• 2 hafta önce
Adana Kozan'da 63 yaşındaki bir kadın emekli olduktan sonra en sevdiği mantarı evinin boş odasında üretime geçirdi. Şimdi siparişlerine yetişmeye çalışıyor. Ayda 400 kilo hasat yapan emeli vatandaş, kilosunu ise 100 TL'den satıyor.
Emekli olunca hobisi ekmek teknesi oldu. Adana'nın Kozan ilçesine bağlı Türkeli Mahallesinde yaşayan 4 çocuk annesi Halime Uncu, emekli olduktan sonra çok sevdiği mantarı evinin boş olan 75 metrekarelik odasında mantar yetiştirmeye başladı.MANTAR SEVGİSİNİ KOMPOST ÜRETİME DÖNÜŞTÜRDÜ2 ayda yaklaşık 400 kilogram mantar hasadı yapan Uncu 50 Kilogram kompost üretim ile başladığı mantar sevgisinin çevresinin de talebi ile 150 kilo kompost üretime dönüştüğünü aktardı.50 yaşında mantar yetiştiriciliğini araştırmaya başladığını ancak arkadaşlarının "zarar edersin hiç bulaşma" dediğini anlatan Uncu, ancak mantar üreterek kendi işinin başına geçtiğini söyledi.

hbrlr1.com/ctcfitlykckckl
Döküm
00:00On yıldan beri devam ediyoruz yani. Hanım devam ediyor. Ben
00:03anlamam. Ben sadece tedariğini yaparım. Bu da yetiştirir.
00:07Verir konuya komşuya yemek için yaptık bunu ilk etapta yani.
00:10Ondan sonra komşular isteyince işi artırdık. Yüz elli paket
00:15getirdim bu sene. Konya'dan geliyor bu. Bütün evrakları
00:19Konyalılara ait yani. Fabrikaya ait. Fabrikasyon yani. Fakat
00:23burada şey yaparak yetişiyor. Halime oyuncu. Halime teyze.
00:27Efendim. Kaç yaşındasın? Ben altmış üç yaşındayım. Emekli
00:32olduk. Buraya da geldik. Evimizin yeri de biraz ıssız.
00:35Boş durmayalım. Bir kendimize kültür mantarında biz mantar
00:39seven bir aileyiz. Yapak yiyelim dedik. Sonra da yapınca
00:44komşular da alıştı. Sonra sonra işte biraz biraz artırdık
00:49böyle. Şimdi yüz elli tane falan yapıyoruz. Çok da değil yani.
00:53Mesela her şeyde üç yüz ellik falan yapıyoruz. Ayda. Mesela
00:59zaten bu iki ayda yetişiyor. Alıyorsun getiriyorsun bir ay
01:02boş geçiyor. Bir ayda mantarlı zamanı iki ay diyelim. Peki.
01:07Çok güzel böyle severek yani severek yapıyorum. Işçi de hiç
01:11tutmuyorum. Kendim yapıyorum. Hiç. Aileden de birisine
01:15elletmiyorum. Kendim yapıyorum. Kimse benden başka kimse
01:18toplamasına şeyine karışmaz. Evladın gibi. Evet böyle işte
01:22bir evde hani bir hayvan beslersin, bir şey beslersin,
01:25onu önem verirsin öyle. Gece gelir bakarım. Gündüz mesela
01:29sulamak zamanını ayarlarım. Zor mu peki bunun bakımı? Ya
01:32bakımı seversen kolay. Ama öyle üşenirsen çok. Başlandı. Ilk
01:38baş bir sene biz atlattık. Bir zıraatçı bir akrabamız vardı.
01:42Ona biz sorduk. Dedik biz bunu yapsak yapabilir miyiz? Ya
01:45dedi çok zarar edersiniz yapman. Yani on torba alalım bari.
01:49Yapak. Yok dedi çok yani hiç uğraşmayın. Ertesi sene bir
01:54sene atladık. Seneye dedik biz bunu kafaya koyduk yapalım.
01:57Elli torba getirttirdik. Elli torba ile başladık. Sonra işte
02:02baktık oldu. Çok güzel oldu ama ilk o zaman. Şimdikinden daha
02:06güzeldi. Bir şey yapmadan önce. Evet. Ev hanımıydım. Dört tane
02:09çocuğum var. Onları büyüttüm ancak. Onları okula, askere
02:12filan derken bir boşluk oldu arada. Bu arada dedik boşup
02:16durmayalım. Elli yaşındaydım. Altmış üç yaşındayım. Peki
02:21neler hissediyorsun? Bunu başardın, hasret ediyorsun. Çok
02:24güzel. Bunu ben severek şey böyle yani olmayanlara da
02:27veriyorum. Hani hepsi para değil. Ben hediye vermeyi,
02:31hediye almayı seven bir insanım. Yani olmayan
02:35akrabalarıma, komşularıma alamayanlara en azından
02:39herkese bir elimde bir hediyelik bir şey olarak
02:43görüyorum ben bunu. Ya sadece satıp da çok da bir
02:46kar etmiyoruz zaten. Ben hani temin ediyorum bu bakımını
02:51filan yapıyor. Dağıtım işini yapıyoruz. Ücretlerini ben
02:55ödüyorum. Satışını bu yapıyor. Başka bir şey yok. Emekli
02:58olduktan sonra. Emekli olduktan sonra yaptık. Abla evi
03:01yaptıktan sonra buraya bu olay başladı yani. Patron mu oluyor?
03:07Patron için talimat verir ben de yaparım. Peki. Mahalleden
03:11her yerden sipariş alıyoruz. Adliyeye mesela haftalık otuz
03:15kırk kilo veriyorum. Da makarnacılar alıyor. Kadirli'den
03:21gelip götürüyorlar. Otuz otuz beş kilo. Ha mesela şimdi burada
03:25yirmi kilo mantar çıkar. Şimdi kesti avrat gelir bir götürür
03:29yani. Çok olmaz. Kesmesi lazım. Hem hediyelik hem hobi. He.
03:34Hem hobi hobi. Hem de ana parayı kurtarıyor yani. Verdiğim
03:38yirmi iki milyarı kurtarıyor. Mantar satışı. He öyle. Onu
03:41yüz liraya veriyorum ben. Pazarda da yüz altmış lira. Ben
03:45konu komşu yesin diye yüz liraya veriyorum yani.
03:47Üretici olarak ne zarar edeyim ne fazla kar edeyim. En
03:51seviyede kalsın yani. Piyasa yükselmesin. Herkes faydalansın.
03:56O gayeyle yapıyoruz yani bu işi. Bir de şu biz işçi
04:00tutmayınca maliyeti biraz az olabiliyor bize. Işçi tutanlar
04:04için tabii ki işçinin yöntemiz olmuş bir milyon. Yani beş tane
04:07işçi çalışsın zaten senin elli kilo mantarın gitti. Yetmiş beş
04:12metrekare kardeş. Yetmiş beş metrekare de. Aylık ne kadar
04:16asfalt ediyoruz? Aylık. Iki ayda. Iki ayda. Üç yüz önce.
04:22Üç dört yüz kilo yaparız yani. Şimdi oradan geldi. Hazırda
04:26akşur babası yani. Böyle koparıyorsun bak seni şey. Çok
04:31hassas dediniz. Evet hassas. Ha böyle hani kalabalık diyorlar
04:36ki mesela bu bizim Bodrum'da olur. Bir şeyde. Böyle bu
04:41kuvvetli, küflü, tozlu yerlerde falan olmuyor. Yani en ufak
04:47bir leke bulamazsın. Bizimki lezzetli olması az böyle havası
04:53temiz. Ha şurada var bakın. Hiç kullanmıyoruz yani. Organik
04:57ilaçsız. Kesinlikle ilaç kullanmıyoruz. Ilaç kullanırsa
05:00büyür ama beş kuruş etmez kardeşim.

Önerilen