İslami şahsiyeti oluşturan ve onun devamını sağlayan esaslar büyük bir saldırı altında.
Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir? Şahsiyetimizi nasıl koruyacağız gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.
Programımızın yedinci konusu Şer-î Delillerin ikincisi olan "Sünnet"
- Fıkıh usulünde şeri deliller
- Sünnetin şeri bir delil olma yönü
- Sünnetin tanımı, Sünnet, Sünnetullah nedir?
- Sünnetin şer-î bir delil ve hüccet oluşunun delilleri nelerdir?
- Sünnetin delil olmadığına yönelik tartışmalar ne zaman başladı?
- Sünnet bize ne getirmiştir?
- Sünnetin Kur'an'ın mücmelini tafsilatlandırması
- Sünnetin Kur'an'ın genelini, umumunu tahsis etmesi
- Kitabın mutlak olanını sınırlandırması
- Sünnetin hükümlerin furu'undan/detaylarından bir detayı Kur'an'da geçen aslına ilhak etmesi?
- Rasullullah'ın fiillerinin özellikleri
- Rasulullah'ın sünnetlerini içeren hadisler ve çeşitleri
- Mütevatir hadis nedir? Tevatür derecesi nedir?
- Âhad hadis nedir?
- Sahih hadis nedir?
- Mürsel hadis nedir?
- Hasen hadis nedir?
- Zayıf hadis nedir?
- Mevzu hadis nedir?
- Hadiste illet nedir?
Ve daha pek çok konu İslami Şahsiyet derslerimizde...
"İslam Kültürü" https://dai.ly/x923cji
"Fıkıh Usulü" https://dai.ly/x923e8y
"Hüküm Bahsi" https://dai.ly/x923hp2
"Şer-î Hüküm Ve Çeşitleri" https://dai.ly/x9272fk
"Şer-î Delil" https://dai.ly/x9277w6
"Şer-î Delil Kur'an" https://dai.ly/x927b20
"Şer-î Delil Sünnet" https://dai.ly/x927hi0
"Şer-î Delil İcma" https://dai.ly/x929g4k
Şahsiyeti oluşturan esaslar nelerdir? Şahsiyetimizi nasıl koruyacağız gibi pek çok soruya cevap bulacağınız “İslami Şahsiyet” programı Serdar Yılmaz ile sizlerle.
Programımızın yedinci konusu Şer-î Delillerin ikincisi olan "Sünnet"
- Fıkıh usulünde şeri deliller
- Sünnetin şeri bir delil olma yönü
- Sünnetin tanımı, Sünnet, Sünnetullah nedir?
- Sünnetin şer-î bir delil ve hüccet oluşunun delilleri nelerdir?
- Sünnetin delil olmadığına yönelik tartışmalar ne zaman başladı?
- Sünnet bize ne getirmiştir?
- Sünnetin Kur'an'ın mücmelini tafsilatlandırması
- Sünnetin Kur'an'ın genelini, umumunu tahsis etmesi
- Kitabın mutlak olanını sınırlandırması
- Sünnetin hükümlerin furu'undan/detaylarından bir detayı Kur'an'da geçen aslına ilhak etmesi?
- Rasullullah'ın fiillerinin özellikleri
- Rasulullah'ın sünnetlerini içeren hadisler ve çeşitleri
- Mütevatir hadis nedir? Tevatür derecesi nedir?
- Âhad hadis nedir?
- Sahih hadis nedir?
- Mürsel hadis nedir?
- Hasen hadis nedir?
- Zayıf hadis nedir?
- Mevzu hadis nedir?
- Hadiste illet nedir?
Ve daha pek çok konu İslami Şahsiyet derslerimizde...
"İslam Kültürü" https://dai.ly/x923cji
"Fıkıh Usulü" https://dai.ly/x923e8y
"Hüküm Bahsi" https://dai.ly/x923hp2
"Şer-î Hüküm Ve Çeşitleri" https://dai.ly/x9272fk
"Şer-î Delil" https://dai.ly/x9277w6
"Şer-î Delil Kur'an" https://dai.ly/x927b20
"Şer-î Delil Sünnet" https://dai.ly/x927hi0
"Şer-î Delil İcma" https://dai.ly/x929g4k
Category
📚
ÖğrenmeDöküm
00:00Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdülillah, Esselatü vesselamu aleyh resulüllah emmâ ve abd.
00:12Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatüh.
00:16Kıymetli kardeşlerim, uzun bir aradan sonra İslami şahsiyet derslerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz inşallah.
00:25Bildiğiniz gibi bu derslerimizde İslami kültürün en öncelikli alanlarından birisi olan fıkıh usulüne dair konular üzerinde duruyoruz.
00:36İlk olarak İslam kültürü ve önemi hakkında bazı açıklamalar yapmış ve ardından fıkıh usulünün tanımını ve içeriğini incelemiştik.
00:46Daha sonraki derslerimizde ise hüküm bahsi, şer'i hüküm ve çeşitleri, şer'i deliller ve bu delillerden birinci delil olan Kur'an-ı Kerim'e dair incelemelerde bulunmuştuk.
01:00Ve şimdi de şer'i delillerden ikincisi olan sünnet konusuyla devam edeceğiz inşallah.
01:10Kardeşlerim sünnet lügatta yol demektir.
01:14Aynı zamanda metot, adet ve kanun anlamlarına da gelir.
01:20Mesela Rabbimiz Nisa suresinde şöyle buyurur.
01:24يُرِيدُ اللّٰهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَا الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ
01:30Allah size bilmediklerinizi açıkça bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek istiyor.
01:39İşte burada sünnet kelimesi yol anlamında geçmektedir.
01:45Yine Kur'an'da çokça geçen sünnetullah ifadesi Allah'ın yasası ve kanunu anlamındadır.
01:56Usul alimlerine göre ise sünnet, Rasul sallallahu aleyhi ve sellemden varit olan söz, fiil ve takrirdir.
02:08Şer'i delillerden söz edilirken sünnet dediğimiz zaman Rasul'ün fiiline, sözüne veya ikrarına deriz.
02:20Bu manasıyla şer'i bir delil olan kitap ile birlikte kendisinden hükümlerin istimbat edildiği ikinci kaynaktır.
02:30Ve tabi ki sünnetin şer'i bir delil ve hüccet olduğunun çokça delilleri vardır.
02:38Örneğin Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'de
02:41وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَٓا اِنْهُوَ اِلَّا وَحْيٌّ يُوحًا
02:46O hevasından konuşmaz, o ancak vahyedilen bir vahiydir buyuruyor Rabbimiz.
02:53Yine Enbiya suresinde şöyle buyurur Rabbimiz
02:57قُلْ اِنَّمَا اُنْظِرُكُمْ بِالْوَحْيِ
03:00De ki ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.
03:05Başka bir ayette ise şöyle geçer
03:07اِنْ اَتَّبِعُ اِلَّا مَا يُوحَى اِلَيَّ
03:11Ben ancak bana vahyedilene tabi olurum buyuruyor.
03:16İşte Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin nübüvvet ve risaletine dair bu kat'i delillerden dolayı
03:25ve onun hevadan konuşmadığına, konuştuğunun ancak vahyedilen bir vahiy olduğuna
03:33kendisiyle uyardığı şeyin Allah-u Teala'dan aldığı bir vahiy olduğuna dair
03:39subutu kat'i, dalaleti kat'i bu delillerden dolayı
03:44sünnet denilen Resulullah'ın uyarıları, risaletle ilgili söz ve fiilleri şer'i birer delildir.
03:53Keza yine Kur'an'daki Resul'e tabi olma, onun getirdiklerini alma ve yasakladıklarından sakınma,
04:02ihtilaf halinde Resul'ün hükmüne başvurma gibi ayetlerin tümü bu konuda birer delildir.
04:11وَمَا أَاتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَحَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَاهُ
04:17Resul size ne verdiyse onu alın, sizi neden nehye ettiyse ondan sakının ayeti mesela.
04:24Yine kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiştir şeklindeki ayetler.
04:31Onun emrine muhalefet edenler kendilerine bir fitne veya elim bir azabın isabet etmesinden sakınsınlar ayeti.
04:41Mümin bir erkek ve mümin bir kadın için Allah ve Resul'ü bir işe hükmettiği zaman o işlerinden dolayı onlara bir muhayyerlik seçme hakkı yoktur ayeti.
04:53Rabbine yemin olsun ki aralarında çıkan bir ihtilafta seni hakem kılmadıkça, sonra senin verdiğin hükümden dolayı nefislerinde bir sıkıntı duymaksızın,
05:03tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar ayeti.
05:10Yine bir şeyde çekişirseniz onu Allah'a ve Resul'üne götürün ayeti.
05:16De ki eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ayeti.
05:21İşte tüm bu subutu ve dalaleti kat'i nasr, kitabı almak gibi sünneti de almanın vacibiyetinde açıktırlar, sarihtirler.
05:34Ve bu anlamda gerçekten onlarca ayetler vardır.
05:39Yine kıymetli dostlar Allah Resul'ünün zamanından bu yana Müslümanların tarihinin hiçbir döneminde sünnetin teşriği değeri ya da aynen kitap gibi şer'i bir delil olduğu tartışılmamıştır.
05:56Evet hadislerin sıhhat dereceleri, ravilerin hal ve durumları, hangi hadislerin alınıp hangilerinin alınmayacağı gibi hususlar çok tartışılmıştır.
06:05Ama topyekun sünnetin teşriği değeri ve sünnetin Kur'an gibi şer'i bir delil olduğu hiç inkar edilmemiştir.
06:16Ta ki son yüzyılda ilk olarak İngiliz sömürgesi olan Hint alt kıtası ve Mısır'da başlayan Kur'ani Yun hareketleriyle bu inkar ve şüphe furyası başladı.
06:29Ve günümüzde modern İslam düşüncesi adı altında sünnetin teşriği değeri ve topyekun sünnet inkarı fitnesi hızla yayılmıştır.
06:40Yani son asırdaki başını oryantaristlerin çektiği bu sünnet inkarı düşüncesini bir kenara koyarsak tarih boyunca sünnetin Kur'an gibi hüccet ve delil olduğu üzerinde ittifak vardır.
06:53Öncelikle bunun kesin bir şekilde bilinmesi gerekir.
06:57Peki kardeşlerim sünnet ile bize ulaşan şey nedir? Yani sünnet ne getirmiştir?
07:06Bu sorunun cevabı için sünnet ile bize ulaşanlara baktığımız zaman sahih sünnetle bize gelmiş olan hususlar ya Kur'an'da mücmel olan bir şeyin tafsili ve açıklamasıdır
07:24veya Kur'an'ın umum yani genel hükümlerinin ve lafızlarının bazılarının tahsisidir
07:32veya mutlak ifade ve hükümlerin kayıtlanması şeklinde mukayyet hükümlerdir
07:39ya da firuğun, fer'in, detayın aslına ilhak edilmesidir.
07:47İşte sünnetle bize gelenlere baktığımız zaman görünen kitap hükümlerinin manalarını şerh ve tefsir makamında olması yani kitap için, Kur'an için bir beyan olmasıdır.
08:05Ve sünnetin çoğunluğu bu şekildedir kardeşlerim.
08:11İşte bu da Rasul'ün risalet görevlerindendir.
08:16Rabbimiz ne buyuruyor?
08:18وَاَنْزَلْنَا اِلَيْكَ زِكْرًا لِتُبَيَّنَ لِنَّاسِ مَعَ نُزِلَ اِلَيْهِ
08:23Sana kendilerine indirileni insanlara beyan edesin diye bu zikri indirdik buyuruluyor ayet-i kerimede.
08:32Ve sünnetle bize gelenler Kur'an'a dair bu beyanların işte ta kendisidir.
08:41Şimdi bunları bazı örneklerle açıklayalım.
08:45Birinci olarak ne dedik?
08:47Sünnet Kur'an'ın mücmelini tafsilatlandırır dedik.
08:52Ne demek bu?
08:54Mesela Allah-u Teala kitabında vakitlerini, rükünlerini ve rekatlarının sayısını beyan etmeden namazı emretmiştir.
09:05İşte beyan ve tafsilat gerektiğinden dolayı bunlara mücmel denir.
09:13Peki bunları kim açıklamıştır?
09:15İşte bu hususları Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti açıklamıştır.
09:22Sallu kemera eytumuni usalli.
09:26Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız siz de öylece namaz kılınız buyuruyor Allah Resulü.
09:33Bunu derken bu mücmeli tafsilatlandırıyor Allah Resulü.
09:37Yine kitapta haccın farziyeti, detayları belirtilmeksizin mücmel olarak yer almıştır.
09:45Yine bu detayları sünnet beyan etmiştir.
09:49Ala fe huzu anni manasikakum buyurdu.
09:53Hac ile ilgili hususları benden alınız buyuruyor Allah Resulü.
09:58Keza yine kitapta zekatın vacibiyeti, zekatın neler hakkında farz olduğu ve farz olan miktar beyan edilmeksizin geçer Kuran'da.
10:10İşte sünnet bunların tümünü beyan etmiştir.
10:14İşte kardeşlerim bize sünnetle gelenlerin bir kısmı bu şekilde beyan ve tafsilat hükümleridir.
10:24Kuran ile mücmel gelen bir hususun sünnet tarafından Allah Resulü tarafından beyan edilmesi ve tafsil edilmesidir.
10:35İkincisi ise Kuran'da Kuran'ın genelini yani umumunu tahsis etmesidir.
10:44Kuran'da bir takım genel konular yer almıştır.
10:48İşte sünnet bu genelliği tahsis etmiştir.
10:53Mesela Allah-u Teala çocukların babalarına mirasçı olmalarının gerektiğini ayet-i kerimelerde çokça belirtmiştir.
11:11Çocuklarınız hakkında Allah şöyle emrediyor.
11:13Erkeğe iki kadının kızın payı kadar veriniz buyuruyor.
11:18Şimdi bu hüküm her babanın miras bırakacağı ve her çocuğun da mirasçı olabileceği hususunda umum bir lafızla gelmiş genel bir hükümdür.
11:33Oysa ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şu sözü bu genel hükmü tahsis eden bir hükümdür.
11:43Nedir o?
11:44Allah Resulü buyuruyor ki biz nebiler topluluğu miras bırakmayız.
11:50Geride bıraktıklarımızın hepsi sadakadır buyuruyor.
11:55İşte bu bir tahsistir.
12:00Yine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin başka bir hadisi mirasçıları katil dışındaki kimselerle tahsis etmiştir.
12:12Katil hiçbir şeye varis olamaz buyuruyor Allah Resulü aleyhissalatü vesselam.
12:20Bakın burada Allah Resulü varisliği ne yaptı? Katillerin dışındakilere tahsis etti.
12:28Bunun gibi kardeşlerim sünnetle Kur'an'da umum olarak gelen birçok hüküm işte sünnet dediğimiz Resulullah'ın uygulamaları, hadisleri, fiilleri veya takrirleri tarafından tahsis edilmiş.
12:46Yani belirli bir alanla hususileştirilmiş ve sınırlandırılmıştır.
12:52İkincisi budur.
12:54Üçüncüsüne gelince bu da kitabın mutlak olanını sınırlandırması, Kur'an'da mutlak olarak geçen ayetleri takkit etmesidir.
13:07Kur'an'da mutlak ifadelerle gelen ayetler vardır.
13:12Sünnet bu mutlakı muayyen bir şeyle takkit etmiştir, kayıtlamıştır.
13:20Örnek mesela Bakara suresinde Allah-u Teala şöyle buyuruyor.
13:27Diyor ki kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.
13:33Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa
13:39فَفِدْ يَتُمْ مِنْ صِيَامٍ اَوْ صَدَقَةٍ اَوْ نُسُكٍ
13:47Ona oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir buyuruyor Bakara suresinde.
13:56Şimdi bu ayette geçen sıyam yani oruç, sadaka ve nusuk yani kurban kelimeleri
14:06Arap dilinde olumlu nekra ifadeler olarak mutlak lafızlardır.
14:12Yani oruç derken kaç gün oruç tutulacak bu mutlak ifadeden çıkmaz.
14:19Oruç diyor çünkü.
14:20Veya sadaka ne kadar verilecek, kurban olarak ne kesilecek bunlar ayette mutlak ifadeler olarak geçmiştir.
14:30İşte bunlar kab bin ucra yoluyla rivayet edilen Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin kendisine şöyle dediğini rivayet ettiği hadisle sınırlandırılmıştır.
14:46Kayıtlandırılmıştır.
14:48Nedir o?
14:49Buyuruyor ki Allah Resulü öyleyse başını tıraş et ve bir farakı altı fakire yedir.
14:56Farak ise üç sağdır buyuruyor.
14:59Veya üç gün oruç tut veya bir kurbanlık koyun kes buyuruyor.
15:05Şimdi bu hadisle ayette orucun mutlaklığı ne oldu?
15:11Üç gün ile sınırlandırıldı.
15:16Kayıtlandırıldı.
15:17Ayette mutlaktı.
15:19Sadece oruç ifadesi geçti.
15:21Bu hadis ne yaptı?
15:22O ifadeyi üç gün ile kayıtladı.
15:26Ayetteki sadakanın o mutlak ifadesi altı fakir için her birine yarım sağ ölçüsünde vermek ile ne yapıldı?
15:36Sınırlandırıldı.
15:37Ve aynı şekilde ayette geçen kurban ifadesinin mutlaklığı ise bir koyun kesmek ile sınırlandırılmıştır.
15:47İşte bu da yine sünnetin, Kur'an'ın mutlak ifadelerini, mutlak hükümlerini takyit etmesi anlamındadır.
15:58Dördüncü olarak da kardeşlerim sünnet hükümlerin firuğundan yani detaylarından bir detayı Kur'an'da geçen aslına ilhak eder.
16:14Bu bağlamda detay yeni bir hüküm olarak açığa çıkar.
16:20İşte incelendiği zaman onun Kur'an'da geçen aslına ilhak olduğu anlaşılır.
16:28Ve bu tür durumlar çoktur.
16:30Yani sünnetle bize gelen hususların çoğunluğu bu şekilde aslını Kur'an'a ilhak etme kabilindendir.
16:41Mesela örnek verelim konunun daha iyi anlaşılması için.
16:45Allah-u Teala Nisa suresindeki ayette iki kız kardeşi aynı anda nikah altında bulundurmayı haram kıldı.
16:53Bunu ayet-i kerimesi ile bildirdi.
16:55Ayet kadının teyzesi veya halasıyla aynı anda nikah altında bulundurulamayacağını zikretmedi.
17:04Fakat Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şu sözü ne yaptı bunu beyan etmiştir.
17:10Kadın halası ve teyzesi üzerine erkek kardeşinin kızı ve kız kardeşinin kızı üzerine de nikahlanmaz buyurdu.
17:21Böylece bütün bunları iki kız kardeşin aynı anda nikah altında bulundurulması yasağına ilhak etmiştir katmıştır Allah Resulü.
17:32Keza yine kıymetli dostlar Allah-u Teala ayet-i kerimesinde
17:38وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِسِ
17:43buyuruyor. Onlara tayyibatı yani temiz şeyleri helal kılar ve habais yani pis şeyleri de haram kılar buyuruyor.
17:54Şimdi bu ayette tafsilat zikredilmedi.
17:59Oysa ki sünnet evcil eşeklerin etinin pençesi olan kuşların ve köpek dişi olan vahşi hayvanların etinin yenmesini yasaklayıp bunları ayetteki el-khabaife ilhak etmiştir.
18:19Yine sünnet kertenkele gibi tavşan gibi hayvanların etinin yenilmesini mübah kılmış bunları da et-tayyibata ilhak etmiştir.
18:33Bakınız Allah Resulü'nün bu haram kıldıkları yasakladıkları yenilmesini veya mübah kıldıkları yenilmesine müsaade ettikleri aslında nedir?
18:43Ayette geçen el-khabais ve et-tayyibata bir ilhaktır. Oraya katmaktır yani aslı yine ayettedir.
18:53Mesela yine Allah-u Teala süt emzirmekten dolayı haram kılınanlar hakkında sizi emziren süt anneleriniz ve süt kardeşleriniz de haram kılındı buyurmaktadır.
19:08Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ise sütten dolayı haram olan bu iki hususa sütten dolayı akraba olanları, nesepten dolayı haram kılınan diğer akrabaları da ilhak etmiştir.
19:24Sütten dolayı hala, teyze, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları ve benzerlerin de bu ayetin hükmüne ilhak etmiştir.
19:34Ne buyurdu Allah-u Teala sallallahu aleyhi ve sellem? Nesepten dolayı haram kılınan sütten dolayı da haramdır buyurdu.
19:43İşte kardeşlerim bu şekilde sünnet kitapta yer almayan ve yeni hüküm koyan fakat aslına ilhak edilmiş bir çok hüküm getirmiştir.
19:56Ve sünnetin büyük çoğunluğu işte bu şekilde Kur'an'ın beyanı ve aslına ilhakı şeklindedir.
20:03Ancak az da olsa Kur'an'da bir asla katılmamış yeni hükümler de konulmuştur.
20:12Hatta bazen getirdiği yeni bir hükmün Kur'an'da bir aslı olmayabilir.
20:19Örneğin kamu menfaatlerinden sayılan hususlar arasında yer aldığı sabit olan kamu mülkiyeti Resulullah aleyhissalatu vesselamın getirdiği yeni bir hüküm olup onun şu hadisi ile belirlenmiştir.
20:36Müslümanlar üç şeyde ortaktır. Su, merah ve ateş.
20:47İşte bu Kur'an'daki bir asla katılmamış yeni bir hükümdür.
20:54Bir başka örnek olarak gümrüklerden vergi almanın haram oluşu da Resulullah aleyhissalatu vesselamın hadisi ile sabit olmuştur.
21:05Gümrük vergisi alan cennete giremez buyuruyor Allah Resulü aleyhissalatu vesselam.
21:10Bu da Kur'an'daki bir asla katılmamış hükümlerdir.
21:15Ancak bu tür hükümler azdır.
21:18Genel olan ise Resulullah aleyhissalatu vesselamın getirmiş olduğu hükmün Kur'an'daki aslına ilhak şeklinde olmasıdır.
21:28Bu tarz sünnetle gelen yeni hükümler Allah-u Teala'nın şu sözüne delalet eden hükümlerdir.
21:38Bir şeyde çekişirseniz, ihtilafa düşerseniz onu Allah'a ve Resulüne döndürün, Allah'a ve Resulüne götürün buyuruyor.
21:47Bu ayetin delaleti Allah'ın kitabına götürmek ve hayattayken bizzat Resul'e götürmektir.
21:54Allah Resulü vefat edince ise sünnetine götürmekte olur.
21:59Sünnete götürmekte Kur'an'da mevcut olanlar ve yeni bir teşrih olanlar hakkında mutlaktır.
22:08Bunun için Allah-u Teala
22:11مَنْ يُطِيَ الرَّسُولَ فَقَدْ اَتَعَ اللّٰهُ buyuruyor.
22:14Kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiştir.
22:18فَالْيَحْذَرُ الَّذ۪ينَ يُخَالِفُونَ عَنْ اَمْرِه۪
22:22O'nun emrine muhalefet edenler sakınsınlar buyuruyor.
22:27Bu ayette
22:29عَنْ اَمْرِه۪ ifadesi muzaf olan bir cins isimdir ve umum ifade eder.
22:36Dolayısıyla O'nun emirlerinin tümünü kapsar.
22:41Ve Resulullah Aleyhisselatu Vesselam'a tabi olmak umumen vaciptir.
22:48Ancak Resul Sallallahu Aleyhi Vesselam'in fiillerine baktığımız zaman bunların 3 kısım olduğunu görürüz.
22:56Birincisi fıtri özelliklerle ilgili yani insanın fıtri özelliği ve tabiatı gereği olarak yaptığı
23:04işte kalkmak, oturmak, yemek, içmek gibi fiillerdir.
23:08Resulullah'ın kendisi ve ümmeti hakkında bu tür fiillerin mübah olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur.
23:17Birinci tür fiiller bunlardır.
23:19İkincisi Resulullah Aleyhisselatu Vesselam'ın özelliklerinden olup bir başkasının iştirak edemeyeceği ona has olduğu sabit olan fiillerdir.
23:29Bunlar nelerdir? Mesela gece tehekküd namazının ona vacip olması.
23:34Oruçta visal denilen yani iftar etmeksizin ardı ardına 3 gün oruç tutmak, işte 4'ten fazla evlilik gibi hususlar Resulullah Aleyhisselatu Vesselam'a has olduğu sabittir.
23:46Bu konularda ona uymanın caiz olmadığı hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur.
23:51Çünkü bu fiiller Resul Sallallahu Aleyhi Vesselam'e has fiillerdir.
23:56Üçüncüsü ise işte bunların dışında kalan fiillerdir.
24:01Bu tür fiillerde Resulullah'a uymamız gerektiğinde bu fiillerin Resulullah'ın sözleri ve sükutu gibi şer'i delil olduğu hususunda da bir ihtilaf yoktur.
24:14Ve bunlarla amel etmek vaciptir.
24:17Çünkü Resul Sallallahu Aleyhisselam sadece kendisine vah yoluna uyar.
24:24Ancak burada Resulullah'a ittibanın vacipliği yaptığı fiili yapmanın vacipliği demek değildir.
24:33Bilekiz fiile göre umum olarak genel olarak bir ittiba vaciptir.
24:38Yani eğer fiil vacip olanlardan ise onu yapmak vaciptir.
24:42Eğer fiili yapmak menduplardan ise menduptur.
24:46Yok eğer o fiil mübah ise onu yapmak bize de mübahtır.
24:51Buna göre ittiba Resulullah'a tabi olmak genel olarak vaciptir.
24:55Ancak bizzat fiilin kendisi vacip olmayabilir.
25:00Bazen menduptur bazen de mübahtır.
25:03Evet kardeşlerim bu konuyu bu şekilde izah ettikten sonra şimdi Resulullah'ın sünnetlerini ihtiva eden hadislere ve çeşitlerine de kısaca ve genel hatlarıyla değinelim.
25:20Delil olma yönünden ve senet açısından kat'i ilim ifade etme ya da etmeme yönünden hadisler usul alimleri tarafından ikiye ayrılmıştır.
25:32Nedir bunlar? Bunlar mütevatir ve ahad hadislerdir.
25:37Yani hadisler ya mütevatirdir ya da ahad hadislerdir.
25:44Mütevatir hadis her üç nesilde Allah Resulü'nden yaptıkları o rivayetin tevatür derecesine ulaşmış olan hadislerdir.
25:57Tevatür derecesi ise yalan söylemeleri mümkün olmayacak bir topluluk tarafından rivayet edilmesidir.
26:06Tevatürden kast edilen budur. Bunda belirli bir sayı yoktur.
26:11Ancak burada önemli olan bir topluluk olmasıdır. Bir topluluğun rivayetidir.
26:18Tanımda geçen üç nesilden kasıt ise malum sahabe nesli, ondan sonra gelen tabiun nesli ve ondan sonra gelen tebeyüt tabiun neslidir.
26:30İşte bütün bu rivayet tabakalarında yalan söylemelerinden emin olunan yeterli sayıda bir topluluk tarafından nakledilen hadis ve sünnetlere mütevatir hadis veya mütevatir sünnet denilir.
26:47Örneğin işte meşhurdur.
26:56Yani kim bilerek kasten benim adıma yalan söylerse cehennemde yerini hazırlasın hadisi bu lafız ile tüm rivayet tabakalarında mütevatir bir şekilde bize ulaşmıştır.
27:13Bu tür hadislere lafzen mütevatir denilir. Yani lafız olarak aynı lafızla mütevatir olarak nakledilen hadislerdir.
27:25Mestler üzerine mes etmeye cevaz veren hadis, havz hadisi diye bilinen hadisler, şefaat hadisi ve namazda elleri kaldırma refül yedeyn hadisi gibi hadisler lafzen mütevatir hadislere örnektirler.
27:41Yine kıymetli dostlar beş vakit namazlar, rekatların sayısı ve aynı şekilde namazın, orucun, haccın keyfiyeti hakkında varit olanlar da fiili mütevatir sünnetlerdendir.
27:57Yani bunlar da işte beş vakit namaz ve rekatların sayıları bizlere fiili olarak mütevatir şekilde ulaşmıştır.
28:07Ayrıca bir de manen mütevatir vardır ki bu da aynı lafız üzere olmasa da, hani bir önceki lafzen mütevatirdeki gibi lafız aynen olmasa da mana olarak tevatür derecesine ulaşanlardır ki
28:24bununla da sabah namazının sünnetiyle ilgili hadisler manen mütevatire örnektirler.
28:32Mütevatir hadis kardeşlerim Nebi'yi sallallahu aleyhi ve sellemden subutu katidir.
28:40Bu yüzden yakini ilim ifade eder, hem akide de hem de hükümlerde ihtilafsız bir şekilde delildirler.
28:48Her şeyde ister kavli ister fiili isterse takriri sünnetten olsun onunla amel etmek vaciptir.
28:56Ahad hadise gelince Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemden bir kişinin ya da birbirinden ayrı kişilerin rivayet ettiği ve herhangi bir tabakasında tevatür derecesine ulaşmamış hadisler ve haberlerdir.
29:15Bu tür hadislerin subutu yani sabitliğinde zan vardır. Bundan dolayı subutu zanni denilir bunlara.
29:25Şayet sahih veya hasen ise bu rivayetler şer'i hükümlerde delil olarak kabul edilir.
29:34Gerek ibadet gerek muamelat gerekse de ukubat hükümlerinde bunlarla amel etmek vaciptir.
29:41Yani şer'i hükümlerin tümünde ahad haberlerle delillendirme yapılır.
29:48Bunun delili ise şeriatın bir iddianın ispatında ahad bir haber olan şahitliği geçerli görmüş olmasıdır.
29:58Kur'an ayetlerinde ifade edildiği gibi.
30:01Yine mali hususlarda iki erkek veya işte bir erkek iki kadının zinada dört erkeğin şahitliğiyle hüküm verilebileceği bizatihi Kur'an ayetleriyle sabit olmuştur.
30:14Keza Resulullah Aleyhisselatü Vesselam bir tek kişinin şahitliği ve hak sahibinin yemin etmesiyle hüküm vermiştir.
30:24Süt emme hususunda tek bir kadının şahitliğini kabul etmiştir.
30:29Ve bunların hepsi ahad haberlerdir.
30:33Sıhhat açısından ise kardeşlerim haberi ahadlar üçe ayrılır.
30:42Bunlar nedir?
30:43Sahih hadis, hasen ve zayıf hadis diye bu şekilde üçe ayırılır.
30:48Nedir sahih?
30:49Sahih hadis senedinde kopukluk olmayan ve başından sonuna kadar adalet ve zapt sahibi.
31:00Yani adalet ve zapt niteliklerine sahip raviler tarafından rivayet edilen şaz ve illetli olmayan hadistir.
31:12Sahih hadisin tanımı budur.
31:15Diğer bir ifadeyle adalet ve zapt sahibi bir ravinin yine kendisi gibi birinden Resulullah Aleyhisselatü Vesselam'a veya sahabeye veya sahabe zamanındaki diğer Müslümanlara varıncaya kadar
31:27muttasıl bir senetle rivayet edilen hadise sahih hadis denir.
31:34Şimdi bu tanımda geçen hususlara bakacak olursak
31:37Adalet sahibi demek açık ve gizli olarak hali bilinen, kendisi ve hali meçhul olmayan veya yalan ve fısk gibi şeylerle itham edilmemiş olan kimse demektir.
31:55Yani ravinin öncelikle adalet sahibi bir ravi olması gerekir.
32:00Yalanla ve fıskla itham edilmiş, hali bilinmeyen ve meçhul olan bir ravinin rivayeti kabul edilmez.
32:11Adaletten kasıt budur.
32:13Zapt sahibi demek ise ravinin hıfzının kuvvetli olduğunun bilinmesi, naklettiklerinden gafil olmaması, uyanık ve müteyakkız olması demektir.
32:28Zira bu halde olmayan bir kimse ne yapar çok hata yapar ve böyle birisinin naklettiği hadis sahih hadis sayılmaz.
32:40Sahih hadisin tanımında geçen muttasıl bir senetle ifadesi ile de hadisin ravilerinde kopukluk olmaması kastedilir.
32:52Ve muttasıl bir senetten kastedilen de budur.
32:55Bu ifade ile sahih hadis sahih çeşitlerinden sayılmayan işte mürsel gibi, munkatı gibi, muğdal gibi hadislerden korunmuş ve ayırt edilmiş olmaktadır.
33:08Çünkü mürsel hadis tabiinin sahabeyi zikretmeden doğrudan doğruya nebi sallallahu aleyhi ve sellemden rivayette bulunmasıdır.
33:18Munkatı ise senedinin bir yerinde veya birkaç yerinde ravilerden birinin düştüğü hadise denir.
33:26Muğdal ise bir veya birkaç yerinde iki ravinin düşmesidir.
33:32İşte mürsel, munkatı ve muğdal senetlerinde kopukluk olduğu için sahih hadis kapsamından çıkartılmışlardır.
33:41Yine tanımda geçen şaz olmaması ne demektir peki?
33:46Kardeşlerim bir hadisin şaz olması demek güvenilir bir ravinin, kendisinden daha güvenilir bir ravinin rivayet ettiğine muhalefet etmesi demektir.
34:00Yani bir ravi var, güvenilir bir ravi, adalet ve zab sahibi bir ravi ve bu ravi bir rivayette bulunuyor, bir hadis rivayet ediyor.
34:10Ancak bu kişinin rivayet ettiği hadis kendisinden daha meşhur, daha bilinen, daha kuvvetli, daha adalet ve zab sıfatlarına sahip
34:20daha güvenilir bir ravinin rivayet ettiğine muhalefet ediyorsa işte bu hadise şaz denilir.
34:29Ve bu şaz hadisler de sahih hadislerden değildir.
34:32Yine hadiste illet ise ya senedinde veya metninde ya da her ikisinde sıhhatini yaralayan bir şeyin olmasıdır.
34:43İşte kıymetli dostlar sahip bir hadisin zikredilen şartların tamamına sahip olması gerekir.
34:51Bu şartlardan birisi yok olursa sahih hadis olmaz.
34:56Hasan hadise gelince muhaddislere göre Hasan hadis muttasıl bir senede olan ravilerin adalet sahibi olduğu
35:04fakat zapt niteliği açısından hafif kusuru bulunan ve yine kendisinde şaz ve illet olmayan hadistir.
35:12Ve Hasan hadisi alimlerin çoğu kabul eder ve fakihlerin geneli delil olarak kullanılır.
35:19Zira Hasan hadisin ravisi doğruluk ve emanet bakımından meşhurdur.
35:24Ancak bununla beraber ezberinde veya o zaptında sahihlerin ravilerinin derecesine ulaşamamış kimselerdir.
35:34Ama münker sayılmaz ve metnide şaz ve illetli değildir.
35:38Dolayısıyla sahih hadisle delil getirildiği gibi Hasan hadisle de delil getirilir.
35:45Zayıf hadis ise kardeşlerim kendisinde ne sahih hadisin ne de Hasan hadisin sıfatlarını toplamamış olan hadise zayıf hadis denilir.
35:58Ve zayıf hadis kesinlikle delil olarak getirilmez.
36:02Bir de tabi mevzu denilen hadisi vardır ki bunlar uydurulmuş hadise denir.
36:08Mevzu hadis zayıf hadislerin en şerlisi ve en kötüsüdür.
36:12Ve böyle hadisler böyle sözler durumunu açıklama gibi bir maksadım dışında her ne sebeple olursa olsun uydurma olduğunu bile bile bir kimsenin mevzu hadisi rivayet etmesi caiz değildir.
36:28İşte kıymetli dostlar Allah Resulünün sünnetlerinin bize ulaştığı hadislerin çeşitleri bunlardır.
36:37Ve dediğimiz gibi sünnet usulde kitaptan sonra şer'i delillerden ikincisidir.
36:45Bu manasıyla şer'i bir delil olan kitap ile birlikte kendisinden hükümlerin istimbad edildiği ikinci kaynaktır.
36:58Böylece fıkıh usulü derslerimizde ikinci kaynak olarak sünnet hakkında bilinmesi gerekenler genel hatlarıyla bunlardır.
37:10Tabi ki bunların detayları ve daha kapsamlı izahları usul kitaplarında bolca bulunmaktadır diyerek ben sözlerimi burada noktalamak istiyorum.
37:22Bir sonraki dersimizde şer'i delillerden üçüncüsü olan icma konusunu işlemek üzere bu dersimizi burada bitiriyor ve hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
37:35Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.