Filistin'ilerin ve İsrail'lerin Hz. Mehdi (as) ve Kral Mosiah'ı aramaları gerekiyor.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: “Hamas’ın sadece 2012’de Gazze’den İsrail kentlerine attığı roket sayısı 1158. 2011’de 627 roket düşmüş İsrail’e. Bu sene bu rakam yaklaşık iki katına çıkmış. Son iki günde, yani 14 Kasım’dan bu yana 351 roket düşmüş İsrail’e, 2011’den bu yana ise, 12800 roket ve havan topu düşmüş.” Havan mermisi İsrail’e. “Bu da günde ortalama üç saldırıya denk geliyor. 1 milyondan fazla da İsraillinin roket saldırılarının düzenli tehdidi altında yaşıyormuş.” Şimdi bu durumda biz de desek ki adamlara, “kardeşim, niye hava harekatı yapıyorsunuz? Niye bombardıman yapıyorsunuz?” deyince, “kendimizi savunuyoruz” diyorlar. Ne diyelim? Yapmayın, etmeyin, bir anlamı yok bunun. Roket atmak; ne alaka? Dersiniz; “Sizin Allah’ınız bir, bizim Allah’ımız bir. Kardeş olalım. Aynı peygamberlere inanıyoruz, ahirete de siz inanıyorsunuz, cennete, cehenneme inanıyorsunuz, biz de cennete, cehenneme inanıyoruz. İttifak edelim dinsizliğe karşı, birlikte gayret edelim” demeleri lazım. Üniversitelerde, orada, burada her yerde aydın, dindar bir gençlik yetişmesi için gayret etmeleri lazım. İttihad-ı İslam’dan tek kelime bahsetmiyor Filistinli kardeşlerimiz, duymuyoruz. Gece gündüz “kahrolsun İsrail” haşa. İsrail peygamber ismi. Kahrolsun İsrail denir mi? Haşa. Kahrolsun diye peygamberleri söylersen sen, ne olur bu? İsrail devletine ne diyorsan de. Ama Kahrolsun İsrail niye diyorsun? Olmaz. İsrail devletinde cinayet işleyen, zulmeden, orantısız güç kullanan kişilere telin mahiyetinde ne söylüyorsan söyle. Ne konuşursan konuş. Ama öyle bir durum ki, şimdi biz ne diyelim? Adam yağmur gibi havan mermisi ve roket yağdırıyor. Şimdi biz de diyeceğiz ki İsrail’e, “kardeşim bunlara cevap vermeyin, atsınlar.” Bu acayip bir şey o zaman. “Biz kendimizi savunuyoruz” diyorlar. İlla ki Moşiyah, illa ki Hz. Mehdi (a.s). Öbür türlü huzursuz yaşayacakları belli. Allah rahatlık vermiyor İsrail’e. Allah rahatlık vermiyor Filistin’e. Çünkü Hz. Mehdi (a.s) kabul edilmediği sürece, Moşiyah kabul edilmediği sürece bu ızdırabın devam edeceği açık görülüyor. Allah açıkça bir huzursuzluk veriyor. Gece gündüz sığınaklarda yaşıyorlar İsrailliler. Peki Moşiyah niçin aranmıyor? Gece gündüz Moşiyah için dua ediyorsunuz. Hz. Mehdi (a.s) için dua ediyorsunuz. “Ya Rabbi bize Hz. Mehdi (a.s)’ı göster” deyin. Vakti geldi. Musevi takvimine göre başka vakit yok zaten, son. 1999 tarihi kendi kutsal kitaplarında geçiyor, Moşiyah’ın vakti. 2000’ler Moşiyah’ın vakti. Hiç beklenecek bir şey yok. Sürekli Mesih’i aramaları lazım, Moşiyah’ı aramaları lazım. “Daha önce aradık, bulamadık” diyor. Tevrat’ta öyle diyor zaten. “Ümit kesildiği bir sırada çıkacak” diyor. “Arayacak insanlar, aradık bulamadık diyecekler, ümit kesildiği sırada çıkacak” diyor, Moşiyah.

Yani İsrail’in tek yanlı eleştirilmesi bana mantıklı gelmiyor. Roket atmayın, adamların canına kast etmeyin. Kardeş olun, birlikte oraları cennet hale getirin adeta. Ama yapamıyorlar işte, yapamazlar da. İlla ki Hz. Mehdi (a.s), illa ki Moşiyah. Burada bir mantık olmaz. Onlar onlara, onlar onlara bu devam eder Allahualem.

Bakın şu köfte mesela dün bombardımanda ölmüş sevimli. Göster bakayım. Şu şekeri görüyor musun ortadaki ufaklık. Öbürleri de yaralanmış herhalde delikanlıyla o hanım da yaralanmışlar. Yanlış bilmiyorsam eğer.

Yazık-günah değil mi? Nereye gitsin bu insanlar? Diyorlar ki; “Oradan haşa, çekip gitsinler.” Nereye gitsinler? İspanya’ya gidiyorlar, onlar diyorlar ki, “buradan kaybolup gidin” diyorlar. Allah Allah. Bir yere gidiyorlar mesela, “buradan da gidin” diyor. Onlar da diyorlar ki, “burada da duramazsınız buradan gidin” diyor. Nereye gitsinler? Bir yer gösterin de oraya gitsinler. Bir de atalarının yurdu. Kuran’da Musevilerin orada olacağı belirtiliyor açıkça. Ayette açıkça belirtiliyor. Ne mahsuru var? Orada yaşasınlar. Mahsurlu da görseler zaten mantığı olmaz, Kuran’da işaret edilmiş orada yaşayacakları. Bırak, bir avuç insan, yaşasınlar, huzur içinde yaşasınlar.

Kadın hamileyken ölmüş öyle mi?

DİDEM ÜRER: Evet, annesi.

ADNAN OKTAR: Çocuk da babası da yaralı. Çocuk ama çok şeker. Badem şekeri gibi bir şey bayağı tatlı.

Geçenlerde Filistin’de ölen bir çocuk var, nur gibi acayip tatlı. Hiç ölü olduğu belli değil. Kuzu gibi. Yazık, nedir bu rezalet? Çok korkunç bu. İmanları zayıf insanların. Güvenemiyorlar Moşiyah’a-Hz. Mehdi (a.s)’a. Yapamaz zannediyorlar. Kendiniz yaptığınızda işte böyle oluyor. Kan revan içinde, ızdırap içinde kalıyorsunuz ve acı çekiyorsunuz, korku içinde yaşıyorsunuz. Allah’a teslim olun, Allah’ın Mehdi’sini bulun-Moşiyah’ı bulun tabi olun. Arayın, yine Allah sizi kurtarır. Ararken de Allah

Önerilen