• 3 ay önce
İslami şahsiyeti oluşturan ve onun devamını sağlayan esaslar büyük bir saldırı altında. Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir? Şahsiyetimizi nasıl koruyacağız gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.

Programımızın beşinci konusu "Delil Bahsi Şer'î Delil"

- Delil nedir?
- Delillerin vakıası nasıldır?
- Şer'i delillerin çeşitleri nelerdir?
- Matlubi haber nedir?
- Tasavvur talebi nedir?
- Usulcülerin delil tanımı ile fakihlerin delil tanımı arasındaki fark nedir?
- Akli ve nakli delil nedir?
- Kat’î delil ve zannî delil nedir?
- Delillerdeki bu katilik ve zannilik nasıl olur?
- Delaleti kati yada zanni nedir?
- Zan yolu ile gelmiş ve zan ifade eden delillere itibar edilir mi?
- Akideyi ilgilendiren bir hususa delil getirmek, Şer’î hükme delil getirmekten farklı mıdır?
- Ahad haber akide de delil midir?
Ve daha pek çok konu ile yayındayız...

İslami Şahsiyet 1. Ders "İslam Kültürü" https://dai.ly/x923cji

İslami Şahsiyet 2. Ders "Fıkıh Usulü" https://dai.ly/x923e8y

İslami Şahsiyet 3. Ders "Hüküm Konusu" https://dai.ly/x923hp2

İslami Şahsiyet 4. Ders "Şer'î Hüküm Ve Çeşitleri" https://dai.ly/x9272fk

#islam #sohbet #SerdarYılmaz #değişimitakipedin #değişimdevamediyor #muslim


Değişim TV'yi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz

http://twitter.com/DegisimtvKD
http://facebook.com/degisimtvmedia
http://instagram.com/degisimtv

Değişimin medya portalı degisim.tv http://degisim.tv/kategori/20/islami-...
Döküm
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
00:06Elhamdülillah. Esselatu vesselamu ala rasulillah emarat.
00:12Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh.
00:17Kerim kardeşlerim, İslami şahsiyet derslerimizin bu haftaki bölümünde şer'i delil konusunu ele alacağız inşallah.
00:27İslam fıkıh usulündeki şer'i delilleri tek tek incelemeye geçmeden önce delil nedir, delillerin vakası nasıldır ve şer'i delillerin çeşitleri nelerdir bunların üzerinde durmak istiyorum.
00:43Öncelikle çok sık kullandığımız delil kavramının tanımını yaparak başlayalım.
00:50Kardeşlerim, delil kelimesi biliyorsunuz ki Arapça bir kelimedir ve sözlükte yol gösteren ve kendisinde delalet ve irşad bulunan şeydir diye tarif edilir.
01:02Yani doğru sonuca götüren ve ulaşmak istediğiniz şeye, ulaşma yolunu size irşad eden, gösteren şeye delil denilir.
01:12Bu delil kelimesinin sözlük anlamıdır.
01:15İstilahi anlamı ise ki bizim konumuzla alakalı tanım istilahi tanımıdır.
01:21Usul alimlerinin ve fakihlerin kullanımında iki şekilde tarif edilmiştir.
01:27Birincisi usul alimlerinin yani dinin ve hükümlerinin asılları ile ilgilenen alimlere göre delilin tanımı şudur.
01:37Matlubi haberin yani haberle talep edilen şeyin ilmine ve bilgisine kendisi aracılığıyla ulaşılan şeydir diye usulcüler delili tanımlar.
01:50Bir de fakihlerin yani fıkıhçıların istilahında delil tanımı vardır ki o da şudur.
01:57Matlubi habere yani haberle talep edilen şeyin kendisine sahih bir nazarla, doğru bir bakışla ulaşmayı mümkün kılan şeydir diye tarif edilir fakihler tarafından.
02:13Şimdi bu iki tanımı ve arasındaki farkı açmak istiyorum ki böylece usulün delilleri ile fıkhın delilleri arasındaki farkları anlayabilelim.
02:28Bu hususta biraz detaya gireceğim ama bu delil tanımlarını ve aralarındaki farkı anlamamız çok önemlidir.
02:38Zira ileride şer'i delil olan şeyleri ve delil olmadığı halde delil zannedilen şeyleri işlediğimizde aralarındaki farkı anlamamız için bu önemlidir.
02:53Şimdi öncelikle iki tanımda da matlubi haber yani haberle talep edilen şey ibaresi geçti dikkatinizi çektiyse.
03:08Şimdi usulcüler haberle talep edilen şeyin ilmine kendisiyle ulaşılan şeydir diye tanımlamışlardı delili.
03:18Fakihler ise haberle talep edilen şeye sahih bir inceleme doğru bir bakış ile ulaşılan şeydir diye tanımlamışlardır.
03:29Bakın iki tanımda da haberle talep edilen şey matlubi haber ifadesi geçiyor.
03:37Önce bunu anlayalım. Ne demek bu?
03:41Kıymetli dostlar bu ıslahları ortaya koyan alimler talep edilen şeyleri tasavvur talebi ve haber talebi şeklinde ayırmışlardır.
03:55Tasavvur talebi bir şeyin hakikatini tanımlamakla birlikte zihinde onu camlandırabilmek ve tasavvur etmektir.
04:07Örneğin size birisi tek bir kelime olarak kainat dediğinde ya da kainat kelimesini duyduğunuzda kainatın anlamı ve onun mahiyeti hakkında sizin zihninizde bir şey canlanır.
04:26İşte kainat kelimesini duyduğunuzda ya da kullandığınızda zihninizde canlanan şey tasavvurdur.
04:36Yani kainat nedir? Yıldızlar topluluğudur.
04:40Aynı şekilde insan, hayat, ölüm, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar gibi duyduğunuz her tekil ve müfret kelime hakkındaki bilgi tasavvurdur.
04:56Mesela yine yaratılmış kelimesi tekil olarak bir tasavvurdur.
05:03Yaratılmış kelimesini duyduğunuzda bunun anlamının varlığı kendisinden olmayan ve sonradan yoktan var edilmiş şey manası zihninizde tasavvur edilir.
05:18Ancak siz bu tekil lafızların anlamlarını tasavvur ettikten sonra birini diğerine nispet ettiğinizde buna tasdik ve yalanlama da dahil olur.
05:35Örneğin siz kainat yaratılmıştır dediğinizde burada yaratılmış haberini kainata isnat etmiş oldunuz.
05:49Yani kainatın yaratılmış olduğunu haber vermiş olursunuz.
05:56İşte tekil kelimeleri birbirine isnat etmekle oluşan ve artık doğrulanması ya da yalanlanması mümkün olan hükümlere haber denilir.
06:11Kainat ve yaratılmış kelimeleri tek tek tasavvur iken kainat yaratılmıştır cümlesi ibaresi bir haberdir.
06:23Yine mesela içki ve haram kelimelerinin tek tek anlamları zihninizde bir tasavvur şeklindedir.
06:35Yani içkinin hamurun anlamının sarhoş edici bir içecek olduğunu bilmeniz aynı şekilde haram kelimesinin anlamının yasak edilen olduğunu bilmeniz gibi.
06:51Bu iki tekil kelime bir hüküm anlamına gelmez.
06:55Bilakis o bir tanım olup zihinde tasavvur edilir.
07:00Ancak birini diğerine isnat ettiğinizde yani içki haramdır dediğinizde bu terkip ile bir haberi tasdik etmiş olursunuz.
07:11Yani içkinin haram olduğuna hüküm vermiş veya içkinin haram olmadığı şeklindeki bir haberi yanlışlık olursunuz yalanlamış olursunuz.
07:23İşte bunlara matlubi haber yani haberle talep edilen şey denilir.
07:29Dolayısıyla siz ilk olarak herhangi bir şeyin hakikatini zihinde tasavvur ediyorsunuz.
07:35Yani onun vakasını anlıyorsunuz.
07:37Sonra diğer şeyin hakikatini zihinde tasavvur ediyorsunuz.
07:41Yani vakasını anlıyorsunuz.
07:43Sonra da iki şeyden birini diğerine haber isnadı ile isnat ediyorsunuz.
07:51Böylece onun hakkında tasdikine ya da yalanlanmasına doğru ve yanlış olduğuna ve uygulanmasına veya uygulanmamasına hükmetmiş oluyorsunuz.
08:03İşte haber ifade eden yani bir hüküm ifade eden her şeye ancak bu şekilde bir delil ile ulaşılır.
08:13Ve delil ister kat'i ister zanni olsun ister akli isterse nakli olsun fark etmez.
08:23Örneğin kainat yaratılmıştır şeklindeki söz bir haber alıp ona ancak ne olur? Delil ile ulaşılır.
08:32Yine içki haramdır şeklindeki hüküm bildiren bu söz matlu bir haber olup ona delil ile ulaşılır.
08:43Dolayısıyla şöyle bir soru sorarsınız.
08:48Kainatın yaratılmasının delili nedir? Yani delil talep edersiniz.
08:54Ama işte kainatın delili nedir diye sormazsınız.
09:00Çünkü bu bir tasavvurdur ve delil olmaz.
09:03Orada ancak şunu sorarsınız dersiniz ki kainatın anlamı nedir?
09:07Veya kainatın tanımı nedir diye sorarsınız.
09:12Yani kainatın anlamını tasavvur etmek için sorarsınız.
09:18İşte kardeşlerim bundan dolayı usulcüler nezdinde delilin tanımında şöyle denilmektedir.
09:27Matlubi haberin yani haberle talep edilenin bilgisine kendisi aracılığıyla ulaşılan şeydir.
09:37Bir de usulcülerin delil tanımı ile fakihlerin delil tanımı arasındaki fark
09:45fakihlerin delil tanımında kendisine sahih bir nazar ile doğru bir bakış ile bakmak kaydının olmasıdır.
09:56Usulcülerin tanımında ise böyle bir kayıt yoktur.
10:00Yani onlar doğru bir bakış ile bakmak kaydını getirmezler.
10:06Neden peki?
10:07Çünkü onda fasit nazar hatalı bir bakış gerçekleşmez.
10:14Bundan dolayı yani fasit bir bakış gerçekleşmez ki sahih nazar sözüyle bundan sakınılsın.
10:22Yani usulün delilleri katidir, yakındır, kesindir ve böyle olmak zorundadır.
10:28Onda zanniniye yer yoktur.
10:31Çünkü o asıldır.
10:33Dinin asıllarında ve şer'i hükümlerin asıllarında getirilen deliller kat'i ve kesin olmak zorundadır.
10:43Ancak bu aslın üzerine bina edilen fer'i hükümlerin yani fıkhın delillerinin kat'i olması zaruri değildir.
10:53Bunlar zanni de olabilir.
10:55Bundan dolayı zanni olabilen bu delillerin doğruluğu ancak onlara sahih bir nazarla bakılmasına, doğru bir bakış ile incelenmesine ihtiyaç duyar.
11:11Dolayısıyla usulü fıkhın delilleri kat'i, yakin ve kesin delillerdir.
11:18Aynı akidenin delilleri gibi.
11:21Zira akide yani iman esasları nedir?
11:26Dinin asıllarıdır.
11:28Usul ise usulü fıkhı ise şer'i hükümlerin asıllarıdır.
11:33Bu sebeple asıllar olan akide ve şer'i deliller konusunda ancak kat'i ve kesin delillere itibar edilir.
11:44Ve kardeşlerim İslam'da delil yani İslam'ın delilleri iki türlüdür.
11:53Akli deliller ve nakli deliller şeklinde.
11:59Akli delil aklın kendi çabasıyla ortaya koyduğu delildir.
12:06Mesela şimdi size bir akli delil söyleyeyim.
12:10İşte kainat sınırlıdır.
12:13Çünkü o gök cisimleri topluluğudur.
12:16Her bir gök cismi sınırlıdır.
12:19Dolayısıyla sınırlılardan oluşan kainat da açık olarak sınırlıdır.
12:25Ve sınırlı olana baktığımızda ise ezeli olmadığını görürüz.
12:30Neden? Çünkü aksi takdirde sınırlı olmazdı.
12:33Bu sebeple işte kainat ezeli değildir ve yaratılmıştır.
12:39İşte bu delil, ifade ettiğim bu delil kıymetli dostlar, kainatın bir yaratıcı tarafından yaratılmış olduğuna dair akli bir delildir.
12:52Akıl bunu kendi tarafından ortaya koymuştur.
12:57Dolayısıyla bu bir delildir.
13:00Tabi burada şu izahatı yapmamız gerekir.
13:04Aklın sözleri anlaması akli delil demek değildir.
13:10Yani biraz önce benim söylediğim akli delili bir kişinin dinlemesi ve ne söylediğimi anlaması
13:20O kişi için akli bir delil sayılmaz. O kişi için akli bir delil olmaz.
13:25Bu sadece cümlelerin manalarını idrak etmek demektir.
13:30Akli delil ise bizzat kişinin kendisinin aklının çabasıyla ortaya koyduğu delil ve burhandır.
13:42Yoksa aklın anladığı şey demek değildir.
13:47Akli delilin İslami bir delil olduğuna ise onlarca, yüzlerce ayet delalet etmektedir açık bir şekilde.
13:58Mesela Rabbimiz şöyle buyurmuştur.
14:02Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbirini takip edişinde akıl sahipleri için deliller vardır buyrulur.
14:22Bir başka ayette ise şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün değişmesinde insanlara yararlı şeyleri denizde götüren gemilerde
14:32Allah'ın gökten indirip ölümünden sonra kendisiyle yeri tekrar dirilttiği yağmurun yağmasında ve her çeşit hayvanı yeryüzünde yaymasında
14:44rüzgarları estirmesinde ve gökle yer arasında emre amade kıldığı bulutlarda düşünen, akleden bir toplum için deliller vardır buyuruyor Rabbimiz.
14:57İşte bunlar gibi ayetlerde insanı çevresine, kainata bakmaya, araştırmaya ve düşünmeye çağırarak bu suretle düzen sahibi bir Allah'ın varlığını akli delille anlamaya davet eden, çağıran birçok ayet vardır.
15:16Yani Rabbimiz akli delillere sahip olarak kat'i ve kesin bir imana ulaşmamızı talep ediyor.
15:25Tabi akli deliller sadece akideye ait temel hususlarda söz konusudur.
15:31Yani Allah'ın varlığına ve birliğine akli delil ile ulaşılır.
15:36İnsanların Resullere olan ihtiyacına akli delil ile ulaşılır.
15:41Muhammed Mustafa Aleyhisselatü Vesselam'ın Risaletine ve Kur'an'ın Allah'tan geldiğine akli delil ile ulaşılır.
15:48Ancak bunların dışındakileri ancak nakli deliller ile ulaşılır.
15:54O zaman şimdi gelin nakli delil nedir ona bakalım.
16:01Kıymetli dostlar nakil demek aktarmak demektir.
16:07Dolayısıyla nakli delil sözel içeriye sahip olup aktarıma dayalı deliller demektir.
16:17Bu aynı zamanda nakli delile semi'i delil de denilir.
16:24Yani semi'i işitilmiş demektir. Başkasından işitilmiş olan delildir.
16:31Semi'i delil ve nakli delil vahyin getirdiği ve vahyin getirdiğinin delalet ettiği delildir.
16:42Vahyin getirdiği nedir peki?
16:45Vahyin getirdiği kitap ve sünnettir.
16:48Vahyin getirdiklerinin kendisine delalet ettiği ise kıyas ve sahabelerin icmağıdır.
16:58Yani kıyasın illeti kitap ve sünnette mevcuttur.
17:04Dolayısıyla illete bizzat vahiy delalet etmiştir.
17:09Aynı şekilde bu dini bize nakledenler sahabelerdir ve Kur'an sahabeleri kat'i nas ile met etmiştir.
17:17Ve onlar bizzat vahye ve rasule şahit olmuşlardır.
17:21Dolayısıyla onların bir konu üzerinde icma etmeleri ve bize bu icmanın ulaşması vahyin delaletiyle yine şer'i ve nakli bir delildir.
17:36Kardeşlerim nakli delil de ikiye ayrılır.
17:40Kat'i delil ve zanni delil şeklinde ikiye ayrılır.
17:47Yani nakli deliller kat'i ve kesin olanlar ve kat'i ve kesin olmayıp zanni olanlar şeklinde iki kısımdır.
18:03Peki delillerdeki bu kat'ilik ve zannilik nasıl olur?
18:09O da şu iki şekilde olur.
18:13Nedir onlar?
18:14Ya vahiden olduğunun sabitliği noktasında kat'i ve zanni olur.
18:21Ki buna da subuti kat'i veya zanni denilir.
18:26Mesela Kur'an-ı Kerim'in Allah'tan bir vahiy olduğu.
18:30Ve içindekilerin de Allah'tan bir vahiy olduğu nedir?
18:34Kat'i bir şekilde sabittir.
18:36Aynı şekilde Allah Resulüne ait olduğu kat'i olan mütevatir hadisler de böyledir.
18:43Çünkü bir sözü veya bir fiili aklen yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayacak şekilde kalabalık bir grup tarafından bize aktarılmıştır.
18:57Bu mütevatir deliller de subutu kat'i olan delillerdir.
19:03Ancak mesela ahad hadislerin Allah Resulü'nün ağzından çıktığına dair tam bir kat'ilik yoktur.
19:13Bize ulaşan hadis rivayeti sahih bile olsa Allah Resulüne aidiyeti noktasında bir zan vardır.
19:24Onun için ahad haberler denilen mütevatir seviyesine ulaşmamış nakillerin subutu, sabitliği zannidir.
19:35Buradaki zannilik bu husustadır.
19:39Yani vahiyden olduğu Allah Resulü'nün ağzından çıktığının sabitliği noktasında bir zan vardır.
19:47Kat'ilik ve zannilik noktasında birinci yön budur.
19:54Yani vahiyden olduğunun sabitliği noktasında kat'ilik ve zannilik.
20:00Bir de ikinci bir husus daha vardır ki o da subutu kat'i olsun ya da zanni olsun delalet ettiği mananın kat'i ya da zanni olmasıdır.
20:15Yani bazı ayetlerin ifade ettiği mana açık ve kesindir.
20:21Öyle birden çok manaya gelmez.
20:24Ancak bazı ayetlerin ve hadislerin ifade ettiği mana açık ve kesin bir şekilde tek bir manaya delalet etmez.
20:33Birden çok manaya gelebilir.
20:35İşte buna da delaleti zanni denilir.
20:39Ve bu şekilde de delalet açısından bir manaya delalet açısından da delaleti kat'i olanlar ya da delaleti zanni olanlar denilir.
20:51Bundan dolayı kat'i delil Kur'an-ı Kerim'in delaleti kat'i olan ayetleriyle yine delaleti kat'i olan mütevatir hadislerdir.
21:05Zanni delil ise Kur'an-ı Kerim'in delaleti zanni olan ayetleriyle ister delaleti kat'i isterse delaleti zanni olsun sahih ve hasen hükmündeki ahad hadislerdir.
21:21Kıymetli dostlar kat'i delil kesinlik, yakinlik, kat'ilik ifade eder.
21:31Akait ve şer'i hükümlerde alınması zaruridir.
21:35İster akidelerde olsun ister şer'i hükümlerde olsun kat'i bir delilin inkar edilmesi küfürdür.
21:45Ve onu inkar eden kafir olur dinden çıkar.
21:49Zanni delil ise zann-ı galip ifade eder, kat'ilik, kesinlik ve yakinlik ifade etmez.
22:01Akide konusunda kendisine iman noktasında değil ancak mücerret, tasdik noktasında alınır.
22:11Şer'i hükümlerde ise alınması ve uygulanması vaciptir.
22:17İşte akli ve nakli olan bu iki delil İslam'ın delilleridir ve bu ikisinin dışında delil bulunmamaktadır.
22:28Burada biraz önce zikrettiğim akide ve usul konusunda ancak kat'i deliller getirilir ve zanna yer yoktur.
22:41Ancak şer'i hükümlere delil getirme noktasında zanni delillerle de delil getirilir.
22:48Ve zanni de olsa şer'i hükümlerde onunla amel etmek vaciptir.
22:54Sözümüzü açmamız gerekiyor.
22:57Bunu biraz açacağız. Neden?
23:00Çünkü bu konu delillerin vakasını anlamak için önemli bir konu ve önemli bir ayrım.
23:07Zira özellikle günümüzde bu meselede Müslümanların ifrat ve tefrit arasında olduğuna şahit oluyoruz.
23:17Yani bir kısım kimseler nasıl ki akide ve usul noktasında sadece kat'i delillere tabi oluyorsak
23:27ameller ve şer'i hükümler noktasında da sadece kat'i delillere uymamız gerekir.
23:33Zann yoluyla gelmiş ve zann ifade eden delillere itibar edilmez diyorlar.
23:40Bir kısım kimseler ise bunun tam zıttı olarak nasıl ki şer'i hükümlerde zanni delillere tabi oluyorsak
23:49akide noktasında ve usul noktasında da zanni deliller ile gelenlere iman etmemiz gerekir ve inkarı küfürdür diyorlar.
23:59İşte bu şekilde bu konuda bir ifrat ve tefrit söz konusu.
24:05Bundan dolayı şimdi bu hususu biraz açalım.
24:09Öncelikle kardeşlerim akideyi ilgilendiren bir hususa delil getirmek şer'i hükme delil getirmekten farklıdır.
24:23Zira akide asıldır, şer'i hüküm bu aslın üzerine bina edilmiş fer'idir, daldır, furuattır.
24:35Dolayısıyla usule ait deliller fer'ilere ait delillerden başkadır ve farklıdır.
24:45Şöyle, usule ait deliller, kıymetli dostlar, bizzat muayyen bir meseleye, muayyen bir konuya dair getirilmiş ispat delilleridir.
24:59Fer'ilere ait deliller ise kendisinde hükmün varlığını gösteren delillerdir.
25:09Yani akideye delil getiren kimse ancak akideye ilişkin kesin bir burhan getirmiş olur.
25:19Mesela vahdaniyet delili Allah Azze ve Celle'nin bir olduğuna ait kesin burhandır.
25:27Allah Azze ve Celle'nin varlığına ait delil onun mevcudiyetini gösteren kesin burhandır, kat'i bir delildir.
25:35Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğuna dair delil getirmek demek, onun Allah'tan olduğuna dair kat'i bir burhan getirmek demektir.
25:45Böylece akide ile ilgili delil muayyen meseleye ait burhan getirmektir.
25:55Bu ise şer'i bir hükme delil getirmekten farklıdır.
26:02Zira şer'i hükm olduğunu ispat etmek maksadıyla kendisine delil getiren, o kast edilen hükmün mevcut olduğunu delillendirmek için ancak o muayyen meseledeki varlığını delillendirir.
26:23İşte akideye getirilen delil ile şer'i hükme getirilen delil arasındaki vaka açısından öncelikli fark budur.
26:34Akideye ait delil muayyen, belirli, sınırlandırılmış bir mesele için ortaya konulan ispat delilidir.
26:44Yani akidenin kendisi için getirilen delildir.
26:48Şer'i hükmün delili ise o muayyen meselenin içinde mevcut olduğuna dair getirilen delildir.
26:57Mesela bunu bir örnekle açalım.
27:02Örneğin altın ve gümüşü sebepsiz ve kasıtsız bir şekilde biriktirmek haramdır dediğimde siz bana bunun delilini sorarsınız.
27:17Ben de size kat'i bir delil ve bürhan ile Allah'tan olduğu ispatlanmış Kur'an'ın içinde bunun haramlılığını belirten ayetin varlığını size bildiririm.
27:33O da nedir? O da Allah-u Teala'nın şu sözüdür.
27:37وَالَّذ۪ينَ يَكْنِذُونَ الذَّهَبَ وَالْفُضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍۜ
27:48Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu?
27:54İşte onlara elem verici bir azabı müjdele buyuruyor Rabbimiz.
27:59Bakın şimdi bu kitabın Allah'tan olduğunu ispat etmenin vakası farklı ki bunun için size bizzat bu muayyen hususa dair bürhan getirmem gerekir.
28:14Ama altın ve gümüşü biriktirmenin haramlılığı hakkında getirdiğim delil size daha önceden kat'i bir bürhanla ispat edilmiş bu kitaptan bir ayeti göstermem ya da okumam şeklindedir.
28:32Bilmiyorum anlaşıldı mı?
28:35Bir örnek daha vereyim.
28:37Kabir ziyareti caizdir dediğimde ve siz bunun delili nedir diye sorup bunun delilini istediğinizde bunun delili kabir ziyaretinin cevazını yani caizliğini ifade eden nastır.
28:57Hadistir ve ben size bunu getiririm.
28:59O da işte aleyhissalatü vesselamın şu meşhur sözüdür.
29:03''İnni kuntu neheytüküm an ziyaretin kuburih fe zuruha''
29:09Kabirleri ziyaret etmekten sizi nehyetmiştim.
29:12Artık ziyaret edebilirsiniz.
29:15Bakın buradaki delil nedir?
29:19Zannı galip ile Allah Resulüne ait olan bu sözü zikretmektir.
29:27Yani kardeşlerim Resulullah'ın sünnetinin yani fiili olarak yaptığı ya da söz ile bize bildirdiği din ile ilgili olan ve dinden olan hususların Allah'tan alması ve öğrenmesi neticesinde ancak mümkün olacağı ve bunun da şer'i bir delil olduğu hakkında delil getirmek farklıdır.
29:55Sünnet hakkında delil getirmek farklıdır.
29:57Bir sözün ve bir fiilin onun sünnetinin içinde olduğunu delillendirmek farklıdır.
30:05Dolayısıyla usule ait delillerin vakası ile şer'i hükümlere ait delillerin vakası birbirinden farklıdır.
30:15Şer'i hükümlere ait deliller kat'i ve zannı olabileceği gibi akide ve usule ait deliller ise sadece kat'i olabilir.
30:27Bu bir yönden olan izahdır.
30:31Bir de Rabbimizin akideye ait hususlarda zannı yasaklaması ve şer'i hükümlerde ise ahad olan ve zannı ifade eden hususları meşru ve şer'i kıldığına dair açık naslar vardır.
30:53Nitekim Allah subhanehu ve teala şöyle buyurur.
30:57Bunlar sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir.
31:04Allah onlar hakkında hiçbir sultan indirmemiştir.
31:09Bakın sultan ibaresi burada kesin delil, kat'i delil, burhan anlamındadır.
31:15Onlar ancak zamna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar.
31:20Halbuki kendilerine Rableri tarafından hidayet gelmişti buyuruyor Rabbimiz Necim suresinde.
31:28Yine ahirete inanmayanlar meleklere dişilerin isimlerini takıyorlar.
31:36Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur.
31:41Sadece zannına uyuyorlar.
31:44Zan ise haktan hiçbir şey ifade etmez buyuruyor Rabbimiz.
31:50Diğer bir ayet-i kerimede onlardan öncekiler de aynı şekilde yalanladılar.
31:55Ve sonunda azabımızı tattılar.
31:57De ki yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı?
32:02Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.
32:10Bakın bu ayet-i kerimede yine ne yapıyor?
32:13Akide noktasındaki zandan sakındırıyor ve akidelerini zam üzerine bina edenleri kılıyor.
32:20Keza yine Araf suresinde siz ve babalarınızın isimlendirdiği isimler hakkında benimle münakaşa mı ediyorsunuz?
32:32Allah onlarla ilgili herhangi bir sultan indirmiş değildir.
32:39Başka ayet-i kerimede yine kendisi hakkında hiçbir sultan indirmediği şeyi Allah'a ortak koştukları için küfredenlerin kalplerine korku atacağız buyuruyor.
32:53Keza yine En'am suresindeki ayet-i kerimede ise
32:58Hem size onun kendileri hakkında bir sultan indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaktan siz korkmuyorken
33:08Ben nasıl şirk koştuklarınızdan korkarım buyuruyor.
33:13Allah'tan başka bir ilah mı var de ki eğer doğru söylüyorsanız bürhanınızı getiriniz.
33:22Yani kıymetli dostlar gerçekten bu hususta çok ayet vardır.
33:26Ve Rabbimiz akide hususunda zannına uymayı kesin bir şekilde yasaklamaktadır.
33:34Ve akidenin ancak bürhan ve sultan dediği kat'i bir delil üzerine olmasını emretmektedir.
33:44Şer'i hükümlerde ise ehad olan ve zann ifade eden hususları meşru ve şer'i kıldığına dair de onlarca delil vardır.
33:57Zira Kur'an-ı Kerim nassıyla mallarda iki erkek veya bir erkek ve iki kadının şahitliği,
34:08Zinada dört erkeğin şahitliği, hadler ve kısaslarda iki erkeğin şahitliği ile hüküm verildiği sabit olmuştur.
34:18Öyle değil mi Kur'an ayetlerinde?
34:21Yani Rabbimiz zann ifade etse de bu tarz ehad ve zann ifade eden şahitlikler üzerine hükümler bina etmiştir.
34:33Bu açık bir delildir.
34:35Yine Resulullah aleyhissalatu vesselam tek kişinin şahitliği ve hak sahibinin yemin etmesiyle hüküm vermiş.
34:44Ve keza yine emzirmede tek bir kadının şahitliğini kabul etmiştir.
34:49İşte bunların hepsi birer ahad haberdir.
34:53Ve bu zann ifade eden ahad haberler üzerine bağlayıcı bir yargı kararı ve hüküm verilmiştir.
35:01Bu bağlayıcılık ise ahad haberle amel edilmesinden başka bir şey değildir.
35:10Keza yine Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur.
35:15Allah benim sözümü işitip belleyen sonra da onu benden tebliğ eden kulun yüzünü ağarsın.
35:23Nice fıkıh taşıyıcıları vardır ki fakih değildir.
35:26Ve nice fıkıh taşıyıcıları vardır ki kendisinden daha fakih olana fıkhı ulaştırır buyuruyor.
35:34Bakın burada Resulullah aleyhissalatu vesselam hadisinin naklinde bir kişiyi ve ahad rivayeti övüyor.
35:42Bu da ahad haberin şer'i hükme delil olduğunun caizliğine dair bir delildir.
35:48Keza bunun yanı sıra Resulullah aleyhissalatu vesselam hem krallara hem de görevli kimselere tek bir elçi göndermiştir.
35:57Şayet ahad haberle davetin tebliğine uymak vacip olmasaydı veya ahad haberle Resul'ün emrinin görevliler tarafından infazı vacip olmasaydı tek bir kişiyi göndermekle yetinmezdi.
36:13Ancak o hem İslam'ın tebliği hem de kendisinin emirlerinin tebliği için tek bir kişiyi göndermekle yetinmiştir.
36:22Dolayısıyla bu zan ifade etse de ahad haberin şer'i hükme delil getirilmesinin meşruluğuna dair açık bir delildir.
36:32Nitekim sahabe efendilerimiz de kıble değişikliği emri ve içkinin haram kılınma emri gibi şer'i bir hükmü tek bir kişinin kendilerine haber vermesiyle ne yapmışlardır?
36:46Kabul edip uygulamışlardır.
36:49Yani kardeşlerim tüm bunlar ve bunlar gibi açık deliller zanni delille şer'i hükme delil getirilmesinin caizliği hakkında herhangi bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde açık delillerdir.
37:08İşte kıymetli dostlar İslami deliller olan şer'i deliller ve çeşitleri bunlardır.
37:19Usul ilminin delilleri ise izahını yaptığımız şekilde kat'i ve kesin delillerdir.
37:27Zira bunlar hüccettir.
37:30Bir şeyin hüccet olabilmesi için kat'i bir delile, kesin, yakini bir delile dayanması gerekir.
37:39Bu da şer'i delil olarak kabul edilen şeyin Allah'tan gelen yani vahyin getirdiği bir asla esasa dayanması anlamına gelmektedir.
37:53Bu hususta sabitlik ise ancak dört kaynakla sabit olmuştur.
38:01Nedir bunlar?
38:02Bunlar kitap yani Kur'an-ı Kerim, sünnet, icma ve kıyastır.
38:09Bundan sonraki derslerimizde de bu delilleri sırasıyla inceleyeceğiz inşallah.
38:18Rabbimizden niyazımız odur ki şer'i delillerden çıkartılmış şer'i hükümleri hayatlarımızda hakim kılmayı bizlere nasip eylesin.
38:30Amin. Allahumme amin.
38:32Bir sonraki dersimize kadar hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
38:37Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh.

Önerilen