• 12 yıl önce
Halk Hareketinde MHP’nin İkircikli Tutumu

Taksim Gezi Parkı direnişine polis saldırısıyla başlayan olaylarıyla tetiklenen ve birkaç içinde alevleri bütün yurdu saran Taksim halk hareketi ülkedeki saflaşmayı derinleştirdi ve netleştirdi. Kim kimin yanında ve dostla düşmanın kalın çizgilerle ortaya çıktığı ve sis perdesinin arkasında kendisini gizleyenlerin artık bu imkânı kaybettiği bu süreçte çeşitli güçlerin, partilerin ve tek tek insanların tavır ve tutumları gerçek kimliklerin belirmesini sağladı.

Bu kapsamda, her kritik durumda AKP iktidarının kurtarıcısı rolünü oynayan MHP lideri Bahçeli’nin aldığı tutum ibretlik oldu gene. Tüm ülkeyi alev alev etkisine alan Taksim gezi Parkı direnişi ve destek eylemleri hiç kuşkusuz MHP tabanını da etkiledi ve etki alanına aldı. Ancak Bahçeli’nin örneğin milletvekillerinin direnişlere katılma taleplerine karşı, istifalarını vererek katılabilecekleri yönünde açıklama yapması çok manidardı. Buna rağmen birçok yerde MHP yönetimlerinin eli kolu Genel merkez tarafından bağlanmasına rağmen tabandaki üyeleri birey olarak yoğun bir şekilde katılım sağladı. Burdur’da bunun örnekleri video haberle kanıtlandı.

MHP tabanı gösterilere katılıp katılma konusunda karpuz gibi ikiye yarılmış durumda. Bundan dolayı Taksim direnişi konusundaki kutuplaşma ve saflaşmadan hiç hoşnut olmayan siyasal hareket olarak tarihe geçti MHP. Yeniçağ yazarı İsmail Türk’e göre, AKP Hükümeti’ne karşı güçlü bir mücadele verilmesi amacıyla halk hareketine katılımı savunanlar, bunu oluşan toplumsal tepkinin denetiminin “sol örgütler”e bırakılmaması gerektiğini ileri sürüyor. MHP tabanındaki bu görüşe karşı çıkan Bahçeli ve diğer yarı ise, “gösterilerdeki illegal örgütlerle beraber aynı fotoğraf karesine girmek istemiyor.” Bu koşullarda tutum alamayınca ne halk hareketini eleştirebiliyor ne de AKP Hükümeti’nin halk hareketine karşı takındığı şiddet yanlısı tutumu ve saldırıları eleştirebiliyor. İki cami arasında kalmış beynamaz durumunda bekliyor ve sadece seyirci olabiliyor. Bu tutumun MHP’ye verdiği zararı da, “bu savrulmaların, terör örgütü ile yaşanan müzakere sürecinde tavırsız bir görüntü çizen CHP ile, sürece tereddütlü yaklaşan AKP seçmeninin adresi olmaya başlayan MHP’nin tekrar kan kaybetmesine neden olduğu” şeklinde açıklıyorlar.

6 Haziran günü sözde BSTP adına ADD’de bir toplantı çağrısı yapılmıştı. Bu çağrının gerekçesi, Taksim direnişine Burdur destek eylemleri konusunda MHP, DP ve DSP örgütlerinin rahatsızlıkları gerekçe gösterilmişti. MHP’den yetkili birine “ne rahatsızlıkları olduğu” sormuştum gelişme üzerine. Verdiği cevap ilginç ve manidardı. “Ne rahatsızlığımız olacak ki? Biz örgüt olarak Genel merkezimiz yasakladığı için katılamıyoruz ama üyelerimiz birey olarak katılıyorlar.”

Böyle asılsız gerekçelerle insanları ve örgütleri meşgul etmekle bir yere varılamayacağı, toplantının sonunda yapılan eylem çağrısının fiyaskoyla sonuçlanmasıyla acı bir şekilde öğrenilmiş oldu.

Category

🗞
Haberler