Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (3 Ekim 2013; 22:30)

  • 11 yıl önce
DAMLA PAMİR: Canım, bir tanem, gözbebeğimin sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Önce Şeyhimizden başlayalım. Dünya tatlısı Şeyhimiz, doktor gelmiş uykusu bölünmüş Şeyhimizin. Ona dikkat etsinler. Uykusunu alsın, ondan sonra gelsin doktor. Uykusunu bölüp, doktor olmaz. Doktor çok iyi bulmuş Şeyhimizi. Göğüs hastalıkları uzamanı; “tedaviden önceki halinden çok daha farklı” demiş, maşaAllah. Ama yine de Şeyhimizin böyle uykusunu bölecek şeyler, rahatsız edecek şeylerden yahut da onu gerilime sürükleyecek şeylerden şiddetle kaçınmalarını istirham ediyoruz. Özellikle oraya münasebetsiz adamların getirilmesi olmaz. Sözle lafla Şeyhimizi rahatsız edecek tiplerden, Şeyhimizi uzak tutmak lazım. Şeyhimizin neşesi yerinde olduğunda, her şey iyi oluyor, inşaAllah.

Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hüseyin Çelik’ten: “Bu ülkede gerçek bir sosyalist varsa o da Recep Tayyip Erdoğan” diyen Başbakan danışmanı, Yiğit Bulut’a bir yanıt geldi. “Hz. Ömer (r.a) ne kadar sosyalistse, Sayın Başbakan da o kadar sosyalisttir. Sosyal adalet kavramına inanmak, sosyal devleti hayata hakim kılmak, vatandaşın sosyal davranışın tadına varmasını sağlamak sosyalist olmayı gerektirmez” demiş.

ADNAN OKTAR: O sosyalistlerin ağzını kapatmak için söylenmiş bir söz. Yoksa Tayyip Hocam sosyalist oldu falan anlamında değil. Yani, “siz komünisttir, sosyalistsiniz, şu menfaatleri var, şu faydaları var diyorsunuz ama o faydaları zaten bu hükümet yapıyor” o anlamda. Farz edelim, kapitalizmin de faydalı yönleri varsa, onu da yapıyor, o anlamda. Onu anlamamak mümkün değil. Fakat tabii ihtiyaten cevap vermiş. Ama o konuşma sevecen bir konuşma, iyi niyetle yapılmış bir konuşma. Sosyalizmin iyi yönleri hakikaten var. Her rejimin, her düşüncenin iyi yönleri olabilir, her insanın iyi yönü olabilir. Yani o iyi yönler bizde var; anlamı bu.

Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu Hocamız; “anadilde eğitimin doğru olmayacağını, ülkenin h8zurunun bozulacağını” söyledi. “Bölünmek iyi bir şeyse, bölünelim. Bu ülkede 18 etnik grubun olduğu varsayılır. Bütün okullarda Kürtçe eğitimi zorunlu yap bakalım, üniversite kur, sonu nereye gidecek?” diye sordu.

ADNAN OKTAR: Bir kere oradaki amaç sadece, Kürt Kürde bir eğitim. Ve “aramıza Türk girmesin, Laz girmesin, Çerkez girmesin, Boşnak girmesin, Arap girmesin, sadece biz Kürtlerle beraber olalım.” Bu kafayla ortaya çıkmış bir fikir. Bu olmaz. Bunda bir insancıllık, makullük, bir mantık yok. Ve bölünmenin diğer adı. Bu vatanda biz bir yere gittiğimizde, her yerde anlaşabilmemiz lazım kardeşlerimizle. Kürtçe öğrenmek istiyorsan, öğren kardeşim zaten. Kürtçe ders de konabilir, öğrensin. Kurs açılabilir, devlet kurs açsın her yerde. Öyle bir sorun yok. Ama vatandaşın birbiriyle dil bağlantısının kopartmak, inanç bağlantısını kopartmak için yapılıyorsa, bu olmaz. Yani bize böyle maval okumasınlar. Burada amacın ne olduğu belli. Hiç sevgiyle alakası yok bu ifadenin, şefkatle alakası yok, muhabbetle alakası yok ve diğer kavimlere karşı, diğer ırklara karşı müthiş bir tavır lama var burada. Arap nasıl okuyacak orada? Türk nasıl okuyacak? Çerkez nasıl okuyacak? Onlara yol görünmüş olacak. Olur mu öyle şey? Türkiye’de bir tane dil var, Türkçe var, gayet de arı rahat bir dil. Kitaplar üniversiteler hepsi onlara göre kurulmuş şakır şakır eğitim gayet güzel devam ediyor. Adam mesela diyor ki “ben İngilizce öğrenmek istiyorum” diyor; “tamam” diyorlar “buyur öğren.” Mesela Boğaziçi’nde İngilizce öğretiyorlar. Ama Türkçe ana dil. Herkes Türkçeyi biliyor yaşıyor. Dayatma tarzında yeni bir millet meydana getirmeye kalkmak, yeni bir devlet meydana getirmeye kalkmak, yeni bir bölünme meydana getirmeye kalkmak için bu şekilde kafalar ortaya çıktığını düşünelim -Allah esirgesin- mesela dese ki “Arapça eğitim istiyoruz biz”, öbürü dese ki “biz Sırpça” biri Lazca eğitim istiyoruz” dese, paramparça olur Türkiye. Bunun mantıksızlığı açık. Mantıksızlığı başlattıktan sonra geriye almak erdemdir. Sonuna kadar gurur yapıp bunu götürmeye devam etmek mantıksız. Burada durun artık. Belli ki mantıksız bu. Ne imani, ne vicdani hiçbir mantığı yok.

Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Bugün Gazetesi yazarı Ali Atıf Bir köşe yazısında; “özel okullarda Kürtçe eğitimle ilgili bir pilot uygulamanın uygun olmadığı, pilot uygulama başlasa dahi etkilerini ölçmekte ve değerlendirmekte zorluk çekildiği ve daha sonra sonuçlara bakmadan genel uygulamaya geçildiğini” belirtmiş.

ADNAN OKTAR: Ne pilotu? Bıraksınlar, öyle bir şey olmaz. Kürtçe öğrenmek isteyene devlet her mahallede kurs açsın, her sokakta açsın, bir şey dediğimiz yok. Ama eğitim dilinin, resmi dilin Türkçe olması lazım-ki, biz vatandaşlarımızla anlaşalım, kardeşliğimiz pekişsin. Burada bizim kardeşliğimi

Önerilen