• 5 yıl önce
“Madem El-Hakku Ya’lu haktır. Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir?” Yani, “Madem ki hak üstündür, ona üstün gelinmez. Kâfirlerin Müslümanlara, kuvvetlinin haklıya galip gelmesine ne dersiniz?” "El-Hakku Ya'lû" bizzât, hem akibet muraddır Ey arkadaş! Bir zaman bir sâil dedi: "Madem (El-hakku ya'lû) haktır. Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir?" Dedim: Dört noktaya bak! Bu müşkil de hallolur. Birinci nokta şudur: Her hakkın her vesilesi hak olması lâzım değildir. Öyle de, her bâtılın her vesilesi bâtıl olması, yine lâzım değildir. Neticesi şu çıkar: Hak olan bir vesile, bâtıl vesileye galibdir. Dolayısıyla, bir hak bir bâtıla mağlubdur. Muvakkaten, bilvasıta olmuştur. Yoksa bizzât, hem daima değildir. Lâkin akibet-ül akibe, her dem yine hakkındır. Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var. İkinci nokta şudur: Her müslimin her vasfı müslim olmak vâcib iken, haricen her dem vaki', sabit değildir. Öyle de: Her kâfirin her vasfı kâfir olmak, küfründen neş'et etmek yine lâzım değildir. Her fâsıkın her vasfı fâsık olmak, fıskından neş'et etmek, öyle de her dem sabit değildir. Demek bir kâfirin müslim olan bir vasfı, müslimdeki lâmeşru' vasfına galib olur. Bilvasıta, o kâfir dahi ona galibdir.
Maltepe Eğitim Kültür İlim Derneği (MEKİM)