Artvin'in Hopa ilçesinde Ali Rıza Özgenç, doğada bulduğu atıl ağaç parçalarını sanata dönüştürüyor. Tüketim toplumuna dikkat çeken Özgenç, doğanın sunduğu malzemelerle daha sürdürülebilir bir yaşam tarzını savunuyor.
Haber: Uğur İstanbullu
(ARTVİN) - Artvin'in Hopa ilçesinde yaşayan Ali Rıza Özgenç, doğada atıl halde bulduğu ağaç parçalarını atölyesinde sanat eserine dönüştürüyor. Özgenç, "Doğanın bize sunduğu malzemeleri kullanarak, bu atıl objeleri tekrar değerlendiriyoruz. Her geçen gün dünyayı tüketiyoruz. Tüketim yerine, üretimi düşünmeliyiz" dedi.
Artvin'in Hopa ilçesinde yaşayan Ali Rıza Özgenç, atıl durumdaki ağaçları ve ahşapları değerlendirerek atölyesinde sanat eserlerine dönüştürüyor. Ağaçların doğallığını bozmadan, onları estetik bir şekilde tasarımlarına dahil ettiğini belirten Özgenç, şunları kaydetti:
"Emekli olduktan sonra bu işlere daha fazla yoğunlaştım.
hbrlr1.com/ctadidbdkckckl
Haber: Uğur İstanbullu
(ARTVİN) - Artvin'in Hopa ilçesinde yaşayan Ali Rıza Özgenç, doğada atıl halde bulduğu ağaç parçalarını atölyesinde sanat eserine dönüştürüyor. Özgenç, "Doğanın bize sunduğu malzemeleri kullanarak, bu atıl objeleri tekrar değerlendiriyoruz. Her geçen gün dünyayı tüketiyoruz. Tüketim yerine, üretimi düşünmeliyiz" dedi.
Artvin'in Hopa ilçesinde yaşayan Ali Rıza Özgenç, atıl durumdaki ağaçları ve ahşapları değerlendirerek atölyesinde sanat eserlerine dönüştürüyor. Ağaçların doğallığını bozmadan, onları estetik bir şekilde tasarımlarına dahil ettiğini belirten Özgenç, şunları kaydetti:
"Emekli olduktan sonra bu işlere daha fazla yoğunlaştım.
hbrlr1.com/ctadidbdkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Öğretmenimin adı Rıza Özgenç, emekli oldum.
00:20Emekli olduktan sonra işte artık bu işlere biraz daha yoğunluk vermeye başladım.
00:25Yani klasik bir neyim vardır, çocukluktan böyle denir ya, bir biçimde öyle.
00:32Şimdi burada kullandığımız ahşaplar en genci 40 yaşında.
00:39Yani burada atıl durumdaki ağaçları, ahşapları değerlendiriyor.
00:44Yani bu çürümeye yüz tutmuş ahşaplar, şu gördüğünüz şunlar, yani yaşını ben bilemiyorum.
00:52Tahmin edeyim, yani bir yüz elli diyebilirim.
00:55Çok eski evlerden aldığımız parçalar bunlar.
00:58Bunları değerlendiriyorum.
01:01Çünkü şöyle bir şey, elektrikte faydalar günümüzde zaten oturmuş durumda.
01:07Yani tüketim bir toplumundayız.
01:09Tükettikçe de dünyayı tüketiyoruz yani bir biçimde.
01:15Biraz da bu işlerin görenlere bu konuyu daha çok şey yapıyor.
01:20Atıyor yani çevre, doğa.
01:22Mesela bu çok ilimkili, bizim Popeye'de de ilimkili, Arthur'da da ilimkili.
01:28Şöyle altın durumdaki tüm malzemeleri böyle iki yüz yıl daha yaşayabilecek duruma getiriyorum.
01:40Hem görsellik açısından hem de tüketim değil, tam tersine üretim düşünerek.
01:50Yani eğer burada biraz şeyim olursa, katkım olursa, bu işlere gönül verdirenlerden olabilir.
01:58Hatta bundan mutluluk diyelim.
02:01Ve olması gereken şey de bu zaten.
02:04Ağaç kıyımlarının olduğu dönemlerde, burada artık bile, Hızar atölyelerinden gidip de aldıklarım parçalar var.
02:13O kadar güzel ojeler bırakıyor ki, evinizin bir köşesinde bırakıp koyabilirsiniz.
02:22Yani mesela şu yerde olanlar, bazı parçalar var.
02:26Bu parçalar görenler hale getiriyor.
02:30Yani sanki atmıyor.
02:32Özellikle yapılmış gibi.
02:34Ama değil, tamamen doğanın kendi içinden aldığımız ojeler.
02:42Şey, İmamoğlu'nun belli oluyor mu bilmiyorum ama İmamoğlu'nun şu şeyi çok popüler oldu.
02:52Bunun dışında, bu resimde, bir şanap kadehinin içerisinde bir kadının hasbı etmeye çalıştık.
03:04Şunlar da, mesela şu ağaçla kendi desenleri, bunları hiç bozmadan birleştirilerek şöyle bir şey düşündük.
03:16Yani kendimden, bana göre çok hoş bir şey çıktı duvarlar.
03:23Yani bunlar mesela şu, artımda kesilen ağaçlardan kopardığım parçalar, aldığım parçalar.
03:35İşte doğamızın bize verdiği çok güzel ojeler.
03:40Yani bunu bir ressam çizeyim deyse çizmesi mümkün değil.
03:45Bunu evinizin bir köşesine koyup da bundan haz alabilirsiniz.
03:50Çünkü yine de var, hiçbir şey altın değil.
03:53Hiçbir şey altın değil.
03:55Hepsi değerlerinden dolayı.
03:58Peki bunlar ne mesela?
04:12Bunlar bizim çerçevemizi, bir parçaları.
04:19Ondan sonra montaj yapıyoruz biz bunları.
04:28Ondan sonra kesip üzerine yapıştırıyoruz.
04:35Şöyle söyleyeyim, ben bu çizimi yapıyorum.
04:38Çizimi yaptıktan sonra bunları numaralandırıyorum.
04:43Daha sonra o ahşapların üzerine çizimini yapıp, deko banka kesip,
04:51ondan sonra bunların birbirlerine şunları, kestiğim parçalarını sevdirerek, birleştirerek gidiyoruz.
04:59Mesela şu.
05:00Yaklaşık iki buçuk ay, üç ay oldu.
05:01Şu.
05:02Evet.
05:03Artık ikisinden birine bir karar vereceğim.
05:06Hangisini yapabilirsem onu yapmaya çalışacağım.
05:09Kullandığım ahşapların çok eski olması, dağlardaki o ağaçların kesilmemesine dair bir şeydir.
05:19Mesaj olsun.
05:21Ağaç kıyımı demek, temiz hava almamızı önlemeye dairdir.
05:28İşte bu self-alert felaketlerin yaşanması demektir.
05:32Yaşam alanlarımızın daraltılması anlamına gelmektedir.
05:37Yani ihtiyacımızın ötesinde bir sistem, öyle bir gelişim içerisinde.
05:44Yani biraz daha mütevazi yaşam olmayı bilmemiz lazım.
05:48Mütevazi yaşamamız gerekiyor.
05:50Tekin toplumundan çıkmamız gerekiyor.