CHP’nin ekonomi politikalarını anlatmak amacıyla başlatılan ekonomi turu kapsamında Burdur’da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, "TÜRK-İŞ’in Kasım ayına ilişkin açıklamış olduğu veri ciddi şüpheleri içinde barındırıyor. TÜRK-İŞ raporlarında açlık sınırının belirlenmesinde kullanılan verinin, Kasım ayında gıda fiyatlarının binde altı oranında artmış olmasına ilişkin tespitlerinin izaha muhtaç olduğunu buradan ifade etmek isterim. Bizim bu konuda şüphelerimiz var" ifadesini kullandı.
Haber: Ogün AKKAYA Kamera: Tunahan GÜLER
(BURDUR) - CHP'nin ekonomi politikalarını anlatmak amacıyla başlatılan ekonomi turu kapsamında Burdur'da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, "TÜRK-İŞ'in Kasım ayına ilişkin açıklamış olduğu veri ciddi şüpheleri içinde barındırıyor.
hbrlr1.com/ctcfladbkckckl
Haber: Ogün AKKAYA Kamera: Tunahan GÜLER
(BURDUR) - CHP'nin ekonomi politikalarını anlatmak amacıyla başlatılan ekonomi turu kapsamında Burdur'da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, "TÜRK-İŞ'in Kasım ayına ilişkin açıklamış olduğu veri ciddi şüpheleri içinde barındırıyor.
hbrlr1.com/ctcfladbkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sevgili Burdurlular, değerli
00:06basın mensupları bugün burada sizlerle birlikte olmaktan büyük
00:10memnuniyet duyuyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi ekonomi
00:14takımı olarak yurdun her bölgesini karış karış dolaşıp
00:18sorunları yerinde tespit edip bunlara yönelik çözüm
00:21önerilerimizi paylaşıyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız
00:24toplantıların çok verimli geçtiğini ifade etmek isterim.
00:27Bugün öğleden önce Burdur Sanayi ve Ticaret Odası'nda
00:30Burdur ekonomisinde önemli yer işgal eden tarım sektöründen,
00:35sanayiden, ticaretten eee faaliyet gösteren alanlarında
00:40faaliyet gösteren iş insanlarımızla bir araya
00:43geldik. Çok verimli bir toplantı oldu. Yaptığımız
00:46toplantı sırasında fark ettik ki aslında Türkiye'de bir tarım
00:50politikasının olmamış olması Burdur gibi tarım ve
00:54hayvancılığın önemli olduğu bir bölgede hem çiftçiler
00:58açısından çok ciddi sorunların ortaya çıkmasına hem de tarımsal
01:02üretimin sürdürülebilir olmasının önünde önemli bir
01:06engel teşkil ettiğini görüyoruz. Vatandaşlarımız
01:09bilecektir. Içinde bulunduğumuz bu bölge göller bölgesi olarak
01:13bilinir. Fakat uygulanan yanlış tarım politikası sebebiyle suya
01:18yüksek ihtiyaç duyan ürünlerin üretilmeye çalıştırılması bunun
01:22için yeraltı su kaynaklarına ciddi şekilde kullanılıyor
01:26olması bu bölgede göllerin kuruması gibi bir sonucu
01:31ortaya çıkarmıştır. Eğer bu trend böyle devam ederse bir
01:35süre sonra Türkiye'de özellikle bu bölgede ne tarımsal üretim
01:39yapılabilir ne de hayvancılık konusunda şu anda var olan yapı
01:43korunabilir. Dolayısıyla Türkiye'nin kapsamlı bir tarım
01:47politikasına ihtiyaç olduğunu bir kez daha burada yaptığımız
01:51ziyaretlerde tespit etmiş durumdayız. Biz iktidara
01:54geldiğimiz zaman çok kapsamlı, dört başı mağmur bir tarım
01:58politikasını da hayata geçireceğiz. Sadece çiftçiye
02:01destekle sınırlı olmayacak, lojistik, çevre, iklim
02:06koşulları, enerji maliyetleri gibi tüm unsurlar da içinde
02:09barındıran bir politikayla vatandaşlarımızı hem ucuz
02:14maliyette, düşük maliyette gıdaya erişimine imkan
02:17vereceğiz. Hem de çiftçilerimizin para
02:19kazanmasını sağlayacak bir tarım politikasını hayata
02:22geçireceğiz. Tabii tarımda bu sorunların yaşanıyor olmasının
02:26biz günlük hayatta da karşılığını görüyoruz. Içinde
02:30bulunduğumuz dönemde fiyatlardaki değişime baktığımız
02:33zaman tarım politikasının beklenen sonucu vermediğini
02:37vatandaşımızın çok yüksek maliyette gıdaya erişmek
02:41zorunda kaldığını da bize net bir biçimde gösteriyor. Merkez
02:45Bankası en son açıklanan Kasım ayı enflasyonla ilişkin
02:48raporunu paylaştığında Türkiye'de enflasyonun yatay
02:54seyrettiğinden bahsediyor. Enflasyon ana eğiliminde bir
02:58değişim olmadığını söylüyor. Böyle baktığımız zaman aslında
03:03enflasyonla mücadele programının da başarılı
03:07olmadığını Merkez Bankası'nın itiraf ettiğini görüyoruz.
03:10Normalde bize vaat edilen bu dönemlerde enflasyonun belirgin
03:15bir biçimde aşağıya geleceğiydi. Bir taraftan
03:18vatandaşın harcama kabiliyetini sınırlamak için
03:20ücretler basklanırken emekli aylıkları düşük tutulurken faiz
03:25oranları yüksek seyrederken enflasyonun bütün bu zorluklara
03:30rağmen yüksek seyrediyor olması uygulanan politikanın
03:34başarısızlığında bir göstergesi. Fakat ben buradan
03:37Merkez Bankası yetkililerine şunu da ifade etmek isterim.
03:40Sizin yatay bulduğunuz enflasyon aslında vatandaşın
03:45maruz kaldığı dikey şekilde hareket eden enflasyonla
03:49örtüşmüyor. TÜİK'in açıkladığı veride Kasım ayında gıda
03:54fiyatlarının yüzde beş nokta bir oranında artmış olması,
03:58sebze fiyatlarının aylık olarak yüzde otuz artmış olması
04:03enflasyonun yatay seyrettiğini değil. Vatandaşın maruz kaldığı
04:07gerçek enflasyonun çok şiddetli bir biçimde yüksek seyrettiğinin
04:11göstergesidir. Bir taraftan resmi verilere göre bile
04:15tarımsal ürünlerin gıda fiyatlarının yüksek seyrettiği
04:19ortaya konulurken diğer taraftan Türkiye'de açlık
04:23sınırı verisine hesaplayan Türk İş'in Kasım ayına ilişkin
04:27açıklamış olduğu veride ciddi şüpheleri içinde
04:30barındırıyor. Türk İş'in açıklamış olduğu açlık sınırı
04:34verisinde kullanılan mutfak enflasyonu olarak
04:37tanımladıkları TÜİK'in raporlarında ya da enflasyon
04:41verilerinde gıda fiyat olarak izah edilen verinin Türk İş
04:46raporlarında açlık sınırının belirlenmesinde kullanılan
04:51verinin Kasım ayında gıda fiyatlarının binde altı
04:56oranında artmış olmasına ilişkin tespitlerinin izaha
05:01muhtaç olduğunu buradan ifade etmek isterim. TÜİK'in aylık
05:07yüzde beş nokta bir dediği gıda fiyatları, sebze fiyatları
05:11yüzde otuza yakın arttığını söyleyen TÜİK verisi açık bir
05:15biçimde ortada dururken Türk İş'in aylık gıda enflasyonunu
05:20binde altı oranda bulmuş olması gerçekten kamuoyuyla
05:25paylaşılması, izah edilmesi gereken bir durumdu. Bizim bu
05:29konuda şüphelerimiz var. Biliyorsunuz Aralık ayı asgari
05:32ücret görüşmelerinin başladığı bir dönem. Asgari ücret
05:35görüşmelerinde referans olarak alınan en sık atıfta bulunan
05:39göstergelerden bir tanesi de TÜRKİŞ taraftan açıklanan
05:43açlık sınırı verisidir. Biz vatandaşlarımızın çalışırken
05:48elde ettiği asgari ücretle geçinemediklerini geçinemenin
05:52ötesinde temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıklarını
05:56beslenme ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını bu
05:58verilere bakarak ortaya koyuyoruz. Fakat TÜRKİŞ'in
06:02açıkladığı bu verinin Kasım ayı gıda enflasyonunun binde altı
06:06gibi düşük bir oranla çıkması yine aynı dönemde TÜİK'in yüzde
06:11beş nokta on gıda enflasyonu yüzde otuz da sebze enflasyonunu
06:15açıklamış olması TÜİK verileri hakkındaki şüpheleri
06:19güçlendiriyor. Biz buradan şu çağrıda bulunuyoruz. Asgari
06:24ücret görüşmeleri yapılırken bizim referans olarak verdiğimiz
06:29tutarlara bakılmasında yarar var. Biz Cumhuriyet Halk
06:32Partisi olarak iki bin yirmi beş yılında asgari ücretin otuz
06:35bin lira olması gerektiğini bir zorunluluk olarak ifade
06:39ediyoruz. Bu hafta açıklanan gıda fiyatlarındaki bu yüksek
06:44artışa baktığımız zaman kira fiyatlarındaki yüksek artışa
06:48baktığımız zaman enerji maliyetlerindeki artışa
06:51baktığımız zaman bizim geçen ay talep ettiğimiz otuz bin lira
06:55asgari ücretin ne kadar haklı bir rakam olduğu çok net bir
07:01biçimde görülüyor. Biz bu konudaki ısrarımızı
07:03sürdürüyoruz. Asgari ücretin otuz bin liranın altında olması
07:07kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü bu ücreti elde edenlerin
07:11maruz kaldığı gerçek enflasyon oldukça yüksektir. Vatandaşın
07:16bu yüksek enflasyon karşısında da korunmasının bir
07:19zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Değerli basın
07:24mensupları biliyorsunuz iktidar vatandaşın omuzlarına çok
07:28farklı vergiler yüklüyor. Pek çoğunuz yüksek vergiler
07:31altında eziliyorsunuz. Dolaylı vergilerin toplam vergi
07:35gelirleri içerisindeki payının ne kadar yüksek olduğunu
07:38biliyoruz. Toplam vergi gelirinin yaklaşık üçte ikisi,
07:41yüzde altmış beşi sizlerin ödediği KDV, ÖTV vesaire gibi
07:46dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Biz bunun
07:49hakkaniyetli bir vergi olmadığını düşünüyoruz. Bunu
07:53da sürekli ifade ediyoruz. Iktidara geldiğimizde dolaylı
07:56vergilerin toplam vergi gelir içerisindeki payını OECD
08:00ortalaması olan yüzde otuz beşlere indireceğimizi
08:03şimdiden bir kez daha ifade etmek ihtiyacını duyuyoruz.
08:07Fakat biz bir taraftan vatandaşın omuzlarındaki vergi
08:11bu kadar yüksek derken diğer taraftan iktidarın yeni
08:14vergilerle kamuoyunun karşısına çıktığını görüyoruz. Bugün
08:18öğrendik ki iş yerleri kendi iş yerlerinin adresini haritada
08:24işaretleyerek internette paylaşırsa bunun için harita
08:28vergisi ödemek zorunda kalacakmış. Tutarda bin yedi
08:32yüz elli lira olarak belirlenmiş. Hepimizin cebinde
08:35bulunan akıllı telefonlarda var olan haritaların kullanılıyor
08:39olmasının neredeyse vergiye tabi tutulacak hale gelmesi
08:43içinde bulunduğumuz dönemde iktidarın uyguladığı vergi
08:47politikasının aslında iflas etmiş olduğunda bir
08:50göstergesidir. Biz iktidara buradan şu çağda bir kez daha
08:53bulunalım. Asıl vergilendirilmesi gereken iş
08:58yerinin adresini navigasyon cihazında kolay bulsun diye
09:03işaretleyen küçük esnaf değildir. Asıl
09:06vergilendirilmesi gereken bugün Türkiye'de yüksek miktarda
09:10gelir elde edip fakat bunun karşılığında yeterli vergi
09:14ödemeyenlerdir. Biz verginin artık tabanda fazlasıyla
09:19bulunduğunu düşünüyoruz. Verginin tavana yayılmasının
09:23vakti gelmiştir. Çok kazanandan çok almak sadece bir
09:27ekonomik tercih değildir. Aynı zamanda sosyal adalet açısından
09:31da bir zorunluluktur. Iktidara geldiğimiz konu zaman bu
09:35konularda gerekli bütün adımları atacağımızı ifade
09:38etmek isterim. Teşekkür ederim, saygılar sunuyorum
09:41efendim.
09:46Evet sorusu olan arkadaşlarımız varsa onlara da iyi anıt
09:51verebiliriz.
09:54Sabah bir toplantı nasıl geçti acaba? Çok verimli