"Hiç Uyumadan Yaşamak Mümkün mü?" başlıklı bu videonun metnini buradan okuyabilirsiniz:
Herkesin uyuması gereken süre birbirinin eşdeğeri değildir. Florence Nightingale bir gecede ortalama 4 saat uyurken Edison uyumanın sadece bir zaman kaybı olduğunu düşünüyordu.
Yapılan bilimsel çalışmalara göreyse günde 6 ile 8 saat arasında uyuyan yetişkinlerin 8 saat'ten daha fazla uyuyanlara göre daha uzun yaşayabilmeye yatkın oldukları görülmüştür. Ayrıca aşırı uykunun; kalp, damar veya şeker hastalıkları gibi sağlık problemlerine ortam hazırlayabildiği de bilinmektedir.
Peki, bugünden itibaren kalan ömrünüzün 3'te 1'ini uyuyarak harcamazsanız yani hiç uyumazsanız ne olur?
İlk uykusuz gecenizden sonra size mutluluk veren alışkanlıklarınızı yapmaya teşvik eden mezolimbik dopamin sistem uyarılır ve beyninizdeki dopamin yapımında az da olsa artış olur. Vücudunuzun ürettiği dopamin kimyasalı aslında size ekstra enerji ve motivasyon kazandırır, fakat kulağa iyi bir şeymiş gibi gelse de bu, vücudunuz üzerinde oluşacak negatif etkilerin bir belirtisidir.
Daha sonralarıysa beyninizin plan yapma ve karar verme mekanizmasını kontrol eden bölümü ciddi bir şekilde sekteye uğrar ve bu; unutkanlık, dalgınlık ve konsantrasyon bozukluğunun da habercisi olduğu için gün içindeki performansınız önemli bir ölçüde etkilenir.
İkinci uykusuz gecenizden sonra vücudunuz düzenli bir şekilde glikoz sindiremez hale gelir ve bağışıklık sisteminiz yavaşlar. Birkaç gün sonraysa idrak etme yetinizi iyice kaybeder ve devamlı olarak halüsinasyonlar görmeye başlarsınız.
Uykusuzluk sadece bilişsel aktivitelerinizi değil aynı zamanda metabolizmanızın rutin çalışmasını da etkilediği için belli bir süre sonra vücudunuzda sağlıksız kilo kaybı da görülür.
En uzun süre uykusuz kalma rekoru 264 saat yani 11 gün ile Randy Gardner tarafından 1965 yılında kırılmıştı. 4 gün sonra halüsinasyonlar görmeye başlayan Gardner, ilerleyen zamanlarda kendisini ünlü bir futbol oyuncusu sanmış ve uykusuzluk deneyinin sonuna doğru bilişsel aktiviteleri ciddi ölçüde düşmüştü.
Ama ilginçtir ki Randy Gardner deneyden birkaç güç sonra normal hayatına devam etmiş ve tıbbi, fiziksel, psikolojik veya nörolojik olarak herhangi bir sağlık sorunu yaşamamıştı.
Fakat bu, daha uzun süre uykusuz kalan bireylerin ciddi sağlık sorunları yaşamayacağı gelmez.
Fareler üzerinde yapılan uykusuzluk deneyleri ise 2 haftadan sonra genellikle ölümle sonuçlansa da bilim insanları farelerin uykusuzluktan mı yoksa devamlı uyandırıldıkları için oluşan stresten mi öldükleri konusunda tam manasıyla emin değillerdir.
Belki de bu sorunun cevabını milyonda 1 görülen "Ölümcül Ailesel Uykusuzluk (ÖAU) Hastalığı"nda aramalıyız.
Ölümcül Ailesel Uykusuzluk hastalığına sahip olan bir kişi 40 ya da 50 yaşına kadar normal yaşar, sonra birden geceleri uyuyamamaya başlar ve gündüz uyumaya çalışsa da fayda etmez. Ortalama 1 yıl boyunca 1 saniye bile uyuyamaz hale gelen hasta; vücut dengesini, hafızasını, konuşma ve anlama yeteneğini kaybeder ve en sonunda da kaçınılmaz bir şekilde ölür, ayrıca hastalık genetik yani ailesel olduğu için nesilden nesle devam eder.
Herkesin uyuması gereken süre birbirinin eşdeğeri değildir. Florence Nightingale bir gecede ortalama 4 saat uyurken Edison uyumanın sadece bir zaman kaybı olduğunu düşünüyordu.
Yapılan bilimsel çalışmalara göreyse günde 6 ile 8 saat arasında uyuyan yetişkinlerin 8 saat'ten daha fazla uyuyanlara göre daha uzun yaşayabilmeye yatkın oldukları görülmüştür. Ayrıca aşırı uykunun; kalp, damar veya şeker hastalıkları gibi sağlık problemlerine ortam hazırlayabildiği de bilinmektedir.
Peki, bugünden itibaren kalan ömrünüzün 3'te 1'ini uyuyarak harcamazsanız yani hiç uyumazsanız ne olur?
İlk uykusuz gecenizden sonra size mutluluk veren alışkanlıklarınızı yapmaya teşvik eden mezolimbik dopamin sistem uyarılır ve beyninizdeki dopamin yapımında az da olsa artış olur. Vücudunuzun ürettiği dopamin kimyasalı aslında size ekstra enerji ve motivasyon kazandırır, fakat kulağa iyi bir şeymiş gibi gelse de bu, vücudunuz üzerinde oluşacak negatif etkilerin bir belirtisidir.
Daha sonralarıysa beyninizin plan yapma ve karar verme mekanizmasını kontrol eden bölümü ciddi bir şekilde sekteye uğrar ve bu; unutkanlık, dalgınlık ve konsantrasyon bozukluğunun da habercisi olduğu için gün içindeki performansınız önemli bir ölçüde etkilenir.
İkinci uykusuz gecenizden sonra vücudunuz düzenli bir şekilde glikoz sindiremez hale gelir ve bağışıklık sisteminiz yavaşlar. Birkaç gün sonraysa idrak etme yetinizi iyice kaybeder ve devamlı olarak halüsinasyonlar görmeye başlarsınız.
Uykusuzluk sadece bilişsel aktivitelerinizi değil aynı zamanda metabolizmanızın rutin çalışmasını da etkilediği için belli bir süre sonra vücudunuzda sağlıksız kilo kaybı da görülür.
En uzun süre uykusuz kalma rekoru 264 saat yani 11 gün ile Randy Gardner tarafından 1965 yılında kırılmıştı. 4 gün sonra halüsinasyonlar görmeye başlayan Gardner, ilerleyen zamanlarda kendisini ünlü bir futbol oyuncusu sanmış ve uykusuzluk deneyinin sonuna doğru bilişsel aktiviteleri ciddi ölçüde düşmüştü.
Ama ilginçtir ki Randy Gardner deneyden birkaç güç sonra normal hayatına devam etmiş ve tıbbi, fiziksel, psikolojik veya nörolojik olarak herhangi bir sağlık sorunu yaşamamıştı.
Fakat bu, daha uzun süre uykusuz kalan bireylerin ciddi sağlık sorunları yaşamayacağı gelmez.
Fareler üzerinde yapılan uykusuzluk deneyleri ise 2 haftadan sonra genellikle ölümle sonuçlansa da bilim insanları farelerin uykusuzluktan mı yoksa devamlı uyandırıldıkları için oluşan stresten mi öldükleri konusunda tam manasıyla emin değillerdir.
Belki de bu sorunun cevabını milyonda 1 görülen "Ölümcül Ailesel Uykusuzluk (ÖAU) Hastalığı"nda aramalıyız.
Ölümcül Ailesel Uykusuzluk hastalığına sahip olan bir kişi 40 ya da 50 yaşına kadar normal yaşar, sonra birden geceleri uyuyamamaya başlar ve gündüz uyumaya çalışsa da fayda etmez. Ortalama 1 yıl boyunca 1 saniye bile uyuyamaz hale gelen hasta; vücut dengesini, hafızasını, konuşma ve anlama yeteneğini kaybeder ve en sonunda da kaçınılmaz bir şekilde ölür, ayrıca hastalık genetik yani ailesel olduğu için nesilden nesle devam eder.
Category
🛠️
Yaşam tarzı