Youtube kanalımıza abone olun: ►https://goo.gl/USTWfS
Whatsapp iletişim Numaramız: ►+90 530 850 4500
Asker TV Canlı Yayın: ►http://www.askertv.com/canli-yayin
Instagram: ►https://www.instagram.com/askertv
Facebook: ►https://www.facebook.com/AskerTV
Twitter: ►https://twitter.com/askertv
Telegram: ►https://t.me/askertv
İnternet sitemiz: ►http://www.askertv.com
Haber sitemiz: ►http://www.asker.tv.tr
Whatsapp iletişim Numaramız: ►+90 530 850 4500
Asker TV Canlı Yayın: ►http://www.askertv.com/canli-yayin
Instagram: ►https://www.instagram.com/askertv
Facebook: ►https://www.facebook.com/AskerTV
Twitter: ►https://twitter.com/askertv
Telegram: ►https://t.me/askertv
İnternet sitemiz: ►http://www.askertv.com
Haber sitemiz: ►http://www.asker.tv.tr
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Müzik
00:00Merhaba sevgili seyirciler Kırmızı Hatta hoş geldiniz.
00:24Geçtiğimiz hafta sizlere Ermeni sorununun ilk ortaya çıktığı dönemi anlatmış.
00:29Ve bu hafta içinde konuya devam edeceğimizi duyurmuştuk.
00:33Bu hafta sırada belgeler, Diyaspora'da Ermeni kimliğinin oluşumu ve bunun nasıl teröre dönüştüğü var.
00:41Belgelerle başlayalım.
00:43Kim hangi iddialarını hangi belgelere dayandırıyor ve bunların hangileri uluslararası alanda kabul ya da itibar görüyor.
00:52İşte bu soruların yanıtlarını bu dosyada bulabileceğinizi düşünüyoruz.
00:55Yüzlerce yıl barış içinde yaşadılar.
01:01Anadolu'da ve Osmanlı idaresinin hüküm sürdüğü diğer coğrafyalarda Müslüman komşularıyla yan yana.
01:08Tebari sadıka yani sadık bir millet olarak.
01:12Osmanlı emperyalizm tarafından hedef tahtasına konunca kışkırtıldılar.
01:20Değerleri her ülkenin kendi hesabına ve döneme göre belirlendi.
01:25Kışkırtanlar zaman zaman Anadolu'nun yüz binlerce kilometrelik topraklarını kendilerine
01:30işte bağımsız yaşayacağınız yer diye vaat ettiler.
01:35Ancak bu sözlerinde de hiçbir zaman samimi değillerdi.
01:38Çünkü bu güçlerin bir bağımsızlık hareketi için alabileceği risklerin sınırını
01:43kendi ulusal ve stratejik çıkarlarıyla sahadaki gerçekler belirliyordu.
01:48Güçlendirildiler, silahlandırıldılar.
01:5920. yüzyılın ilk dünya savaşında bağlı bulundukları imparatorluğa karşı
02:04doğuda ayrı bir cephe açtılar.
02:11Yarattıkları tehdit üzerine imparatorluk da 1915 ve 16 yıllarında
02:17stratejik nedenlerle ilk önce liderlerini tutukladı,
02:21sonra da bazılarının yerlerini değiştirdi.
02:24Yüz binlercesi Osmanlı'nın diğer coğrafyalarına gönderildi.
02:28Böylece dünyanın dört bir yanına dağıldılar.
02:41Ne var ki kan davaları bir türlü bitmedi, bitmiyor.
02:4720. yüzyıl boyunca ulusal kimliklerini Türkiye karşıtlığına ve yarattıkları
02:54sözde 1915 efsanesine dayandıran Ermeniler, hayal ettikleri topraklarda bağımsız bir
03:00devlet olamamanın ve dünyaya dağılmış olmanın da etkisiyle sürekli olarak mağduriyet
03:06ve hakları yenmişlik hislerini içlerinden atamadı.
03:15Soykırım kavramının bile icat edilmediği bir dönemde,
03:19milliyetçi liderlerinin isyanı nedeniyle yaşadıkları tehcir uygulamasını,
03:24yıllardır kendilerine karşı kan davası gütmeyen bir ülkeye,
03:28Türkiye Cumhuriyeti'ne soykırım olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar.
03:31Propagandadan, silahlı teröre kadar pek çok metotlar.
03:37Kimliklerini, tarihlerini, varlıklarını, her şeylerini başlarına gelmeyen bir soykırım
03:43kavramı üzerine kuruyorlar.
03:44Diğer yandan, kendilerini hedef alanların aksine, hiçbir siyasi beklentisi olmayan,
03:58silahsız oldukları halde, sözde Büyük Ermenistan'ın önünde engel olarak görüldükleri için,
04:04sadece ve sadece farklı dine ve etnik kökenlere sahip olmaları nedeniyle,
04:10kendi topraklarında katliama uğrayanlar.
04:11Yarım milyondan fazla Türk ve diğer Müslüman kayıplar.
04:18Türkiye dışında her nedense bu konudan hiç bahsedilmiyor.
04:21Çünkü 1890'lardaki Ermeni isyanı ve sonrasında yaşananları,
04:26Batı kamuoyuna yansıtanlar,
04:28Osmanlı topraklarındaki Hristiyan misyonerler ve Ermenilerdi.
04:32ve Batı kamuoyunda, henüz o yıllarda oluşturulan Osmanlı Devleti ve Türk karşıtı atmosfer,
04:40günümüzde 100 yılı aşan bir güce ulaşmış durumda.
04:50Osmanlı Devleti'nin ardından,
04:52Anadolu'da Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yakılan Kurtuluş Ateşi,
04:56Türkleri kendi topraklarında küçücük bir alana hapseden,
05:01Ermenilere de 120 bin kilometre karelik toprak veren Sevr Anlaşması'nı yırtıp attı.
05:07Lozan Anlaşması müzakereleri sırasında,
05:18İngiltere, Ermeni konusunu açmak istediyse de,
05:21Türk heyeti buna izin vermedi.
05:23Çünkü Ermenistan'la olan sınırlar,
05:25hem Moskova hem de Kars Anlaşmaları ile saptanmış olduğundan,
05:29artık ortada bir sınır sorunu yoktu.
05:32Türkiye'de kalan Ermeniler ise,
05:34Lozan'ın azınlıklarla ilgili hükümlerinden yararlanacaklardı.
05:39Sonuçta Lozan Anlaşması metninde,
05:42ne Ermenistan, ne de Ermeni sözcükleri yer alıyordu,
05:46ve Ermeni sorunu da böylece hukuken son buluyordu.
05:54Ancak Ermeni Milliyetçiliği davası son bulmadı.
05:58Neredeyse bir yüzyıl önce,
06:01hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önceki yıllarda,
06:05bir devletin kendi vatandaşlarıyla yaşadığı sorunlar,
06:08günümüzde Türkiye'nin Kafkasya politikalarından,
06:11Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile ilişkilerine kadar,
06:15geniş bir alanı olumsuz yönde etkiliyor.
06:18Ermeni Diyasporası'nın elinde,
06:26gerçekten bir soykırım kararı alınıp uygulandığına dair hiçbir belge yok.
06:31Zaten böyle bir belge hiçbir yerde bulunmuyor.
06:34Ancak Birinci Dünya Savaşı'nda,
06:36Osmanlı'ya karşı savaşanların hazırladığı,
06:39bol miktarda propaganda malzemesi var.
06:42İşte bunlar,
06:43Diyaspora tarafından ısıtılıp ısıtılıp,
06:46sürekli gündeme getiriliyor.
06:47Yaşanmamış bir soykırımın kanıtları olarak.
07:00Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürerken,
07:03Amerika Birleşik Devletleri'nde savaş karşıtı,
07:06hatta biraz da Almanya lehinde bir hava vardı.
07:10İngiltere, karşı propaganda ile bu havayı dağıtmak istemiş
07:13ve bu görevi de Masterman adlı büroya vermişti.
07:20Savaş içerisinde İrlanda'da İngilizler zor durumda kalıyorlar.
07:24Ve orada uyguladıkları yöntemler,
07:26ciddi eleştiri konusu oluyor.
07:28Şimdi İngiltere'nin bu eleştiri oklarını,
07:30Almanya ve Osmanlı Devleti'ne yöneltmesi lazım.
07:33Bunun için de işte en uygun,
07:34kullanabilecekleri araç,
07:36Ermeni konusu.
07:37Söz konusu büronun hazırladığı Almanya'ya ilişkin mavi kitap,
07:42savaşın ardından unutuldu gitti.
07:44Ancak Türkleri ilişkin olarak,
07:46İngiliz tarihçi Arnold Toynbee'nin derlediği mavi kitap,
07:50sözde soykırımın kanıtı olarak günümüzde bile kullanılıyor.
07:55İngiliz propaganda kuruluşunda görevli Arnold Toynbee,
07:58Osmanlı aleyhindeki mavi kitabı hazırlarken,
08:01özellikle Ermeniler, Amerikan Büyükelçiliği ve misyoner örgütlerden sağladığı,
08:07doğru veya yanlış, kulaktan dolma tüm bilgileri kullanıyordu.
08:12Çünkü Londra'dan aldığı talimat gayet açıktı.
08:15Bu talimat, Amerikan kamuoyunu etkileyip,
08:18Amerika Birleşik Devletleri'ni Almanlara karşı bir an önce savaşa sokmaktı.
08:23Vatansever bir İngiliz olan Toynbee,
08:26ülkesinin savaştığı Osmanlı'ya karşı,
08:28tarihçiliğin temel esasını bir yana bırakmış,
08:33katliama asıl maruz kalan Müslümanlarla ilgili,
08:37tek bir ifadeye yer vermemişti.
08:42İngilizlerin, Anadolu'daki ve Osmanlı İmparatorunun her yerindeki
08:47Büyükelçiliği ve başkonsolosları kapanmış vaziyette.
08:52Yani haber alma kaynakları önemli ölçüde yitirilmiş vaziyette.
08:55Yalnız Amerikalı'dan Osmanlılar savaşa girmemiş olduğu için onlarınki var.
09:00Ayrıca Amerikalıların misyonerlikleri var.
09:04Yani misyonerliklerin hem misyonerlik teşkilatı var,
09:09hem de misyonerlere bağlı hastaneler var, okullar var vs.
09:12Buralardan gelen bilgileri almışlar.
09:17Bir de birçok Ermeni de işte şöyle oldu, böyle oldu diye son derecede abartarak,
09:23bazı büyük bir kısmında uydurarak bazı ifadeler vermişler.
09:26Onu da almışlar.
09:28Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu dışındaki Ermeni gazetelerinde,
09:33gene son derecede abartmalı,
09:34çoğu da tamamen uydurma makaleleri almışlar.
09:38Hepsini birleştirip bir kitap şeklinde yayınlamışlar.
09:42Bu kitap demek doğru değil.
09:44Açtığınız baktığınız vakit üst üste üst üste ya makale,
09:47ya kişilerin ifadesi ya da bazı konsoloslukların raporu,
09:52mavi misyonerlerin raporu bu şekilde gidiyor.
09:54Pek çok değişik Ermeni grubu Tombi'ye çeşitli dokümanlar yolladı.
10:01Bunlardan biri de Taşnak Partisi'ydi.
10:04Yani Van'da katliam yapan, Osmanlı'ya isyan eden partiden bahsediyoruz.
10:08Yani faydalandığı kaynaklar doğal olarak son derece ön yargılıydı.
10:14Bunun da ötesinde Tombi'nin bu belgeleri gerçekten kimin yazdığı hakkında da bir fikri yoktu.
10:19Kendisinin ifadesine göre bu belgelerden yüzde 22'sini kimin yazdığını bilmiyordu.
10:24Örneğin Taşnak Partisi kendisine yedi mektup gönderdi.
10:28Tombi bunların kaynağı nedir diye sorunca taşnaklardan hiçbir fikrimiz yok yanıtını aldı.
10:34Tombi hiç tereddüt etmeden bunları kitabına koydu.
10:38Mavi kitap çok kalın bir yalanlar yığındı.
10:44İlk sıkıntı kitabın basımında yaşandı.
10:47İngiltere Yabancılar Bürosu belgeleyemeyeceği bu verilerin altına resmen imzasını atmak istemiyordu.
10:55Sonunda Masterman Bürosu devreye girdi.
10:58Ve Toynbee'nin iki yılda böylesine kaynaklardan derlediği bilgiler,
11:031916'da İngiliz Propaganda Bürosu tarafından yayınlandı.
11:07İlerleyen yıllarda Toynbee'nin kullanıldığı İngiliz Propaganda faaliyetleri,
11:19bizzat İngilizler tarafından ağır eleştirilere maruz kalmıştı.
11:23Örneğin James Morgan Reed, Vahşet Propagandaları 1914-1919 isimli kitabında,
11:31mavi kitabın yanlış raporlara ve düzmece bilgilere dayandığını yazmış,
11:36Toynbee'yi tarihçi değil, propagandacı olarak suçlamıştı.
11:41Bunun da ötesinde Arnold Toynbee, yıllar sonra kaleme aldığı hatıralarında,
11:47hangi amaçla hareket ettiğini şu sözlerle itiraf ediyordu.
11:53Türk yetkilileri, yerli Ermeni toplumunun,
11:56Rus istilacılar için 5. kol olarak çalışabileceğini keşfetmişlerdi.
12:00Bu nedenle de Ermenileri savaş bölgesinden çıkartma kararı almışlardı.
12:04Bu da bir güvenlik önlemi olarak değerlendirilebilir.
12:07Benzer koşullar altında başka hükümetlerde benzer kararlar almışlardı.
12:11Örneğin Pearl Harbor baskınından sonra Amerikan hükümeti,
12:14Japon asıllı Amerikalıları Pasifik'ten çıkarıp Mississippi havzasına yerleştirmişti.
12:23Ermeni kıyımı propagandasının yayılmasında etkin olan bir başka isimle,
12:311913-16 yılları arasında İstanbul'da görev yapan Amerikan Büyükelçisi Henry Morgan taahhüdü.
12:38Amerika Başkanı'nın Osmanlı Devleti nezdindeki Büyükelçisi Morgan taahhüdü gönderdiği emirlerde,
12:53yazılarda Birinci Dünya Savaşı'na girmeyi meşrulaştıracak,
12:59Amerika'nın girmesini meşrulaştıracak bir takım olaylar tespit edilmesi karşısında
13:05Morgan taahhüdün buradaki en uygun bahanenin gayrimüslim olan,
13:12Hristiyan olan Ermenilerin büyük katliamlara uğradığını bildirmesinden başlamıştır.
13:19Morgan taahhüdün büyük elçilikteki danışmanlarından biri Arşak Şimavonyan,
13:24tercümanı ise Agop Andonyan adlı Ermenilerdi.
13:28Ve bu kişiler, Büyükelçisi'nin Ermenilere ilişkin resmi raporlarını derlerken başlıca yardımcılarıydı.
13:36Belli ki yollamış olduğu raporlardan kendi tezlerin eline seçimler yapmış,
13:44sonra bir takım şeyleri de uydurmuş.
13:47Bir takım şeyleri de uydurmuş. Bu çok açık bir şekilde belli.
13:49Morgan taahhüdün 1918 yılında ülkesinin savaşa girişini haklı göstermek amacıyla,
13:56Büyükelçi Morgan taahhüdün öyküsü adıyla bir kitap yayımladı.
14:00Sözde soykırım için ana kaynak olarak gösterilen ve özellikle Amerikan kamuoyunda büyük etki yaratan bu kitap,
14:07Büyükelçilikte çalışan Ermenilerin Morgan taahhüdün verdiği abartılı ve uydurma bilgilerden oluşuyordu.
14:15Morgan taahhüdün maskesini düşüren ise bir başka Amerikalı oldu.
14:18Bilim adamı Keith Lowry, Morgan taahhüdün öyküsünün ardındaki Gerçek Öykü adlı kitabında söz konusu yalanları ayrıntılarıyla ortaya koyuyordu.
14:29Örneğin Büyükelçi, tehcir edilen Ermenilerden yarım milyonunun yeni yerlerine yerleştikleri ve hayatlarını kazanmaya başladıklarına ilişkin raporu,
14:39her nedense hatıratlarında kullanmıyordu.
14:421948'de kabul edilip 1951'de yürürlüğe giren Uluslararası Soykırım Sözleşmesi'nin ikinci maddesine göre,
15:00bir fiilin soykırım olabilmesi için bir grubun taşıdığı nitelikler nedeniyle yok edilme kastının ortada bulunması gerekiyor.
15:08Bu nedenle Ermeni tarihçiler de Osmanlı yöneticilerinin Ermenileri grup olarak yok etme amacı taşıdıklarını yıllardır kanıtlamaya çalışıyor.
15:22Böyle bir kanıta rastlayamayınca da yalan söylemekten çekinmiyorlar.
15:27İşte bu noktada öne sürdükleri bir başka kaynak, Aram Andonyan adlı bir Ermeninin 1920 yılında kaleme aldığı Naim Bey'in Anıları adlı kitap.
15:38Andonyan'a göre Naim Bey, tehcir dairesinin Halep bürosunda görevli bir Osmanlı memuruydu.
15:44Ve bu kişinin, Talat Paşa'nın tehcir edilen Ermenilerin öldürülmesi emrini içerdiğini iddia ettiği telgrafları,
15:53yaşadığı utançtan dolayı karşılıksız olarak kendisine verdiğini öne sürüyordu.
15:57Şu olasılık çok yüksek.
16:05Meşhur Talat Paşa telgraflarını Ermenilere veren Naim Bey diye birisi gerçekten yoktu.
16:11Tıpkı sözde soykırım iddialarına temel aldıkları belgelerdeki pek çok hayali kahraman gibi.
16:17Naim Bey'in tek bir kaydına rastlayamıyorsunuz.
16:20Ancak tabii eğer bir hikaye uyduracaksanız, en basiti bir Türk ismi bulursunuz.
16:26Naim Bey adında bir memur Halep İskan dairesinde bulunamıyor.
16:38Daha ilginci bir tarih var belgelerin bir tanesinde.
16:41Tarihler karıştırılmış böyle bir nokta var.
16:44Osmanlı şifreleme sistemine uymuyor belgeler.
16:47Bu açıkça ortaya çıkıyor.
16:49Hatta o belirtilen bir tarihte oradaki Osmanlı valisi Abdülhalik Bey değil de Bekir Sami Bey olduğu da tespit ediliyor.
16:56Dolayısıyla tamamen bir fabrikasyon.
16:59Şifreleme sistemlerinden olmayan kahramanlarına, belge numaralarından olmayan belgelere kadar Naim Bey'in anıları da işte böyle ortaya çıkıyor.
17:11Osmanlı arşivlerinde yazanlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan çelişkilere rağmen,
17:16ne yazık ki Ermeni diasporası tarafından bu durum hala masaya konuyor ve inanmak isteyen de buna inanıyor.
17:27İşin ilginci ise bugün Ermeni propagandalarının dayandırıldığı bu üç kitaba yazıldıkları dönemde kimsenin, özellikle de İngilizlerin itibar etmemesi.
17:38Bunun en somut kanıtı da Malta yargılamaları.
17:42Yani Kasım 1918'de İstanbul'u fiilen işgal eden İngilizlerin kurdurdukları mahkemelerde 55'i tehcirle suçlanan 144 kişiyi tutuklattırarak Malta'ya göndermesi.
17:55İşte bu süreçte Osmanlı kayıtlarında Ermeni katliamına ilişkin delil bulamayan İngilizlerin,
18:01iddiaların kaynağı olan bu kitapları kanıt olarak mahkemeye bile sunmaması oldukça dikkat çekici.
18:10Şöyle bir ortam hani kesin bunları cezalandırma amacı var bir kere.
18:14Hani en ufak bir şey bulunsa kesinlikle delil olarak kullanılacak, cezalandırılacak.
18:18Orada yargılamalar yapılıyor.
18:20Fakat sadece İngiltere değil, Amerika Birleşik Devletleri'nden de çok sayıda yardım isteniyor.
18:25Kanıt bulunması açısından, ABD Büyükelçiliğinden.
18:28Fakat bir türlü bir kanıt bulunamıyor.
18:30Savaş içerisinde kendilerinin tarafından mavi kitapta yayınlanmış olan belgeleri güvenilir görmediği için
18:37onlara istinaden dava açmıyor, açamıyor.
18:41Bu üç kitabı da tabiri caizse batırmak için, güvensizliğini, güvenilir olmadıklarını kanıtlamak için en esaslı husustur.
18:53Yani İngiliz bunu hukuki delil olarak görebiliyor.
18:56Ermeni diasporası ve tarihçileri açısından eğer ortada bir delil yoksa,
19:03bunu uydurmak veya uyduranlardan alıntı yapmak en geçerli yöntem.
19:09Kimi zaman bu yalanlar öylesine büyük bir boyuta ulaştı ki,
19:13örneğin Mustafa Kemal Atatürk'ün sözde soykırımı kabul ettiği bile öne sürüldü.
19:18İddiaların kaynağı, Fransız yazar Paul Duvon'un 1938'de yazdığı bir kitabın dipnotunda kullandığı,
19:27Mustafa Kemal İstanbul'da 27 Ocak 1920'de çıktığı mahkemede,
19:32Ermeni katliamından Osmanlı Devleti'ni sorumlu tutan bir açıklama yapmıştır ifadesi.
19:37Oysa ki 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak ulusal kurtuluş mücadelesini başlatan
19:48ve hakkında idam emri bulunan Mustafa Kemal'in,
19:521920'de kendi isteğiyle İstanbul'a gidip Divan-ı Harp'e çıkıp ifade vermesi mümkün değildi.
19:59Doğal olarak da Mustafa Kemal'in adı,
20:03Takvimi ve K'yı gazetesinde yayınlanan Divan-ı Harp zabıtlarında yer almıyor.
20:08İşin daha da vahimi, bu yalanın kısa bir süre önce Avrupa parlamentosunun kayıtlarına bile girmiş olması.
20:182002 yılında İsveçli Yeşiller Grubu milletvekili Per Garton gidiyor,
20:24araştırma yapıyor Ermenistan'da, Azerbaycan'da.
20:26İşte orada Ermenistan'dayken işte bir soykırı müzesinden bir kişi diyor ki,
20:30bakın diyor Mustafa Kemal Atatürk de bunu aslında kabul etti.
20:33Hatta tarif veriyor, 10 Nisan 1921'de diyor,
20:35Büyük Millet Meclisi'nde konuşmasında bunu kabul etti diyor.
20:38Bu hazırlanan yani Avrupa parlamentosunda raportörün hazırladığı raporun dipnotuna kadar giriyor.
20:45Sonra tabii 2002 yılı çok da taze bir olay araştırılıyor.
20:48O tarihte Büyük Millet Meclisi'nde oturum dahi yapılmadığı ortaya çıkıyor.
20:56Nazilerin İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudilere yönelik soykırım uygulaması,
21:05Ermenilerin soykırım iddialarını dünya gündemine taşımasına vesile olmuştu.
21:10Ermenilerin bir diğer iddiası da Adolf Hitler'in gerçek soykırımı yaparken Osmanlı'dan isimlendiği yolunda.
21:18Hitler soykırım yapmıştır, Türkler de soykırım yapmıştır.
21:26O zaman Türkler de Hitler gibidir.
21:29İşte bunu başarmaya çalışıyorlar.
21:31Bunun siyasi bir düşünce olarak yerleşmesine çalışıyorlar.
21:35Tüm dünyayı Türklerin Naziler gibi olduğuna inandırmaya çalışıyorlar.
21:39Ancak Türkler böyle bir şey yapmadılar.
21:41Hitler'in 22 Ağustos 1939'da komutanlarıyla yaptığı bir toplantıda,
21:54Türkiye'de Ermenilerin kökünün kazındığını bugün kim hatırlar ifadesini kullandığı öne sürülüyor.
22:01Polonya'ya saldırı talimatının verildiği bu toplantıda resmi tutanak yok.
22:06Ancak komutanların aldıkları bazı notlar var.
22:09İşte bu notlar, savaşın ardından Nürnberg'teki savaş suçları mahkemesine delil olarak sunuluyor.
22:16Ancak savcı, kendisine bir gazeteci tarafından yollanan üçüncü bir not bulunduğunu,
22:22ancak üzerinde oynamalar olduğu için delil olarak kullanılamayacağını belirtiyor.
22:28İşte söz konusu not, Hitler'in aslında söylemediği bu sözleri içeriyor.
22:33Yapılan araştırmalar sonucunda da söz konusu ifadelerin farklı bir yazı karakteriyle,
22:40sonradan komutanların notlarına eklendiği açıkça kanıtlanıyor.
22:44Ancak bu noktada, Türkiye'yi sanık sandalyesine oturtmaya çalışanların unuttuğu tarihi bir gerçek daha var.
22:52Taşnaklarla Naziler arasında, Ermeni kaynaklarınca da tespit edilen açık işbirliği.
22:59Örneğin 1943'te Ermenistan Ulusal Konseyi tarafından,
23:04Berlin'de Nazi yanlısı Ermenilerin Nazilerle imzaladıkları ve tüm dünyaya ilan ettiği anlaşmaları.
23:12Beklentileri ise, Almanların savaşı kazanması durumunda,
23:16hayal ettikleri Büyük Ermenistan'a kavuşmak.
23:19Tahrif edilen belgeler, hayali kahramanlar, hayali tablolar,
23:29yarı gerçeklerle ya da tamamen yalanlarla örülmüş hatıratlar, kitaplar.
23:35Bunlara onlarcasını eklemek mümkün.
23:37İşin ilginci, tüm bunlar somut belgelerle çürütülse bile,
23:41Dünya kamuoyu günümüzde Türk ve Ermeni sözcüklerini yan yana gördüğünde,
23:46aklına ilk olarak soykırım kavramı geliyor.
23:50Peki nasıl oldu da,
23:51böylesine Türk ve Türkiye düşmanı bir oluşum,
23:54yalanlarla dolu suçlamalarını bu noktaya getirdi?
23:57Ya da daha önemlisi, neden getirdi?
24:00İşte bunun için, Ermeni diasporasının gerçekte ne olduğuna,
24:05ve Ermeni terörünün nasıl doğduğuna bakmak gerekiyor.
24:08Cumhuriyet'in ilk yılları,
24:12büyük ekonomik zorluklar altında,
24:14imparatorluğun yıkıntılarından yeni bir siyasi ve sosyal yapı kurmaya çalışan,
24:19genç Türkiye Cumhuriyeti'ne göre,
24:22Ermenilerle yaşanan sorunlar,
24:24gerek Sovyet Ermenistanı ile imzalanan anlaşmalar,
24:27gerek Lozan Anlaşması ve gerekse de Sovyetler Birliği ile kurulan dostluk çerçevesinde,
24:33sona ermiş görünüyordu.
24:34Yeni bir döneme girilmiş,
24:39eski tartışmalar, eski kan davaları artık bir yana bırakılmıştı.
24:44Türkiye Cumhuriyeti,
24:46geçmişin acılarından uzaklaşabilmek için elinden geleni yapıyor,
24:49ve yeni ilişkilerini anılar üzerine kurmamak için büyük özen gösteriyordu.
24:56Ermeniler ise 1920'lerde tüm dünyaya yayılmış bir millet görünümündeydi.
25:09Sovyet Ermenistanı'nda yaşayan Ermenilerden daha fazlası,
25:12diğer Sovyet Cumhuriyetleri,
25:14Orta Doğu, Avrupa, Afrika, Latin Amerika ve Kuzey Amerika'da hayatlarını sürdürmeye başlamıştı.
25:20Sovyetler Birliği'nin Ermenistan'daki Taşnak yönetimine son verip burayı kendine bağlaması Ermeniler için ciddi bir bölünmeye de yol açmıştı.
25:30Bir yanda Sovyet yanlısı Ermeniler, diğer yanda ise Sovyet karşıtları.
25:36Ancak Taşnaklar, bir gün Bolşeviklerle hesaplaşmayı planlarken yıllar hızla geçiyor ve artık Diyaspora'da yaşamlarını devam ettirebilecekleri bir yer halini alıyordu.
25:481800'lerin sonunda Ermenileri kışkırtıp bölgeyi Kan Gölü'ne çeviren Batı,
25:56savaş sonrasında Türkiye'den daha önemli sorunlarla boğuşuyor ve Ermenilerin dış politikalarındaki önceliği bir süreliğine de olsa geriye itiliyordu.
26:08Ancak Moskova, Ermeni kartını elinde tutuyordu.
26:111920'lerde Diyaspora Ermenileri, Vatana Dönüş Programı çerçevesinde Ermenistan'a dönmeye davet ediliyor ve yaklaşık 28.000'i de buraya göç ediyordu.
26:231930'lara gelindiğinde Taşnakların Diyaspora'daki etkisi aşınırken, Sovyet yanlısı örgütlerin sayısında da ciddi bir artış yaşanıyordu.
26:36Sovyet yanlısı ve karşıtı Ermeniler arasındaki kızışan rekabette, taraflar kendilerini Ermeni davasına daha çok ispat etme çabası içinde Türkleri yeniden hedef tahtasına koyuyordu.
26:51Diyaspora ortamında Türk düşmanlığı daha o yıllarda kemikleşmeye başlıyordu.
26:57Cumhuriyet'in ilk yıllarında Ankara-Moskova hattındaki yakınlaşma fazla uzun sürmüyor, İkinci Dünya Savaşı ve hemen sonrasında da yerini büyük bir gerginliğe bırakıyordu.
27:11Bunda Stalin'in batıya ve Türkiye'ye karşı duyduğu güvensizliğin yanı sıra, dış politikada etrafında olabildiğince geniş bir etki alanı oluşturma felsefesi de etkili oluyordu.
27:24İran'da Azeri ve Kürt milliyetçiliğini kaşıyan Stalin için Türkiye'ye karşı malzeme zaten elindeydi.
27:34Ermeni kartı
27:38İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Türkiye'den geniş bir toprağın koparılarak tıpkı İsrail gibi taşıma nüfusla büyük bir Ermenistan kurmayı hedefleyen Diyaspora Ermenileri,
27:50Stalin'in amaçlarına paralel olarak savaşın galiplerine yönelik propaganda faaliyetlerine hız veriyordu.
27:57Diyaspora Ermenileri yarattıkları 1915 efsanesini temel alan toprak talepleri ve nüfus transferine ek olarak Türkiye'den tazminat istenmesini de gündeme getiriyordu.
28:09Stalin'in 1946-1948 yılları arasında 100 bin kadar Ermeninin Sovyet Ermenistan'ına göç etmesini sağlayan
28:18Ana vatana dönüş projesi aslında 1800'lerden o güne değişmeyen Rus stratejisinin yani sınıra nüfus taşıyarak Türkiye'nin doğusunda güçlü bir Hristiyan topluluk oluşturmak ve böylece bir tür saldırı savunma bariyeri kurmak düşüncesinin bir yansımasıydı.
28:37Kampanyanın bir diğer hedefi de Diyaspora Ermenilerini Moskova'ya bağlayarak sosyalist etkiyi tüm dünyaya yayabilmekti.
28:47Ancak Ruslar ne Ermenilerin iddiaları temelinde Doğu Anadolu'dan toprak koparabildiler ne de Boğazların kontrolünü ele geçirebildiler.
28:56Dahası Ankara'yı tamamıyla kaybettiler.
28:59Trump'un doktrini, Marshall Planı, Kore Savaşı ve 1952 yılındaki NATO üyeliğiyle birlikte Türkiye, Sovyetlere karşı Batı bloğunun en önemli kalelerinden biri haline geliyordu.
29:18Sovyetler Birliği'nde ise tüm Sovyet Cumhuriyetleri üzerindeki baskılar Stalin dönemine göre hafifletilmişti
29:24ve Sovyetlerin politikaları nedeniyle homojen bir yapıya kavuşan Ermenistan'da da milliyetçilik tırmanıyordu.
29:33Diyaspora Ermenileriyle Ermenistan arasında yoğunlaşan temaslar, aktarılan fikirler de buna katkıda bulundu.
29:411960'larla birlikte böylesine koşullar altında yeniden canlanan Ermeni milliyetçiliği,
29:46kimliğini yine suni olarak yaratılan 1915 efsanesine ve Türk düşmanlığı üzerine kuruyordu.
29:54Diyasporadaki Ermeniler ise her göç eden halk gibi, özellikle ikinci kuşaktan itibaren göç ettikleri ülke halkları arasında erimeye başlamıştı.
30:05Bu durum Ermeni kilise, parti ve derneklerinin üye sayısında azalmaya ve endişelere yol açıyordu.
30:13Diyaspora Ermeni bilincini nasıl yaşatabilirdi?
30:17Çare hemen bulundu.
30:18Nazilerin uyguladığı soykırımın Yahudilere sağladığı prestij ve İsrail Devleti'nin kurulmasında oynadığı kritik rol ortadaydı.
30:27Ermeni diasporasının Rusya dışında en güçlü olduğu iki ülke, yani Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa başta olmak üzere,
30:401915 tehcerinin Yahudi soykırımıyla aynı nitelikleri taşıdığını iddia edip,
30:45bir Ermeni soykırımı miti yaratılması, irimesinden endişe duyulan Ermeni bilincinin kurtarıcısı olarak kabul görüyordu.
31:00İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda Ermeni kiliseleri, okulları, partileri ve derneklerinde bu tema sürekli olarak işlenmeye ve Ermeni gençliğinin beyni yavaş yavaş yıkanmaya başlandı.
31:14Türklerden intikam fikri de, baba veya dedelerinin soykırıma uğradığına inanan bu gençler arasında,
31:23büyük Ermenistan hayalleriyle birlikte giderek yaygınlaşıyordu.
31:28Bir başka deyişle, diasporada yaratılan yeni Ermeni bilinci, ortak kültürel değerler temelinde değil,
31:35yapay olarak yaratılan bir düşmana, günümüz Türkiye'sine karşı birleşmelerini sağlıyordu.
31:41Bu arada tehciri bizzat yaşayan birinci kuşak Ermenilerin aşırı olanları hariç,
31:48Türkleri bir bütün olarak suçlamadıkları, aksine Türklere karşı bir yakınlık duydukları zaman zaman gözlenebiliyordu.
31:55Örneğin 1954'te Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın Amerika'ya resmi ziyareti sırasında uğradığı Kaliforniya'da,
32:02göçmen Ermenilerin, Cumhurbaşkanımız geldi sözleriyle gösterdikleri yakın ilgi oldukça dikkat çekiciydi.
32:10Hatta Bayar'ın ziyaretinin bu eyaletteki tanıtımını da yine Ermeniler üstlenmişti.
32:17Ancak yeni kuşaklar için 1915 olaylarının anıları, babalarına veya dedelerine göre çok daha uzaktaydı.
32:24Yaşamları boyunca Türkiye'yi veya Türkleri bile görmemiş olan özellikle üçüncü kuşak Ermenileri en çok nefret edenler arasında yer alıyordu.
32:34Çünkü beyin yıkama sürecinin meyveleri alınmaya başlanmıştı.
32:39İşte bu durum Türkler ve Ermeniler arasında bir uzlaşıya varılmasının önünde, günümüzde de en büyük psikolojik engel olarak duruyor.
32:48Osmanlı'nın Ermeni ayrılıkçı liderlerini tutukladığı 24 Nisan 1915'ten 50 yıl sonra,
33:10yüz binlerce Ermeni hep bir ağızdan Merho Ger, Merho Ger yani bizim topraklarımız, bizim topraklarımız sloganı atarak Erivan sokaklarına döküldü.
33:23Kastettikleri topraklar da Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesinden başka bir yer değildi.
33:291965 Erivan gösterisi, Sovyet yönetiminin Ermenistan'da Ermeni milliyetçiliğine sağladığı serbestliğiyle açıkça ortaya koydu.
33:39Ermenilerin hedefi, NATO'nun kanat ülkesi Türkiye'ydi.
33:50Gösteriler sadece Lübnan ve Ermenistanlı sınırlı kalmıyor, Afrika'dan Asya'ya ve Latin Amerika'ya kadar tüm dünyada eş zamanlı olarak düzenleniyordu.
34:00Bu hareketin haklı veya haksız olduğunun, oy peşindeki politikacılar için önemi yoktu.
34:06Eğer yüz binlerce insan sokaklardan, parlamentolara, spor salonlarından ilkokullara kadar her yerde Türkiye'yi suçluyorsa bir nedeni olmalıydı.
34:17Olmasa da onlara destek vermek oldukça karlıydı.
34:211965'lerden itibaren dünya kamuoyu yavaş yavaş Ermenilerin yanına kayarken,
34:28Türkiye cevap vermiyor, sessiz kalmayı tercih ediyor ve böylesine bir sessizliğin kabulden geldiği izlenimi genel bir kanaat olarak dünya kamuoyuna yerleşmeye başlıyordu.
34:40Şiddete çağrıyı da içeren sloganların atıldığı Ermeni gösterileri 1970'lere girilirken,
34:48yavaş yavaş dünya genelindeki Türk büyükelçiliklerinin önlerine de kaymaya başladı.
34:53Bu durum, kısa bir süre sonra yaşanacakların bir habercisi gibiydi.
34:58Türkiye Cumhurbaşkanı'nın 1954'te Kaliforniya'ya ziyareti sırasında,
35:13bu eyalette yaşayan çok sayıda Ermeni tarafından sıcak bir şekilde karşılanmasının üzerinden geçen 19 yılda çok şey değişmişti.
35:231973'ün ilk günlerinde, Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosluğu'ndaki programlar Ermeni tehditleri nedeniyle erteleniyor,
35:33bombalı saldırı ihbarları gelmeye başlıyordu.
35:3627 Ocak 1973
35:39Böylesine bir ortamda, Anadolu'da ailesini kaybeden ve bunun sorumlusu olarak da Türkiye'yi gören,
35:4778 yaşındaki Georgen Yanikyan adlı bir Kaliforniya Ermenisi,
35:52Abdülhamid'e ait bir tabloyu armağan etmek bahanesiyle,
35:56Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve yardımcısı Bahadır Demir'le buluştu
36:01ve her ikisini de sözde geçmişin intikamını almak adına acımasızca öldürdü.
36:09Olayın ardından yakalanan katil, ömür boyu hapse mahkum edildi,
36:13ancak daha sonra sağlık nedenleriyle serbest bırakıldı.
36:17Katilin kurbanlarıyla hiçbir şahsi sorunu olmaması
36:22ve onları sadece sözde soykırımdan sorumlu tuttuğu bir devletin temsilcileri olduğu için öldürmesi,
36:29Amerikan basınında büyük ilgi yarattı
36:31ve olayın öncesi hakkında bilgi verilirken de soykırım iddialarından yine bahsedilmeye başlandı.
36:38Büyük ses getiren bu cinayet Ermeni militanlarında davalarını duyurmak için
36:44Türk diplomatlarını sistematik olarak katletme fikrini de doğurdu.
36:49Böylece Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en eski ve devamlılık gösteren terörizm hareketi
36:56yani Ermeni terörü yine hortluyordu.
36:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
37:29Genç militanların esinlenebilecekleri tarihi örnekler de çoktu.
37:471890'lardan başlayarak dış destekli Hınçak, Taşnak ve Armenekan gibi örgütler
37:54ayrılıkçı hareketleri doğrultusunda Türkiye'nin doğu illerini kana bulamış,
37:59çıkardıkları isyanlar zar zor bastırılmış ve bu hareketler
38:031. Dünya Savaşı yıllarında işgal güçleri tarafından silahlandırılıp
38:08Osmanlı'yı arkadan vurmuştu.
38:10Tüm bunlar da beraberinde Osmanlı'nın tehcir önlemini getirmişti.
38:15Ermeni propagandasının öncülerinden Ruiz Nalbantyan, 1963 tarihinde yayınladığı kitabında
38:25Hınçak Parti programını şöyle özetliyordu.
38:28Ajitasyon ve terör, Ermeni halkının moralini yüksek tutmak için gerekliydi.
38:36Halk düşmanlarına karşı tahrik edilmeli, aynı düşmanların misilleme eylemlerinden de
38:40yararlanılmalıydı.
38:42Terör, halkı korumak ve halkın güvenini korumak için bir yöntem olarak kullanılmalıydı.
38:47Parti Osmanlı hükümetini terörize ederek rejimin itibarını sarsmalı ve tümüyle yıkılması
38:52için çalışmalıydı.
38:54Hükümet terörün tek hedefi olmayacaktı.
38:57Hınçaklar, o sırada hükümet hesabına çalışan ve en tehlikeli buldukları Ermeni
39:01ve Türkleri öldürmek istiyor ve bütün casus ve muhbirleri yok etmeye çalışıyordu.
39:07Bu doğrultuda kendisine yardımcı olması için terörist eylemler yapacak özel bir örgüt
39:11kurmuştu.
39:12Genel isyan çıkarmak için en uygun zaman da Türkiye'nin bir savaşa girmesiydi.
39:17Bir başka Ermeni araştırmacı Papaz Yansa, 1934 tarihli Çarpıtılan Vatanseverlik adlı
39:26kitabında Taşnak Komitesi'nin amaçları hakkında şunları yazıyordu.
39:33Taşnaklar ayaklanma yoluyla Türk Ermenilerinin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını sağlamaya
39:38başlıyordu.
39:40Terörizm başından itibaren Kavkaz Taşnak Komitesi tarafından bu amaca ulaşmak
39:44için bir yöntem ve politik olarak kabul edilmişti.
39:47İmkanlar başlığı altında 1892 yılında kabul ettikleri programda aşağıdaki
39:52hususları okuyoruz.
39:54Ermeni Devrim Federasyonu ayaklanma amacına ulaşmak için devrimci gruplar oluşturur.
39:59Yöntem 8 aşağıdaki gibidir.
40:02Savaşmak ve hükümet mensuplarını ve hainleri teröre maruz bırakmak.
40:07Yöntem 11 ise hükümet kurumlarını yıkmak ve yağmalamak.
40:10Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte Taşnakların içinde kendilerine Yunan
40:21efsanesinin adalet ve intikam tanrısı Nemesis'in adını seçen bir hareket oluşturuldu.
40:27Hedefleri tehcirden sorumlu tuttukları üst düzey eski Osmanlı yöneticileriydi.
40:33Savaş sonrasında büyük bölümü yurt dışında bulunan bu yöneticiler Taşnak suikastçiler
40:42için kolay birer hedefti.
40:451919'da Erivan'da toplanan Batı Ermenistan 2. Kongresinde aralarında Talat, Cemal,
40:53Said Halim Paşalarla Dr. Nazım, Bahattin Şakir ve Cemal Azmi Bey'in de bulunduğu Osmanlı
41:00yöneticileri hakkında infaz kararı alındı.
41:04Hedef tahtalarında Mustafa Kemal Atatürk de vardı.
41:08Bunlardan ilki Mayıs 1925'te Ankara'ya ulaşmaya çalışan suikastçilerden Manopyan adlı
41:15bir komitecinin yakalanmasıyla engellendi.
41:18İkinci suikast girişimi ise 14 Eylül 1927'de gerçekleştirildi.
41:24Mercan Altunyan adlı bir kişi diğer arkadaşlarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayı'na
41:30saldırı düzenledi.
41:32Çıkan çatışmada bu iki kişiyle birlikte iki polis ölürken olayın Rusya bağlantısı
41:38olduğu da iddia ediliyordu.
41:42Entülen ürperdeci süreç ise sözde katliamın baş sorumlusu olarak gördüğüleri eski
41:48İçişleri Bakanı Talat Paşa'nın katli ve sonrasında yaşandı.
41:5215 Mart 1921'de eski İçişleri Bakanı Talat Paşa, Berlin'de Sogomon Tehlerian adlı
42:01bir kişi tarafından sokak ortasında arkadan vurulup öldürüldü.
42:05İşin ilginci, katil belli olmasına rağmen Almanya'daki mahkeme süreci adeta Türklerin
42:12katliamla suçlandığı bir tiyatro oyununa dönüştürüldü ve Tehlerian serbest bırakıldı.
42:18Tehlerian, diasporadaki beyin yıkama sürecinde Ermeni ulusal kahramanı olarak sunulurken,
42:26Talat Paşa davası kararı da Ermeni terörü döneminde Ermeniler tarafından sıkça kullanılacaktı.
42:34Yaklaşık bir asır boyunca süreklilik gösteren Ermeni terörü, 1973'teki bireysel
42:40eylemin ardından hızla örgütlenmeye başladı.
42:48Ermeni militanları, Türk diplomatlarını sistematik olarak katletme taktiğini yaşama geçirme yolunda
42:55en uygun uluslararası ortamı da 1974 Kıbrıs Varış Harekatı'nın ardından buldu.
43:02Harekatın ardından Türkiye'yi ana tehdit olarak algılayan Yunanistan ve Kıbrıslı
43:16Rumlarla Ermeni gruplar arasındaki yoğun temaslar kısa sürede iş birliğine dönüştü.
43:22Yunanlar ve Rumların soykırım propagandasına mevcut desteği,
43:28bu kez örgütlü Ermeni terörüne her alanda verilen bir desteğe dönüştü.
43:33Ortak yanları da çoktu.
43:35Çünkü Yunan ve Ermeni ulusal kimliklerinin oluşumunda,
43:38öteki veya düşman olarak Türk kavramı önemli bir rol oynuyordu.
43:44Kıbrıs'a müdahale, Türkiye'yi uluslararası alanda zor durumda bırakmıştı.
44:01Türkiye'nin Avrupa ile olan ilişkileri kopma noktasına gelmiş
44:04ve buna bir de Amerika'nın uygulamaya başladığı silah ambargosu eklenmişti.
44:09Böylesine bir ortam Yunanistan'ın bu yeni politikasını uygulamasını da oldukça kolaylaştıracaktı.
44:17İşte temelleri bu şekilde atılan Rum-Ermeni Stratejik İşbirliği de günümüze kadar gelecekti.
44:23Ocak 1975 Lübnan
44:41Ermenistan'ın kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu, yani bilinen adıyla Asala,
44:49o dönemde onlarca terör örgütünün üstlenmek için tercih ettiği bir ülkede, Lübnan'da kuruldu.
44:56Bu örgütün ana ideolojik hedefi, Doğu Anadolu bölgesini Türkiye'den kopararak Sovyet Ermenistan'ına katmaktı.
45:03Örgütün militanları, George Habbaş'ın liderliğindeki Filistin'in kurtuluşu için Halkçı Cephe adlı örgüt tarafından eğitildi.
45:13Ardından dünyanın dört bir yanına, yani operasyon sahalarına sürülmeye başlandı.
45:20İlk örgütlü eylemlerinde 22 Ekim 1975'te,
45:25Türkiye'nin Avusturya Büyükelçisi Daniş Tunalıgil katledildi.
45:29İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:59Bu örgüt, gerçekleştirdiği eylem sayısı açısından İRA'dan sonra ikinci sırada yer aldı.
46:07Terörizm döneminde Türkiye'nin temsilcileri ve vatandaşları en çok saldırıya Fransa'da uğradı.
46:14En kanlı can kayıpları ve en büyük saldırılar bu ülkede gerçekleştirildi.
46:19Buna karşın Ermeni teröristler en yoğun hoşgörü ve desteği de yine bu ülkede buldu.
46:34Bunda Lübnan faktörü de etkili oldu.
46:37Çünkü Lübnan'ın uzun yıllar Fransız yönetiminde kalması ve iki ülke arasındaki özel ilişkiler nedeniyle,
46:45bu ülkede eğitilen Ermeni teröristler ellerini kollarını sallayarak Fransa'ya girebildi.
46:51Örneğin Lübnan'daki Filistin kamplarında eğitilen ve 1983 Orly saldırısında bombayı yerleştiren
47:01Varojyan Garbicyan, daha sonra Fransız pasaportu ve oturma izniyle bu ülkede rahat rahat yaşamını sürdürebiliyordu.
47:13Yugoslavia dışında olay yerinde yakalanan Asala militanlarının sayısı da çok azdı.
47:18128 suikastın sadece 6'sında faillerin yakalanması oldukça şaşırtıcıydı.
47:26Çünkü geniş bir koruma, istihbarat ve sempati ağı olmaksızın bu denli gizli kalabilmek pek de mümkün değildi.
47:36Sol kökenli Asala sesini terörizmle duyurdukça sağcı taşnaklar Ermeniler üzerindeki etkilerini kaybetme kaygısına kapıldı.
47:451920'lerden bu yana devam eden rekabet, terörizm alanında da rekabete yani kimin daha çok Türk öldüreceği çekişmesine dönüştü.
47:57Bu doğrultuda kısaltılmış adı JCAG olan Ermeni soykırımı için adalet komandoları adlı bir başka örgüt, 1976 yılında yine Beyrut'ta kuruldu.
48:08Liderleri 55 yıl önce Talat Paşa ve diğerlerini öldüren Nemesis adlı örgütün üyeleriydi ve taşnaktı.
48:18Yani Asala'nın tersine sağda ırkçı ve antikomünist bir başka terör örgütü daha ortaya çıkıyordu.
48:26En az Asala kadar zarar verdiler.
48:28Adalet komandoları adlı bu örgüt, Türk diplomatlarına yönelik suikast ve bombalı saldırıların yarıya yakınını gerçekleştiren örgüt oluyordu.
48:38Ermeni ihtilal ordusu, yeni Ermeni direnişi ve pek çok paravan örgüt de bu dönemde dünyanın dört bir yanında kan döküyordu.
48:4833 Türk diplomatı ve 34 diğer ülke vatandaşı teröre kurban gitti.
48:57200'den fazla eylemde toplam ölü sayısı 80'i aştı.
49:01Bazıları ağır olmak üzere 500'e yakın kişi yaralandı.
49:05İzlediğiniz için teşekkür ederim.
49:35Ermeni terörünün dehşet saçtığı yıllarda Batı dünyası ilke olarak teröre karşıydı.
49:42Ancak her nedense Ermeni terörünü uzun yıllar açıkça kınamaktan kaçındılar.
49:49Ta ki terör kendi vatandaşlarını da hedef alana dek.
49:53Bu aslında 1800'lerin sonundan günümüze uzanan ön yargılarının bir başka yansımasıydı.
50:00Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere ve Rusya'nın Osmanlı'nın son dönemlerinde Ermenilerin hamiliğini üstlenmeleri,
50:09bu ülke kamuoylarında basın ve propagandanın da desteğiyle,
50:13mazlum Hristiyan halkı Ermenilere gösterilen sevgiye karşılık,
50:18Türklere yapıştırılan eli kanlı barbarlar limaşı,
50:22İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Ermenilerin yaşadıklarını soykırım olarak kabul ettirme yönündeki çabaları
50:29ve bu çabaların 1970'lerden itibaren terörizmin de desteğiyle saçtığı dehşet.
50:44Tüm bu süreçte Batı dünyası Ermenilere genelde hoşgörüyle bakarken,
50:50masum insanların katledilmesine sırf Türk oldukları için kayıtsız kalmayı tercih etti.
50:59Ermeni terörü 1980'lerin ortasında adeta bıçakla kesilir gibi etkisini azalttı.
51:07Kimilerine göre bu durum, terör örgütleriyle dünyanın çeşitli yerlerinde aktif mücadeleye giren Türkiye'nin başarısıydı.
51:15Ancak ortak kabul gören neden, 15 Temmuz 1983'te Paris'te Orly Havaalanında,
51:23Türk Hava Yollarına düzenlenen bombalı saldırıda ölenlerin çoğunluğunun Türk değil,
51:28yabancı olmasıydı.
51:30Bu olay Ermeniler lehine olan havayı değiştirdi.
51:34Ermeni çevrelerinde ciddi tartışmaları ve özellikle Asala'da bölünmeleri de beraberinde getirdi.
51:40Bir asırlık böylesine küresel bir propaganda, Türkiye'ye yine zor günler yaşatıyor.
51:55Önyargılar öylesine kemikleşmiş durumda ki, arşivlerin açılması ve tarihin ortak araştırılması yönündeki çağrılar bile karşılık bulamıyor.
52:06Lozan'da son nokta konmasına karşın siyasi bir araç olarak kullanılan soykırım iddiaları,
52:14bir başka deyişle sözde Ermeni sorunu, Türkiye'yi tüm dünyada olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.
52:221973'te bireysel bir suikast olarak yeniden canlanan Ermeni terörü, kısa bir süre içinde örgütlü teröre dönüştü ve böylesine büyük acılar çektirdi.
52:35Yüzyılın başlarında Talatpaşa suikasti sonrasında Batı'nın Ermeni tetikçi Tehleryan konusunda sergilediği tavrın benzerini bu dönemde de gördük, yaşadık.
52:47Önümüzdeki hafta konuya yine devam edeceğiz ve Tehleryan olayının yanı sıra sorunun Rus arşivlerinde nasıl ele alındığını da ayrıntılarıyla aktaracağız sizlere.
52:58Bir dahaki programda görüşünceye kadar hoşçakalın.
53:00Hoşçakalın.