Batı’dan ziyaret: Alman Başbakanı Türkiye’ye geliyor
Göç anlaşmasının bilinmeyenleri
Doğu’ya ziyaret: Enerji Bakanı Çin’de
Masada kritik mineraller mi var?
️ T24 yazarı ve dış politika analisti Barçın Yinanç ile (e) Büyükelçi Selim Yenel yorumladı.
Göç anlaşmasının bilinmeyenleri
Doğu’ya ziyaret: Enerji Bakanı Çin’de
Masada kritik mineraller mi var?
️ T24 yazarı ve dış politika analisti Barçın Yinanç ile (e) Büyükelçi Selim Yenel yorumladı.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Merhabalar ben Bahçı İnaç. Bugün 17 Ekim 2024 Dış Politikayla İçli Dışlı programıyla karşınızdayım.
00:06Bugünkü program konuğum Global İlişkiler Forumu İcra Komitesi Başkanı Emekli Büyükelçi Selim Yener. Hoş geldiniz.
00:13Hoş bulduk. Çok teşekkürler.
00:14Bir not düşeyim. Aslında emekli demek benim pek hoşuma giden bir kavram değil.
00:18Ama sonuç olarak o ayrımı yapmamız gerekiyor değil mi?
00:21Aktif olarak çalışan büyükelçiler sonuçta devleti, hükümeti temsil ettiği için söylediklerine daha dikkat etmek gereği duyuyorlar.
00:29Ama bugün emeklilik sayesinde biz belki sizden geçmişte yaşanan bir takım gelişmelerle ilgili perde arkası bilgileri alarak önümüzdeki döneme bakmaya çalışacağız.
00:43Şimdi Global İlişkiler Forumu bu sene 15. yılını kutladık.
00:48Tam da global ilişkilerde çok büyük sarsıntıların yaşandığı bir döneme denk geldi bu yıl dönümü.
00:56Açıkçası Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan bir çalkantı içindeyiz.
01:03Ama özellikle 7 Ekim'den sonra İsrail'in kural tanımamazlığı, Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne bile saldırması
01:13doğrusu insanı dünyanın herhalde çivisi çıktı dedirtiyor.
01:18Çok büyük belirsizlikler var. Önümüzü göremiyoruz.
01:22Ve ben açıkçası Türkiye gibi zaten her gün türbülans yaşanan bir ülkede dünyada da bu yaşanan belirsizliğin açıkçası gündelik hayatımıza da etki ettiğini düşünüyorum.
01:32Yani genel anksiyete seviyesini de arttırdığını düşünüyorum.
01:37Tabii konumuz psikoloji değil bildiğimiz yerden devam edelim.
01:40Şunu sormak istiyorum.
01:42Yani bu kadar belirsizliğin olduğu bir dönemde ortalığı kan revan götürürken, toz duman içindeyken
01:49yine de önümüzdeki döneme baktığımızda olgunlaşmakta olan bir şeyler, belirginleşen bir takım süreçler var mı?
01:58Yoksa kural bir her şeyden önce bu karmaşayla ve belirsizliklerle yaşamaya alışmalı mıyız?
02:06Öncelikle beni çağırdığınız için çok teşekkürler.
02:09Evet dediğiniz gibi yani çatışmalar var.
02:12İki büyük çatışma hem kuzeyimizde hem güneyimizde.
02:15Ama bunlar başka bir şey delalet ediyor.
02:17Birazcık da siz sonra söylediniz.
02:19Sistemik bir sorunumuz var.
02:21Yani bir geçmişte, 75 yıl önce soğuk savaştan sonra Amerika'nın başlattığı bir sistem vardı.
02:29Kurallar bütünlüğü vardı.
02:31O kurallar uygulanmıyor artık.
02:33Yani esasında kurallar var ama kuralların uygulanmaması dönemini yaşıyoruz.
02:37Dolayısıyla sistemik bir sorun var.
02:40Ve bu esasında daha büyük sorunları bir beraberine getirir.
02:45Çünkü artık o kurallar uygulanmıyor.
02:47Kuralları uygulatacak bir mekanizma yok.
02:50Yaptırım yok.
02:51Ve bunun da yol açan esasında yine bu büyük devletler oldu.
02:55Amerika Birleşik Devletleri işte Irak, Afganistan'a girdi.
02:59Rusya, Ukrayna'ya girdi.
03:01Ve bunlar Güvenlik Konseyi'nde kendilerine karşı olan herhangi bir yaptırma kararı engelleyebiliyorlar.
03:09Dolayısıyla bir çifte standart zaten var.
03:12Bunun ötesinde bazı ülkeler gördüler ki esasında ben bunu askeri bir güçle yapabiliyorum.
03:18Bunun en güzel örneği Azerbaycan, Ermenistan konusunda oldu.
03:22Karabağ meselesini hatırlayacaksınız.
03:24Bir Minsk süreci başlamıştı.
03:2630 yıl boyunca diplomasi hiçbir işe yaramadı.
03:29Sonuçta Azerbaycan güçlendi ve kendi başına askeri bir hareketle orasını halletti, aldı.
03:38Bu işi çözdü.
03:40Hukuken de haklı taraftaydı.
03:42Kendisine ait olan bir yeri aldı aslında.
03:44Dolayısıyla zaten kimse de fazla bir şey söyleyemedi.
03:46Yani haklıydı orada ama o hakkı elde edemedi.
03:49Çünkü sistem buna izin vermiyordu.
03:51Dolayısıyla sistemde bir takım eksiklikler var.
03:53Bu sistem peki nasıl düzelecek?
03:55Şimdi yeni bir dönem içindeyiz.
03:57Sadece Amerika ve Çin yok.
03:59Yükselen orta güçlü, orta güç dediğimiz, middle powers dediğimiz ülkeler var.
04:04Brezilya, Hindistan, Suudi Arabistan, Endonezya ve Türkiye de bunların içinde.
04:09Ve bunlar esasında belki yükselen güçler olduğu için bir denge oluşturacaklar.
04:14Ve yeni bir oluşumda onların katkısı olacak.
04:17Daha henüz orada değiliz ama bu ülkeler bunu zorlayacaklar, zorlamak zorundalar.
04:22Çünkü bunu ne Amerika'ya ne Çin'e bırakabilecek durumda değiliz.
04:25O bakımdan Türkiye'ye de bir vazife düşüyor, diğer ülkelere de vazife düşüyor.
04:29Ama henüz o noktada değiliz.
04:33Bunun esasında tohumlarını görüyoruz.
04:35Anladım.
04:36Yani diyorsunuz ki aslında eski düzenin büyük güçleri yeni sorunlara çare olamadıkları gibi
04:44aslında problemi de bir anlamda kendileri oluyorlar.
04:47Çünkü kendi koydukları kuralları kendileri uygulamadıkları için.
04:51İşte onları force edecek güçler de Türkiye gibi orta güçteki ülkeler diyorsunuz.
04:56Peki, demin saydığımız ülkelerle Türkiye'yi ayıran çok temel bir özellik var değil mi?
05:02Bunlar arasında bir ittifaka tam anlamıyla üye olmuş olan bir tek Türkiye var.
05:07Çünkü Türkiye NATO üyesi.
05:09Şimdi son zamanlarda bu tartışmalara tabii şahit oluyoruz.
05:15İşte Türkiye batıdan uzaklaşmalı mı?
05:18Doğuya doğru mu gitmeli?
05:20Özellikle işte batı bitti, batı güçten düştü.
05:23Dolayısıyla Türkiye'de hani zaten batı da Türkiye'ye kapıları kapattı.
05:27O zaman niye uğraşalım gibi tartışmalar var.
05:31Mesela Galatasaray Üniversitesi'nde beraberdik bir öğrenci şu soruyu sordu.
05:36Hani acaba günümüzün Türkiye'deki diplomatları çok mu batı odaklı?
05:41Yükselen Çin'e karşı, yükselen Doğu'ya karşı yeterince hazırlıklı mıyız?
05:46Gibi bir Doğu'ya doğru bir odaklanma görüyorum Türkiye'de.
05:51Şimdi bu durumda, bu tartışmalar ışığında Türkiye yönünü nasıl bulmalı, nasıl saptamalı?
05:59Türkiye her seferinde çıkarını düşünmüştür.
06:02Osmanlı'dan beri Türkiye sonuçta çıkarını düşünür.
06:05Atatürk bizi batıya yöneltti. Niçin?
06:08Çünkü medeniyet oradaydı o dönemlerde.
06:10En iyi standart da o taraftaydı.
06:12Ve Avrupa Birliği sürecimizde standartlarımızı yükseltmek için bu hedefe varmak istedik.
06:17Ama Avrupa Birliği sürecimiz şu anda bitmiş vaziyette.
06:20Hem Avrupa Birliği'nin kabahatleri hem de bizim hatalarımızın nedeniyle o noktadayız.
06:24Ama bu demek değil ki biz batıya küseceğiz.
06:27Dediğiniz gibi NATO üyesiyiz.
06:29Bu bize özellikle bir güvence sağlıyor.
06:31Çünkü Rusya'nın ne yapacağı belli değil.
06:33BRICS'den bahsettiniz.
06:35BRICS'e izleyebiliriz.
06:37Hatta belki üyede olunabilir.
06:39Ama bu bizim illa BRICS'in bir tarafında olduğumuz anlamına gelmez.
06:42Türkiye sonuçta çıkarını koruyacaktır.
06:44Bu çıkar neredeyse oraya doğru yönelecektir.
06:46Bir tarafa bağlı olmamız da şart değil.
06:49Önemli olan Türkiye'yi ne koruyacak?
06:51Niçin NATO'ya girdik?
06:53Anında komünizme karşı, Sovyetler Birliği'ne karşı, şimdi de bir bakıma Rusya'ya karşı bizi koruyor.
06:59Rusya ile aramız iyi olabilir.
07:01Ama bu gelecekte ne olacağı belli değil.
07:04O bakımda Türkiye her halükarda ne olursa olsun kendi çıkarları neyse onu gözetmek zorunda.
07:10Ve bu çerçevede de herhangi bir yere de bağlı olmak zorunda değil.
07:14Ama iyi ilişkiler sürdürmek zorunda.
07:16Zaten yurtta sulh, cihanda sulh nedir?
07:19Herkesle iyi geçinmek.
07:20Amacımız o.
07:21Kimseye düşman olmak değil.
07:23Ama bu şekilde de kendinizi koruyacaksınız.
07:25Peki bu söylediğinizi uygulamak, yani demesi kolay uygulaması o kadar da kolay olmayan
07:31ve hani İngilizce'de işte bu dengeleme, balancing act dediğimiz konuyu hayata geçirmek tabii ne kadar kolay?
07:39Bu bir soru işareti.
07:41Her ne kadar Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olması çok mümkün gözükmese de
07:46işte o bir NATO ittifakı üyeliğinin önümüzdeki dönemde bu denge politikasında yani çıkarlarını maksimize etmek için
07:56dengeleme sürecinde önünü açacak yoksa ayağına bağ mı olacak?
08:02Bunu birazdan BRICS meselesine geldiğimizde tekrar gündeme getirelim.
08:07Ama ben bazen de şunu düşünüyorum.
08:09Çok haklısınız.
08:10Eskiden de Türkiye işte en soğuk savaşın en zorlu dönemlerinde Rusya ile işbirliği içinde olmuş dedi.
08:17Her zaman söylenir.
08:18Demir çelik sektörü Ruslar tarafından soğuk savaş döneminde yapılmış.
08:23Ama sonuç olarak bu hani işte Çin çok önemli yükseliyor, Hindistan çok yükseliyor vesaire derken
08:31bizim de mahallemiz burası.
08:33Yani bizim de ait olduğumuz bir ekosistem var.
08:36Bu mahallede yaşıyoruz.
08:38Onun için hani bana öyle geliyor ki zaman zaman bir takım ülkelerle ilişkilerimiz çok daha uzakta kalan
08:46ülkelerle ilişkilerden biraz daha öncelikli olmasını da doğal görüyorum açıkçası.
08:52Buradan şimdi Almanya'ya geçelim.
08:55Yani örnek olarak Almanya Başbakanı Olaf Scholz 19 Ekim'de Türkiye'ye gelecek.
09:01Şimdi bu ziyaretin öncesinde Frankfurter Allgemeine Zeitung diye ciddi bir Alman gazetesi bir haber yayınladı.
09:09Ve dedi ki Almanya'da çok sayıda Türk sığınmacı var.
09:14Bunların geri gönderilmesiyle ilgili Türklerle bir anlaşma yapıldı.
09:19Şimdi hemen bir bilgi vermek istiyorum.
09:222023'de Türkiye'den sığınmacı talebinde bulunanlar Almanya'da Suriye'den sonra ikinci sıraya gelmişlerdi.
09:30Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Almanya Başbakanı Olaf Scholz geçen sene New York'taki görüşmelerinde bu konu gündeme geliyor.
09:40Hatta anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı bu bilgiden de rahatsız oluyor.
09:45Anladığım kadarıyla bu sene Türkiye'den sığınma talebi sıralamasında Türkiye üçüncü noktaya gelmiş.
09:52Ve ikisi demişler ki ya tamam peki bunu görüşelim.
09:55Şimdi Alman gazetesi şöyle yazdı.
09:58İşte vize kolaylaştırılması karşılığında 500'er 500'er charter uçaklarla Türk sığınmacılar Türkiye'ye gönderilecek.
10:06Bu doğru değil.
10:08Türk tarafı da doğrulamadı.
10:09Alman tarafı da konuşuyoruz ama şimdilik böyle bir şey yok dedi.
10:13Sonuçta Almanya ile ilişkilerimizde sadece Suriyeli, Afgan, Irak göçmenler meselesi değil.
10:20Türkiye'den giden sığınmacılar meselesi de bir başlık haline gelmiş durumda.
10:25Ama her halükarda göç meselesi muazzam bir şekilde Avrupa siyasetini esir aldı.
10:32Bugün Avrupa Birliği liderleri Brüksel'de toplandılar.
10:35Sınır dışı etme süreçlerini daha kolaylaştırmak haline getirmek istiyorlar.
10:42Malum İtalya Arnavutluk'la bir anlaşma yaptı.
10:45Sınır sığınmacıların önce Arnavutluk'a gidip süreçlerinin orada yapılması üzerine ilk sığınmacılar Arnavutluk'a geldi.
10:55Polonya Belarus'tan gelen sığınmacılara kapıyı kapatmak istiyor.
11:00Hollanda'nın benzer bir anlaşmayı Uganda ile Arnavutluk'a benzer anlaşmayı Uganda ile yapmasından bahsediliyor.
11:07İşte malum İngilizler Ruanda ile bir anlaşma yapmayı planlıyorlardı.
11:12Şimdi burada ben biraz filmi geri almak istiyorum.
11:16Çünkü aslında tüm bu Avrupa Birliği'nin göç meselesini dışsallaştırması süreci bir nevi 2016'da başladı.
11:29Almanya'nın o dönem başbakanı Angela Merkel Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili biz bunu yapabiliriz dedi.
11:36Ama ondan sonra popülaritesi o kadar hızlı düştü ki koşa koşa Türkiye'ye geldi.
11:41Çağrı aramaya o süreçte işte Ankara'ya çok sık ziyaretler yaptı.
11:46Ve bir noktada Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 2016'da imzalanan göç anlaşması ortaya çıktı.
11:52Siz o dönemde Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin AB nezdindeki daimi temsilcisiydiniz.
11:59Ve dolayısıyla bu anlaşmanın nasıl bir nevi piştiğini olgunlaştığına şahit oldunuz.
12:05Biraz o dönemi sizden dinlemek istiyorum.
12:08Çünkü dediğim gibi bugüne gelen süreçte biraz o oradan başlamıştı açıkçası.
12:14Ve bu anlaşma kirli anlaşma al parayı tut göçmeni gibi lanse edildi hep.
12:20Evet esasında bu göç meselesi Avrupa Birliği'nin çok sarsan bir konu.
12:25Aşırı sağ ve işte ırkçılık daha da hortladı.
12:29Ama bu süreç yani daha doğrusu bu endişe daha 90'larda vardı.
12:34Neden? Çünkü Avrupa Birliği'nde zaten ufak ufak böyle Afrika'dan, Ortadoğu'dan insanlar geliyordu.
12:41Ve Avrupa Birliği bunu çözebilmek için bir Akdeniz Birliği oluşturdu.
12:45Barcelona süreci vardı.
12:47Amaç şuydu o ülkelerin kalkınmasına yardımcı olalım.
12:50Böylece o ülkelerin insanları ihtiyaç duymasına Avrupa Birliği topraklarını gelmedik için.
12:56Bunda başarılı olamadılar.
12:58Zaten 2011'de bu Arap hareketleri olunca popüler hareketler.
13:02İnsanlar Avrupa Birliği ülkelerine göçeye başladılar.
13:06Dediğiniz gibi 2015 yılına kadar bir süreç vardı.
13:10Suriyeliler o zamana kadar bize geliyorlardı.
13:12Bizde kalıyorlardı.
13:14Ve Avrupa Birliği ülkelerinin temsilcilerine de sırtımızı bazlıyorlardı.
13:18Ama neyi yapıyorsunuz? Sizdeki kamplar çok nitelikti.
13:21Diğer ülkelerde böyle değil filan.
13:23Ama ne zaman ki Merkel 2015 yılında biz 1 milyona yakın Suriyeli'yi kabul edebiliriz dedi.
13:29O zaman insanlar bir anda bizden Yunan adılarına geçip Avrupa Birliği ülkelerine yöneldiler.
13:35Büyük bir kriz çıktı ortaya. Ne yapacaklarını bilemediler.
13:37Ve dediğiniz gibi Türkiye'yi birdenbire hatırladılar.
13:40O zamana kadar ki Türkiye ile Avrupa Birliği süreci yavaşlamıştı.
13:44Hatta durağan hale gelmişti.
13:46Hiçbir şey olmuyordu.
13:48Dolayısıyla talepler onlardan geldi.
13:50Dediler ki aman ne olur bunu durduralım edelim.
13:53Ve bize bir takım tekliflerde bulundular.
13:56Ve dediler ki bu durağan hale gelmiş katılım sürecini canlandıralım.
14:01Gümrük birliğini modernleştirelim.
14:03Ve vize muafiyetini sağlayalım size.
14:06Ayrıca da para verelim.
14:08Onun ötesinde de diyaloglar olsun.
14:10Çünkü o zamana kadar 2004 yılında kesilen zirvelere katılım sayın Erdoğan toplantılara katılıyordu.
14:16Çağrılıyordu ama 2004'ten beri yoktu bu iş.
14:19Neyse işte uzun lafın kısası.
14:224 ay içinde 3 tane zirve yaptık.
14:25Yani 27 ülke bizim peşimizden geldiler.
14:28Ve biz 3 tane zirve yaptık hepsiyle.
14:30Hatta bunlardan bir tanesi de daimi temsilcilik binasında mı oldu?
14:35Yoksa başka bir küçük bir zirve oldu galiba orada.
14:38Şöyle bir şey oldu.
14:39Avrupa Birliği ile ilk anlaşmayı yaptık Kasım ayında.
14:43O yetmedi durdurmak için.
14:46Sonra tekrar geldiler.
14:47Dediler ki ne olur bütün Suriyelileri geri alın.
14:49Adalara gelen Suriyelilerin hepsini geri alın.
14:51Biz size daha da fazlasını vereceğiz.
14:53Biz o zaman ne yapacağız?
14:55Dediler ki tamam ama size verirken yani daha doğrusu Türkiye bunları geri alırken
14:59yasal olarak Türkiye'de bulunan Suriyelileri biz alacağız.
15:02Belli bir miktarda.
15:04Uzun müzakereler oldu.
15:06Biz bunu önce reddettik fakat sonra o zaman Başbakan Davutoğlu değerlendirdi.
15:11Biz daha da fazlasını istersek belki bunu kabul edebiliriz dedi.
15:15Ve Merkel ile buluşmayı kabul etti.
15:18Ve dedi ki 7 Mart tarihinde Brüksel'de buluşalım.
15:23Ve bizim Büyükelçilik'te, daim temsilcilikte buluşulacaktı.
15:26Sayın Davutoğlu'nun uçağı geç geldi.
15:29Ben havaalanına karşıladım.
15:31Ondan sonra bizim binaya gittik.
15:32Yedinci kata çıktık.
15:33Bir baktım ki odamda Merkel ve o zamanki Hollanda dönem başkanı olduğu başbakan Rutte
15:39bizi kapıda karşıladı da benim odamda.
15:42Yani o kadar dört gözle bekliyorlarmış ki hemen önceden gelmişler.
15:46Ben bunu çıkarıyorum ya bu anekdottan.
15:48Yani bir bakıma hani İngilizce'de kelime vardı, Türkçe'de desperate yani çaresiz kaldılar.
15:54Bizim misyona kadar gelecek hale geldiler.
15:57Herhalde çünkü diplomaside böyle kim kimin ayağına gidiyor kimler de kabul edilecek.
16:02Bunlar önceden bir müzakere konusu edilir değil mi?
16:05Ve onların tekliflerini biz kabul ettik.
16:07Onun için çok şaşırdılar.
16:09Sabaha kadar müzakereler yapıldı.
16:11Hatırlarsınız belki o zamanlar işte pideler getirildi.
16:14Saat 12'de Brüksel'de Türk mahallesinde pideler getirildi, yemekler yendi.
16:19Hiç hatırlamıyorum çünkü o zaman böyle detayları paylaşmıyordunuz maalesef.
16:24İşte kitabım da var okursunuz orada.
16:27Ondan sonra da ertesi gün konsey binasına girildi.
16:32Diğer ülkeler bunların hiç haberi yoktu.
16:34Onun için dediler ki bize biraz daha zaman verin.
16:3610 gün sonra tekrar bir zirve oldu.
16:38O zirvede de işte bu anlaşma sağlandı.
16:40Ama bu anlaşma maalesef yanlış algılanıyor.
16:43Bu para anlaşması değil.
16:44Bu bizim açımızdan ilişkilerin düzeltilmesi anlaşmasıydı.
16:48Onlar bunu göç konusunda algıladılar.
16:51Göçü düzeltmek için ve bunu düzene sokmak için yaptılar.
16:55Ama biz ilişkileri düzeltmek istiyorduk.
16:58İşte müzakereler tekrar başlasın, gümrük modernleşsin.
17:01Ve o tarihlerde şimdi herkes eleştiriyor bunu ama
17:04vizelerin Haziran sonuna kadar kalkması söz konusuydu tüm vatandaşlar için.
17:09O zaman 72 tane kriter vardı.
17:11Bunları çoğunun yerine getirdik.
17:13Şu anda 66 kriter var.
17:158 yıldır 66 kriter tamamlamış vaziyette.
17:188 yıldır hala o geri kalan 6 kriter yapılmadı.
17:21Onu da bir parantez olarak söyleyeyim.
17:23Diyalog olacaktı ve tabii ki 3 artı 3 6 milyar euro verilecekti.
17:30Ama işte biliyorsunuz bir süre sonra Sayın Davutoğlu görevden alındı.
17:3415 Temmuz oldu ve ilişkiler ondan sonra çöktü gitti.
17:37Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tamamen güvenlikçi politikalar uygulanmaya başladı.
17:44Ve o sizin bahsettiğiniz o kriterlerden bir tanesi de terörle mücadele kanunu vesaire.
17:51Yani her şey alt üst olduğu için anlaşmanın sadece bir tek o para kısmı kaldı.
17:57Öyle öyle.
17:58Mesela bu terörle ilgili yasaların değişmesi konusunda Avrupa Birliği diyordu ki
18:03ufak tefek değişiklikler yapın biz kabul edeceğiz.
18:06Sizi rahatsız etmeyecek kadar değişiklikler olsun biz onu da kabul edeceğiz diyorlardı.
18:10Ama maalesef bunları gerçekleştiremedik o tarihlerde.
18:13Halbuki yapılabilseydi şu anda vatandaşlarımız vizesiz Schengen bölgesine girebileceklerdi.
18:18Çünkü o zamanki hava çok farklıydı.
18:20Avrupa Parlamentosu da dahil Türkiye'yi destekleyecek bir konumdaydı.
18:24Ki bizi genellikle biliyorsunuz çok eleştirirler ama Avrupa Birliği ihtiyacı vardı Türkiye'ye.
18:29Çaresizdi.
18:30O konjonktürü yakalamışken bunlar yapılabilirdi.
18:33O konjonktür şu anda yok.
18:34Yani o göç meselesini biz kendi lehimize çevirip Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi canlandırabilirken
18:40bu fırsat özellikle darbe sonrasında kaçtı.
18:43Ve günümüze geldiğimizde de beni endişelendiren o zamandan bu zamana
18:48sanki Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tek mesele göçmüş gibi
18:52çok göçe indirilmesi gibi bir sonuçla yaşıyoruz bugün.
19:00Çünkü gene Almanya Başbakanı'nın Türkiye'yi ziyaretini hatırlatmak gerekirse
19:07Almanya seçimlere gidecek gelecek sene.
19:10Olaf Scholz'un Sosyal Demokrat Partisi kan kaybediyor.
19:15O nedenle göç meselesi gündemde olacaktır.
19:20Ama şöyle devam etmek istiyorum.
19:25Sanki Ukrayna Savaşı, Gazze Savaşı da Almanya'nın Türkiye'ye bakışında
19:31gene böyle bir sanki milimetrik bir değişiklik yaratmış olabilir diye düşünüyorum.
19:36Çünkü Scholz gelmeden önce Türkiye'ye dönük bazı silah ambargolarının
19:43hafifletilmesinin söz konusu olduğuna dair haberler çıktı.
19:48Onları ben de doğrulattım.
19:50Henüz Eurofighter ve tankların satışında istenen noktaya gelindiğini düşünmüyorum ama
19:57nihayetinde bu savaşlar nedeniyle ikili görüşmelerde en önemli maddenin
20:04göçün yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze Savaşı olacağını tahmin ediyorum.
20:10Bundaki bir neden de anladığım kadarıyla önümüzdeki dönem yani 2025 yılının
20:16Ukrayna-Rusya Savaşı'nda müzakerelerin başlayacağı bir yıl olması bekleniyor.
20:22Ve benim katıldığım bir takım toplantılarda işte yabancı diplomatlar hep
20:27ya acaba Türkiye ara buluculuk oynayabilir mi Rusya-Ukrayna ile gibi
20:32soruları daha fazla gündeme getirir oldular.
20:36O nedenle biraz o iki meseleye gelelim.
20:41Özellikle tabi bu iki meseleyle beraber Amerika'daki seçimleri de gündeme getirmemiz gerekecek ama
20:47önce kısaca şeyden başlayalım.
20:50İsrail'in İran'a saldırması olasılığından bir başlayıp
20:54oradan siz Rusya Savaşı ile Amerikan seçimlerine bir geçiş yaparsınız diye beklerim.
21:02Evet yani bu Ukrayna-Rusya Savaşı ile bu Ortadoğu'daki savaşlar etrafı karıştırdı.
21:09Ve Almanya'da bir bakıma ikilem içinde.
21:11Almanya'dan bahsederken tabi ki Ukrayna'yı destekliyor.
21:14Ama aynı zamanda bir çifte standart ortada.
21:18Büyük bir destek var İsrail'e.
21:21İsrail ne yaparsa yapsın Almanya destek yapmak zorunda.
21:25Özellikle Yeşillerin başındaki Dışişleri Bakanı çok feci.
21:29Bunların İkinci Dünya Savaşı'ndaki yaptıklarının vicdanı hala sürüyor.
21:35Bunu atlatamadılar.
21:37Hala kendilerini sorumlu görüyorlar.
21:38Dolayısıyla İsrail'e büyük bir destek vermek zorunda hissediyorlar kendilerini.
21:42Böyle bir sıkıntı da var.
21:43Şimdi bu savaşlar ne kadar sürecek diyeceksiniz.
21:47Amerikan seçimlerine erkenden gelmek zorundayım.
21:49Neden?
21:50Çünkü kimin kazanacağı bu savaşları etkileyecek nitelikte.
21:53Eğer Harris kazanırsa Amerika'nın mevcut politikaları devam edecek.
21:57Bu da nedir?
21:58Ukrayna'ya destek devam edecek.
22:00İsrail konusunda da İsrail'e söz geçiremiyorlar.
22:04Ama hani onları engellemeye çalışacaklar.
22:09Trump gelirse bunun tam aksi olacak.
22:11Rusya'ya büyük bir şekilde herhalde bundan kazançlı çıkacaktır.
22:15Çünkü Ukrayna'ya desteği kesecektir diye bekleniyor.
22:18Öte yandan hem Putin hem Netanyahu Trump'ın kazanmasını bekliyorlar, onu istiyorlar.
22:24Netanyahu biliyorsunuz bu 7 Ekim'den önce neredeyse görevden alınacaktı.
22:30Büyük protestolar vardı.
22:32Kendisi hakkında suçlamalar vardı.
22:34Bu savaş işine yaradı.
22:36Gazze'yi temizledi.
22:38Gazze'yi bitirdi ve şimdi kuzeye yöneldi.
22:40Orada da Hizbullah'la çatışıyor.
22:42Eğer Trump kazanırsa ki Trump'a kadar bu savaş devam edecek.
22:46Trump kazanırsa o zaman İran'a tehlikeye girecek.
22:48Çünkü bu savaşı büyütmek istiyor.
22:50Mümkün olduğu kadar iktidarda kalmak istiyor.
22:52Dolayısıyla Trump'ın gelişi hem Ukrayna Savaşı hem Gazze ve daha doğrusu işte Ortadoğu Savaşı açısından
22:59büyük tehlikeler arz ediyor bizim için.
23:02Türkiye ne yapacak bu konuda?
23:04Biz daha önce Trump'la yani ilişkimiz ne derler çok parlak değildi.
23:11İnişli çıkışlıydı.
23:12Bize suçladığı zamanlar oldu, iyi geçindiğimiz zamanlar oldu.
23:16Öngörülemezlik bir durum var.
23:18Yani Trump'la ilgili olarak politikaları öngöremezsiniz.
23:21Ne olacağını bilemezsiniz.
23:24Eskisinde ilk döneminde onu kısıtlayabilen veyahut da engelleyebilen bir ekip vardı.
23:30Bu sefer öyle bir şey yok.
23:31Bu sefer liyakat yok.
23:33Tamamen biat var.
23:34Kendisini destekleyen insanlar iktidarda olacak onunla birlikte.
23:37O bakımdan Trump'ı engelleyebilecek bir güç de kalmamış olacak.
23:41Onun için hani dünya için endişeli bir durum bizi bekliyor.
23:44Eğer Trump gelirse.
23:46Bu bakımdan hani Almanya belki de bunları görüyor.
23:50Türkiye'nin hani bir rol oynayıp oynayamayacağını da düşünüyorlar.
23:54Tabi bu bütün meseleler yine Almanya'nın kendi çıkardığı açısına bakılıyor.
23:59Zaten Avrupa Birliği bizimle hala bir diyalogu var ama nedir?
24:02Çevre konusunda, terörle mücadele konusunda kendi çıkardığını düşünüyorlar.
24:06Tabi ki bizim isteklerimiz işte adaylık varsa hala adaylık çerçevesinde.
24:10Ama bunun yanısı da gümrük birliği.
24:12Gümrük birliği yenilenmesi söz konusuydu hatırlayacaksınız.
24:15Modernleşmesi lazım çünkü 25 yılı geçti.
24:18Artık günümüze uygun bir anlaşma değil.
24:22Bunun yenilenmesi lazım.
24:24İki tarafın da çıkarına olan bir şeyi maalesef siyasi engeller bunu önlüyor.
24:28Yani bizim de bunları gündeme getirmemiz lazım.
24:31Sonra verdikleri biraz evvel konuştuğumuz gibi verdikleri bir söz vardı.
24:34Türkiye'de yasal olarak bulunan Suriyelileri alacaklardı.
24:38Çok küçük rakamlar alındı.
24:41Merkel, ben kendi kulağımla duydum.
24:43150 bin kişiyi biz alabiliriz diyordu.
24:45Bunlar havada kaldı maalesef.
24:47O bakımdan bizim de eminim müzakerelerde bu konuları açacağız.
24:54Ama ben bir sonuç alacağımızı beklemiyorum.
24:57Bunlar gerekli çünkü kendi çıkarlarını daha fazla düşünürler.
25:00Şimdi hemen bir rakam paylaşmak istiyorum.
25:03Hani 150 bin alabiliriz dediğini hatırlattınız.
25:07Bugün demin de söyledim.
25:09Ve Avrupa Birliği liderleri göç meselesiyle toplanıyorlar.
25:15Sınır dışı etmeyi daha kolay hale getirmenin yollarını konuşmak üzere bir araya getiriyorlar.
25:22Halbuki Frontex yani Avrupa Birliği'nin sınırlarındaki bu geçişleri kontrol eden kurum,
25:292024'te yasa dışı geçişlerin %42 düştüğünü söylemiş.
25:34Ve Ocak'tan Eylül'e kadar yasa dışı geçiş miktarı 166 bin.
25:41Yani 166 binden bahsediyoruz.
25:43Koskoca Avrupa'yı titreten sayı 166 bin.
25:48Gerçi deniyor ki sığınmacıların sığınma talepleri reddedildikten sonra sınır dışı etme oranları %20 oluyor.
25:57Yani sınır dışı kararı alınan hemen sınır dışı edilemiyor.
26:02Ama bu bilgiyi paylaşmak istedim.
26:05Şimdi tekrar biraz küresel siyasete dönersek, küresel duruma dönersek,
26:11malum Nobel Ekonomi Bilimi ödülü Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve iki meslektaşına verildi.
26:19Biz hani gönül isterdi ki ne zamanki Ermeni asıl vatandaşlarımız söz konusu olsa
26:26nahoş bazı anekdotlarla karşılaşmak durumunda kalıyoruz.
26:31Tam bu ödülün açıklanmasının öncesinde malum hükümet kredi kartlarından savunma fonu için
26:3850 lira kesileceğini söylemişti.
26:42Çok tepki çıkınca en başta ben hemen gittim azalttım kredi kartı limitimi.
26:49Bir siyasetçi işte dedi ki buna karşı çıkanlar işte Ermenistan'ı Yunanistan'ı sevenlerdir.
26:55Dedi ki tepki üzerine Cumhurbaşkanı bu konunun ertelenmesini istedi.
27:00Yine AK Partili eski milletvekili Şamil Tayyar da işte Twitter'dan bir paylaşımda bulundu.
27:05Şimdi Cumhurbaşkanımız da yani Ermenistan'ı Yunanistan'ı seviyor mu diye.
27:10Gönül isterdi ki bu karşılıklı bu türden ifadeler keşke kullanılmasaydı.
27:16Profesör Daron Acemoğlu yurt dışında çalışıyor ama bir ayağı aslında Türkiye'de olan,
27:25sık sık Türkiye'de toplantılara katılan, benim de birkaç kere dinleme imkanı bulduğum bir akademisyen.
27:32Enteresan bir şekilde çalışmalarının günümüzdeki bu küresel rekabete ile çok ilgili olduğunu düşünüyorum.
27:41Çünkü işte ne deniyor önümüzdeki dönem işte bir tarafta demokrasiler olacak, bir tarafta otokrat rejimler olacak.
27:47Ortada işte sizin denin söylediğiniz orta güçler olacak.
27:52Eskiden bunlara bağlantısızlar deniyordu şimdi belki küresel güney deniyor.
27:57Daron Acemoğlu da çalışmalarında özellikle kurumların ülkelerin refah seviyesine nasıl etkide bulunduğuna dair çalışması üzerinden Nobel'i aldığını biliyorum.
28:11Ve tam da Global İlişkiler Forumu'nun zirvesi için yapılan toplantı sırasında bu haberi aldık diyeyim ve sizin görüşlerinizi alayım.
28:20Çalışmalarıyla bu küresel tartışmalar arasında bir bağlantı görüyorum ben açıkçası.
28:27Evet öncelikle şunu söylemek lazım ve bundan gurur duymamız lazım.
28:31Sonuçta Türkiye'den çıkmış bir kişinin bunu alması kökenine bakmamak lazım.
28:35Amerika'da da bir sürü insan alıyor ama kökenlerine bakmıyorlar isimlerine bakarak böyle.
28:39Sonuçta Amerika için almış oluyor, Fransa için almış oluyor ve Türkiye için almış oluyor.
28:43Yani niye böyle bir kompleks içine giriyoruz onu anlamıyorum.
28:46Şimdi Deryan Hocaboğlu'nun çalışmaları için de tabii kurumlara çok önem veriyor ve gerçekten kurumsallaşma çok önemli.
28:53Ama kurumsallaşırken tabii bu kurumların uzun bir süre yaşayacağı varsayılıyor ama bunda en önemli şey liyakat.
29:00Yani nitelikli olan insanların çalışması, sürdürülebilir olması, o kurumların gerçek anlamda çalışılabilir olması.
29:07Eğer siz sadece bir kişiye böyle biat edecekseniz o zaman bu iş maalesef ileri gitmez.
29:15Bunun en güzel örneğini ben şu anda Çin'de görüyorum.
29:18Şimdi Çin'de bir komünizm ve kapitalizm içiceği yaşıyor.
29:22Ve onlarda bir sistem vardı ki yani 10 yılda bir lider değişecek.
29:26Şimdi o değişti. Yani onu da değiştirdiler.
29:29Artık şu anda Xi Jinping kendine ilahi başkan ortaya koydu ve bu pek hayat boyunca kalacak.
29:37Halbuki 10 yılda bir değişen bir iktidarda o zaman daha yeni insanlar gelecek, kurumsallaşma olacaktı.
29:44Şimdi ne oldu? Çin'de de tek bir insana bağlı bir rejim ortaya çıkıyor.
29:49Herkes kendini bir bakıma ona nasıl hizmet edebilirim?
29:54O bakımdan liyakat azalacak yine biata doğru geçilecek.
29:57Ve şu anda belki de Çin'de yaşanan bu ekonomik sıkıntıların nedeni de budur.
30:01O bakımdan hani çok önemli bir nokta var.
30:04Hukuk olacak. Hukuk derken de adalet olacak.
30:07Yani hukukun olması yetmiyor, uygulanması gerekiyor.
30:11İfade özgürlüğü lazım.
30:12İnsanların böyle rahat bir şekilde kendilerini ifade edebilmeleri lazım.
30:16Bunlar insana ne sağlıyor?
30:18Yenilik sağlıyor, özgürlük sağlıyor.
30:21Düşünce özgürlüğü ve bunu uygulayabilmek.
30:23Niçin herkes Amerika'ya gidiyor hala?
30:25Amerika'nın tüm sıkıntılarına rağmen, eksikliklerine rağmen Hindistan'dan, Çin'den tüm dünyadan insanlar oraya gidiyor.
30:31Ve buluşlarını orada yapıyorlar.
30:33Yani Daryan Acımalı da orada yaptı. Başkaları da orada yapıyor.
30:36Yani bir özgürlük ortamı var.
30:38Avrupa Birliği bunu sağlayamadı ne yazık ki.
30:40Avrupa Birliği de büyük özgürlük içinde, onu iddia ediyorlar ama
30:43o özgürlük ortamı veya hızlı bir şekilde bunları gerçekleştirme imkanlarını sağlayamıyorlar.
30:48Onlarda o tür eksiklikler var.
30:50Yani eminim ki Türkiye'de bunu bir gün gerçekleştirecektir.
30:54Evet gerçekten refaha ulaşma konusunda çok seslilik çok önemli.
30:59Bu bağlamda maalesef sesi kısılan bir kanalla karşı karşıyayız.
31:06Onun hemen altını çizmek gerekiyor.
31:08Açık radyo Türkiye'de bu çok sesliliğe katkıda bulunan zaten kendi motosu da kainatın bütün seslerine açık radyo olan.
31:18Açık radyonun karasal yayını dün 13 itibariyle durduruldu.
31:24Hukuki süreç devam ediyor.
31:27Umuyorum alınan bu durdurulma kararında geri adım atılır.
31:33Çünkü bu bilimsel çalışmalar da bize gösteriyor ki aslında tek seslilik, bu kadar çok merkeziyetçilik