Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (21 Kasım 2013; 11:30)

  • 11 yıl önce
SELDA GÖKTAN: Canım Hocamın çok kıymetli sohbetine başlıyoruz, inşaAllah. Buyurun Hocam.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam buyurun.

DİDEM ÜRER: Cenevre’de İran’la birlikte yürütülen nükleer müzakerelerin 3. turunda Ayetullah Hamaney; “görüşmelerin ayrıntılarına müdahale etmeyeceğiz. Ancak nükleer haklarımızdan zerre kadar geri adım atmamakta ısrarlıyız. İran halkının, tüm dünya haklarına saygı duyduğunu bilmeliler. Ancak biz saldırganlara asla unutmayacakları bir tokat indireceğiz. İsrail yıkılmaya mahkum” dedi.

ADNAN OKTAR: Niye yıkılması gerekiyor acaba? Ne kafayla bunu savunuyorlar. Niye yıkılsın? Hadi yıkıldığını farz et, nereye gidecek o insanlar? Ne yapacaksınız? Herhalde onları da öldürmeyi düşünüyorlar anladığım kadarıyla. Hayır, nasıl bir ferahlama olacak sonucunda? Yani ne elde edeceksiniz? Yani ne yönden mutlu olacaksınız? Haydi öyle bir şey olduğunu düşünelim, İsrail’i dümdüz ettin, kimseyi de bırakmadın, her yeri buhar ettin. Sonra sıra Sünnilere gelecek. Sonra sıra Vahabilere gelecek, Hristiyanlara gelecek, dünyayı kazıyacaksınız. Sırf Şiiler kalacak. Bu amcanın aklına göre o. Bazı Sünni kardeşlerimize göre de aynı olay yine olacak. Fakat sadece Sünniler kalacak, Şiiler de kazınacak, Vahabiler kalmayacak, işte yani kim varsa Hristiyan, Musevi herkes yok olacak. Bunlar hastalık. Deccal bunları kışkırtıyor. Deccal bunları kan dökmeye teşvik ediyor. Sevgisizliğe, merhametsizliğe, muhabbetsizliğe, aklıselimden yana olmamaya doğru bunları teşvik ediyor. Koskoca adamlar da deccalın belasının içerisine düşüyorlar. Rahatsız da olmuyorlar. İsrail bölgede kalacak, Kuran’ın hükmü açık. Sadece bir konuşma bu. Dünyada yalnız kalmalarına sebep olan bir konuşma. Hiçbir netice de alacakları bir şey değil. Allah, zulme rıza etmez. Allah “ehl-i Kitap’la evlenebilirsiniz” diyor. “Onların yemeğini yiyebilirsiniz” (Maide Suresi, 5) diyor. Sen ne yapıyorsun? Sen diyorsun? “Ben dünyadan kazıyacağım onları, bir tane bırakmayacağım” diyorsun.

Moşiyah’in-Hz. Mehdi (a.s)’ın gerektiğinin, zamanının geldiğinin açık alameti. İsrail hiçbir dönemde böyle bir abluka altına alınmamıştır. Dünyadaki hemen hemen ülkelerin tamamının tarafından nefretle karşılanıyorlar. Ama her ülkede nefret eden var. Fransa’da da var, Almanya’da da var, Türkiye’de de var. Tabii şefkatle bakan, sevgiyle bakanlar da var. Ama her ülkede nefret eden var, hem de çok sayıda. Rusya’da da nefret eden var, Çin’de nefret eden var, Hindistan’da nefret eden var. Bu normal bir şey değil. Hepsinin de ortak iddiası, İsrail’in yok edilmesi. Veyahut Musevilerin yok edilmesi. Bu da Moşiyah’ın yani Hz. Mehdi (a.s)’ın geldiğinin alametidir. Çünkü Moşiyah bu düşmanlık politikasına son verecek. Müslümanlara karşı olan düşmanlık politikasına son verecek, Musevi düşmanlığına son verecek, Hristiyan düşmanlığına son verecek, sevgisizliğe son verecek, zulme son verecek, gaddarlığa son verecek, akılsızlığa son verecek, akıllı insanları bir araya getirecek, sevenleri bir araya getirecek, dost olanları, şefkat insanlarını, merhamet insanlarını bir araya getirecek ve bu zulüm, dünyadaki bu acı sonlanmış olacak, inşaAllah.

Tevrat’ta ‘Adnan Oktar’ kelimesinin geçmesi harika ama şu bakımdan harika; aynı sayfada ‘Rael’ geçiyor, Allah’ın kelimesi. Şimdi bak, bu kadar tevafuk şaşırtıcı. Bak, tek bir sayfada. Yani yoksa ‘Adnan’ çıkabilir belki. Belki de çıkar başka araştırsan. Ahmet de çıkabilir belki Hüseyin de çıkar. Ama ‘Adnan Oktar’ olarak çıkması çok harika bir kere sayfada. Fakat aynı sayfada, Allah’ın kelimesi yani bu konuşma olarak şimdi biz bunu anlatıyoruz ama bir harikalık olduğu açık görülüyor burada. Allah’ın kelimesi, arkasından “Allah için çabala.” Bu kelime var. “Birlikte Allah’ı anın” var. Şimdi bu kadar tevafuk normal mi? Tabii ararsan, zeytin kelimesi de çıkar, üzüm de çıkabilir. Ama “Adnan Oktar”, “Allah’ın kelimesi”, “Allah için çabala”, “birlikte Allah’ı anın”, “sonuç”, “bir arkadaşla birlikte” şimdi burada bir harikalık yok mu? Aynı sayfada bunlar var. “Adnan Oktar”; 1. “Allah’ın kelimesi” Hz. İsa (a.s)’ın Kuran’da geçen vasfı, sıfatı. “Allah için çabala”, “birlikte Allah’ı anın”, “sonuç”, “bir arkadaşla birlikte.” Bu kadar cümle hepsi aynı sayfadaysa bu normal mi? Bir arkadaş çıkmış da diyor ki “Benim ismim Nuh, Tevrat’ta 40 yerde Nuh geçiyor” diyor. Peygamber ismi, tabii ki geçer, inşaAllah. Şaşacak ne var? Ama buradaki harikalığı anlamamış o. Yani arasan tamam hakikatten Ali ismi de çıkabilir, Hüseyin ismi de çıkabilir. Ama “Adnan Oktar”; 1. “Allah’ın kelimesi”; 2. “Allah için çabala&r

Önerilen