Fındıklı'da Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali düzenlendi

  • 2 hafta önce
Rize'nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali kapsamında Hayati Aykut parkında doğal yaşam, ekoloji, çevre mücadeleleri ve deneyimlerin anlatıldığı forum düzenlendi. Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, "Yaşam alanını, yaşam alanımıza dokunan her türlü projeye karşıyız ama yaşamak için ihtiyacımız olan iki ürün değil beş ürün alabiliyorsan kamusal çıkar açısından hepsini almanın da bilimsel olduğunu, teknik olduğunu, devrimcilik olduğunu savunuyorum" dedi.
GENÇAĞA KARAFAZLI
(RİZE) - Rize'nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali kapsamında Hayati Aykut parkında doğal yaşam, ekoloji, çevre mücadeleleri ve deneyimlerin anlatıldığı forum düzenlendi.

hbrlr1.com/cbbftwtbkckckl
Transcript
00:00Bugün burada benim çıkarsadığım bir şey var, bir çağrıda bulunacağım.
00:04Ben birilerinin küçük hesaplarıyla siyaset yapmıyorum, hiç hayatımda da yapmadım.
00:11Yaşam alanlarını savunucuları söyledikleri şu, hepimiz bir görme engellinin büyük bir cisme dokunduğu noktadaki mücadelesini aslında çok onurluca yürüttüklerini gördük.
00:24Ama karşı taraf tankla ateş ediyor, biz hala kılıç sallıyoruz, mümkün değil.
00:30O zaman önümüzdeki süreç topyekun bir mücadele süreci, iktidarı da değiştirmek.
00:36Bunu hangi yöntemle yaparsanız yapın, ben o yöntemi burada kimseye tarif edemem.
00:41Herkesin kendi siyasal duruşuna göre bir yöntemi vardır.
00:44Burada da, bu çalışmanın da böyle bir şeyi olmaz belki, hangi yöntemle yapıp yapmayacağını.
00:51Ama çok önemli bir gerçeklik var, topyekun yaşam alanlarımızı koruyacak, yaşam alanlarımızı savunacak ve yarınlarımıza olan borcumuzu bugünden ödememiz gerektiği.
01:03Nefes aldığımız sürece yaşam alanlarının hepimiz için olduğu ve bunun için mücadele etmemiz gerektiğini düşünen, buna inanan, bunun için mücadele eden biri olacağım.
01:15Ve hep böyle olacak, bu yerel yöneticisi olup olmamakla elintili değil.
01:20Dün nasıl karşı çıktıysak sermayeye, dün nasıl karşı çıktıysak bir avuç çıkarcıya, bugün de karşılaştık.
01:27Yaşam alanını, yaşam alanımıza dokunan her türlü projeye karşıyız.
01:32Ama yaşamak için ihtiyacımız olan, mühendisim, ihtiyacımız olan bir aracından iki ürün değil, beş ürün alabiliyorsam kamusal çıkar açısından hepsini almanın da bilimsel olduğunu, teknik olduğunu, devrimcilik olduğunu savunuyorum.
01:48Hepinize teşekkür ediyorum.
01:50Madenler bildiğiniz gibi milyonlarca yılda oluşuyor, hiçbir sınıfın, hiçbir zümrenin, hiçbir kişinin emeği olmadan oluşan doğanın bizlere bahşettiği değerler, yani insanlığın ortak malı.
02:06Ama kapitalist sistemde madenlere birileri el koymuş, birileri sahip çıkmış ve birileri kendi malı gibi kullanıyor ve küçük bir sınıfın yararına kullanılıyor, ticari bir meto olarak kullanılıyor, ne yazık ki.
02:21Bir ülkede maden rezervi olması avantaj gibi gözükse de tek başına yeterli olmuyor, avantajlı olmuyor, hatta tam tersine dezavantaja dönüşebiliyor, bir savunma ortamına dönüşebiliyor.
02:35Bugün dünya haritasına baktığımızda madenlerin büyük bir kısmı Afrika kıtasında, ülkemizde yine maden arasına baktığımızda çeşitlilik açısından zengin bir ülke, dünyada üretilen 90 çeşit, milyonların 60 çeşidi ülkemizde var.
02:52Türkiye'nin derdi büyük, Türkiye'nin sahip olduğu doğal varlıklar gün geldi, sermayenin iştahını kabarttığı için kolayca kullanabildikleri, kapitalizmin bir anlamda sermayesini arttıracağı unsurlar haline geldi.
03:14Çünkü özellikle neoliberalizmle birlikte dünyada artık bizim gibi ülkelerin bütün varlıkları bir anlamda şirketlere, çok uluslu şirketlere peşkeş çekilir oldu.
03:30O yüzden demokrasilerin artık demokrasi değil şirketokrasi olduğu konusunda da bir görüş var.
03:38Hakikaten kanunları nasıl istiyorlarsa öyle çıkartabiliyorlar, istedikleri insanı atatabiliyorlar, istemediklerini attırabiliyorlar.
03:49Hakikaten ülkemiz gibi güzel ülkelerin, varsız ülkelerin başına çok şeyler geliyor, bu ülkenin varlıklarını başkalarına bir anlamda becaiş yapıyor iseniz böyle ülkemiz gibi çok zor durumlara düşmüş oluyorsunuz.
04:09Türkiye'de sorunların başında tabi Karadeniz'de bunlar arasında en fazla bu problemlerden yükünü almış bir bölgemiz. Nedir bunun sebebi?
04:22Çünkü Karadeniz'de su var, su varsa baraj var, baraj varsa işte HES'ler var, HES'ler varsa hafriyat var, hafriyat varsa böyle küçük küçük sermaye hareketlerinin istenen insanlara devri var.
04:41Şimdi HES'ler Doğu Karadeniz'de biliyorsunuz HES konusunda bir dönem çok ateşli bir durumdaydık, bitirilenlere de baktığımız zaman mesela Giresun'da 45 tane, Trabzon'da 50 tanesi bitti.
04:57İkizdere bizim başından, yani 2021'de olaylar başladı, kepçeler oraya girdiler, halk bizim o köylülerimiz, aslında köylü dediğimiz bizim, Pervin ve Ayşe orada devamlı olarak yaşadıkları için
05:22Hayat bütün her şeyle beraber geçimlerini oradan sağlayan bizim kendi köylülerimiz, bakın burada organik tarih plan edilen bir yerde çay dikti insanlar, geçimleri zor, onu yaptılar, her yıl hemen hemen iki tona yakın kestane balığı üretilen bir vadiden bahsediyoruz,
05:48oradaki arıları yok ettiler, aslında en güzel direnişi biz o petekleri jandarmaların önüne koyduğumuzda bunlar basında, tvlerde çok yer aldı, aslında onlar da belli başına bir mücadelenin örneğiydi, hiç kimse kaldıramadı onları doğru dürüst, çünkü öyle bir organizasyonları yoktu.
06:13Çernobil sonrasında Karadeniz'in kuzey yamaçlarında nasıl kanser vakalarının arttığını hepimizin bunu yaşayarak bildiğini hepimiz biliyoruz, her evde bir kanser vakası var, o zaman uzmanlar demişlerdi bize siz bunu 10 yıl 12 yıl sonra göreceksiniz diye,
06:35kendisi Çernobil'e gittiğini şehirde Filipinat kentinde yaşamın tekrar başladığını söyledi, yalan arkadaşlar, öyle bir şeydir, bir ahlak olmalı, toplumu kandırmamanız gerekti, ben bir yurttaş olarak, bir belediye başkanı olarak bir yalan üzerine bir politika vurgulayamam, yaşam yok arkadaşlar,
07:04dünyanın en büyük santrallerinden geçenlerde soğutma ünitelerine bir saldırı gerçekleşti, bu santralin eğer bir kazaya uğraması nedeniydi, yani Ukrayna'ya ait bir santral, Ruslar tarafından işgal edildi,
07:30soğutma ünitelerinde bir yangın devam ediyor, düşünün o santral bize yaklaşık 600 kilometre mesafeli, kuş uçuşu, kuzey rüzgarların estiğinde bir süre sonra oradaki radyo aktivite burada, bütün Karadeniz sahilinde olacak, tıpkı 1986'da olduğu gibi,
07:55ben evet, Çernobil'e gitmedim ama Fukushima'ya gittim,
08:00Fukushima'da sigortasız işçiler toprağa sıyırıyorlardı, 10 santim kadar, 8 ila 10 santim kadar, çünkü radyo aktiviteye bulaşmıştı, o toprağa sıyırıyorlar,
08:151 metre küplük poşetlerle, Fukushima dayışı nükleer santilinin kenarında kurdukları termik santrali yakıyorlar, küle dönüştürüyorlar ama havaya karışanı artık bir şey yapamıyorlar, toprağa kazıyorlar ve toprağa yakıyorlar,
08:35bakın arka tarafında anneler çocuklarını güvenle oyuncak kütüphanesine, oyuncak atölyesine,

Önerilen