• 4 gün önce
‘Life in Plastic’ sergisinde yer alan iki işi nedeniyle sosyal medya lincine maruz kalan fotoğraf sanatçısı Sayna Soleimanpour, otoportrelerini ve buralarda kendini çoğaltma nedenini; pandemi zamanı yaptığı #evdekal serisini; pandemi döneminde kendini sokaklarda neden güvende hissettiğini; “Eğer bir gün öldürülürsem bu fotoğrafımı paylaşın” isimli işini; sosyal medyada tartışma yaratan ‘Hamdım, Yandım, Piştim’ eserlerinin yer aldığını ‘Life in Plastic’ sergisini; hedef gösterilmenin etkilerini ve güncel çalışmalarını anlattı.
Döküm
00:00T24'ün Ayrık Otu programından herkese merhabalar. Ben Azal Sipahi. Reşit'e her zamanki gibi bize Faruk Ekici eşlik ediyor.
00:12Ayrık Otu'nun bu bölümünde konuğum, sanatçı Sayna Soleymanpur. Hoş geldin Sayna. Nasılsın?
00:18İyiyim. Sen nasılsın?
00:19Ben de iyiyim. Çok çok teşekkürler bugün bizimle buluştuğun için.
00:22Ben teşekkür ederim.
00:23Nisan ayında izleyiciyle buluşan Life in Plastik serginde yer alan iki işin vardı.
00:28Hamdım, yandım, piştim bir ve ikincisi. Bu işlerin sosyal medyada bir infial yarattı ve 4 Ekim günü Ayşenur Halil ile İlkbar Uzuner'in öldürülmesinden sonra da yeniden gündem edildi.
00:39Burayı konuşalım isteyeceğim ama öncesinde seni bir tanıyalım istiyorum.
00:4396 yılında İran Tebriz'de dünyaya geliyorsun.
00:47Eğer okuduklarım ve matematiğim beni yanıltmıyorsa 8-9 yaşlarındayken sen İstanbul'a taşınıyorsunuz ailenle beraber.
00:54Güzel Sanatlar Lisesi'nin resim bölümünde okuduktan sonra önce Mimar Sinan Üniversitesi'nin moda ve tekstil tasarımı bölümünde okumaya başlıyorsun.
01:00Sonra da bölüm değişikliği yapıyorsun.
01:02Fotoğraf bölümüne geçiş yapıyorsun.
01:03Zaten de sanatçı bir ailenin çocuğusun.
01:06Peki sen hiç sanatçı olmaktan başka bir şeyi göz önünde bulundurdun mu?
01:10Yoksa hep sanatçı olmak mıydı senin yolun?
01:13Ya ben aslında sanatçı olmayı seçmedim.
01:15Sende söylediğim gibi sanatçı bir ailenin çocuğu olduğum için sanatçı olmanın içine düştüm gibi oldu biraz.
01:22Dolayısıyla değerlendirdiğim başka bir seçenek olmadı ama eğer olsaydı muhtemelen bilim insanı olurdum.
01:30Felsefe ile ilişkiliyim.
01:32Çok okuyorum.
01:33Başka bir şey seçseydim evet bilim ve felsefe diyebilirim.
01:37Güzel seçimler oldu.
01:39Peki medium olarak neden fotoğraf ve neden otoportreler?
01:43Şöyle söyleyebilirim.
01:46Ben çocukken, şimdi babam ressam benim ve ben çocukken babam benim fotoğraflarımı çekerdi.
01:51Çizmek için.
01:53Yani kıyafetler giydirir, ışık yapar, kameranın karşısına geçirip fotoğraflar çekerdi.
01:59Ve bu benim çok hoşuma giden bir oyuna dönüştü bir noktada.
02:03Şahane ama.
02:04Aynen çok eğlenceliydi.
02:05Ve bir yerde babam benim fotoğraflarımı çekmezken ona içerik üretme ihtiyacı geldi bana.
02:12Planlamaya mı başladın yani sen?
02:13Evet yani babamın şu ilgisini çeker, belki şunu çekmek, çizmek ister gibisinden böyle bir şeyler oluştu.
02:19Ve kamerayı incelemeye, irdelemeye başladım.
02:23Ve zaten zamanlayıcı özelliğini biliyordum.
02:26Sonra kamerayı tripota kurmayı, bu sırada 7-8 yaşlarındayım.
02:31İşte babamın yaptığı gibi ışıklar yapmayı falan gibi böyle şeyleri geliştirip kameranın karşısında fotoğraflar çekmeye başladım.
02:40Yine kendini mi çekiyorsun o zamanlarda?
02:42Evet evet yani kamerayı kuruyorum, zamanlayıcı özelliğine basıyorum, koşuyorum, poz veriyorum, çekiyorum, gidiyorum, bakıyorum, tekrar yapıyorum, ışığı biraz değiştiriyorum.
02:49Kıyafetlerimi değiştiriyorum.
02:50Ve bu işte dediğim gibi bir oyuna dönüştü aslında bir yandan.
02:54Yani bu da bir seçim değildi.
02:56Yani bir gün oturup ben otoportu çekeyim gibi bir yere kaymadı bu.
03:00Sadece kendi kendine oldu.
03:02Daha sonra fotoğraflarımın çekilmesini bekleyemeyeceğim.
03:05Aynen tam olarak böyle.
03:07Zamanla işte İstanbul'a taşındıktan sonra burada taşınma süreci, göç süreci yaşadım.
03:15Ve burada yapacak meşgale olarak çok fazla şeyim yokken ben fotoğrafa tutundum.
03:21Bir yandan işte pozlar vererek, kendimi çekerek ve bu hiç bitmedi.
03:25Yani kendi kendine devam etti.
03:27Sonra zaten resim okudum derken bunlar gelişti kendi kendine.
03:30Peki otoportrelerinde kendini çoğaltıyorsun mesela.
03:34Bazen iki tane seni görüyoruz, bazen daha fazla seni görüyoruz.
03:37Bu kendini çoğaltma motivasyonunu ve anlamını da sormak istiyorum işlerinde.
03:43Aslında bunun altında gelişme sürecinde çok farklı bir hikaye yok.
03:50Sadece şöyle.
03:51Aklımda, kafamda bazı kompozisyonlar canlanıyor.
03:55Ve bu canlanan kompozisyonlarda diyelim ki 10 tane model ihtiyacım var bu kompozisyon içerisinde.
04:00Ve ben gidip 10 tane model bulmak yerine kendimi 10 kere çekerek ve bu fotoğrafları birleştirerek
04:08kafamdaki kompozisyonu çok daha rahat bir şekilde oluşturabileceğimi fark ettim.
04:12Zaten resim geçmişim var.
04:14Zaten ailem ressam, bunu biliyorum.
04:17Işık gölge, kompozisyon dengesini biliyorum.
04:19Çocukluğumdan beri Photoshop üzerine çalışıyorum.
04:22Dolayısıyla aslında çok büyük set ekipleri kurup fotoğraflar çekerek
04:28bir insanın yaratabileceği bir şeyi ben belki 15 dakikada kendi kendime yapabileceğimi fark edince
04:34buraya doğru kaydı.
04:36Bir yandan hem kameranın önünde olmayı hem de arkasında olmayı çok seviyorum.
04:40Yani buna çocukluğumdan beri alışkınım.
04:42Dolayısıyla bu böyle gelişti aslında ve hoşuma gitti.
04:46Konfor alanı oluşturdu bende.
04:48E öz yeterliliktir yani tamamlamıyla.
04:50Aynen, aynen.
04:52Ben de seni pandemi dönemindeki işlerimle tanıdım.
04:55Eduard Manin'in kırda öğle yemeği çalışmasından esinlenerek
04:58sokağa çıkma yastığında olduğu günlerde İstiklal Caddesi'nde sen de bir piknik tasvir ettin o işinde.
05:05Daha sonraki dönemde de Evde Kal serisi yaptın.
05:08Burada da oturma odanı, yatak odanı, banyonu sokağa taşıdın.
05:12Ve bu dönemde sokakların senin için anlam değiştirdin yani pandemi döneminde.
05:16Güvenli alanlar haline geldiğini söylüyorsun.
05:19Bu kısmı birazcık daha detaylandırır mısın?
05:21Pandemi döneminde İstanbul sokakları.
05:23Ya şu çok ilginç.
05:26Şimdi ben İran'da doğdum biliyorsun.
05:28Yani ergenlik ve genç yetişkinlik dönemimi İran'da geçirmeme şansına eriştim.
05:35Şans diyorum çünkü İran biliyorsun bir rejimle yönetiliyor.
05:39Ve belli bir yaşa geldikten sonra kadınlar dışarı çıktığında kapanmak zorunda.
05:44Kıyafetlerine karışılıyor.
05:47Ve tabii Türkiye'de de yani İran'daki gibi olmasa da ben çocukluğumdan beridir
05:53burada hep dışarı çıkarken öyle giyinme, başına bu gelebilir.
05:59Şöyle davranma, başına şu gelebilir.
06:02Yani ben baskıcı bir ailenin çocuğu değilim şükürler olsun ki.
06:05Fakat tabii ki dışarıdaki ortam korkunç.
06:09Yani ne olabileceği belli değil.
06:11Dolayısıyla pandemi öncesinde yani hep dışarı çıkarken evden okula, işe vesaire giderken
06:20şöyle şeyler düşündüğüm oluyordu.
06:22Belki birçok insan düşünüyordur.
06:23Ya keşke şu sokaklarda bir kere rahatça giyinip, rahatça gezebilsem.
06:28Yani ne olacak ki?
06:29Yani şu mini eteği giysem, gezsem ne olacak gibi düşünceler vardı.
06:34Ve pandemi başladığında benim basın kartım var.
06:39Basın kartım olduğu için yani bir basın mensubu olarak dışarıya çıkabilen o nadir kişilerden biriydim.
06:47Senin nasıl basın kartın var?
06:49O dönem çalıştığım bir şirkete de ayrıldım.
06:52İlk dışarı çıktığım dönem daha motokuryelerim bile olmadı.
06:57O aşırı sokakların boş olduğu o süreçti.
07:01Ve ben bir iş için dışarı çıkmam gerekti.
07:03Çıktım ve yani her yer bomboş.
07:07O kadar ütopikti ki.
07:09Yani kimse yok.
07:10Daha önce binlerce insanın geçtiği o sokaklar, bir araba, bir kurye, bir insan dahi yok.
07:18Ve ben ilk başta böyle ne oluyor gibisinden yürüdüm o sokakta.
07:22Sonra bir anda böyle bir şey çaktı.
07:25Ve ben ilk başta dedim ki, heee ben artık istediğim kıyafeti giyebilir miyim burada?
07:30Yani kimse karışamaz.
07:32Kimse de yok taciz edecek, bakışlar atacak.
07:35Ve sonra dedim ki, okey ben istediğim bir kıyafeti giyeyim.
07:42Makinemi, tripodumu alayım.
07:45Bir çıkayım, bir deneyeyim bakayım ne oluyor.
07:46Sonra aldım makineyi.
07:48İlk piknikti değil mi?
07:49İlki sokakta tek başıma çıkıp böyle yere yattığım bir seri yaptım.
07:54Yani bir mini etek giydim, üstüme bir gömlek, konverslerim.
07:57Çıktım sokağa, tripodum, makinem, tek başımayım yani.
08:01Ve Kadıköy'deyim bu arada.
08:04Yani Boğa'ya gittim, işte Bahariye'de, başka yerlerde.
08:09Böyle yere yattım, ağaçlara sarılıyorum, müzik dinliyorum.
08:11Kimse yok, kimse karışmıyor.
08:13Eteğim, lehim yani okey.
08:14Ve fotoğrafları çektim.
08:16Ve fotoğrafları çektikten sonra bunları sosyal medyada yayınladım.
08:20Çok ilginç.
08:22Fotoğrafları yayınladıktan sonra fotoğraflar linç yemeye başladı.
08:26Gelen yorumların birçoğu şöyle.
08:29O kıyafetle sokakta ne işin var senin ahlaksız?
08:32Sen yoksun ya.
08:33İyi sokaklar yani.
08:35Aynen.
08:35Ve şey çok güzel, ilginç yani.
08:38Aslında o gün sokakta beni taciz edemeyen, beni yargılayamayan insanlar evlerinde oturup
08:47bilgisayar başında, televizyon, telefon başından beni yargılamaya başladılar.
08:52Ve ben şunu düşündüm bu süreçte.
08:57Vay be yani şu anda birçok kadın için aslında sokaklar evden daha güvenli.
09:03Yani pandemi döneminde insanlar aslında istismarcıları ile eve tıkılmış durumda.
09:09Ve önceden sokak çok daha korkunçken şu anda kimse olmadığı için sokak daha güvenli.
09:15Mesela şu da çok ilginçtir.
09:17Gelen yorumların birçok kadınlardan geldi.
09:20Ve bu fikirden sonra şunu düşündüm.
09:22Gerçekten sokaklar daha güvenliyse o zaman ben evi sokağa taşıyayım.
09:27Ve işte yatağımı, küveti, salonumu vesaire sokağa taşıyıp bir seri yaptım.
09:35Kırdağ Öğle Yemeği tablosunu seçmemin sebebi de şu.
09:39Mane o dönem bu işi yaptığı için linç yiyen sanatçılardan bir tanesi.
09:44O dönem çizilen resimlerde kadınlar çoğunlukla anne veya melek rollerinde tasvir ediliyor.
09:54Ve Mane bir kadını alıyor çıplak bir şekilde.
09:59Melek ya da anne rolün dışında bir seks işçisi, fahişe olarak resmetmeyi tercih ediyor.
10:04Ve çok yargılanıyor ve ahlaksızlıkla suçlanıyor.
10:09Bu da bana şunu düşündürdü.
10:11Ne zamanki kadın kendi cinselliğinin farkında oluyor o zaman bir ahlaksızlık ortaya çıkıyor.
10:17Ama ne zamanki aynı çıplaklık bir annelik ya da bir melek rolünde betimlenmeye çalışılıyor o zaman burada bir ahlaksızlık yok mu?
10:26Evet Azize fahişe ikileminde böyle bizi tuzağa düşürüyorlar.
10:32Ve evet kadınlar da iyi kız kötü kız ikileminin tuzağına maalesef düşürebiliyor.
10:37Ama bu bir tuzak yani gerçekten.
10:40Ve sen de daha sonrasında 2020 yılının Temmuz ayında İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çekilmesi gündeme ilk gelmişti.
10:47Ve kadınlar siyah beyaz fotoğraflarını paylaşarak bir hareket ortaya çıkarmışlardı.
10:52Bu siyah beyaz fotoğraflar aslında hani o kadar hazin bir şeyi anlatıyordu ki.
10:57Yani hani kadın cinayetlerine eğer ben kurban gidersem bu fotoğrafım benim fotoğrafım gibi bir anlamla.
11:04Sen de daha sonra eğer bir gün öldürülürsen bu fotoğrafımı paylaşın isimli bir iş yapıyorsun.
11:10Bu otoportrede bir bebeği emzirirken görüyoruz seni.
11:14Sen de kadın cinayetlerine dikkat çekiyor ve kadınların bu cinayet sonrası paylaşılan fotoğraflarına sosyal medyadan gelen yorumların ya da işte bunların üzerine medyada yapılan haberlerin.
11:24Hani aslında çok büyük bir gücü olduğunu ve dilin de asıl dönüştürücü ve değiştirici gücü olduğunu bahsediyorsun.
11:32Yani burada söylediğiniz, yaptığınız çerçevelerimi burada kullandığınız değil bir şey yani bir şiddeti körüklüyor ya da eleştiriyor.
11:40Hani bundan bahsediyorsun.
11:42Hem bu işini çünkü yani hani bir de sosyal medyada böyle hani haber küpürleri de var hani aslında bu işin ek olarak.
11:51Hem bu işini hem de işine gelen tepkileri bize anlatır mısın?
11:56Şimdi ben o dönem sosyal medyada ve medyada, ana akım medyada yapılan haberlerin içeriğini inceliyordum.
12:07Bu kadın cinayetleriyle ilgili.
12:09Ve bu incelemeyi yaparken şunu fark ettim.
12:12Mesela diyelim ki bir medya kuruluşu bir cinayet işleniyor.
12:19Ve bu medya kuruluşu bu kadının mesela sosyal medyadaki hesabına giriliyor.
12:26Ve o sosyal medya hesabında bir fotoğraf seçiliyor.
12:29Ve bu seçilen fotoğraf bir ana başlıkla paylaşılıyor.
12:34Ve şunu fark ettim.
12:36Seçilen fotoğraflar yazılan yazılara göre değişkenlik gösteriliyor.
12:41Mesela bir tanesi şöyle bir şey yapıyor.
12:45Kadının çok masum göründüğü, işte gözlerinin büyük bir fotoğrafı seçiyor.
12:51Ve şöyle bir başlık atıyor.
12:53Aşk cinayetine kurban gitti.
12:54Sonra bir başka bir ana akım medya kuruluşu.
12:59Kadının tırnak içerisinde daha açık seçik gözüktüğü bir fotoğraf seçiyor.
13:06Elinde içki varken belki.
13:08Mesela şunu yazıyor.
13:09Feminist kadın gece saatlerinde sokakta yürürken öldürüldü.
13:14Ve aslında medyanın aynı haberi, aynı konuyu nasıl da canının istediği şekilde,
13:24insanları manipüle etmek istediği şekilde alıp farklı başlıklarla, farklı görsellerle
13:31evirip çevirip kendisiydi gibi anlattığını fark ettim.
13:34Sonra aklımda şu canlandı.
13:37Belki bu birçok insanın kafasında canlanmıştır.
13:39Bir gün ben öldürülürsem hangi fotoğrafım paylaşılacak?
13:42Çünkü ben bir fotoğraf sanatçısıyım.
13:44Ve çektiğim fotoğraflar, sosyal medya hesabıma girdiğimde bir insanın, birçok insanın
13:51çektiği belki selfie, bir yerde bir gülümseyen bir fotoğrafından daha farklı.
13:54Birçok fotoğrafta belki çıplağım ya da farklı pozlar içerisindeyim.
13:59Ve şunu düşündüm.
14:00Kim bilir neler yazılacak?
14:02Bir gün biri beni öldürdü diyelim ki ve şu fotoğrafta şöyle bir pozu var ise hak etmiştir.
14:08İşte slut-shaming, mağdur suçlayıcılık, el ele, böyle kim bilir neler neler.
14:13Bu pozu verdiyse ölmeyi hak etti o zaman gibi bir yorum da gelebilir.
14:16Ve dedim ki ben bir fotoğraf sanatçısı olarak o zaman bir gün öldürülürsem hangi
14:21fotoğrafımın paylaşılacağına kendim karar verebilirim.
14:24Ve bunun için bir fotoğraf çekeyim dedim.
14:27İsmi de bir gün öldürülürsem bu fotoğrafımı paylaşın zaten.
14:30Daha sonra düşündüm.
14:32Dedim ki nasıl bir fotoğraf olmalı?
14:34Yani bir gün öldürülürsem nasıl bir fotoğrafım paylaşılsın isterim?
14:38Ve araştırmaya başladım.
14:40Aklıma şu geldi.
14:41Tarih boyunca en kutsal kabul edilen kadın figürlerden bir tanesi Meryem.
14:48Meryem hem anne hem de bakire.
14:51Yani bilimsel olarak aslında imkansıza yakın bir şey yaşanıyor.
14:56Ve bir kadının gerçekten en kutsal kabul edildiği hal anne ve bakire olmasıysa
15:02yani aslında ne denir oksimoron.
15:06Değil mi?
15:07Ki bir yandan şu da ilginç.
15:08Meryem bu döneminde linç yemiş bir kadın.
15:11Ve bir Meryem figürü kullanmak istedim.
15:14O yüzden kucağımda bir beg var.
15:17Kıyafetim işte Meryem tasvirlerinde olduğu gibi mavi bir üst var.
15:23Daha modern bir Meryem görüyoruz burada.
15:25Elimde bir mektup var.
15:26Bu mektup o dönem Ayşe Tuğba Arslan'ın 23 kez yanılmıyorsam
15:34yazdığı bir şikayet dilekçesi.
15:36Bu şikayet dilekçesinde partnerinin ya da eşinin kendisine şiddet uyguladığını
15:41ve öldürülmekten korktuğunu yazdığı bir dilekçe.
15:45Ve 23 kez bu dilekçe yazmasına rağmen ne bir koruma kararı ne bir tutuklama hiçbir şey olmuyor.
15:55Ve kadın tabii ki öldürülüyor.
15:57Ve bu dilekçe o dönem infial yarattı.
16:02Ve birçok pankartlara asıldı.
16:04Kocaman pankartlar.
16:06Ertesi gün kaldırıldı bu pankartlar.
16:08Bu yüzden ben bunu seçmek istedim elimde tutacağım mektup olarak.
16:13Bu fotoğrafın hikayesi böyle.
16:15Gelen yorumlar çoğunlukla pozitifti ama çok da büyük bir yerlere ulaşmadı.
16:20Bu benim tamamen işgüdüsel yarattığım ve yaratmak istediğim bir işti.
16:28Bu işin yanında aynı fotoğrafın farklı detaylarından alınmış gazete küpürleri
16:36ve üzerinde farklı medya organlarının yazmış gibi göründüğü anabaşlıklar var.
16:42Bu fotoğrafa bu diğer üç fotoğraf eşlik ediyor ve bunlar hepsi bir serinin parçası aslında.
16:48Yani aslında hem kadın cinayetleri söz konusu olduğunda hem kadına yönelik şiddet söz konusu olduğunda
16:55hem cinsel şiddet söz konusu olduğunda bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerinin
16:59medya için, haberciler için hazırladığı bir sürü gazilyon tane gerçekten kitapçık var.
17:05Hatta görsel kullanımı için de mesela Cinsel Şiddet ve Mücadele Derneği'nin görsel arşivi var.
17:11Yani cinsel şiddet haberlerinde bu arşivden stok görsel kullanabilirsiniz diye gazetecilere
17:19artık amme hizmeti diyeceğim yani.
17:21Hala bunu yapmayı gerçekten tercih etmek bu da bize başka bir kadın düşmanlığına dair bir şey söylüyor gerçekten.
17:27Bir yandan bu konunun aslında medya tarafından nasıl da ciddiye alınmadığını
17:33yani bunun sadece kendi haber kaynaklarını, haberlerini yapabilmek için bir konu olarak seçtiklerini
17:45aslında içselleştirmediklerini görüyoruz bir yandan.
17:49Evet kesinlikle onun yani yansıması insanın gerçekten çıkıyor yani hani oyuna.
17:54Evet ne yazık ki.
17:55Bir çerçeveleme yapıyorsun çünkü yani seçtiğin kelimeyle bile yapıyorsun.
18:00Daha sonrasında senin Life in Plastik serginde yer alan Hamdım, Yandım, Piştim bir ve eserlerin insanların dikkatini çekti.
18:08Serginin başlangıcında hemen oldu bu.
18:11Tabi burada fotoğrafında model olarak yer alan bu ünlü ismin de etkisi vardır diye düşünüyorum.
18:16Yanılmıyoruz.
18:18Hamdım, Yandım, Piştim 1 ve 2 ilk gündeme geldiğinde sergin açıldığın zamandı.
18:24Daha sonrasında bir açıklama yaparak bu eserlerin serginin bütünlüğüyle beraber okunması gerektiğini söyledin sen de.
18:30Senden sergiyi ve bu işlerin yani Hamdım, Yandım, Piştim 1 ve 2'nin serginin bütünlüğündeki yerini dinleyebilir miyiz?
18:40Evet dinleyebiliriz.
18:46Life in Plastik, Life in Plastik'in başlangıç aşamasından girmek istiyorum.
18:52Benim 2021 yılında yanılmıyorsam çektiğim bir fotoğrafım var.
18:56Bu fotoğrafta yine otoportre, tabi benim birçok fotoğrafımda olduğu gibi.
19:01Bir Barbie kutusunun içerisindeyim.
19:04Bu kutunun içerisindeki oyuncak bebek bir kutunun içerisinde olduğunu fark ettiği bir anı görüyoruz aslında.
19:14Burada kutular bir reyonun içerisinde ve reyonun içerisindeki kutulardan bir tanesinin içerisindeki bir Barbie bebek.
19:23Aa ben kutunun içindeyim ve ben buradan çıkmak istiyorum diyor.
19:27Aslında buradaki anıtta bireyleri kalıplara sokmaya çalışan toplumsal eleştirilere bakıyoruz.
19:33Yani işin adı, eserin ismi You Can Be Anything If You Let.
19:42You Can Be Anything zaten Barbie'nin bir sloganı.
19:46İstediğin her şey olabilirsin.
19:48Ben if you let kısmını ekledim.
19:50Yani eğer biz izin verirsek.
19:52Çünkü istediğin her şey olabilirsin derken yine de bu kutuların üzerindeki etiketler toplumsal normların bize yapıştırdığı etiketler olmaya devam ediyor.
20:01Ya istediğimiz her şey de olamıyor.
20:03Evet.
20:04Daha da mümkün değil.
20:05Yani Barbie, doktor Barbie, öğretmen Barbie.
20:08Ama şu yok mesela.
20:10Depresyonda Barbie.
20:12Depresyonda da olamabiliriz.
20:14Yani anne Barbie, kürtaj olmuş Barbie.
20:18Mesela bu yok.
20:20Kürtaj olmak bir haktır sonuçta değil mi?
20:22Ve Life in Plastic biraz buradan başladı.
20:26Yani aslında Life in Plastic şunu anlatıyor.
20:30Bireysel özgürlüğü ve kalıpların dışına çıkma cesaretini gösterebilme halini anlatıyor.
20:37Ve serginin başlangıcında bu fotoğraftaki kutunun büyük bir modelini yaptık.
20:45Serginin başlangıcında insanları bu kutu karşılıyor.
20:50Ve kutunun içerisinde bu bir seyirciyle birlikte etkileşim haline girebileceğin bir deneyim sunuyor.
20:59İnsanlar kutunun içerisine çıkabilir.
21:01Kutunun içinden çıkabilir.
21:03Kutunun içine girebilir ve kutunun içinden çıkabilir.
21:05Dolayısıyla aslında biraz daha şunu söylüyor.
21:09Eğer toplumun yargılarından, üzerine yüklenmiş etiketlerden çıkmak istersen serginin içerisine girdiğinde senin neyi bekliyor?
21:22Biraz burayı görüyoruz bir yandan.
21:24Ve Life in Plastic bir yandan bir ruhsal uyanışı ve kişisel özgürlük isteğini anlatıyor.
21:34İçeriye girdiğimizde ilk fotoğraf aslında şöyle anlatayım.
21:40Bir labirent kurduk serginin içerisinde.
21:43Böyle bir S harfi var.
21:45Yani fotoğraflar aslında bir bütün halinde okunması gerekirken bir de bir sıralaması var.
21:51Bu labirenti kurmamızın sebebi bu.
21:53Çünkü hepsini bir arada göremiyorsun.
21:55İlk fotoğraftan başlayarak böyle dolaşarak son fotoğrafa kadar geliyorsun.
22:00Ve ilk fotoğrafın ismi her gün her nefeste yenilenmeli.
22:03Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
22:06Bu zaten isminden de anlaşılacağı gibi aslında bir yeniden doğuşu anlatıyor.
22:13Burada ölme kelimesi yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
22:19Fiziksel bir ölümden bahsetmiyor.
22:21Aslında ruhsal bir ölümden bahsediyor.
22:23Yani egolarımızı, kimliğimizi, bizi bugüne kadar biz yapan sandığımız gerçekleri geride bırakma halinden bahsediyor.
22:32Ve bu fotoğrafta ben, otoportre, kalbimi söktüğüm bir anı görüyoruz.
22:39Bu kalbimi söküşüm aslında metaforik olarak şunu anlatıyor.
22:43Evet ben egomu, kişiliğimi ve bugüne kadar ben olduğunu sandığım tarafları bir kenara koymaya hazırım.
22:53Kalbimi söktüm.
22:55Ve bu fotoğrafın hemen yanında, fotoğrafla aslında bir dipdik bir iş.
22:59Yine hamdım yandım piştim referansla pişmek için yanmak gerek isimli eseri görüyoruz.
23:07Burada kafesin içerisinde yanan kalbimi görüyoruz.
23:11Bu iki iş birbiriyle bir anlatım içerisinde.
23:13Ve hemen yanına geçtiğimizde Sina'nın Ölümü isimli eser var.
23:17Bu Mara'nın Ölümü'ne bir referans.
23:20Aslında burada kişisel bir devrimden bahsediyorum.
23:24Bu ölüm aslında yeniden bir doğma hali.
23:27Orada elimde bir mektup var.
23:29Bu mektup geçmişe bir veda.
23:31Geçmişi geçmişte bırakma haliyle alakalı.
23:35Ormanda bir kütüğün üzerinde ölmüş görünüyorum.
23:39Ve üzerimde mantarlar çıkmaya başlamış.
23:43Burada aslında ölüm bir ölüm değil bir dönüşüm olduğunu anlatıyor eser.
23:47Ve hemen zaten yanında Metamorfoz var.
23:50Üçüncü eser.
23:52Bu eser benim bir kozadan kelebek olarak çıktığım bir halimi görüyoruz orada.
23:57Yani aslında koza hikayesi, kozayı birçok insan biliyordur.
24:03Tırtıldan kozaya, kozadan kelebeğe.
24:05Buna bir dönüşüm olduğunu gösteriyor.
24:08Aslında ölüm tekrar söylüyorum bir ölüm değil dönüşümdür.
24:12Ama bu bir metaforik bir anlatım.
24:14Yani burada gerçek bir fiziksel ölümden bahsetmiyoruz.
24:17Ki gerçek ölümden de bahsettiğimizde yine ölüm bir dönüşüm oluyor.
24:21Ve bir sonraki eser.
24:25Havva ve Lilith.
24:27Havva ve Lilith aslında tarih boyunca toplumun kadın bedenine yüklediği iki farklı kimlik.
24:36Ve bu iki kimliği bir arada görüyoruz Havva ve Lilith'te.
24:39Ben hem Havva'yım hem Lilith'im.
24:41İkisi bir arada.
24:43Ve bu bir kadının aynı anda hem Havva hem de Lilith olabileceğini gösterebilen bir anlatı.
24:49Ve içsel bir hikayeye doğru evriliyor aslında.
24:54Bundan bir sonraki fotoğraf.
24:56Ben en çok da kendime yandım.
24:59Bu fotoğrafta bir anka kuşu metaforuyla benim kendi kollarımda.
25:04Kendimi kollarıma aldığım ve kül olduğum.
25:08Ve küllerimden yeniden doğduğum bir sahneyi görüyoruz.
25:12Aslında artık bir veda.
25:15Son kez kendime baktığım ve veda ettiğim o anı görüyoruz.
25:20Ki bundan hemen sonrasında.
25:22Bu arada burada şimdi ilk başta başladık.
25:24Burada anka kuşunu görüyoruz.
25:27Hemen karşısında maske.
25:29Ve maske aslında serginin önemli eserlerinden bir tanesi.
25:32Çünkü maske de yine metaforik olarak.
25:36Bütün bu ölüm ve doğum sürecinde artık kişinin kendi maskelerinin düştüğü ve tek başına çıplak kaldığı o anı görüyoruz.
25:46Yani maskeler gitmiş.
25:48Ve gerçek kimliğiyle baş başa kalmış.
25:51Ve aslında ruhsal dönüşüm yaşayan birçok insanın.
25:54Yani bugüne kadar kendine taktığı o maskelerden arınma cesaretini gösteren birçok insanın.
26:00Belki yaşadığı bir hal bu.
26:03Ben kimim o zaman?
26:05Yani bugüne kadar evet Doktor Barbie işte Anne Barbie vesaire gibi şeyleri hep etiketleri üstümde taşıyordum.
26:12Ama aslında ben içeride bir sayneyim.
26:14Ve bu sayne kim o zaman?
26:16Gibi bir soruyla karşılaştığında insan kendini parçalanmış.
26:21Parçalara bölünmüş.
26:22Ve kim olduğunu bilmez bir halde yakalıyor.
26:24Ki zaten hamdım yandım piştime geliyoruz burada.
26:27Yani hamdım yandım piştimde benim bedenimin parçalara bölünmüş olması aslında metaforik bir anlatımla ruhsal olarak parçalanmış olduğumu gösteriyor.
26:36Hamdım yandım piştim iki parçadan oluşuyor.
26:39Hamlık ve pişme süreci.
26:42Yandım kısmı da fotoğraftaki diğer kişi olan aslında bir aşk halini anlatıyor.
26:47Yani fotoğraftaki kişi sembolik olarak benim aşık olduğum, aşkı yaşadığım ve pişme sürecime geçişimi anlatan o figürü anlatıyor.
26:57Bu fotoğraftaki model benim sevgilimdi.
27:02Bu fotoğrafta bu kişiyi kullanmamın sebebi sevgilim ve aşk halini yaşadığım kişi olması.
27:09Eğer ben bir erkek olsaydım ve sevgilim kadın olsaydı diyelim ki
27:15o fotoğrafta parçalanan bedenler bir erkeğe ve ana figür bir kadına ait olacaktı.
27:21Ya da diyelim ki ben bir kadına aşıksam ikisi de kadın olacaktı.
27:25Yani buradaki bu figürün yer almasının sebebi aslında yine metaforik bir anlatıma geçiyor.
27:31Ve son fotoğraf aslında pişme sürecinden sonra ve bütün bu hikayenin bu sürecin sonrasında
27:40kutudan çıkmaya cesaret eden ve bu acıların hepsine katlanan insanın yaşayabileceği mükafatı gösteren yaratıcının odası
27:48bir tanışma hali, evrenle bütünleşme hali ve o pozitif o kendine barışma ve yaratıcıyla tanışma halini gösteriyor.
27:58Bu on parçadan oluşan bir hikayeyi anlatıyor.
28:02Ve bu hikaye dediğim gibi bir arada okunması gereken bir hikaye.
28:06Yani tabii ki serginin bütününden bir parça çıkarıldığı zaman yani bu şey gibi oluyor.
28:14Sanki bir hikaye kitabından bir sayfa koparılmış ve o tek bir hikayeyi anlatıyormuş gibi algılanacaktır.
28:22Bu hikaye işte böyle gezilmesi ve birlikte okunması gereken bir hikayeydi.
28:27Tabii ki başka şekilde lanse edildi ne yazık ki.
28:31Evet, evet. Gerçekten sabırla da bu kadar net bir şekilde ifade ettiğin için sergiye bütünüyle çok çok teşekkür ediyorum.
28:39Ben teşekkür ederim. Alan tanıdığın için çok sağ ol.
28:41Yani bunu soracaktım aslında. Şimdiki sorum bu.
28:43Yani ilk sergi zamanın daha sonrasındaki 4 Ekim'deki cinayetlerin sonrasında bu iki işin
28:50yani iki kere sosyal medyada çokça tartışıldı, çokça konuşuldu.
28:55Sen hedef tatlısına kondun.
28:57Peki bu işlerin sanatçısı olan, yaratıcısı olan sana bir şeyler soruldu mu bu dönemde?
29:03Yani senden dinlenilmek istendi mi bu bütünlükte olarak sergin işlerin?
29:10Yani hayır. Şöyle söyleyebilirim. Bu konu dahilinde tabii ki sorulmadı.
29:16Yani sergiye gelen, sergiyi gezen insanlar bütün bir süreçte sergiyle ilgili birçok soru soruldu.
29:23Ama bu sergiyle alakalıydı yani. Bu konu dahilinde bana bir soru sorulmadı.
29:29Ve sorulmamasını da anlıyorum. Çünkü konu ben değilim.
29:33Yani konu ben değildim. Ve konu bu fotoğrafta yer alan kişi de değildi aslında bir yandan.
29:38Yani Twitter'da ve sosyal medyada çoğunlukla Twitter'da bir linç dalgası dediğimiz bir fenomen oluştu.
29:48Bu Amerika'da başlayan, daha sonra başka ülkelere de sıçrayan bir durum.
29:53Ve aslında şöyle, şu yüzden benimle ilgili değil diyorum.
29:58Çünkü mesela giriyorsun, bu linçleyen insanların profillerine giriyorsun.
30:03O gün beş kişiyi linçlemiş. Bir gün önce on kişiyi linçlemiş.
30:07Yani bu insanlar mavi tikli, kendilerini gazeteci olarak adlandıran insanlar sanıyorum ki.
30:16Ve giriyorlar, mesela bugün TT'de ne var?
30:19Bakıyorlar, şöyle bir TT var. Evet, en çok ne yazılmış?
30:24En çok hangileri etkileşime girmiş? Tamam, o zaman copy-paste.
30:28Alıyor, aynı şey. Bakarsanız yani noktası virgülüne kadar kopyala yapıştır aynı şeyler.
30:35Ve giriyor, işte dediğim gibi bugün bunu linçliyor, öbür gün başkası linçliyor.
30:40Etkileşime sokuyor kendi hesabını ve like alıyor.
30:45Belki para kazanıyor, bilmiyorum, emin değilim.
30:48Ki ben bu arada sosyal medyayı çok aktif kullanan bir insan değilim.
30:52Yani Twitter hesabım, yıllar öncesine açtığım bir hesap var, girmiyorum, duruyor öyle.
30:56Sadece Instagram kullanıyorum. Instagram'a da yani çok giren bir insan değilim.
31:00Sadece işlerimi paylaşıyorum ve çıkıyorum gibi düşün.
31:04Ve dolayısıyla bununla ilgili pek bir bilgim de yoktu.
31:06Sonrasında fark ettim böyle olduğunu.
31:09Öte yandan şöyle bir durum da var.
31:12Şu anda mesela Twitter'da ciddi bir bot hesap yoğunluğu var.
31:16Bu bot hesap yoğunluğunun, Twitter bot hesap olduğunu anlayamıyor.
31:20Çünkü yapay zekaya bazı kodlama sistemleri veriyorlar.
31:24Ben bunu birebir gördüm. Yani birebir şahit oldum bu hesapların varlığını.
31:28O yüzden emin olabiliyorum.
31:30Mesela şöyle yapıyor, bin tane hesap açıyor aynı anda.
31:34Bu hesaplara bazı özellikler veriyor.
31:36Diyor ki şu takımı tutuyorsun, şu partiye mensupsun.
31:41İşte şu şehirde ve şu ülkede yaşıyorsun.
31:43Şöyle özelliklerim var.
31:45Ve diyor ki günde en az 20, en fazla 30 tane tweet atacaksın diyor.
31:51Kodlamayı veriyor. Bu hesaplar kendi kendine tweet atmaya başlıyor.
31:55Dolayısıyla Twitter bunların bot hesap olduğunu anlayamıyor.
31:59Gerçek insan gibi anlıyor.
32:01Ve bu belli kurum ve kuruluşların kullandığı bazı hesaplar.
32:05Dolayısıyla bazı olaylar yaşandığında
32:09işlerine gelen bazı durumlarda
32:11hemen bunları devreye sokuyorlar.
32:13Ve diyorlar ki bu konuyla ilgili tweetler atsın bu hesaplar.
32:17Ve bu tweetler atılıyor, dolaşıma sokuluyor.
32:21Tabii ki TT'ye giriyor.
32:23Tabii ki bunların içerisinde gerçek insanlar da var.
32:25Bu gerçek insanların birçoğu da haklı olarak öfke saçıyorlar.
32:31Yani haklı bir sebeple çünkü ekonomi çok kötü.
32:35Ceza sistemi yok.
32:37Ne oluyor diyorlar doğal olarak.
32:39Ve araştırma, okuma, aslastarın neymiş gibi bir şeylere bakma kültürü de olmadığı için
32:47diyor ki burada böyle bir şey var.
32:50Öfkesini oraya saçıyor, döküyor.
32:52Rahatlamaya çalışıyor.
32:54Yani ben sosyal medyanın çok tehlikeli bir yer olduğunu düşünüyorum.
32:58Çünkü en basitinden deprem döneminde neler yaşandığını gördük.
33:05Sadece asılsız bilgilerin ortaya atılmasıyla neler geriye atıldığı.
33:09Ne insanlar çok zorluklar yaşadığı gibi şeyler var.
33:13Buna nasıl bir önlem alınır bilemiyorum.
33:18Fakat durum bu.
33:20Ve evet bana sorulmadı.
33:22Çünkü konu ben değilim.
33:24Kimse merak etmiyor.
33:26Kimse zaten burada ne anlatılmak istemiş onu anlamaya çalışmıyor ki.
33:30Sen de bir hukuki süreç yürütmeyi planladığını söylemiştin.
33:34Hem bu bot hesapların çıkış noktası üzerine hem de linçe katılan kişiler üzerinden mi yapılıyor?
33:41Evet yani şu anda IP hesaplarından kişilerin kimlikleri tespit edilip davalar açılıyor.
33:47Böyle bir sürece giriyoruz.
33:49Peki bu hukuki mücadelenin yanı sıra sen bot üretti ya da gerçek insan üretti.
33:55Neyse ne ama senin maruz kaldığın bir şey var sonuçta.
33:59Sen bununla nasıl başa çıkıyorsun?
34:01Başa çıkmaya çalışıyorsun.
34:04Ya aslında ilk başta çok şaşırdım.
34:09Çünkü işte sergi sözünü anlattım.
34:11Serginin içeriğini anlattım.
34:13Ne alaka yani hani kadın cinayetleri mi?
34:15Bir kere ben bir kadınım.
34:17Ve kendi fotoğraflarımı çekiyorum.
34:21Ben neden kadın cinayetleriyle güzelliyim?
34:23Mantıkken oturmuyor bir şeyler birbiriyle.
34:25Ve o yüzden çok şaşırdım ve araştırmaya başladım.
34:31Araştırınca işte bu linç dalgasıyla karşılaştım.
34:34Başka şeylerle karşılaştım.
34:36Ve şunu düşünmeye başladım.
34:42Bu kişisel değil.
34:43Bu benimle alakalı değil.
34:44Yani başa çıkma yöntemine başvurmamın sebebi kalmadı.
34:49Çünkü...
34:50Kişiselleştirmedin.
34:51Evet kişiselleştirmeme gerek yok.
34:53Benimle alakalı değil.
34:54Yani bu ülkede her gün sokakta birileri şiddet uğruyor.
35:02Ciddi cinayetler yaşanıyor.
35:04Yani vahşet dediğimiz haller yaşanıyor.
35:07Ve baksana o gün yani çok vahim, çok korkunç bir olay yaşandı.
35:16Ve bu olay yaşanırken konuşulan konu bir fotoğraf, bir konser.
35:21Ve Discord'du.
35:24Yani neden kimse şunu demedi?
35:27E neden caydırıcı cezalar uygulanmıyor?
35:30E hani İstanbul Sözleşmesi?
35:34Yani konu bu mu? Konu bir fotoğraf mı?
35:37Eğer konu bir fotoğrafsa, eğer bu fotoğraf gerçekten bir caniye ilham olabilecek bir fotoğrafsa oraya gelene kadar...
35:46Baksana bu ülkede, ülke tarihinde, televizyon tarihinde en çok izlenen dizilerden bir tanesi Kurtlar Vadisi.
35:52Yani evet yani şey, senin bu konuda ilham perini olmana gerek yok.
35:56Yani inanılmaz, oraya gelene kadar o kadar çok içerik var ki.
36:00Ve bu Kurtlar Vadisi dizisinde bir kafa kesme sahnesi var.
36:06Her gün, bak her gün...
36:08Primetime televizyon.
36:10Televizyon, şu an hadi Kurtlar Vadisi eski bir diziydi.
36:14Şu an günümüzde televizyonda her gün gündüz kuşağında yayınlanan bir programda bir insanın kıyma makinesinden nasıl geçirilip nasıl öldürülebileceği detaylı bir şekilde incelendi.
36:29Ve bu kıyma makinesi programa çıkartıldı.
36:32Ve bu televizyonda bedava herkesin, her an her çocuğun görebileceği bir sahne ve böyle bir şey izlendi.
36:40Bu sorgulanmadı.
36:42Buna dair herhangi bir sorgulama yok.
36:44Bugün dizilerde, yani Osmanlı dönemini anlatan tarihi dizilerde her gün birbirinin kellesini alıyor.
36:51Bunlar sorgulanmıyor.
36:53E bugün şimdi bir sanat tarihi kitabı açalım.
36:56Ya da bir müzeye gidelim.
36:58Şiddet içerikli görseller yok mu burada?
37:00Ya da diyelim ki...
37:04Netflix'i açtık.
37:05Netflix'te Top 10 listesine bakıyoruz.
37:08İlk 9'u ben sana söyleyeyim cinayet, suç.
37:12Neden? Çünkü şiddet bir realitedir.
37:15Yani...
37:17Şiddet vardır.
37:19Ve şiddete karşı duruşumuzu, şiddeti engelleyen şey şiddet hakkında konuşmamak değildir.
37:26Şiddet karşısında caydırıcı cezaların uygulanmasıdır.
37:29Yani...
37:30Evet İstanbul Sözleşmesi'ni konuşalım.
37:32Evet serbest geziyor katiller.
37:34Bunu konuşalım.
37:35Öncelikle bunları konuşalım.
37:38Öte yandan şunu da söylemek istiyorum.
37:41Madem ki bu fotoğraf birçok insana şiddet için ilham oluyordu.
37:48Bu fotoğrafı milyonlara ulaştıran kişiler bunu neden paylaştı?
37:52Yeniden niye üretiyorsun madem öyle düşünüyorsun?
37:54Yani şöyle de olabilirdi.
37:56Bir fotoğraf var.
37:58Bunu paylaşmak istemiyorum çünkü insanlar görsün istemiyorum.
38:01Ve bu fotoğrafı kınıyorum.
38:03Burada daha realist bir şeyden bahsediyoruz.
38:05Aslında bu fotoğraf bir sergide belki yüzlerce kişinin görebileceği bir fotoğraf olarak kalacaktı.
38:11Bu kadar paylaşılmasaydı.
38:13Madem ki ilham olunmasından korkuluyordu.
38:15Neden paylaşıldı?
38:17Yani burada da bir ironi var.
38:18Burada da bir ikiyüzlülük var diye düşünüyorum.
38:22Süreç böyle.
38:24Çok ilginçti.
38:26Çok öğreticiydi.
38:29Bir yandan benim de başka perspektiflerden başka şeylere bakmamı sağladı.
38:36Böyle.
38:38Peki sanatsal üretim süreçlerine bir şekilde yansıdı mı?
38:43İlla içeriklerinin, işlerinin içeriği anlamında demiyorum bunu da
38:47bir süre belki paralize oldum.
38:50Sosyal medyadan kendimi soyadım.
38:52Yavaş çalışabildim çünkü bu trollerin peşine düştüm.
38:55Bu da olabilir.
38:56Üretim süreçlerine yansıması, bu hedef gösterime ve siber zorbalıkların maruz kaldığın.
39:05Ben kendi hayatından, kendi dönüşümünden, yaşantısından etkilenerek üreten bir sanatçı olduğum için
39:14kendimi konu alıyorum. Zaten otoportre çekiyorum.
39:17İlla ki bir noktada yansıyacaktır diye düşünüyorum.
39:20Şu anda yansıdığını görmüyorum şimdiye kadar ama illa ki yansıyacaktır.
39:26Yani benim zaten Life in Plastik'den sonra kurguladığım,
39:30hatta Life in Plastik sürecinde çalışmaya başladığım başka bir serim vardı.
39:35Ona devam ediyorum.
39:37Ben de onu soracaktım.
39:39Dolayısıyla evet, muhtemelen etkileri görülecektir.
39:42Ama şu anda bir şey olduğunu söyleyemem.
39:45Peki şu anda hangi temalar üzerinde çalışıyorsun, onu söyleyebiliyor musun?
39:49Şöyle, Life in Plastik'den sonra It's Fantastic kısmı başlıyor.
39:53Zaten son fotoğraf, yaratıcının odası.
39:56Oraya bir gönderme.
39:58Daha fantastik, daha başka bir dünya görüyoruz.
40:02Şu an bu işlerle ilgili notlar alıyorum, araştırmalar yapıyorum.
40:07Teknik anlamda kendimi daha farklı bir yere çekmek için çalışıyorum.
40:10Onu da soracaktım.
40:12Evet, kendimi geliştiriyorum.
40:14Zaten bu serüven bitmiyor.
40:16Ölene kadar, yaşadığım süre boyunca hep çalışacağım, hep üreteceğim.
40:20Bu benim hayat, yaşama biçimim zaten.
40:23Dolayısıyla böyle, şimdilik böyle gidiyor.
40:25Teknik olarak da, farklı teknikler dedin.
40:28Diğer disiplinlerle de çalışmalar yapmayı düşünüyor musun, neler oluyor?
40:32Ben zaten resim çıkışlıyım.
40:34Resim yapıyorum zaten.
40:36Bir yandan video art çalışmalarım var, bir yandan performans sanatına yönelik çalışmalarım da var.
40:41Yani önümüzdeki süreçte biraz daha harmanladığım fotoğrafta, resmi, performans sanatı derken...
40:49Belki bu arada sürpriz, başka şeyler de çıkabilir.
40:51Yani benim de beklemediğim yerlere kayıyor çünkü olay.
40:54Evet, farklı şeyler yapmayı düşünüyorum, planlıyorum ve çalışıyorum.
40:58Peki, nerelere bakarak olalım?
41:00Yani işte dediğim gibi, sosyal medyada çok aktif değilim.
41:04Özellikle hem bu süreç içerisinde, hem bundan öncesinde de sosyal medya beni biraz...
41:09Yani frekansımı bozuyor ve akıştan koparıyor gibi hissediyorum.
41:14Dolayısıyla evet, orada pek aktif değilim.
41:16Fakat çalıştığım galeri üzerinden sergilerimi takip edebilir, fuarlara katılıyorum.
41:23Galeriden sesini söyleyebilirsin.
41:25Eksist ile çalışıyorum şu anda.
41:27Buralardan işte sergilerimi, güncel sergilerimi, katıldığım yerler takip edilebilir ve orada buluşabiliriz yani aslında.
41:34Çok çok teşekkür ediyorum.
41:36Ben teşekkür ederim, çok hoştum.
41:38Vallahi aklına sağlık, çok güzel yani ifade ettin kendini.
41:41Sana yani bunları sormak durumunda hani kaldığım için kusura bakma.
41:45Bu da ilginç bir deneyim oldu.
41:47Belki başka bir farkındalık yaratır, başka yerlere kayar.
41:50Umarım öyle olur.
41:52Yani güzel bir şeye vesile olsun bu olay.
41:55Öyle diyelim, öyle olsun.
41:57Çok çok teşekkürler.
41:59Senin sormak, söylemek, eklemek istediğin bir şey var mıdır kapatmadan önce?
42:02Ben sana teşekkür etmek istiyorum.
42:04Yaptığın şey de cesurca olduğunu düşünüyorum.
42:06Çünkü birçok şey, birçok insan buraya yanaşmadı.
42:09Merak da etmedi.
42:11Önemli bir şey yaptığını düşünüyorum ve sana teşekkür ederim.
42:13Ben teşekkür ederim.
42:15O zaman bir sonraki bölümümüzde buluşmak üzere.

Önerilen