Şia’ya Göre Hz. Mehdi Kimdir?
Ehl-i Beyt mektebine göre ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in ismi, künyesi de Resulullah’in künyesi olan Hz. Mehdi, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın soyundan gelmektedir ve Hz. Hüseyin’in oğlu Hz. Ali ZeynülAbidin’in oğlu Hz. Muhammed Bâkır’ın oğlu Hz. Cafer Sadık’ın oğlu Hz. Musa Kazım’ın oğlu Hz. Ali Rıza’nın oğlu Hz. Muhammed Taki’nin oğlu Hz. Ali Naki’nin oğlu Hz. Hasan Askeri’nin oğludur. Yani Hz. Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in onuncu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ise Hz. Hüseyin aleyhi’s-selâm’den olan dokuzuncu torunudur.
Doğum Tarihi
Merhum Şeyh Mufid (Ölm. H. 413) “el İrşad” adlı kitabında şöyle der :
“Hasan Askeri’den sonra ki İmam, onun oğludur. Onun ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’ın ismi ve künyesi de Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in künyesidir. Babasının ondan başka gizli veya aşikâr bir oğlu olmamıştır. Önceden de açıkladığımız gibi düşmanlardan gizli bir şekilde onu kendisine halife kılmıştır.
Hicri 255. yılın Şaban ayının 15’inde dünyaya gelmiştir. Annesi cariyedir ve Nergis diye tanınır. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi; Allah ona hikmeti, Kur’an ilmini vermiş ve onu alemlere ilahi bir nişane kılmıştır. Hz. Yahya’ya çocuklukta hikmeti verdiği gibi ona da çocuklukta hikmet vermiştir. Hz. İsa’yı beşikte peygamber kıldığı gibi onu da çocukluk döneminde İmam kılmıştır.”
İbn-i Hallekan da “Vefayat-ul A’yan”da şöyle yazar:
“Hz. Mehdi’nin doğumu cuma günü, Şaban ayının on beşinci gecesinde Hicri 255 yılında vuku bulmuştur. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi. Annesinin adı Hamt idi; bazıları ise annesinin isminin Nergis olduğunu söylemişlerdir.”
Muhammed b. Ahmed el-Maliki İbn-i Sabbağ, “Fusul-ül Muhimme” adlı kitabının on ikinci faslında şöyle der:
“Ebu-l Kasım Muhammed el-Hüccet b. Hasan el-Halis Hicri 255. yılının Şaban ayının on beşinci günü Surre Men Rea (Samerra) şehrinde dünyaya gelmiştir.”
hz. mehdi (a.s)’ın doğumu
Doğum Yeri
İşaret edildiği gibi Hz. Mehdi Hicri Kameri 255 yılında Bağdat’ın 175 kilometre kuzey batısına düşen “Samerra” şehrinde dünyaya gelmiştir. Bu şehir “Mu’cem-ul Buldan” kitabının yazarı Himevi’nin yazdığına göre Abbasi Halifelerinden Mütesim tarafından devlet adamları ve özellikle askerlerin aileleriyle bir arada yaşamaları için Hicri 220’de bir askeri lojman olarak inşa edilmiştir.”[2]
İmam Hasan Askeri ve babası İmam Ali Naki aleyhi’s-selam’ın Askeri lakabıyla anılmalarının sebebi de bu şehirde yaşadıkları mahallenin Askeri bölge olması ve Asker mahallesi diye tanınmış olmasıydı.
Hz. Mehdi (a.s) Nasıl Dünyaya Geldi?
Çeşitli muteber nakillere göre Hz. Mehdi dünyaya gelirken doğumundan, babası Hasan Askeri takva, iffet ve paklık örneği olan annesi Nergis Hatun ve ilim, takva ve iffet örneği olan İmam Hasan Askeri’nin halası Hakime Hatun’dan başka kimsenin haberi olmamıştır.
Merhum Şeyh Saduk, Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm’nin dünyaya gelişini şöyle anlatır:
“İmam Muhammed Taki aleyhi’s-selâm’ın kızı ve İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm’ın halası olan Hakime Hatun diyor ki: “.Ben kardeşim İmam Ali Naki aleyhi’s-selâm’ın ziyaretine gittiğim gibi onun vefatından sonra da oğlu İmam Hasan Askeri’nin ziyaretine gidiyordum.
Bir gün onların yanına gittim. Gün batıncaya kadar İmam’ın yanında oturdum, akşam olunca, cariyeye seslenerek: “Elbiselerimi getir de ben gideyim” dedim.
İmam Hasan Askeri: “Halacığım! bu gece bizimle kal.” dedi. “Çünkü bu gece Şaban ayının yarısının gecesidir. Bu gecede Allah’ın katında değerli ve O’nun hücceti olan bir çocuk dünyaya gelecektir. Yeri öldükten sonra diriltecek olan odur.” “O çocuk kimden olacak?” diye sordum; “O, Nergis’ten olacak” diye cevap verdi.
“Ey benim efendim, dedim, ben Nergis’te gebelik belirtisi göremiyorum.”
O Tekrar, “Nergis’ten olacak, diğerinden değil” dedi.
Yatsı namazını bitirdikten sonra iftar ettim, sonra yerime çekildim, ama sürekli olarak Nergis’in durumunu gözetliyordum.
Gece yarısı olduğunda namaz için kalktım. Namazımı bitirip Nergis’e baktığımda uykuda olduğunu ve hiç kıpırdamadan yattığını gördüm.”
Olayın devamı Musa b. Muahmmed’in nakline göre şöyledir: Hakime Hatun diyor ki: “Oturup namazdan sonraki zikir ve duaları okuduktan sonra birazcık uyumuşum; birden kaygıyla yerimden kalktım. Gördüm ki Nergis Hatun uyumuş. Biraz sonra o da kalktı ve gece namazı kıldı ve tekrar uyudu.”
hz. mehdi (a.s)’ın doğumu
Hakime Hatun şöyle devam ediyor: “Fecrin doğup doğmadığına bakmak için dışarı çıktım. Gördüm ki birinci fecir doğmuş; ancak Nergis Hatun hâlâ uyuyordu. Bu durum kalbimde şüphe uyandırmaya başladı. Tam o sırada Hz. İmam Hasan Askeri bulunduğu yerden seslenerek: “Halacığım! Acele etme, çocuğun doğumu yaklaşmıştır.” dedi.
Ben oturup Elif Lâm Mîm, Secde ve Yasin surelerini okumaya başladım. O sırada Nergis Hatun’un birden dehşet içerisinde yerinden kalktığını gördüm; onun yanına koştum, onu göğsüme yasladım. “Allah’ın yardımıyla! Ne oldu, bir şey mi hissediyorsun?” dedim. “Evet, halacığım” dedi.
“Kendini
Ehl-i Beyt mektebine göre ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in ismi, künyesi de Resulullah’in künyesi olan Hz. Mehdi, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın soyundan gelmektedir ve Hz. Hüseyin’in oğlu Hz. Ali ZeynülAbidin’in oğlu Hz. Muhammed Bâkır’ın oğlu Hz. Cafer Sadık’ın oğlu Hz. Musa Kazım’ın oğlu Hz. Ali Rıza’nın oğlu Hz. Muhammed Taki’nin oğlu Hz. Ali Naki’nin oğlu Hz. Hasan Askeri’nin oğludur. Yani Hz. Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in onuncu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ise Hz. Hüseyin aleyhi’s-selâm’den olan dokuzuncu torunudur.
Doğum Tarihi
Merhum Şeyh Mufid (Ölm. H. 413) “el İrşad” adlı kitabında şöyle der :
“Hasan Askeri’den sonra ki İmam, onun oğludur. Onun ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’ın ismi ve künyesi de Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in künyesidir. Babasının ondan başka gizli veya aşikâr bir oğlu olmamıştır. Önceden de açıkladığımız gibi düşmanlardan gizli bir şekilde onu kendisine halife kılmıştır.
Hicri 255. yılın Şaban ayının 15’inde dünyaya gelmiştir. Annesi cariyedir ve Nergis diye tanınır. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi; Allah ona hikmeti, Kur’an ilmini vermiş ve onu alemlere ilahi bir nişane kılmıştır. Hz. Yahya’ya çocuklukta hikmeti verdiği gibi ona da çocuklukta hikmet vermiştir. Hz. İsa’yı beşikte peygamber kıldığı gibi onu da çocukluk döneminde İmam kılmıştır.”
İbn-i Hallekan da “Vefayat-ul A’yan”da şöyle yazar:
“Hz. Mehdi’nin doğumu cuma günü, Şaban ayının on beşinci gecesinde Hicri 255 yılında vuku bulmuştur. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi. Annesinin adı Hamt idi; bazıları ise annesinin isminin Nergis olduğunu söylemişlerdir.”
Muhammed b. Ahmed el-Maliki İbn-i Sabbağ, “Fusul-ül Muhimme” adlı kitabının on ikinci faslında şöyle der:
“Ebu-l Kasım Muhammed el-Hüccet b. Hasan el-Halis Hicri 255. yılının Şaban ayının on beşinci günü Surre Men Rea (Samerra) şehrinde dünyaya gelmiştir.”
hz. mehdi (a.s)’ın doğumu
Doğum Yeri
İşaret edildiği gibi Hz. Mehdi Hicri Kameri 255 yılında Bağdat’ın 175 kilometre kuzey batısına düşen “Samerra” şehrinde dünyaya gelmiştir. Bu şehir “Mu’cem-ul Buldan” kitabının yazarı Himevi’nin yazdığına göre Abbasi Halifelerinden Mütesim tarafından devlet adamları ve özellikle askerlerin aileleriyle bir arada yaşamaları için Hicri 220’de bir askeri lojman olarak inşa edilmiştir.”[2]
İmam Hasan Askeri ve babası İmam Ali Naki aleyhi’s-selam’ın Askeri lakabıyla anılmalarının sebebi de bu şehirde yaşadıkları mahallenin Askeri bölge olması ve Asker mahallesi diye tanınmış olmasıydı.
Hz. Mehdi (a.s) Nasıl Dünyaya Geldi?
Çeşitli muteber nakillere göre Hz. Mehdi dünyaya gelirken doğumundan, babası Hasan Askeri takva, iffet ve paklık örneği olan annesi Nergis Hatun ve ilim, takva ve iffet örneği olan İmam Hasan Askeri’nin halası Hakime Hatun’dan başka kimsenin haberi olmamıştır.
Merhum Şeyh Saduk, Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm’nin dünyaya gelişini şöyle anlatır:
“İmam Muhammed Taki aleyhi’s-selâm’ın kızı ve İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm’ın halası olan Hakime Hatun diyor ki: “.Ben kardeşim İmam Ali Naki aleyhi’s-selâm’ın ziyaretine gittiğim gibi onun vefatından sonra da oğlu İmam Hasan Askeri’nin ziyaretine gidiyordum.
Bir gün onların yanına gittim. Gün batıncaya kadar İmam’ın yanında oturdum, akşam olunca, cariyeye seslenerek: “Elbiselerimi getir de ben gideyim” dedim.
İmam Hasan Askeri: “Halacığım! bu gece bizimle kal.” dedi. “Çünkü bu gece Şaban ayının yarısının gecesidir. Bu gecede Allah’ın katında değerli ve O’nun hücceti olan bir çocuk dünyaya gelecektir. Yeri öldükten sonra diriltecek olan odur.” “O çocuk kimden olacak?” diye sordum; “O, Nergis’ten olacak” diye cevap verdi.
“Ey benim efendim, dedim, ben Nergis’te gebelik belirtisi göremiyorum.”
O Tekrar, “Nergis’ten olacak, diğerinden değil” dedi.
Yatsı namazını bitirdikten sonra iftar ettim, sonra yerime çekildim, ama sürekli olarak Nergis’in durumunu gözetliyordum.
Gece yarısı olduğunda namaz için kalktım. Namazımı bitirip Nergis’e baktığımda uykuda olduğunu ve hiç kıpırdamadan yattığını gördüm.”
Olayın devamı Musa b. Muahmmed’in nakline göre şöyledir: Hakime Hatun diyor ki: “Oturup namazdan sonraki zikir ve duaları okuduktan sonra birazcık uyumuşum; birden kaygıyla yerimden kalktım. Gördüm ki Nergis Hatun uyumuş. Biraz sonra o da kalktı ve gece namazı kıldı ve tekrar uyudu.”
hz. mehdi (a.s)’ın doğumu
Hakime Hatun şöyle devam ediyor: “Fecrin doğup doğmadığına bakmak için dışarı çıktım. Gördüm ki birinci fecir doğmuş; ancak Nergis Hatun hâlâ uyuyordu. Bu durum kalbimde şüphe uyandırmaya başladı. Tam o sırada Hz. İmam Hasan Askeri bulunduğu yerden seslenerek: “Halacığım! Acele etme, çocuğun doğumu yaklaşmıştır.” dedi.
Ben oturup Elif Lâm Mîm, Secde ve Yasin surelerini okumaya başladım. O sırada Nergis Hatun’un birden dehşet içerisinde yerinden kalktığını gördüm; onun yanına koştum, onu göğsüme yasladım. “Allah’ın yardımıyla! Ne oldu, bir şey mi hissediyorsun?” dedim. “Evet, halacığım” dedi.
“Kendini
Category
🤖
Teknoloji