• geçen yıl
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde; iktidarın mülteci politikasını eleştirerek "Türkiye iktidar eliyle demografik bir işgale maruz kalmıştır. Bununla ilgili bizim gördüğümüz kadarıyla hiçbir şekilde bir politika yok. Bu varoluşsal bir tehdit. Türkiye'nin demografisi hızlı bir şekilde bu meseleyle ilgili olarak değişiyor. Bu tehdidi görmek gerekir. Maalesef hükümette öyle bir bilincin olmadığını biz görüyoruz" dedi.
(TBMM) - İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde; iktidarın mülteci politikasını eleştirerek "Türkiye iktidar eliyle demografik bir işgale maruz kalmıştır. Bununla ilgili bizim gördüğümüz kadarıyla hiçbir şekilde bir politika yok. Bu varoluşsal bir tehdit. Türkiye'nin demografisi hızlı bir şekilde bu meseleyle ilgili olarak değişiyor. Bu tehdidi görmek gerekir.

hbrlr1.com/ctaytlyakckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tabii İçişleri
00:03Bakanlığı bütçesi olunca ilk önce kısa da olsa bir ııı bu
00:06sığınmacı meselesi Türkiye'nin başını çok ağrıtacak, önümüzdeki
00:10dönemde daha da fazla ağrıtacak bir sığınmacı meselesiyle
00:12başlamak istiyorum. Şunu hep bir şekilde söylememiz
00:14gerekiyor. Maalesef Türkiye iktidar eliyle demokratik bir
00:18işgale maruz kalmıştır. Ve bununla ilgili bizim gördüğümüz
00:22kadarıyla hiçbir şekilde bir politika yok. Yani bunların
00:26özellikle ülkelerine sağ salim, huzur içerisinde, barış
00:29içerisinde geri gönderilmesine ilişkin hiçbir programın
00:32olmadığını, politikanın olmadığını görüyoruz. Ama ben
00:34yine de buradan hemen son bölümüne geçmeden sayın bakana
00:37bu konuyu ne yapacaksınız? Programınız nedir? Bunu ne
00:40kadar önemsiyorsunuz bu sığınmacı meselesini? Onu
00:43sormak istiyorum. Şimdi bu hakikaten biz bu meseleyi şöyle
00:47görüyoruz. Bu varoluşsal bir tehdit. Yani Türkiye'nin
00:50demokrasisi hızlı bir şekilde bu meseleyle ilgili olarak
00:53değişiyor. Bu tehdidi görmek gerekir. Maalesef ama
00:56hükümette öyle bir bilincin olmadığını üzülerek biz
00:59görüyoruz. Biliyorsunuz İYİ Parti olarak bizim milli göç
01:02doktrini diye bu konuyla ilgili çalışmamız var. Yani bu planlı
01:06geri dönüşün nasıl olması gerektiğine ilişkin eee
01:09çalışmamız var. Umarım o çalışmadan iktidar faydalanır
01:13diye ummak istiyoruz. Tabii hemen bununla yakından da
01:16alakalı olan bir vatandaşlık meselesi var. Nasıl oluyor şimdi
01:19bir bu konut alınması veya bireysel emeklilik yoluyla
01:22vatandaşlık elde ediyor yabancılar. Son yedi yılda
01:25yabancılara üç yüz on bin civarında konut satışı olmuş.
01:28Bu konut satışlarında en az yarısının vatandaşlık
01:30karşılığında olduğu istatistikler ortaya koyuyor. Bu
01:33şekilde bakınca beş yüz bin kişi yaklaşık Türkiye'ye para
01:36getirme konut yoluyla veya bireysel emeklilik yoluyla beş
01:39yüz bin kişinin Türk vatandaşlığına geçtiği
01:41anlaşılıyor. Bu anayasal da değil, hukuki de değil. Türk
01:45vatandaşlığı kanunu ikinci maddesi istisnai durumları
01:48vatandaşlığının verileceği istisnai durumları düzenliyor.
01:51Siz bunu bir yönetmeye Cumhurbaşkanı kararnamesiyle
01:53çıkan bir yönetmeliğe istinaden yatıyorsunuz ama bu
01:55yönetmelik kanunun üzerinde olması mümkün değil. Anayasada
01:58vatandaşlığın kazanması ilişkin şartlar kanunla
02:00düzenlenmesini emrediyor. Dolayısıyla böyle bir yasal
02:03hukuki problem var. Biz İYİ Parti olarak bunun iptali için
02:06biliyorsunuz Danıştay'a dava açmış durumdayız. Umarım hukuk
02:10çalışır da bu vatandaşlıklar iptal edilir. Diğer bir husus
02:13yine vatandaşlık konusunda bu Suriyeli sığınmacılara verilen
02:16vatandaşlık yine İçişleri Bakanı'nın açıklamalarına göre
02:19öyle anlaşılıyor ki iki yüz otuz sekiz bin Suriyeli
02:22sığınmacıya Türk vatandaşlığı verilmiş. Burası da
02:25anlaşılabilir değil. Bir, bir defa mal edinimi yoluyla veya
02:29işte az önceki söylediğimiz döviz getirme yoluyla
02:31Suriyelilere vatandaşlık verilemeyeceği bin dokuz yüz
02:34yirmi yedi yılında çıkan bin altmış iki şehri olarak çıkan
02:37ve halen yürüklü olan kanuna aykırı. Yani bu kanun Hatay
02:41hassasiyeti yüzünden Hatay meselesi sebebiyle Suriye
02:44yabancılara mülk edilmek suretiyle vatandaşlık
02:46verilmesini imkansız hale getiriyor. O zaman sormak
02:50lazım. Yani Suriyelilere bu vatandaşlığı nasıl veriyorsunuz?
02:52Neye göre veriyorsunuz? Yirmi iki Ekim iki bin on dört
02:55tarihli geçici koruma yönetmeninin yirmi beşinci
02:57maddesi de aynen şunu ifade ediyor. Geçici koruma süresi
03:00ikamet izni toplamından sayılmaz ve sahibine Türk
03:03vatandaşına başvuru hakkı sağlamaz. Eee şimdi ya buraya
03:07göre de alınıyor. Dolayısıyla bu iki yüz otuz sekiz bin kişi
03:10belki de daha da arttı bilemiyoruz. Bunlara bu
03:13vatandaşın nasıl verdiği konusunu açık ve net bir şekilde
03:16Sayın Bakan'a sormak istiyorum. Eee Türkiye'yi bir kupon
03:19arazi, Türk vatandaşlığında bunu bir eşantiyon olarak
03:21görmemek lazım. Türk vatandaşı her türlü maddi değerinin
03:24üzerinde bir değerdir. Bunu net bir şekilde görmemiz lazım.
03:28Mesela ben bu bireysel emeklilikle ilgili olarak
03:30Sayın Bakan size bir soru önergesi göndermiştim. Sormuşum.
03:32Kaç kişiye verildi, ne kadar gelir elde edildi, nedir, ne
03:35değildir diye. Rakamlarını soruyorum. Siz bana diyorsunuz
03:38ki filanca yönetmeni filanca bendine göre bu işler yürütülüyor
03:41diyorsunuz. Bunu bizim meclis başkanlığı da eee bu soru
03:44önergesine cevap verildi diye kabul ediyor. Ya cevap filan
03:47yok. Ya bunlar niye gizleniyor? Burada daha şefik
03:50olmak lazım. Madem bu vatandaşlık veriliyor. Yasak
03:52hukuki değilse niye veriyorsunuz? Utanılacak bir
03:55şeyse niye veriyorsunuz? Veriyorsanız utanmıyorsanız
03:58veya hukuki olduğuna inanıyorsanız niye rakamını
04:00söylemiyorsunuz değil mi? Bir de yani Türkiye Büyük Millet
04:03Meclisi'nden bir soru önergesi de size soruluyor. Hani sıradan
04:06sokakta filan da sormuş bir sormuş bir mesele değil. Şimdi
04:09biz bunları geri göndermesi lazım, planlı bir geri dönüş
04:13olması lazım filan derken siz Suriyelilerin Türkiye'de
04:17artık iyice sabitlenmesi için bir takım girişimlerde
04:20bulunuyorsunuz. Neden bahsediyorum? Bakın şu Dünya
04:23Bankası'nın resmi dökümanı. İngiliz Hizmet'in Türkiye'yle
04:28bir anlaşma, bir kredi anlaşması bu. Şimdi tabii çok
04:31uzun olduğu için sadece bir iki tane maddesiyle bahsetmek
04:34istiyorum. Bunlardan bir tanesi mesela indikatör altı bir diyor.
04:38Bir kısım hizmetlerin yani hıfzı sıhhayla ilgili diyelim
04:42hizmetlerin sığınmacılara verilmesi konusu. Işte burada
04:45hedefte iki yüz otuz altı bir tane sığınmacıya bu tür hizmetin
04:48verilmesi sağlanacak. Şart ne? Ya bir para alacağız. Kredi
04:52anlaşması yapıyoruz. Şartlardan bir tanesi bu arkadaşlar. Yani
04:55hani geri gönderelim edelim filan değil. Tam tersine yani bu
04:59Suriyelilere ne tür bir hizmet verileceğine ilişkin. Diğeri bir
05:02tanesi iş yaratma ile ilgili bir indikatör var. Indikatör
05:06dört üç. Burada da diyor ki kayıtlı iş yaratılması meselesi
05:09diyor. Ondan sonra bunun da yaratılacak işin de diyor yüzde
05:13ellisinin sığınmacılardan olması şartı var. Yani Türk
05:17vatandaşları bu memlekette iş bulamıyor. Geniş tanımlı on
05:20nokta altı milyon işsizimiz var. Bu Suriyelileri göndermemiz
05:23lazım artık ülkelerine filan derken Türkiye'nin demografisi
05:26değişiyor. Anadolu Tüksüzleşiyor derken biz siz
05:30bunları buralarda iş bulalım. Bunlara daha fazla hizmeti nasıl
05:33götürürüz? Nasıl kalıcı yaparız diye anlaşma yapıyorsunuz. Ya
05:37Türkiye'nin bağımsızlığını gölgeliyor şu anlaşma. Sayın
05:40istirham ediyorum şu anlaşmayı bir inceleyin. Muhtemelen
05:43bilginiz vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanı
05:45olduğunuza göre. Dolayısıyla yani bakın tabii Türkiye'yi
05:49kötü yöneteceksiniz. Türkiye'yi yetmiş senede muhtaç hale
05:52getireceksiniz. Borç artacak. Ondan sonra Dünya Bankası'ndan
05:55alınacak kredilerin ağır şartları içerisinde de işte
05:58sığınmacılara şu kadar iş verilmesi, şu kadar hizmet
06:01götürülmesi şartların altına imza atacaksınız. Bunlar
06:04kabul edilebilir bir şey değil. Bakın yani bu iktidarlar şunlar
06:07geçici. Bu toprak bu vatan bizim vatanımız. Bu vatan
06:10hepimizin vatanı. Yani burada bu vatanı tehdit edecek, bu
06:14vatanın demokrasisini bu kadar kötü bir şekilde değiştirecek
06:18bir meselede kayıtsız kalmanızı bir politika üretmenizi anlamak
06:22mümkün değil. Şimdi bu trafik cezaları milletin canını çok
06:26yakıyor. Bu EDS uygulaması var. Malum işte oraya çok girmeyeceğim.
06:29Bu gelir paylaşımı var. Özel sektörle birlikte yapıyor. Özel
06:32sektör yapıyor. Devlet diyor işte ondan sonra cezalar
06:34kesiliyor falan filan. Burada tamamen yapılan iş bizim
06:38gördüğümüz şu. Tabii bugünün meselesi falan değil. Sayın
06:40Emniyet Genel Müdürü de yine hayırlı olsun diyelim ona da bu
06:42arada. Yani bu uzun süredir devam eden bir şey. Eee sistem.
06:46Yani devlet tuzak kuruyor. Şimdi ceza niye koyarsınız?
06:50Elbette olmasa da trafik güvenliği sağlamamız lazım
06:52çünkü çok fazla trafik kazası oluyor. Çok fazla insan hayatını
06:55kaybediyor, yaralanıyor veya maddi hasar oluyor. Yani bunlar
06:58emin olun, caydırmaktan ziyade insanların kurallara uymasını
07:01zorlamaktan ziyade nasıl ceza keseriz mantığına dönüşmüş.
07:05Biraz da belki özel sektörün içine girmesinden
07:07kaynaklandı. Yani mesela bunu nereye yaparsınız? Diyelim ki
07:10işte böyle çok kritik yerlerde okul önlerinde şurada burada
07:13olması gerekirken tam tersine insanların biraz daha hız
07:16yapabileceği, yolun geniş olduğu, yolun düz olduğu veya
07:19böyle biraz daha baş aşağı gittiği yerlere bunlar konuluyor.
07:21Insanlar ister istemez bir belli bir hız sınırına takılıyor ve
07:24bu cezaları yiyorlar. Yani bu bunu çok fazla ben
07:27anlayamıyorum. Bundan vazgeçelim. Ceza odaklı bir
07:30sistemden caydırıcılık odaklı bir sisteme geçilmesi gerekiyor.
07:34Elbette denetim olması lazım. Işte on beş nokta dokuz
07:37milyon iki bin yirmi dört yılı içerisinde sunumunuzda onu
07:39söylüyorsunuz. Denetim yaptık diyorsunuz. Ama bu denetimden
07:42sonrasında kesilen ceza. Gerek EDS'in yoluyla gerekse işte
07:45birebir radarlar veya diğer sistemler yoluyla kesilen
07:48cezaların temel mantığının elbette devlet gelir de
07:50EDS'in onu geri reddetmesini demiyor. Zaten ediyor. Ama temel
07:54mantığı insanların kurallara uymayan zorlamak olmalı.
07:56İnsanlara ceza kesmek, onları tuzağa düşürmek olmamalı. Şimdi
08:00iki bin yirmi üç rakamlar inceledim. Motorlu karı taşıt
08:03sayısı Türkiye'de yüzde sekiz buçuk artmış. Kaza sayısı da
08:06yüzde altı virgül altı artmış. Yani daha altında artmış. Biraz
08:10daha iyi denilebilir. Çünkü en azından bunun nedir? Işte hiçbir
08:13iş iş yapılmasa taşıt sayısı kadar kaza sayısının artması
08:16beklenir. Eee bir iyileşme yapılması da. Onun altında
08:19artmış ama ölümlü, yaralanmalı kaza sayısı yüzde on dokuz
08:23virgül iki artıyor. Bunu anlamak mümkün değil. Burada çok
08:25ciddi bir artış var. Yani ciddi kazalarda motorlu kara taşıt
08:29sayısının üzerinde ciddi bir artış var. Buna bakmak
08:32gerekiyor. Bunda bunu nasıl işte önleyebiliriz? Insanlarımızın
08:35canlı mal güvenini nasıl sağlayabiliriz? Ona bakmamız
08:37lazım. Iki bin yirmi dörtlü yılında rekor kuruyorsunuz bu
08:40tratik cezalarında. Şu ana kadar tahsilat otuz dört
08:43milyar lira ilk on ayda. Tahakkukunuz kırk sekiz buçuk
08:46milyar lira. Yüzde tahsilat açısından söylüyorum. Geçen
08:49ayın dönemine göre yüzde yüz altmışlık bir artış var. Bunu
08:53ben ayrıştırdım. Bir kısmı taşıt sayısı artıştan geliyor.
08:56Hatta söyleyeyim. Ama güzel bir şey var. Tahakkuk tahsilat
08:58oranları geçmiş yıllarda yüzde elli iki yüzde yetmişe
09:00çıkarmışsınız. Yani ceza kesilmiş ama yarısını ancak
09:03topluyormuşsunuz. Diğer yarısı alınmıyormuş. Rakamlar
09:05Maliye Bakanlığı rakamlarını gösteriyor. Bu yıl yüzde yetmişe
09:08çıkmış. O güzel bir performans. En azından kesilen cezanın
09:10elbette ki tahsil edilmesi lazım. Ama burada çok yüksek
09:13bir şey var. Yani bu da işte az önceki söylediğim durumu
09:16destekliyor. Yani ölümlü yaralanmalı cezası çok artıyor.
09:20Trafik cezalarımız da çok artıyor. Denetimler de artıyor.
09:22Ama bunlar caydırıcı değil. Bunlar dolayısıyla böyle hani
09:26parayı geliri daha fazla elde etme mantığıyla yapılmış işler
09:30gibi duruyor. Dolayısıyla buradaki sisteminizde bir
09:33gözden geçirmek gerekir diye düşünüyorum. Şimdi tabii
09:36polisimiz bizim canımız ciğerimiz güvenliğimizi asayi
09:39polisimiz jandarmamız sağlıyor. Bir defa çalışma şartlarında
09:42hakikaten çok ciddi sıkıntılar var. Bugün Necmettin Bey
09:44gündeme getirdi. Ciddi intihar olayları var. Son günlerde çok
09:47şükür pek gelmedi ama bunlar mesela daha önce ben mecliste de
09:50gündeme getirmiştim. Burada mesele nedir? Bir mobbing mi
09:53var? Yoksa sıkıntılar mı var? Maddi sıkıntı mıdır? Çalışma
09:56şartları mı? Psikolojiler mi? Dolayısıyla ciddi bir bence
09:58psikolojik desteğe ihtiyacı

Önerilen