib'in Kafiye'yi okuyoruz.
14:45Bizim Hoca Efendi'den Sarnay'ı okuduk.
14:48Kafiye okuyoruz İbni Hacib'in Kafiye diye bir gramer.
14:52Nahve dair zor bir metindir.
14:55Zor bir metindir.
14:59Onu okurken baktım Hoca Efendi biraz zorlanıyor.
15:04Dedim ki baba bizim Feyzullah Değerli vardı bilmem.
15:09Sonra Tokat Milletvekili filan oldu iki dönem.
15:13Vaizdi.
15:15Meşhur halk vaiziydi İstanbul'da.
15:17Hakikaten gayet de güzel hafızdı.
15:20Sesinde Davudi bir sesi vardı.
15:23Ve halk vaiziydi ama öyle bir takım şarlatanlık filan yapmazdı.
15:33Makul bir insandı Allah rahmet eylesin.
15:36O yakın köyde imamlık yapıyor.
15:39Evli barklı.
15:41Bizim Hoca Efendi'den de gelip ders okuyor.
15:46Ondan sonra dersi alıyor tekrar köye gidiyor.
15:51Öğle namazına yetişiyor yakın köyü.
15:54O İstanbul'a geldi.
15:57İki sene sonra döndü.
15:59Baktık ki Feyzullah değişmiş.
16:01Allah Allah.
16:02Ağabey nasıl oldu ne vardı?
16:04Şimdi Kur'an kursları açılıyor dedi.
16:08Yatılı Kur'an kursları var dedi.
16:11Yemeği içmeyi karşılıyorlar dedi.
16:13Bütün masrafları karşılıyorlar dedi.
16:15Anlattı İstanbul'u filan.
16:17Ben kafama koydum.
16:32İstanbul'da ne yapalım?
16:35İstanbul'da ne yapalım?
16:38İstanbul'da ne yapalım?
16:41İstanbul'da ne yapalım?
16:44İstanbul'da ne yapalım?
16:47İstanbul'da ne yapalım?
16:50İstanbul'da ne yapalım?
16:52Babama, baba ben İstanbul'a gitmek istiyorum.
16:56Oğlum sen el kadar çocuksun ben seni nereye göndereyim tanıdık yok.
17:00Baba işte Kur'an kursları varmış, yatırlık Kur'an kursları, her şey bedavaymış falan, şey yapınca, böyle köye geldiğim zaman işte kasabadan hocam anlatıyorum.
17:16Bir gün babam Cuma namazı için Ramazan Artova'ya, ilçeye gitmişti.
17:23Baktım köye dönerken ikindi üstü, baktım yanında ihtiyar sakallı bir zatla geliyorlar.
17:33Ben de bizim pancar tarlasında abilerim, ablalarım çapa mapa yapıyorlar bir şeyler, ben de onların yanındayım.
17:44Beni görünce babam beni çağırdı Mahmut diye, koşarak gittim.
17:50Dedi ki bu Feyzullah'ın babası dedi, aa güzel.
17:54Dedi İstanbul'a gitmek istiyor dedi, seni bu Ömer amcayla beraber İstanbul'a göndereceğim dedi, ooo dünyalar benim oldu.
18:13İzlediğiniz için teşekkürler.
18:17Ömer Amca'ya rastlamış Artuva'da, nasılsın Ömer Amca? Demiş ki, İstanbul'a hafızın yanına gideceğim ama harçlığım yok demiş.
18:39Babam demiş ki, bizim bir çocuk var onu götürürsen ben senin harçlığını karşılarım demiş. Öyle aldı getirdi Ramazan'da, o gece evde misafir olduk işte bizi de hazırladılar.
18:59Ertesi gün trene bindik Sivas'a, Sivas'tan otobüsle o tozlu yollar, o zaman asfalt falan yok, tozlu yollarda geldik İstanbul'a. Geliş o geliş.
19:29Ömer Amca'ya rastlamış Artuva'da, nasılsın Ömer Amca? Demiş ki, İstanbul'a hafızın yanına gideceğim ama harçlığım yok demiş ki, Sivas'tan otobüsle o tozlu yollar, tozlu yollar. Geliş o geliş.
19:51Tabii ben heyecan bir tarafı, o gece uyku uyuyamadım. Hala da bir yere gideceğim zaman o gece hala uyuyamam, böyle bir şeyim var benim. Ondan sonra o heyecan, uykusuzluk, yorgunlukla herkesle vedalaşıyoruz.
20:07Ramazan, Sivas'a girerken çimento fabrikası var imiş, bilmiyorum ben ilk defa. Havada bir takım şeyler geliyor, gidiyor. Bunlar ne dedim, dediler ki işte burası çimento fabrikası, çimento fabrikasına taş taşıyor bunlar, teleferik.
20:35Peki bunu yiten güç ne? Elektriği görmemişiz biz. Soruyorum ben, fakat o kompartımandaki ihtiyarlar da bana cevap veremiyorlar. İşlerinden biri dedi ki, bu çocuk çok zeki dedi, bu okur dedi. Her şey, çünkü sormak öğrenmenin anahtarıdır yani.
21:05Ömer amcayla bir otele yerleştik, akşam teravih namazına gittik.
21:35Meğer o camide de hatimle teravih kılınıyormuş. Zaten ben yorgunum ve uykusuzum. O teravih kılıncaya kadar çektiğim işkenceyi çocuğum da…
22:05Ve bir de dikkatimi çeken şu oldu, ilkbahar ya, mayıs. İftar için evine gidenler bakıyorum bir ot alıp gidiyorlar.
22:30Bunlar bu adamlar ot yiyor dedim ya. Marulmuş. Biz marulu tanımadık tabii. Köyümüzde marul olmazdı. Allah Allah bu adamlar ot yiyor dedim ya. O hatırımdı.
22:47Fesubhanallah. Bir macera.
23:00İstanbul'a geldim. Her şey benim için yabancı.
23:29Yani bir kasaba görmeyen bir köy çocuğu İstanbul'a geliyor. Türkiye'nin en büyük şehrine. Her şey benim için farklı. Allah Allah.
23:39İlkbaharda ilk dikkatimi çeken şey seyyar satıcılar. Bütün sebze, meyve hep at veya merkep üzerinde sepetlerle satılıyor.
23:56Hepsinde onların bir şeyi var. Nameyle. Öyle söylüyorlar ki sokaklara dolaşıyorlar.
24:17Bir sebzeciler var. Bir dondurmacılar var. Sokaklarda dolaşıyorlar. Bir de omuzlukla yoğurt satanlar var. Yoğurtçu elinde de bizil var. Yoğurt satanlar var. Leblebiciler var.
24:47900 bin, 1 milyon civarında diyorlar nüfus. Yani İstanbul demek Sur içi. Sur dışında ne var? Bir bey oğlu var. Nereye kadar? Şişli'ye kadar.
25:13Şişli Camii'ni işte Menderes yaptırmıştır. Hatta o zaman gazeteler. Yahu cemaati nereden bulacaksınız burada? Etraftaki bir şey yok. Yani Şişli Camii'nden öte de hiçbir bina yoktu.
25:29Yani bir şehir 60 yılda bu kadar mı büyür? Allah Allah. Hayret ettim. Sur dışında hiçbir şey yoktu. Bakırköy'de birazcık istasyon civarında vardı. Ondan sonra Yeşilköy'de işte şeyler vardı. Kadıköy vardı.
25:49Bu kadar yani. Üsküdar'da o aşağıda bu çevrede yoktu bir şey. Eşadaydı evler. Boğaz'da köyler vardı. Ufacık ufacık köyler. Bir de Eyüp Sultan vardı. O aşağıda yukarıda hiçbir şey yoktu. Sonradan 60'dan sonra hep bunlar oldu.
26:19Sonradan 60'dan sonra hep bunlar oldu.
26:21Sonradan 60'dan sonra hep bunlar oldu.
26:23Sonradan 60'dan sonra hep bunlar oldu.
26:25Bir de eski eskiciler var. Eski alırım, ayakkabı alırım, elbise alırım, somya alırım. Eski somyalar ne varsa onları alanların birçoğu Yahudi idi.
26:541960 ihtilaline kadar hep o seyyar satıcıların önemli kısmı sokaklarda dolaşan Yahudilerdi. Eski ayakkabı, elbise alırlar, bunları temizletirler.
27:09Kapalı çarşının beyazı tarafından girince sol taraf olduğu gibi kullanılmış ayakkabı ve elbise satan yerlerdi. O zaman konfeksiyon yok. Herkes terzi de diktiremiyor.
27:24İnsanların çoğu kadınlar da elbiselerini ters yüz ederek giyiyorlardı. Bir mantoyu veya paltoyu 10-15 sene giyenler var. Ters yüz ediyorlar.
27:42Bu yamalı, süvari derlerdi. Dizlikler muhakkak birçok insanın ölüydü. Özel arabası olan nadide, pek nadide. Her mahallede bulunmaz. Pek nadideydi öyle yok. Tramvay vardı.
28:42Fatih Camii'ne bir arkadaş beni götürdü. Fatih Camii'ne girdim. Ramazan ya. Efendim böyle camiye giriyorum. Camiye girerken o İstanbul beyefendilerini görüyorum.
29:01Bir selamlaşmaları var. Bir temennaları var. Bir musafaha yapmaları var. Bir hal hatır soruları var. Şiir gibi. O tevazu ile vakar ikisi bir arada. Konuşmaları dikkatimi çekiyor.
29:18Hal hatır sorarken öyle kelimeler. Ben yabancıyım o kelimelere tabi. Dikkatimi çekiyor. Allah Allah. Fevkalade nefis insanlar. Süzülmüş bir kültür. Eski İstanbul beyefendisi, İstanbul Türkçesi, İstanbul hanımefendisi.
29:40O gayet güzel, şiir gibi bir dil halkın arasında yerleşmiş. Onlar dikkatimi çekiyor. Camiye girdim. O her köşede bir hafız mukabele okuyor. Vaizler. Mesela girdiğiniz zaman 5-6 yerde vaaz dinleyebilirdiniz.
30:04Her hocanın ayrı ayrı cemaati var. Böyle bir faaliyet var. Dikkatimi çeken şu oldu. Hocaları dinliyorum. Hocalar, vaizler yani hangi bölgeden gelmişse, hangi bölgenin insanıysa oranın lehçesiyle konuşuyor.
30:29Balkanlardan gelmişse, Balkan lehçesiyle konuşuyor. Erzurum'dan gelmişse, Erzurum lehçesiyle konuşuyor. Karadeniz'den gelmişse, Doğu Karadeniz'den o lehçeyle konuşuyor. Vaiz. Ondan sonra Orta Anadolu'dan gelmişse, biliyorsun Orta Anadolu şivesiyle konuşuyor. Hangi şehrin şeyse. Allah Allah.
30:59Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Orta Anadolu'dan gelmişse, Or
31:30Bir gün Rahmi Serendiye, sonradan müftü oldu, Şile müftüsüydü, vefat etti, Allah rahmet eylesin.
31:36O evli barklı adamdı, o da okumaya gelmişti.
31:40Rahmi abi dedim, biz köyden geldik dedim, ilkokulda okumadık, yok.
31:46Ben dedim, Türkçeyi nerede öğreneceğim dedim ya, hangi hocayı dinlesem dedim.
31:50Kendi bölgesinin lehçesiyle konuşuyor dedim.
31:54Dedi ki, sen Abdurrahman Güzel Yazıcı hocayı dinle dedi.
32:00Abdurrahman Güzel Yazıcı hoca, İstanbul baş murakibiydi, müftülükte murakib.
32:09Pazar günü, ikindiden sonra Beyazıt Camii'nde sağ maksurede vaaz ederdi, onun özeldi cemaati.
32:19Şair adam, edip adam, fevkalade, Elmalı Hamdi Efendi'nin de talebesi.
32:30Ondan sonra, cuma günleri de Sirkeci'deki Hocapaşa Camii'nde cuma namazından önce vaaz ederdi.
32:40Ben Hoca Efendi'nin sekiz sene derslerine devam ettim, vaazına yani.
32:45Belli bir süre geçtikten sonra hocanın söylediklerini hepsini anlamaya başladım.
32:50O kadar sevindim ki, o kadar sevindim yani çocuk ruhu, hocanın her dediğini artık anlıyorum.
32:58Bir seviyor o.
33:14BAYRAM
33:32Nideli bir bayram vardı, Allah rahmet eylesin, o da zeki bir arkadaştı.
33:38O da devam ederdi.
33:41Dışarı çıktık.
33:43Bayram nasılsın, iyi misin?
33:45Mahmut dedi, ben artık hocanın her konuşmasını anlıyorum dedi.
33:49Baktım o da…
33:51BAYRAM
33:55BAYRAM
34:16İstanbul'a geldiğimde ilk iş olarak camileri ziyaret.
34:22Önce minare sayısı hangisinde fazlaysa ondan başladım, Sultanahmet'ten başladım.
34:30Sultanahmet Camii'ni gezdim.
34:33Sonra Süleymaniye'yi gezdim.
34:36İki minareli camiler.
34:39Ondan sonra Ayasofya'ya gittim, Ayasofya Müzesi.
34:44Bana öyle bir kasvetli geldi, öyle kasvetli geldi ki ruhumu sıktı adeta.
34:51Çocuk ruhu tabii.
34:53Ben o zaman Ayasofya'yı yapı olarak, mimari olarak, bir mabed olarak değerlendirecek düzeyde değilim.
35:03Ama ruhumu sıktı ve ondan sonra da hiç girmedim Ayasofya'ya.
35:10Açılmadan birkaç sene önce yahu gideyim, göreyim dedim şunu.
35:14Ben ilk İstanbul'a geldiğim sene gitmiştim.
35:17Gittim, gördüm ve bütün gezdim.
35:20Hakikaten muazzam bir, muazzam bir eser.
35:26Ben üç, dört saat her tarafını şey yaptım, gezdim, inceledim.
35:33Doğru Süleymaniye'ye gittim.
35:36Süleymaniye'ye gittim.
35:37Doğru Süleymaniye'ye gittim, Süleymaniye ile mukayese edeyim diye.
35:42Süleymaniye'yi gördüm, tekrar o gözle yani bir daha okudum.
35:48Hakikaten Ayasofya muazzam, Süleymaniye muhteşem.
35:54Çünkü Ayasofya'da yığıma var, büyük ölçüde yığıma.
35:59O zarafet yok.
36:00O zarafet, o mu ihtişam, her şey ile sanat o şeyde Süleymaniye'de var.
36:31Gönül Mehmet Efendi'nin kursuna Feyzullah rahmet olsun beni gönderdi.
36:38Bana da öğretti bak dedi, hocaya gideceksin.
36:41O kimseye elini öptürmez dedi, elini öpmek isteyeceksin.
36:45Nereden geldin diye sorar.
36:48Sen, sen kimsin?
36:52Sen kimsin?
36:55Sen kimsin?
36:57Sorar.
36:59Sen cevap verirsin.
37:02Niye geldin okumaya?
37:04Biz talebe almıyoruz der.
37:06Onun prensibidir.
37:08Sen peşini bırakmayacaksın dedi.
37:11Hakikaten Fatih Camii'nin bu Haliç tarafında Hazreti Hasan Camii vardı.
37:18Kur'an kursu merkezi orasıydı.
37:21Hoca orada kadınlara vaaz ediyor çarşamba günü.
37:24Gittik, beni götürdüler.
37:27Hoca camiden çıktı.
37:29Kadınlar etrafında hacı anneler.
37:31Şunu da belirteyim.
37:33O günü için o kadın cemaatinin yüzde sekseni çarşaflıydı.
37:38Yüzde sekseni çarşaflıydı.
37:41Hocanın etrafında tabi, hoca gittik elini öpmeye.
37:46Nereden geldin dedi.
37:48Ben kasketli köylü çocuğuyum ufacık böyle.
37:51Tokattan geldim.
37:53Niye geldin okumaya?
37:55Biz talebe almıyoruz dedi.
37:57Kadınlar da peşinde.
37:59Ben de takıldım gidiyorum.
38:01Epey gittikten sonra geri döndüm.
38:03Sen niye geliyorsun dedi.
38:05Hocam ben okumaya geldim dedim.
38:07Ne okudun dedi.
38:09Kur'an-ı Kerim okudum.
38:11Sarf Nahi okudum dedim.
38:13Adın ne dedi?
38:15Mahmut.
38:17Mahmut ne kelime dedi.
38:20Dördüncü baptan ismi mefbul dedim.
38:23Hamide yahmedu hamden hamidun mahmudun.
38:26Aferin dedi.
38:28İshar ne kelime dedi.
38:30İfhal babından mastar dedim.
38:32Eshare yusiru isharen.
38:34Sen hoca olmuşsun tamam kal dedi.
38:56Ben İstanbul'a geldiğim zaman eski dersi ağımlardan yani bugün profesör seviyesinde dersi ağım derler onlara.
39:08Dersi ağımlardan
39:1227 kişi vardı.
39:14Ama hepsi ihtiyar.
39:17Efendim bunların bir kısmından biz ders okuduk.
39:22Allah rahmet eylesin.
39:24İyi insanlardı.
39:26Diyorlardı ki oğlum medreselere kapatıldıktan sonra
39:30ders okuduk.
39:32Ders okuduk.
39:34Ders okuduk.
39:36Ders okuduk.
39:38Ders okuduk.
39:39Diyorlardı ki oğlum medreselere kapatıldıktan sonra yasaklandı.
39:44Hepsi gözetim altında ama.
39:46Gözetim altında.
39:52Kendi çocuklarına bile dini öğretemiyorlar yani.
39:57Düşünün ki Ömer Nasuh bilmen hocanın dört oğlu vardı.
40:02İslamdan bir haberlerdi yani.
40:04Bilmiyorlar.
40:06Tanıdığım hocaların çocuklarına bile dini öğretemiyorlar.
40:12O kadar bir baskı var. Ağır baskı var.
40:361928'de alfabede değişince biliyorsun yasaklandı eski harfler.
40:42Ondan sonra Anadolu'daki o hocaların kütüphaneleri, evlerindeki kitaplar hep toprağa gömüldü.
40:50Yasak diye gelir bulurlarsa şöyle yaparlar böyle yaparlar.
40:54Yani Anadolu bir anda toprak, kütüphaneler toprağa indi maalesef.
41:00Çok yazık oldu.
41:02Çok yazık oldu.
41:03Çok yazık oldu.
41:06Tabii kraldan ziyade kralcılar.
41:09Devlet böyle bir önlem alır ama bunu uygulamaya koyanlar daha da berbat.
41:16Aşağı seviyedekiler çok daha şedid.
41:19Biliyorsunuz Moğollar Bağdat'a girdiği zaman Bağdat'taki bütün kütüphaneleri Dişle Nehri'ne attılar.
41:28Ve kitaplar diyor ki altı ay Dişle Nehri mürekkep aktı.
41:34Yoksa bu kadar olmayacaktı.
41:37Biz tarihimizde üç büyük darbe yemişizdir.
41:43Yani İslam tarihinde.
41:45Bir, Haçlı Seferleri 250 yıl devam eden Haçlı Seferleri genç nesli bitirmiştir.
41:53İkincisi, 1258'deki Bağdat'ın yani Moğollar'ın Bağdat'ı işgali.
42:04Bütün ne varsa hepsini yıkmışlardır.
42:09Bütün eserleri imha etmişlerdir.
42:13Üçüncüsü Endülüs.
42:14Endülüs'ün maalesef Hıristiyanların eline geçmesi.
42:20Ocağının kütüphaneleri.
42:22Anlaşıldı mı?
42:24O eserleri.