Dünya'nın En Arkadaş Canlısı Sinekkuşu!

  • 10 yıl önce
Sinekkuşları muazzam hızda kanat çırpabilme becerileriyle bilinirler. Türden türe değişmekle birlikte, Trochilidae ailesine ait bu kuşlar saniyede 12-80 defa, yani dakikada 720-4800 defa kanat çırpabilirler. 7.5-13 santimetre arasında boya sahip olabilen bu canlıların en küçüğü, "arıkuşu" olarak bilinen, 5 santimetrelik "Mellisuga helenae" türüdür.

Bu canlılar, aynı zamanda ürkeklikleriyle de bilinirler. Bu sebeple fotoğraflanmaları oldukça güçtür. Fakat bu videodaki birey (gerçek bir video olduğunu varsayarsak), son derece uysaldır. Muhtemelen videoyu çeken kişi haftalarca ve aylarca kuşu besleyerek kendisine alıştırmıştır.

Bu da bizi Yapay Seçilim'e bağlı evrimin müthiş gücüne götürmektedir. Bu videodaki birey, ölene kadar evrimleşmeyecektir. Çünkü evrimsel süreçte bireyler evrimleşemez. Ancak eğer ki onda, türünün diğer bireylerine göre kendisini sakin tutacak bir hormonal dengeye neden olan bir genetik dağılım varsa ve bu sebeple insanlara daha kolay alışıp yaklaşabiliyorsa, insanların da kendilerine yaklaşan sinekkuşlarını öldürmeyip, besleyecekleri varsayılırsa, birkaç nesilde harika bir şeye tanıklık ederiz (ve bu tarihte hep böyle olmuştur): bu şekilde uysal olan bireyler, insanlar tarafından her seferinde daha çok beslenebileceği için, daha kolay hayatta kalırlar (insan korumasından ötürü), daha kolay ve fazla çiftleşirler ve daha fazla yavru doğururlar. Bu yavrular, muhtemelen ebeveynlerine yakın (ancak belli miktarda farklı) doğacakları için, her seferinde en uysalları bu şekilde besleme ve koruma imkanı doğacaktır. Nesiller sonunda, insanın yapay olarak en uysalları seçmesiyle, daha vahşi ve kendi başının çaresine bakan bireylerden farklı gen dağılımına sahip sinekkuşları popülasyonları oluşacaktır.

İşte bunu genelde binlerce nesil kadar uzun süreler sürdürebilecek olursak, bir süre sonra bu yeni ve uysal popülasyon, vahşi popülasyondan o kadar farklılaşacaktır ki, öncelikle bir "alt tür", sonrasında ise ayrı birer tür olarak tanımlamamız gerekecektir. Zaten evrim de, basitçe budur.

Aslında evrim, daha ilk nesilde yaptığımız seçilim ile popülasyonların gen havuzlarındaki gen dağılımlarını değiştirmemizle başlar. Dolayısıyla "Evrim gerçekleşiyor." demek için yeni türlerin oluşmasını beklememiz şart değildir. Gen frekanslarına bakmamız yeterlidir. Ancak yine de, uzun vadede yeni türlerin de oluşabileceğini görmek, doğadaki çeşitliliği anlamak konusunda büyük bir sıçrama yaşamamıza neden olacaktır.

Bu konuda, Belyaev'in Tilkileri deneyini buradan okuyabilirsiniz: http://evrimagaci.org/makale/3

Gen frekanslarından evrimi analiz etmeyi öğrenmek içinse: http://evrimagaci.org/makale/502

İyi seyirler ve iyi okumalar.

Hazırlayan ve Altyazılandıran: ÇMB (Evrim Ağacı)

Önerilen