Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Değerli arkadaşlar, değerli hocalarım, malum dünyanın belki de en yoğun değişimler yaşadığı bir dönemin içinden geçiyoruz.
00:09Bunun nasıl şekilleneceği, ne şekilde nerede duracağını bilmediğimiz ve önümüzdeki 10 yılları da etkileyecek olan bir dönemecin tam da başlangıç noktasındayız.
00:22Ve Türkiye olarak dünyadaki hemen hemen her değişimden birinci derecede etkilenen ender ülkelerden birisiyiz.
00:30Bu bölgesel konumumuz hem taşıdığımız potansiyel hem geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye bütün bu değişimlerden etkilenmekte,
00:39kendisi de artık yavaş yavaş dünyadaki bu küresel değişimleri etkileyebilecek bir aktör konumuna gelmektedir.
00:47Onun için iyi durumu iyi tespit etmek, iyi analiz etmek ve buna göre gelecekte hazırlıklarımızı çok daha güçlü bir şekilde gerçekleştirmek durumundayız.
00:56Her şeyden evvel dünyada hemen hemen bugün var olan, elimizde sistem olarak var olan bütün sistemlerin A'dan Z'ye değişmekte olduğu bir dönemin başındayız.
01:08Filistin'de bir buçuk yıllık yaşanan İsrail'in baskıları, soykırıma varan bu davranışlar,
01:16uluslararası camiada özellikle sivil inisiyatiflerin ortaya koymuş olduğu reaksiyonlar,
01:21dünyanın birçok yerinde siyaset sofralarında, siyaset meydanlarında ortaya çıkan fikirler net bir şekilde göstermiştir ki,
01:31artık dünyada değerlere dayalı bir sistemin olmadığı, ilkelere dayalı bir küresel sistemin mevcut olmadığı,
01:39yeni bir küresel sistemin inşa edilmesinin de insani bir zorunluluk olduğu anlaşılmıştır.
01:45Bu çerçevede çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki, hemen yakın bir gelecekte dünyadaki küresel siyasi mimarinin baştan sona değişmesi muhtemeldir, mukadderdir.
01:58Aynı şekilde dünya ekonomisinin temel bütün paradigmaları çökmüş, bütün temel varsayımları altüst olmuş,
02:07dünya ekonomisinin de yeniden yapılanacağı bir döneme doğru yol alıyoruz.
02:12Bu çerçevede önümüzdeki dönemde çok değişken ve çok büyük gelişmelere gebe olan bir sürece hazırlıklı olanların ayakta kalabileceğini herhalde hepimiz biliyoruz.
02:26Bu çerçevede şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki, dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak da güç dengelerinin değiştiği, değişmeye başladığı bir dönemin hemen başındayız.
02:37Nasıl iki kutuplu bir dünya sistemi geride kaldıysa, tek kutuplu dünya sistemi de geride kalmış ve bundan sonra çok kutuplu, daha doğrusu çok merkezli bir dünyanın kurulmasının başlamakta olduğunu görüyoruz.
02:54Bu çok merkezliliğinin altını çizerek ifade ediyorum. Artık bundan sonra net bir şekilde görüyoruz ki, tek başına bir ülkenin, bir kıtanın ya da bir bölgenin dünyayı yönetmesi mümkün değildir.
03:08Bakmayın siz Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanının yüksek perdeden dünyaya bir takım tehditler savurduğuna, bundan sonra dünyanın hiçbir ülke tarafından, altını çizerek ifade ediyorum, hiçbir kıta tarafından tek başına yönetilmesi mümkün değildir.
03:26Önümüzdeki dönem çok kutupluluğun, bunu da kutuplaşma polarizasyon anlamında söylemiyorum, birden fazla merkezin, çok sayıda merkezin ortaya çıkacağı bir dönem olarak görmemiz lazım.
03:39Bu çerçevede iddiayla söylüyorum, sadece ümit ederek söylemiyorum, elimizdeki rasyonel verileri görerek söylüyorum, bu anlamda bu çok merkezli dünya sisteminin kurulmasında önemli bir güç merkezi olarak ortaya çıkacak ülkelerden birisi de Türkiye'dir, bizim ülkemizdir, bizim coğrafyamızdır.