• geçen yıl
Sünnet Kur'an Gibi Teşri Kaynağıdır
Fikirlerden Bir Demet Aydın Usalp
Döküm
00:00:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
00:00:30Bir önceki sohbetimizde sünnet münkürlerinin iddialarına yönelik bir takım cevaplar mahiyetinde bir şeyler söyledik.
00:00:58Daha doğrusu İslam'a karşı düşmanlık gören, İslam'ı bu anlamda töhmet altında bırakmak veya onu hayat sahnesinden uzak tutmak gayesinde olan,
00:01:10esasında kafirlerin yani oryantalist müsteşriklerin başlattığı, daha sonra da onların iddialarına kanaraktan İslam ümmetinin içerisinden çıkan bir takım insanların sünnete yönelik iddialarına karşı bir sünnetin vahiy olduğu noktasında bir takım açıklamalar yaptık.
00:01:34Yani onların sünnete karşı takındıkları bu tutumun esasında İslam'ı bir hayat nizamı olarak insanların zihninden uzaklaştırmak, insanların sadece bir takım ilkelerle İslam ile bağlantılarını kurma hevesinde ya da amacında olduğunu ifade ettik.
00:01:59İnşaAllah bugün de bu konunun devamı mahiyetinde bir sohbetimiz olacak.
00:02:05Ama öncelikle o sünnetin vahiy olduğu noktasında geçen hafta denilmiş olduğumuz ayetlerin birkaçını tekrar hatırlatmak istiyorum.
00:02:15Malımız Allah s.a.v. Nahl suresinin 44. ayetinde Resul a.s.'ın kendisine indirilen kitabı beyan etmek, onlara, insanlara açıklama üzere bir görevin olduğundan bahsetmişti.
00:02:32Yine haşr suresinin 7. ayetinde Allah s.a.v. Resulü'nü kastederek o Resul ki size her neyi verdiyse onu alın ve sizi her neyden yasakladıysa, mennediyse de ondan sakının demişti.
00:02:50Buradaki ifade yine umum anlamını içeriyordu. Yani sadece Allah Resulü'nden vahyedilen kitap olarak anlaşılmamaktadır.
00:03:02Ve burada herhangi bir kısıtlamaya gitmeksizin ya da söz konusu Allah Resulü'nün vermesi gereken hususların Kur'an olduğuna dair bir karine olmaksızın Allah s.a.v. kitabını ifade ediyordu.
00:03:30Yine hepimizin bildiği üzere Nisa 59. ayette Allah s.a.v. itaat edilmesi gereken 3 merciden bahseder.
00:03:38Allah'a, Resul'e ve sizden olan ulul emre, emir sahiplerine itaat edin.
00:03:44Ama bir konu hakkında anlaşmazlığa düşmeniz halinde teşrik noktasında, hüküm alma noktasında o meseleyi Allah'a ve Resul'üne döndürün demişti.
00:03:57Yine Nisa suresinin 65. ayetinde Allah s.a.v. Resulü'nü kast ederek aralarına çıkan ihtilaflarda seni hakem tayin edip ve senin verdiğin hükmede tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar demişti.
00:04:16Yine Necm suresinin 1. ile 5. ayetleri arasında Allah s.a.v. Resulü'nün heva ve hevesinden konuşmadığını, onun ancak vahiy ile konuştuğunu, vahiy ile hareket ettiğinden bahsetmişti.
00:04:30Yine Araf suresinin 107 olması lazım.
00:04:35Orada da Allah s.a.v. şöyle ifade ediyor.
00:04:39Resul'ün diliyle diyor ki ben ancak bana vahy olunana tabi oluyorum.
00:04:45Ya da başka bir ayette Ahkâf suresinde geçer.
00:04:48Diyor ki Rabbimden bana ancak vahy olunana tabi oluyorum.
00:04:53Yani ona göre harekette bulunuyorum, ona göre söz sarf ediyorum.
00:04:59Ve yine Ahzâb suresinin 36. ayetinde Allah s.a.v. tekrar Allah ve Resul'ünün bir konu hakkında vermiş olduğu bir hükümde inanmış olan erkek ve kadınlara başka bir hükmü seçme hürriyetinin olmadığını ifade ediyordu.
00:05:14Tevbe suresinin 29. ayetinde Allah ve Resul'ünün haram kıldığını haram saymayanlar diye Allah s.a.v. yine bizlere haber veriyordu.
00:05:25Ali İmran suresinin 31. ayetinde Allah s.a.v. diyor ki, maalen bütün hususları ifade ediyorum.
00:05:32Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.
00:05:38Dolayısıyla daha nice ayetlerde Allah s.a.v. Resul'ün vahiy çerçevesinde hareket ettiğini, Resul'ün konuştuğunun, eylemlerinin vahiy ile olduğunu ifade ediyordu.
00:05:52Bütün bu delillerden açık ve net bir şekilde bir husus ortaya çıkıyordur ki, sünnet dediğimiz yani Resul a.s.'ın teşrihi kapsamında, din kapsamında kendisinden sadır olan her söz, kendisinden sadır olan her eylem ve karşısında meydana gelen hususlar karşısında sükutu, sessiz kalışı bizim için Kur'an gibi teşrihi kaynağıdır ve vahidir.
00:06:22Bütün bu deliller bizim sünnete bakışımız Kur'an gibi bir bakışı gerekli kılmaktadır.
00:06:31Yani Allah s.a.v. Resul'ün vahiy ile hareket edip, vahiy çerçevesinde yasaklar belirlediğini, vahiy ile emirler verdiğini görüyoruz.
00:06:42Dolayısıyla Allah s.a.v. defa eten yerde Resul'e itaatın Allah'a itaat olduğunu ifade ediyordu.
00:06:52Dolayısıyla bütün bu ayetlerin hiçbirinde bir karine ile bu itaatın, bu uymanın Kur'an ile sınırlandırılmadığını görüyoruz.
00:07:02Tam tersine inen Kur'an'ın beyanı olması noktasında da Resul'e yetki verildiğini.
00:07:09Ve tam tersine Allah s.a.v. kitap ile haram kıldığı gibi Resul'e manen vahiy etmek suretiyle Resul'ün eli ile de helaller ve haramlar kıldığını görebiliyoruz.
00:07:23Çünkü Allah s.a.v. yine ayetinde söylüyor.
00:07:26O Resul ki onlara temin şeyleri helal, pis şeyleri ise haram kılar.
00:07:30Ama bunu Resul bir beşer olarak zatından dolayı yapmıyor.
00:07:35Yani Rabbimizin ona Kur'an dışında manen vahyetmesi neticesinde bunu gerçekleştiriyor.
00:07:41Çünkü bunu başka ayetler ortaya koyuyor.
00:07:44Çünkü o vahye tabi olarak bunları gerçekleştiriyor.
00:07:48Bu ön hatırlatmayı yaptıktan sonra inşallah bugünkü sohbetimizde bunun devamı ama üç başlık altında bir sunum yapmaya çalışacağım.
00:08:05Birincisi Kur'an dışında vahyin olup olmadığı meselesine değinmek istiyorum.
00:08:13İkincisi sünnetin Kur'an ile olan ilişkisi hususuna değinmek istiyorum.
00:08:20Ve üçüncüsü Resul'e sürekli atfetilen bir husus var.
00:08:24Yani Resul'ün müştehit olarak bir beşer gibi iştihat yaptıp yapmadığı hususuna değinmek istiyorum.
00:08:32İnşallah birinci husus.
00:08:34Yani bu hususla alakalı aslında birçok delil var ama sohbetimizin süresini düşündüğümüzde ve fikirlerden bir demet mantığıyla bir bukle, bir demet sunmaya çalışacağım, özünü sunmaya çalışacağım.
00:08:52Şimdi sünnet münkirlerinin dediğim gibi hem Kur'an dışında bir vahyin olmadığını iddia ederler hem de bu vahye olduğunu ifade edilen, iddia edilen de bizim bağlamadığı noktasında iddiaları var.
00:09:08Dediğim gibi biz bu meseleyi sünnetten yola çıkarak değil bizzat onların da kabul ettiği Kur'an'dan yola çıkarak gidebiliriz.
00:09:19Dediğim gibi bununla alakalı ondan fazla delil ortaya koymak mümkün ama ben iki üç tanesi üzerinde durmakla yetineceğim.
00:09:27Bunlardan birincisi değerli kardeşlerim.
00:09:30Tahrim suresinin üçüncü ayeti.
00:09:33Tahrim suresinin üçüncü ayetini ben inşallah mealini size okuyayım.
00:09:37Siz buradan ne anlaşıldığını düşünün.
00:09:41Mealen Allah s.a.v. şöyle diyor.
00:09:43Nebi eşlerinden birine gizlice bir şey anlattı.
00:09:49Fakat eşi o sözü başkalarına haber verir.
00:09:55Allah da bunu Resulüne açıklayınca Nebi bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti.
00:10:08Nebi bunu haber verince kendisine bunu soran, bunu sana kim bildirdi dedi eşi.
00:10:17Nebi de her şeyden haberdar olan Allah s.a.v. bana haber verdi dedi.
00:10:24Tahrim suresinin üçüncü ayetinin meali.
00:10:27Şimdi ben bunu biraz daha açıp anlayacağım şekilde ifade edeyim.
00:10:33Vaka şu.
00:10:34Nebi s.a.v. eşine gizliden bir şey söylüyor, anlatıyor.
00:10:41Bu eşi de Resulünün kendisiyle paylaştığı o meseleyi gidip başka bir eşiyle paylaşıyor.
00:10:49Ve bu durumu Allah s.a.v. Nebi'ye vahyediyor, bildiriyor.
00:10:55Nebi de gidip benim sana söylediğim şeyi gidip buna buna şöyle anlattım diye soruyor.
00:11:04Ve o eşi de diyor ki kimse bunu bilmiyordu kim sana bunu bildirdi.
00:11:09Allah Resulü diyor ki her şeyden haberdar olan ve her şeyi bilen Allah bildirdi.
00:11:14Şimdi bu ayetin manasına baktığımızda Allah s.a.v. nebisine bildirmiş olduğu o husus Kuran'da var mı?
00:11:24Yok.
00:11:25Ne bildirdiği noktasında Kuran'da geçiyor mu?
00:11:29Yok.
00:11:30Yani ayetin zahiren herkesin anlayabileceği bir anlamı şudur.
00:11:36Allah s.a.v. nebisine Kuran'da ayet olarak geçmeyen bir hususu vahyetti.
00:11:44Onu anlattı.
00:11:45Ve bunu da Allah s.a.v. ifade ediyor.
00:11:48Ne olmuş oluyor?
00:11:50Böylece Allah s.a.v. Kuran dışında nebisiyle iletişim içerisinde olduğunu, ona vahyettiğini Allah s.a.v. bildirmiş oluyor.
00:12:00Bu birinci ayet.
00:12:02İkinci ayet yine çoğunuzun bildiği bir ayet.
00:12:06Bakara suresinin 187. ayeti.
00:12:10Ben ayetin mealini okumak istiyorum.
00:12:13Oruç gecesi kadınlarınıza yakınlaşmanız size helal kılındı.
00:12:21Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbise gibisiniz.
00:12:28Allah kendinize güvenemeyeceğinizi bildiği için tövbenizi kabul buyurdu ve sizi affetti.
00:12:39Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiği şeyi isteyin.
00:12:46Ne demek istiyor ayet?
00:12:49Yani Allah size daha önce oruç geceleri Ramazan ayıdır diyelim.
00:12:55Ramazan ayında Allah s.a.v. daha önce Müslümanlara o gecelerde kadınlarına yaklaşmayı onlara temas etmeye haram kılmıştı.
00:13:08Sonra Müslümanların bunu emre itaat etme noktasında zafiyetlerini ifade ediyor ve bazıları yaklaştı.
00:13:20Dolayısıyla Allah'ın emrine muhalefetten dolayı da günahkar oldular ve tövbe ettiler.
00:13:27Ve Allah da günah işlediğinden dolayı tövbe edenlerin tövbelerini kabul ettiğini söylüyor.
00:13:33Onları affettiğinden bahsediyor.
00:13:35Ne anlaşılıyor bunda?
00:13:37Yani Allah s.a.v. oruç geceleri müminlere kadınlarına yakınlaşmayı, ilişki kurmayı yasaklamış.
00:13:47Bu ayette de helal kılıyor.
00:13:50Peki bu ayet var da helal kıldığına dair bu ayet ama haram kıldığına dair ayet var mı Kur'an'da?
00:13:56Yok.
00:13:58Dolayısıyla bu haram, bu yasak ne ile Müslümanlara bildirilmiş?
00:14:03Sünnetle, Rasul'ün sözüyle ifade edilmiş ve öyle yasak kılınmış.
00:14:09Başka bir şey anlaşılabiliyor mu?
00:14:11Yok.
00:14:13Başka bir ayet daha söyleyeyim.
00:14:15Bakara suresinin 144. ayeti.
00:14:17Kıble değişimini ifade eden ayet.
00:14:21Mealen ben size okuyayım.
00:14:23Gerçekten yüzünün gökyüzünde aranıp durduğunu görüyoruz.
00:14:28Yani başını yüzünü göğe yönelip bir şeyler beklediğini görüyoruz.
00:14:35Artık rahatla.
00:14:38Seni hoşnut olacağın bir kıbleye kesinlikle çevireceğiz.
00:14:43Öyleyse haydi yüzünü Mescid-i Haram'a döndür.
00:14:48Siz ey Müslümanlar, ey müminler nerede olursanız olun siz de yüzlerinizi Mescid-i Haram'a döndürün.
00:14:57Yani kıblenin Mescid-i Haram'a çevirildiğini bildiren ayet.
00:15:04Peki bundan önce Müslümanlar nereye yönelik namazlarını edebiliyorlardı?
00:15:10Mescid-i Aksa'ya.
00:15:12Yani hicretten sonra bazı rivayetlere göre 16 ay, bazı rivayetlere göre 17 ay boyunca Müslümanlar Medine'deyken Mescid-i Aksa'ya yani bugünkü Kudüs'e yönelerek namazlarını edebiliyorlardı.
00:15:28Ama Yahudiler bu meseleden kendilerine pay çıkartmak istediler.
00:15:34Çünkü onlara göre orayı, o mabedi, o mescidi inşa eden Süleyman aleyhisselam ya da Davud aleyhisselam gibi nebileriydi.
00:15:42Ve bununla hani Müslümanlar bizim kıblemize tabi oluyorlar dercesine.
00:15:48Dediğim gibi kendi nefislerine, kendi dinlerine pay çıkartmak suretiyle Müslümanlara yönelik bir eziyet içerisindeydiler.
00:15:57Ve bundan dolayı Allah Resulü muzdarip, rahatsız oluyor.
00:16:02Ve Allah'tan Mescid-i Aksa'dan başka bir kıblenin tayin etmesini diliyor.
00:16:09Çünkü ayet onu gösteriyor.
00:16:11Sen yüzünü göğe doğru yönetmiş bir haber bekliyorsun.
00:16:15Bir emir bekliyorsun.
00:16:17Ve rahatla ve seni hoşnut kılacağın kıbleye çevireceğiz diyor.
00:16:23Şimdi Allah Resulü'nün kendiliğinden kıble değiştirme gibi bir imkanı olsaydı değiştirirdi.
00:16:29Ya o propagandayı yaptıkları andan itibaren nebilerinizin inşa ettiğiniz, kendilerinizin pay çıkardığınız o mescidden dönüyorum.
00:16:40Mescid-i Haram'a dönüyorum.
00:16:41Yemen'e ya da ne bileyim işte Basra'ya dönüyorum diyebilirdi.
00:16:45Ama demiyor.
00:16:46Niye? Çünkü vahiy bekliyor.
00:16:48Peki o zaman mescidin değiştirisine dahi olan bu vahiy açık bir ayette ifade edilirken,
00:16:55Müslümanların mescid-i Aksa'ya yönelik namaz kılmalarını emreden ayet nerede?
00:17:02Yok.
00:17:04Dolayısıyla burada yine o emir Allah Resulü'ne vahiy ederek yani sünnet ile ifade etmiş olur.
00:17:12Daha nice hususlar var bu meseleye dair.
00:17:16Yani hani Başka Bir Yeter Enfal Suresi'ne geçiyor ya.
00:17:20Size iki taifede vaad etmiştim ama siz onlardan zayıf olanını talep ediyordunuz.
00:17:26Oysa Allah güçlü olanın sizin olmasını murad ediyordu ayeti.
00:17:31Şimdi onların Allah'tan böyle bir şey istediğini, Allah'ın da onlara bu şekilde vaad ettiği bir ayette geçiyor mu?
00:17:39Geçmiyor.
00:17:40Orada bildiriyor.
00:17:41Yine Resul Aleyhisselatü Vesselam'ın azatlı küresi ve evlatlığı Zeyd ve onun Zeynep'le evlenmesi,
00:17:48sonra boşanmasına alakalı dair hususlar ve daha nice hususlar.
00:17:53Şunu net bir şekilde ortaya koyuyor ki,
00:17:56Kur'an dışında Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam'a vahiy geldiğini biz yine Kur'an-ı Kerim'in ayetlerinden net bir şekilde görebiliyoruz.
00:18:07Yani buna vahiy gayrimettuf yani okunmayan ya da vahiy batın denilen, gizli vahiy.
00:18:15Bunu müfessirler ya da İslam tarihindeki fıkıhçılar çeşitli isimler adı altında bunu zikretmişlerdir.
00:18:23Dolayısıyla Kur'an dışında Allah'ın kendi Resulüne vahiyetini yine biz Kur'an'dan net bir şekilde görebiliyoruz.
00:18:34Bu benim hatırlatmak istediğim birinci başlıktı.
00:18:37İkinci başlık ise Kur'an'ın, daha doğrusu sünnetin, Kur'an ile olan ilişkisi meselesidir.
00:18:49Aslında İslam düşmanlarının başlattığı bu fitnenin ve bugün sünnet münkürlerinin yapmak istedikleri esası nokta burası.
00:19:01Yani onların asıl gayesinin Kur'an ile sünnetin arasını ayırmak, onlar arasındaki ilişkiyi yok saymak ya da bitirmek.
00:19:10Dolayısıyla Kur'an'ı bu anlamda pratikten yoksun, Resulün ve sahabenin pratikliğinden yoksun bir şekilde herkesin istediği şekilde tevil edebileceği bir pozisyona koymak.
00:19:23Çünkü sünnetin Kur'an'a olan ilişkisi bu anlamda bizim hayatımızın tamamını kuşatacak mahiyette bir ilişkidir.
00:19:32Öyle ki bu ikili bir arada olduğu zaman biz İslam'ın bizim hayatımızın her alanına dair hüküm ihtiva ettiğini iddia edebiliyoruz.
00:19:43Bizim sosyal hayatımıza, bizim ailevi hayatımıza, devlet ile ilgili hususlarla, bireye dair, kitleye dair, devlete dair değil mi?
00:19:51Bütün hususlara dair ahkam ancak sünnet ile birlikte Kur'an ele alındığında ortaya çıkabilmekte ve netleşebilmektedir.
00:20:00Ama siz sünnetin vahiy olmadığını, sünnetin işte bizi bağlamadığını, sünnetin kişinin bireysel görüşü olduğu noktasında bir iddiaya sahipseniz Kur'an'ın bu özeliği ortadan kalkar.
00:20:14Kur'an'ın insanların hayatına hükmeden, hayatını tanzim eden, düzenleyen bir yaşam tarzı olma özeliğini ortadan kaldırırsınız.
00:20:24Dolayısıyla en fazla müsteşrikleri ya da İslam düşmanlarını endişeye sevk eden husus budur.
00:20:34Yani bu noktada en fazla saldırılar da bu noktada gerçekleşmektedir.
00:20:39Onun için sünnetin Kur'an ile olan ilişkisini ben dört ana başlık altında bir özetleme yoluna gideceğim.
00:20:48Birincisi, sünnet Kur'an'ın müjmel olan hususlarını tafsil eder.
00:20:58Yani ne demek?
00:21:00Kur'an'da detayı bildirilmeyen, Kur'an'da tabiri ca ise kapalı geçen bir emri, bir hususu sünnet açıklar.
00:21:12Pratikliğini ortaya koyar, detaylarını ve sınırlarını verirler.
00:21:16Nasıl örnek verecek olursak, Allah subhanehu ve teala Kur'an'da defalarca yerde değil mi?
00:21:23Değil mi?
00:21:26Emreder.
00:21:28Örneğin namazı kılınız.
00:21:30Ya da zekatı veriniz.
00:21:32Şimdi namaz kılma emri kesin bir emir ama müjmel.
00:21:37Namaz dediğin şey nasıl bir şeydir?
00:21:40Nasıl kılınır?
00:21:42Günde kaç vakit kılınır?
00:21:44Vakitlerde işte kaç rekattır?
00:21:46Rekatın şekli nasıldır?
00:21:48Onu Kur'an bildirmiyor.
00:21:50Dolayısıyla Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam ne diyor?
00:21:53Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de öyle kılınız.
00:21:59Ya hac Allah'ın bir farzı olarak Kur'an'da zikredilir ama hacın detayları anlatılmaz.
00:22:07Tevaf kaç defa yapılır?
00:22:10Say kaç defa yapılır?
00:22:12Şeytan ne zaman taşlanır veya kaç adet taşla yapılır?
00:22:17Detaylar hiç geçmez.
00:22:19Onun için Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam hac ile ilgili hususları benden alınız diyor.
00:22:25Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
00:22:28Örneğin Allah'ın defalarca yerde hatta namazla birlikte zikrettiği zekat meselesi.
00:22:34Tamam zekat mallardan bir şey verilmez ama hangi mallardan verilir?
00:22:40Hangi oranda verilir?
00:22:43Ne kadar aralıklarla verilir?
00:22:45Bunu sünnet detaylandırıyor.
00:22:47İşte büyük başlardan, küçük başlardan, altından, ticaret eşyasından, özünden, buğdadan, hurmadan detaylandırır.
00:22:55Onun kırkta biri olduğunu, işte büyük başlarda değişikliğini, bütün detaylarını sünnet bize izah etmiştir.
00:23:03Ne olmuş oluyor?
00:23:04Sünnetin birinci pozisyonu ki en fazla kuşatıcı yönü olan hususudur.
00:23:09Kur'an'daki mücmel hususları bize pratiğiyle, sözleriyle detaylandırır.
00:23:17Ve Müslümanlar da o Allah'ın emrine ne şekilde icabet etmeleri gerektiğini böylece sünnetle öğrenmiş olurlar.
00:23:26Sünnetin Kur'an ile olan ilişkisinin birinci hususu bu.
00:23:31İkincisi, sünnet mutlak olanı, daha sonra mutlak olanı değil de umum olanı tahsis eder.
00:23:41Bu ne demektir?
00:23:43Kur'an'da genel bir hüküm vardır ama sünnet o genel hükmü bazı yerlerde özelleştirir.
00:23:53İstisnalar tayin eder.
00:23:56Bu az mıdır? Azdır ama vardır.
00:23:59Örneğin Allah'ın mirası ile ilgili ayetinde ne diyor?
00:24:04Kadına erken yarısı kadar pay vardır.
00:24:08Ya da miras şundan şuna şu kadar verilir diye.
00:24:10Miras Allah'ın bir hükmüdür ve detayları açıklanmıştır.
00:24:14Ama sünnet buna bazı istisnalar getirdi.
00:24:17Allah Resulü dedi ki, biz nebiler miras bırakmayız.
00:24:23Bizim bıraktığımız sadakadır.
00:24:25Ve insanlara dağıtılır.
00:24:28Allah Resulü vefat ettiğinde mirasçısı birçok kızı vardı, yaşıyordu.
00:24:34Değil mi?
00:24:36Ama Allah Resulü'nün hiçbir mirası onlara kalmadı.
00:24:39Müslümanlara dağıtıldı.
00:24:41Mesela yine bu ayetin başka bir istinası vardır.
00:24:44Nedir Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam?
00:24:46Katil mirasçı olamaz.
00:24:48Yani kendi murisini, kendisine miras bırakan babası, atası, dedesi neyse onu öldüren kişi onun mirasçısı olamaz.
00:24:58Bu da ne oldu? Mutlak miras ayetini ne yaptı?
00:25:04Tahsis ettirdi.
00:25:06Bu da sünnetin Kur'an ile olan ilişkisinin ikinci hususu.
00:25:11Üçüncüsü, sünnet mutlak emir ile gelen Kur'an'daki ayetleri kayıt altına alır.
00:25:22Sınırlandırır.
00:25:24Sınırlarını netleştirir.
00:25:26Örnek olarak hırsızlık edenin elini kessiniz ayeti.
00:25:32Değil mi?
00:25:34Bu mutlak bir ifade ve bir emirdir.
00:25:36Hırsızlık yapanın eli kesilecek.
00:25:39Şimdi bir bardağı çalan da yapmış olduğu fil hırsızlıktır.
00:25:44Bir telefonu çalan da yapmış olduğu bir hırsızlıktır.
00:25:47Kapalı bir ortamdaki bir eşeği çalan da çalmak da hırsızlıktır.
00:25:52Korunma altında olmayan açıktaki bir eşeği çalmak da hırsızlıktır.
00:25:57Ama Allah Resulü geldi ne yaptı? Bu mutlak gelen emri sınırlandırdı.
00:26:03Dedi ki çeyrek dinardan fazlası çalınırsa el kesilir.
00:26:09Yani bir sakızı bir bardağı bir şeyi çalan kişinin eli kesilmez.
00:26:15Çünkü çeyrek dinarının fiyatına miktarına ulaşmaz.
00:26:18Ya da işte ancak muhafaza altında olan bir mal çalındığında kesilir.
00:26:24Ya da çalan kişinin o çaldığı şeye ihtiyacı olmaması halinde çaldığında kesilir.
00:26:30Ve bir sürü sınırlandırma getirdi.
00:26:33Netleştirdi.
00:26:35Yani ahsi takdirde her hırsızlık bu okubatı gerekli kılardı.
00:26:41İşte sünnet bu anlamda bunun vakasını sınırlandırarak netleştirdi.
00:26:47Yani başka bir örnek verecek olursak örneğin bazı hususların bazı eksikliği özellikle ibadetlerin rükunlarından eksik rükun gerçekleştiren.
00:26:57Mesela hac rükunlarından bir rükunu eksik gerçekleştirdiğinde Allah-u Teala kefaret olarak onlara ne diyor?
00:27:04Ya oruç tutmanız, ya sadaka vermeniz, ya da kurban kesmeniz gerekecektir.
00:27:10Şimdi oruç tutacağız ama kaç gün tutacağız?
00:27:15Sadaka vereceğiz. Ne kadar miktarda sadaka vereceğiz?
00:27:18Ya da işte kurban keseceğiz. Neyi kurban keseceğiz?
00:27:21Sünnet ne yaptı? İşte bu emri Allah'ın mutlak olarak gelen bu emrini kayıt altına aldırdı, sınırlandırdı.
00:27:29Orucu üç günle sınırlandırdı.
00:27:33Sadaka vermeyi bir sağ, daha sonra bir farak, üç sağ olarak belirledi.
00:27:39Birim ölçüsüdür.
00:27:42Ve o da kurban kesme meselesine bir hayvanı kesmeyi emretti.
00:27:47Ne olmuş oldu?
00:27:48Dolayısıyla sünnetin böyle Kuran'dan mutlak olarak gelen bazı emirleri bu anlamda netleştirip sınırlandırdığı vakası söz konusudur.
00:27:59Ve son olarak da sünnetin Kuran'la olan ilişkisi Kuran'da aslı olup daha sonra Allah Resulü tarafından o aslılara ilhak ettiği bazı hususlar vardır.
00:28:11Örneğin Allah'ın bir ayeti kerimesinde iki kız kardeşi aynı nikah altında bulundurmayı haram kıldı.
00:28:22Yani bir insan malumuz dörde kadar evlenme durumu olduğu için birden fazla iki kız kardeşle bir nikah altında bulunduramazsın, aynı anda evli olamazsın.
00:28:34Şimdi sünnet burada kızı, halası ve teyzesiyle de nikahlamayı yasakladı.
00:28:43Yani o asla ilhak etti.
00:28:46Yani halayı da ve teyzeyi de kızın o anlamda mahremi ve onun gibi değerlendirdi.
00:28:53Çünkü aksi takdirde akrabalık ilişkilerini bitireceksiniz diye buyurdu.
00:28:59Buna ek olarak çok var.
00:29:02Mesela Allah subhanehu ve teala birçok hususu helal ve haram kıldı ya, işte domuz etinin leşi vs.
00:29:09Bakıyoruz ki Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam da yenilmesi veya içilmesi gereken bir takım şeyleri haram kılıyor.
00:29:17Değil mi? Hayber gecesinde Allah Resulü Aleyhisselam evcil eşek etleri, katırın etini ne yaptı? Haram kıldı.
00:29:27Ya da parçalayıcı özelliği olan et, etubur, et yiyen vahşi kuşların da bu anlamda etlerini haram kıldı.
00:29:37Yani burada aslına ilhakla değerlendirilebilir.
00:29:42Ya da Allah subhanehu ve teala'nın o Resul ki onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar emri gereğince de bunu yapar.
00:29:50Ha bunu yaparken Resul dediğim gibi bir beşer olarak yani vahiyden bağımsız olarak bunu gerçekleştirmiyor.
00:29:58Biz vahiy aldığını görüyoruz, vahiy ile hareket ettiğini görüyoruz, vahiye tabi olarak helal ve haram kıldığını görüyoruz.
00:30:05Dolayısıyla Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam'ın bu anlamda helalleri ve haramları yine vahiye dayalı olarak gerçekleştiğini görüyoruz.
00:30:15Ve bunun haricinde de Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam yine teşhide bulunduğunu, bazı helalleri ve haramları belirlediğini görüyoruz.
00:30:24Örneğin gömrük vergisini almayı yasakladı.
00:30:29Örneğin bir araziyi işletmeksizin üç sene boyunca kendi elinde tutmayı yasakladı.
00:30:36Örneğin su, ateş ve meranın bütün insanların kullanımında olduğunu, onların ortak malları olduğunu ifade etti.
00:30:49Bütün bu hususlar sünnetle sabit olup bizim için teşri kaynağı konumunda olduğunu görüyoruz.
00:30:57Bu anlamda Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam'ın dediğim gibi vahiy ile hareket ediyor olmasından dolayı bunların her birinin, her bir hükmünün bizim için Rabbimizin emri olduğunu telakki ediyor ve inandığımızdan dolayı buna uymaya gerekli görüyoruz.
00:31:16Yoksa normal bir müştehit olan kişinin yanılma payı olmamakla birlikte belirlemiş olduğu hususlar değil.
00:31:31Mesela yine sahih rivayetlerin birçoğunda görüyoruz ki birçok sahabe karşılaşmış olduğu meselelere dair Allah Resulüne gelip soru sorduğunda
00:31:45Allah Resulü onlara cevap vermeksizin vahiy beklemektedir.
00:31:50İşte bir kadın gelip Allah Resulüne ''Ya Resulallah benim işte kocam benim ki sen benim anam gibisin'' dedi.
00:31:56''Senin sırtın benim anamın sırtı gibi'' dedi.
00:31:58Yani aslında bunun bir nevi boşama durumuna geldi.
00:32:01Bunun hükmünü sordu.
00:32:04Allah Resulü bekledi.
00:32:05Kendisine vahiy gelene kadar cevap vermedi.
00:32:08E beşeriy olarak böyle bir cevap verme hakkı olsaydı haşa söylerdi.
00:32:13Öyle ya da böyle bir hüküm belirtirdi ama yapmadı.
00:32:16Vahiy beklemektedir.
00:32:18Bu vahiy bazen ayet şeklinde olur.
00:32:20Bu vahiy bazen ona ilham şeklinde olur.
00:32:23Bazen de rüya şeklinde olur.
00:32:25Örneğin başka bir adam gelir.
00:32:27Der ki ''Ben eşimi zina yaptığını gördüm. Ne yapayım?'' diyor.
00:32:32Şimdi daha zinayla alakalı hüküm gelmemiş.
00:32:35Bir kişi görmüş. Kendisi görmüş.
00:32:37Oysa daha sonra gelen hükümde ayet açık.
00:32:41Onun rejmedilebilmesi için, cezasını tahakkuk edilebilmesi için en az dört şahit diyor.
00:32:47Daha dört şahit getirilmediği takdirde bunu iddia eden müfteri olarak yani iftira atmış cezasına çarptırılır.
00:32:54Değil mi?
00:32:56Şimdi bakın bu adam bir kişiydi ama ona bu hüküm de uygulanmadı.
00:33:01Yani daha hüküm gelmemişti ve Allah Resulü buna bir hüküm bilirmeden vahiy bekledi.
00:33:06Onun için Allah Resulü aleyhissalatü vesselam hiçbir şekilde beşeri bir kişiliğiyle bir görüş bildirmedi.
00:33:13Helal ya da haram tayin etmedi.
00:33:15Vahiyle hareket etti.
00:33:17Bu vahiyle hareket etmesi ya bizzatı Kur'an'laydır ya da ona manen vahiy edilen sünnetledir.
00:33:24Hani bunu ifade ederken de hatırlarsın geçen bir önceki sohbetimizde Resul'den üç farklı fiilin meydana geldiğini ayırdık.
00:33:35Burada bizi bağlayan kısmı Resul'ün teşhî kapsamındaki sözleri ve fiilleridir.
00:33:42Yani dinle alakalı olanlar.
00:33:45Yani helal ve haramlarla alakalıdır.
00:33:48Serbest ya da yasaklamalarla alakalı hususlarıdır.
00:33:51Yoksa Resul de her beşer gibi o da yiyen, içen, kalkan, oturan, yürüyen, uyuyan bir insandı.
00:34:00Bunlar sünnet kapsamında değerlendirilen fiillerden değildir.
00:34:05Mesela yine Hakezâ Allah Resulü aleyhissalatu vesselamın başka bir ayete geçtiği bir gün.
00:34:11Diyor ki ben gaybı bilmem.
00:34:13Ben bana ne olacağını da bilmem diyor.
00:34:15Normal şartta da gaybı bilmez.
00:34:18Ama Allah-u Teala başka bir ayetinde yine o da ifade ediyor.
00:34:23Diyor ki Allah'tan başkası gaybı bilmez.
00:34:26Ancak razı oldu ve dilediği Peygamber'e gösterir diyor.
00:34:30Bakın Allah razı oldu ve dilediği Resullerine ve Nebilerine gayba dair bir takım bilgiler verir.
00:34:39Olabilecek olan hususları gösterir.
00:34:42Ve biz buna binen yani Allah Resulüne bunu bildirebileceğini söylüyor.
00:34:48Ve biz yine Allah Resulü aleyhissalatu vesselamın da gaybe dair birçok hadisini olduğunda görüyoruz.
00:34:55Değil mi?
00:34:56Mesela insanlık tarihini belirli aşamalara ayıran hadisi gibi.
00:35:02İşte nübüvvetten sonra nübüvvet minhacı üzerine bir raşdi hilafet devriminin gerçekleşeceğini,
00:35:10akabinde ısırıcı meliklerin devri geleceğini ve ondan sonra da zorba diktatörlerin devri geleceğini
00:35:18ve en sonunda ise yine tekrar nübüvvet minhacı üzere tekrar raşdi hilafetin olacağını bildiren hadis gibi.
00:35:25Ve biz baktığımızda Resulün bahsetmiş olduğu dört dönemde gerçekleşmiş durumdadır.
00:35:32Ve inşallah yine bu hadisteki ifade etmiş olduğu hususunda biz onun bir müjdesi olarak da telakki ediyoruz.
00:35:40Yani tekrar nübüvvet minhacı üzere yeniden bir hilafetin olabileceğine inanıyoruz.
00:35:46Ya da Allah Resulü aleyhissalatu vesselamın işte Roma'nın fethedileceğini, İstanbul'un fethedileceğine dair hadisleri değil mi?
00:35:57İşte Kisra'nın bileziklerinin alınacağını hatta vaad ettiği sahabe, ismi şu an aklıma gelmiyor, ona vaad ediyor ve hakikaten de gerçekleşiyor.
00:36:07Kayser'in veya Yemen kralının hazinelerinin Müslümanlarına olacağına dair hadisinin ve buna dair nice hususların da
00:36:15yine gaybe dair Resul aleyhissalatu vesselamın bildirdiği ve gerçekleştirdiği hususlardır.
00:36:22Ve bu hususlar dediğim gibi Allah-u Teala'nın onun gaybe dair bir takım bilgileri kendisine verilebileceğine dair ayetinden görebiliyoruz.
00:36:32Başka bir ayette Mescid-i Haram'a gireceğine dair Allah Resulünün rüyasını gerçekleştirdi.
00:36:42Yani bunu daha önce Resulüne bildirdiğini ama bu bildirme şeklinin herhangi bir ayetle değil de Resulünün rüyayla bunu gördüğünü ve bunu da aslında Müslümanlara paylaştığını ifade eden ve o anlama gelen bir ayet.
00:36:57Ki Allah-u Teala o kendisine daha önce rüyayla bildirdiği hususunun Mekke'nin fethiyle gerçekleştirdiğini ifade etmiş oluyor.
00:37:09İkinci başlıkta özetle buydu ve şimdi son başlık yani Allah Resulü aleyhissalatu vesselamın iştihad yapıp yapmadığı meselesini.
00:37:23Şimdi bütün bu hususlar apaçık bir şekilde gösterir ki Resul kendi görüşüne göre hareket etmediğini, bir beşer olarak işte ayetlerden yorum çıkartmak suretiyle bir hüküm çıkarmadığını ya da sorulan sorulara karşılık işte hemen aklından ya da ayetlerden işte ayetler arasında bir takım ilişkiler kurarak, kıyaslar yaparak bir hüküm vermediğini görüyoruz.
00:37:47Dolayısıyla Resul bir müştehit değildir.
00:37:51Müştehit nedir?
00:37:52Müştehit naslardan yani Kur'an ve sünnetten veya işte belki sünnet mülkülerine göre sadece Kur'an'dan hükümler çıkarandır.
00:38:06Yani kapalı olan veya işte birden fazla anlama gelebilecek ayetleri bir anlama hasreden, İslam'a dair bilgisi fazla olan, kavrayışı fazla olan, ayetlerin inceliklerini anlayabilen yani oradaki mecazı, oradaki işte mantıkı, mefhumu görebilen kişinin onlardan çıkartmış olduğu hükümdür.
00:38:33Ya da daha doğrusu böylesi bir kişi müştehittir.
00:38:36Müştehit bu anlamda varmış olduğu hükmün doğru olabileceği gibi yanlış da olma olasılığı vardır.
00:38:45Yani bir ayeti yorumlarken, bir ayetten bir hüküm çıkartırken doğru, isabetli bir hüküm çıkarabildiği gibi isabet ettirmeyebilir de.
00:38:56Ne olmuş oluyor?
00:38:58Yani hata payı da vardır.
00:39:00Şimdi Rasul'ün böyle bir konumu olabilir mi?
00:39:03Rasul'ün din adına emrettikleri ve kendisine itaat etmeyi farz kıldığı hususlarda hata olsa ne olur?
00:39:11Dinde hata girmiş olur.
00:39:13Bu aklemde mümkün değil.
00:39:16Çünkü aklen Rasullerin ve Nebilerin masum olmaları gerekiyor.
00:39:22İsmet sıfatına sahip olmaları gerekiyor ki onların getirip insanlara anlattığı, pratik ettirdiği vahye hata karışmasın diye.
00:39:31Ve bu Allah nezdinde kesinlikle kabul edilebilir bir şey değildir.
00:39:41Dolayısıyla Rasul hiçbir şekilde kendi beşeri ölçülerine göre Kur'an ayetlerini algılayıp, yorumlayıp,
00:39:48ona göre bir namaz kılma şeklini, bir zekat verme hususunu, hac etme şekli kendisi belirlemedi.
00:39:54Allah'ın emreti şekilde belirledi.
00:39:57Ve bütün bunları yaşarken Allah kendisine vahye indiriyordu.
00:40:01Ama 3-4 nokta var.
00:40:053-4 ayet var.
00:40:07Bu ayetlerde bakılarak veya derdiye özüm yemek olmayan, bağcı dönmek olan bu insanların bu ayetlerden yola çıkarak,
00:40:18Rasul aleyhissalatü vesselamın iştihad ettiğini ve iştihadına yanıldığından dolayı Allah'ın onu uyardığını ifade ederler.
00:40:31Bunlardan bazılarını ben burada hatırlatayım.
00:40:35Mesela Enfal suresinin 67. ayeti.
00:40:39Ayetin mealen,
00:40:41''Yeryüzünde savaşırken düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir nebiye, hiçbir rasule yaraşmaz, yakışmaz.'' diyor.
00:40:51Bu ayet neye binaen indi?
00:40:54Bu ayet Bedir Harbi'nin akabinde indi.
00:40:59Malumunuz Bedir'de Müslümanlar ile müşrikler arasında gerçekleşen ilk savaşta,
00:41:04Müslümanlar galip geldi ve galip geldikten sonra da müşriklerin bir kısmı kaldı.
00:41:12Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam yanındakilerle istişare eder.
00:41:17''Öldürmeye devam mı edelim yoksa esir mi alalım?'' istişaresinin neticesinde,
00:41:23Ebu Bekir radiyallahu anh'ın görüşünü kabul ederek esir almaya başlıyor.
00:41:28Esir aldıktan sonra da Allah subhanehu ve teala bu ayetini indiriyor.
00:41:34Yani aslında orada Allah subhanehu ve teala bu ayet-i kerimesiyle gerçekleşen bu ilk savaşta,
00:41:45mükafirlerin veya müşriklerin gözünü korkutmak adına Müslümanların daha sert davranmalarını istiyor.
00:41:53Yoksa Allah subhanehu ve teala bir emir olarak indirmiş olup da,
00:41:59sonra Allah Rasulü bu emire muhalefet etti diye bir anlamı yoktur.
00:42:04Çünkü hem öncesinde esir alma ile öldürme arasında Allah subhanehu ve teala Rasulü muhayyer bırakmıştı
00:42:13ve hem bu savaştan sonra meydana gelen diğer savaşlarda da yine Allah Rasulü'nün çok öldürme gerçekleştirilmeden esir aldığı durumlar vuku bulmuştu.
00:42:24Burada iki husus arasında muhayyer olan Allah Rasulü'nün efdal olanı seçmemesinden dolayı Allah subhanehu ve teala onu uyarmaktadır.
00:42:37Yani yoksa burada Allah Rasulü Allah'a karşı ona muhalefet ettiği de yanlış bir karar aldı da,
00:42:47yanlış bir görüş ve iştihad ortaya koydu da Allah onun iştihadını değiştirdi diye bir anlam çıkmıyor.
00:42:54Aksi takdirde bu savaştan sonraki bütün savaşlarda esir almaksızın hepsini öldürmeleri gerekiyordu.
00:43:01Ama bunun vakası yok.
00:43:03Yani burada Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam iki yapmakta serbest olduğu iki şıktan birini tercih etti.
00:43:13Ama Allah taala diğer şıkının daha efdal olması gerektiğini buna burada Rasulüne bildirmiş oldu.
00:43:21Başka bir ayet, malumunuz yine Avese suresinin ilk ayetlerinde geçen o amanın Allah Rasulü'nün dörtmesi,
00:43:31işte bana bak, beni temizle ya da bana anlat demesi şeklinde Allah Rasulü'nün de ona karşı yüzünü ekşitmesi
00:43:42ve bundan dolayı da Allah taala ona sen niye o amaya yüzünü ekşittin?
00:43:47Sen nereden bileceksin? Belki o daha çok arınıp temizlenecek.
00:43:50O senin kendilerine anlatmış olduğun zengin, kendini beğenmiş olan insanlar sana aldırış etmezken bu daha iyi olabilir diyor.
00:44:00Yani buradaki Rabbimizin Rasulü'ne olan uyarısına bineyen insanlar kalkıp ya da işte bu görüşü iddia eder insanlar deyip
00:44:10ya burada işte Allah Rasulü yine bir iştihad etti ve orada yanıldı, Allah da onu uyardı.
00:44:16Değil. Çünkü Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam yüklenmiş olduğu tebliğ etme farziyetini herkese karşı yapıyordu.
00:44:28Yani bunun zenginisi vardı, fakiri vardı, bunun işte ne bileyim yabancısı vardı, yerlisi vardı.
00:44:35Ve Allah Rasulü o anda Mekke'nin ya da Kureyş'in ileri gelen eşraf dediğimiz kişilerle konuşuyor, onlara İslam'ı anlatıyor.
00:44:46Ve o konuşma esnasında tabi ki ise ümmü mektup ama gelip Rasulü'ne dörtüyor.
00:44:54Bana anlat, bana anlat diyerek.
00:44:56Yani bir nevi Allah Rasulü orada bir tebliğ gerçekleştirirken tabi ki ise rahatsız ediliyor.
00:45:04Ve bu durum karşısında Rasul yüzünü ekşitiyor.
00:45:07Allah da diyor ki yani uyarı olarak buna yüzünü ekşitme.
00:45:13Seni kendilerine anlattığın insanlar anlatmak için senden bir talepleri yok.
00:45:21Sen onları kazanmak istiyorsun, sen onları İslam ile şereflendirmek istiyorsun ama onlar üstüne almıyorlar.
00:45:30Ama öbür tarafta biri ise anlamak istiyor, biri ise orada senin ona anlatmanı ve sen ona anlattığın takdirde kabul edip faydalı olacak biri olacaktır belki.
00:45:44Yani burada yine Allah Rasulü herhangi bir iştihada göre bir şey yapmadı.
00:45:49Ama Allah-u Teala orada yani eftel olan buna anlatmanı ifade ediyor.
00:45:53Yoksa onlara değil.
00:45:55Peki onlara anlatmakla Allah Rasulü yanlış mı yaptı?
00:45:58Hayır yanlış yapmadı.
00:45:59Yine bir farziyeti icra ediyordu, yine onlara anlatıyordu.
00:46:03Ona da anlatabilirdi, buna da anlatabilirdi.
00:46:06Ama Allah Rasulü o anki tercihini Allah-u Teala bir uyarı ile kendisine anlatmasını istediği amaya yönelik kullanmasını gerekli görmüş oldu.
00:46:18Başka bir ayette Tevbe Suresinin 43. Ayetinde yine Tebük Seferi ile alakalı akabine gelmiş bir ayet.
00:46:26Ayetin maalini okuyorum diyor ki
00:46:28Allah seni affetsin.
00:46:30Doğru söyleyenler ile yalan söyleyenler sana apaçık belli olmadan sen niçin onlara izin verdin?
00:46:40Şimdi vakasını anlatayım.
00:46:43Tebük Seferi zorlu bir seferdir.
00:46:46Yaz ayında yapılan bir seferdir.
00:46:48Ve neticesi meşakkatli bir yol var.
00:46:51Ve neticede cihada giriyorsun.
00:46:53Dolayısıyla birçok Müslüman gelip o cihada o sefere katılmamak adına Allah Rasulü'nden izin istiyor.
00:47:03Yani haklı gerekçeleri olan da vardı, olmayan da vardı.
00:47:07Allah Rasulü onlara hepsine izin verdi.
00:47:11Ama Allah Rasulü'nün onlara izin verişini burada doğru görmüyor, uyarıyor.
00:47:17Şimdi Allah Rasulü onlara izin vermekle bir yanlışı mı yaptı?
00:47:24Hayır.
00:47:25Çünkü ondan önce gelen ayette diyor ki
00:47:28Bazı işler için senden izin almaya geldiklerinde onlara izin ver.
00:47:32Nur Suresinin 62. Ayetinde.
00:47:34Yani bu hak Rasulü'ne vermiş olan bir haktır.
00:47:38Bu tercihi Rasulü'ne vermiştir Allah-u Teala.
00:47:42Fakat bu seferde Allah-u Teala aslında Rasulü'ne izin almaya gelen insanların
00:47:49Gerçeği mazeretli olanlara vermesini,
00:47:52Gerçeği mazeretli olmayanlara da aslında izin vermemesi gerektiğini,
00:47:56Vermemesinin efdalı olduğunu söylüyor.
00:47:59Çünkü sefer zorlu bir sefer.
00:48:03Yani burada da yine Allah Rasulü'ne iştihad edip,
00:48:06İştihadına yanıldığı gibi bir anlam çıkmıyor.
00:48:09Çünkü Allah Rasulü iştihad etmeden var olan bir hükme göre hareket ediyor.
00:48:14Var olan bir hükme göre hareket etmek,
00:48:16Yeniden kendi görüşüne göre iştihad etmek demek değildir.
00:48:21Yani bir husus daha var dediğim gibi,
00:48:23Aynı şekilde Allah Rasulü'nün kendi muhayyer olduğu iki husus arasında bir hususu tercih ettiği vakası yaşanıyor.
00:48:35Evet bu meselenin de özü budur.
00:48:39Yani daha detaylı ve teferruatlı malumata sahip olmak için ilgili kaynaklara bakabiliriz.
00:48:46Hani bu işin özünü ve bu işin genel hatlarıyla ifade etmeye çalıştığım husus budur.
00:48:53Şimdi bütün bu hususlarla birlikte son olarak ifade etmek istediğim ve hatırlatmak istediğim husus şu.
00:48:59Evet sünnet bizim için vahiydir.
00:49:02Bizim için Kur'an gibi teşhih kaynağıdır.
00:49:05Bizim için İslam'ın asıl kaynağıdır.
00:49:08Yani İslam'ın asıl iki kaynağı var.
00:49:11Biri Kur'an, biri sünnet.
00:49:13Kur'an hem lafzen hem manen Rabbimizin kelamıyken,
00:49:18sünnet ise lafzen ve fiilen Rasulullah'tan olmasına rağmen manen vahiydir.
00:49:25Şimdi sünnetin bize ulaşma şekli konusunda bu sefer olabildiğince şüpheler uyandırılmaya çalışılıyor.
00:49:34Ve en fazla bu noktada tabirica ise Müslümanların kafası karıştırılıyor ki
00:49:39kesinlikle bu noktada yapılacak olan araştırmalara bakıldığında
00:49:43insanların, müminlerin ya da Müslümanların kafalarının karışmasına sohbet verecek bir husus yok.
00:49:50Biz yine Rabbimizin kitabında bahsettiği ilkeleri görüyoruz.
00:49:56Ne diyor Allah-u Teala?
00:49:58Size fasık biri haber getirdiğinde onu araştırırsınız değil mi?
00:50:03Yani fasık, neticede fasık olan nedir?
00:50:06Günahkar insandır.
00:50:07Günah işlemekten çekinmeyen, bundan dolayı Allah'tan korkmayan kişi demektir.
00:50:11Allah'tan korkmayan kişi yalan haber verebilir.
00:50:14Değil mi?
00:50:15Onun için fasık biri size haber getirdiğinde onu araştırmadan almayınız.
00:50:20Bunun tersi nedir?
00:50:22Bunun tersi fasık değilse, yani mefhum muhalefeti,
00:50:26eğer o kişi müttakiyse, eğer o kişi adil ise onun haberi ile amel edilir.
00:50:31Ve bireylerin vermiş olduğu haberlere göre amel edilmesi gerektiği hususu sünnette
00:50:37veya birçok ayette, birçok yerde görebiliyoruz.
00:50:40Mesela şahitler meselesi değil mi?
00:50:43Yani işte nikahda, borçlanmada, ukubat gerektiren hususlarda,
00:50:48Allah s.a.v. sürekli ne diyor?
00:50:50Sizden olan iki tane adil şahit, ya da dört tane şahit, ya da bir şahit.
00:50:55Ya da sizden olmasa dair seferdeyseniz borçları alıp yazarken bir şahit tutun diyor.
00:51:01Yeter ki adil olsun.
00:51:04Yani hakaniyet ölçülerine riayet ediyorsa, o zaman onun vereceği habere itibar edilir ve ona göre amel edilir.
00:51:12Allah s.a.v. krallara elçi gönderirken birine de elçi gönderdi.
00:51:19Bir kişinin vermiş olduğu habere göre onlardan amel istediği.
00:51:24O zaman yani burada muhaddislerin belirlemiş olduğu, yani yine Kur'an'ın ölçülerine göre belirlemiş olduğu usullerine göre hadis topladılar.
00:51:35Yani her işte hadis rivayet ediyorum dediği kişilerin hadislerini kabul etmediler.
00:51:42Onlara belli ölçüler aradılar.
00:51:45Onların adil olmalarının ölçüsünü, fasık olmayacak, unutkan olmayacak,
00:51:51ezberlediğini unutma gibi bir zaafı olmayacak.
00:51:55Ve bu insan diğer insanlar tarafından bilinen bir şahsiyet olacak.
00:51:59Meçhul olmayacak.
00:52:01Yani rivayet etmiş olduğu husus kendisinden daha kuvvetli olan bir rivayete ters düşüp düşmüyorsa o da ölçüdür.
00:52:10Ya da rivayet ettiği husus apaçık bir şekilde Kur'an ayetleri çelişiyor mu çelişmiyor mu?
00:52:16Bu ayrı bir şekilde.
00:52:18Yani rivayet ile hadisleri toplarlarken o dönemin müttaki alimleri olabildiğince titiz bir çalışma gerçekleştirmişlerdir.
00:52:29Eğer onların bu çalışmalarından dolayı hala zan dinliyorsa o aynı zanı Kur'an içine getirebilirsin o aynı mantıkla.
00:52:38Çünkü Kur'an'ı da toplayan, bir araya getiren, musaf haline getiren, onu çoğaltan da yine sahabelerdir.
00:52:49Dolayısıyla evet bizler için sünnet teşri kaynağı olup ama her denilen şey sünnet olup olmadığında burada bu usuller çerçevesine değerlendirmek lazım.
00:53:03Yani bizim için esas kaynak olan sahih anlamda sünnettir.
00:53:09Yani rivayet zinciri, rivayet eden kişilerin konumu ve durumu da bu oranda bizim için önemlidir.
00:53:18Ve son olarak şu ayeti ise hatırlatmak istiyorum.
00:53:21Nisa suresinin 150-150. ayette.
00:53:24Allah'ı ve Resullerini inkar edip de Allah ile Resullerinin arasını ayırmak isteyen bir kısmına inanırız, bir kısmını da inkar ederiz diyenler ve bunların arasında bir yol tutmak isteyenler işte onlar gerçekten kafir olanlardır.
00:53:46Yani Allah ve Resulünü ayırmaya çalışan, işte bu anlamda kitabı Allah'a atfederek bunu kabul edip ama Resulün getirdiğini, Resulün uygulamalarını kabul etmemek Allah ve Resulünün arasını ayırmaktır.
00:54:00Bir kısmını kabul ederiz, bir kısmını reddederiz demek Kur'an'ı kabul eder, Resulü inkar ederiz demektir.
00:54:06Ve sünneti topyekûn olarak inkar eden kişi bu açık ayetlerle ve bütün bu anlamda alimlerin görüşüyle de apaçık bir şekilde küfre girmiş demektir.
00:54:18Allah bizi ve ümmetimizi bunlardan korusun.
00:54:22Yani sünnet olmaksızın dediğim gibi İslam'ın bir yaşam tarzı oluşundan bahsetmek mümkün değildir.
00:54:33İslam düşmanlarının da yapmak istedikleri 13 asır boyunca onlara hakim olmuş, onlara karşı her daim güçlü bir duruş sergileyen ve medeniyette, ilimde, fende her alanda zirveli yaşayan o güzide İslam toplumu ve İslam devletinin yeniden inşa olunmaması içindir bütün yapılanlar.
00:54:59Müslümanların tekrar eski izzetli ve şerefli gönüllerine dönmemeleri içindir bütün yapılan bu ifsat çalışmaları.
00:55:08Hayır, bizim için Allah ve Resulünün arasını ayırmak doğru değil, ayıranları da kabul etmemiz de doğru değil.
00:55:18Allah hepinizden razı olsun.
00:55:20Ve ahirul davana, elhamdülillahi rabbil alemin.
00:55:29Altyazı M.K.
00:55:59Altyazı M.K.
00:56:29Altyazı M.K.
00:56:59Altyazı M.K.
00:57:29Altyazı M.K.
00:57:59Altyazı M.K.
00:58:29Altyazı M.K.
00:58:59Altyazı M.K.
00:59:29Altyazı M.K.
00:59:59Altyazı M.K.
01:00:29Altyazı M.K.
01:00:59Altyazı M.K.
01:01:29Altyazı M.K.
01:01:59Altyazı M.K.
01:02:29Altyazı M.K.
01:02:59Altyazı M.K.
01:03:29Altyazı M.K.
01:03:59Altyazı M.K.
01:04:29Altyazı M.K.
01:04:59Altyazı M.K.
01:05:29Altyazı M.K.
01:05:59Altyazı M.K.
01:06:29Altyazı M.K.
01:06:59Altyazı M.K.
01:07:29Altyazı M.K.
01:07:59Altyazı M.K.
01:08:29Altyazı M.K.
01:08:59Altyazı M.K.
01:09:29Altyazı M.K.
01:09:59Altyazı M.K.
01:10:29Altyazı M.K.
01:10:59Altyazı M.K.
01:11:29Altyazı M.K.
01:11:59Altyazı M.K.
01:12:29Altyazı M.K.
01:12:59Altyazı M.K.
01:13:29Altyazı M.K.
01:13:59Altyazı M.K.
01:14:29Altyazı M.K.
01:14:59Altyazı M.K.
01:15:29Altyazı M.K.
01:15:59Altyazı M.K.
01:16:29Altyazı M.K.
01:16:59Altyazı M.K.
01:17:29Altyazı M.K.
01:17:59Altyazı M.K.
01:18:29Altyazı M.K.
01:18:59Altyazı M.K.
01:19:29Altyazı M.K.
01:19:59Altyazı M.K.
01:20:29Altyazı M.K.
01:20:59Altyazı M.K.
01:21:29Altyazı M.K.
01:21:59Altyazı M.K.
01:22:29Altyazı M.K.
01:22:59Altyazı M.K.
01:23:29Altyazı M.K.
01:23:59Altyazı M.K.
01:24:29Altyazı M.K.
01:24:59Altyazı M.K.
01:25:29Altyazı M.K.
01:25:59Altyazı M.K.
01:26:29Altyazı M.K.
01:26:59Altyazı M.K.
01:27:29Altyazı M.K.
01:27:59Altyazı M.K.
01:28:29Altyazı M.K.
01:28:59Altyazı M.K.
01:29:29Altyazı M.K.
01:29:59Altyazı M.K.
01:30:29Altyazı M.K.
01:30:59Altyazı M.K.
01:31:29Altyazı M.K.
01:31:59Altyazı M.K.
01:32:29Altyazı M.K.
01:32:59Altyazı M.K.
01:33:29Altyazı M.K.
01:33:59Altyazı M.K.
01:34:29Altyazı M.K.
01:34:59Altyazı M.K.
01:35:29Altyazı M.K.

Önerilen