Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (11 Eylül 2013; 11:30)

  • 11 yıl önce
DİDEM RAHVANCI: Sonsuza kadar birlikte olmak istediğim, cennet sevgilimle yayınımıza başlıyoruz, inşaAllah. Hoş geldiniz Hocam.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk. Didem Hocam, ben seni dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Suriye Dış işleri Bakanı Velid El Muallim; “Rusya Dış İşleri Bakanı Lavrov’la görüşmesinin ardından Rusya’nın kimyasal silahlarını uluslararası topluma devretme teklifini kabul ettiklerini” açıkladı.

ADNAN OKTAR: Hani yoktu? O hepsini vermez silahların, aslında oyalayacak. İşte “gelin bakın” diyecek, “verdik” diyecek, “veriyoruz” diyecek. Şimdi mesela adamda 100 tonsa, 20 tonunu verir, “bende bu kadar” diyecek. Onlarda inanacaklar tabii, öyle olmaz. Yani nerede olduğunu araştırmaları lazım. Çok vardır onun, çok çok fazladır.
Evet, dinleyelim.

DİDEM ÜRER: Hocam, Amerikan Senatosu çoğunluk lideri Harry Reid; “Amerikan Başkanı Barack Obama’ya Suriye’yi askeri operasyon düzenleme konusunda yetkilendirecek ve Çarşamba günü yapılacak oylamanın ertelendiğini” açıklamıştı.

ADNAN OKTAR: Bunlar kader içerisindeki hareketler, kader içerisindeki zikzaklar. İşte Obama gelecek; ta anasından doğmadan küçük ufak minik kedi gibiyken Obama, oraya başkandı. Bilmiyordu, kaderini bilmiyordu. Kaderin akışı. Aslında savaşı önce istediler, hemen yapacaklardı, sonra “vazgeçtik” dediler. Onları vazgeçiren güçler oldu. Belki 1 kişi, belki 2 kişi, belki 3 kişi ve vazgeçtiler. Şimdi o vazgeçmenin mantığını oturtmaya çalışıyorlar, konu bu. Ama orada savaş durmaz, sürekli devam eder. Kan akmaya huzursuzluk devam eder. Evet, inşaAllah.

DİDEM ÜRER: Başbakan Erdoğan; “Suriye’nin kimyasal silahları teslimine ilişkin gelişmeler için Suriye devlet başkanı Esad’ın elindeki kimyasal silahları Rusya’ya vererek sorumluluktan kaçamayacağını, Esad yönetiminin biran önce görevden alınması gerektiğini ve ortaya atılan formüllerin Esad yönetimine zaman kazandırdığını” söylüyor Hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii ki yani bu en az 3-5 ay, 6 ay, 7 aya yayılacak bir şey. Sonunda da bir avuç bir şey verir. Usul budur zaten, mafyada da öyle mesela silah yakalıyorlar, ne kadar diyor? Parasıyla şu kadar diyor. Halbuki asıl kısmı elde edilemiyor, bir kısmı elde ediliyor. Amerikalıları da biraz saf biliyorlar herhalde. Ama bombalamayla da olmaz. Çünkü nerede olduğunu tespit etmeleri gerekiyor. Yani oraya girip her yeri didik didik etmedikten sonra, anlaşılmaz. Onun için İslam ülkelerinin askerlerinin oraya girmesi lazım. 70 yerden, 70 dümenle, 70 İslam ülkesi, 70 saatlik bir operasyonla konuyu bitirecek. Bunun dışında olmaz. Yani hiç boşa inat etmesinler.

DİDEM ÜRER: Fukuşima’daki nükleer tehdidin ciddi seviyede olmasına rağmen, 2020 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hak kazanan Japonya’da radyasyon tehlikesine nasıl bir kalıcı çözüm getirileceği belirsizliğini koruyor Hocam.

ADNAN OKTAR: Normalde İstanbul’u tercih ederlerdi ama İstanbul’a geldiğinde, adam Hristiyanlara karşı bir yapı görürse, Musevilere karşı bir yapı görürse, bağnazlarla karşılaşacağını bilirse, böyle garip insanlarla karşılaşacağını bilirse az da olsa insanlar kendilerini güvende hissetmez. İnsanlar neşe arar, mutluluk arar, sevinç arar. Kadınlar özgürlük ara. Başı açık kadınlara homurdanacaklarsa, dekolte giyinen hanımlara homurdanacaklarsa, adam niye gelsin? Kendine hakaret ettirir mi insanlar? Tek sebebi budur, başka sebebi yok. Yoksa Türkiye’yi canı gönülden isterler ve her seferinde isterler İstanbul’u. İçleri erir yani, en çok isteyecekleri yer. Tesislerde müsait, her yer, her şey müsait. Tek neden budur reddedilme nedeni.

Allah nimet olarak güzellik olarak yaratıyor, bir harikuladelik var. Bir acayiplik var dünyada. Allah ne verirse her şeyin en güzelini nasip ediyor. Ev oluyor, en güzeli oluyor. İnsan oluyor, en güzeli oluyor. Allah’ın güzel bir planı var. O plan sürekli işliyor. Dünyayı yer yerinden oynatıyor Cenab-ı Allah. Bakın şimdi Suriye’yi hareketlendirdi, yakın bir zamanda başka bir ülkeyi hareketlendirecek. Sürekli bu devam edecek böyle. Verdiği vakit geldiğinde de, istediği oluyor. Dünyayı bir hareketlilik süs olsun diye bunu yaratmış. Bakalım 2014’te neler olacak? Daha hareketli, daha karmaşık bir dünya ortaya çıkacak.

Bir İngiliz diplomat diyor ki; “Adnan Hoca sayesinde başım dik gençliğim boyunca yürüyemedim.” “Darwinizmi materyalizmi anlatamadım, hep utanç duydum anlatamadım” diyor. MaşaAllah. “Ağız tadıyla da artık komünistliğin de tadı kalmadı” diyor, geçenlerde bir yazar. “Adnan Hoca sayesinde komünistliğinde tadı kaçtı artık” diyor. Yani komünistlik iyi bir şey olsaydı, biz görürdük. Güzel bir şey olsa görürdük. Soğuk, kötü, acımasız, sevgisiz bir sistem. Çok korkunç, çok ürkütücü. Bir kere sevgi yok, merhamet yok, Allah korkusu, Allah sevgisi yok, neye yarar? Size iyi iş imkanı bulacağız, işte zenginlerin malını verec

Önerilen