İstanbul Üsküdar’da düzenlediğimiz “Bir Konu - Bir Konuk” programında bu ay “Hilâfet’i Yeniden Düşünmek” başlığı altında Tefekkür ve Kelam Araştırmaları Merkezi Başkanı Melikşah Sezen’i ağırladık.
Melikşah Sezen konuşmasına, İslam öncesi cahiliye dönemindeki toplumsal yaşamı hatırlatarak başladı. Komşu devletlerin aksine Arap Yarımadası’nda siyasi otoritenin olmamasının “her evde ayrı bir put” olacak şekilde inanç enflasyonuna yol açtığına hatta Yahudi kabilelerin ve Necran Hıristiyanlarının bu sebeple Arap Yarımadası’nda yaşamayı tercih ettiklerine dikkat çeken Sezen, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in böyle bir ortamda davete başlayarak Medine’de siyasi bir otorite kurduğunu ve insanları İslam Devleti çatısı altında ortak müştereklerde buluşturduğunu söyledi.
Sezen, İslam’ın otuz yıl içerisinde Arap Yarımadası’nın tamamına yayılmasının, dinin en büyük güdücü faktör olduğunu gösterdiğini ve bu yönüyle “Hilâfet’i sadece dinî işleri düzenleyen bir müessese” olarak göstermeye çalışanların da yüzeysellik içinde oluğunu ifade etti.
Konuşmasında; Hilâfet’in din ve dünya işlerini zorunlu şekilde birbirine bağlayan bir kurum, dolayısıyla da birçok farzın kendisinin varlığına bağlandığı en önemli farz olduğunun altını çizen Melikşah Sezen, ilk dönem Müslümanlarının Hilâfet’in önemini çok iyi bildiklerinden bu konuda hiç tartışma yapmadıklarını ve Hilâfet’in sahabe icmaı ile kabul edilip korunduğunu söyledi.
Sunumunun son bölümünde; İttihat ve Terakki’nin de liderliğini yapmış olan İzmir Mebusu Seyit Bey’in mecliste Hilâfet’in kaldırılmasını savunan konuşmasına da değindi. Sezen, Seyit Bey’in iddialarının şer’î ve akli açıdan tutarsız olduğunu; zira hem Müslümanların biat alması ve vermesi, hem fikir ve değerler hem de yönetim sistemi açısından cumhuriyetin, Hilâfet’in yerini alamayacağını, Müslümanların değerlerinin Hilâfetsiz korunamayacağını, cumhuriyet tarihinden verdiği örnekler ile ortaya koydu.
Sezen, ayrıca Hilâfet’in sadece Müslümanların değil tüm insanlığın meşru olan değerlerinin korunması ve iyiliğin yayılması için gerekli olduğunu ve bu minvalde de dünyanın Hilâfet’e muhtaç olduğunu söyledi.
Melikşah Sezen konuşmasına, İslam öncesi cahiliye dönemindeki toplumsal yaşamı hatırlatarak başladı. Komşu devletlerin aksine Arap Yarımadası’nda siyasi otoritenin olmamasının “her evde ayrı bir put” olacak şekilde inanç enflasyonuna yol açtığına hatta Yahudi kabilelerin ve Necran Hıristiyanlarının bu sebeple Arap Yarımadası’nda yaşamayı tercih ettiklerine dikkat çeken Sezen, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in böyle bir ortamda davete başlayarak Medine’de siyasi bir otorite kurduğunu ve insanları İslam Devleti çatısı altında ortak müştereklerde buluşturduğunu söyledi.
Sezen, İslam’ın otuz yıl içerisinde Arap Yarımadası’nın tamamına yayılmasının, dinin en büyük güdücü faktör olduğunu gösterdiğini ve bu yönüyle “Hilâfet’i sadece dinî işleri düzenleyen bir müessese” olarak göstermeye çalışanların da yüzeysellik içinde oluğunu ifade etti.
Konuşmasında; Hilâfet’in din ve dünya işlerini zorunlu şekilde birbirine bağlayan bir kurum, dolayısıyla da birçok farzın kendisinin varlığına bağlandığı en önemli farz olduğunun altını çizen Melikşah Sezen, ilk dönem Müslümanlarının Hilâfet’in önemini çok iyi bildiklerinden bu konuda hiç tartışma yapmadıklarını ve Hilâfet’in sahabe icmaı ile kabul edilip korunduğunu söyledi.
Sunumunun son bölümünde; İttihat ve Terakki’nin de liderliğini yapmış olan İzmir Mebusu Seyit Bey’in mecliste Hilâfet’in kaldırılmasını savunan konuşmasına da değindi. Sezen, Seyit Bey’in iddialarının şer’î ve akli açıdan tutarsız olduğunu; zira hem Müslümanların biat alması ve vermesi, hem fikir ve değerler hem de yönetim sistemi açısından cumhuriyetin, Hilâfet’in yerini alamayacağını, Müslümanların değerlerinin Hilâfetsiz korunamayacağını, cumhuriyet tarihinden verdiği örnekler ile ortaya koydu.
Sezen, ayrıca Hilâfet’in sadece Müslümanların değil tüm insanlığın meşru olan değerlerinin korunması ve iyiliğin yayılması için gerekli olduğunu ve bu minvalde de dünyanın Hilâfet’e muhtaç olduğunu söyledi.
Category
🗞
Haberler