CHP, Can Atalay için TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırıyor

  • geçen hafta
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Can Atalay'ın milletvekili olduğunun bir kez de Genel Kurul'da okutulmasını talep ettiklerini açıkladı. Ayrıca, Emir, Sağlık Bakanlığı'nın maymun çiçeği hastalığıyla ilgili politikasını eleştirirken, kadına şiddet olaylarına ve Süleyman Soylu'nun dokunulmazlığının kaldırılması talebine de değindi. Emir, ayrıca ekonomik sorunlar ve belediye başkanlarının SGK borçlarıyla ilgili görüşmeler hakkında da konuştu.
(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Can Atalay için TBMM'yi 10 Eylül'de tekrar olağanüstü toplantıya çağıracaklarını açıkladı. Emir, "Meclis'te yapılan genel görüşmenin amacına ulaşmadığını görüyoruz. O toplantıda Meclis'e kan düştü. Dokunulmaz olan Meclis kürsüsüne dokunan, hatibe saldıran, kadına şiddetin olduğu bir toplantıya şahit olduk. Can Atalay'ın milletvekili olduğunun bir kez de Genel Kurul'da okutulmasını talep ediyoruz" dedi.

hbrlr1.com/cbbiwldbkckckl
Transcript
00:00Değerli arkadaşlar, herkese merhaba. Yeni eğitim öğretim
00:05yılına yaklaşırken hepimizin telefonu bir konu ile dolu.
00:11Vatandaşlarımız bizi arıyorlar. Ulaşabildikleri
00:14herkesi arıyorlar. Bir çare peşindeler. Yurt arıyorlar.
00:19Çocuklar üniversiteyi kazandı. Başka şehirlere gitmek zorunda.
00:23Ama yurt bulamıyorlar, barınacak yer bulamıyorlar.
00:27Ulaşabildikleri milletvekili, bakan, devlet görevlisi, memur
00:33kim varsa ulaşıp bir çare arıyorlar. Çünkü barınma
00:37sorunu giderek ağırlaşıyor ve bugünlerde çok yoğun. Yirmi iki
00:41yıllık iktidarda maalesef yurt sorunu çözülmedi. Çözülmek
00:46istenmedi. Gençlerimiz kaderine terk edildi. Ve aileler bu
00:51geçim sıkıntısı içerisindeyken bir de çocuklarına özel yurt
00:55bulma durumunda kalıyorlar. Özel yurtların fiyatları,
00:58aylık masrafları yüz yirmi bin liradan ııı yıllık yurt
01:03ücretleri yüz yirmi bin liradan üç yüz bin liraya kadar
01:06varabiliyor. Son derece yüksek rakamlar. Dolayısıyla bu konuya
01:11mutlaka şimdiye kadar el atılmış olması beklenirdi.
01:14Ama maalesef el atılmış değil. Hala gençlerimiz barınma
01:18sorunu yaşıyor. Hala velilerimiz, öğrenci, anneleri,
01:22babaları çaresiz ve ııı özellikle de çocuklarımızı
01:27nasıl okutacağız diye kara kara düşünüyorlar. Değerli
01:31arkadaşlar bir diğer önemli gündem maddesi Mpox diye
01:36bilinen M çiçeği olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz bir
01:40hastalık. Bu virütük bir hastalık özellikle Afrika'da
01:44endemik olmuş bir hastalık ve Dünya Sağlık Örgütü en yüksek
01:50seviyede alarm veriyor. En yüksek seviyede dikkat edin
01:53diyor. Bu hastalığın yayılabileceğine dönük uyarıyor
01:57ve önlemler alınmasını telkin ediyor. Ama maalesef Sağlık
02:03Bakanlığımız bu konuda şu ana kadar etkili bir önlem almış
02:07değil bir bilgilendirme yapmış dahi değil bizim Mpox çiçek
02:12virüsüne karşı nasıl korunabileceğimiz bu hastalığın
02:16Türkiye'ye girişini önlemek için neler yaptığımız neler
02:20yapmamız gerektiği ve Türkiye'de yayılmaması için
02:23hangi önlemleri almamız gerektiği hala açıklanmış değil
02:27hala kamuoyu bilgilendirilmiyor adeta Sağlık Bakanlığı uykuya
02:32yatmış durumda. Biz bu tutumu hatırlıyoruz. Özellikle
02:37kovid-on dokuz pandemisi sırasında aylarca Türkiye'de
02:41vaka yok demişlerdi. Aylarca Türkiye'de her önlemi aldık
02:45demişlerdi. Aylarca test yapmamışlardı ve aylarca yoğun
02:50bakımları kapatarak Türkiye'nin gözünü kapatabileceklerini
02:54zannetmişlerdi. Hatta açıkladıklarından iki ay
02:58öncesinden on bir vaka olduğunu biz delilleriyle ortaya
03:02koymuştuk ve sonrasında da kabul etmek zorunda kalmışlardı.
03:06Yine aynı şeyin olmasından kaygılıyız. Ve Sağlık Bakanı'nı
03:10buradan uyarıyoruz. Bu kez kovid-on dokuzdaki yanlışlığa
03:14düşmeyin. Süreci şeffaf yürütün. Ve saklamak yerine
03:20gizlemek yerine hiçbir şey yokmuş gibi yapmak yerine
03:24tedbir alın, tedbirlerinizi anlatın, uyarın ve bu
03:28hastalığın yayılmasına karşı etkili önlemler alınmasını
03:32kolaylaştırın. Vatandaşımızın işini kolaylaştırın. Çünkü siz
03:37yok deyince virüs yok olmuş olmuyor. Sağlık Bakanlığı'nın
03:42açıklamasını biliyoruz. Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nün
03:46açıklamasını da biliyoruz. Ama bize bize gelen bilgiler
03:49içerisinde Ankara'da dört vaka olduğu üçünün Bilkenşehir
03:54Hastanesi'nde birinin de Etlikşehir Hastanesi'nde yoğun
03:57bakımda tutulduğu bilgisi var. Doğru mu değil mi? Teyide
04:01muhtaç. Ama teyide muhtaç olmayan gerçek şu ki Sağlık
04:06Bakanlığı bir aymazlık içerisinde ve özellikle de bu
04:11hastalıkla ilgili tedbir almıyor veya aldığı tedbirler
04:16varsa da bunu kamuoyuyla paylaşmıyor. Bir sürecin
04:20şeffaf, açık, etkili ve güvenilir bir biçimde
04:23yürütülmesini bir kez daha buradan uyarıyoruz, söylüyoruz.
04:28Değerli arkadaşlar dün Manisa'da hepimizin yüreğini
04:34parçalayan, vicdanlarımızı ayağa kaldıran ve asla kabul
04:38edemeyeceğimiz kadına karşı şiddet olayını gördük. Çocuğunun
04:42gözü önünde on dokuz yaşında bir kadına hamile bir kadına
04:46eşi tarafından ağır şiddet uygulandı ve maalesef bu ııı
04:52şiddet halkasına bir yenisi daha eklendi. Tüm Türkiye
04:56ayağa kalktı. Hepimiz böyle olaylar olduğunda bunu
05:00kabullenmiyoruz, istemiyoruz, lanetliyoruz ama bir şeyler
05:05yapması gerekenler yani kadına karşı şiddeti önlemesi
05:09gerekenler etkili önlem almak konumunda olanlar dönüyorlar
05:13vatandaşlara etraftaki vatandaşlar bu kadını niye
05:17kurtarmadı diye soruyorlar, çıkışıyorlar. Sayın Çelik o
05:22kadını koruması gereken sensin. Senin hükümetin. Sen etkili
05:27önlemler almadığın için Türkiye'de kadınlar şiddete
05:30uğruyor. Sen etkili önlemler almadığın için kadınlar
05:33sürekli darp ediliyor. Sürekli kadın cinayetlerine tanık
05:36oluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir imzayla
05:39İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıktığı için kadınlar
05:43artık daha korumasız. Bütün rakamlar ortada. İstanbul
05:47Sözleşmesi'nden çıktınız ve özellikle de kadına karşı
05:51şiddeti bir tarafından özendiriyorsunuz. Bir tarafından
05:55destekliyorsunuz. Bir taraftan lanetliyorsunuz. Olmaz böyle
05:59şey diyorsunuz. Kabullenmeyiz diyorsunuz. Ama diğer
06:03yandan yaptıklarınızla kadına karşı şiddeti teşvik
06:07ediyorsunuz. Kadınları koruması gereken sizken dönüyorsunuz
06:11etraftaki vatandaşlara niye korumadınız diye de
06:14çıkışıyorsunuz. Sizin birilerine çıkışmak değil kendi
06:18görevlerinizi eksiksiz yapmak gibi bir sorumluluğunuz var.
06:22Bakın yılın ilk altı ayındaki rakamları paylaşıyorum. Iki yüz
06:28otuz dört kadın katledilmiş. Yüz seksen iki kadın şüpheli
06:32şekilde yaşamını yitirmiş. Iki yüz elli beş kadınımız
06:36yaralanmış şiddet sonrası. Yüz kırk kadın seks işçiliğine
06:42zorlanmış. Yetmiş üç kadın cinsel tacize zorlanmış, maruz
06:47kalmış ve sadece bu rakamlar basına yansıyan bizim
06:52bulabildiğimiz rakamlar. Dolayısıyla kadına karşı
06:56şiddeti elbette şiddetle kınıyoruz, kabul etmiyoruz ama
07:01bizim meclis olarak sizin hükümet ve yönetenler olarak
07:06yapacağınız daha çok şey var. Ilk yapacağınız İstanbul
07:11Sözleşmesi'ne tekrar dönmektir. Altı bin iki yüz seksen dörtün
07:15kadınlarımızı yeteri kadar korumadığı ortaya çıkmıştır.
07:19Daha geçenlerde televizyon ekranlarına yansıdı. Adam diyor
07:23ki seni öldürürüm beş yıl yatarım, üç yıl hapiste kalırım,
07:27gerisini tedbirli çıkarım ve devam ederim hayatıma diyor. Bu
07:31algı yerleşmiş, kadına karşı şiddetin cezasızlığı algısı
07:35yerleştikten sonra artık şiddeti önleyemiyorsunuz.
07:39Dolayısıyla sizin yapacaklarınızı vatandaşa ihale
07:43etmek, vatandaşa çıkışmak ve vatandaş üzerinden kendini
07:47temize çıkartmak kolaycılığına girmeyin. Kadına karşı şiddet
07:52artıyorsa, kadın cinayetleri artıyorsa birinci sorumlusu
07:55sizsiniz, ilk yapmanız gereken de tekrar İstanbul Sözleşmesi'ne
08:00dönmektir. Artık daha fazla kadın cinayeti, kadına karşı
08:05şiddet görmek, duymak istemiyoruz. Değerli
08:11arkadaşlar önemli bir konu daha önce gündeme getirmiştik.
08:16Süleyman Soylu'nun yargılanma arzusu. Süleyman Soylu
08:21hakkındaki somut iddialar sonrasında bakanlıktan da
08:26olunca biraz da gündeme gelmek için bir gün kalktı ben
08:30yargılanmak istiyorum dedi. E kendisi eski bakan yeni
08:34milletvekili dokunulmazlığı var. E ne yapmak lazım?
08:37Dokunulmazlığımı kaldırın ben yargılanayım dedi. Çok minnoş
08:42bir hareket. Öylesine böyle eee seveceğim bir hareket ki çok
08:48masum bir hareket. Beyefendi yargılanmak istiyor ve geliyor
08:52bir dilekçeyle meclis başkanlığına başvuruyor. Meclis
08:55başkanlığı ne yapıyor? Sayın Soylu sizin hakkınızda bir
08:59fezleke yok. Dolayısıyla benim yapacağım bir işlem yok diyor.
09:02Peki bilmiyor muydunuz? Biliyordunuz. Ben de
09:06biliyordum bunu. Hepimiz biliyorduk. Biz ben buradan on
09:09gün önce söyledim. Senin hakkında fezleke yok ki. Senin
09:14hakkında hiçbir savcı işlem başlatamıyor ki. Hiçbir polis
09:17soruşturma yapamıyor ki. Zaten fezleke yok. Bu neyin
09:20yargılaması? Bu neyin efelenmesi? Ha sen yargılanmak
09:24istiyor musun? Sen mesela Ayhan Bora Kaplan çetesiyle suç
09:29örgütüyle ilişkilerini anlatmak istiyor musun? Veya sorulara
09:32muhatap olup kendisi temize çıkartmak istiyor musun? O
09:36zaman yapacağın bir iş var. Sen Sezgin Baran Korkmaz'ı nasıl
09:40yurt dışına çıkarttığını nasıl arkasında durduğunu açıklamak
09:44bunun sonucuna katlanmak ifadesini vermek istiyor musun?
09:48Yapacağın bir iş var. Sen on bin dolar suç örgütünden on bin
09:55dolar ayda maaş alan milletvekilini söylemek istiyor
09:58musun? Yapacağım

Önerilen