Mülk Suresi, 1-3 Ayetlerinin Tefsiri

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Mülk Suresi; Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Mülk elinde bulunan (Allah) ne yücedir. O, her şeye güç yetirendir.” Bütün mal-mülk hepsi bütün dünya Allah’ındır. Beynimizde yaratıyor Allah. Dışarıda mülk var fakat görüntüsünü ışıklı olarak, aydınlık olarak hisleriyle beraber, kokusuyla, sertliğiyle veyahut yumuşaklığıyla, biçimiyle, her şeyiyle Allah yaratır. “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.” Yani “hayattan amaç sizin eylemlerinizi size göstermek” diyor Cenab-ı Allah. Çünkü Allah biliyor bizim ne yaptığımızı. Yani Allah bizi bize tanıtıyor. Eğer iyi bir insansak iyi olduğumuzu kendimiz görüyoruz, kötü bir insansak kötü olduğumuzu görüyoruz. Yani inkar edilecek bir durum kalmamış oluyor. “O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır.” O da çok büyük harikadır. Allah gök katmanlarını yedi kat olarak yaratmış, modern bilim sonradan bu yedi kat olduğunu tespit etti, göğün. İşte mezosfer, troposfer, bilmem ne falan, yedi kattır ve hakikaten birbiri ile uyumludur. Bu Kuran’ın, Allah’ın bir mucizesidir. “Rahman (olan Allah)’ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin.”Mutlaka birbiri ile uyumlu. Mesela, kromozomlar uyumlu, atom uyumlu; nötron, proton uyumlu, gözler uyumlu. Mesela gözler görüntüyü alıyor, kamera gibidir göz, irise ters olarak düşürüyor görüntüyü. Normalde bizim dünyayı ters olarak görmemiz gerekir, görüntü ters oluşuyor çünkü. Ama Allah onu uyumlu hale getirdiği için onu düzeltiyor, düz görüntü haline geliyor. Bir de ayrıca görüntü bulanık düşüyor irise. O bulanık görüntüyü Allah da netleştiriyor ayrıca. Yani isterseniz bir camın içerisine su koyun, yani yarım küre şeklinde su dolu kap alın, koyun; oluşan görüntü son derece bozuktur, son derece kötü bir görüntü oluşur. Yani göz merceğinin aynısını alın yapın, çok berbat bir görüntü oluşur. Ama bizim beynimizde gördüğümüz görüntü üç boyutlu ve çok keskin ve o kadar kaliteli ki, kalitenin şiddetinden dolayı biz diyoruz ki; “hakikaten var dışarıda” diyoruz. Bak, beynimizin içinde olduğu halde, görüntünün aldatıcılığından dolayı, yani beynimiz aldanıyor, Allah öyle yaratmış. Beynimizin aldanacağı şekilde yaratmış. %100 emin oluyoruz görüntünün dışarıda olduğundan. Halbuki kesinlikle beynimizin içinde görüntü. Mesela adam eve giriyor, “oh! Evimiz ne güzel, içine girmek ne hoş” diyor. Halbuki ev onun içinde, haberi yok. O evin içine girdiğini zannediyor. Tabii. Ev onun beyninin içindedir. Allah öyle harika yaratmıştır. Ama insanlar onu bilmez, farkına varmazlar. Yani bambaşka bir alem de yaşarlar, bilmezler. Bunu gerçi çok anlattık, kitaplarda da anlattık. Zeki olan, çok akıllı olan insanlar bunu fark ediyorlar. Gerçek ruh sahibi olanlar anlıyorlar. Allah’ın sanatının nefes kesiciliğini görüyorlar. Yani sırf bunu gören bir insanın iman etmemesi mümkün değildir, imkansızdır. Yani bir sorunu olması lazım, ikinci bir ihtimal olmaz. Mesela, bak burada bir fincan var. Bakıyorum, o kadar net ki, üç boyutlu, bir de elimle tutma hissi de var. İnanmayan beri gelsin. Yani net dışarıda görünüyor. Eğer bana bunun bilgisi verilmemiş olsa ben bunu bilmem yani, kesinlikle dışarıda zannederim. O kadar kaliteli görüntü var. Bu görüntü kalitesine daha hiçbir şekilde ulaşılamadı. Bakın, en gelişmiş televizyonlar yapılıyor, en gelişmiş film stüdyolarında görüntü elde ediliyor. Üç boyutlu görüntü elde ediyorlar ama flu ve bulanık, hiçbir şekilde olmuyor. Bu görüntü kalitesini elde edemiyorlar. Allah bu görüntü kalitesini şu kadarcık etle elde ediyor. Beyindeki şuur merkezi şu kadardır, küçücük. Yani mercimek kadar falan bir şey, et parçasıdır. Orada bak bu mükemmel sistem oluyor. Dünyanın ünlü markaları var biliyorsunuz, televizyon teknolojisini geliştiren. Binlerce mühendis çalışıyor adamların emrinde. Allah mühendis olmadan, fabrikalar olmadan şu kadarcık etle bunu bitiriyor ve bu teknolojiyi bu gücü elde edemiyorlar daha hala. Bir de üç boyutlu renkli ve aydınlık. Dışarıda görüntü böyle değildir ayrıca. Bütün bilim adamlarının ortak kabul ettiği bir şeydir. Dışarıda görüntü simsiyah, karanlıktır. Çünkü dışarıdaki ışık dediğimiz olay sadece dalgadır, yani dalga yayılıyor. Farklı dalga boylarını biz ışık olarak beynimizde Allah bize yorumluyor. Mesela kırmızı denen olay ayrı bir dalga boyundan kaynaklanıyor. Dalga boyundaki farklılık; yeşil, kırmızı, mor, mavi, çeşitli renklerde görülür. Işık, parlaklık tamamen beynin yorumu, beyinde oluşuyor. Dışarıda ışık diye bir şey yok, parlaklık yok, simsiyah karanlıktır. Yani renk de, ışık parlaklığı da beynin yorumudur. Çünkü radyo dalgası gibi dalgadır. Radyo dalgası parlak bir şey değil, aydınlık değildir, değil mi? Şu anda da var mesela burada b