• 5 ay önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sevgili Cumhuriyet TV izleyenlere hoş geldiniz yanımıza efendim iyi tatiller, iyi bayramlar diyerek programa açıyoruz.
00:20Bugün benimle birlikte Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'ndan MHK üyesi Duygu Ergen var. Hoş geldiniz diyorum.
00:27Hoş bulduk, merhabalar.
00:29Şimdi hemen sizi hoş geldiniz dedikten sonra ve dahil ettikten sonra kısa bir açıklama yapacağım.
00:35Şimdi elbette kamuoyunun gündeminde aslında günlerdir izleyicilerimiz de takip ediyorlardır ama
00:40Özel Sektör Öğretmenlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi önündeki nöbeti bugün 26. gününde aslında çok uzun günlerdir de bu nöbet sürüyor.
00:48Öğretmenlerin talepleri var. Bugün hepsini yeniden konuşacağız.
00:52Son olarak Bakan Tekin'in bir açıklaması olmuştu. Biraz onun üzerinden konuşarak başlamayı tercih ediyorum.
00:58Hemen izleyicilerimiz için kısaca aktarayım.
01:01Dünyanın hiçbir tarafında bu kadar büyük bir öğretmen kitlesi kamu tarafından fonlanmıyor dedi.
01:07Bakan Tekin bence kamu vicdanında yaralayan bir açıklamaydı ancak bir öğretmen olarak, bir özel sektör öğretmeni olarak size ne hissettirdi, siz nasıl değerlendirirsiniz?
01:18Milletin Bakanı galiba kendisinin ticaret bakanı olduğunu düşünüyor. Gittikçe o noktaya doğru gidiyor açıklamaları.
01:27Çünkü fonlama sözcüğünün, sözlük anlamının bildiğinden emin miyiz? Öncelikle bizim kafamızda bu soru işareti canlandı.
01:36Çünkü fonlama bir bağış yöntemidir, bir tür destekleme yöntemidir.
01:41Ama özel sektörde ya da kamuda öğretmenlerin hepsi aslında bir emek veriyor ve emek üretiyor.
01:47Yani bir ihtiyacın, bir hizmet sektörü kapsamında belki değerlendirilebilir.
01:52Türkiye'de çocuk nüfusu çok yüksek ve bu çocukların eğitim alması gerekiyor.
01:57Bu eğitim hizmetini aslında öğretmenler sağlıyor.
02:01Çocukların geleceğinin inşa edilmesi için, ileride büyük belki milletvekilleri, belki bakan olacak bu çocuklar.
02:07Bu çocukların eğitimini öğretmenlerimiz sağlıyor.
02:10Dolayısıyla öğretmenin fonlanması sözcüğü hem iktisadi olarak hem de vicdanen hiçbir yere koyabildiğimiz bir ifade, bir tanımlama değil açıkçası.
02:21Daha öncesinden de, daha önceki bakanlarda özel sektör öğretmenleri bizim için çok büyük bir miktar, çok büyük bir yük yani ödeme yükü diye tanımlamıştı.
02:37Öğretmenlere ödedikleri, özellikle kamudaki öğretmenlere ödedikleri ücretle ilgili.
02:41Şimdi bizim aldığımız maaşları gerçekten nasıl tanımlıyorlar?
02:45Onların dünyasında nereye koyuyorlar bizim yaptığımız işin tanımını bilmiyoruz ama biz bir iş üretiyoruz.
02:53Yani biz çalışma saatleri içerisinde bir emek veriyoruz ve biz bu emeğimizin bize saat olarak ya da iş yükü açısından da tamamının ödenmediğini de göz önünde bulundurursak
03:07aslında ortaya kamuda da özellikle daha fazla ödenmeyen emek çıkıyor ortaya.
03:12Yani ponlanıyorsa bile öğretmenler eksik ponlanıyor, bunu belki iletebiliriz bakanlığa.
03:17Ama bu gerçekten öğretmenlerin yani meslekten solutan meslek motivasyonunu kıracak ifadelere artık gitmeye başladı.
03:27Hatırlarsanız bizim için de şunu söylemişti, benim öğretmenim atanmış öğretmendir, KPSS kazanamamış öğretmen, özelde çalışıyor diye tanımlamıştı bizi.
03:38KPSS konusu, mülakat konusu çok ayrı bir tartışma konusu nihayetinde.
03:42Ancak biz özel sektöre çalışmayı büyük oranda kendimiz tercih etmiyoruz, mecbur kalıyoruz.
03:49Çünkü özel sektördeki koşullar aslında bir öğretmenin eski 2014 yılının önce belki koşulları öyleymiş ama şu an hepimizin güle oynaya tercih edici bir sistem değil nihayetinde.
03:59Çok bir elin beş parmağını geçmez iyi ödeme yapan okulların sayısı çoğunlukla %90'ın üzerinde öğretmenlerimiz ciddi anlamda yok pahasına çalışıyorlar.
04:10Biz dolayısıyla fonlanan ya da eğitim sistemine ya da ekonomik sisteme yük olan bireyler değiliz.
04:17Biz çalışıyoruz, saatlerimizi satıyoruz, sabah 8, akşam 7'ye kadar neredeyse hatta daha geç saatlere kadar çalışan öğretmenleriz.
04:26Biz bir emek veriyoruz, biz zihin gücümüzü, kol gücümüzü satıyoruz.
04:31Dolayısıyla karşılığını istiyoruz ve herhangi bir makinede çalışan bir insan değiliz biz ya da herhangi bir bilgisayar başında çalışan bir yazılımcı ya da bir mühendis değiliz.
04:41Biz insanla çalışıyoruz ve hep bütün ailelerin bakmaya kıyamadığı, dokunmaya kıyamadığı çocuklarının emanet edildiği bireyleriz.
04:50Bizim ruh sağlığımızın, motivasyonumuzun yüksek olması lazım ki çocukların da okul hayatının verimli geçmesi o anlamda da çok önemli.
04:59Dolayısıyla biraz bize bakış açılarının üzermesi için de aslında biz burada nöbet tutuyoruz.
05:04Tabii bu bakış açısının yanında aslında özel sektör öğretmenlerinin çok yakıcı sorunları var.
05:11Elbette siz en doğru biçimde anlatacaksınızdır bizleri ancak.
05:15Günün sonunda aslında sisteme baktığımızda öğretmen patronun iki dudağının arasına bırakılmış diyebiliriz.
05:23Ücretler konusunda da böyle, koşulları konusunda da böyle hatta son olarak biliyorsunuz biz şu görüntülere de şahit olduk.
05:30Bu özel sektör öğretmenlerin eylemleri kapsamında çalıştığı kurumun önünde basın açıklaması yapmak isteyen öğretmenler kurumun yöneticisi tarafından bir şiddete bir saldırıya da maruz kaldı.
05:42Şöyle sormak istiyorum ben bu soruyu patronun öğretmene bakışı hep bu olayda olduğu gibi mi?
05:49Değişiyor yani değişkenlik gösterebiliyor. O yüzden biz hep şunu söylüyoruz bakana yani bizi patronların vicdanına bırakıyorsunuz.
05:57Yani patronun vicdanı ne neye kapsıyorsa ya da işte o genişlik ne gibi hakları kapsıyorsa biz ondan mecbur bırakılıyoruz.
06:08Patronların tutumu genellikle tabii sıkışan merdiven altı dediğimiz yerler ya da işte itibarını çok önemseyen patronların tutumu tabii ki isyan eden ya da itiraz eden öğretmen istemiyorlar.
06:22TED'de, İSTEK'te, BİLFEN'de çokça öğretmenin işten atıldığını, sözleşmelerinin sonlandırıldığını ne hikmetse de bu öğretmenlerin hemen hepsinin de sene içerisinde maaşına egzam yapılmasını isteyen öğretmenlerden oluştuğunu görüyoruz şu an.
06:39Az önce TED Genel Merkezi'nin önünde sendikamız tarafından bir protesto gerçekleştirildi. Çünkü öğretmenler yarın öğrencime ne anlatacağım ben eğitim için daha ne üretmeliyim diye düşünebilecek durumda değiller şu an.
06:57Öğretmenlerin hepsi bir hafta sonra ben markete gidebilecek miyim? Bu sene evden çıkartılırsam seneye yeni kiralık ev bulabilecek miyim? Öğretmenler bunlarla meşgul olmak zorunda kalıyorlar. Ama bazı patronlar bir arkadaşımız vardı Ocak ayında öğretmenimiz Ankara'da ödenmeyen parasını istemeye gittiği için saldırıya uğramıştı.
07:21Yine başka bir kurumda öğretmenler protesto eğitmek için okulun önüne inmek istediği zaman sınıflara kilitlenmişlerdi çocuklarla beraber. Resmen kilitlendiler.
07:31Ya da işte 15 gün kayna tatilinde ya da idari tatillerde zorla çalıştırılan kursa öğretmenleri var, koleji öğretmenleri var. Belki duymuşsunuzdur biz oralara da denetime gidiyoruz. Oralarda öğretmenleri mutfağa kilitleyen patronlar gördük biz.
07:50Yani öğretmenleri okulda olmadığını, kurumda olmadığını söylüyorlar. Biz orada olduklarını söylüyoruz. Onlar mutfağa kilitliyorlar ya da arka kapıdan öğretmenleri kaçırmaya çalışıyorlar. Yani durum gerçekten çok içler acısı.
08:04Ya da yaşanılan örnekler bizim mizah anlayışımız ya da bir kara komedi dizilerde yaşanabilecek örneklerin ötesinde örneklerle karşılaşıyoruz biz. Ama biz bunların hepsinin de aslında bir itibar zedelenmesi olduğunu çok net görüyoruz.
08:22Yani biz mutfaklara kapatılmak istemiyoruz. Biz arka kapılardan kaçırılmak istemiyoruz. Biz sınıflarımızda olmak ve mesaimiz bitince de hakkımızı ödendiğinden emin olarak evlerimize gitmek istiyoruz. Genelde arkadaşlarımızın çoğu mesai döneminde eğitim öğretim yılı içerisinde normal mesai süresinde okuldan çıkıp kurstan çıkıp akşam ek mesai yapmaya çalışıyorlar.
08:46Çok azdır saat 7'de 5'de evine gidip televizyonu açıp ya da çayını alıp dinlenebilen öğretmenler çok azdır. Genelde çocuğu olan öğretmen arkadaşlarımız ek iş yapmak zorunda kalıyorlar. Siz 11'de eve yorgun argın döndüğünüzde ertesi gün eğitim öğretmeye nasıl hazır olabileceksiniz?
09:04Bizim çalışma koşullarımızda çok yüksek gürültünün olduğu ortamlardır bizim sınıflarımız, çalışma ortamlarımız. Hani biz bir süre sonra o gürültüye duyarsızlaşıyoruz ama ciddi anlamda zihin dinginliği isteyen bir şey, çok yüksek dikkat becerisi isteyen bir eğitim. Biz sınıftaki her çocuğun güvenliğinden de sorumluyuz aynı zamanda ders esnasında.
09:26Demem o ki bizim ekonomik taleplerimizin yanında statü eşitlenmesi gibi taleplerimiz de var kamuya eşitlenmesi yönünde. Bize verilen sözler de var, tutulmayan sözler de var. Biz tutulmayacağını düşünmüyorduk açıkçası biz inanıyorduk yani verdiği sözü tutar diye düşünüyorduk.
09:45Ancak geldiğimiz noktada bize en son teyitleştikten iki gün sonra benim öyle bir yetkim yok deyip yüzümüze karşı söylemeden herhangi bir televizyon programında bu açıklamayı yapmış olması sayın bakanım bizi ciddi anlamda güven sarsıcıydı.
10:03Ama biz hala temaslarımızı sürdürüyoruz. Biz burada nöbetteyiz ama biz aynı zamanda bürokratik görüşmeleri de devam ediyoruz. Bayram tatilinin dönüşünde yine temaslarda bulunacağız. Çalışma Bakanlığı ile ayrı görüşüyoruz onun o iş kolundan çıkarılmasını, eğitim iş kolu kurulmasını istiyoruz çünkü biz toplu iş sözleşmesi hakkımızı kullanamıyoruz bu şekilde.
10:23Sorba iş kolu içerisinde yüzde bir örgütlememiz bizim kırk bin elli bin üyeye ulaşmamız demektir. Hızlı örgütleniyoruz evet ama o bizim birkaç sene daha hakkımızı kullanamayacağımız anlamına geliyor. Dolayısıyla biz hem Çalışma Bakanlığı hem de Milliyetin Bakanlığı ile görüşme halindeyiz.
10:42Tözok'la, Töder'le görüştük. Patron dernekleriyle de görüştük. Onlara çözüm önerilerimizi söyledik. Onlar da bize çözüm önerilerini söylediler. Ama çoğunlukla bakan bizi patronlara yönlendiriyor. Yani çözüm verici ben değil patronlara ben söyledim size yüksek maaş verecekler diyor. Aynen de bu şekilde yapıyor açıklamayı.
11:01Bize diyoruz ki yani ödemiyorlar ama o zaman ben bir daha söyleyeyim. Yani bu çocuğuna tembih ederek yapılabilecek bir şey değil. Aynen bu şekilde bize ifade ediyor. Ama hani bir bakan olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Yani onları da yönetleyen bir mekanizmanın yetkilisi olduğunu hatırlatmak isteriz.
11:19Patron dernekleri de diyor ki biz ödemek isteriz ama bize vergi SGK kolaylığı sağlanmıyor. Biz aracı da oluruz aslında bizim pozisyonumuz bu olmamalı ama aracı da oluruz iki nokta tarafında arasında. Aracı da oluruz olmaya da çalışıyoruz.
11:41Bakalım yani bayram sonrasında yine temaslarımız devam edecek. Meclis içerisindeki partilerle siyasi partilerle görüşmelerimiz devam ediyor. Ama yani biz bu yasayı almadan hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz yaşayabilecek durumda değiliz artık.
11:56Bugün bir arkadaşımız geldi Urfa'dan. Asgari ücretin altında 15 bin liraya çalışıyormuş mesela arkadaşımız. Haftada 40 saat derse giriyormuş günde 8 saat. Yani günde 8 saat 10'ar dakikalık teneffüste dahil ederseniz ki genelde bizim derslerimiz farkar. Yani bir insanın günde 8 saat derse girip 15 bin liraya ayda çalışması üstelik son 2 ayda da sigorta satan mı yatırılmamış.
12:18Yani malzeme desteği yok. Hiçbir destek yok. Etkinlik yapmak istiyor. Para verilmiyor ya da malzeme verilmiyor. Evden kendisinin getirilmesi isteniyor. E şimdi o arkadaşımız nasıl çalışsın? Yani biz bu şekilde mesleği sürdüremeyiz. İntihar eden arkadaşlarımız var bizim. Meslek değiştiren arkadaşlarımız var. Tırcılık yapmaya çalışan arkadaşlarımız var. Garsonluk yapıyor arkadaşlarımız yaz tatillerinde.
12:41Peki şimdi o kısmından biraz bahsettiniz bölmek istemedim orada ama şimdi size söz verildi. Bunu daha önce de yayınlarımızda konuştuk. O sözde hiç verilmemiş gibi davranılıyor. Bakan tabiri caizse bu durumu görmezden geliyor. Neden sizce? Yani söz vermişken ne değişti? Söz verildiğinden duyan?
13:07Bizim tarafımızdan bir şey değişmedi. Bizim taleplerimize değişmedi. Yani yükselen enflasyon dışında bir şey değişmedi. Ama sanıyoruz ki hükümetin bazı politik bakış açıları değişti sanıyoruz. Ama şunu da anlayamıyoruz. Biz 15 bin imza topladık geldik bakan televizyon programında açıklamasından tam 2 gün önce.
13:28İmzaları teslim ederken biz bakanlık yetkilisini bize şunu da söylediler. Evet evet yasamız hazırlanıyor. Ya tam o iki günde ne oldu? Açıkçası biz bilemiyoruz. Yani bakan kendi ağzından söyledi. Bakanlık yetkilisi üst düzey yetkilisi söyledi bize. Biz şunu da duyduk. Yani ÖMK öğretmenlik meslek kanununun bizim yasamızın iki kez sokulduğunu ama patron baskısıyla o yasa tasarısının tekrar meslek kanununa çıkarıldığını biz duyduk.
13:58Bize de bunu söyleyen bir bürokrattı. Yani biz bu süreçte o yani patron baskısının olduğunu anlıyoruz. Orası zaten cepte onu biz zaten biliyorduk. Ama onun dışında yani bakanın verdiği sözü televizyonda yine hani hayır bizim öyle bir yetkimiz yok demesini biz gerçekten hiçbir anlam veremiyoruz.
14:18Yani bir bakanın kendisinin bu konuda yetkili olmadığını söylemesi bizim dünyamızda gerçekten anlaşılır değil. Ama sanıyoruz ki Çalışma Bakanlığı'yla ya da işte hükümetin ekonomik politikalarıyla ilgili bir değişiklik oldu sanırım kendi aralarında. Ama işin burasıyla inanın ilgilenmiyoruz.
14:38Yani biz kendi politik bakış açıları, yaklaşımları ya da işte planları inanın bizi ilgilendirmiyor. Biz sabah 8, akşam 7 emeğimizi biliyoruz. Biz harcadığımız emeği biliyoruz. Biz bize ödenmesi gereken miktarı biliyoruz ki çok yüksek bir miktar değil. Yani bizim sabahın maaş diye bahsettiğimiz miktar gerçekten hala yoksulluk sınırının altında kalan bir miktara denk geliyor.
15:01Yani bugün kamu öğretmenleri yüksek maaşlar almıyorlar. 35 bin liraya yakın bir paraya denk geliyor şu anki haliyle. Yani 35 bin liralık bir sabah maaşı için biz şu an mücadele ediyoruz. Yani genel olarak zaten bütün özel sektörde bu anlamda bir problem var, bir kriz hali var.
15:19Ama biz bu şekilde yaşayamıyoruz. Çocuklarımız var, bir yaşamamız gereken, almamız gereken eğitimler var, performans odaklı bir kurumlarda çalışıyoruz biz. Kendimizi geliştirmemiz gerektiği söyleniyor, güzel giyinmemiz gerektiği söyleniyor. Şimdi yani bu pahalılıkla bizim bunların hepsini nasıl sağlamamız lazım? İyi beslenmemiz lazım.
15:39Yani ben kendi öğretmenlik hayatımda yani çalıştığım yerde günde 10 bin adım hiçbir şey yapmadan atıyorum yani hepimiz bu koşullarda bu tempoda çalışıyoruz, derslerde ayaktayız. Bütün bu ihtiyaçlarımızın karşılanması için gerçekten 20 bin, 25 bin liralık rakamlar inanılır gibi değil yani.
15:59Dolayısıyla çoğu insan sektör değiştirmeyi tercih ediyor. Ama biz şunu söylüyoruz biz sektör değiştirmeyeceğiz, biz sektörün tamamını toptan değiştireceğiz. Ve bunu değiştirene kadar da biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Hepimiz her şeyi göze aldık.
16:14Meslekten, patron baskısıyla karşılaşmayı göze alan arkadaşlarımız var. Bazı arkadaşlarımız sözleşmesi yenilenmedi bu süreçte, mücadeleyi seçtikleri için yenilenmedi. O TEP'de, İSTEP'te, diğer kurumlarda arkadaşlarımız sözleşmesi yenilenmedi. Bunların hepsini göze aldık çünkü başka da çaremiz kalmadı, bizim kaybedecek bir şeyimiz de kalmadı.
16:37O yüzden biz bu nöbet alanında ne kadar oluruz bilmiyorum ama biz bu taban maaş hırsızlığını alana kadar da mücadeleyi çeşitli şekillerde, demokratik yollarla vermekten vazgeçmeyeceğiz.
16:51Çok teşekkür ediyorum Duygu Hanım. Aslında çok sormama bile gerek kalmadı. Çok güzel bir özet oldu. Sonlandırmadan evvel verdiğiniz örnekler bence çok çarpıcıydı. Yani 15 bin liraya çalışmaktan tutun intihara kadar varan. Belki de durumu vehametini açıklamak açısından da bu örnekler önemli. Bu örnekleri çoğaltmak ister misiniz kapatmadan evvel? Birkaç cümle daha rica etsem sizden.
17:18Tabii yani biz o süslü binaların, o kapıların ardında ciddi anlamda sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle görsel sanatları öğretmenleri çok yoğun tempoda çalışıyorlar. O duvarlardaki panolar, o özel günlerdeki süslemeler, arkadaşlarımızın hepsi bunları mesai saatleri içerisinde yapmıyorlar. Ek mesai yaparak, ecretlere ödenmeden yapıyorlar.
17:41Bazı okullarda maaşını düzenli olarak alamayan arkadaşlarımız var. Bir arkadaşımızın okulda sinir krizi geçirdiğini ben biliyorum. Yani bir öğretmenin yeni doğan bebeğine alışveriş yapabilecek artık ne kartında limit kalmıştı ne cebinde para kalmıştı. Aslında ödenmiş olması gereken ama geciken bir maaşı vardı.
18:07Arkadaşımızın yanımızda sinir krizi geçirdiğini biliyorum ben. Ya da çalışma yükünden kaynaklı, yani çalışma temposunun artık ağırlığından, yoğunluğundan kaynaklı sinir krizi geçiren arkadaşlarımızı biliyorum ben.
18:20Yani içeride ciddi anlamda bir stres var ve inanın hiçbirisi öğrencilerimizle alakalı, verdiğimiz eğitim öğretimle alakalı şeyler değil. Yani bizi bize bıraksalar, bizi öğrencilerimizle baş başa bıraksalar dünyanın en keyifli, en zevkli mesleklerinden bir tanesi olduğunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.
18:38Ben sabah okulumun eşeği içerisinde gidiyorum. Yani bahçeden girdiğim zaman çocuklar bana koştukları zaman sarılmak için yani dünyalar benim oluyor. Ben okulda öğretim işleriyle ilgili hiç yorulmuyorum. Hiçbirimiz öyle hissetmiyoruz. Zaten şimdiye kadar da yaşadığımız hiçbir sıkıntıydı.
18:55Biz sınıflarımıza, velilerimize yansıtmadık. Velilerimiz de bize çok destek veriyor. Birçok okulda biz bunun örneğini gördük. Ama biz görev tanımı dışındaki işlerden artık hani bunlardan sıkıldık, bunları yapmak istemiyoruz, veli araması yapan arkadaşlarımız var mecbur, yani kayıt görüşmesi için öğretmeni, veliyi arattırıyorlar.
19:14Şimdi bu öğretmenin görevi değildir. Bu okulun muhasebecisinin görevidir ya da artık o pozisyonda kim varsa. Veli toplantılar oluyor, hafta sonu bir sürü etkinlikler oluyor, eğitimler oluyor. Tamam bunları yapalım ama bunları karşılığı ödenecek şekilde yapalım.
19:32Ben şu an mesela ailemin yanında olmam gerekiyordu. Hepimiz öyleyiz. Yani yaz tatili başlasın da şunu yapayım dedim, hayallerimin hepsini mesela, dinlenme hakkımı kullanmayı ertelemiş durumdayım. Hepimiz o durumdayız şu an. Ama buradan da gidemiyoruz evlerimize.
19:50Çünkü Eylül ayında biz yine düşük ücretlerle, çoğumuz öyle, düşük ücretlerle baş başa kalmak durumunda kalıyoruz. Şu an iyi maaş alsak bile bizim için bu yeterli değil ki. Bir sene sonra ne olacağımızı bilmiyoruz. Çünkü biz senelik sözleşmelerle çalışıyoruz ve sözleşmemizin bitmesine iki gün kala bize sözleşme yenilenmeyeceği söylenebiliyor. Süreli sözleşmelerle ihbar süresi yok.
20:14Dolayısıyla bizim için gerçekten ciddi bir stresi neden oluyor. Ocaktan başlıyor bizim stresimiz. Yazı yaz dönemi boyunca stresli geçiyor çoğumuz açısından. O yüzden ciddi bir bunalmışlık ve ciddi bir kızgınlık da var öğretmen kitlesi içerisinde.
20:31Yani biz o kızgınlığı da yönetmeye çalışıyoruz sendikamıza böyle mücadeleyi evirtmeye çalışıyoruz. Ama insanlar çözüm bulamadıkları zaman ya sektör değiştiriyorlar ya ülkeden gidiyorlar ya da yaşamdan vazgeçiyorlar. Dolayısıyla ciddi bir anlamda bir sıkışmışlık söz konusu bizim camiamızda.
20:52Çok teşekkür ediyorum kızlarla paylaştıklarınız için. Biz teşekkür ederiz. Hep yanımızdaydınız. Çok sağ olun desteğiniz için. Söz verdiğiniz için teşekkürler. Rica ederiz.
21:05Yani üzücü açıkçası tabii ki bunları konuşmak kamuoyunun gündemine getirmek ve sizin mücadeleniz oldukça kıymetli. Her daim de elimizden geldiğince elbette yanınızda olacağız.
21:18Gelecek nesiller öğretmenlerin eseri deriz ancak öğretmenlere verilen kıymet de işte o bakışla ilgili o bakış değiştiğinde zaten bu sorunlar ortaya çıkmaya başladı diyelim. Biz de sonlandıralım yayınımızı sevgili izleyenler.
21:33Önemli bir konu konuştuk. Haftalarca süren bir mücadele var. Özel sektör öğretmenleri bir özel sektör bir kamu ayrımı olduğu için aslında köle ücretlerine mahkum edilmiş durumdalar. Patronun vicdanına bırakılmış durumdalar. Onları da aktardıkları gibi çok çarpıcı örnekler verdi duygu öğretmen sizler için.
21:52Şimdilik noktalıyorum en kısa zamanda özel sektör öğretmenlerinin taleplerinin yerine getirilmesini ve bu hak gaspının son bulmasını diliyoruz istiyoruz ve bunun için de hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz diyelim. Hoşçakalın.

Önerilen