OTANTİK TESBİH

  • 9 yıl önce
Otantik Tesbih Bugünün sosyal ekonomik gelişmeleri, kişileri ve onlardan oluşan grupları
yaptıkları şeylerde bir anlam bulmaya yöneltmektedir. Çalışanların beklentileri de
bu doğrultuda değişmekte, manevi değerlere (bireysel gelişim, bağlılık, ümit gibi)
daha fazla önem verilmesiyle, maddi olan şeyler eski popülerliğini yitirmektedir
(Konz ve Ryan,1999:202). Zamanlarının oldukça fazla bir kısmını çalıştıkları
kurumlarda geçiren işletme sahipleri ve çalışanlar, yaptıkları işlerle bu işlerin
kendileri ile içlerinde bulundukları topluma sağladığı kazançlarını sorgulayarak,
bunda bir anlam bulmaya çalışmaktadır. Bu şekilde manevi bir bağa sahip olmak
isteyen çalışanlar, yaptıkları işlerde kendilerini mutlu hissettikleri, fayda
sağladıkları ve bir parçası haline dönüştüklerini hissettikleri yönetim seyrinde,
hislere, ortak paylaşılan değerlere, bağlılık ve takım ruhuyla beraberliğin değerli
görüldüğü örgütler de bulunmak istemektedirler (Kesken ve Ayyıldız, 2008:729).
Bu anlamda çalışanların pozitif duygularına yönelik olarak otantik liderlik
yaklaşımı gelişmiştir. Otantik Tesbih kavramına dayanan Otantik liderlik, literatürde
1990’lı yıllardan beri tartışılmaya başlanan bir kavram gibi görünse de, tarihsel
yansımasının oldukça eskilere dayanan bir yaklaşım olduğu anlaşılmaktadır.
12
Çünkü insanoğlu, var olduğundan itibaren hayatında kim olduğunu, yaşamın
neresinde olduğunu ve nasıl bir yaşam seyri izlediğini araştırıp bulma çabası
vermiştir. Bu yüzden Sokrates, Eflatun ve Aristoteles gibi eski dönem
düşünürlerinden itibaren tesbih varlığını tanımlama ya da benlik kavramı üzerine
düşünmüştür. Amacıysa sadece aynı sorunun cevabını bulmaktır: “Ben kimim?”.
Bu da, M.Ö. 5’inci yüzyılda yaşayan Sokrates’in, meşhur “Kendini tanı”
ifadesiyle, insanoğlunun yüzyıllardır beraber yaşadığı ve cevabını bulmaya
çalıştığı bir soru olan “kimlik sorunu” ile ilgili olarak açık bir cevap olmuştur
(Polat, 2009).
Çağları aşan mesajları ile yüz yıllar öncesinden Mevlana ve Yunus
Emre'de de kendini bilmenin ne kadar güçlü olduğunu görmek mümkündür.
Mevlana, '' Bil ki mutluluk ve lezzet içtedir '' ifadesiyle insanda içe yönelik
derinliğin önemini vurgularken (Can, 2011), diğer sözü, " Kendinden kendine,
sefer eyle " ile diğer bütün varlık bilgilerinden önce, kendini bilmenin ne kadar
önemli olduğunu ifade etmiştir. Yunus Emre'nin şu sözü de, otantiklikte kendini
bilmeyi ve açık, dürüst olmayı ifade eden, çok güçlü anlamlar içermektedir (Koca,
2005):
''İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır.''
Bu kısa fakat oldukça özlü olan ifadeler, günümüzde tanımlanmaya
çalışılan otantiklik kavramını oldukça iyi açıklamaktadır. Bu nedenle otantiklik,
yeni bir kavram ya da yaşam biçimi değil aksine, tarihsel süreç içinde yaşanmış ve
farklı anlamlar ile söylenmiş ve yazılmış bir kavramdır. Bu ifadelerde olduğu gibi
otantiklik de, "kendini bilme" yi odak konu olarak alır ve bu ölçüyü kendisine
temel dayanak yapar.
Otantik Taş Tesbih