CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı'nda Türkiye'deki eğitim sisteminin durumunu eleştirerek, okullaşma oranlarının düşüklüğüne ve çocuk işçiliğin artışına dikkat çekti. Eğitim harcamalarının giderek azaldığına ve öğrencilerin okuduğunu anlama, matematik ve bilimsel süreçlerde gerilediğine vurgu yaptı.
Haber: Çağatan AKYOL - Kamera: Ozan URAL
(İSTANBUL) CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı'nda, "Okullaşma oranlarının bu halde olmasıyla birlikte öğrencilerimizin önemli bir kısmı okulları terk ediyorlar. Çocuk işçilik oranları artıyor. Türkiye'deki 5 öğrenciden biri okuduğunu anlama, basit matematik işlemleri yapma ve bilimsel süreçleri izleme becerisinde maalesef en alt düzeyde bulunuyor" dedi.
CHP, İstanbul Planlama Ajansı'nda bugün "Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı" düzenledi.
hbrlr1.com/ctccdfltkckckl
Haber: Çağatan AKYOL - Kamera: Ozan URAL
(İSTANBUL) CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı'nda, "Okullaşma oranlarının bu halde olmasıyla birlikte öğrencilerimizin önemli bir kısmı okulları terk ediyorlar. Çocuk işçilik oranları artıyor. Türkiye'deki 5 öğrenciden biri okuduğunu anlama, basit matematik işlemleri yapma ve bilimsel süreçleri izleme becerisinde maalesef en alt düzeyde bulunuyor" dedi.
CHP, İstanbul Planlama Ajansı'nda bugün "Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı" düzenledi.
hbrlr1.com/ctccdfltkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Günaydın. Biraz erken geldim galiba. Çok değerli genel
00:05başkan yardımcılarım, parti meclis üyelerimiz ve
00:09milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, Türkiye
00:12Belediye Birliği ve İstanbul İlşehir Belediye Başkanı'm,
00:15il başkanım ve Türkiye'nin dört bir yanında görev yapan çok
00:19sevgili yol arkadaşlarımız, çok zor bir dönemde görev alan
00:23arkadaşlarımız, hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz
00:25efendim.
00:28Türkiye olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Tüm
00:35çalışma alanlarında tüm istatistiklerde ülkenin maalesef
00:41geriye gittiğini görüyoruz. Kuşkusuz, kuşkusuz, Nurten
00:46Vekilim şöyle alabilir misin? Nurten Vekilim şöyle.
00:51Kuşkusuz her alan çok önemli. Bunlar ülkenin geleceği için,
00:59kalkınması için, toplumumuzun refahı için çok kıymetli. Fakat
01:03eğitimin bunların hepsinden farklı bir boyutu var.
01:06Türkiye'de her sabah bir nokta iki milyon öğretmen okula
01:11gidiyor. On dokuz milyon çocuk okula gidiyor. Yedi milyon
01:16üniversite öğrencimiz var. Yüz binlerce akademisyenimiz var.
01:20Bu iktidarın sorumluluğu nedeniyle okula gitmeyi
01:24maalesef evinde bekleyen bir milyon atamayan öğretmenimiz
01:28var. Dolayısıyla otuz milyona yakın insanımız eğitim sektörün
01:33içerisinde. Ve annelerini, babalarını, kardeşlerini yani
01:37birinci halkadaki aile mensuplarını da katarsanız
01:41aslında Türkiye'de eğitimle ilgili olmayan hiç kimse yok.
01:44Herkes eğitimin bir parçası. Ve maalesef Adalet ve Kalkınma
01:49Partisi iktidarında eğitimle ilgili tüm istatistiklerde tüm
01:53uygulamalarda geriye gittiğimizi görüyoruz. Eğitim
01:57tabii ülkenin sadece bugünüyle ilgili değil. Eğitimde
02:00kaybettiğiniz her günün on yıllara sahari sonuçları var.
02:03Bir gün kaybettiğinizde onu telafi etmek için yapmanız
02:07gereken çok daha fazla iş var. Türkiye maalesef Adalet ve
02:13Kalkınma Partisi döneminde eğitim alanında tam bir çöküş
02:17halinde. Işin kötüsü eğitimi sadece olumsuzluklarıyla
02:21konuşuyoruz. Oysa eğitim ülkenin geleceğini kurmakta en
02:25temel alan bir beka sorunu. Kurtuluş Savaşı sırasında Gazi
02:29Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmenleri toplaması bundan.
02:32Çünkü bir gelecek ancak eğitimle kurulabilir. Seksen
02:36altı milyon nüfusu olan ciddi ekonomik problemleri olan
02:40kültürel, toplumsal, çevresel problemleri olan bir ülke ancak
02:44eğitimle kalkınabilir. Eğitimle güçlenebilir. Ve maalesef
02:47burada umut verici bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Birkaç
02:53istatistik paylaşmak istiyorum sizinle. Tabloyu daha net
02:56görebilmemiz için. OYCD ülkelerinde ilk öğretimde yapılan
03:01harcama on bir bin dokuz yüz on dört dolar. Türkiye'de üç bin
03:06yüz otuz üç dolar. Devletin eğitim harcamalarına baktığımızda
03:10gayri safi yurt içi hasılaya oranına baktığımızda iki bin
03:15on sekizde yani AKP iktidarının içinde iki bin on sekizde yüzde
03:20dört nokta üçken bugün yüzde üç nokta bir. Eğitim bütçesine
03:26baktığımızda şu anda mecliste bütçeyi görüşüyoruz. Geçen yıla
03:30göre daha düşük bir gerçek bütçe var. Geçen yıla göre bütçe yüzde
03:36otuz üç nokta on beş arttı. Ama sadece değerleme oranı
03:40yaklaşık yüzde kırk dört. TÜİK ki istatistik kurumunun
03:46başarıları hepimizin malumu enflasyonu yüzde kırk sekiz
03:49virgül elli sekiz. En ak enflasyonu yüzde seksen dokuz
03:53nokta yetmiş yedi. Yani bunun pratik karşılığı şu. Bu sene
03:57itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi geçen
04:00yıla göre satın alma gücü açısından iş yapma potansiyeli
04:04sadece enflasyon karşısında bile daha az. Adalet ve Kalkınma
04:09Partisi mensuplarını her dinlediğinizde geçmişten bugüne
04:12bir takım sayılar veriyorlar. Tabii aradan bir çeyrek yüz yıl
04:15geçince doğal olarak sayılarda bir artış var. Ama sayıların
04:18gerçek anlamına bakmamız gerekiyor. Mesela ülkede
04:22eğitim alanındaki eksikleri kapatmamız için gereken yatırım
04:25bütçesi. Yatırım bütçesi bin dokuz yüz doksan sekizlerde
04:28yüzde otuzlar civarındaydı. Adalet ve Kalkınma Partisi
04:31iktidar olduğunda yüzde on yedi virgül on sekizdi. Bugün
04:35aradan bir çeyrek yüz yıl geçtikten sonra yatırım bütçemiz
04:39yüzde dokuz virgül yetmiş üçe düşmüş durumda. Eğer yatırım
04:43bütçeniz yoksa artan bu nüfusu, artan ihtiyaçları,
04:46dijital gereklilikleri nasıl karşılayacaksınız? Nasıl
04:50bunları giderebileceksiniz? Ya da çokça övündükleri
04:54üniversitelerle ilgili bir rakam paylaşmak istiyorum.
04:56Iki bin ikide yetmiş altı yüksek öğretim kurumumuz var. Burada
05:01yetmiş beş bin akademisyen bir nokta sekiz milyon öğrenci
05:05var. Bugün itibariyle iki bin yirmi dört rakamlarıyla iki yüz
05:09sekiz yüksek öğretim kurumu yüz seksen beş bin öğretim üyesi
05:13dört nokta bir milyonu örgün öğretimde olmak üzere yedi
05:17milyon üniversite öğrencisi var. Adalet ve Kalkınma Partisi
05:20bunu bize büyük bir başarı olarak anlatıyor. Bir ülkenin
05:23gelişiminde üniversitelerin artması, öğretim üyelerinin
05:26artması elbette çok önemli. Peki bütçe de durum ne olmuş?
05:29Sadece iki bin on altıyla karşılaştırırsak yüzde dört
05:33nokta on dörtten yüzde üç nokta otuz bire düşmüş. Yani aslında
05:37iki bin iki yılında aldıkları ülkeden bugüne geldiğinde
05:40bütçenin aldığı payda bir artış yok. Üniversitelerin sayısı
05:43artıyor, öğrencilerin sayısı artıyor, öğretim üyelerinin
05:46sayısı artıyor ama kullandığımız kaynak
05:48artmıyor. Doğal olarak aslındamış gibi, üniversitelerimiz
05:52varmış gibi, yüksek okullarımız varmış gibi, liselerimiz
05:56varmış gibi. Peki sonuç ne oluyor? Türkiye'de bugün
06:00öğleden sonra sevgili Buğra Gökçe İPA Başkanımız bizimle
06:04verileri paylaşacak. Veri temelli çalışmaya çalışıyoruz.
06:07Her işimizi veri temelli yapmaya çalışıyoruz. Üç yüz bine yakın
06:10öğrencimiz yurt dışına gitmeyi tercih ediyor. Eskiden üniversite
06:14sonunda yüksek lisans ve doktora için giderdi öğrenciler değil
06:18mi? Hepiniz öyle hatırlıyorsunuz. Şimdi bırakın
06:21üniversiteye gitmeyi liseden sonra Türkiye'nin en başarılı
06:26öğrencileri Türkiye'nin dışındaki okullara okumaya
06:29gidiyorlar. Özel okullar artıyor ama özel okulların
06:32başarısı düşüyor. Ve yaşadığımız sonuçları oluşturan
06:38başka gerçekler var. Iktidarın bize anlattığı bir hikaye var.
06:43Dünya bizi kıskanıyor. Dünya liderimizin başarılarını bir
06:48şekilde çekemiyorlar diye. Türkiye'de hane halkının
06:52ortalama harcaması ııı baktığımız zaman yüzde on
06:57dokuzlar seviyesinde. OECD ortalaması yüzde beş. Devletin
07:02eğitimi harcamaları yüzde iki bin on beşte yüzde seksenken
07:06şu anda yüzde yetmiş yediye düşmüş durumda. Bu OECD
07:10ortalamasına baktığımızda yüzde doksan üç. Yani yüz zarının
07:13doksan üç lirasını devlet harcıyor. Kendini Finlandiya
07:17Milli Eğitim Bakanı zanneden bir bakanımız var biliyorsunuz.
07:19Sürekli Finlandiya'dan örnek veriyor. Diyor ki işte akşamları
07:23kitap okuyun, televizyon izlemeyin, cep telefonunuzla
07:25oynamayın. Ben çok katılıyorum kendisine. Peki Finlandiya'da
07:28durum ne? Hane halkının ilk öğretimdeki harcamaları
07:31Türkiye'de yüzde on dokuz OECD'de yüzde beş,
07:35Finlandiya'da sıfır. Orta öğretimde yine sıfır. Bizde
07:39yüzde on sekiz. Demek ki meseleler sadece bir
07:42perspektiften açıklanamıyor. Bunların bir arka planı var.
07:46Peki okullaşma oranlarında durum ne? Okullaşma oranına
07:49baktığınız zaman Türkiye'nin ilkokulda yüzde doksan beş,
07:53ortaokulda doksan bir, orta öğretimde seksen yedi olduğunu
07:57görüyoruz. Bunların altı yıl önceye göre daha geri olduğunu
08:01bir kenara not etmek isterim. Ama daha enteresan bir rakam
08:04paylaşmak istiyorum size. Türkiye'de yabancı uyruk
08:07ilkokullaşma oranı yüzde doksan yedi. Türkiye Cumhuriyeti
08:11yurttaşı olan çocuklar doksan beş. Ortaokullarda yabancı
08:15uyruklarınki yüzde doksan beş Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna
08:17kayıtlı çocuklarımızın yüzde doksan bir. Dolayısıyla iktidarın
08:20neyle ve nelerle uğraştığını enerjisini nerelerde harcadığını
08:24görüyoruz. Tabii bunlar eğitimin istatistikleri. Bu
08:28istatistiklerden neden başladım? Bunların sonuçları var. Türkiye
08:32PİSA araştırmasına göre iki bin ikiyle karşılaştığında FENDE'de
08:37okuma alanında da matematikte de daha geride. Okullaşma
08:40oranlarının bu halde olmasıyla birlikte öğrencilerimizin
08:45önemli bir kısmı okulları terk ediyorlar. Çocuk işçilik
08:49oranları artıyor. Türkiye'deki beş öğrenciden biri okuduğunu
08:54anlama basit matematik işlemleri yapma ve bilimsel süreçleri
08:57izleme becerisinde maalesef en alt düzeyde bulunuyor. OECD'ye
09:03göre fen bilimlerinde dokuzuncu, matematikte on
09:06dokuzda okumada yirmi puanlık bir fark var. Bunun da pratik
09:09karşılığı şu. Neredeyse bir okul yılı geride Türkiye'de
09:13çocuklar. Bir okul yılı geride. Bunlar eğitimin niteliğiyle
09:18ilgili, eğitimin ııı istatistikleriyle ilgili konular.
09:21Peki biz Türkiye'de neleri tartışıyoruz? Yaz boyunca bu
09:25iktidarı uyardım. Illerimize gittik. Gökhan Başkanım'a da
09:29çok teşekkür ediyorum. Yerel yönetimlerimizle,
09:32ilbaşkanlarımızla birlikte yaz boyunca on dokuz ilde bugün
09:35itibariyle otuz ilde eğitim buluşmaları gerçekleştirdik.
09:38Akademisyenlerle, sendikacılarla, öğretmenlerle,
09:42velilerle, çocuklarla bir araya geldik. Büyük halk buluşmaları
09:45yaptık. Herkes eğitimi konuştu, anlattı, perspektiflerini
09:48paylaştı. Biz iktidarı uyardık. Dedik ki bugün itibariyle bu
09:53okulları temizleme becerisine sahip değilsiniz. Siz hiç kendi
09:59çocukluk döneminizde