Kürtçe kurslarda öğrenilebilir ama bölünme için dili alet etmelerine izin vermeyiz.
- 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Türkiye’de İttihad-ı İslam olacak. Türkiye’yi böldürmeyiz. Güneydoğu’daki kardeşlerimizi Stalinist, komünistlere PKK’ya teslim etmeyiz. Oradaki annelerimiz, kız kardeşlerimizi komünistlere yağma ettirmeyiz. Onun için şehit gerekiyor diyorlarsa, birer milyon birer milyon veririz, dert değil. 76 milyon tükeninceye kadar şehitleri veririz. Bunu yapabiliyorlarsa, bütün Türkiye onların olsun. Onun dışında hiç konuşmasınlar, boş yere kabadayılık yapmasınlar. Gece-gündüz kabadayılık; bunu bırakacaklar.
Evet, dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Sadettin Tantan; “eğitimde birliğin bozulması Kürtçe eğitim, tabelalar ve köy isimlerinin değişmesi gibi girişimlerin yasal mevzuatlar açısından anayasal suç olduğunu” ileri sürdü.
ADNAN OKTAR: Tabelada ne yazıyorsa yazsın, sorun değil. Kürtçe de konuşsun, ne yapıyorsa yapsın. Memleketi böldürmeyiz, konu o. Bizim kırmızı çizgilerimiz var. Kürtçe istediği gibi konuşsun, tabelaya da ne yazıyorsa yazsın. Adam Tunceli’ye Dersim demek emek istiyorsa desin. Tarihi isimi Dersim diyorsa Dersim der ne var yani. Onlarda bir şey yok. Ama “resmi dil Kürtçe olsun, eğitim dili Kürtçe olsun” demek istiyorsun. Ne demek istiyorsun; çocuklar Türkçe bilmesin. Biz onlarla nasıl konuşacağız? “Konuşmanızı zaten istemiyoruz” diyor. Peki Laz kardeşlerimiz, Çerkez kardeşlerimizle konuşma? “Onlarla da konuşma” diyor. Ne olmamız lazım konuşmamız için? “Kürt olmanız lazım” diyor. Yani genetik yönden Kürt olduğumuzu ispat edeceğiz, Kürtçe konuşacağız, Türkçe konuşmayacağız, “o zaman konuşursunuz” diyor. Böyle münasebetsizliği bize hiç anlatmasınlar. Bu terbiyesizlikten başka bir şey değil. Ben de mesela Çerkezlik de var, Araplık da var ne yapacağım? Arapça mı öğreneyim? Ne yapayım Çerkezce mi öğreneyim? Ne güzel herkes Türkçe konuşuyor gayet rahat ediyoruz, herkes herkesle anlaşıyor. Anlaşma dili, konuşma dili, kardeşlik dili. “Biz illaki Güneydoğu’yu komünist yapacağız” diyorlar. Allah Allah, kardeşim bu konuşmayla olmaz ki. Yapabiliyorsan yap, sıkıyorsa yap, yoksa hiç oturup kabadayılık yapıp durma. Gece-gündüz kabadayılık, gece-gündüz kabadayılık. İstemiyoruz böyle laflar. Ben annelerimi, bacılarımı, kız kardeşlerimi, Kürt kardeşlerimi, dedelerimi, oradaki dindar halkımı komünistlere, Stalinistlere teslim etmem, PKK’ya teslim etmem. Yapamazlar, yani böyle bir şeye hiç tevessül etmesinler. Ama gürül gürül konuşsun, Kürtçe istediği gibi konuşsunlar. Kurslar açalım, Çerkezce kurslar olsun, Lazca kursu olsun, Arapça kursu olsun bütün diller bilinsin kaybolmasın. Hatta bak Aramice konuşanlar geçenlerde internetten gösterdiler ne güzel, kaybolmamış ne hoş Aramice. Aramice de kalsın, Aramice de öğretsin devlet. Ama bölünme olayına geldiğinde, o olmaz, bunu unutacaklar.
Evet, dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Sadettin Tantan; “eğitimde birliğin bozulması Kürtçe eğitim, tabelalar ve köy isimlerinin değişmesi gibi girişimlerin yasal mevzuatlar açısından anayasal suç olduğunu” ileri sürdü.
ADNAN OKTAR: Tabelada ne yazıyorsa yazsın, sorun değil. Kürtçe de konuşsun, ne yapıyorsa yapsın. Memleketi böldürmeyiz, konu o. Bizim kırmızı çizgilerimiz var. Kürtçe istediği gibi konuşsun, tabelaya da ne yazıyorsa yazsın. Adam Tunceli’ye Dersim demek emek istiyorsa desin. Tarihi isimi Dersim diyorsa Dersim der ne var yani. Onlarda bir şey yok. Ama “resmi dil Kürtçe olsun, eğitim dili Kürtçe olsun” demek istiyorsun. Ne demek istiyorsun; çocuklar Türkçe bilmesin. Biz onlarla nasıl konuşacağız? “Konuşmanızı zaten istemiyoruz” diyor. Peki Laz kardeşlerimiz, Çerkez kardeşlerimizle konuşma? “Onlarla da konuşma” diyor. Ne olmamız lazım konuşmamız için? “Kürt olmanız lazım” diyor. Yani genetik yönden Kürt olduğumuzu ispat edeceğiz, Kürtçe konuşacağız, Türkçe konuşmayacağız, “o zaman konuşursunuz” diyor. Böyle münasebetsizliği bize hiç anlatmasınlar. Bu terbiyesizlikten başka bir şey değil. Ben de mesela Çerkezlik de var, Araplık da var ne yapacağım? Arapça mı öğreneyim? Ne yapayım Çerkezce mi öğreneyim? Ne güzel herkes Türkçe konuşuyor gayet rahat ediyoruz, herkes herkesle anlaşıyor. Anlaşma dili, konuşma dili, kardeşlik dili. “Biz illaki Güneydoğu’yu komünist yapacağız” diyorlar. Allah Allah, kardeşim bu konuşmayla olmaz ki. Yapabiliyorsan yap, sıkıyorsa yap, yoksa hiç oturup kabadayılık yapıp durma. Gece-gündüz kabadayılık, gece-gündüz kabadayılık. İstemiyoruz böyle laflar. Ben annelerimi, bacılarımı, kız kardeşlerimi, Kürt kardeşlerimi, dedelerimi, oradaki dindar halkımı komünistlere, Stalinistlere teslim etmem, PKK’ya teslim etmem. Yapamazlar, yani böyle bir şeye hiç tevessül etmesinler. Ama gürül gürül konuşsun, Kürtçe istediği gibi konuşsunlar. Kurslar açalım, Çerkezce kurslar olsun, Lazca kursu olsun, Arapça kursu olsun bütün diller bilinsin kaybolmasın. Hatta bak Aramice konuşanlar geçenlerde internetten gösterdiler ne güzel, kaybolmamış ne hoş Aramice. Aramice de kalsın, Aramice de öğretsin devlet. Ama bölünme olayına geldiğinde, o olmaz, bunu unutacaklar.