• evvelsi gün
TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Isparta Milletvekili Yalım Halıcı, "Bir emekçi, iş cinayetine kurban ediliyorsa, bir kadın şiddet görüyorsa bunun eğitimle doğrudan alakası vardır Sayın Bakan. Bir çocuk istismara uğruyor ama ses çıkaramıyorsa bunun eğitim ile ilgisi vardır. Bir orman yok ediliyor, bir hayvan katlediliyorsa bunun da direkt eğitim ile alakası vardır. Dünya yapay zekayı konuşuyor malum biz hala okul tuvaletlerini temizleyemiyorsak, açlıktan bayılan öğrencileri anlatıyorsak işte bunun tam da eğitim ile alakası vardır" dedi.


(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Isparta Milletvekili Yalım Halıcı, "Bir emekçi, iş cinayetine kurban ediliyorsa, bir kadın şiddet görüyorsa bunun eğitimle doğrudan alakası vardır Sayın Bakan. Bir çocuk istismara uğruyor ama ses çıkaramıyorsa bunun eğitim ile ilgisi vardır. Bir orman yok ediliyor, bir hayvan katlediliyorsa bunun da direkt eğitim ile alakası vardır.

hbrlr1.com/ctcwdwyckckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bütçesi direkt
00:05kadınların yaşam hakkına, güvenliğinin sağlanmasına,
00:09onurlu bir yaşama ulaşmasına olanak sağlaması sebebiyle
00:14ayrı bir öneme sahiptir. Ve her birimizi tek tek
00:19ilgilendirmektedir. Öyleyse bu bütçenin şiddet ve ölüm
00:24tehdidiyle baş başa kalan kadınların sığınacakları
00:28sığınma evlerine, iş olanaklarına, barınma
00:32sorunlarına bir birey olarak yaşayabileceği hayata öncülük
00:36etmesi gerekmektedir. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
00:41verilerine göre iki bin yirmi dört yılının ilk on ayında üç
00:46yüz elli yedi kadın katledilmiş. FİSA'nın Ocak Haziran ayını
00:52kapsayan çocuğun yaşam hakkı raporu ise yalnızca altı ay
00:57içinde üç yüz kırk üç çocuğun önlenebilir sebeplerden hayatını
01:02kaybettiğini ortaya koyuyor. Ilgili kurumların üzerlerine
01:07düşen sorumluluğu yerine getirmemelerinden ötürü yüzlerce
01:11binlerce kişi hayatını kaybediyor. Kadına ve çocuğa
01:17yönelik şiddetin artmasının birden çok sebebi vardır. Yargı
01:22ve eğitim gibi kurumların işlevsel olmaması bundaki en
01:27büyük faktörlerin başında geliyor. Çünkü yargı sadece
01:31siyasal amaçlara hizmet eden bir mekanizmaya dönüşmüş. Örneğin
01:36Esenyurt gibi dar gelirli ailelerin çoğunlukla yaşadığı
01:40ve şiddetin yaygın olduğu bir ilçede bununla mücadele etmek
01:45için canla başla çalışan belediye başkanı Ahmet Özer'in
01:50tutuklanması yargının siyasallaşmasının bir
01:54sonucudur. Bunun örnekleri çok fazla. Aynı örnekleri koruma
01:59talebi olan kadınların katledilmesini de görmek de
02:02mümkündür. Burada alenen bir tercihte bulunulmaktadır. Iyi
02:08işler yapanları cezalandırmak, failleri ise korumak ve
02:13cezasızlık politikasıyla eee cezasızlık politikası
02:19uygulamak. Dolayısıyla kadına yönelik her türlü şiddetin
02:24öndenmesi bir devlet politikası olarak kabul edilmediği kamu
02:29kurumlarının ve demokrasinin güçlenmesini sağlayan sivil
02:33toplum örgütleri ve yerel yönetimlerle iş birliği
02:36yapılmadığı sürece çözümü mümkün olmayacaktır. Kadınlar
02:41evin içerisine hapsedilmek isteniyor. Kadınları eve
02:45mahkum eden karar alma süreçlerinden dışlanan kadını
02:49dilsizleştiren bir politika üretilmeye çalışılıyor. Oysa
02:53kadınlar gündelik hayatın ve karar alma süreçlerinin bir
02:57parçası olmadan demokrasiden söz edilemez. Örneğin AKP
03:05iktidarının ilk döneminde kadına şiddet konusunda
03:10alınabilecek önlemleri belirten iki bin altı on yedi genelgesi
03:14yayınlanmıştı. Kurumların iş birliği içinde hareket etmesine
03:18sağlayan bir genelgeydi bu genelge. Ancak iki bin yirmi
03:22üç on altı genelgesiyle yürürlükten kaldırıldı. Sivil
03:27toplum örgütleri iktidara yakın, yakınsa kabul
03:30görebiliyor. Kadın sorununu kendine yakın bulduğu sivil
03:34toplum kuruluşlarıyla çözmek istiyor. Ancak demokrasiler
03:38eleştiri kültürü ve farklı bakış açılarının çeşitliğiyle
03:42güçlendirilebilir. Kadınların sosyal yaşama dahil olması,
03:47hayatı kararlar alabilmesi için ekonomik bağımsızlığa
03:51ihtiyaçları vardır. Sosyal hayata katılımlarını
03:54kolaylaştıracak adımlardan biri de çocuğuna sağlanacak kreş
03:59imkanıdır. Örneğin iki bin on altıda yayınlanan başka bir
04:04genelgede koruyucu ve önleyici tedbirler başlığıyla iş
04:08birliği yapılacak kurum ve kuruluşlar arasında yerel
04:11yönetimler adres gösterilmişti. Oysa yirmi beş Kasım iki bin
04:16yirmi dört tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden
04:19yerel yönetimlere, belediyelere ait kreşlerin kapatılmasına ve
04:23yenilerin açılmasına izin verilmemesiyle ilgili yazı
04:26gönderildi. Tabii ki bu karar kendilerinin olmayan
04:29belediyelere uygulanmaya çalışılıyor. Neticede kreşlerin
04:33kapatılmasıyla yine kadınlar zarar görecek, sosyal ve
04:37ekonomik hayattan çekilerek eve hapsedileceklerdir. Özetlemek
04:42gerekirse bir ülkenin demokrasiyle yönetilip
04:46yönetilmediğine kadınlara ve çocuklara verdikleri haklardan
04:50kadınların özgü tamamlayın sayın Ertuğrul. Kadınların
04:55özgürlüğüne çizilen sınırlarla sınırlardan anlayabiliriz. Fakat
04:59her şeye rağmen kadınlar çizilen sınırların dışına
05:03çıkmayı becerebilen ve yaşanan mağduriyetlerin en iyi
05:08anlatıcısıdırlar. Örneğin bir ülke faini meçhul cinayet
05:12lerin faillerini cezasızlıkla ödüllendiriyor ise cumartesi
05:17anneleri adıyla meydanlarda otuz yıl süren direnişler olur.
05:21Bir ülke toplumsal barışı barışını tesis edememiş ise bir
05:27kadın kızının cesedini buzdolabında saklamak
05:29mecburiyetinde kalır. Bir ülke adaletsiz gelir dağılımını bir
05:34kader olarak dayatıyorsa bundan yine en çok etkilenen kadınlar
05:38olur ve bir çocuğu okula aç göndermenin ne demek olduğunu
05:42en iyi yine kadınlar bilir. Bir ülkenin kurumlarında şürüme
05:47yozlaşma başlamış ise şiddet olağan bir yaşam tarzına
05:51dönüşmüş ise kutsal ailelerde önce kadınlar
05:59Sıradaki söz sebebi Muğla Milletvekili Gizem Ölçen'e
06:03aittir. Buyurun Sayın Özcan.
06:06Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ülkenin en
06:12önemli bütçelerinden birini Milli Eğitim Bakanlığı'nın
06:15bütçesini konuşuyoruz. Çocuklarımızın geleceğini
06:19ülkemizin geleceğini konuşuyoruz aslında. Ama bu
06:23enflasyonist ve çoklu kriz ortamlarında en büyük darbeyi
06:28de eğitimin ve çocuklarımızın aldığını belirtmek isterim.
06:33Efsane Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel vatanın
06:38dağlarında, bayırlarında, kırlarında hatta en ücra
06:43köşelerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız
06:48demişti. Ben bu cümleden eğitime erişim hakkını ve
06:53eğitimde fırsat eşitliğini anlıyorum mesela. Peki bugün
06:59çocuklarımız bu haklardan eşit oranda faydalanabiliyor mu?
07:05Komisyonda Sayın Bakan devamlı yalan diye itiraz ettiğiniz
07:11rakamlar yalan söylemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın iki bin
07:17yirmi beş yılında çocuk yoksulluğuna ve sosyoekonomik
07:21durumun eğitimi etkilerine odaklanması gerektiği çok açık.
07:26Eğitimi izleme raporu iki bin yirmi dört kapsamında yapılan
07:31analizde iki bin yirmi üç, iki bin yirmi dört eğitim öğretim
07:36yılında eğitim dışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
07:41çocukların yüzde otuz sekiz artarak altı yüz on iki bine
07:46ulaştığını söylüyor. Bu sayıya TC vatandaşı olmayan göçmen ve
07:52çocuklarımızı da eklediğimizde sayı sekiz yüz elli beş bine
07:57çıkıyor. Yine örgün eğitim hizmetlerinden yararlanma
08:02hakkı varken mesleki eğitim merkezleri ve açık öğretim gibi
08:07yaygın eğitim kurumlarına kayıtlı çocuklarımız da var. Bu
08:11çocuklarımızda eğitim dışındaki çocuklarımızla benzer riskler
08:16taşıyorlar. Çocuk yaşta erken ve zorla evlilik çocuk işçiliği
08:21gibi. Bu çocukları da eklediğimizde sayı maalesef bir
08:26buçuk milyona çıkıyor. Dolayısıyla eğitime ayrılacak
08:30kaynaklar eğitim dışındaki çocukların sayısının
08:34azaltılmasına ve tüm çocukların akranlarıyla adil koşullarda
08:40eğitim görmeleri için doğru kullanılmalıdır. Sayın Bakan
08:45Erzurum'da AKP'nin kongresinde konuşmuş akıllı tahtadan
08:50bahsetmiş, dertsizlik sayısı demiş, bina sayısı demiş, hep
08:55sayıdan ve nicelikten bahsetmişsiniz ama nitelikten
08:59bahsetmemişsiniz. Mesela mesela eğitim sadece okullar mıdır?
09:05Öğretmenler midir? Çocuklar mıdır? Hayır. Eğitim vatanın
09:10her yönüyle her insanıyla her canlısıyla ilgilidir. Mesela
09:17örnek vereyim. Bir emekçi iş cinayetine kurban ediliyorsa bir
09:23kadın şiddet görüyorsa bunun eğitimle doğrudan alakası
09:27vardır Sayın Bakan. Bir çocuk istismara uğruyor ama ses
09:32çıkaramıyorsa bunun eğitimle ilgisi vardır. Bir orman yok
09:37ediliyor, bir hayvan katlediliyorsa bunun da direk
09:42eğitimle alakası vardır. Iki bin yirmi dördü bitiriyoruz.
09:47Iki bin yirmi beş yılına giriyoruz. Dünya yapay zekayı
09:51konuşuyor malum. Biz hala okul tuvaletlerini temizleyemiyorsak
09:56açlıktan bayılan öğrencileri anlatıyorsak

Önerilen