• evvelsi gün
Emeklinin ve asgari ücretlinin geçim isyanı İstanbul’daki Küçükbakkalköy Kapalı Pazarı’ndan yükseldi. Filesini dolduramayan vatandaşlar “Geçim bitti, artık dayanacak gücümüz kalmadı” diye feryat etti.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Çalışıyor iş yapabildiniz mi? Maalesef. Öyle bakıp duruyorum
00:04çıkmalara bakıyorum. Ben emekliyim çalışıyorum bak.
00:08Çalışıyorum ben okulda. Alemelik yapıyorum. Çalışmanıza
00:13rağmen istediklerinizi alamıyor musunuz? Hayır, hayır, hayır.
00:16Hep idare idare. Zaman bitti. Zaman bitti. Bitti ülke bitti.
00:22Ne zamana kadar? Yirmi yıl, yirmi beş yıl, elli yıl mı
00:25olacak? Ekonomi yönetimi düzelteceğiz dedi. Kaç yıl
00:28geçti düzeltemedi. Bıraksın bıraksınlar artık yani.
00:32İnsanların dayanacağı kalmadı. Belki iki bin yirmi sekizde
00:36seçim var ya. Öyle zamanımız var diyordur. Benim şöyle bir
00:40fikrim var. Muhakkak bakanların hepsi bilgili, kültürlü
00:44profesörlerdir, iyi biliyordur ama bence şurada bir Anadolu
00:47Lisesi var. Oradan bir bakanlar kuruluk olsa bu Türkiye'ye
00:50altı ayda en bilemedin bir senede düze kavuştururlar.
00:54Çünkü onlar otobüsle giderler, konforu sevmezler, tavuk,
00:58pilav yerler, bu memleketi bir senede düzeltirler. Ne kadar,
01:01ne zamana kadar bekleyeceğiz? Ekonomi düzelecek diye
01:05bilmiyorum. Eee yeşili kaldım, biraz sebze aldım, kızı kenara
01:09bıraktım. Altı yüz lira sadece bu sebze kısmı tuttu. O
01:13oyalıyorlar, insanlar oyalıyorlar, başka bir şey
01:16değil. Yani eee sabır diyorlar ama kendileri işte aynı şekilde
01:23yaşamıyorlar. Bakan şimdi ekonomide düzerme olduğunu ama
01:28tamamen düzeltmek için de daha zamanlarının olduğunu ifade
01:31ettik. Ama zamanlarına yirmi yıl oldu yani daha nasıl
01:34düzeltecekler? Vakti var mı? Hiç vakti yok, inandırıcı da
01:38gelmiyor, artık herkes uyandı bence. Yapamıyorlar.
01:41Mahvettiler. Çok zor durumda insanlar. Bizim evimiz var, zor
01:47geçiniyoruz emekli olduğumuz halde. Bir de evi olmayanlar
01:49var. Çok sefil durumlu insanlar var. Yani çıkıp dolaşmıyorlar
01:54milletvekili veya bakanlar görmüyorlar mı? On beş bin
01:58liraya geçim olur mu Allah'ını seversen yani? Bir çıksın pazara
02:01görsün milleti. Bir konuşsun vatandaşla. Şurada konuşun
02:04kimsen bir tane memnun olan çıkmaz yani. Herkes zor
02:08durumda. Kaç tane pazarlık yapıyorsunuz? Yetmiş yediden
02:12beri geldim hesap et. Kimi vatandaş diyor ki normal
02:15fiyatlar. Kimi diyor ki çok pahalı. Pahalı. Ama bu var ya
02:19yerinde tohumu ek. Milletin midesine girsin. Yirmi yerde
02:24KDV abi bir vergi alınıyor. Nasıl olacak? Ne köylü memnun
02:29ne yer ne tükete. Vallahi yani sana söylemişsem nasıl ama gayet
02:39kötü. Tarlada yani üreten memnun değil. Taşıyan memnun
02:46değil. Satan memnun değil. Yiyen hiç memnun değil. Bunun
02:49ortasını bulacak kim olacak? Bir babayit bulsa bana
02:53bulamıyoruz işte bulamıyoruz. Al bak 35 lirası var. Elli lira
02:57satıyorsun. Bak etiketi üstüne. E bunun masrafı bir kilo poşet
03:02olmuş yüz lira. Günde bir poşet bir on bin lira poşete verir.
03:07Bin lira yüklemesine bin lira mazot üç. Iki tane işi var.
03:10Çık ortası var şuna. Bu tezgahın günlük on bin lira on
03:13iki bin liranın masrafı var. On iki bin lira çıkaracaksın.
03:16Sermeyi çıkaracaksın. Ondan sonra kazanacaksın. Bunların
03:18hepsini satabiliriz. E yok yok hepsi satılır mı? Baksana
03:21satılsaydı vermiş. Bu saatte giderdim. Burası kalabalık
03:24bu pazar. Bu saatlerde mal kalmıyordu. Bayağı satılıyordu.
03:28Şimdi biz mesela geçen sene satalım yüz kilo satsaydık.
03:32Bugün düşmüş elli, kırk lira, kırk kiloya düşmüş. Yani
03:36çeşitlerden bir. Eskiden bir kilo düştüm. Yedi yüz elli
03:39gramı. Yarım kilo alıyor. Taneyle alıyoruz. Mesela
03:41portakal satıyoruz. Tane. Üç tane ver. Iki tane elma ver.
03:44Beş tane mandalina ver. Dört beş tane domates. Iki tane
03:48salatalık. Üç tane birer tamam. Ağır işler ağır gelmiyor.
03:51Müşteri gelmiyor. Ne alacak? Çorba, makarna, şu gibi şeyleri
03:55avunduruyor. Kendine gidiyor. Zevcene yiyecek.
04:42Okey.
04:54Haydi son dereceye göre gardaş.

Önerilen