Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (25 Eylül 2013; 22:30)

  • 11 yıl önce
GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Yakışıklı hayatım, bebeğimle sohbetimize devam ediyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, bu sabah Bingöl Cezaevi dış duvarına on metre uzaklıktan geçen kentin atık sularının geçtiği üstü açık kanalın olduğu mevkide tünelden çıkan PKK’lı hükümlü tutuklular izlerini kaybettirdiler. Kaçan PKK’lıların yakalanması için operasyon başlatıldı.

ADNAN OKTAR: Hayret, bu nasıl bir azimdir, nasıl toprağın altını deliyor, acayip ilginç bir şey ya. Yani garip. Şaşırmayalım olur böyle şeyler, yani ilk defa olan bir şey değil. Eskiden de çok oluyordu ama o yıllardan beri pek olmadı. Çok eskiden oluyordu böyle bir şey. 12 Eylül döneminde falan hatırlıyorum. Olabilir yani o kadar şaşırılacak bir şey değil, dünyanın her yerinde rastlanıyor. Gereken tedbiri alırlar, inşaAllah.
Başka ne var?

DİDEM ÜRER: Hocam, Filistinli analistler;  “Gazze’de yaşanan insani ve ekonomik krizle başa çıkmanın tek yolunun fetih hareketiyle milli mutabakatı sağlamak olduğunu” söylediler.

Siz daha önceden de söylemiştiniz Hocam, daha kendi aralarında bir birlik değiller diye. Önce kendi aralarında birlik kurmalarını söylüyorlar Allahualem.

ADNAN OKTAR: Yok, mutabakat sağlıyor, yine sille tokat birbirlerine giriyorlar olmaz. Mehdi’siz olmaz, sevgisiz olmaz, İttihad-ı İslamsız olmaz, yapamazlar, iradesi yetmez. O kadar çok baş var ki, sırf Filistin’de bile ayrı ayrı çok fazla baş var. Başlar, çatışma meydana getirir. Zıt zıt zıt zıt, hep birbirine zıt görüşler. Yani hepsi ben diyecektir, ben başta olayım diyecektir ve otomatik çatışma olur. Taraftarlar da “bizim adamımız, bizim başımız büyük” diyorlar, hazmedemez bir başkasına bağlanmayı.  Mutlaka çatışma olur. Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s)’a tabiatın dışında bir yol yok. İslam alimleri birleşsinler, bir kişiyi desinler ki “bize göre şu Hz. Mehdi (a.s)’dır tamam ben gidip tabi olacağım. Yani bunun dışında olmaz.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Mısır eski müftüsü Ali Cuma’nın geçen haftaki Cuma namazında yaptığı hutbenin görüntüleri internete yayıldı. Ali Cuma Sisi ve Mısır ordusu hakkında uydurma bir hadis zikrediyor.

ADNAN OKTAR: Nasıl hadis, ne diyor?

DİDEM ÜRER: Şöyle; Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Mısır ordusu konusunda uyarılarda bulunduğunu belirtiyor ve Sahih Müslim kitabında rivayet edildiğine göre iddia ettiği hadiste “insanlardan fitneden en uzak olanları Batı Mısır ordusudur” şeklinde söylüyor.

ADNAN OKTAR: Fitnenin uzak olduğu! O kafada adamlar olursa, öylede Hocalar olur, öyle uydurmada hadis olur. O kadar uydurma hadisi yemişte bu adamlar, o kadar uydurma alimi tabi olmuş ki bu adamlar, müsaade etsinler de, onlarda ona tabii olsunlar, onun uydurma hadislerine de tabi olsunlar. Adamlar yüzlerce uydurma hadis yemiş, kabul etmiş. Yüzlerce uydurma alimin emrine girmişler, baş tacı etmişler. Kitaplarını okumuşlar, Kuran’dan üstün tutmuşlar. Adam çıkar bunu da yapar, aksini söyleyen çıksın der adam bu kadar açık.

DİDEM ÜRER: Suriye’de rehin tutulan Lübnanlı Şiilerin yakınları, Beyrut’taki Türk Büyük elçiliği önünde yeni bir protesto gösterisi düzenledi. Protestocuların sözcüsü; “Lübnan’daki tüm Türkleri taciz edeceğiz. Bizim hareketimizi beğenmiyorlarsa eğer, ülkeyi terk edebilirler” gibi sözler kullandı.

ADNAN OKTAR: Moda yeni, çirkin bir moda. Türklere karşı bir antipati kafası, eskiden vardı bu, Arap kardeşlerimizin içerisinde Türklerden nefret, bir kısmında vardı. Türk kardeşlerimizin içinde de, Araplara nefret vardı. Köpeklere bile “Arap Arap” derlerdi böyle, bir nefret ruhu vardı. Arap işte pis olur derler. Öyle politika yaparlardı, bizim çocukluğumuzda hep duyardık. Ama bu kafa son yıllarda kırıldı.  Bir Türk sevisi, Türk milletine karşı Filistin’de, Mısır’da, Fas, Tunus, Cezayir’de, Libya’da gelişmeye başladı. Biliniyor yani, gidenler gidip sorsunlar. Eskisi gibi değil. Ama Lübnan’da, İran’dan herhalde kaynaklanıyor, bir Türk karşıtlığı politikası izleniyor. Bu da o kadar önemli değil. Aslında bunlar geçici, yani çaplı değil, küçük gruplar. Kaile alınacak gibi değil. Yani önemli bir açılım olsa, önemli bir yapı olsa söylerdim. Değil yani, inşaAllah. Evet.

DİDEM ÜRER: Sisi’nin seçim yapılmadan Cumhurbaşkanı olması için imza kampanyası başlatılmış. Üç milyon imza hedefleniyormuş. Şimdiye kadar 964 bin imza toplanmış. Yeterli sayıya ulaştıktan sonra Yüksek Anayasa Mahkemesine başvurmayı ve halktan talebimizi desteklemeleri için sokağa inmelerini isteyeceğiz diye söylüyorlar.

ADNAN OKTAR: Öyle kepazeliğe gerek yok zaten, adam olur yani öyle bir derdi yok. “Ben Cumhurbaşkanıyım, hadi hayırlı olsun” der, konu biter yani. Zaten olmuş durumda da, madalya istiyor herhalde anladığım kadarıyla. Yani öyle bir sorun olmaz. Yani dalga geçer gibi imzaya gerek yok. Yani adam hayırlı uğurlu diyecek, o kadar. Şu

Önerilen