İlim ve Alim - Abdurrahman Gürses
Kur’an Hizmetine Adanan Bir Ömür…
Abdurrahman Gürses 1909 yılında Hendek’te doğdu. 7 yaşında hafız olan Gürses hoca, hafızlığını İmam-hatip olan ve “beni zorlamasaydı hafız olamazdım” dediği babasının yanında tamamlamıştır. Daha sonra Hendek’te Abdurrauf hocadan talim dersleri alan Gürses 1934’te İstanbul’a gelir ve Üsküdar’da Selimiye hatibi ve hafız Fehmi Efendi’den kıraat dersi alır. 1938’de Edirnekapı Mihrimah Camiine imam olarak atanan Gürses hoca 40 yıl camii imamlığı ve Kur'an-ı Kerim muallimliği, emekli olduktan sonra da Haseki Eğitim Merkezinde Kur’an-ı Kerim muallimliği yaptı. Kur’an ve mihrap hizmetinde geçen 40 yılı “geldi geçti bir gün gibi” diye anlatır Gürses hoca.
1974 yılında İstanbul’da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü’nün Dışişleri Bakanları Toplantısında tüm meşhur kıratlardan örnekler sergileyerek okuduğu aşr-ı şerif ile katılanları büyüleyen ve unutulmaz bir Kur’an ziyafeti veren hoca efendi Kıraat ilminde bir mertebe olan "Aşere Takrip Tayyibe"de dünyanın en gözde hocaları arasında yer alıyordu.
İmam-hatiplik yaptığı camilerde aynı zamanda Kur’an dersleri de veren ve binlerce talebeyi okutan Gürses hoca “Kur'an gaflet ile okunmayacak. Okuyan kimse uyanık olacak, dinleyen de öyle olacak. O zaman tesiri başkadır.” Derdi. Reisü'l-Kurra Hafız Abdurrahman Gürses, "Tayyibetü’n-Neşr" adlı manzum eseri çözecek kifayetiyle ömrünü bu mihraplara tahsis etmiş, Kur'an hizmetlerine, talebelerine vakfetmiş büyük bir insandı. Mihrabında, minberinde, kıraat ilminde bu görevi vakarıyla temsil etmiştir. Kendi örnek kişiliği, ahlakı, fazileti ve vakarıyla imamet mesleğinin zirvesine ulaşmış bir zattı.
Yetiştirdiği öğrencilerin işinin ehli olmasına azami dikkat gösteren Gürses hoca Kuran’ın izzetine ve mihrabın şerefine büyük önem verirdi. Nitekim bir toplantıda “Buradan sesimi bütün Türkiye’ye duyurmak ve şöyle söylemek isterim:
Ey İmam ve hatipler! Ehil olmadan o makama geçmeyin.” diyerek bu hassasiyetini ifade etmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1976 yılında açılan Haseki Eğitim Merkezi’nde aşere-takrip dersleri vermeye başlayan Abdurrahman Gürses hoca kıraat ilminin yayılması için kıraat âlimlerini aramış, bulmuş ve bu insanları bir araya getirmek suretiyle bu ilmin devam etmesini sağlamıştır.
Abdurrahman Gürses hocanın en önemli özeliklerinden biri onun dünyaya rağbet etmeyen, insanların elindekilere bakmayan ve önce Kur’an’ın izzetini düşünen biri olmasıdır. Önünde ders okuyacak olan öğrencilerinin heyecanlandığını gören Gürses hoca “Daha başlarken şaşıracağınızı düşünmeyin; okuyacağım diye başlayın, çekinmeyin” diyerek onlara moral ve güven telkin ederdi.
10.08.1999 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşan Abdurrahman Gürses hoca 40 yıl imamlığını yaptığı Beyazıt Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra caminin bahçesinde toprağa verildi.
Mekânı cennet olsun…
Kur’an Hizmetine Adanan Bir Ömür…
Abdurrahman Gürses 1909 yılında Hendek’te doğdu. 7 yaşında hafız olan Gürses hoca, hafızlığını İmam-hatip olan ve “beni zorlamasaydı hafız olamazdım” dediği babasının yanında tamamlamıştır. Daha sonra Hendek’te Abdurrauf hocadan talim dersleri alan Gürses 1934’te İstanbul’a gelir ve Üsküdar’da Selimiye hatibi ve hafız Fehmi Efendi’den kıraat dersi alır. 1938’de Edirnekapı Mihrimah Camiine imam olarak atanan Gürses hoca 40 yıl camii imamlığı ve Kur'an-ı Kerim muallimliği, emekli olduktan sonra da Haseki Eğitim Merkezinde Kur’an-ı Kerim muallimliği yaptı. Kur’an ve mihrap hizmetinde geçen 40 yılı “geldi geçti bir gün gibi” diye anlatır Gürses hoca.
1974 yılında İstanbul’da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü’nün Dışişleri Bakanları Toplantısında tüm meşhur kıratlardan örnekler sergileyerek okuduğu aşr-ı şerif ile katılanları büyüleyen ve unutulmaz bir Kur’an ziyafeti veren hoca efendi Kıraat ilminde bir mertebe olan "Aşere Takrip Tayyibe"de dünyanın en gözde hocaları arasında yer alıyordu.
İmam-hatiplik yaptığı camilerde aynı zamanda Kur’an dersleri de veren ve binlerce talebeyi okutan Gürses hoca “Kur'an gaflet ile okunmayacak. Okuyan kimse uyanık olacak, dinleyen de öyle olacak. O zaman tesiri başkadır.” Derdi. Reisü'l-Kurra Hafız Abdurrahman Gürses, "Tayyibetü’n-Neşr" adlı manzum eseri çözecek kifayetiyle ömrünü bu mihraplara tahsis etmiş, Kur'an hizmetlerine, talebelerine vakfetmiş büyük bir insandı. Mihrabında, minberinde, kıraat ilminde bu görevi vakarıyla temsil etmiştir. Kendi örnek kişiliği, ahlakı, fazileti ve vakarıyla imamet mesleğinin zirvesine ulaşmış bir zattı.
Yetiştirdiği öğrencilerin işinin ehli olmasına azami dikkat gösteren Gürses hoca Kuran’ın izzetine ve mihrabın şerefine büyük önem verirdi. Nitekim bir toplantıda “Buradan sesimi bütün Türkiye’ye duyurmak ve şöyle söylemek isterim:
Ey İmam ve hatipler! Ehil olmadan o makama geçmeyin.” diyerek bu hassasiyetini ifade etmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1976 yılında açılan Haseki Eğitim Merkezi’nde aşere-takrip dersleri vermeye başlayan Abdurrahman Gürses hoca kıraat ilminin yayılması için kıraat âlimlerini aramış, bulmuş ve bu insanları bir araya getirmek suretiyle bu ilmin devam etmesini sağlamıştır.
Abdurrahman Gürses hocanın en önemli özeliklerinden biri onun dünyaya rağbet etmeyen, insanların elindekilere bakmayan ve önce Kur’an’ın izzetini düşünen biri olmasıdır. Önünde ders okuyacak olan öğrencilerinin heyecanlandığını gören Gürses hoca “Daha başlarken şaşıracağınızı düşünmeyin; okuyacağım diye başlayın, çekinmeyin” diyerek onlara moral ve güven telkin ederdi.
10.08.1999 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşan Abdurrahman Gürses hoca 40 yıl imamlığını yaptığı Beyazıt Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra caminin bahçesinde toprağa verildi.
Mekânı cennet olsun…
Category
🦄
Yaratıcılık