CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, TBMM'de yaptığı konuşmada, iktidarın muhalif sesleri susturma çabasını eleştirerek, açlık ve yoksulluk gibi gerçek sorunların üzerinin kapatıldığını vurguladı. Emeklilerin zor şartlarda yaşadığını ve 2024'te 'Emekliler Yılı' ilan edilmesine rağmen çalışırken ölen emeklilerin konuşulmaması için baskı yapıldığını söyledi.
(ANKARA) - CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, "Muhalif ses duymaya hiçbir tahammülünüz yok. Gazetecisinden siyasisine, parti genel başkanından sıradan vatandaşına, sanatçısından menajerine kadar sizin durduğunuz çizgide durmayan kim varsa cezalandırıyorsunuz çünkü sokağın gerçek gündeminin konuşulmasını istemiyorsunuz. Açlık, yoksulluk, dar gelirlinin ekmek kavgası konuşulmasın diye bu suni gündemleri yaratıyorsunuz... Emekliler Yılı ilan ettiğiniz 2024'te çalışırken ölen 512 emekli konuşulmasın istiyorsunuz ama söyleyeceğiz" dedi.
hbrlr1.com/ctlcbdfdkckckl
(ANKARA) - CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, "Muhalif ses duymaya hiçbir tahammülünüz yok. Gazetecisinden siyasisine, parti genel başkanından sıradan vatandaşına, sanatçısından menajerine kadar sizin durduğunuz çizgide durmayan kim varsa cezalandırıyorsunuz çünkü sokağın gerçek gündeminin konuşulmasını istemiyorsunuz. Açlık, yoksulluk, dar gelirlinin ekmek kavgası konuşulmasın diye bu suni gündemleri yaratıyorsunuz... Emekliler Yılı ilan ettiğiniz 2024'te çalışırken ölen 512 emekli konuşulmasın istiyorsunuz ama söyleyeceğiz" dedi.
hbrlr1.com/ctlcbdfdkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Teşekkürler Sayın Başkanım. Değerli milletvekilleri saygı
00:05değer yurttaşlarımız, hepinizi sevgiyle selam saygıyla
00:09selamlıyorum. Seçim kaybettiğiniz günden beri AKP
00:17sıralarının bize ve seksen altı milyona dayattığı ajandayla
00:24uğraşıyoruz. Evet bir ajandaları var. Bir tek onlar
00:28biliyorlar. Her milletvekili de bu ajandaya hakim değil. Mesela
00:33onlar iki hafta sonra hangi belediyeye operasyon
00:36çekileceğini biliyorlar. Biz bilmiyoruz. Mesela onlar bir
00:41sonraki hafta meclisi manipüle etmek için daha önce
00:45çektikleri hangi kanun maddelerini getireceklerini
00:48biliyorlar. Biz bilmiyoruz. Çünkü onların ayrı bir
00:54ajandası var. Yok artık denilen ne varsa bugünlerde bu kadar da
01:01olmaz denilen ne varsa bugünlerde yaşamaya devam
01:05ediyoruz. Öyle bir gözü dönmüşlükle başlıyorsunuz ki
01:10güne gözaltıyla başlıyoruz. Gecesinde tutuklamayla günü
01:16nihayete erdiriyoruz. Muhalif ses duymaya hiçbir tahammülünüz
01:21yok. Gazetecisinden siyasisine parti genel başkanından sıradan
01:27vatandaşına sanatçısından menajerine kadar sizin
01:34durduğunuz çizgide durmayan kim varsa cezalandırıyorsunuz.
01:37Çünkü sokağın gerçek gündeminin konuşulmasını
01:41istemiyorsunuz. Açlık, yoksulluk, dar gelirlinin
01:46ekmek kavgası konuşulmasın diye bu suni gündemleri
01:49yaratıyorsunuz. Okula aç giden çocuklar konuşulmasın. Mesenlerde
01:54ölen çocuklar konuşulmasın diye bunları yapıyorsunuz. Ama sizin
01:58ajandanızı uymayacağız. Bunları söylemeye devam edeceğiz.
02:05Emekliler Yılı ilan ettiğiniz iki bin yirmi dörtte çalışan
02:09çalışırken ölen beş yüz on iki tane emekli konuşulmasını
02:14istiyorsunuz. Ama söyleyeceğiz. Sizin yirmi iki
02:19yıldır tek başına yönettiğiniz ülkeyi sürüklediğiniz ekonomik
02:23gırdebı çocuğundan yaşlısına seksen altı milyonun yaşadığı
02:28bu zulmü siz hangi gündemi getirirseniz getirin biz
02:32buradan aykıracağız. Ya düşünün ki en çok da çocukları
02:37konuşacağız en çok da. Niye biliyor musunuz? Yangından
02:42kurtulduğuna sevinemeyip itfaiyeler seni hastaneye
02:47götüreceğiz dediğinde ağlayarak ama annemin parası yok diyen bir
02:51çocuk var ya bu ülkede. Kendine devletin ambulansıyla devletin
02:56hastanesine gitmeyi hak görmeyen bir çocuk var. Biliyor
02:59musunuz sizin yönettiğiniz bu ülkede? Sizin için bu yıl
03:04emekli yılı oldu mu diye soran muhabire torun çocuk çalışıyor
03:10torun bende gezdirmeye çıkarttım. Suyunu çantasına
03:14koydum ama köfte köfte ekmek istedi. Onu alamayacağım diye
03:20ağlayarak muhabire bu cümleleri söyleyen emekliler var bu
03:25ülkede. Iki bin on dokuz yılına kadar ödediğim primle beş tane
03:32daire alırdım. Bugün iki yüz elli gram kıymayı kredi kartıyla
03:39alıyorum diyen elektrik mühendisi emeklisi var bu
03:42ülkede. Ve vatandaşın biri bir tesadüfen bir fişe denk geliyor
03:50biliyor musunuz? Iki bin yirmi bir yılın Aralık ayında
03:52alışveriş yapmış. Bugün bir daha gidiyor iki bin yirmi dört
03:56yılının Aralık ayında aynı alışverişi yapıyor. Aldığı
03:59tavuk, şampuan, peynir, zeytin hepimizin yani hepimizin öyle
04:04ejder meyvesi falan yok. Aldığı ürünler iki bin yirmi birde
04:09üç yüz iki lira ödediği aynı fişe iki bin yirmi dörtte bin
04:15üç yüz elli sekiz lira ödüyor. Şimdi siz bunlar konuşulmasın
04:19diye kendi ajandanıza uygun suni gündemler yaratıyorsunuz ya bu
04:26zulmü bütün herkese yapıyorsunuz ya sizin her türlü
04:31baskınızla zulmünüzle baş ederiz her şartta da sizle
04:37yarışırız. Ancak bir konuda sizle yarışamayız. Bolu'da
04:41insanlar listeler paylaşıp o listedeki insanlara
04:46ulaşamıyorum, hastane hastalarını arıyorum, ne olur
04:49gören duyan varsa söylesin derken sevdiklerini ararken
04:55siz o bir umutla sevdiklerini arayan insanlara o insanların
05:01öldüğünü dahi söylemediniz. Niye? Çünkü Ankara'da bir
05:06kongreniz vardı. Ona gölge düşüremezdiniz. Çünkü bir rozet
05:11takma töreniniz vardı. Nasıl olurdu da o gölgede kalırdı.
05:15Işte biz biz bu kötülükle yarışamayız. Bu konuda sizin
05:19altınızda kalırız. Ama ama bu kötülükleri de yanınıza
05:24bırakmayacağız. Adliyeyse adliye Sayın Başkanım,
05:28cezaeviyse cezaevi. Haftada üç gün ya adliyedeyim ya
05:31cezaevindeyim. Giderim. Yine giderim. Eğer ki gazetecileri
05:35gözaltına alınan bir televizyonsa da orada da
05:37olacağız. Nasıl ki bugün binler adliyenin önündeyse nasıl ki
05:41bugün AK TV'nin önündeyse binler, Cuma sabahı da Ekrem
05:45Başkanı yanında olmak için tıralayan adliyesinde olacak.
05:48Siz de göreceksiniz. Ama adliye değil sandığa çağırıyor halk
05:52sizi. Yüreğiniz yetiyorsa gelin sandıkta görüş.