Telbiye; Allah ile kul arasında ki bir sırdır.

  • 10 yıl önce
Lebbeyk Allâââââââhümme lebbeyk
Emret Allah’ım, emret.

lebbeyke lâââââââ şerîkee leke lebbeyk,
Senin ortağın yoktur.

innel hamde
Bütün hamdler

venni’mete
ve bütün nimetler senindir.

leke vel mülk,
Mülkün sahibi sensin.

lââââââ şerîke lek.
Senin ortağın yoktur.

Sevgili Peygamberimizin torunlarından olan Hasan, Hüseyin ve Zeynelâbidin Efendilerimiz (r.a.) bu sözleri söylerken, renkleri sararır, vücutları terler ve zorluk çekerlermiş.

“Buyur ey Rabbim” derken, “hayır” cevabını alıverirsek, hâlimiz nice olur, diye endişlenirler, bu korku onların belini bükermiş!
Çünkü telbiye Allah ile kul arasında bir sırdır.

------------------

Hac ve umre için mukaddes topraklara ayak basan Müslümanlar, belirli yerlerde ihrama girerler. Bu yerlere mîkat mahalli denir.

Telbiye mîkat mahallinde ihrama girmekle başlar ve büyük şeytanı taşlayana kadar devam eder.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) telbiyesini bitirince, Allah’ın rızasını ve affını talep eder, azabından Allah’ın rahmetine sığınırdı.

Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir Müslüman telbiye getirdiğinde, onun sağında solunda bulunan her ağaç, taş, toprak her ne varsa onlar da mutlaka telbiyeye katılırlar.”(Tirmizi, F. Telbiye, III, 193)

“Allah, meleklerine karşı şu üç sesle övünür: Ezan, tekbir ve telbiye... Tehlil, tekbir ve telbiye getiren hiç kimse yoktur ki Cennetle müjdelenmesin.”(Tirmizi, Hac, 14)

www.seyrangah.tv

Önerilen