• evvelsi gün
EDEBİ ESERLERİN GİZLİ KAHRAMANLARININ HİKAYESİ

Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.

Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?

Edebi eserlerin yazarlarının bilinmeyen yönleri ve merak uyandıran hayat hikayeleri ‘Yaşadığımız Günler’ ile Ülke TV’de…
Döküm
00:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
00:30Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:32Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:34Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:36Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:38Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:40Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:42Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:44Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:46Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:48Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:50Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:52Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:54Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:56Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
00:58Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:00Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:02Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:04Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:06Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:08Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:10Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:12Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:14Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:16Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:18Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:20Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:22Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:24Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:26Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:29Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:33Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
01:49Allah-u Teala samimileri seviyor münafıkları değil.
01:54''Vallâhu yu'eyyidû bînesrîhî men yeşe'' ayet-i kerime Allah dilediğini gücüyle destekler.
02:01Kim, kim samimi olursa, ben öyle inanıyorum, kim samimi olarak Allah'a kulluk yapsa ve ondan yardım istese Allah verir.
02:12Şimdi Müslümanlar o durumda. Batılı ne yaparsa yapsın ama
02:19Biz eğer samimi olarak Allah'tan istersek, Allah'a dua edersek ve dediğim gibi samimiyet şart,
02:29Allah bize Kur'an'ın tabiriyle umurumadık kapılar açar.
02:35Ama Allah'la samimi olmak lazım.
02:38Samimiyet şöyle, ben diyelim ki birkaç tane dil biliyorum, gidip akşama kadar bir kahvede lak lak edeceğim
02:47ama işte diyorum Filistin kurtulsun, kurtulmaz.
02:54Allah-u Teala diyor ki sana o kadar dil verdim, otur bir kitap yaz.
02:59Bu kafirlere karşı konuşmasını becer.
03:05Allah-u Teala hud'a istemiyor, hud'a hile demek.
03:10Allah hile istemiyor. Kendisine hile yapmayana da yardım eder.
03:18Yardım eder. Bunu Müslümanların iyi değerlendirmesi lazım.
03:24Bütün cihadlarda şehid olan yok mu? E var.
03:29O da, cennet kolay değil ki zaten.
03:33Bu Müslümanlar şunu bilmeli, ya sen böyle veya böyle öleceksin.
03:41Ama hiç olmaz, sen şerefinle öl ya.
03:44Şerefinle öl. Ben biraz tarihçiyim.
03:48Binlerce bu kitaplarda, yüz binlerce isim var.
03:53Ama bazıları akılda gitmiyor. Niye? Onlar tarihi yazmışlar.
03:57Ömer İbnül Kattab'ı ben nasıl unutayım?
04:03Ama şu bu, yalancı kahramanı unutuyorum yani.
04:08Onun için Allah Allah, sen hud'ayı seven de o da seni sevmez mi diyor.
04:16Rızasını eren de rızasını sevmez mi? Albarlı'nın bu.
04:22Albarlı, Mehmet Efendi, Allah rahmet eylesin.
04:25Onun için bize düşen Allah'la samimi olmak ve de çalışmak.
04:56Ben tabii doktorayı bitirince Ankara'ya, milli eğitime gittim.
05:01Çünkü burslu okumuştum.
05:04Onlara dedim ki, beni gönderdiniz, alın size diploma.
05:08Onlar da dediler ki, seni gönderiyoruz.
05:15Nereye?
05:16Ankara'ya.
05:18Onlar da dediler ki, seni gönderiyoruz.
05:24Nereye?
05:26Erzurum'a.
05:28Ama bunun makabiliği var.
05:30Makabiliği nedir?
05:48Ben doktorayı bitirince Ankara İlayat Fakültesi'ne, kendi mezun olduğum fakülteye gittim.
06:14Hocalarıma dedim ki, buyurun, beni doktor yapmak istediniz, ben doktor oldum.
06:21Emrinizdeyim.
06:23Bunun üzerine bir sınav açtılar.
06:28Uzun anlatmıyorum.
06:31Sınavı kazandık.
06:34Din Sosyolojisi'ne, Taplamacıoğlu vardı, Allah rahmet eylesin.
06:40Tamam oğlum dedi, ben İspanya'ya gidiyorum.
06:45Burası da benim odam, kullanabilirsin.
06:50Ya da Siirt'e gider, emrini beklersin.
06:54Gelince, al çocuğunu gel.
06:58Gittim, bekle bekle bir şey yok.
07:03Allah Allah nasıl oldu?
07:06Orayı beklerken, bana Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir telgraf geldi.
07:12Erzurum İmam Hatip Lisesi'ne tayin edildiniz, görevinize başlayın.
07:21Ya ne alakası var falan.
07:23Ama emir emirdir.
07:26Uzatmayayım çıktım, gittim Erzurum'a.
07:30İmam Hatip'e, parantez içinde, İslam Enstitüsü'nde de ders verecek.
07:37Yani iki yere, tayinim çıktı.
07:41Evi aldım gittim.
07:43Erzurum İslam Enstitüsü'ne.
07:48Halbuki ben Ankara'yı kazanmıştım.
07:51Ama Türkiye'deki o iğrenç zihniyetten dolayı,
07:58yani bunu söylemek zoruma gidiyor ama mecburen söyleyeceğim.
08:07İşte ben Siyirtliyim diye, benim Ankara'daki işimi bozmuşlar.
08:15Ve bu şekilde Erzurum'a verdiler.
08:18Erzurum'da gittim Enstitüsü'ne başladım.
08:23Dediler ki karanamede İmam Hatip de var.
08:26Erzurum İmam Hatip.
08:28Tamam, oraya da derse başladım.
08:32Gidip geliyorum.
08:58O sıra tabi, İslami İlimler Fakültesi var.
09:02Benim Paris'ten arkadaşlarım olan, senin bildiğin hocalar, hepsi orada görevde.
09:10Efendim, Allah rahmet eylesin, Maraşlı bir hoca vardı.
09:19Efendim, Allah rahmet eylesin, Maraşlı bir hoca vardı.
09:27Erzurum'da üniversite camisini yapan Lütfi Ülkümen.
09:35Hoşuma gidiyordu, dedim bir ziyaret edeyim adamı.
09:40Yani fakülteye girmek diye bir derdim yoktu.
09:44Gittim, Allah rahmet eylesin.
09:49Sen nerelisin dedim siirtli.
09:52Siirtle fıstık nasıl gitti bilmem dedim.
09:56Ben ziraatçı değilim.
09:58Ben götürdüm dedi.
10:00Ben götürdüm aşıları.
10:02E Allah razı olsun dedim.
10:05İyilik yapmışsınız falan.
10:08Bizim üniversiteye de cami yaptırıyorsunuz.
10:12Hiç unutmuyorum.
10:14Bana bir ayet okudu Arapça.
10:18Dedi bunun manası ne?
10:21Neyse izah ettik falan.
10:24Sonra teşekkür ettim ayrıldım.
10:27Memnun oldum görüştüğüme falan.
10:48Ben ayrıldıktan sonra Şerafettin'i çağırmış.
11:12Tavafuk o gün fakültede yalnız o var.
11:17Demiş bu gelen çocuğu tanıyor musun?
11:20Tanıyorum demiş.
11:22E nasıl?
11:24E iyi bir çocuktur, çalışkandır falan.
11:27O zaman demiş bir dilekçe yazsın onu alalım buraya.
11:31Böyle birisi kaybedilmez.
11:35Ve gece baktım Şerafettin geldi evimize.
11:39Hayret ettim.
11:41Hayırdır? Anlattı.
11:43Yani Şerafettin akıllı birisi.
11:46Gündüz gelse millet anlayacak diye.
11:50Dilekçeyi yazdım ona verdim.
11:53Ertesi gün yürürlüğe kondu.
11:56Yürürlüğe kondu ama ben Milli Eğitim Bakanlığına bağlıyım.
12:01Ankara'da gidip muvaffakat almam lazım.
12:05Tabi o arada şuyu buldu üniversitede.
12:12Hoca bekliyor ki rektörlük.
12:16Benim yazımı yazmış Ankara'ya falan.
12:19Tevafuk rektörlükle karşı.
12:22Sen dedi ne geziyorsun buralarda?
12:25Hocam bekliyorum yazı.
12:27Hala vermediler mi? Gel dedi.
12:30O zamanki rektör onun öğrencisi.
12:34Cemal Bıyıkoğlu.
12:36Çocuğun dedi ya seni ver çabuk hadi dedi.
12:41Yok diyemediler.
12:43Çünkü o arada fitneciler gitmiş.
12:46Senin hocalar adını söylemiyorum.
12:50Demişler bu şöyledir böyledir.
12:53Siirtlidir miirtlidir.
12:55Geri gelidir falan.
12:57Gelirse fakülte yıkılır.
12:59Nasıl yıkılacaksa bilmiyorum.
13:01Mani olmak istemişler.
13:04Ama hoca Allah rahmet eylesin.
13:07Giretince yazıyı verdiler yanıma.
13:11Çabuk dedi yarınki uçağı bekleme otobüse git.
13:38Otobüste Ankara'ya geldim.
13:41Gittim.
13:43Yüksek öğretime.
13:45Oraya bağlıyız.
13:47Yüksek öğretim.
13:49Bir muvaffakatla beni fakülteye, üniversiteye verecek.
13:54Mustafa Çin Kılıç diye bir zirveye gittim.
14:00Başladı bana hikaye okumaya.
14:03İşte sen ayrılırsan en sütü yıkılır.
14:06Bilmem ne olur falan.
14:08Yani vermiyorum dedi muvaffakat.
14:12Allah rahmet eylesin.
14:15Korkut Bey ile biz tanışıyorduk.
14:18Korkut Bey'le konuştuk.
14:21Korkut Bey'le konuştuk.
14:24Korkut Bey'le konuştuk.
14:27Tanışıyorduk.
14:29Korkut Bey'e gitmiştim ben.
14:32Bir aksilik olursa bana gel dedi.
14:37Gittim.
14:39Dedim böyle böyle oldu.
14:41Ya nasıl olur diyor.
14:43Üniversiteyi istemiş oluverme.
14:45Kimdir ya dedi.
14:47Yüksek öğretimin başkanı falan.
14:51Gel dedi.
14:53Hemen bakanı aradı.
14:56Bakan da Mustafa Üstündağ diye.
14:59Bir CHP'liydi.
15:01Mustafa Bey dedi.
15:05Sana Erzurum'dan Erzurum'a bir muvaffakat istiyorum.
15:09O tabir ona ait.
15:11Yani en sütüden Fakülde'ye geçeceğim.
15:14Tamam gelsin hoca dedi.
15:17Mustafa bak.
15:20O Çin Kılıç'ı beni nasıl karşılamıştı.
15:23Gittim Mustafa Üstündağ beni kapıda karşıladı.
15:27Hocam şöyle böyle Paris bilmem ne.
15:31Kahvesini de söyledi.
15:33Kahvemi içtim.
15:35Açtı telefon yukarıya.
15:38Bana yazımı vermeyen.
15:41Mustafa ben Süreyya Hoca'yı gönderiyorum.
15:44Çabuk yazısını eline ver.
15:47Postaya değil eline.
15:49Gittim dedim.
15:52Bak biz meslektaşız.
15:55İyilik sende olsaydı.
15:57Yazımı verseydin.
16:00Şimdi emir üzerine.
16:02Efendim yapıyorsun.
16:05Hiçbir şey demedi.
16:07Mecburen yazıyı verdi bana.
16:10Yazıyı verdi.
16:12Ben iniyorum.
16:15İşte yazı işlerine vereceğim.
16:19Allah lütfetti.
16:21Bir baktım benim liseden müdürüm olan birisi.
16:24Atalay.
16:26Süreyya sen buralarda ne arıyorsun?
16:29Ben yazı işleri müdürüyüm dedi.
16:32Nedir posta mosta?
16:34Ben sana elden vereyim götür.
16:36Gitti hemen bir zarpa koydu.
16:39Dedi götür Erzurum'a.
16:42Erzurum'a getirdim.
16:44Ve bu şekilde başlamış olduk.
16:48Erzurum'da bir yıldız.
16:51Bir yıldız.
16:54Bir yıldız.
16:57Bir yıldız.
17:00Bir yıldız.
17:03Bir yıldız.
17:06Bir yıldız.
17:09Bir yıldız.
17:12Bazıları çok üzüldü benim gelmeme ama.
17:15Bir de Şerafettin'in sevilmişti.
17:18Bir tek o samimi Müslüman olduğu için.
17:21Ben bu konuda Şerafettin'in hakkını ödeyemem.
17:24Çünkü ötekilerle beraberdik Paris'te.
17:27Gece gündüz ama
17:30yani
17:32şimdi problem var ya Türkiye'de ırk mırk.
17:35Ben ya Kürtmüşüm falan
17:38ya Kürtlüyüm.
17:41Önemli olan Müslüman olmak.
17:44Kürt, Türk olmak önemli değil.
17:47Ve biz beraber okumuşuz. Bunlar ilahiyatçı.
17:50Bana bu oyunu oynadılar ama
17:53Allah Şerafettin'den razı olsun.
17:56O sebep oldu.
17:59Fakülteye öyle girdim.
18:02Arapça'da ragme enfihim diye bir tabir var.
18:05Ragme enfihim ne demek? Sonra araştırırsınız.
18:08Fakülteye girdik. Ondan sonra işte
18:11ben gibi öğrencilerle karşılaştık.
18:14Elhamdülillah yüzümüzün hakkıyla
18:1720 sene Erzurum'da çalıştık.
18:42Sonra Kaya Bey dekan oldu.
18:45O da istemiyordu.
18:48Halbuki Kaya Bilgegil Paris'e gelmişti.
18:51Ben Paris'teyken
18:54Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahatini
18:57gazetelerden araştırıyordu.
19:00Vallahi Milli Kütüphane'ye gidip
19:03ben ona çıkarttım.
19:06Ama buna rağmen o bizdeki
19:09faşist kafalılar
19:12hocayı da ihmal etmişler.
19:15Böyledir, böyledir falan.
19:18Ne benim iki tane boynuzum mu var yani?
19:21Ondan sonra Rabbime şükür bu devlete
19:24onlardan bin kat daha hizmet ettik.
19:27Mani olmaya çalıştılar.
19:30Kaya Bey'e de gittiler ama
19:33Allah'ın dediği oluyor.
19:39Kaya Bey'e gittiler ama
19:42Allah'ın dediği oluyor.
19:45Kaya Bey'e gittiler ama
19:48Allah'ın dediği oluyor.
19:51Kaya Bey'e gittiler ama
19:54Allah'ın dediği oluyor.
19:57Kaya Bey'e gittiler ama
20:00Allah'ın dediği oluyor.
20:03Kaya Bey'e gittiler ama
20:07Paris'te beraber olduğumuz arkadaşların
20:10çoğu İslami ilimlere
20:13problemsiz girdiler.
20:16Tabii İslami ilimlere girince
20:19dolayısıyla fakülte onların elinde kaldı.
20:22Onun için Paris Ekolü dendi.
20:25Gerçi birkaç tane başka yerden
20:28gelen de vardı ama genellikle
20:31bizim Paris'ten giden arkadaşlar
20:34hakimdi.
20:37O şekilde her gün biraz daha büyüdü fakülte.
20:40Sonra Yusuf Ziyabe geldi.
20:43Dekanımız oldu.
21:05Askerliği yaptım elhamdülillah.
21:10O zaman kısa dönem diye bir şey çıkmıştı.
21:16Beni de aydın'a verdiler.
21:19Ben de aydın'a verdim.
21:22Ben de aydın'a verdim.
21:25Ben de aydın'a verdim.
21:28Ben de aydın'a verdim.
21:31Beni de aydın'a verdiler.
21:34Aydın'da jandarma olarak
21:37dört ay orada askerlik yaptık.
21:40Aydın'ın yukarıda bir tepe var.
21:43Çok güzel bir yer.
21:46Biz orada askerlik yaptık.
21:49Zaman zaman aydın'a gidince
21:52ben uğruyorum oraya.
21:55Hatta bundan birkaç sene önce
21:59Gittik oraya çıktık. Çoluk çocuk.
22:02Nöbetçi sokmuyor.
22:05Oğlum dedim ben senin komutanın sayılırım.
22:08Tabii kaç sene.
22:11Neyse haber verdi.
22:14Komutan demiş gelsin bakalım.
22:17Silah falan var mı? Yok.
22:20Orada bir tane yüzbaşı var.
22:23Ben kendimi tanıttım.
22:26Üniversitede profesörüm falan geldim.
22:29Ben aynı zamanda burada
22:32askerlik yapmış olan birisiyim.
22:35Komutanım herhalde sizden daha akıdemliyim.
22:38Kimin zamanında falan yazarım.
22:41Resimleri yazmışlar.
22:44Öyle gidiyorum.
22:47Vakit bulunca gidiyorum aydın'a.
23:26Bir gün dersten çıktım.
23:29Gidiyorum.
23:32Kırklıklar vardı lojmanlar.
23:35Önünde benim büyük oğlan Muhammed.
23:38Oğlum niye eve girmiyorsun?
23:41Baba dedi.
23:44Sabit uçtu. Annem onu hastaneye götürdü.
23:47Nasıl uçtu oğlum?
23:50Öyle söylüyorlar çocuk anlamıyor.
23:53Sonra arkadaşlar geldi.
23:56Amca dediler sabit o pencereden uçtu.
23:59Üçüncü kattan aşağıya düşmüş.
24:02Sabit iki yaşında.
24:05Nerede?
24:08Ben tabii Muhammed'i bıraktım.
24:11Hastaneye gittim o zaman.
24:14Hastane şehirdeydi.
24:17Araştırma falan yoktu.
24:20Doktorları buldum hanım da orada.
24:23Dedim nedir?
24:26Dediler hoca bizim kanunlara göre
24:29bu çocuğun ölmüş olması lazım.
24:32Üçüncü kattan betona düşmüş.
24:35Peki ne yapıyorsunuz?
24:38Sizin kanunlara müracaat ediyoruz dedi.
24:41Ondan sonra gazeteciler geldi.
24:44Sabit uçtu diye.
24:47Sonra 40'lıktan çıktık.
24:50Terbiye ederek.
24:536. blok.
24:56Sonra 39. blok falan.
25:17Her cuma akşamı bir arkadaşın evinde çiğ köfte yeniyor.
25:38Sonra da hadis dersi yapıyoruz.
25:41Allah rahmet eylesin.
25:44Genellikle Abdülkadir Polat Bey vardı.
25:47Allah rahmet eylesin.
25:50Sonra Bahattin Sarıoğlu vardı.
25:53Allah rahmet eylesin.
25:56Sonra Ali Kemal Bey'in dünürü vardı.
25:59Şehirde genellikle toplanıyorduk onların evinde.
26:04Hadis kitabı okuyorduk.
26:07Bir hoca da izahını yapıyordu.
26:12Bizim bu sohbetler devam etti senelerce.

Önerilen