Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Bizim programın bir tane hedefi var. O da Cumhurbaşkanımızın
00:04verdiği bir hedef. O da nedir? Sürdürülebilir yüksek büyüme.
00:10Bu büyüme kaynaklı elde ettiğimiz gelirin daha adil
00:14dağılımıdır. Bu bizim ana hedefimizdir. Ama bu hedefe
00:19ulaşmak için makro bazda başarmamız gereken diğer
00:25hedefler var. Ikincil hedef. Nedir bunlar? Fiyat
00:28istikrarı. Ne demek bu? Yani enflasyonun düşük tekhaneye
00:33indirilmesi. Buna biz fiyat istikrarı diyoruz. Ikincisi
00:37mali disiplin. Yani bütçe kaynaklarını hem doğru alanlara
00:43yönlendireceğiz, üretken alanlara, tarım gibi orman
00:48gibi hem de tabii ki ayağımızı mümkün olduğunca yorganımıza
00:53göre uzatıp çok fazla borç biriktirmemeye çalışacağız.
00:59Üçüncü önceliğimiz tabii ki burada sürdürülebilir cariyat.
01:03Yani tabii ki cari fazlaya geçiş için bir program
01:07uyguluyoruz ama o biraz orta uzun vadeli. Kısa vadede
01:11yapmamız gereken özellikle dış borcun milli geliri oranını
01:15arttırtmayacak. Yani milli geliri oran olarak dış borcu
01:20aşağı yönlü bir trendle tutacak bir sürdürülebilir cariyat. Ve
01:26en son olarak bütün bu kazanımları kalıcı hale
01:31getirecek yapısal dönüşüm. Yani verimlilik ve rekabet gücünü
01:36içeren bir yapısal dönüşüm programı. Bizim programın özü
01:42bu. Peki neredeyiz diye merak ediyorsunuz. Ben de biraz
01:47anlatayım. Tabii ki ciddi bir enflasyon sorunuyla karşı
01:52karşıya olduğumuz ortada. Ama önce bir enflasyonu kontrol
01:59altına aldık. Iki bin yirmi üçün ikinci yarısıyla. Iki bin
02:02yirmi dördün ilk yarısı. Bu bu dönem kontrol dönemiydi. Iki bin
02:08yirmi dördün ikinci yarısından itibaren dezenflasyon dönemine
02:12girdik. Şimdi bazıları diyorlar ki ya enflasyon yüzde otuz
02:16sekizden aldılar. Bir buçuk iki yıl sonra yüzde otuz sekiz
02:19derler. Tabii bu ütüden bir analiz çok yüzeysel ve anlamlı
02:26bir analiz değildir. Türkiye'nin büyük bir deprem
02:31yaşadığı ve o depremin yaralarını sarılması için yetmiş
02:36beş seksen milyar dolar harcadığımız bir dönemde biz bu
02:40bütçe açığını kontrol altına almasaydık ve bu bütçe açığı
02:46parasallaşsaydı yani bir miktar para basarak finanse
02:51edilseydi enflasyon ne olurdu? Onu düşünen akılla hareket
02:58eden sağduyulu insanların analizine bırakıyorum. Ikinci
03:03önemli bir konu kur korumalı mevduat üzerinden. Türkiye'nin
03:08çok ciddi bir cari açık sorunu vardı. Yani iki bin yirmi üç
03:13ortalarında elli beş altmış milyar dolar arası bir cari
03:18açık. Rezervlerde yetersizlik ve çok ciddi bir kur korumalı
03:23mevduat sorunuyla karşı karşıyaydık. Bunun
03:26parasallaşması yani bu program uygulamaya konulmasaydı
03:33enflasyonu nerelere götürüldü? Aynı şekilde analizi gerekiyor.
03:39Şimdi bu iki hususu bir kenara bırakacaksak dezenflasyonda şu
03:45anda bir başarı var. Ve evet üç aşağı beş yukarı diyebilirim ki
03:51programa yakın program çerçevesine gidiyor. Son
03:56yaşanan piyasalardaki çalkantıların da kalıcı bir
04:00etki yapacağını düşünmüyorum. Çünkü finansal koşullardaki
04:05sıkılaşma dezenflasyon iştir.
04:12Liradaki yüzde üç civarında üç buçuk civarındaki bir değer
04:16kaybı dolara karşı çünkü ham maddeleri biz ağırlıklı olarak
04:21dolar cinsinden ithal ediyoruz. Onun çok sınırlı bir etkisi
04:26Nisan ayında olabilir. Ama orta yani badeli bir yıllık daha
04:33doğrusu bir yıl ve ötesine baktığımız zaman çok net bir
04:37şekilde şey orta vadede dezenflasyon işte.