Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Madurum diyor, para lazım diyor. Madurum diyor yani.
00:06Bunun musluklardan diyor.
00:19Işte sağlam insan yok zaten. Yani herkes aşağı yukarı her
00:23hanede var. Dilsiz, sağır, konuşamayan, ondan sonra daha
00:29zihinsel engellerimiz var. Evet gözüküyor. Devam etmek de
00:33işte oluyor yani. Son örneği işte şu anda var abim var
00:40aşağıda. Onun da işte üç tane çocuğu oldu. Üçü de engelli.
00:43Onlar da duymuyor, konuşamıyor. Öyle sıkıntılarımız yok. Eee
00:49köyümüz eee ilçeye çok uzak. Uzak olmasına rağmen işte
00:53sıkıntılarımız var. Eee işte köyümüzde engelli sayısı fazla,
00:57dilsiz, sağır. Ondan sonra ııı su sıkıntımız var. Köyümüzde
01:02ııı yüz kişi, yüz kişi yaşıyor, aşağı yukarı otuz kırk tanesi
01:07engelli. Işte ııı sıkıntımız büyük. Iıı ya akraba evliliğine
01:14ııı şey diyelim ııı su sıkıntımız var. Suda bir
01:18sıkıntı olabilir. Su yok. Olan suyumuz da sağlıksız. Işte ııı
01:24yani diyeceğim bu. Biz anlaşıyoruz. Sağır ve
01:27dilsizlerine ııı bir anlaşmada sıkıntımız yoktur. Biz kendi
01:31dilimizce hiçbir sıkıntızla anlaşıyoruz ama tabii dışarıdan
01:34gelenler şey olduğu için onlar ııı anlaşamıyorlar. Biz
01:38tercümanlık yapıyoruz. Işte gerekirse evet bizde sıkıntı
01:43yok anlaşmada. Işaret diliyle hiçbir sıkıntımız yok. Biz
01:48anlaşıyoruz. Tercümanlık yapıyoruz. Ben ııı kendim dokuz
01:52kardeşim dört tane engellimiz var. Üç tane dilsiz sağır, bir
01:56tane zihinsel. Dört tane engellim var. Biri ayrıldı
02:04aşağıda çoban adası diyorlar. Orada duruyor. Üç çocuk var.
02:08Üçü de özür diliyor. Onun da doğan çocukla özür diliyor.
02:14Kız da İstanbul'da evli. Birisi de ben bakayım birine burada
02:20kıyımda duruyor. Işte öteki de duruyor işte buralarda. Ha
02:25bunlar hep engelli. Var var. Var. Iki tane de görümcem var.
02:30Bu bir tane daha var. Şimdi bunlar dolucalar bu engelli
02:35dolu bu koydu. Hepsi süs. Sakat, özüldü. Peli perişan
02:40aldık yani. Durumumuz iyiydi. Suyumuz yok, selimiz yok. Öyle
02:44yani durumlarımız kötü abi. Nasıl anlaşıyorlar abi? E
02:47anlaşıp da ne anlaşacak? Hiç maalesef yok birbirimize. Bak
02:51göreyim abi. Bu bu bunların hep hastalık bu kurşunlar. Bak
02:55bunların hep hastalık. Yani suyumuzdan bir akraba böyle
02:58övülenin önünden hep hep yani engelli bura. Dört, sekiz, on
03:02tane, yirmi tane dilsiz var burada. Kulağı duymuyor.
03:04Engelli zaten kırk sekiz tane. Deli su var, dolu su var. Hep
03:08bakıma muhtaç yani. Gelip bize bakan da yok burada. Yüzde
03:12sekseni engelli bu kıyın. Ya dilsiz ııı kimisi kafadan
03:16kimisi dilsiz. Öyle yani yüzde sekseni engelli yani. Burada
03:22tabii ki ya bu şahısların geçinme gücü zor. Zor şartlar
03:26altında. Bunlara yani ııı kendi imkanlarıyla geçinemiyorlar.
03:30Işte devletten yardım alıyorlar. Tam yardım bulmuyor
03:34yani. Yeterince ilgilerle olmuyor. Yani o yüzden yani çok
03:38sıkıntıları var yani. Bunlar işaretler, el işaretleriyle
03:43anlaşıyorlar. Tabii alıştık artık yani kendi işaretlerine
03:47şey yapıyoruz yani anlaşabiliyoruz yani. Iıı öyle
03:51bir durumları var ama tabii mağdurlar yani.