• evvelsi gün
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Paneli'nde konuştu. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Turbun büyüğü heybede" ifadelerine yanıt verdi.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Hukukçu kardeşimizin acı bir biçimde yaşadıklarını kamuoyuyla, toplumla
00:08paylaştım. Genç bir avukat Mert Akdoğan hakimlik ve savcılık
00:15sınavında önemli bir başarı elde etmesine rağmen
00:19şeffaflıktan ve objektiflikten uzak bir sözlü mülakatta nasıl
00:25elendiğini ve acı bir biçimde canına kıydığını kamuoyuna bir
00:32kez daha hatırlatmak isterim. Kamu atamalarında liyakat esas
00:38alınmadığı tam bir partizanlıkla hareket edildiği
00:43için çaresizliğe umutsuzluğa itilen bir gencimizi daha
00:48yitirdik. Bir başka genç stajyer savcı Mithat Can
00:53Yalman'da kurum içinde uğradığı mobinge ve baskılara
00:59karşı yeterli hukuki ve idari koruma alamadığı mesleki bir
01:05izolasyona maruz bırakıldığı için o da canına kıydı. Insan
01:11canından bahsediyoruz. Bir makama bir mevkiye gelmekten
01:15bir koltuğa oturmaktan bahsetmiyoruz. Gencecik
01:19insanların canına kıymasından bahsediyoruz. Işte kendi
01:26içerisinde bile adaleti sağlayamayan bu yapı tam da bu
01:33tür ortamların ülkemizde yaşanması gibi bir acı faturayı
01:38bizlere göstermekte. Değerli dostlarım inanınız bu
01:44paylaşımımızdan sonra onlarca gencimizin feryadını aldığı
01:51puanları nasıl defalarca birinci olmasına rağmen hem de
01:56Türkiye'de nasıl elendiğini anlatan, yazan, gönderen birçok
02:02detay var. Bunu lütfen dile getirin diye feryat eden
02:06gençlerimiz var. Işte bu yönleriyle kesinlikle ve
02:12kesinlikle bugün oluşan yapı hiç kuşkusuz yargının
02:19siyasallaşmasından bulduğu güçle kuvvetle oluşmuş bir
02:24yapıdır. Yargının siyasallaşması insanların
02:30hayatlarına mal olduğu gibi bir başka boyutu daha daha
02:35tehlikeli devletin varlığını da tehlikeye atar. Devlet hepimiz
02:41için en büyük çatı, en büyük güvence, sığınacağımız en
02:47büyük gök kubbe diye tariflediğimiz altında
02:51yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Ve işte bu yargının
02:57siyasallaşması devletin varlığını da tehlikeye atar.
03:04Iktidarların sınırsız güç kullanmasını önleyecek hukukun
03:09üstünlüğünü sağlayacak olan yegane kuvvet bağımsız yargının
03:15varlığıdır. Yargının bağımsızlığına son verir yargıyı
03:20iktidarın bir parçası haline getirirseniz ortada hukuk
03:25devleti kalmaz. Kurallar önemini yitirir, kurumlar
03:30yozlaşmaya ve çürümeye başlar. Tüm dünyada otoriter rejimlerin
03:37yaptığı tam da budur. Kontrolsüz güç ve onun yol
03:43açtığı derin kurumsal çürümeler. Kendisinin milli
03:49iradenin tek temsilcisi kabul eden yargıyı ayrı ve bağımsız
03:55bir kuvvet olarak görmeyen bir iktidarın modern devlet
04:00anlayışında yeri yoktur. Böyle bir iktidar modelinin
04:05cumhuriyetimizin temel ilke ve idealleri içerisinde değeri
04:09yoktur. Türkiye bugün yargının siyasallaşması kavramını bile
04:16ifade etmekte yetersiz kalacağı bir noktaya ne yazık ki
04:21gelmiştir. Yargıyı bir kişinin bir partinin çıkarlarına uygun
04:27sonuçlar üreten güdümlü bir mekanizmaya dönüştürme çabası
04:32büyük ölçüde ne yazık ki amacına ulaşmıştır. Çok yakın
04:40geçmişte Ergenekon davalarıyla iki bin on anayasa referandumundaki
04:45yargı düzenlemeleriyle başlayan bir süreçtir bu. O dönemde ne
04:52istedilerse verdikleri paralel yapılanmalarla el ele kol kola
04:58getirdikleri düzenlemeler yargıyı tahakküm altına
05:03almalarını sağlamıştır. Bu çabalar üzülerek ifade ediyorum
05:09ki iki bin on yedi referandumu referandumuyla beraber
05:15kurumsallaşmış ve son amacına ulaşmıştır. Işte kurulan tek
05:21adam rejimi tam da bu süreçle zirveye ulaşmıştır. Bugün artık
05:27bağımsız yargı can çekişmektedir. Insanların her
05:33bireyin her vatandaşın eşit olduğu ve kendisini güvence
05:39altında hissettiği o kutsal yerini kaybetmektedir. Kendini
05:45sadece hukuka, millete ve vicdanına karşı sorumlu gören
05:51hakimlerimiz, savcılarımız elbette vardır. Ama onların da
05:59oluşturulmaya çalışılan bu süreç içerisinde bu yapı
06:03içerisinde ne denli baskı altında olduklarını ve nasıl
06:08muamele gördüklerini yakından yaşamış birisiyim ve bunların
06:13tümünü kamuoyuyla paylaşıyorum. Iktidarın siyasal amaçlarla
06:20yargıyı nasıl tahakküm altına aldığını gösteren en açık en
06:26pervasız örneklerden birisi iki bin on dokuz yerel seçimleri
06:31sonrası yaşananlardır. Ve ne yazık ki işte o iki bin on dokuz
06:37yerel seçimleri sonrası yaşananlar o günden bugüne
06:42İstanbul'da yaşanmaya devam etmektedir. Hatırlarsınız otuz
06:48bir Mart iki bin on dokuz gecesi İstanbul'da seçimleri
06:52kaybettiklerini anlayınca ilk iş olarak kurtuluş mücadelesinin
06:58göbeğinde kurulmuş milletin bağımsız bir biçimde haber
07:03almasını sağlayacak olan Anadolu Ajansı'nın veri
07:07akışını kendi çıkarları doğrultusunda nasıl
07:11durdurduklarını nasıl pervasızca seçimi kaybetmelerine
07:17rağmen İstanbul'u resmi dille kazandıklarını ifade ederek her
07:23tarafını kazandık şeklinde donattıklarını on altı milyon
07:27İstanbullu yaşamış bütün Türkiye şahitlik etmiştir.

Önerilen