1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile Türkiye'nin denizlerindeki egemenlik hakları pekişti ve milli denizciliğin temelleri sağlam bir şekilde atıldı. Peki 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nı kutlarken Türkiye olarak denizlerimizdeki haklarımızı ne kadar kullanıyor ve değerlendiriyoruz?
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Bugün 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı. Kabotaj Kanunu'nun kabulüyle Türkiye denizlerindeki egemenliğini bütün dünyaya ilan etti.
00:15Deniz ve kara sularının tanımı 1926'daki ile aynı olmadığını belirten Mustafi Tümabirac Cihatiyacı, hükümetin münasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarında Türkiye'nin menfaatlerini yeterince savunmadığını söyledi.
00:31Münasır ekonomik bölgemizde, kıta sahanlığımızda, ilan ettiğimiz münasır ekonomik bölgede yani Karadeniz'de ve ilan etmeyi öngördüğümüz Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz'de deniz hak ve menfaatlerimizi sonuna kadar kullanabiliyor muyuz?
00:46Kullanamıyoruz. Bunu açıklıkla söylemek lazım.
00:49Türkiye'nin açık denizlerde bulunan haklarını iyi değerlendirmediğini belirten Niyazi, açık denizlerde varlık göstermenin önemine vurgu yaptı.
00:58Sismik araştırma ve sondaj gemilerinin Adalar Denizi'nde ve Doğu Akdeniz'de 2020 yılından beri hareket etmediğinin altını çizen yaycı, Türkiye'nin Sevilye haritasının çizildiği rotada takılı kaldığını aktardı.
01:12Sismik araştırma ve sondaj gemilerinin faaliyetimiz açısından bakıldığında ise Doğu Akdeniz'de biz maalesef 2020'nin son çeyreğinden itibaren bize emperyalist güçlerin, Avrupa Birliği'nin ve Amerika'nın öngördüğü bu Sevilye Üniversitesi haritası denilen yani bizi Antalya körfezine hapseden haritanın da haritada belirtilen sınırların dışına da çıkmadık.
01:35Sismik araştırma ve sondaj faaliyeti yapmadık. Bununla birlikte Adalar Denizi'nde zaten karasuların ötesinde de bir şey yapmıyoruz.