• geçen yıl
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM Genel Kurulu’nda, "2025 bütçesi tam bir zülüm bütçesidir. Bu bütçe kendi yandaşlarını korurken dar gelirliye zülüm olarak dönen bir bütçe. Beş yıl içinde yüzde bin 241 vergi artışı var. Yaptığınız tek şey ya vergi almak ya para basmak ya da tefecilerden borç almak. Üretelim, istihdam yapalım derdiniz yok çünkü baktığınız her yerde rant gören anlayışa sahipsiniz" dedi. 
(TBMM) - İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM Genel Kurulu'nda, "2025 bütçesi tam bir zülüm bütçesidir. Bu bütçe kendi yandaşlarını korurken dar gelirliye zülüm olarak dönen bir bütçe. Beş yıl içinde yüzde bin 241 vergi artışı var. Yaptığınız tek şey ya vergi almak ya para basmak ya da tefecilerden borç almak. Üretelim, istihdam yapalım derdiniz yok çünkü baktığınız her yerde rant gören anlayışa sahipsiniz" dedi.

hbrlr1.com/ctcbdwbfkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, şahsım ve İyi
00:07Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve
00:11muhabbetle selamlıyorum. Iki bin yirmi beş yılı bütçesinin
00:15ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
00:18Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yedinci bütçesini
00:22tartışıyoruz. Aslında yeni bir başlayan kabusun habercisi gibi
00:27adeta nitekim sistem değiştikten sonra her bütçe adeta bir
00:33felaket habercisine döndü. Tabii bizi felakete götürecek
00:37hiçbir teklife bugüne kadar evet demediğimiz gibi bu bütçeye de
00:42bu zulüm bütçesine de hayır diyoruz. Bir nokta dokuz yüz
00:47otuz trilyon açığın ki daha üç yıl önce bu açık sadece yüz
00:51yetmiş beş milyardı. Faiz giderinin bir nokta dokuz yüz
00:55elli trilyon olduğu bu zulüm bütçesine elbette ki hayır
00:59diyoruz. Tabii bununla beraber Milli İstihbarat Teşkilatımızın
01:04Milli Savunma Bakanlığının, Savunma Sanayi Başkanlığı ve
01:07Emniyet Genel Müdürlüğü'nün jandarma genel komutanlığı ve
01:10sahil güvenlik komutanlığının bütçelerine evet dedik. Onu da
01:15buradan vurgulamak isterim. Meclisin bütçeyi değiştirme
01:19hakkı yeni sistemle elinden alındı. Bütçe kanun teklifinin
01:23reddedilmesinin herhangi bir zaten pratik sonucu da yok. Yani
01:28milletin kendi parasını kullanma hakkı elinden alınmış
01:32milli iradenin en önemli unsuru olan bütçe hakkı gasp
01:37edilmiştir. Milyonların hayatını ilgilendiren her bir
01:40bakanlık bütçesi çok dar bir zamanda ve son derece verimsiz
01:45bir ortamda görüşüldü. Muhalefetin net sorularına ya
01:49kaçamak cevaplar verildi ya da hiç cevaplanmadı. Kıyaslama ve
01:54karşılaşma kısmı çok enteresandı. Buraya gelen
01:58bakanlar genelde kendilerini bir önceki dönemle
02:02kıyasladılar. Zira ülkenin hali iki bin ikiden daha da geriye
02:08gitti. Onun için kıyas hep iki bin on yedi iki bin yirmi iki
02:12arasındaki dönemdeydi. Aslında bu bütçe görüşmelerinde biz AK
02:16Parti'nin örtülü itiraflarını dinledik. Hani yaparsa AK Parti
02:21yapardı diyorsunuz ya bu bütçe görüşmeleri adeta mahvederse
02:27AK Parti mahvederin bir ifşası oldu. Tabii kabin üyeleri
02:34parlamenter sistemdeki bakanlar gibi karar verici bir statüye
02:38sahip değiller. Yeni sistemde cumhurbaşkanlığı hükümet
02:41sisteminde bakanların statüsünü aslında bakan değil en doğru
02:46ifadeyle yüksek bürokratlık sıfatıyla ifade etmek daha
02:50doğru olacaktır. Kendi kaderini bile bir kişinin iki dudağı
02:55arasına bırakan bakanların bir milletin kaderine sahip
02:59çıkmasını nasıl bekleyebiliriz? Ve bir kez daha anladık ki
03:03sorunu sebebi olan çözümün aracı olamıyor. Tabii şöyle bir
03:10sordum kendime bu bütçenin enleri vardı. Mesela en çok
03:14yorulanlar vardı bu bütçede. Sinograflarımız, kavaslarımız,
03:18meclis personeli, idari teşkilatımızın tüm personeli,
03:22meclis TV çalışanlarımız, emniyet mensuplarımız,
03:25restoranlarda bize servis yapan çalışanlar, personelimiz
03:29danışmanlarımız, parti gruplarında çalışan
03:32danışmanlarımız ve özellikle muhalefet milletvekilleri bu
03:36bütçe sürecinde çok yoruldular. Tabii bir başka en daha vardı.
03:41Adeta Beşiktaş Çarşı grubunu aratmayacak şekilde tezahürat
03:46yapan bir AK Parti grubu gördük biz. Özellikle Spor
03:49Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde. En cesur
03:52milletvekili kimdi diye soracak olursanız en cesur
03:56milletvekili AK Parti'nin Burdur Milletvekili'ydi. Çünkü
03:59ilk defa biz iktidardan bir milletvekilinin emekli
04:03maaşlarının düşük kaldığı itirafını duyduk. En çok
04:06zorlanan bakan sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ti. Zaten
04:11koltuğa otururken zorlanmıştı. Bütçeyi savunurken de çok ama
04:15çok zorlandı. Tabii en ağır hakaretlerde bulunan da bir
04:20bakan vardı. O da kimdi? Türkiye Cumhuriyeti tarihinin
04:24en büyük sağlık skandalını savunan Sağlık Bakanı döndü.
04:28Kendisine soru soran muhalefet milletvekillerine nitomani
04:33dedi. Yani patolojik yalancı dedi. Kendisi de bu bütçe
04:39döneminin en fazla hakaret yapan bakanı olarak tarihe
04:43geçti. Tabii en çok yorulanlar yanında bir de bu bütçe
04:47konusunda en az yorulan öyle birisi vardı ki aslında bu
04:52kişi bütçenin sahibi. Ne geldi ne gitti ne bu konuyla ilgili
04:57herhangi bir beyanat verdi. Kimde biliyor musunuz? Ben
05:01Sayın Akbaşoğlu gibi çok içten söyleyemeyeceğim ama yürütmenin
05:06başı AK Parti Genel Başkanı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
05:11Erdoğan. Bu noktada sizlerle bakanlıklar konusunda yapmış
05:19olduğum bazı tespitleri paylaşmak istiyorum. Sanayi ve
05:22Teknoloji Bakanlığı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'yla ilgili
05:25konuşmayı dinledik. Ancak dinlediğimiz zaman şöyle bir
05:29intivaya kapıldık. Hükümet Sanayi Bakanı'nı evde unutmuş.
05:33Sadece Teknoloji Bakanı gelmiş. Bakın sanayinin üç temel
05:36problemi var. Bunlardan bir tanesi ki en önemlisi yarı ve
05:41tamam maddeye yurt dışına bağımlı bir halde sanayicimiz.
05:45Bununla ilgili ta Ali Babacan döneminde başlatılmış bir
05:48kentport projesi vardı. Bununla ilgili doğru dürüst tek bir
05:52kelam edilmedi. Sanayicinin ikinci büyük problemi kur ve
05:56enflasyon arasındaki dengesizlikten dolayı onlarca
05:59yıl çalışıp yurt dışında pazar edilen edinen
06:02ihracatçılarımız edindikleri pazarları kaybettiler. Bununla
06:06ilgili iktidarın çözümü nedir? Yok. Bir başka sanayinin büyük
06:11problemi ara eleman bulamıyor sanayici. Bununla alakalı ne
06:16yapılacak? Bununla ilgili de biz tek bir kelam duyamadık. Sayın
06:21Cevdet Yılmaz konuşmasında dedi ki savunma sanayi çok önemli.
06:25Savunma sanayi elbette önemli. Biz de savunma sanayinde olan
06:29gelişmelerle gurur duyuyoruz. Ve dediler ki aslında savunma
06:32sanayindeki gelişmeler tüm sanayiyi destekler. Bu belki
06:37yetmiş yıl, seksen yıl önce çok doğru bir tespit olabilir.
06:41Ancak bugün savunma sanayindeki gelişmelerden ziyade hukuk ve
06:46güven lazım. Sürdürülebilir bir ekonomi lazım. Sizin yüksek
06:51teknoloji ürünlerini üretecek genç dimaları bu ülkede
06:56tutabilecek ortamı var etmeniz lazım. Savunma sanayinin
07:01önemini, gururunu vurguladık. Ancak buraya gelen elinden
07:06gelse Sağlık Bakanı da bahsedecekti. Her bakan
07:09tutunacak bir dalları olmadığı için hemen hemen herkes
07:12istisnası savunma sanayinden bahsetti. Ekonomi Bakanı,
07:16Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı hepsi bir
07:21tek sağlık bakanından duymadık. Çünkü öyle bir hale gelinmiş ki
07:24savunma sanayi dışında herhangi bir konuya başarıya
07:30değinemiyorlar, bahsedemiyorlar. Bakın bu neye
07:33benzer biliyor musunuz? Hani kol kasları çok gelişmiş ama
07:37bacakları zayıf, bünyesi zayıf, zihni çok yerinde olmayan bir
07:41insana benzer. Sadece bir alanda sağlanacak gelişmeyle ülkede
07:46arzu ettiğiniz verimliliği kalkınmayı da sağlayamazsınız.
07:50Çevre ve Şehircilik Bakanı geldi. Çevre ve Şehircilik
07:53Bakanlığı geldiğinde dedik ki herhalde şu konulara değinir.
07:58Mesela kaz dağlarında kesilen milyonlarca ağaçla ilgili bir
08:02cümle kurar. Kurdu mu? Kurmadı. Herhalde dedik il içte
08:07emekçilerin nasıl öldüğüyle alakalı bir iki kelam eder,
08:11konuşuldu mu? Konuşulmadı. Onun yerine ki bana düşmez
08:16Cumhuriyet Halk Partisi kendi belediyelerinle ilgili kendi
08:18savunmasını yapar. Onun yerine Çevre Bakanı çıktı, yapay
08:22zekadan almış oldu. Iki bin otuz beş İzmir fotoğrafını
08:26gösterdi. Yani bütün eleştirilere şöyle cevap verdi.
08:31Dedi ki ben batırdım, ben mahvettim ama siz daha
08:35kötüsünü yapacaksınız. Ya böyle bir savunma olabilir mi?
08:38Sana kendisine soruları cevaplamak yerine diyor ki
08:42Sayın Bakan, bakın iki bin otuz beşte İzmir böyle olacak. Yani
08:45bizim yaptığımızdan daha kötü bir hale gelecek. Işte iki
08:51parti arasına sıkışmış Türkiye'nin hali. Genel
08:54Başkanımız biz bütçe görüşmelerini yaparken deprem
08:57bölgesini ziyaret etti. Insanlar halen konutlarını
09:01almakta zorlanıyorlar. Konteynerlerde kalıyorlar.
09:04Buradaki şartların ağır olduğu bazı deprem zedelere bir buçuk
09:08yıl sonrasına konut teslim edilme sözü verildiği bu gezide
09:12öne çıkan başlıklar oldu. Bununla beraber iki bin yirmi
09:15üç Mart ayında bir yıl içinde üç yüz on dokuz bin deprem
09:19konutunun teslim edileceğini söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı'nın
09:22bu taahhütüyle ilgili de bir yerde hiçbir şey duymadık.
09:25Ancak yüzde yirmi beşinin bir yıl sonunda tamamlandığını
09:29gördük. Bakın bu konu her açıldığında biz şunu duyuyoruz.
09:32Haftaya şu kadar teslim edilecek. Önümüzdeki ay bu
09:35kadar teslim edilecek. Bir yıl sonra şu kadar teslim edilecek.
09:39Bir yıl içerisinde teslim edilecek konut sayısını biz
09:42daha görmedik. Yani neymiş? Yaparsa AK Parti yapar değil.
09:46AK Parti ancak söylediğinin dörtte birini yapabiliyormuş.
09:50En soğuk kanlı bakan Milli Eğitim Bakanı'ydı. Tüm
09:54savunması neredeyse arkadaşlar başörtüsü üstüne kuruluydu.
09:59Geçmiş

Önerilen