AHMED DAVUDOĞLU HOCA
- 12 yıl önce
Son devrin değerli âlimlerinden Ahmed Davudoğlu 1912 yılında Bulgaristan’ın Şumnu vilayetine bağlı Kalaycıköy’de doğmuştur. Bulgaristan başmüftülüğü tarafından ihtisas için Mısır’a gönderilen Davudoğlu, Câmiatü’l–Ezher Külliyyetü’ş-Şerîa’yı bitirerek 1942 yılında ülkesine dönmüştür.
Ahmed Davudoğlu Hoca'nın hayat serüveni, Bulgaristan Türkler'inin hem gurbette hem de kendi ülkesinde maruz kaldığı kötü muamelenin en bariz örneklerindendir. 1945’te Türkiye lehine faliyette bulunacak bir casusluk örgütü kurduğu iddiasıyla tutuklanarak Rositsa Kasabası yakınlarındaki toplama kampında baraj inşaatında çalıştırıldı. Burada büyük işkenceler gördü. Sorgulama sırasında başına elektrik verilerek sözde suçu itiraf ettirilmek istendi. Daha sonra hanımı ve iki kızı ile Türkiyeye göç etmek zorunda kaldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1966 yılında Konya’da düzenlenen müftüler seminerinde laikliğe aykırı beyan ve telkinlerde bulunduğu gerekçesiyle 1968'de bir yıl ağır hapis, Kırşehir’de dört ay zorunlu ikamet ve memuriyetten ihraç cezalarına çarptırıldı. Davada kendisini Bediüzzaman Said Nursi’nin avukatlığını da yapan Bekir Berk savundu. Davudoğlu Hoca 12 Mart muhtırasının mağdurlarından olarak 163. Maddeden hüküm giydi. Cezasını tamamladıktan sonra ilmî çalışmalarını evinde sürdüren Davudoğlu 7 Nisan 1983 tarihinde vefat etti ve Eyüp Kabristanına defnedildi.
Kur-an'ı Kerim meallerinde önemli yer tutan Ahmed Davudoğlu çevirisi halen en çok tercih edilen mealler arasındadır.
Ahmed Davudoğlu'nun Türkiye'deki Müslümanlara en büyük hediyelerinden biri de dünyaca ünlü Fıkıh âlimi İbn-i Abidin'in kendi adıyla anılan Reddul Muhtar adlı ölümsüz eseridir.
Dünyanın bildiği değerli eser olan Sahih-i Müslim'in Türkçe'ye yapılan en önemli tercemesi ve şerhi Ahmed Davudoğlu'na aittir. (Allah C.C. kendisinden razı olsun.)
Ahmed Davudoğlu Hoca'nın hayat serüveni, Bulgaristan Türkler'inin hem gurbette hem de kendi ülkesinde maruz kaldığı kötü muamelenin en bariz örneklerindendir. 1945’te Türkiye lehine faliyette bulunacak bir casusluk örgütü kurduğu iddiasıyla tutuklanarak Rositsa Kasabası yakınlarındaki toplama kampında baraj inşaatında çalıştırıldı. Burada büyük işkenceler gördü. Sorgulama sırasında başına elektrik verilerek sözde suçu itiraf ettirilmek istendi. Daha sonra hanımı ve iki kızı ile Türkiyeye göç etmek zorunda kaldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1966 yılında Konya’da düzenlenen müftüler seminerinde laikliğe aykırı beyan ve telkinlerde bulunduğu gerekçesiyle 1968'de bir yıl ağır hapis, Kırşehir’de dört ay zorunlu ikamet ve memuriyetten ihraç cezalarına çarptırıldı. Davada kendisini Bediüzzaman Said Nursi’nin avukatlığını da yapan Bekir Berk savundu. Davudoğlu Hoca 12 Mart muhtırasının mağdurlarından olarak 163. Maddeden hüküm giydi. Cezasını tamamladıktan sonra ilmî çalışmalarını evinde sürdüren Davudoğlu 7 Nisan 1983 tarihinde vefat etti ve Eyüp Kabristanına defnedildi.
Kur-an'ı Kerim meallerinde önemli yer tutan Ahmed Davudoğlu çevirisi halen en çok tercih edilen mealler arasındadır.
Ahmed Davudoğlu'nun Türkiye'deki Müslümanlara en büyük hediyelerinden biri de dünyaca ünlü Fıkıh âlimi İbn-i Abidin'in kendi adıyla anılan Reddul Muhtar adlı ölümsüz eseridir.
Dünyanın bildiği değerli eser olan Sahih-i Müslim'in Türkçe'ye yapılan en önemli tercemesi ve şerhi Ahmed Davudoğlu'na aittir. (Allah C.C. kendisinden razı olsun.)