• geçen hafta
Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılınca 141 gün önce direnişe başlayan Polonez işçilerinin, Çatalca'dan Ankara'ya "Anayasal Hak Yürüyüşü" ikinci gününde ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Gün boyunca Çatalca Adliyesi önünde bekleyen işçiler “Bizi neden yürütmüyorlar biz yürüyeceğiz. Sesimizi duysunlar, hakkımızı versinler, fazla bir şey istemiyoruz. Sendikal hakkımızı versinler” dedi.
Haber: Oktay YILDIRIM - Kamera : Ozan URAL
(İSTANBUL) Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılınca 141 gün önce direnişe başlayan Polonez işçilerinin, Çatalca'dan Ankara'ya "Anayasal Hak Yürüyüşü" ikinci gününde ANKA Haber Ajansı'na konuştu. Gün boyunca Çatalca Adliyesi önünde bekleyen işçiler "Bizi neden yürütmüyorlar biz yürüyeceğiz. Sesimizi duysunlar, hakkımızı versinler, fazla bir şey istemiyoruz. Sendikal hakkımızı versinler" dedi.

hbrlr1.com/ctclatwykckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Şimdi biz burada polonez işçileriyle birlikte tek
00:03gıda iş sendikasının örgütlenme uzmanıyım. Ben Yunus
00:06Durdu ismim. Burada yüz kırk bir gündür burada polonez
00:10işçileri, polonez sucukları fabrikasında çalışan işçiler
00:13sendikaya bir yoldular. Anayasal haklarını
00:15kullandıkları için yüz kırk altı tane işçi arkadaşımızın
00:20çoğunluğunun kadın olduğu doksana yakın kadın işçinin
00:24olduğu ve toplamda yüz kırk altı işçinin anayasal hakkını
00:28kullandığı için işten atıldı. Işçi arkadaşlarımız ve bu
00:32işçilerimizin tamamı yirmi yıllık, on sekiz yıllık, on
00:35beş yıllık polonezin çalışanları. Ve bunlar bir
00:38gecede bir mesajla kırk altıncı koddan. Eski adıyla yirmi
00:42dokuzuncu kod olan şimdiki adı kırk altıncı kod. Yani
00:46kadınlarımız, işçilerimiz hırsızlık ve yüz kızartıcı bir
00:50suç işlemiş gibi iş hakları fesh edildi. Hiçbir hak hukuk
00:54verilmeden, hiçbir hak hukuku tanınmadan sokağa kondular ve
00:57biz tek gıdayı sendikası olaraktan o günden beri bu
01:01işçilerimizle mücadele ediyoruz. Ve bu işçilerimizin
01:04o gün sendikaya geldikleri gün bu işçiler asgari ücretli
01:09çalışmasına rağmen hiçbir zaman asgari ücret alamadıklarını
01:13gece vardiyalarında çalışıp pazarları çalışıp on dört on
01:17beş TL maaş aldıklarını işverenlerine sorduklarında
01:21Ürdünlük Kraliyet ailesine ait olan bu fabrikanın sahiplerine
01:25neden bizim asgari ücretten bile vergi kesiyorsunuz
01:28dediklerinde biz kesmiyoruz, devletiniz kesiyor, gidin
01:32devletinize hesap sorun diyecek kadar da eee yüzleri kızarmayan
01:37işverenin yetkililerine karşı yüz kırk bir gündür mücadele
01:41başlattık. Ve biz bu mücadelemizi yaparken ve
01:45Çatalca'daki kaymakamdan başlayaraktan ve Türkiye
01:48Cumhuriyeti'nin bu bölgedeki en yüksek mülki amirlerin Çatalca
01:52kaymakamı olmasına rağmen bütün dertlerimizi anlattığımız ve
01:56biz her uzlaşmadan yana olduğumuzu tek isteğimizin
02:00sendikalı çalışmak olduğunu yasalardan kaynaklı
02:03haklarımızın verilmesi gerektiğini söylemelerimize
02:07rağmen Çatalca kaymakamı bize haklısınız, haklı buluyorum
02:11sizi deyip de ya ben bu işi çözemiyorum, bu işi yukarıya
02:15gidin, yukarıya derdinizi anlatın diyerekten bizi üst
02:18yüzeylere yönlendirdik. Ve biz vali beye gittik. Vali Bey'e
02:22derdimizi anlattık. Vali Bey bizi dinledi, bizi işverene
02:27geldi, işverenle görüşmeler yaptı. Işverene sorduğunda bu
02:30işçileri niye çıkartıyorsunuz dediğinde sayın ııı İstanbul
02:35Valimiz bu işçilerin psikoloji psikolojileri bozuktu. Ondan
02:38dolayı çıkarttım. Diyecek kadar küstahlaşan bir işverenle
02:42valinin devletin valisinin karşısında böyle konuşma
02:46cesaretini kimler veriyor? Bu Vali Bey'e. Daha sonra biz Vali
02:51Bey'le tekrar bizi bir araya getirdi. Ama işveren işveren
02:56buradaki yapmış olduğu hukuksuzlukların hiçbirini
02:59kabul etmeyerekten sanki kırk altıncı koddan işçiyi kendi
03:03çıkartmamış bu işçiler kendinin işçisi değilmiş gibi
03:07sadece akit gazetesinden bir tane küpür getirerekten ve onu
03:12da parayla akit gazetesine eee haber yaptıraraktan burada
03:16sendika terörü diye bir küpürü getirip yüzlerce gazetelerin
03:21televizyonların yüz kırk bir gündür yayınlarını gözden
03:25görmezden gelenlere karşı ve bunun yanında Türkiye
03:30Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı bu işleriyle ilgili kendi
03:34müfettişlerini ve teftiş kurulunu buraya göndererekten
03:37burada yaptırdığı denetlemede ve teftiş kurulunun raporunu
03:42Çalışma Bakanı kendi sitesine de koyarak seksen altı milyona
03:45duyurdu ve orada bu işverenin polonez işvereninin attığı yüz
03:50kırk altı işçinin tamamının sendikalaşmadan dolayı işten
03:54atıldığını ve bununla alakalı iş bilgi vermeden kırk altıncı
04:00koddan attığını kabul ettirerekten Çalışma Bakanlığı
04:04bunu işçilerin kodunu kırk altıdan sıfır dörde
04:08çevirttirmişti. Ama Çalışma Bakanlığımızın bunu bilerekten
04:14yaptıktan sonra işveren şunu yaptı. Evet ben devletin
04:19Çalışma Bakanlığının bana kesmiş olduğu bu cezayı öderim
04:23ama Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarını da kanunlarla
04:26ayağımın altına alırım ve burada hukuksuzluğu kanunsuzluğa
04:31da devam ederim diyor. Ve bugün de onu yapıyor. Ve buradan bir
04:35tarafından bunu yaparken öbür taraftan da seksen altı
04:39milyonun sağlığını ilgilendiren özellikle et ve süt ürünlerinde
04:44çalışan işçilerin hijyen belgeleri, kalite belgeleri
04:48olmaksızın porter muhaneleri olmaksızın sağlık raporları
04:53olmaksızın çalıştırma gibi bir lüks olamayacak. Bu sektörde
04:58bu işveren seksen altı milyonun sağlığını hiçe sayaraktan
05:03gündelikçi işçiler alaraktan, yabancı kaçak işçiler
05:07alaraktan, Ürdünlü, Pakistanlı işçiler getirerekten ve biz
05:11bunları buradaki polisle tutanaklar tutturaraktan Sağlık
05:16Bakanlığı'nın yetkililerini göreve çağıraraktan, Tarım
05:20İl Müdürlüğü'nün yetkilileri bunları raporlar altına almasına
05:24rağmen hiçbir işlem yapılmadığını biliyoruz. Ve
05:28işveren şunu söylüyor. Benim arkamda beş tape var diyor. Benim
05:32arkamda külliye var diyor. Çünkü bu işveren külliyeye
05:35pastırmalar gönderiyor. Külliyeye sucuklar gönderiyor.
05:39Ve biz de soruyoruz. Bu işvereni Ürdünlü Kraliyet
05:43ailesinin bu kadar hukuksuzluğunu külliyede kimler
05:48örtbas ediyor? Biz biliyoruz ki bunu Sayın Cumhurbaşkanı
05:51etmiyor. Çünkü devletin başındaki kendi insanının,
05:55kendi işçisinin, kendi yurttaşının çıkarlarının dışında
05:59bir çıkar düşüneceğini zaten düşünmüyoruz. Ama bunu kimler
06:03yapıyorsa, hangi bürokrasi yapıyorsa yüz kırk bir gündür
06:07buradaki köylü kadınları aştığa sefalete mahkum edenlere
06:13karşı biz buradan anayasal hak mücadelesi başlattık. Nereye?
06:18Ankara'ya. Dün itibariyle fabrikanın önünde altı saat
06:22önümüz kesilerekten tarlada, orada, burada bizleri
06:26kovalayaraktan görüyorsunuz zaten şu anda da çevik kuvveti
06:30görüyorsunuz. Bine yakın bir çevik kuvvet avlukasıyla şu
06:34anda bu İstanbul Çatalca'daki Adliye Sarayı'nın önünde avluk
06:39kıyalınan yüz kırk tane işçiye avluk kıyalıp bine yakın polisin
06:44hudutlarda kaçak göçmenleri kovalaması bu ülkenin içine
06:49kaçak göçmenleri sokmamak için uğraşması gereken emniyet
06:54güçleri, polisimiz, askerimiz burada kendi işçisine, kendi
07:00işçisine merkezinde sadece anayasal hakkı kullandığı için
07:04bine yakın polisi başına tutaraktan teclid uyguluyor.
07:08Işte bizim isyanımız bunadır. Ve biz buradan buradan çağrı
07:14yapıyoruz. Türkiye işçi sınıfına çağrı yapıyoruz. Ve
07:17biz Türkiye'deki yabancı tekerlere karşı değiliz.
07:21Türkiye'de namusuyla, şerefiyle gerçekten çalışan yabancı
07:25şirketler var. Onların başımızın üstünde yeri var. Ama
07:29ülkemizin yasalarıyla bu ülkeye gelmiş bu kanunlarla bu ülkede
07:34üretim yapan işte polonez gibi fabrikaların kraliyet ailesine
07:39ait olan bu fabrikaların hukuk tanımamazlığını da görmezden
07:44gelemeyiz. Bugün polonez işçileriyle birlik olmak
07:47demek Türkiye'ye Türk milletine Türk işçisine sahip çıkmayla
07:52eş değer. Ve biz Türkiye işçi sınıfının aynılardır
07:56mitinglerde atmış olduğu sloganları geçinemiyoruz
08:00diyenlerin bu yürüyüşe sahip çıkmasını bekliyoruz. Vergide
08:05adalet istiyoruz diyenlerin bu yürüyüşe sahip çıkmasını
08:09istiyoruz. Ve bu ülkenin insanlığı açlığa ve sefalete
08:12mahkum etmeyenlere karşı bu ülkenin gerçek sahiplerinin iş
08:17işçilerinin, emeklilerinin, işsizlerinin bu ülkenin
08:21insanının işçisine sahip çıkmasını bekliyoruz. Ve en
08:25önemlisi Türkiye'de bugün ülkenin iktidarına talip
08:31olacak muhalefet partilerinin gerçekten işçi kardeşlerimin
08:37yanında bu mücadelenin yanında olmaya davet ediyoruz. Polonez
08:42işçilerine sahip çıkmak Türkiye işçi sınıfına sahip çıkmayla
08:47vatana sahip çıkmayla eş değerdir. Çünkü biz bu ülkenin
08:52yasasını ve kanunlarına karşı gelen Ürdünlü Kraliyet
08:56Ailesi'ni kimler koruyorsa biz onlara karşı ülkemizin insanlığı
09:03korumakla mükellef olaraktan bu yola çıktık. Bu yoldan da
09:07dönüşümüz yok. Dün geceyi biz burada geçirdik. Ve bu
09:11fabrikanın işçilerine sokaklarda, parklarda ve
09:15kapalı kadınlarımızı ve kadınlarımızı bu sokaklarda
09:19yatıran zihniyete karşı isyanımız var. Ve biz
09:23çocuklarımızı okullara gönderemiyoruz. Ve biz
09:27evimizin kirasını ödeyemiyoruz. Biz evimizin doğal gazını
09:32ödeyemiyoruz. Beş aydır işsiziz. Ve bizim işsizlik
09:36sigortamızı dahi verdirmeyecek kadar gözü dönmüş bu Ürdünlü
09:41Kraliyet Ailesi'ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde ve biz
09:45Çatalca Adliyesi'nin önünde bu mücadeleyi yapıyoruz. Ve
09:49soruyorum Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde işçiler anayasal
09:54hak yürüyüşü başlatırken adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz
09:59der.

Önerilen