• evvelsi gün
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda gazetecilerin gözaltına alınmasını basın özgürlüğüne darbe olarak nitelendirerek, Türkiye'nin basın özgürlüğü sıralamasındaki utanç verici durumuna dikkat çekti.
(ANKARA) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Bakırlıoğlu, "Bunu basın özgürlüğüne bir darbe olarak yorumlamak lazım ama baktığınız zaman ülkemizde basın özgürlüğünün olmadığını görmekteyiz. 180 ülke arasında basın özgürlüğünde 158'inci sıradayız. Bu ayıp da bu utanç da bize yeter" dedi.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda dün ekonomiye ilişkin düzenlemeleri içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde söz aldı.

hbrlr1.com/ctlcblwtkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Kanun teklifinde daha önce gruplar tarafından yılbaşından
00:04önce gruplar tarafından anlaşılmış, uzlaşılmış, geri
00:08çekilmiş ve daha da öncesinde anayasa mahkemesi tarafından
00:13iptal ediliş maddelerin noktasına virgülüne dokunmadan
00:17yer aldığını görmekteyiz. Böylece belki de daha önce
00:21yaşanmamış bir ayıba imza atılmış durumda yani utanç
00:26verici bir durumla karşı karşıyayız. Gerçi son on günde
00:31yaşananlara baktığımız zaman iktidar, iktidarınız o kadar
00:36çok ayıba imza attı, o kadar çok hukuksuzluğa imza attı ki
00:41bu ülkeyi bu kadar çok utanç verici duruma soktu ki bakın
00:46daha dün davetle ifadeye gelebilecek gazeteciler üç tane
00:51gazetecimiz gözaltına alındı. Barış Pehlivan Halk TV
00:55binasında Seda Salek evinin önünde Serhan Asker'de meclisin
01:01kapısında gözaltına alındı. Sonradan duyduk ki bugün Seda
01:06Selek'le Serhan Asker serbest bırakılmış ama onların yerine
01:10başka iki tane gazeteci Kürşat Oğuz ve Suat Toktaş'ta Barış
01:17Fehlivan'la beraber tutuklama istemiyle şu anda eee
01:21beklemekte ve baktığımız zaman bunu esasla şöyle yorumlamak
01:27lazım. Basın özgürlüğüne bir darbe olarak yorumlamak lazım
01:31ama baktığınız zaman ülkemizde basın özgürlüğün olmadığını
01:36görmekteyiz. Yüz seksen ülke arasında basın özgürlüğünde yüz
01:41elli sekizinci sıradayız. Bu ayıpta, bu utançta bize yeter
01:47diyorum. Peki ne yapmış bu gazetecilerimiz? Şunu
01:50yapmışlar, biliyorsunuz İstanbul Büyükşehir Belediye
01:53Başkanı geçtiğimiz günlerde bir bilir kişiden bahsetmişti.
01:58İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin her
02:00soruşturmasında yer alan bir bilir kişiden bahsetmişti. Bu
02:04bilir kişiyle bir röportaj yapmışlar. Iddia o ki bu
02:08röportajı izinsiz yapmışlar ve yayınlamışlar ve ayrıca da
02:12bilir kişi üzerinde baskı oluşturmuşlar. Öyle acayip
02:17günler yaşıyoruz ki işte daha bu sabah Siirt Belediyesi'ne
02:21kayyum atandı. Seçimden bugüne on gün on ay geçti. On tane
02:27belediyeye kayyum atandı. Geçtiğimiz hafta Zafer
02:32Partisi'nin genel başkanı Antalya'da yapmış olduğu bir
02:36konuşmadan dolayı cumhurbaşkanına hakaret
02:40içerdiği iddia edilen konuşmadan dolayı Ankara'da
02:43yemek yerken etrafı kuşatılarak gözaltına alındı
02:47ve daha sonra iki yıl önce üç yıl önce atmış olduğu
02:51tweetlerden dolayı halkı kim ve nefreti tahrik suçundan
02:56İstanbul'da tutuklandı. Benzer şekilde Beşiktaş Belediye
03:01Başkanı tutuklandı. Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları
03:05Genel Başkanı Genel Başkanımızın yapmış olduğu bir
03:08konuşmayı paylaştığı için ifadeye çağrıldı. Adli
03:13kontrol şartıyla salıverildi. İstanbul Büyükşehir Belediye
03:17Başkanı bir hafta içerisinde iki defa hakkında soruşturma
03:22açıldı. Başka neler oldu? Bakın bir hafta on gün içinden
03:26bahsediyoruz. Başka ne oldu? Bir menajerlik firması rekabeti
03:31engelliyormuş. Esasında bakıldığı zaman rekabet
03:34kurumunun bu işe bakması lazım. Ne oldu? Bunun hakkında bir
03:38soruşturma açıldı. Daha sonra birdenbire baktık ki bu kişiyi
03:43on yıl önce on iki yıl önceki eylemlerinden dolayı şu anda
03:47tutuklanmış durumda. Türkiye'deki gezi eylemlerine
03:51katılmış sanatçıların bir kısmı bir kısmı ifadeye çağrılıyor.
03:56Öteki kısmına kimse dokunmuyor. Gerçekten bu olaylar Türkiye
04:02için bile çok fazla. Bakın bu yaşadığımız on günlük süreç
04:05Türkiye için bile çok fazla. Başka ne oldu? Bir hafta önce
04:10Kartalkaya'da çıkan otel yangınında belki de en büyük
04:14acılardan bir tanesini yaşadık. Otuz altısı çocuk yetmiş sekiz
04:19canımız yanarak can verdi. Derhal istifa etmesi gereken
04:24sorumlu turizm bakanı önce topu sorumluluğu büyükşehir
04:30eee belediye başkanını attı. Baktı olmadı. Bu sefer suçlu
04:35olarak il özel idaresini gösterdi. Ilk defa böyle bir şey
04:40oldu AKP iktidarında. Il özel idaresi sekreteri çıktı. Hayır
04:44biz sorumlu değiliz dedi. Sorumlu turizm bakanı dedi. Ve
04:48daha sonra savcı bir bilirkişi heyeti oluşturdu. Yapmış
04:53oldukları tetkikler sonucunda bir rapor oluşturdular. Raporda
04:57sorumlar yazıyor. Kim? Il özel idare. Kim? Çevre şehircilik
05:02bakanı kim? Turizm bakanı, turizm bakanlığı ancak ne
05:07oldu? Adalet Bakanlığı savcıya baskı yaptı. Savcı bilirkişiye
05:13baskı yaptı. Ve dedi ki ben bu haliyle bu raporu kabul
05:17etmiyorum. Ya ne yapmak lazım? Oradan Turizm Bakanlığı'nı
05:22çıkar sorumlular arasında. Onun yerine Bolu Belediyesi'ni koy
05:26dedi. Böylesine bir skandala imza attı. Bunu üzerine bu
05:31bilirkişi biz bunu yapamayız dediler. Yeni bilirkişi atandı.
05:36Yani şimdi sormak istiyorum. Gazetecilere bir suç ııı
05:41yükleniyor. Diyor ki siz bilirkişilere baskı
05:44yapıyorsunuz. E peki buradaki ne? Burada yapılan ne?
05:48Bakanlığının bizzat Adalet Bakanlığı'nın yaptığı şey
05:51bilirkişiye baskı değil de nedir? Şimdi konuşmaya
05:56başlarken kanun teklifinde ayıplardan bahsetmiştim. Neler
06:01var bu teklifte? Devlet Denetleme Kurulu denetçilerine
06:05tüm kamu kurumlarının, sendikaların meslek odalarını
06:09denetlemesinin yanında kooperatiflere ve birliklere ve
06:13bunların iştiraklerine de denetleme yetkisi veriyor.
06:16Yetmiyor. Bakın bu yetki yetmiyor. Ne yapıyor? Devlet
06:21Denetleme Kurulu görevlileri kamu görevlilerini uzaklaştırıyor
06:26yetkisi veriliyor. Yani diyor ki bütün yetkileri bana ver
06:31diyor. Kim diyor bunu? Sarayda oturan diyor ki bütün yetkiler
06:36bende olacak diyor. E peki bütün yetkiler sende ama senin
06:41bir sorumluluğun var mı? Yani bu ülkede Soma'da maden
06:45faciası yaşandı, Ermenek'te yaşandı. Tren kazaları oldu. En
06:50son Kartalkaya'da yetmiş sekiz yurttaşımız oldu. Sen bütün
06:55yetkileri elinde tutuyorsun ancak hiçbir yetkin yok.
07:00Arkadaşlar bakın Soma'da bulundum ben. Soma'da üç yüz
07:06bir tane yurttaşımız madencimiz katledildi. Bu işin sorumlusu
07:13yok. Bir tane yetkili istifa etmedi. Şunu bilin ki eğer o
07:18gün sorumlular tespit edilseydi o gün birileri istifa etmiş
07:23olsaydı ama sıra maden faciası olmayacaktı. O kırk üç tane
07:29madencimiz o gün o madende ölmeyecekti. Şimdi bize diyorlar
07:34ki denetime karşısınız. Hayır biz denetime karşı değiliz.
07:39Biz tam tersi bu ülkede denetim yapılmadığını söylüyoruz. Eğer
07:44bu ülkede denetimler yapılmış olsaydı Soma'da üç yüz bir
07:49madencimiz ölmeyecekti. Eğer bu ülkede denetimler
07:53yapılmış olsaydı ama sıra faciası olmayacaktı. Er melek
07:57olmayacaktı. Eğer bu ülkede doğru dürüst denetim olsaydı
08:03bugün Kartalkaya'da yetmiş sekiz yurttaşımız otuz altı
08:08çocuğumuz yanarak ölmeyecekti. Değerli milletvekilleri evet
08:15çok ayıklı işlerden bahsettik. Bu kanun teklifinde belki de en
08:22ayıplı en utanç verici madde en düşük emekli maaşının on iki
08:29bin beş yüz liradan yüzde on beşlik artışla on dört bin
08:34dört yüz altmış dokuz liraya çıkartılmasıdır. Bu büyük bir
08:38ayıptır. Bu memlekette TÜİK'e göre enflasyon yüzde kırk dört
08:45Ocak ayında kira artışı yüzde elli sekiz siz emekliye yüzde on
08:52beş zam yapıyorsunuz. El insaf, el insaf. On dört bin dört yüz
08:59altmış dokuz lirayla ya bırakın bir ayı. Bir hafta
09:03yaşayamazsınız. Bugün bu mecliste olanlar bir hafta
09:07yaşayamaz ve biz o insanlardan bir ay yaşamasını
09:10bekliyorsunuz. Ve öyle bir çelişki ki bakın çelişkiye
09:14bakın aynı kanun teklifinde bir madde var. Diyoruz ki biz yerli
09:21kömürle üretim yapan elektrik üreten termik santellere
09:25diyoruz ki H sentral sahipleri biz size der sizden elektrik
09:31üretim aşeğe sizden piyasa fiyatın üzerinde garantili
09:36elektrik alacak. Şimdi emekliye diyoruz ki kaynak yok. Size en
09:42fazla on dört bin dört yüz altmış dokuz lira maaş
09:46verebilirim. Bu kadar kaynağım var diyorsunuz. Ür taraftan
09:52sermayeye, yandaşlara diyorsunuz ki biz sizden
09:57ederinin üzerinde elektrik alacağız.

Önerilen